Yeni Üyelik
9.
Bölüm

🔥D.9 Göz göze

@azamet_29_2

İyi okumalar canlarım.

***********************************

Kerem:

" Nasıl. "

"İyi.Uyuyor.
Kağan, sabaha kadar uyur" Dedi.

"Nasıl girmiş içeri abi."

"Birazdan anlatacak Zafer."

İçeri giren Zafer.
Mahçup şekilde Ferman'a doğru gelerek yanında durdu.

"Anlat."

"Abi bütün kamera görüntülerine baktım.
Bütün adamlara sordum.
Gören, duyan yok.
Adamların hepsi güvenilir.
Gizlice içeri alan da olmaz .
Ama nasıl girebildi bilmiyoruz."

"Kuşmu lan bu.
Uçarakmı geldi." Dedim sinirle.

Zafer sadece sessizce bekledi.

"Çık.
Gözünüzü dört açın."

"Emredersin abi."

"Ee napacaz şimdi abi."

"Yapacak bişey yok sabahı bekleyip kendimiz soracağız."

"Hastaneye haber vermemiz gerekmezmi."

"Hayır. Haber vermeyeceğiz ,verirsek alıp götürürler.
Dahası ya kilitlerler yada yine bağlarlar.
Doktora saldırdığı gün kollarından yatağa bağladılar.
Yine aynını yapmalarını istemiyorum."

"Hmm o hâlde sana iyi nöbetler.
Benim yarın dersim var.
Ben yatar. İyi geceleerr. "

"Sanada."

Odasına çıkan kerem'in arkasından bende kendi odama çıktım.
Kıza baktım sessiz uyuyordu.
Ateşine baktım sonra.
Evet ateşi vardı.
Komodinin üzerinden aldığım dereceyle ateşini ölçtüm 39 du hemen banyodan havlu alarak soğuk suyla ısladım.
Getirip kızın alnına yerleştirdim.

Kağan'ın bıraktığı ilacı henüz bitmemiş olan seruma enjekte ettim

"Bu seni rahatlatır." Diyerek.

Odadaki tekli koltuğu yatağın yanına çekip oturdum.

Kıza baktım.

Sen o hastaneden nasıl kaçtın.
Kaçmayı geçtim. Bu kadar adamın arasından geçip evime nasıl girdin.
Ve neden benim evime girdin.
Yoksa... Dedim ve durdum aklıma takılan soruyla.
Yoksa,Demir'in adamımısın.
Yok artık saçmalama Ferman.
Dedim kendime. O kadarda olmaz.

Kafamı geriye yasladığım koltuğumda,kızın yüzünü izlerken uyuya kalmışım.

Sabahın ilk ışıklarıyla uyandım.
Panikle kalktım yerinden.
Önce kıza sonra da ateşine baktım.

Akşamdan daha iyi görünüyordu yüzü, ateşide yoktu.
Serumda bitmek üzereydi.
İçim rahatlamıştı.
Kızın yüzünü izledim bir süre.
Kaza gecesi gözlerimi araladığım ânâ döndüm bir an.
Oydu işte. O gözler. O yüz.
Kesin oydu.

Cebimde çalan telefonumun sesiyle kendime gelerek ayağa kalktım. Telefona baktığımda Filiz olduğunu görüp açtım.

Pencerenin önüne geçerek sol elimi cebine soktum. Dışarıdaki küçük ormanı izleyerek konuşmaya başladım.

"Söyle Filiz.
Hayır. Bugün şirkete gelmeyeceğim.
Toplantıları ertele.
Ne aması lan!
Acil olması umrumda bile değil ertele.

O zaman söyle ona,anlaşma iptal gitsin başka bir şirketle anlaşsın.
Benimi tehtit ediyor o ihtiyar lan!
Ne demek olay çıkarırım.
Çağdaş'ı ver bana.

Kısa bir sessizlikten sonra Çağdaş aldı telefonu.

"Buyur abi."

"Çağdaş o iti ve adamlarını topla ve şirketin dışına bile değil , caddeye fırlat.
Ve bir daha oralarda görürs...."

Cümlemi tamamlayamadım.

Başımın arkasında hissettiğim soğuk demirle sustum.
Ensemde hissettiğim nefesle ve yasemin kokusuyla anladım.

Aslı uyanmıştı.
Telefonu kapatıp yavaşça aşağı indirdim ve cebine koydum.

*****
Aslı. Uyanıp serumu kendi çıkararak. Elinde tuttuğu silahı komodinin üzerinden sessizce almış.
Yine Sessizce arkadan yaklaşmış ve Ferman'ın ensesine dayamıştı.

