Yeni Üyelik
26.
Bölüm

🔥D.26 Bulduk

@azamet_29_2

Selaaamm yeni bölüm geldi.
Başlamadan önce rica ediyorum.
Okuduğunuzu belli edin.
Hayalet okuyucu olmayın.
Emek vererek yazılan hikayeye giriyorsanız en azından yıldıza bir dokunun ha nedersiniz.
😉😉😉😉

*****************************
..Sen plânlarımın en önemli parçasısın.

Seyfi,odadaki yatağın üzerine oturdu.
Cebinden bir tabaka çıkararak içinden çıkardığı sigarayı ağzına götürdü. Yine cebinden çıkardığı altın kaplama çakmakla sigarasını yakarak derin bir nefes çekerek bacak bacak üstüne attı.
Karşısındaki tekli koltuğu göstererek,

"Otur." Dedi.

Alev, istemez diyince sinirlerine hakim olmaya çalışarak konuşmasına devam etti.

"Evet.
Babanı tanıyordum."
Dedi, sigaranın dumanını tavana doğru üfleyerek.

"Başaralı bir iş adamı, dürüst bir insandı."

Gözünün önüne babası geldi Aslı'nın.
Boğazına bir yumru oturdu.
Gözleri dolmak üzereydi.

"Sırası değil Aslı." Dedi Alev.

"Babanın o kadınla evlendikten sonra bir kazada öldüğünü duyduğumda, Demir ve annesinin bir şeyler yaptığını tahmin ettim.
Sonrada senin ,yani tek mirascının üzüntüden intihar etmesi yada delirmesi bana hiç inandırıcı gelmedi.

Kesin Demir'in parmağı vardı değilmi, bu işin içinde.
Ne yaptı? Bileklerini kesmene yardım mı etti."

Dedi,imalı şekilde Alev'in gözlerinin içine bakarak.

Alev gayri ihtiyari bileklerine baktı.

"Her neyse,Demir uzun zamandır benim mekânlarımda kumar oynuyor ve kaybediyor. Annesiyle bir olup, babanı öldürüp yerine geçerek hava atması bir yana.
Para bulamadığında babanın yani aslında senin mallarını satmaya başlamasından sonra karar verdim.Bu adam he türlü kaybediyor. Bende dahada kaybetmesini sağladım.
Madem bu geri zekalı bu şirketi batıracak o halde o salağın elindeki herşeyi neden ben almayım dedim.

"Ne!! Nasıl yani. Nedenn!!
Sen ne anlarsın şirket işlerinden be.
Sen ancak mafyacılıktan anlarsın."

Seyfi sigarasını dudaklarında bırakıp ayağa kalkarak odadaki aynanın önüne geçti. Gömleğinin yakasını düzelterek konuşmasına devam etti.

"Neden mi?
Son zamanlarda Demir'in kumar aşkını ve sürekli kaybetmesini gördükten sonra aklıma müthiş bir fikir geldi. Polis sürekli tepemde.
Bütün işlerimi engelliyorlar.Takip ediyor hatta üst üste baskınlar yaparak beni yüklü miktarda zarara soktular.
Ben de bu şirketi Demir'den alıp kendi amaçlarım için paravan olarak kullanmaya karar verdim. Demir nasılsa yakında batıracak o şirketi.
O zaman ben alırım.
Yurt dışına gidip gelen tırlar, gemiler benim kaçak mallarımı taşıyacak gücüme güç zenginliğine zenginlik katacak."

Dedi gülümseyerek.

"Bu âlemde daha çok yere sahip
olacağım. Saygınlığım artacak."

"Sen kafayı yemişsin.Ben buna asla izin vermem anladınmı. Babamın dişiyle tırnağıyla kurduğu şirketleri ne sana ne de o adi pisliğe yedirmem.
Benimle evlenip şirketleri alma plânların iğrenç. İstemedigim bir evliliği asla kabul etmem anladınmı?"

"İste yada isteme nikahtan sonra fikrin değişecek karıcığım. "

"Sen ne laftan anlamaz adamsın be.
Kanunen bile olmaz diyorum sana."

"Bunu bende biliyorum ve polisle dertte olan başımı dahada derde sokmak işime gelmediği için tedbirimi aldım karıcığımm merak etme."

Seyfi cebinden bir kağıt çıkarttı. Alev'e doğru sallayarak.

