Yeni Üyelik
7.
Bölüm

🔥7.D Harekete geç

@azamet_29_2

MERHABA canlar.
Yeni bölüme hoşgeldiniz.
Keyifli okumalar.

***********************************

Kerem'i eve bırakıp ,oradanda şirkete geçtim.

Bugünkü programım çok dolu olduğu için önce hastaneye gitmiştim.
Ama onuda değerlendirememek, Aslı ile konuşamamak canımı çok sıkmıştı.

Şirkete geldiğimde direk asansöre binip odama çıktım.
Sekreterim Filiz ayağa kalkarak,

"Hoşgeldiniz efendim," Dedi.

Ben odama girerken arkamdan gelerek bugünkü programımı anlatmaya başladı.
Misafirler, toplantılar ve saatleri,
bütün günümü alacak gibiydi.

"Ferman Bey.
Birde Mavişah Holding'in sahibi Demir Bey sizinle görüşmek için randevu almak istiyor."

ÜVEY ABİMİZ: DEMİR BOZKIR
ÜVEY ABİMİZ: DEMİR BOZKIR.

"Neden görüşmek istiyormuş."
Dedim sinirle.

O adamdan zerre kadar hazzetmemiyordum.
Hiç bir işini beğenmiyorum.
Gerçekten beceriksiz, yeteneksiz ve gereksiz. Kendini dev aynasında görüyor.

" Yeni hastane ihalesi ile ilgili olduğu nu söyledi."

Ne zaman duymuş bu herif bu ihaleyi lan.

"Görüşecek bişey yok. O ihaleyi biz aldık zaten."

Dedim başımdan atmak için.
Demir'i günahım kadar sevmem. Bana yapılan suikastte onunda parmağı var diye isimsiz telefonlar ve mesajlar almıştım ama ispat edememiştim.
Ölen üvey babasının tahtına kurulup caka satan hatta yer altının pislik adamlarıyla iş tutan namert adi pisliğin teki.
İşte tamda bu yüzden onu idare ederim hep.
Gözümün önünde tutmak için.
Gizli kapaklı iş çevirmesini önlemek ve dahası gerçekten bana yapılan suikastte parmağı varsa ödetmek istiyordum.
Ama bu ihaleyle değil.
Bu ihalede ona yer yok.

Filiz:
" Tamam efendim." Diyerek çıktı.

Bütün gün işlerle meşgul olduktan sonra artık bitmiştim.
Başım çatlayacak gibi ağrıyordu.
Tam çıkacakken Filiz geldi. Yine.

"Ferman Bey.
Demir Bey hatta. Sizinle görüşmekte ısrar ediyor. "

"Tabi ısrar eder dişine taş değdi piçin.
Bağlada, ağzının payını vereyim."

Telefonuma bağlanan hatla

"Ne var lan!
Neden laftan anlamıyorsun."

Diyerek başladım konuşmaya.

"Sanada iyi akşamlar. Ferman Bey."

"Ne söyleyeceksen söyle lan uzatmadan. "

"Biraz daha sakin konuşamazmıyız. "

"Konuşamayız."

"O zaman direk konuya gireyim.
Amerikan hastanesinin ihalesine bizde girecektik. Ama bir şekilde engel oldun.
Bu yüzden büyük,çok büyük zarara girdim sizin yüzünüzden.
Ve bu zararımı sen karşılayacaksın. "

"Allah Allah! Yok ya...!
O senin hüsnü kuruntun.
Bana bak Demir.
Aptalın ve beceriksizin tenisin.
Ölmüş üvey babanın tahtına oturunca iş adamı mı olacağını sandın.
Ben bu işlere yıllarımı verdim.
Kanımı , alın terimi verdim.
Öyle patron oldum diyerek patron olunmuyor.
Suçu kendinde ara. Bahanelerin arkasına saklanacağına adam gibi işi öğren ve yap."

"Bana bak adam gibi konuş benimle.
Sana zararımı karşılayacaksın dedim."

"1.si sen benim için adam değilsin.
2.si sana haraç verecegimimi sanıyorsun.
Cin olmadan adam çarpmayamı çıktın. Ancak rüyanda görürsün. Şimdi git annenin kucağında ağla. "

"Ferman Demirdağ.
Bugünden sonra ayağını denk al. Aldığın her nefeste, gittiğin her yerde girdigin her işte ben olacağım. "

"Hadi lan ordan şerefsiz.
Cehennemin dibine kadar yolun var."

Dedim ve kapattım.
Sende o kadar güçte yok yürekte.
Velevki birilerine çalışma.
Göreceğiz bakalım tasmanı kim tutuyor.

