Yeni Üyelik
32.
Bölüm

🔥D.32 Bana güven

@azamet_29_2

 

Yatağımda otururken hâlâ ağlamaklı gözlerle kağıtta okuduklarımı düşünüyordum.

 

Ferman elinde havlu ile yanına geldi.
Saçlarımı havluyla kurularken başımı kaldırıp ona baktım. Islanan gömleği vücuduna yapışmıştı. Bu etkileyici manzarayı görmemek için gözlerine çevirdim gözlerimi.
Şevkatle bakıyordu mavi gözleri.
Akşamki Ferman yoktu.

 

"Daha iyimisin?"

 

Başımı aşağı yukarı sallayarak,

 

"Evet." Dedim.

 

Dolabı açarak içinden pijamalardan bir takım alarak bana verdi.
Arkasını döndü.

 

"Üzerini değiş." Dedi.
Önce sessizce baka kaldım.
Sonrada ıslak kıyafetlerimden kurtulup pijamalarımı giydim.
Islak kıyafetlerimi alıp banyoya kirli sepetine bıraktım.

 

"Tamam." Dedim.

 

Ferman dönerek bana doğru geldi. Omuzlarımdan tutarak yatağa oturttu.
Yanıma oturdu.

 

"Her şeyi okudun.
Baban her şeyin farkındaymış.
Olacakları bekliyormuş.
Şunu iyi bilki baban bilsede bilmesede öldü.
Allah rahmet etsin.
Sen önüne bakmalısın.
Ayakta duracak yapman gerekeni yapacaksın.

 

Şimdi yatıp uyu."

 

Dedi beni yatağıma yatırarak.
Sonrada üzerimi örttü.

 

"Yarın daha etraflıca konuşuruz."

 

"Teşekkür ederim." Dedim, başım öne eğik şekilde.

 

"Ne için."

 

"O an öleceğimi sandım. Nefes alamadığımı hissettim. Alamayınca kalbim durdu sandım. Dört duvarı taştan, kapısız, penceresiz kapalı bir odada nefes alamadığımı sandım.
Ama. Sen..
Şey.. sarılınca.
Kalp atışlarını hissettim.
O zaman,benim için bir pencere açıldı o odada sanki.
Daha rahat nefes almaya başladım.
Teşekkür ederim."

 

Dedim tekrar ederek.

 

"O an gerçekten güçlü durdun.
İlk tanıdığım Aslı olsa çoktan olduğu yere düşer bayılırdı."

 

Başımı kaldırıp Ferman'a baktım.
Gözleriyle beni süzüyordu.
Ne olduğunu anlamaya çalışarak bende ona baktım.

 

"Gözlerin. Hâlâ mavi."

 

"Hhı."

 

"Hâlâ Aslı'sın."

 

"Anlamadım?"

 

"Böyle bir ataktan sonra Alev ortaya çıkardı hep."

 

"Yani Alev'in gelmesinimi istiyorsun."

 

"Hayır tabiki.
İstemez kalsın. "

 

"Demeye çalıştığım...
Neyse. Hadi yatağa." Dedi. Kolumdan tutup, yatağa yatırdı. Üzerimi sıkıca örttü.

 

"İyi geceler." Dedi ve ışığı kapatıp gece lambasını açtı.

 

"Bir şey olursa yan odadayım biliyorsun."Dedi bana bakarak.
Ve odadan çıktı.

 

*****
Aslı yattığı yerde düşünmeye başladı.

 

"Ne yapmalıyım.
Şimdi ne yapmalıyım."
Bir anda oturduğu yerde doğruldu.
"Kâğıt, kağıt nerde.?" dedi. Kaybetme korkusuyla.
"Aşağıda kaldı olamaz."Diyerek yatağından fırladı.
Hemen odadan çıkarak koşar adım aşağı kata indi.
Kâğıt hâlâ salonda yerdeydi.

 

"Ferman da unutmuş olmalı ki almamış." Dedi içinden.
Koltuğun önünde yerde duran kağıdı eline aldı.
Koltuğa oturup dizlerini kendine çekti.
Kağıdı tekrar tekrar okudu. Babasının yazdıklarına tekrar tekrar ağladı.
Sonra kağıdı göğsüne bastırdı. Sanki babasına sarılıyor gibi hissetti.
Koltuğa yatarak dizlerini karnına çekti.
Ağlamaya devam ederken de uyuya kaldı.

 

*****
Sabah gözlerini açtığında kendi yatağındaydı. Aslı.

 

İlk iş etrafına bakındı.
Nasıl geldim ben buraya.
Kâğıdı hatırladı sonra, elinde yoktu.
Panikle etrafına bakarken komodinin üzerindeki kağıdı gördü.
Rahat bir nefes verdi.
O sırada kapı çaldı.

 

"Girin."

 

"Günaydın Aslı."

 

"Günaydın Gülce."

 

"Bu saate kadar kalkmayınca merak ettim. Bakayım istedim."

 

"Bu saat derken."

