Yeni Üyelik
22.
Bölüm

🔥D.22 Baskın

@azamet_29_2

Yeni bölümden merhaba.
Hareketli bir bölüme hazır mıyız.
Hadi okumaya buyrun. Sol alttaki yıldıza bir dokunup okumaya başlayın olurmu?😊😊

***********************************

Uzun zamandır hissetmediğim sırtımdaki ürperme ve Alev'in,

"Aslı dikkat"

Diyen sesini duydum.

Birden bahçenin demir kapısının kırılarak açılmasının ardından bahçeye siyah arabalar girdi.

10- 15 kişilik silahlı bir grubun arabalardan inmesiyle silahların patlaması bir oldu.
Kapıdan girenler bahçedeki korumalara ateş ederken, onlarda dışardan girenlere ateş etmeye başladılar.

Hepimiz şaşkınlıkla ne yapacağımızı şaşırdık. Kapıya baktığımda Ferman'ın adamlarından biri kapıyı dahada açarak silahlı adamları içeri alıyordu.

Bu nasıl olur.
O.. O. Adam.
Ferman için çalışıyormuydu.
İlk aklıma gelen Gülce ve Kerem oldu.
Arkama baktığımda Kerem hızla masayı yana devirerek Gülce ile birlikte arkasına geçmişti.

Kerem:

"Aslıı!
Zelihaa!
Hemen yere yatın!
Çabuk." Diye bağırdı.

Arkadan bağıran Ferman'ın sesiyle o yöne baktım.
Evin kapısından çıkmış bize doğru gelirken bir yandan adamlara ateş ediyor bir yandanda,

"Aptal kız yat yere."

Diye bağırıyordu.
Onun arkasından da Zafer geliyordu. İkiside gelen adamlara doğru ateş ederek bize doğru gelmeye çalışıyorlardı.

Hemen dizlerimin üzerine çökerek ellerimle başımı korumaya aldım.
Bu adamlar kim.? Bizden ne istiyorlar.
Arkadan gelen kişiyi görünce birden kanım dondu.
Bütün vücudum ayazda kalmış gibi titremeye başladı.

Bu..Bu..O. Demir.
Demir'in buraya benim için geldiğini adım gibi biliyordum.
Donup kalmış,tamamen taş kesilmiştim.
Eski anılarım ve korkum yeniden ortaya çıkmıştı.
O geceyi tekrar tekrar yaşamaya başlamıştım.

Ferman, bana bakıyordu.
Bende onun gözlerine..
Gözlerinde korkumu vardı onun.?
Benim için endişeleşiyormuydu.

Tekrar Demir'e döndü. Ferman.

"Demir!!
Seni şerefsiz orospu çocugu.
Sen hangi hakla benim evimi basıyorsun lan!
Kimsin ulan sen?
Gebertirim lan seni."

Demir hem ateş edip hem sorduğu soruya, gülerek cevap verdi.

"Senin evinmi ? Pöeh!
Senin değil lan!
Aslında bu ev benim.
Yabancı bir yer değil yani.
Ben sana bu iş burda kalmayacak dememişmiydim o gün.
Pişman edeceğim seni demiştim değilmi?
Bugün senden hem evimi,hem kardeşim olacak o aptalı, hemde senin canını almaya geldim.
Sense bugün ecelininle buluşacaksın.

"Aslı
Aslıııı! "

Bana bağıran Ferman'ı duyuyordum ama tepki veremiyordum.
Sadece benim için üzülen gözlerine bakıyordum.
Galiba yolun sonuydu.
Demir beni yakalarsa bu sefer kesin öldürürdü.
O an ensemde soğuk bir demir hissettim.

"Kıpırdama yoksa canın yanar."

Bu.. Buu.. Zeliha.?
Zeliha ne yapıyordu.?
O. Oda onların adamı.

Neler oluyor.
Aklım iyice karışmıştı.
Zeliha en baştan beri yani iki yıldır Demir'in ajanımıydı?
Buna inanamıyorum.
Allahım, hastanede ve burda her zaman benim yanımdaydı.
İsterse çekip öldürebilecek mesafedeydi öylemi.

