Yeni Üyelik
58.
Bölüm

🔥D. 58 Kork

@azamet_29_2

Ferman beni ofisin içindeki konforlu odaya getirdi.
Burada rahatına bak. İşim biter bitmez geleceğim diyerek alnıma bir öpücük bırakıp çıktı.

Odadaki yatağa bakarak. Bu odaya gelen ilk kız benmiyim gerçekten diye düşünmeden edemedim.

Ama Ferman'a inanıyordum.
Önce yatağın kenarına oturdum. Sonrada arkaya doğru yatarak kollarımı iki yana açtım.

"Çok rahat." Dedim sesli şekilde.

Alev:
"Ferman keyfini biliyor."

"Aslı."

"Hıımm."

"Artık her şeyini geri aldın.
Ferman'da sonunda itiraf etti.
O aptal Kara kule sonunda sana olan duygularını itiraf etti.
Haklıydım biliyordum. "

"Evet. Etti." Dedim ağzım kulaklarımda.

"Şuan kendimi rüyada gibi hissediyorum.
Bu yüzden de korkuyorum.
Biri gelecek beni uyandıracak yine o kabus gibi geçen günlerden birine uyanacakmışım gibi hissediyorum."

"Ama şuan huzur dolu görünüyorsun.
Seni böyle görmek benide mutlu ediyor.
Senin adına gerçekten seviniyorum."

"Alev.
İyiki varsın. "

"Birden ortam fazla mı yumuşadı sanki. "

"Şimdi biz diğer konuya geçelim.
Demir'i kim öldürdü?"

"İnan gerçekten merak ediyorum.
Gerçektende Hamdi olabilir mi.
Ya birileri Hamdi'yi de öldürmüşse.
Durduk yere neden kaybolsun bu adam."

Ayağa kalkarak odada ileri geri volta atmaya başladım.

"Demir kiminle çatıştı. Bugün buradaki adamların alakası varmıydı.
Sahi neden sormadım bunu Ferman'a.
Neyse dönünce sorarım."

"Peki diyelim Hamdi değil.
Kim bizi neden Nerimanla karşı karşıya getirsin.
Kaldıki Neriman nerde. Ya Ferman'ın dediği gibi onuda öldürdülerse. Kadın Kıbrıs 'dayken birden buhar oldu."

"Aslı..Kadının Amerika'ya kaçmadığı ne belli."

"Haklısın Alev, ama nerde olursa olsun. Oglunu almak cezanesine katilmak için gelecektir."

"Aslı. Ya. Birileri bizi tek tek avlamak istiyorsa."

"Kim mesela.
Geçmişe bakıyorum. Aklıma sadece Seyfi geliyor.

"Ama o öldü. "

"Ölüp ölmediği belli değilki.
Ya hala yaşıyorsa."

"Yaşıyor olsa şuana kadar bir şekilde duyulurdu."

"Tedbirli olmalıyız. ASLI. Ben bu sessizligi begenmedim. Tam her şey yoluna girerken gafil avlanmayı hiç istemem."

"Tamam tut ki Seyfi.
Neden yaptı."

"İntikam.
Adamın Demir'le anlaşmasını bozduk. Elinden kaçtık. Kaçarken adamı vurduk. Villasını içindekilerle birlikte yaktık. Ölmediyse eğer intikam için iyi sebepler. "

"Peki Seyfi o gece o öldü diyelim. Alakası yok diyelim. Geriye kim kalıyor,Hamdi. Hamdi neden yapar."

"Ben Hamdi'nin yerine koyuyorum kendimi. Âsi'nin ağzına geleni saymasıyla vijdan azabı çeker sonra iyilik olsun diye onu tahtalı köye yollardım.
Vicdanım rahatlasın diye."

Bi ihtimalde çatıştığı adamlar işi yarım bırakmamak için yapmış olabilirler.

Ayyy... Başıma ağrı girdi. Valla demiştimki.
Cam kapı açılıp Ferman içeriye girdi.

"Hayırdır bu kez hangisiyle tartışıyordun."

"Aslın da tartışma değilde... Alev ile bu Demir konusunda bilgilerimizi gözden geçirme diyelim.
İşin içinden çıkamıyorum başıma ağrı girdi."