 

"Saat 12."

 

"Ne?
12 mi ?
Bu saatde kadar uyudum mu?

 

"Evet ama çok yaramamış galiba gözlerin şişmiş. İyimisin?"

 

" Şeyy.. İyiyim kabus görmekten uyuyamadım.
Teşekkür ederim.

 

"Şeyy. Ferman evdemi? Onunla konuşacaklarım vardı."

 

"Evet bu gün cumartesi.
Kış bahçesinde kahve içip çalışıyor.
Dışarıda yağmur var.
Bu yüzden Kış bahçesinde oturmak istedi."

 

"İzin verirsen hazırlanıp ineyim."

 

"Tabiki ben aşağıdayım."

 

Yarım saat sonra Aslı hazırlanmış ve kış bahçesine inmişti.
Bu bahçe mutfaktan bahçeye çıkılan yerdeydi.
Kamelya gibi ama biraz daha büyüktü. Tavan kısmı dahil camla kapatılmış ve içi de ısıtmalıydı. Lapa lapa kar yağdığı zamanlarda Aslı burada oturup gökyüzünü izlemeyi çok severdi.

 

İçinde uygun şekilde hazırlanmış koltukları vardı. Siyah beyaz kadife kaplı koltuklar ortada yuvarlak beyaz bir masa küçük bir şömine ile harikaydı.

 

Kapıyı tıklayarak içeri girdi Aslı.

 

"Günaydın.
Ah.. Şey, yani tünaydın."

 

"Sanada tünaydın.
Gelsene. Otur.
Bir an akşama kadar uyursun sanmıştım."

 

"Galiba yaşadığım olaylardan fazlasıyla yorgun düşmüşüm. Uyuya kalmışım."

 

"Ağrın falan varmı?"

 

"Hayır iyiyim."

 

Kapı tekrar tıkladı.
Esma teyze,
"Aslı kızım kahvaltını yapmadın.
Hadi kahvaltını yap ilaçların tepside onlarıda almayı unutma."

 

"Teşekkür ederim Esma Sultan."

 

"Afiyet olsun kızım." Dedikten sonra Esma çıktı ve mutfağa döndü.

 

Aslı bilgisayara dikkat kesilmiş şekilde bakan Ferman'a baktı.

 

"Ben gece salona inmiştim. Düşünürken orada uyumuşum.
Ama sabah kendi yatağımdaydım. Nas..."

 

"Ben çıkardım seni yukarı.
Gece uykum kaçınca önce senin odana geldim.
Tabi yoktun. İlk gelişin de oldugu gibi aniden gittin sandım.
Salona inince de koltukta titreyerek uyuduğunu gördüm.
Soğukta hasta olma diye odana çıkardım."

 

Uykunda yine ağlıyordun diyemedi Ferman.
Ferman, konuyu değiştirerek,

 

"Benimle birşeyler konuşacağını söyledi Gülce. " Dedi.

 

"Evet ama galiba meşgulsün. Sonra konuşalım istersen."

 

Dedi Aslı çayında yudumlarken.

 

"Hayır önemli bir iş değil.
Sekreterimden benim için ev ilanları yollamasını istemiştim."

 

"Ev mi.?"

 

"Evet ev.
Bu evden ayrılmayı düşünüyorum."

 

Aslı duyduğu şeyle öksürmeye başladı. Çay boğazına kaçmıştı çünkü. Öyle öksürüyorduki Ferman 'ın yanına giderek sırtına vurması gerekti.

 

"İyimisin, dikkatli ol biraz."

 

"Neden buradan ayrılma kararı aldın."

 

Dedi Aslı Ferman'a bakarak.

 

"Çünkü bu ev senin, yani babandan sana kalan ev.
Burda kalma hakkımız yok."

 

"Ama, ama bu... Olmaz."

 

" Ferman Aslı'nın sözünü kesti. Öncelikle bu evden ayrılacağım.
Sonra seni en iyi avukatlarla tanıştıracağım. Elindeki kağıtla yeniden dava açılacak.
Demir'in ve annesinin elinden aldığı herşeyi geri alacağız. Bana güven.

 

Akşam avukatlarım burada olacak. Konuşacağız bu akşam.
Ayrıca içlerinden iki tanesi.
Babanın avukatlığını yapmış."

 

"Cezmi Devrimoğlu ve Kemal Ilgaz mı."

 

"Evet onlar.
Gerçekten tecrübeli birer avukatlar."

 

"Evet onları tanıyorum.
Ama onları istemiyorum.
Kesinlikle istemiyorum.."

 

"İstemiyormusun. Neden?"

 

"Çünkü bir kere olsun gelipte olanları araştırmadılar.
Sormadılar, soruşturmadılar."

 

Aslı sinirle ayağa fırladı.
Bu evden beni ambulansla götürürlerken onlarda bu evdeydi.
Neden gelipte birkez oldun hastanede beni görmediler.
Ben babam öldürüldü diye bas bas bağırırken neden gelipte bu kız neden bahsediyor demediler.
Neden babamın nasıl öldüğünü araştırmadılar.
Eminim Demir'in adamı oldular.
İstemiyorum. Hayır. Onların bu işe karışmasını istemiyorum."

