Yeni Üyelik
30.
Bölüm

🔥D.30 Eve dönüyoruz

@azamet_29_2

Bu sabah kendimi daha iyi hissediyorum.
Yaram daha az acıyordu..
Saate baktığımda 8 olduğunu gördüm.
Kapının tıklamasıyla başımı kapıya çevirdim.
Giren kişi hemşireydi.

"Günaydın Aslı hanım."

"Günaydın."
Gelenlerden biri hemşire diğeride kahvaltı getiren servis elemanıydı.

"Bugün nasılsınız?"

" Daha iyi hissediyorum teşekkür ederim."

"Sevindim."

Yanıma yaklaşarak,

"Şimdii." Dedi.

"Önce serumu değişmemiz gerekiyor."

Serumu değiştikten sonra.
" Şimdide sizi biraz daha rahat ettireliiim."

Bunu söylerken bir yandanda yatağın kenarındaki kumandayı kullanarak yatağın baş kısmını yavaşça yukarıya doğru biraz yükseltti.
Daha rahat olmuştu bu şekilde.

" Yemeğinizi böyle daha rahat yiyebilirsiniz."

Dedi tekerlekli portatif masayı önüme sürükleyerek. Servis elemanı kahvaltı tepsisini önüme bırakıp çıktı.

"Hemşire hanım iki gündür yatıyorum kalkabilirmiyim artık. "

"Bugün size kalkmanız için yardımcı olacağım. Biraz yürüyeceğiz ama fazla değil. Sonra yine dinlenmeniz gerekiyor."

"Oh be böyle yatmaktan sıkılmıştım artık." Dedi Alev.

"Sen yatıyorsunda ben geziyormuyum sanki , lafa bak."

"Efendim" diyerek dönen hemşireyi görünce.
Önce hızla dudaklarımı birbirine bastırdım.
"Yok, şey.. kendi kendime oh..diyordum." Dedim.

"Siz önce kahvaltınızı yapın.
Yarım saate yine geleceğim."
Dedi gülümseyerek.

"Bu kadar ilgi normalmi?
Herkese böyle ilgilimi davranıyorlar.
Yoksa bize mi özel."

Dedi Alev Bu kez.

"Sende buldun da beğenmiyorsun."

Hemşire çıkarken arkasından baktım.
Kapının önünde iki adam gördüm.
Koruma bırakmıştı Ferman.

Kolumdaki serum yüzünden tek elimle kahvaltımı yapıp çayımı içerken bir yandan düşünüyordum.

İki gündür sadece, dün Gülce ve Kerem gelmiş ama Fermanı ilk günden sonra görmemiştim.
Kahvaltımı birtirip hemşireyi beklemeye başladım.

Yarım saat sonra hemşire gelince onunda yardımıyla yatakta doğruldum.

Hemşire.
Önce serumu kapatıp çıkardı.
Yürürken zorlamamam için.

"Dönünce tekrar takacağız." Dedi.

"Tamam da şeyy mecburmuyuz."

"Vücudun zayıf düşmüş o yüzden zorunlu."

Derin bir nefes alıp verdim.
"Peki ne yapalım"

Dedim.

"Şey..
Siz..
Benim adımı biliyorsunuz ama ben sizinkini bilmiyorum.
Sizin adınız neydi acaba."

"Zeynep." Dedi gülümseyerek.

"Memnun oldum Zeynep.
Yardımların için teşekkür ederim."

"Rica ederim görevim.
Şimdi 3 günden sonra ilk kez kalktığın için başın dönebilir.
Başın dönerse bana söyle.

"Tamam."

Önce yatağa oturdum yavaşça. Ayaklarımı aşağı sarkıtıp yerdeki terlikleri giydim.

"Hadi bakalım. Yavaşça kalkıyoruz." Dedi ve koluma girdi Zeynep.

İlk önce başım hafiften dönünce.
"Başım dönüyor." Dedim.

"Tamam.
Sakin ol biraz bekleyelim.
Birazdan gececektir."
Az sonra dediği gibi geçmişti.
Tam kapıya doğru ilk adımı atmıştık ki.
Kapı açıldı ve kapıda duran bir adet Ferman gördüm.

"Oo.. Hastamız ayağa kalkmış,"

Dedi elleri cebinde gülümseyerek.

Alev anında atladı.

"Aslı , Ferman'la yürüyelim.
Daha kağıtları alamadık.
Hem kağıtları sorarız."

"Zeynep Hanım.
Ben Ferman Bey ile yürümek istiyorum mümkünse."

Dedim,bir nefeste.
Anında Alev'e uymuştum.
Hemşire bir bana bir Ferman'a baktı.
Ferman olumlu anlamda başını sallayınca hemşirede,

" Olur ama dikkat edin lütfen." Dedi ve beni Ferman'a teslim etti.