"İşim bitti. Hadi çıkalım.
Düşüncelerini yolda bana da anlat.

Önce ofisten çıktık. Kapının önünde yine aynı koruma kadrosundan 4 kişi vardı. Adamlarla birlikte asansörle garaja indik.
Holding den yine önde 2 araç arkada 2 araç ortada biz seklinde ayrıldık.

Yol boyunca Alev ile konuştuğumuz her şeyi Ferman'a da anlattım.
Hepsine hak vermekle birlikte oda kesin bir sonuca varamıyordu.

"Bu dediklerine katılıyorum.
Ama kesin bir şey söylemek zor.
Dışardaki adamlardan haber bekleyeceğiz. Bakalım hastanedeki Murat'tan ne haber çıkacak.
Zafer ile konuşunca daha net bilgi alırız. Önce eve geçelim.
Sonra Zafer'i arar konuşuruz."

Geri kalan yolu sessizce gittikten sonra nihayet eve geldik.
Kış aylarında hem soguk oluşu hem havanın erkenden kararıyor oluşundan hiç hoşlanmıyorum.
Kış aylarını zaten sevmiyorum.
Ben yaz çocuğu olmalıymışım.
Aralık ta doğmuşum ama yinede sevmem kış mevsimini.

Arabadan indim.
"Kış mevsimini hiç sevmiyorum,sevmiyorum." Dedim tekrar kollarımla kendimi sarıp hızlı hızlı eve girerken.
Arkamdan da Ferman geliyordu. Ama kapıya ulaşamadan adamlardan biri yanına geldi. Birşeyler söyledi. Ferman sadece başını salladı ve içeri girdi.

"Ne oldu ne dedi."

"Esma Sultan gelmiş. Yemek hazırlayıp dönmüş. Ben gelme diye kesin bir dille söylemiştim. Ama dayanamamış."

Ferman'ın sözlerinden sonra mutfağa girdim.
Yemekler hazır bizi bekliyordu.

Sadece masayı hazirlamak kalmıştı. Ellerimi yıkayıp geliyorum.
Dedikten sonra hızlıca yukarı çıktım.
Banyoya girerek ellerimi yuzumu yıkadım. Hızlı şekilde üzerime eşofmanlarımı giyerek tekrar aşağı indim.

Ferman ortalarda yoktu.
Oda büyük ihtimalle yukarıya çıkmış kıyafetlerini değiştiriyordu.

Mutfağa girerek. Raftan tabakları alarak masaya dizerken bir an kendimi 3 yıl öncesinde hissettim.
Babam henüz evlenmemişti.
Sadece ikimiz vardık.
Akşam yemeklerini birlikte yer masada sohbet ederdik.
Babam iş ile ilgili şeyleri evde konuşmazdı. Bense okulda ne yaptıysam anlatır çoğu zaman dertlenirdim.

Babam:
"Aslı. Birgün okulun bitecek büyüyeceksin. Yaşadığın herşey geçmişinde bir anı olarak kalacak.

Bu günlerinin tadını çıkar. Güzel bir geçmişin olsun. Hiç bir şey için üzülme hiç bir arkadaşına gereksiz yere kızma, küsme.
Seni eleştiren beğenmeyen insanlar için kafanı yorma.
Çünkü birgün geçmişine bakarken ne aptalmışım. Olmadık şeyler için kendimi üzmüşüm, yormuşum diyeceksin. Hatta keşke o günlere geri dönebilsem neler neler yapardım diyeceksin."

Babam haklıydı. Keşke o günlere tekrar dönebilsem. Keşke babam hala yaşıyor olsa,ben okulda olsam bütün derslerimden kalsam.
Sürekli ders çalışsaydım ama babam yaşasaydı.

Aslı!

Ferman'ın sesiyle bir an boş bulunup yerimde sıçradım. Elimdeki tabakta elimden kayıp düştü.

Ferman:
Hişşşt..Afedersin korkutmak istemedim. Elinde tabakla öyle boş boş baktığını görünce bişey oldu sandım.

Yo..yok.. birşey. Dalmışım sadece. Dedim. Yerdeki parçaları almak için eğilirken.
Ferman kolumdan tutup engelledi. Yüzümü avuçlarının arasına aldı. Göz yaşlarımı baş parmakları ile sildi. O zaman farkettim ağladığımı.

