@azamet_29_2
|
"Senin yüzünden yanlış yoldan döndük Alev. "Bugün de biraz fazla yürü ne olur sanki. Zaten birazdan bizi enselerler daha fazla yürümene gerek kalmaz merak etme." "Dönünce ne olacak bakalım. "Oda adam gibi dursaydı, gözleriyle yedi bizi. Hem kaçarken hangi yöne doğru kaçsak diyemi düşünecektim." "Adamın hangi gözünü oysam diye düşünüyorsun ama. "Yollayamazlar o kadar çok paradan vazgeçemezler." "Herşeyede bir cevabın var bakıyorum. Peki! söyle bakalım 4 saatten fazladır aç susuz dışarıdayız. "Hıımm o kadarına yok. "Alev..." "Söyle canım." "Bi siktir git, kafamın içinden ya!! Kısa bir sessizlikten sonra, yol boyunca yürümeye başladım. Hava iyice kararmıştı ve hastaneden iyice uzaklaşmıştım. Nasıl fikir ama. Fena olmayan bir plan yaptığımı düşünüp, yolun karşısına geçmeye hazırlanırken aniden silah sesleri geldi kulağıma. "Ne oluyor. Savaş çıktıda bizim mi haberimiz yok lan! " Dedi Alev. Etrafıma baktım. Karşı yönden hızla siyah bir araç yolda yalpalayarak geliyordu. Arkasından da iki araç daha. Anladığım kadarıyla arkadan gelen araçtakiler öndekine ateş ediyordu. "Ah Alev senin yüzünden kör kurşuna kurban gideceğim burda! " Kurşunlardan biri öndeki aracın lastiğe isabet edince araç yoldan çıktı. "Allahım ölmek istemiyorum, daha intikamımı bile almadım." Dedim içimden. Adam son anda anî bir hareketle kırdığı direksiyonla önümden hızla geçerek bariyerlere çarptı. "Bu araçtan sağ çıkarmı bilmem." Dedi Alev yine. "Alev Allah'ta senin belanı versin. Düştüğümüz şu hale bak. Arkadan gelen araçlar hiç durmadan önümüzden geçerek karanlıkta kayboldular. Koşarak karşıya geçip, arabaya yaklaştım. Araba ters şekilde durmuş, motor kısmından dumanlar ve küçük kıvılcımlarla birlikte küçük alevler çıkmaya başlamıştı. Benzinlikte iki kişi vardı, biri yaşlı bir amca ki o da öylece bakıyordu.. Ters duran arabanın altından çıkan duman ve alevleri görmezden gelerek, "Yardım etsenize ne duruyorsunuz!" Diye bağırdım. Yaşlı adamsa bana, " Uzak dur, patlayabilir." Diye bağırıyordu. "Adam ölecek yardım edin içinden çıkaralım." Dedim tekrar. Ama yaklaşmadı bile. Arabanın altındaki alevler büyümeye başlarken arabaya dahada yaklaştım. Onu ordan çıkarmalıydım. Yardımı olacak birşey bulabilme umuduyla etrafıma bakınırken pompaların yanındaki demir sopayı gördüm. Hızla kalkarak demir sopayı kapıp geri döndüm. " Ya Allah." Diyerek kapının camına hızla indirdim. Demir sopayı bir kenara atıp patlayan camdan elimi sokarak kapıyı içeriden açtım. Başından kan sızan adamı dışarıya doğru çekmeye çalışırken nihayet cesareti gelen amcanında yardımıyla adamı araçtan güç bela uzaklaştırdık. Diğer adamda yangın tüpü ile arabayı söndürmeyi akıl edebildi. Boynundaki damarına baktım, nabız yoktu. Kalbi durmuştu. "Bastır! " Dedim. Amca yaraya bastırırken adama döndüm. Önce gömleğinin bir kaç düğmesini açtım. Başını biraz geriye doğru bükerek çenesini dikleştirdim. Tekrar nefes verdim ve tekrar masaj.. Bunu bir kaç kez daha yaptıktan sonra öksürerek nefes almaya başladı. Nihayet dönmüştü. "Amca bakma öyle ambulans çağır! " Dedim,yaradan çektiği elinin yerine kendi elimle baskı yaparken. Amca koşarak içeri girip telefona sarıldı. Diğer adamda aracı söndürmeyi başarmıştı. "Bu arabadan sana hayır gelmez artık." Dedim, şuan yanımda baygın yatan zengin görünümlü, acayip yakışıklı olan adamın yarasına elimle bastırmaya devam ederken. O sırada çalan telefon sesiyle kendime geldim. Adamın dudaklarına kayan gözlerimle, "Allah'ta benim..." Alev'in "Aslı bak artık şu telefona." Demesiyle kendime geldim. Ekrana baktığımda Sağ kolum yazıyordu. Yerde yatan adama tekrar bakarak, "Sen kimsin." Dedim. "Nasıl sağ kolun oluyor." "Mafya falan olmasın." "Saçmalama Alev. Elimdeki telefon hala çalıyordu bu arada. "Aslı aç artık şu telefonu yoksa kıracam valla." "Kes bi sesini ya!" Telefonun ekranındaki yeşil tuşu sürükleyince telefon açıldı. "Alo! Alo abi iyimisin! Cevap vermemiştim. "Aferin sana Aslı." Sonrada telefonu kapattım. "Sahi ya ben ne yapacaktım ne yapıyordum burda. Tam ayağa kalkıyordum ki bir el bileğinden tuttu. Hiç ses çıkarmadım. Bir kaç saniyelik bakışmadan sonra sessizce elini bileğimden çekerek yere bırakarak yanından kalktım. On dakika kadar yürüdükten sonra geldiğim yönden bu tarafa doğru gelen ambulans hızla yanımdan geçti. Yoluma devam ederken arkamdan gelen siren seslerini duydum. ***** Gözlerimi açtığımda kendi odamda kendi yatağımdaydım. Şuan burda böyle yatmak beni hiç rahatsız etmiyordu. ***** Bugün bu hasteneye kız kardeşimin daha iyi tedavi olması için gelmiştik. Kardeşimde Gülce'm de hiç bir değişiklik yoktu. Son çaremdi Aylin Hanım. Aylin Hanım ve Naci, Gülce ile tanıştı. Gülce ilk kez bir doktorun gözlerine uzun süre bakmıştı. Çok şaşırmıştım. Gülce bu güne kadar hiç bir doktora tepki vermemişti. Şaşkın bakışlarla Naci'ye baktım. Anne ve babam Gülce yanlarındayken öldürülmüşlerdi. Gülce ben yanına gelene kadar anne ve babamın cesetlerinin yanında öylece kalmış bir dahada kendine gelememişti. Görünüşe görede doğru yerdeydik. "Bir süre benim misafirim olarak kalmalı Gülce." Dedi. Ve bana bakarak devam etti. " Ferman Bey, merak etmeyin. " Tabi, nasıl uygun görürseniz. Yeterki iyi olsun. Gülce benim canım, size canımı emanet ediyorum yeterki düzelsin benim güzelim." Gülce ile beraber Gülce'nin yeni odasına gittik. 25 nolu oda. Aylin Gülce'ye bakarak, "Gülce'ciğim artık bu oda senin. Bir süre benim misafirim olacaksın tamam mı? " Dedi. Gülce hiç tepki vermedi. Aylin hanım kapıyı kapatıp bana doğru bakarak, " İstediğiniz zaman gelebilir, görebilirsiniz Ferman Bey. Devamını getiremeden birinin bana çarparak hızla yanımdan geçtiğini gördüm. |
0% |