Ben telefonu kapattığımda Filiz yine odama girdi.

"Yeter Filiz , bir şey daha söyleme, kaldıramayacağım.
Evdeki bilgisayara yolla kalan dosyaları. Ben çıkıyorum kafam patladı artık."

Diyerek hızla odamdan çıktım.
Asansörle inerken Zafer' e,

"Çıkıyoruz.
Arabayla çıkış kapısına gel." Dedim.

Binadan çıktığımda önde ve arkada korumaların araçları, ortada benim araç bekliyordu.

Bir an önce eve gitmek dinlenmek istiyordum.
Hızla arabaya binerek,

"Eve gidelim." Dedim,bir yandan da kıravatımı gevşeterek.

"Zafer, adamların sayısını arttır.
Kerem'e de koruma verelim.
Bugün yine hayranlarımın birinden tehtidler aldım."

"Kim abi ona göre hareket edelim."

"Mavişah'dan Demir iti.
Resmen haraç istemeye çıkmış bok herif."

"Anladım abi."

Nihayet eve gelip kendimi odama attım.
Önce güzel bir duş aldım.
Üzerime rahat eşofmanlarımı giyip aşağı indim.

Esma teyze:

"Ferman oğlum yemek hazır."Dedi.

"Tamam. Kerem gelsin." Demiştimki,
kapıdan girdi.

"İyi akşamlar abicim."

"Sanada."

Dedim soğuk sesimle.

"Yine çok neşelisin abi."

"Sende yine gevezesin."

"Hadi temizlende yemeğe gel."
Diyerek masaya geçtim.

Yemekten sonra Kerem dersleri için odasına, bende yarım kalan işlerimi halletmek için odamın içindeki yan odaya taşıdığım ofisime geçtim.
İç içe iki oda daha rahat olmuştu benim için.

Bir yandan ekranımdaki dosya ile uğraşırken bir yandan da Demir'in söylediklerini düşünüyordum.
Benimle böyle konuşmaya, benden haraç istemeye nasıl cesaret ediyor bu adam.
Kendini ne zannediyor.

Telefonumu elime alarak Zafer'i aradım.

"Emret abi."

"Koçum hastaneye adam yolla 24 saat beklesinler "

"Tamam abi."

Telefonu kapattım ve dinlenmek için yatağıma uzanıp gözlerimi kapattım.

HASTANEDE

"Aslı"

"Ne var yine"

"Neden Aylin'in odasındayız biz.
Biraz anlatsana."

"Kıyafet ödünç, çalacağız.
Bu hastanede kıyafet bulabileceğiniz tek yer Aylin'in odası.
Aylin'in dolabındaki kıyafetlerden kendimize uyan bir kombin yapacağız.
Bu geceden sonra bir daha buraya dönmeyi hiç düşünmüyorum.
Daha fazla beklemekte istemiyorum.
Bu gece o eve gireceğiz.
O kağıdı bulmam lazım,o belgelere ihtiyacım var.
Eğer başarabilirsek , hastane pijamaları ile gezemeyiz.

Dinle Alev, işi bok etmek yok.
Dışarı açılan gizli geçitten içeri gireceğiz. Sonra mutfaktaki mahzenden çıkarak gizlice kütüphaneye gireceğiz. Kimseye yakalanmamamız lazım.
Gizli bölümden o belgeleri alarak, girdiğimiz yerden sessizce çıkacağız.

"Plânda iyi gibi.
Ya evdekiler.
Ya, yakalanırsak."

"Beni dinlemiyormusun.
Yakalanmamamız lazım diyorum ya.
Zaten evde iki kişi yaşıyor.
Ee, onlarda uyuyor olurlar. Yakalanmayız diye umuyorum."

"Demek umuyorsun.
İyiymiş o zaman."

Dedi Alev. Dalga geçtiği sesinden bariz anlaşılıyordu.

"Korumalarda bizi göremeyecekleri için sıkıntı olmaz,"

Diye devam ettim.

"Şimdi, bu kıyafetlerden hangisi uyar acaba.
Mavi kot ,beyaz gömlek,ve şapka gayet iyi."

"Birde meskemiz olsa güzel olurdu."

"Maske ne için."

"Görünür yada yakalanırsak tanınmamak için cicim."

"Ay çok bilmiş, sanırsın her gece birilerinin evine girerek geziyor."

"Neyse.
İşte hazırız."