Ferman koluma girdi ve yavaş adımlarla kapıdaki adamların arasından çıkarak yürümeye başladık koridorda.

Zafer'de koridorda bekliyordu.

"Ferman'ın yanından hiç ayrılmıyor bu adam yapışık ikizi sanki." Dedi Alev.

"Sanane Alev sanane.
Adamın koruması o."

"Sonono Olov sonono."

"Alev kes şunu."

Bizi görünce,

"Çok geçmiş olsun Aslı kardeş."

Dedi. Zafer ve kenara yürüyerek orada bekledi.

"Teşekkür ederim." Dedim sadece.

Hemşireden biraz uzaklaşıncada anında soruyu patlattım.

"Kağıtları getirdinmi."

"Kağıt.?
Demek benimle yürümeyi bu yüzden istedin."

"Tabikide. Başka neden olacak."

Dedim gözlerimi gözlerinden kaçırarak.

"Hadi kağıtları ver ."

Diyerek önüne geçtim sonra.

"Yanımda getirmedim."

"Ne!! Nasıl getirmedin.
Yaa ben daha doğru düzgün inceleyememiştim bile.
Kaçacakken son anda bulmuştum kağıtları."

"Evden değil, şirketten geliyorum. Kağıtları Zafer ile eve yollamıştım."

Yüzüne baktım.
Yüzünden yorgunluk akıyordu.
Belliki iyi uyumamıştı.

"Neden eve gitmedin."

"Bir kaç gündür şirkete uğrayamadım. İş yaptığım iş adamlarıda şirkete gelerek benimle görüşmek için çok ısrar ettiler.
İşlerde birikmişti tabiii, bende önce şirkete gidip acil olan işleri hallettim."

"Benim yüzümden desene şuna sen."

"Evet senin yüzünden."

"Ya, bu kadar açık demesende olurdu." Dedim.

"Önce sen söyledin. Neyse..
Anlat bakalım önce. Nedir bu kâğıtlar konusu. "

"Ne yani sen kağıtlara bakmadın mı."

"Hayır o an bir kızı kurtarmaya çalıştığım için bakma fırsatı bulamadım."

Başımı öne eğdim. Ferman tam karşımda bana bakıyordu.
Cevap bekliyordu.
Ben söylemesemde kağıtlar onda. €ninde sonunda benden önce o kağıtlara bakabilirdi.
Zira yararlandığım gece ona emanet vermiştim.

"Aslı söylemeyelim bence."

"Ama eninde sonunda öğrenecek."

"İyi düşünelim ona çok güvenmiyorum.."

"Düşünecek bir şey yok, Alev.
Herşey ortaya çıkacak zaten.
Ayrıca kağıtlarda onda."

Kendi kendine konuşan Aslı'ya bakan Ferman.

"Ne oldu Alev'le anlaşamadınız sanırım."

"Evet.
İtiraz ediyor. Sana anlatmamalıyız diyor. Sana güvenmiyor."

"Hhmm. Bana güvenmiyor öylemi.
Ya sen,"

Dedi Ferman kollarını göğsünde bağlayarak.

"Şeyy.. Ben onun gibi düşünmüyorum aslında..
Hem... Zatennn.."

Cümlemi bitiremedim.
Olduğum yerde kala kaldım. Ellerim titremeye başlayınca yumruk yaptığım ellerimi bedenime bastırdım.

"Zaten ne?"

Ferman benimle konuşuyordu ama ben hipnoz olmuşçasına,koridorun sonunda , Ferman 'ın arkasından bizi izleyen kapşonlu kişiye odaklanmış korkuyla bakıyordum.

"Be.. be.ni.. Bu.bull"

"Ne?
Neyden bahsediyorsun.
Be. be.bu.. bu... anlamıyorum."

Elimle arkasını gösterdim.
Çünkü konuşamıyordum. Hissettiğim korku bütün bedenimi sarmıştı.
Bu çok saçma. Neden her seferinde bu kadar fazla tepki veriyordum.
Kendimden nefret ediyordum artık.

Ferman'a arkasında nefretle bana bakan Zeliha'yı gösterdim.
Bacaklarımdaki derman kesilince Ferman'ın göğsünden tutunarak destek aldım. Başım dönmeye başlamıştı.
Ferman önce Zeliha'ya sonra hızla bana dönüp baktı. Belimden beni tutarken ,Zaferi yanına çağırdı.
Neler olduğunu anlamayan Zafer'e.

"Zeliha.
Zeliha burda. Hemen bütün katları arayın bulun onu."

"Hemen abi," dedi Zafer ok gibi fırlarken.
Kapıdaki adamlar da gitmek istesede Ferman,

"Siz kalın."Dedi.

Bana dönerek.
"Aslı iyimisin,"Dedi.

" Sa.. sadece dedim," ağlıyordum.