Şuan gerçekten çok kötü hissediyordum, kusmak istiyordum.
Aklım bulanmaya dengem kaybolmaya başlamıştı.

Birden Alev'in sesi geldi kulağıma.

"Tamam.!
Bu kadar yeter sen dinlen Aslı."

*****
Alev yine çıkmıştı ortaya.
Aslı'nın bu savunmasız durumu yine Alev'i ortaya çıkarmıştı. Alev zaten bunun için vardı. Aslı'yı korumak için.
Alev. Ani bir hareketle arkasına dönerek sol eliyle Zeliha'nın elindeki silahı alıp aynı hızla ikinci dönüşle sağ dirseğini Zeliha'nın yüzüne geçirdi.
Zeliha ne olduğunu anlayamadan kendini yerde buldu.
Zeliha afallamıştı.
Alev, Zeliha'dan aldığı silahı belinin arkasına takarak yerde yatan Zeliha'nın üzerine çıkarak yumruklamaya başlamıştı, Zeliha'yı.

"Onca zaman numara yaptın haa!! Seni adi sürtük. Onca zaman Demir için çalışıyordun haa!"
Hem vuruyor hemde sayısız küfürler ediyordu Alev.

Birden, ikinci kere ensesinde soğuk demiri hissetti.

"Hiiişşt sakin ol kedicik.
Ayağa kalk! Yavaşça."

Alev yavaşça ayağa kalkarak arkasını döndü.
Dönmesiyle başında hissettiği acı bir oldu.
Arkasındaki Cemil onu gafil avlamıştı.

Gözleri kararan Aslı kendini yerde buldu. Ve karanlığa kayıp gitti.

Bayılttığı Aslı'nın belinden silahı alıp kendi beline taktı Cemil.
Aslı'yı tuttugu gibi omuzunun üzerine çuval gibi alarak havaya bir kaç el ateş etti.
O an herkes durdu ve onlara baktı.
Kız Cemil'in omuzundan aşağı sarkmış alnından kan damlıyordu.
Cemil elindeki silahı kızın karnına dayadı.

"Hiç kimse kıpırdamasın.!"

Dedi üstüne basa basa.

"Yoksa kızı öldürürüm. "

Ferman ağzının içinden küfürler ederek mecbur ellerini havaya kaldırdı.
Olduğu yerden öne doğru yürüyerek elindeki silahı yere attı.

"Herkes bıraksın elindeki silahı."

Dedi adamlarına.
Adamlar önce birbirlerine baktılar kararsız şekilde.

Ferman:

"Atın lan silahları."

Diye kükreyince,onlarda el mecbur aynı anda bıraktı silahları.

Demir pis pis sırıtarak Ferman'a doğru yaklaştı.

"Eveet Ferman.
Böylelikle kazanan ben oluyorum.
Ve sende kaybeden.
Şimdi...
Onuda alıp gidiyorum."

Dedi.
Eliyle Aslı'yı göstererek.

"Ama daha seninle işim bitmedi."

Dedi tekrar, geri geri arabaya doğru giderken.
O sırada Aslı yarı baygın şekilde gözlerini araladı.
Tepe taklak şekilde neler olduğunu anlamaya çalışarak etrafa bakmaya çalıştı. Kıpırdayamıyor sadece uğultulu sesler duyuyordu.

Ferman:

" Demir! Sana son kez söylüyorum.
Aslı'yı bırak. Ve defolup git bu şehirden.
Sana söz veriyorum seni öldürmeyeceğim. Ama onu buradan çıkardığın an.
Yemin ederim seni bulduğum yerde ölmekten beter ederim. Anladınmı?"

Demir kahkaha atarak.

"Sen durumun farkında değilsin galiba. Şuan kazanan benim.
Sen ise kaybedensin.

Imm! Şimdi aklıma geldideee.! "

Dedi Demir.
Elindeki silahın ucuyla saçlarını karıştırarak.

"Biz burdan çıkınca sende peşimize takınacaksın değilmi."

"Ne sandın.
Dünyanın öbür ucuna gitsen seni bulurum lan. Bulduğum yerdede canına okurum."

"Ahahaha. Ama ben bunu istemiyorum.
O yüzden."