"Bu ülkedeki en iyi hastaneden senin sağlıklı bir kız olduğuna dair rapor. Yasalar şimdi bize engel değil."

Dedi sinsi bir gülümseme eşliğinde.
O Demir salağı ve anası seni deli göstererek nasıl sana ait olan herşeyi elinden aldılarsa, şimdi iyileşerek evlenen sen ,her şeyini geri alacaksın.

Avukatlarım bunun için gereken herşeyi yapacaklar.
Babanın mirası tekrar senin,yani kocan olarak benim olacak.
Nasıl buldun plânımı."

Dedi kağıdı ceketin iç cebine koyarken.

"İgrençsin.
Sen kafayı yemişsin."

Dedi, Alev yumruklarını sıkarken.

"Sende aynı Demir gibisin hiç bir farkın yok.
Ama plânların gerçekleşmeyecek buna asla izin vermeyeceğim. Öleceğimi bilsem seninle asla evlenmeyeceğim kafana sok."

Seyfi kaşlarını çattı derin bir nefes aldı.
Önünde durduğu aynaya hızla yumruğunu geçirdi.

 Önünde durduğu aynaya hızla yumruğunu geçirdi


Alev sıçrayarak bir adım geriledi.

"Ben ne dersem o olacak o kadar."

Seyfi bağırarak söylediği şeyden sonra kapıyı çarparak çıktı ve kapıyı kilitledi.

"Şimdi ne yapacağız Alev?"

"Bilmiyorum Aslı."

Aslı geri gelmişti.
Aslı yatağın üzerine oturup sırtını başlığa dayadı. Başını arkaya yasladı, düşünmeye başladı.
Bilmiyorum ama bir şekilde burdan kurtulamazsak tımarhaneyi arayacağız. Bunu iyi biliyorum.
Kendimi şuan kocaman bir kavanozun dininde ve perişan hissediyorum.

Kendimi şuan kocaman bir kavanozun dininde ve perişan hissediyorum

Allah'ım ne olur bana yardım et. Ne yapacağım ben.
Gözlerimden akan yaşlara engel olmak bile istemedim. Ağlıyordum sadece. O yatakta ne kadar süre ağladım bilmiyorum. Ama kapı açılınca bayağıdır uyuduğumu anladım.
Gelen Seyfi'nin adamıydı.

"Seyfi abi seni aşağıda bekliyor.
Dolapta sizin için uygun yeni kıyafetler var.
Onlardan giyip aşağı inmenizi istedi."

"Gelmek istemiyorum.
Git abine öyle söyle."

"Seyfi abi rica etmedi emretti.
Gelmezse ben gelir zorla getiririm dedi."

"Abinin de seninde ALLAH belanızı versin."
Dedim yerimden kalkarak.
Adam,
" Ben dışarıdayım." Dedi ve çıktı.

"Dışarıdaymış! mış! mış!"

Dolabı açarak kıyafetlere baktım.
"Beyefendi birde kıyafet giysin demiş miş."

"Aslı sakin ol.
Bir süre suyuna gidelim bir plân yapıp burdan kaçarken son gülen biz olacağız."

Dolaptan sade beyaz bir tunik altına siyah dar bir pantolon seçtim. Onun için çok bile.

"Bir süre suyuna gidelim bakalım.
Mutlaka bir fırsat bulup kaçacağız.
Ama önce o kağıdı almalıyım."

Kapıyı açtığımda aynı adam kapının önündeydi.
Bana bakarak dikilmeye devam eden adamın koluna bilerek çarparak yanından geçtim.
Ama santim kıpırdamadı ayı.
Merdivenlerden inerek salona geldim.
Kimse yoktu.
"Mutfakta." Dedi arkamdaki ayı.

Mecbur mutfağa yöneldim.
Seyfi ceketini çıkarmış yanındaki sandalyenin arkasına gelişi güzel bırakmış,masaya rahat şekilde kurulmuş yemeğini yiyordu.
Bu adam fazla rahattı.
Öyle bir yemek yiyişi vardı ki sanki haftalardır birşey yememiş.

Kapının önünde ona bakarak bekledim sadece.
Başını bana çevirip bir iki saniye bana baktı.
Tekrar önüne dönerek,

"Otur yemeğini ye."

Diyerek yemeğine devam etti.

"Aç değilim."

"Otur!"