"İyimisin gel otur şuraya." Dedi, beni sandalyeye doğru çekerek.

İyimisin.

İyiyim. Sadece babam ve ben...
Birlikte burada yemek yediğimiz zamanlar geldi aklıma dalmışım.

Aslı. Geçmişteki günlerini sana geri veremem. Ama mutlu edebilmek için elimden ne grlirse yapacağım. Dedi.
Sonra kendisi eğilip topladı kırık tabağın parçalarını.

Öylece izledim.
Yerdeki parçaları topladıktan sonra yemekleri tabaklara koyarak masaya bıraktı.
Sonra kendi de oturdu.

"Hadi soğutma. Yemeğini ye."

"Teşekkür ederim."

Kaçan iştahıma rağmen biraz yemek yemeye çalıştım.
Burada böyle sadece Ferman ile yemek yemek tuhaf hissettirdi.

Kerem,Gülce, Esma Sultan çalışan kızlar. Kimse yoktu.

Yemeğimizi yerken ikimiz de konuşmadık. Ben konuşacak birşey bulamamaktan susarken Ferman'ın düşündüğü şeylerden sustuğu belli oluyordu.

Yemeğimiz bitince sessizce kalkıp tabakları tezgaha oradanda temizleyerek makineye yerleştirdim.
Ben ortalığı toplarken Fermanda salona geçti.

Koltuğa oturduğunda telefonu çaldı.
Önce açtı sonra hoparlöre aldı.

"Söyle koçum."

"Abi yoldayım.
Acil konuşmamız lazım."

"Tamam. Nerdesin."

"5 dakikaya oradayım abi."

"Tamam bekliyorum."

Ferman telfonu kapattığında yanına gittim.
Sessizce Karşısında ki koltuğa oturdum.

"Zafer geliyor.
Yeni haberler olmalı. Konuşalım dedi."

"Hangi konuda. Demir ile mi ilgili."

"Bilmiyorum.Gelince anlarız."

Stresli geçen bir kaç dakika sonra Zafer geldi. İçeriye girip Ferman'ın yanına gelerek elleri önünde selam verdi.
Ferman:
"Gel koçum otur. Anlat. Ne oldu."

Zafer salondaki koltuğa oturdu.

Ferman:

"Çocuklarla ilgili bi sıkıntı mı var."

"Hayır abi. Çocukları eve yerleştirdim.
Kerem biraz söylendi ama mecbur senin emrine uydu.
Eve adamların en iyilerinde koruma bıraktım."

"İyi. O halde diğer konu."

"Evet abi.
Geçen gece Hamdi şirkete geldikten sonra dönerken yolda kaza geçirmiş.
Önce arabası arıza yapmış. İnip baktığı sırada başka araba ile çarpıp kaçmışlar.
Hamdi kendine geldiğinde hastanedeymiş.
Hastaneden kaçıp kayıplara karışmış.
Ortalık durulunca beni aradı."

"Ne diyorsun oğlum." Dedi Ferman ayağa fırlayarak.

"O zaman, takip ediliyordu.
Şimdi nerde peki."

"İyi bir yere yerleştirdim.
Yaraları kötü değil ama bu halde bir işimize yaramaz. İyileşene kadar zaman lazım.
Dahası Demir için kimse gelmemiş.
Ne Neriman ne başka biri.
Murat hala hastanede takipte.
Demir'i yarın defnedecekler.
Ama kimse yok. Bu normal değil."

"Belkide cenazeye gelir." Dedim araya girerek.

"Yarın göreceğiz. Kim geliyor kim gelmiyor."Dedi Ferman.

"Cihan nerede." Diye sordu Ferman.

"Kendi adamlarının başında abi.
Bir yandan Neriman'ı bulmaya çalışıyor.
Bir yandan da Demir'in adamlarını takip ediyor."

"Başka bişey."

"Bu kadar abi."

"Tamam koçum."

"Abi izin verirsen ben çıkayım.
Adamları yoklayım."

Zafer çıktıktan sonra. Biraz daha oturduk. İkimizinde sessizce düşünüyorduk.
Sessizliği ben bozdum.

"Ben yatmaya gidiyorum." Dedim ayağa kalkarak.

"Yarın erken kalkacağız." Dedi.

"Neden."