Dedi. Bir kaç saniye sessizce bekledi.
Ve Ferman'a doğrulttuğu silahın tetiğine bastı.
Ferman göğsünde hissettiği acıyla geriye doğru sendeleyip
yere düştü.

Aslı sisli bir perdenin ardından izlediği görüntüyle şok oldu.
Ferman'ın vurulduğunu ve yere yığıldığını görmüştü. Ve yine karanlığa çekilerek gözlerini kapattı.

Zafer:

Abii! Diye bağırarak,Ferman'ın yanına koşarken.
Kerem ve Gülce'de Ferman'ın yanına koştular.

Omuzundaki Aslı ile Cemil ve Demir hızlı adımlarla bahçenin dışındaki arabalarına doğru gitti.

Kerem.
"Abi dayan ne olur."
Diye hem ağlıyor hemde titreyen eliyle ambulansı aramaya çalışıyorken zavallı Gülce sadece abisinin üzerine kapanmış." Abi sende gitme" diye ağlıyordu.

*****

Demir hızlı adımlarla arabanın yanına gelerek kapıyı açtı.
Cemil omuzundaki Aslı'yı arabanın arka koltuğuna bıraktı. Demir'de hemen yanına oturdu.
Cemil ön koltuğa oturur oturmaz
direksiyondaki adam gazı kökledi ve oradan uzaklaşmaya başladı.
Diğer adamlarda arkadan tabi.

"Abi nereye gidiyoruz."

"Dağ evine sür bu pislik ölmezse peşime düşecektir.
O beni bulmadan benim Seyfo ile buluşup bu işi bitirmem lazım."

Demir, yanındaki baygın kıza bakarak Cemil'e çıkıştı.

"Senin yapacağın işi ssii...
Lan.. Ne biçim vurmuşsun kıza kafasını delmişsin
Seyfi sorarsa ne diyeceğiz lan geri zekalı."

"Abi pardon.
Zeliha'yı öyle görünce kendimi tutamadım.
Özür dilerim."

"Zeliha nerde?"

"Arkadaki arabada. Aslı fena benzetmiş."

Demir bir kahkaha patlatarak konuşmaya devam etti.

"Yalnız yaman kız bu deli Aslı.
Tımarhane yaramış."

"Neyse Seyfo yu ara dağ evine gelsin.
Emanet bizde de."

*****

ASLI'DAN

İnanılmaz bir baş ağrısıyla açtım gözlerimi.
Kafamın içinde filler koşuyordu adeta.
Önce neredeyim diye bir baktım.
Bir odada küçük bir yatakta yatıyordum.
Doğrulup yatağın kenarına oturarak etrafı inceledim.
Başım hala ağrıyordu.
Bir yatak, yatağın yanında bir sehba üzerinde sürahi ve bir bardak o kadar. Odada sadece bunlar vardı.

Neresi burası nerdeyim ben böyle. Ayağa kalkıp tavandan yere kadar olan pencereden dışarıya baktım.
Hava kararıyor yeni akşam oluyordu.
Çevrede hiç bir yerleşim yeri yoktu.
Kulübe bile.
Sadece orman.

Sonra bir anda olanlar aklıma geldi.
Büyük bir korku sardı bedenimi.

Demir.
Demir, adamlarıyla evi basmıştı.
Allahım.
Burası onun evi olmalı beni zorla oradan aldı buraya getirdi.

Olamaz!
Ferman.
Ferman'ı vurdu.
O. O. Öldümü.
Hayır.
Hayır hayır.
Hayır ölmüş olamaz.
Ölmemeli.
Ne olur Allahım.
Ona bir şey olmasın.
Benim yüzümden.
Hepsi benim suçum.
Benim yüzümden ölmesin Allah'ım ne olur.
Gözümden yaşlar akmaya başlanmıştı.
Durmuyordu,sürekli akıyordu.

Bir yandan ağlıyor , bir yandan olamaz ne yapacağım şimdi diye kendi kendime konuşuyordum.

Tekrar yatağa oturup sırtımı başlığa dayayıp dizlerimi karnıma çektim.
Başımı ellerimin arasına alarak ağlamaya devam ettim.

"Aslı.
Aslı sakin ol.
Kendini kaybetme."

"Korkuyorum Alev. Korkuyoruum."