"Nereden çıkıyoruz. "

"Bütün yolları kullandık, bu sefer yangın merdiveninden çıkalım.
O aptal güvenlik hiç oturmuyor yerinde.
Sürekli volta atıyor. Üstelik ön tarafa o adam kardeşi için birilerini bırakmış gördün.
Yakalanırız."

Odadan çıkmadan masanın çekmecesine dalarak bir tane tel toka aldım. Kilit açmak için gerekebilir. Toka bu iş için iyiydi.
Ve görmemle gerçekten mutlu olduğum bir miktar para bulunan zarfı da aldım.
Ödemelerden biri olmalıydı.

"Aylin, Özür dilerim.
İlerde bu parayı sana mutlaka geri ödeyeceğim söz vermiyorum. "

"Ooo Aslı, kendini aşıyorsun."

"Beni sen bozuyorsun Alev."

"Tabi tabi ne demezsin."

Odadan çıkarak koridorda ilk önce nöbetçi hemşirenin olup olmadığını kontrol edip arka cepheye doğru koşar adım ilerledim.
Kapı kilitliydi ama toka ile açarak çıktım.
Yangın merdivenlerini hızla koşar adım sessizce indim.
Bahçeyi hızlı ve dikkatle geçerek duvarın yanındaki aynı ağaca tırmandım.
Oradan duvarın üzerine, oradanda hoop aşağı atladım.
Koşarak caddeye doğru ilerlerken, bir ara durdum.
Dönüp son kez bakıyor umuduyla baktım hastanenin soğuk duvarlarına.

Ağustos ayında olmamıza rağmen bu duvarlara bakmak beni yinede üşütüyordu.

Neyse caddeye doğru tekrar yürüdüm. Yol kenarında durup geçen bir taksiyi durdurarak bindim.
Eski evimin adresini verdim.
Bir süre yol aldıktan sonra evimin olduğu kısa yokuşun önünde taksiyi durdurup indim.
Ücreti vererek yokuşu yürümeye başladım.
Hem heyecanlıydım hem korkuyordum..
Uzun zamandır bu pılanı yapıyordum.
Ama harekete geçmek farklıydı. Sonunda yürüyüşüm bitip çeşmenin önünde durup soluk aldım.

Eğilip açtığım çeşmeden avucumla biraz su içerek annem ile babamı şükranla andım.

Bazen ölmek, ölüp onlara kavuşmak istiyordum.
İleriye baktığımda bahçe demirleri ve korumalar görünüyordu.
Ama benim onlarla bir işim olmayacaktı.
Evet. Benim işim bu çeşme ile.

"Hadi Aslı başlayalım.
Ben çok heyecanlıyım ,macera filmi gibi."

"Ya... Tabi tabi. Tam bir macera filmi Alev."

"Seni bana Allah neden verdi, hiç bilmiyorum."

"Seni korumam için."

Sessiz kaldım,haklıydı.
Bir çok kez Alev ve o sırtımdaki ürperme hissi ile gelen uyarılarıyla kurtulmuştum ,tehlikeli durumlardan.

"Neyse hadi bakalım bismillah."

Diyerek Aslanlı çeşmenin üç çeşmesinden ortadaki bozuk olup akmadığı sanılan çeşmeyi önce kuvvetlice içeri doğru bastırdım. Sonra sağa doğru iki tur döndürdüm.
Duyduğum açılan kilit sesiyle çeşmenin arkasına geçtim.

Yerde logar kapağı şeklin de görünen kapağı açarak, dik şekildeki merdivenden indim önce.
Yerini iyi bildiğim düğmeye basarak geçitteki loş ışıkların açılmasını sağladım.

Bir metre bile olmayan genişlikteki uzun koridorda yürüyerek, evin altındaki uzun ve gizli tünelden ilerleyip mutfağın altına kadar geldim.
Bu tüneli babam:

"Evde birşey olurda kapıdan çıkamazsak yada düşmanlarımdan bir saldırı gelirse kaçabilelim diye yaptırdım." Demişti.

Ama,asıl düşman koynuna aldığı yeni karısı imiş haberi bile olmamıştı zavallının.
Yada olmuşmuydu?
Belkide o kadının yapacaklarını biliyordu. Kimbilir.
Bunu içeri girip o belgeleri aldığımda anlayacağım.
Umarım kimseye yakalanmadan kütüphaneye kadar gitmeyi ve babamın belgeleri sakladığı o heykeli bulup o belgeleri almayı başarırım.

Bu benim son şansım.
Yoksa, ya ömrüm o hastanede geçecek yada annem ve babamın yanına gideceğim.
Benim için üçüncü bir seçenek yok.

Loading...
0%