Onu daha fazla kızdırmamak adına sandalyeyi çekip oturdum.
Önümdeki yemeklere baktım.
Çok güzel görünüyorlardı. Kim yapmıştı bu yemekleri. Etrafta çalışan kimseyi görmedim.
Yemekler güzelde olsa canım istemiyordu. Aksine midem bulanıyordu.

"Ye!" Dedi,emir verircesine.

"Yemek istemiyorum midem iyi değil."

Dedim ona bakarak.
" Yemegiinn...."

Cümlesini tamamlayamadı. Çünkü dışardaki adamlardan biri içeri girerek. Az önce beni odadan çağıran adamın kulağına bir şeyler söyledi ve çıktı.
Az önceki adamda Seyfi'ye gelerek.
Abi Kenan gelmiş.
Silahlı girmek istemiş. Çocuklar izin vermemiş, sarhoşmuş.
Dışarda olay çıkarmış."

"Ne derdi varmış."

"Kaybettiği paralarını istiyormuş. Hile yaptınız beni batırdınız falan diyormuş."

"Bak sen."

Seyfi'nin çatık kaşları daha da çatıldı.
Sinirle ayağa kalkınca oturduğu sandalyenin yere düşmesiyle yerimde sıçradım.

Bana bakarak,

"Yerinden kıpırdama." Dedi ve adamıyla dışarı çıktı.

Dururmuyum hemen yerimden kalkıp pencereden dışarıya baktım.
Kapının önünden uzaklaşmıştı.
Daha dikkatli baktım.
Karanlıkta görmek biraz zordu.
Seyfi biriyle hararetli şekilde konuşuyordu. Daha doğrusu tartışıyordu.

Karşısındaki adam hem ayakta durmakta zorlanıyor hem de sallanarak işaret parmağını Seyfi'ye doğru sallayarak bir şeyler söylemeye çalışıyordu. Sarhoştu belli ki.

"Aslı, hadi tam sırası heykele bakalım."

"Tamam."

Midemdeki bulantıya aldırmadan hemen koşar adım heykelin yanına gittim. Heykelin kafa kısmını çevirdim..
Allah'ım gerçekten de bu o heykel.
Bir elimle çıkardığım heykelin kafasını tutarken diğer elimi de içeri sokarak kağıdı aldım.

EVET! EVET! EVET!

Allah'ım şükürler olsun.
Şuan o kadar mutlu olmuştum ki ellerim titriyordu.

"Aslı ,oyalanma şimdi gelecekler yakalanacağız."

Hemen kağıdı alıp pantolonunun cebine koydum. Heykelin kafasınıda yerine takarak masaya doğru koşar adımlarla dönerken birden aklıma ceketteki kağıt geldi.
Seyfi kağıdı ceketine koymuştu.

Tekrar pencereden baktım.
Hâlâ tartışıyordu ikisi.
Hemen ceketin yanına gelip ceplerini karıştırdım. Ve bingo. O kağıdı da bulup hemen alıp cebime koydum.

Bu kağıt olmayınca Seyfi'nin işi kolay olmayacaktı.

"INŞALLAH bizim aldığımızı fark etmez."

Tekrar pencerenin önüne geldim.
Seyfi hâlâ o adamla tartışıyordu.
Adam ona ne söylediyse artık o kadar sinirlenmişti ki bağırdığı belli oluyordu.

Birden adamın yakasından tutarak yere fırlattı.
Sonrada belinden çıkarttığı silahını adama doğrulttu ve tetiğe bastı.
Bir defa daha ve bir daha.

Çıkan seslerle korkuyla, ellerimle kulaklarımı kapatarak yere çöktüm.

Adamı vurdu.
Gözlerimin önünde adam kanlar içinde yere düştü.
Onu öldürdü.
Seyfi denen bu acımasız.
O adamı hiç acımadan öldürdü.

Korkudan olduğum yerde kalmış gözlerimden yaşlar akmaya başlamıştı.
Kalbimse göğüs kafesimi zorluyordu. Nefes alışlarım hızlanmış göz yaşlarımı durduramıyordum.

O anda Seyfi yanındaki adamlarla konuşarak içeri girdi.
Dışardakilerden biri olan adama, götürüp atın bir yere.
Kimse bulamasın dediği anda ondan dahada korktuğumu fark ettim..
Demir'in bana yaşattığı korkular gün yüzüne doğru hareket etmeye başlanmıştı .
"Bu adam caninin biri, beni de öldürebilir."