"Korkmam çok normal sadece sakinleşmeye çalış.
Kurtulacağız."

"Hem ben senin yanındayım. Geçmişte yalnızdın ama şimdi ben seninleyim."

"Yaa.
Tabii..Buraya gelmeden öncede sen vardın. Ama şimdi buradayız."

"O ayrı.
Orayı karıştırma.
Cemil iti beni gafil avladı.
Ama yazdım onu bir kenara.
Benden bir alacağı var."

"Peki neredeyiz.
Demir bizi neden buraya getirdi.
Yine ne işler karıştırıyor.
İki yıldır hastaneye bir kere bile gelmeyen Demir.
Önce hastaneye geliyor beni almak için, başaramayınca her şeyi göze alıp Ferman'ın yanından beni zorla kaçırıyor."

"Benim burnuma pis kokular geliyor Aslı."

"Burnun kopsun Alev.
Ben burda korkudan ölüyorum sende yangına körükle gidiyorsun."

"Burun kopma konusunda ciddi misin. O seninde burnun."

"Kapa çeneni Alev.
Kapa çeneni."

O sırada kapının anahtarla açılma sesini duydum.
Kapı yavaşça geriye doğru açılırken bende mümkünmüş gibi iyice yatağa sindim.
Karanlıkta yavaşça açılan kapılar....
Kabuslarımın giriş bölümüydü hep.
Korkuyla yutkunarak. Gelen kişiye baktım.
Cemil'di.
"Aslı bana bırak."

ALEV'DEN

Yataktan kalktım..
Ayağa kalktım. Başımı öne dedim bekledim.
Cemil içeri girdi bir kaç adım sonra durdu bana baktı.

"Nasılsın kedicik."

"Benden uzak dur. Ve bana bir daha kedicik deme. " Dedim dişlerimi sıkarak.

Cemil bana baktı. Ama yaklaşmadı.
Hiç kıpırdamadan konuştu.

"Sana birşey yapmayacağım korkma.
Başın nasıl."

Cemil sorunca hatırladım.
Bu piç herif benim başıma vurmuştu.
Elimi alnına koyunca küçük bir bandaj farkettim.

"İyi
Ama sen bu kadarla kutulamayacaksın onu bil. Sana bir borcum var. "

Cemil halinden memnun şekilde gülümsedi sadece.

"Ne istiyorsun benden."

"Demir abi seni aşağı çağırdı."

"İstemiyorum." Dedim sinirle.

"Gelmezse zorla getir dedi."

Dahada sinirlenmiştim.

"Alev şimdi ne yapacağız."
Endişeyle soran Aslı'ya,

"Gidip bir bakalım." Dedim.

"Zaten başka şansımız yok.
Burada yalnızız. Önce etrafı bir anlayalım. Sonrada bir plân yaparız. "

"Tamam."

Kapıya kadar gelerek Cemil'in yanında durdum.
Bir an sıkı bir tekme atmak istedim kasığına. Ama intikam soğuk yenen bir yemekti. Bekleyecektim.

"Seninle hesabımız bitmedi." Dedim ve odadan çıkarak aşağı inen merdivenlere geldim.

Aşağıdaki salona bakınca Aslı evi hemen tanıdı.

Ama. Ama burası , babamın bizim için aldığı ev.
Ölmeden önce bir sabah beni buraya getirmişti.
Bu evi bizim için yaptırdım demişti. Seninle arada bir buraya kaçalım. Başbaşa kafa dinleyelim. Birlikte vakit geçirelim demişti.
Evi dışardan görmüştüm sadece.
Salonu sadece dışardan camdan bakınca görmüştüm.. İçini gezecek zamanımız olmamıştı o gün.
O yüzden üst kattaki oda tanıdık gelmemişti bana.

Demir herşeyimizi aldığı gibi bu evide almış

Aşağı indim. Demir'in karşısında durdum.

"Ne istiyorsun Allah'ın cezası.

***********************************

Eveet Bölüm bitti. Bölümü nasıl buldunuz.
Hareketli bir bölüm oldu.

Beğeni ve yorumlarınızı eksik etmezseniz sevinirim.

Hepinizi seviyorum canlar.

Loading...
0%