 

Ferman, ayağa kalktı.
Aslı'yı omuzlarından tutarak,
"Tamaaam sakin ol istemiyorsan onlar gelmeyecek." Dedi.

 

Aslı sinirden nefes nefese kalmıştı.

 

O anda sırtında o eski ürperme hissini duydu yeniden.

 

"Aslı dikkat et. Yere yatın."

 

Aslı anında Fermanı da iterek birlikte yere attı kendini.
Ferman daha ne oluyor diyemeden.
O saniye duydukları silah sesiyle cam kaplama gürültüyle patlayıp dağıldı.
Silah sesinden sonra Ferman yerde yatan Aslı'nın üzerine kapandı. Kıpırdama sakın dedi. Bir kurşun daha girdi bahçeye diğer camıda dağıttı.
Aslı yine o kokuyu aldı. Yine o misk kokusu.
Farkında olmadan derin bir nefes ile içine çekti kokuyu.

 

"Aferin Aslı her fırsatı değerlendir." Dedi Alev.

 

"Ha.Ne. Ben...Şey.... Farkında bile değildim.

 

Bir kaç el silah sesi daha geldi dışardan.
Sonra sesler kesildi.
Zafer elinde silah koşarak kış bahçesine girdi . Arkasından da evdeki Kerem ve Gülce.

 

"Neler oluyor."Dedi Kerem.

 

Zafer ikisini yerde öyle görünce korkuyla,
"Abii."
Diye bağırdı.

 

Ferman Aslı'nın üzerinden çekildi. "Tamam iyiyiz."Dedi.

 

"Aslı iyimisin." Diye sordu Aslı'ya dönüp onu kontrol ederek.

 

"Evet iyiyim. Bir şeyim yok."

 

"Zafer." Dedi Ferman,
Zafer'e bakarak.

 

Abi bahçenin dışından açılmış ateş.
Şüpheli birileri vardı ateş ettik lakin kaçtılar.
Çocuklardan bir kaçını peşlerinden yolladım.

 

"Tamam hadi içeri girelim."

 

Dedi Kerem.
"İçerde konuşuruz."
Birlikte salona geçip oturdular.

 

"Zafer bahçenin her köşesini kontrol edin."

 

"Tamam abi."

 

"Esma teyze sende sıcak birşeyler getir."

 

"Tamam Ferman oğlum."

 

"Abi. Neler oluyor şimdide evimi kurşunluyorlar.
Sanşlıymışsınız ki size gelmedi o kurşunlar."

 

"Aslı'nın sayesinde yara almadık."

 

"Sağol Aslı'cım."
Dedi. Gülce Bir yaralanma vakasının daha olmadığına sevinerek.

 

"Aslında ben değildim."Dedi Aslı yere bakarken.

 

"Hhı. Kimdi," dedi Kerem.
Ferman da bakıyordu merakla.

 

"A..Alev di."

 

"Nasıl Alev'di."

 

"O sırada Alev..miydin..
Ben anlamadım."

 

"Ben Aslı'yla konuşuyordum." Dedi Ferman şüpheli şekilde.

 

"Alev çok tehlikeli bir durumda beni uyarabiliyor."

 

"Çok havalı yaa."

 

Herkes aynı anda Kerem'e bakınca.

 

"Nee! Ama doğru.. "

 

"Alev nasıl anladı." Dedi Ferman.

 

Alev:
"Sırtımızda kırmızı lazer vardı. Hissettim."

 

"Kırmızı lazer varmış sırtımızda.
Sırtımda işte."

 

Esma teyze herkesin önüne birer sehba ile sıcak salep getirip bıraktı.
"Bu havada iyi gider hemde sakinleştirir." dedim.

 

"Ellerine sağlık sultanım." Dedi Gülce.

 

Esma teyze iltifattan memnun tekrar mutfağa döndü.
Aslı gözleri dolmuş şekilde sehbadaki salep e baktı.
Yavaşça alarak,bir yudum içti. Gözlerini sımsıkı kapatıp bekledi.

 

Yanında oturan Gülce, garip haline bakıp.
"Ne oldu. Aslı. Birden kötüleştin sanki."

 

"Salep..."
Herkes Salepe baktı.

 

"Ben en son...
Annem yaptığında içmiştim,salepi."

 

Dedi Aslı yaşlı gözlerle.

 

Sonra Ferman'a baktı ve devam etti sözüne.

 

"Gitmeseniz."

 

Ferman anlamayan gözlerle baktı Aslı'ya.
"B.. Ben uzun zamandır ilk kez böyle.."

 

Dedi ve ayağa fırladı. Koşarak üst kata çıkarak gözden kayboldu.

 

***********************************

 

Bölüm sonu.
Hadi pamuk eller yıldıza canlar

Loading...
0%