"Sende benimle geleceksin."

"Nereye."

"Şirkete. Bu sorun çözülene kadar yalnız kalmayacaksın."

"Yok artık. Ben her sabah şirkete gelip orada ne yapacağım ya.
Hiç bir şey yapmadan oturunca uykum gelir benim."

"Seni işe almamı istermisin." Dedi gülümseyerek.

Ters şekilde yüzüne bakarak.
"Çok komik." Dedim. Merdivenlerden çıkıp odama giderken.

Yorucu bir gündü gerçekten uyumaya ihtiyacım vardı.

Odama çıkıp önce banyoya girdim. Rutin işler, dış fırçalamak, pijamaları giymek ve yatış.
Nihayet yatağa attım kendimi.

Gözlerimi kapatırken,
"Baba bu gece rüyama gel.
Seni çok özledim. Annemide getir olmazmı. Onu da çok özledim.
Ne olur bu gece gelin ne olur.

Gözümden bir damla yaş aktı yine. Düşmekle düşmemek arasında takılı kaldı kirpiğimde.

********

Sabah uyandığımda saat 8 i gösteriyordu.

Yatağımdan kalkıp ayaklarımı sürüyerek banyoya girdim. İşlerimi halledip odama döndüm.

Dolaptan temiz kıyafetler çıkararak giyinip odadan çıktım.

Merdivenlere geldiğimde burnuma tanıdık bir koku geldi.

Hızlıca merdivenleri indim.
Mutfağa girdiğimde kahvaltı masasında pankek gördüm. İnanamayan gözlerle baktım.

Annem öldükten sonra hiç yememiştim.
Annemin benim için yaptığı o günler kısa bir an gözümün önünden geçti.
Kimin yaptığına baktım. Esma Sultan tezgahın başında duruyordu.
O an yine annem geldi aklıma.
Bir kaç saniye annemi gördüm o tezgahın başında.

Sonra kendime gelip.
"Esma Sultan?"Dedim sorgularcasına.

Bana baktı gülümseyerek.

"Günaydın Aslı kızım."

"Sen neden buradasın?"

"Dayanamadım. Aklım hep burada kalıyor. Ben hiç böyle uzak kalmadım çocuklarımdan." Dedi. Bana doğru eğilip gizli bir sır veriyor gibi konuşarak.
Sonrada gülümsedi.
"İşim bitti zaten gidiyorum şimdi,size afiyet olsun."

Gözlerim dolu dolu, "Esma Sultan. Sana sarılabilirmiyim?"Dedim.

"Ta..Tabiki..."

Hızlı adımlarla yaklaştım, sımsıkı sarıldım.
"Teşekkür ederim. Bu sabah annemi görmüş gibi oldum." Dedim.

O sırada mutfağa, bir taraftanda ceketini giymeye çalışan Ferman girdi.

"Ooo. Maşallah ne bu sevgi sarmalı bakalım.
Esma Sultan? Sen beden buradasın."

"Kusura bakma Ferman oğlum.
Dayanamadım. Bomboş evde ne yer ne içersiniz diye hep aklım burda. Size kahvaltı hazırladım Dolabada bir şeyler yapıp getirdim koydum.. Zaten çıkıyordum bende." Dedi Esma teyze biraz da çekingen şekilde. "

Ferman yaşlı kadına baktı.

"Teşekkür ederim Esma Sultan. Ama biliyorsun durumlar biraz karışık. O yüzden dikkatli olmak gerekiyor.
Kendini riske sokma. Ben haber verene kadar buraya gelme birdaha olurmu. Ailemi korumaya çalışıyorum. Sende benim ailemden birisin." Dedi gülümseyerek.

Esma Sultan gözleri dolu şekilde Ferman'a baktı.
"Tamam oğlum."Dedi,oda gülümsedi.

"Bir ihtiyaç olursa hemen çağıracaksın ama olurmu."

"Merak etme hemen çağırırım."

Kadın halinden memnun mutfaktan sonrada evden çıktı.
Ferman telefonunu çıkarıp bir arama yaptı.
Ciddi ses tonuyla.
"Esma Sultanı eve bırakın."Dedi.

Sonra tekrar yumuşak ses tonuna geçiş yaparak.

Günaydın. Hadi yiyip erkenden çıkalım.