*****
"Hay ben kafama sıç.ç...Silahı açıkta bırakmak nedir."

Diye tısladı Ferman.

"Aslı,sakin ol...
Benim Ferman."

Dedim ve yavaşça dönmeye çalıştım.
Ama Aslı boştaki eliyle iterek dönmeme izin vermedi.

Ellerimi hafiften havaya kaldırarak,

"Tamam. Sakin ol.
Ben sana zarar vermem.
Beni hatırlamaya çalış.
Hastanede karşılaşmıştık.
Benim...
Adım Ferman.
Hatırlıyor musun.
Aylar önce bana yardım etmiştin.
Hayatımı kurtarmıştın.
Bırak bende sana yardım edeyim."

Dedim.
Ensemdeki silahın santim geri çekilmesinden anladım. Aslı'nın beni hatırladığını.

Bir adım geri çekildiğini duyunca arkamı döndüm.

Silâh hâlâ bana dönüktü.
Aslı kendisine doğru dönmeme izin verdi.

"Aslı yok.
Şuan sadece ben varım.
Sen bizi vurdun yaraladın.
Birde zarar vermem diyorsun. Çok komiksin."

Duyduğum şeyle gözlerimi kızın gözlerine kilitledim. O da aynı şekilde benim gözlerime bakıyordu.

Bir kaç saniye göz göze kaldık. Kıza bakarken kafamı hafiften yan çevirip, düşündüm.

"A..Alev..?
Sen...
Alev'misin? "

"Evet.
Aferin sana.
Adımı nerden biliyorsun bilmiyorum.
Ama,Aslı'ya şuan ulaşamazsın.

Aslı zaten böyle silah işlerinden anlamaz, yapamaz.
Karakteri değil bir kere."

*****
Ferman ne diyeceğini bilemedi.
Başına böyle bişey daha önce hiç gelmemişti.
İki kişiliği olan biriyle nasıl konuşmalıydı.
Öncellikle yarasını düşündü kızın.
Silâh sağ elindeydi.

Sağ omuzu yaralıyken sağ kolunu nasıl kullanıyor.
Acıya karşı dayanıklı.
Diye düşündü.

"Bak gerçekten üzgünüm.
Evime karanlıkta giren birinin sen olacağın aklıma bile gelmezdi. Hasımlarından biri olduğunu düşündüm."

"Şuan Aslı burada olsaydı bu laflarına sadece alık alık bakardı.
Alev, tam gülecekken başının dönmesi ile sendeledi.

Ferman anında uzanarak yardım etmek istediysede başına dayanan silahla durmak zorunda kaldı.

"Uzak dur Aslı'dan."

"Alev, Aslı'yı korumak istiyor sadece." Diye düşündü Ferman.

"Aslı. Şey.. yani Alev, sakin ol.
Bak. Başın ve kolun yaralı. Kendini zorluyorsun yaran açılabilir.

Alev omuzuna baktı.
"Aslı'nın çektiği acıların yanında bunlar hiç birşey."

"Aslı,çokmu acı çekmiş." Diye düşündü bu kez Ferman.

"Şimdi önden yürüde boyunu görelim kara kule."

Ferman'ın kaşları çatıldı.
"Nereye gidebileceğini sanıyorsun.
Buradan çıktığın anda bu sefer seni hastaneye kilitlerler."

"Hastaneye gideceğimizi kim söyledi.
Bizim planlarımız başka."

Ferman kibar dille konuşmanın işe yapamayacağına karar verip ciddi bir şekilde konuşmaya başladı.
Kaşlarını çatarak sol elini cebine sokarak devam etti.

"Bak kızım. Bu evden çıkamazsın. Adamlarım buna izin vermezler.
Tutki çıkabildin. Yaralısın uzağa gidemezsin..
Sakinleş silahı da bırak.
Oturalım konuşalım.
Buraya nasıl ve ne için girdiğini anlat önce."

Alev, Ferman 'ın çok ciddi şekilde konuştuğunu görünce.

"Ooo gerçek Ferman sensin demek. Birde bize olmadığımız halde şizofren diyorlar.
Aslındaa....
Herkes biraz şizofren bence." Dedi gülümseyerek.

"Şimdi şunu kafana sok.
Aslı burdan çıkmalı. Bunu Aslı'nın iyiliği için yapıyorum."

"Peki Aslı'da seninle aynı fikirde mi?"

"O şuan kendinde değil. Ve o yokken kararları ben veririm.
Şimdi önden buyrun Ferman Bey! Elleriniz de havada olsun.
Şansımı bi denemek istiyorum."