"Tamam geçti.
Korkma ben burdayım." Diyerek beni yavaşça kucağına kaldırdı.
Titreten ellerim hâlâ gömleğini sıkı sıkı tutuyordu.

Beni odama götürürken adamına

"Doktoru çağır." Dedi.

Adam doktoru getirmeye giderken beni yatağıma bıraktı yavaşça.

Sonra yatmama yardım etti.

"İyimisin," Dedi.

Evet Dedim ama hala titriyordum, bacamlarım bile.
Başımı aşağı yukarı sallayarak,

"Evet." Dedim tekrar. Kendimin bile zor duyduğum sesimle.

Az sonra kapıdan Kağan ve Zeynep girdi. Yüzlerindeki panik bariz görünüyordu.

"Neler oluyor.
Aslı rahatsızlanmış."

"Az önce fenalaştı."

Onları gözlerim kapalı dinliyordum. Hâlâ başım dönüyordu.

Kağan hemen yanıma gelip tansiyonumdan başlayarak muayene etti beni.
Sonra Zeyneb'in tekrar taktığı seruma ilaç enjekte etti.

Ferman'a dönerek.

"Önemli birşey yok şükür.
Tansiyonu düşmüş. Hem tansiyonuna iyi gelecek hemde rahatlatacak bir ilaç verdim.
Biraz dinlenince rahatlar."

Gözlerimi yarı açtığımda Ferman Kağan'ı kolundan çekerek uzaklaştırdı.
Ama ben yine de sorduğu soruyu duydum.

"Kağan, böyle olmayacak Aslı'yı eve götürmek istiyorum.
Gidebilirmi.
Gözümün önünde olmalı."

"Evemi?
Bilmem ki önce Emre'ye de sormak lazım.
Aslı'nın doktoru o."

"İyiya.
Ara sor.
HEMEN!!"

"Şimdimi ?"

"Evet şimdi. Hemen!"

"Hasbinallah. Oğlum delirdinmi kız ameliyatlı.
Ne acelen var."

"Anlatırım. Ama şimdi eve götürmek istiyorum."

"Tamam ya.. Soralım bakalım."
Kağan cebinden telefonunu çıkarıp tuşlara bastı.

"Alo Emre. Kolay gelsin.
Müsaitsen bir şey soracağım.
Aslı'nın eve gitmesinde bir sakınca varmı diye sormak istedik Ferman'la.
Evet bende biliyorum bir iki gün daha kalması iyi olur.
Ama buradaki asabi dostum kız arkadaşının illede yanında olması gerektiğini söylüyor bir oluru yokmu acaba."

Gözleri zorla açık tutarak izliyordum.
Bir oluru yokmu diyor yaaa. Güleyimmi ağlayayımmı. Bilemedim. Pazarlık yapıyor sanki.
Kız arkadaş kelimesini duyunca, hele birde,Ferman'ın gözlerin de şimşek çaktığına yemin edebilirim.

"Hmm evet elbette mutlaka dikkat ederiz. Tabiki dinlenmesi gerektiğini anlatırım.
Acil bir durum olursa hemen müdahale ederiz.
Peki o zaman çıkış işlemlerini yapıyoruz.
Çok teşekkür ederiz.
Selamını söylerim görüşürüz. "

Telefonu kapatmasıyla Ferman Kağan'ın yakalarından tuttu.
Önce bana bir bakış attı.
Gözlerim dahada kapanmaya başlamıştı.
Artık bulanık gördüğüm Ferman Kağanı silkeleyerek.

" Ne kızı ne arkadaşı lan canınamı susadın."

"Napayım oğlum yoksa izin vermezdi. Ne deseydim başka. "

"Hay senin yapacağın işe." Diyerek bıraktı Kağan'ı."

Kağan üzerini düzelterek sözlerine devam ederken, bende artık uykuya geçmek üzereydim.
Gözlerim kapalı dinliyordum konuşulanları.

"Evde dikkat etmesini, bolca dinlemesini, ilaçlarını ihmal etmemesini, iyi beslenmesini söyledi.
Ha.. birde sana selamı var."

"İyi madem. Hazırlan sende geliyorsun bugün bizimle."

"Ne! Ben niye geliyorum oğlum yaa."

"Bugünlük bizimle geliyorsun O kadar.
Şimdi git işlemleri hallet.
Sonra aşağıda buluşuruz."

"Ooff of. Ben ne günah işledimde senin gibi bir arkadaşım var bilmiyorum gerçekten. "

Diyerek çıktı Kağan odadan.

Bende artık karanlığa teslim olmuştum. Kabus görmekten korkarak uykuya daldım.

***********************************

Eveet bölüm sonu canlarım.

Gelecek bölüme kadar hoşçakalın

Şu aşağıdaki yıldızada bir dürtünde
parlasın olurmu.

 

Loading...
0%