Esma Sultanın yaptığı pankekleri afiyetle yedikten sonra. Hazırlanırken
Ferman'ın telefonu çaldı.

Ferman ekrana bakıp açtı.

Tamam çıkıyoruz zaten. Dedi.

Beraber evden çıktık. Araçlara baktım dünkü konvoy tam tekmil hazırdı artı olarak Zafer'de vardı.

Bu kez arabayı Zafer kullanırken bizde arka

Telefondan değiştirilmiş olduğu koltuga geçip oturduk.
Yarim saat sonra şirketteydik. Ferman sırasıyla toplantılarına girerken ben içerdeki odada deyim yerindeyse yata kalka yiyip içerek geçirdim saatleri.

Saat 1 olduğunda yemeğimizi ofiste yedik. Dışarıya çıkmak riskmiş efendim. Devamında Ferman. Bilgisayarında birşeylerle uğraştı.
Saat 5 olduğunda artık çığlık atmak üzereydim.

Gidelim artık vallaha çatlayacağım.

Neden. Bence artık bu ortamlara iyice alış. Kendi şirketinin başına geçince hayatın bu ofis odalarında geçecek.

Bir an durup düşündüm. Haklıydı.
Haklıydı da ben o işlerin üstesinden nasıl gelecektim.

Tamam. İsim bitti kalanları evde hallederim.
Çıkabiliriz.

Of nihayet dedim kağanını ve çantamı apar topar alarak.

Birlikte ofisten çıkarken o Filiz'in gıcık olduğum bakışlarına aldırmadan asansöre doğru dönüp bekledim.

Ferman:
"Filiz Hanım biz çıkıyoruz.
Diğer dosyaları evdeki bilgisayarıma yolla. Evden bakacağım."

"Tamam efendim."

"Yazık kıza yaa."

"Filiz'e mi. Neden?"

"Bütün hayalleri suya düştü.
Şuan yanında ben olduğun için kızcağız kahrından ölüyordur.
Eminim seninle ilgili bir çok fantazisi vardı."

Kahkaha ile güldü yine Ferman.
"Onun fantezileriyle ilgilenmiyorum."

Dedi Asansöre girerken. Kapı kapanıp zemine doğru hareket ettiginde,
Ferman beni sarıp kendine çekti sıkıca sarılarak burnunu boynuma dayadı.
"Benim aklımda sadece sen varsın." Dedi. Geri çekilip bana baktı.

Gözlerim gözlerine sonra istemeden dudaklarına kaydı. Anında kendimi geri çekerek. Henüz affedilnedin Ferman Bey. Dedim.

Ferman ellerini benden çekerek ceplerine soktu. Ben sabırlı biriyim beklerim güzelim. Eskilerin dediği gibi sabreden derviş muradına ermiş.

Gülerek," Dervişe bak." Dedim.

Asansör açılınca inerek arabalara doğru gittik. Sabahki konvoy yine aynı şekil bekliyordu.

Yarım saate eve geldik. Arabadan inince kollarımı kendime sararak yine koşar adım eve doğru ilerledim. Soğuğu sevmiyorum. Sevmiyorum, sevmiyorum. Dedim yüksek sesle.

Kapıyı açıp içeriye girmeden önce Ferman'a kısa bir bakış attım. Zaferle konuşuyorlardı.

Zafer çocukları bi kontrol et. Sonra dönün.

Tamam abi.
Sizde dikkatli olun hızlıca gider dönerim.

Merak etme. Hadi git.

Zafer arabaya binip ayrıldıktan sonra
Ferman,elleri yine ceplerinde yavaş adımlarla arkamdan geldi.

Evde kimse olmayınca haliyle ışıklarda yanmıyordu. Karanlıkta el yordamıyla anahtarları zorda olsa bulup bastım ama büyük lambalar değil küçükler yandı.
Bu şu demek elektrik kesikti ve jeneratör gıcık lambaları yakmıştı sadece.
Şanssızlığımıza söylenerek,
arkamı döndüğünde onu gördüm.

Ellerimi ağzıma bastırarak çığlık attım.

***********************************
Selaaammm.

Bölüm sonu canlarım.

Bol yorum ve beğeni olması dileğiyle hepinizi seviyorum.

 

Loading...
0%