Dedim Alev'e.
Konuşması bitip de adamı gidince yanındaki adamla birlikte masaya döndü.
Masada olmadığımı görünce
etrafa bakarken pencerenin önünde hiç durmadan ağlayan halimle bana bakarak.

"Ben Sana yerinden kıpırdama demedim mi." Diye bağırdı.

Bir an korkuyla geriledim ama yine de kendimi tutamayıp,

"Sen... sen.. O adamı öldürdün." Dedim titrek sesimle.

Seyfi sinirli şekilde bana bakarak.

"Hak etti.
Sende böylece benim neler yapabileceğimi daha iyi anlamışsındır.
Sakın beni sinirlendirme.
Eğer beni sinirlendirirsen hiç acımam emin ol. Senin de sonun onun gibi olur."

Dedi işaret parmağıyla dışarıyı gösterirken.

"Ben ne dersem harfiyen uyacaksın. Anladın mı?
Şimdi otur yemeğini ye. Sonra da git zıbar yat."

Bu cümleyle birlikte. Gördüğüm kanlar içindeki adamla yemek yeme fikri beynimde yan yana gelince midem daha fazla dayanamadı.

Bir anda öğürmeye başlayınca elimi ağzıma sıkıca bastırdım.
Seyfi'nin elini alnına bastırarak bana bakmasıyla bir kez daha öğürdüm.

Yanındaki adama,

"Al şunu götür." Dedi.

Adam kolumdan tutarak hızlı adımlarla beni alt kattaki banyoya doğru sürükleyerek götürdü.
Bense hala elimi ağzıma bastırıyordum.

Banyonun önüne gelince kapıyı açıp beni içeriye doğru yönlendirdi.
İçeriye girer girmez lavaboya boş midemdeki bütün safrayı çıkarttım.

İki gündür hiç bir şey yememiştim.
Aynı anda gözümden yaşlar akmaya başladı.
Küçüklüğümden beri ne zaman kussam bunu ağlayarak yapardım.

Midem biraz rahatlayınca elimi yüzümü yıkayıp doğruldum.
Aynı anda gözlerim karardı.
Sanırım tansiyonum düşmüştü. Gözlerimi kapatıp el yordamıyla havluyu bulup yüzümü ve ellerimi kuruladım.
Biraz kendime gelince tekrar açtım gözümü. Ama aynaya baktığımda gördüğüm yüz benim değildi sanki.
Yüzüm bembeyaz olmuştu. Gözlerimin altı morarmış ve çökmüştü.

"Hayalete benzemişiz." Dedi Alev.

"Alev hiç çekemem seni şuan. Ne olur beni biraz yalnız bırak."

Cevap gelmeyince anladım ki yalnızdım.
Kapının açılmasıyla gelen adam, yüzüme baktı önce birazda şaşırarak.
Sonra

" Hadi. " Dedi.
Çıkmamı işaret ederek.
Yüzüne bakarak banyodan çıktım.
Ama iki adım sonra gözüm kararınca dengemi kaybedip düşer gibi oldum.
Adam anında kolumdan tuttu.

"İyi misin?" Dedi soğuk sesiyle.

Başımı sessizce evet anlamında sallayarak kolumu hızla çekip kurtararak yanından ayrıldım.

Hiç halim kalmamıştı.
Yavaş adımlarla salona gelerek kendimi koltuğa bıraktım.

Başımı kaldırıp baktığımda Seyfi'yi karşı koltukta sigara içerken gördüm.
Ceketini yanında görmemle bir an tedirgin oldum.

Sessizce bana baktı, sonrada adamın yüzüne.
Adam: " İyi değil" Dedi.

"Bir bu eksikti.
Yukarı çıkar." Dedi tekrar bana bakarak.

"Sonrada bir doktor çağır."

"Tamam abi."

Adamı gelerek,

"Hadi" Hadi kolumdan tutarak.
O kadar halsizdim ki kolumdan tutarak kaldırmasına bile sesim çıkmadı.

Beraber merdivenlere doğru giderken birden birisi hışımla kapıyı açarak içeri girdi. .

***********************************
Nihayet bitti, yetiştirebildim.
Keyifli okumalar.
Sonraki bölümde görüşmek üzere sağlıcakla kalın.

 

Loading...
0%