Ferman önde Alev arkada, odadan çıkarak aşağı kata inerken Alev'in başı döndü yine aniden.
Birden sendeleyince düşmemek için boştaki eliyle trabzandan tutmak zorunda kaldı.
Bu ani hareketle keskin bir acı hissetti sargılı yarasında.
Bir ıslaklık hissetti sonra,

"Galiba dikiş açıldı."
Dişlerini sıkarak,

"Kahretsin" Dedi.

Ferman:

"İyi değilsin inat etme."

Dedi Elini uzatarak.
Ama yine silahın namusunu gördü yüzünde.

"Uzak dur dedim."

"Yaran açıldı değil mi?"

"Sen yürümene bak."

Salona indiklerinde Alev kapıyı gösterdi.

" Aç."

"Açsamda gidemezsin,ben söylemeden izin vermezler.

"O halde kapıyı açıyorsun ve izin vermelerini söylüyorsun.
Bizde defolup gidiyoruz buradan."

"Hayır."

"Ne!!"

"Hayır." Dedim.

"Bana bak Ferman'mısın nesin. Aslı'nın hayatını kurtarmasını umursamam seni vururum."

"Vur o zaman."

"Şaka yaptığımı falan mı sanıyorsun. Şunu iyi bilki yapmıyorum. Gerçekten acımadan vururum."

"Bende yapmıyorum. Buradan gitmene izin vermeyeceğim anladın mı?
Aslı ile konuşacaklarım var.
Gidemezsin! Vurmak istiyorsan eğer, vur."

"Bana bak! Adamlll..a."

"Alev!
Alev ne yapıyorsun ? "

Alev sol elini başına koyarak konuştu.

"Sen karışma Aslı."

"Nereden buldun o silahı bir katil olmadığımız kalmıştı."

"Hemen bırak onu."

"Hayır."

"Bırak dedim Alev."

"Görmüyormusun bizi bırakmayacak.
Hapisemi girmek istiyorsun? "

Ferman kendi kendine tartışan Alev'e baktı. Aslı'nın uyandığını anladı.
Aslı Alev'i durdurmaya çalışıyordu.

Ferman tam.

"Aslı." Demişti ki.

O sırada salona açılan kütüphaneden paldır küldür çıkan Kerem ile göz göze geldiler.

Kerem elindeki silahla salonun ortasında duran Alev'i görünce,

" Hay ben böyle şansıma...
Neler oluyor burada yaa.."

Alev anlık şaşkınlıkla silahı Kerem'e çevirince,
Ferman:

"Kerem uzak dur." Diye bağırdı.

"Eee yeter artık Alev.
Bırak şu silahı. Bak seninle kibar konuşuyorum.
Ama gerçekte çok sabırlı biri değilim ona göre."

Alev silahı tekrar Ferman'a çevirdi.

"Ellerini havada tut."

Ferman yine isteksiz kaldırdı ellerini.

"Önemli değil zaten çok durmaya niyetim yok. Anla artık ben burdayken Aslı'yı buradan çıkarmalıyım. Yoksa o yapamaz. O güçsüz , zayıf.
Ben onun güçlü tarafıyım. Seni kurtarmak için uğraşırken cebinden telefonunu alırken bile utancından kızaran biri nasıl güçlü olup burdan çıkabilir.
Planlarını nasıl gerçekleştirebilir."

Ferman bir an kaza ânına gidip geldi.

"Ha.. yani sen olsan utanmadan kızarmadan elini cebime sokardın. Bunumu diyorsun."

Dedi sinsi bir gülümseme ile."

Alev konuşurken bir yandanda Ferman'ın etrafında daire çiziyordu. Amacı dikkatini dağıtmaktı. Başarmıştı da.

"Lafı çarpıtma.
Bu yüzden buradan çıkacağım."

Dedi ve hızla arkasına geçtiği Ferman'ın başına silahın kabzasıyla vurdu.
Kerem'in,

"Abi!" Diyerek bağırması eşliğinde aldığı darbe ile gözleri kararan Ferman yere yığıldı.

"Sen ne yaptın."

Diyerek abisinin yanına gelmek istesede Kerem üzerine çevrili silaha bakarak kıpırdayamadı.

Zira Alev'de "Sakın kıpırdama karışmam." Demişti.

Alev hızla kapıya koşarak kapıyı açtı.
Tam dışarı çıkmıştı ki.....

**********************************
Eveet bölüm sonu yine canlar.
Umarım beğeni ile okunuyordur.

Loading...
0%