Yeni Üyelik
33.
Bölüm

🔥D.33. Beraber

@azamet_29_2

Yeni bölümden merhaba
Keyifli okumalar.

************************************
ASLI'DAN

Odaya çıktığımda hala ağlıyordum.
Dışarıyı izleyerek sakinleşebilirim belki diye pencereden dışarıyı izledim biraz.
Nefesimin daraldığını hissediyordum. Daha rahat nefes alabilmek için pencereyi açıp ellerimi pencereye dayayarak kafamı dışarıya uzattım.
Yağmur hâlâ yağıyor ara ara saçlarıma yağmur taneleri düşüyordu.

Duydugum gökgürlemesiyle ayağımın altında titreme hissettim.

Eskiden olsa korkardım.
Ama babamın sözleri geldi aklıma.

Ben küçükken gök gürültüsünden çok korkardım. Olduğum yer nere olursa olsun anında olduğum yere çöker ellerimle kulaklarımı kapatır beklerdim.
Yine korktugum bir günde babam,

"Aslı neden gök gürler ve yer titrer biliyormusun.
Çünkü gök gürlediginde ve şimşek çaktığında oluşan o ani titremeyle toprağın altındaki tohumlar çatlar ve bu sayede daha çabuk filizlenerek büyürler.
Allah tabiatı belli bir düzen içinde yaratmıştır." Demişti.

Bunu duyduğumda çok şaşırmıştım. Böyle bir şey aklımın ucundan bile geçmezdi.
O günden sonra korkmadım.
Aksine bu sesi sevmeye başlamışdım.

Odanın kapısının açılmasıyla düşüncelerimden sıyrılıp arkamı döndüm. Gelen Ferman'dı.

Sessizce yanıma yaklaştı.
Hiç konuşmadan pencereyi örttü. Bana dönerek beni izlemeye başladı.

"Özür dilerim. Kendimi kaybettim. Ben..bu.ev."

"Önemli değil.. Aslı."

"Avukatlar geldi.
İyiysen inelim. Bir an önce harekete geçelim."

"Tamam, gidelim."

Birlikte aşağı inerken,

"Aslı." Dedi.

"Efendim." Dedim ona dönerek.
Bir süre daha bu evde beraber kalalım.
Bugünkü olaydan sonra güvenliğin için beraber kalmak daha doğru olacaktır."

Hâlâ basamaklarda duruyordum.
Yutkundum önce.
Sonra,

"Teşekkür ederim ama,
konuşmalarım yüzünden böyle bir sonuca vardıysan ben kendi başımın çaresine bakabilirim." Dedim.

"Hayır o yüzden değil.
Bir süre daha birlikte kalmak daha güvenli olur diye düşünüyorum."

Sessizce önüme dönerek salona indim.

Avukatlar salonda bizi bekliyorlardı.
Avukatlarla geçen 2 saatlik konuşmadan sonra.
Yapılacak herşeyi konuştuk.
Yarın ilk iş olarak dava açılacaktı.
Babamdan kalan kağıtla birlikte Seyfi'nin cebinden aldığım sağlıklı raporunuda avukatlara verdim.
Çünkü işe yarayacaktı.

Seyfi onu kendi çıkarı için almış olmasına rağmen, bana yarayacaktı.

Bir süre sonra avukatlar gitti.
Ferman ile salonda yalnız kaldık.
İlk ben konuştum.

"Şimdi ne olacak."
Ben.. ben artık gerçekten yoruldum.
Artık normal bir hayatım olsun istiyorum.
Sabah olunca normal bir güne uyanmak gece olunca sakin güzel bir uykuya dalmak istiyorum.
Kâbus dolu uykusuz gecelerden ağlayarak uyarmaktan artık yoruldum."

"Seni anlıyorum.
Ama biraz daha bekleyeceğiz.
Avukatlar en kısa sürede dava açacak ve ilk olarak ifade , suç duyurusu, ilk mahkeme vs.
En hızlı şekilde halletmek için ellerinden geleni yapacaklar.
Ayrıca Demir'in senden uzak durması içinde dava açılacak.
Senin hastanede olduğunu biliyordu.
Eve geldiginide öğrenmiştir çoktan.
O şerefsize siktir olup gitmesini söylemiştim ama anlaşılan hâlâ burada."

Dedi Ferman sıktığı dişlerinin arasından.
Neyseki yaptığı baskın ve çıkardığı olaylarda kamera kayıtlarıyla sabit.
O CD lerde delil olacak onun için.

Yani Demir akıllıysa senden bir süre uzak kalacaktır.
Yoksa oda mezarını kendi eliyle kazar.
Ayrıca bu süre içinde Demir sana ait olan hiç bir şeyi satamayacak devredemeyecek.
Yalnız bu durum bir kaç sıkıntı yaratabilir.
Şirket bir miktar zarara ugrayacaktır.
Böyle bir durumda şirket sahipleri arasında bir anlaşmazlık olduğu için
güven zaafiyeti oluşacaktır.
Bir çok şirket güvenli olmadığına inanarak ihalelerden ve ortak yapılan işlerden çekilecektir.
Yani Demir zarara uğrayacak.
Para akışı kesilecek.
Demir daha tehlikeli hale gelecektir.
Anneside keza öyle.
Bu yüzden dikkatli olmalıyız.
Dışarı tek çıkmayacaksın hiç bir yere tek gitmeyeceksin.
Mümkünse evden bile çıkma.

"Ohoooo Ben bu kadarını beklemiyordum."

Dedim geriye yaslanırken.

Ferman çatık kaşlarıyla bana bir bakış attıktan sonra.

"Neyse bugünlük her şey bu kadar .
Saat geç oldu artık dinlenelim.
Yarın devam ederiz."

"Tamam." Dedim.

Yerimden kalktım, odama çıkarken durup geri döndüm. Teşekkür ederim.
Sana borçluyum artık.

"Borcun yok. Aksine ben sana olan borcumu ödemeye çalışıyorum."

Ferman'ın ne demek istediğini anlamıştım. Hâlâ kaza günü ona ettiğim yardımın minnettarlığından yapıyordu bunları. Bu kadar önemseyeceğini düşünemezdim.

Sessizce odama çıktım.
Banyoya girerek önce bir duş aldım. Sonra yatağıma girip yorgamı kafama kadar çekerek gözlerimi kapattım.
Ferman neden bu kadar yardım ediyordu. Gerçekten minnet duyduğu içinmi.
Yoksa başka bir şeymi var.

"Aslı."

"Ne var yine."

"Ferman bence senden etkilenmiş.
Sana karşı olan hareketlerini görüyorum normal şeyler değil."

"Saçmalama Alev ne alakası var."

"Var, var.
Sende boş değilsin bence. Üstelik bak yanaklarımız kızardı. Hahhahahah."

"Hiç sıkılmıyormusun sen."

"Neyden."

"Sana sürekli kapa çeneni dememden."

"Aman be. Tamam.
Ama ben öğrenirim bunu."

******

ASLI'DAN

Bir ay. Tam koca bir ay geçmişti.

Bu süre içinde çoğunlukla evde geçirmiştim zamanımı.

Kerem ve Gülce öğrenci oldukları için okula gidiyorlardı. Ekim ayı gelmişti artık. Haliyle okullar açılmıştı.
Kerem üniversiteye devam ederken. Gülce'de rahatsızlığı nedeniydi dondurdugu üniversite eğitimine yeniden başlamıştı.
Şimdi ikiside 2. Sınıftılar.

Benimde okuluma tekrar dönmem gerekiyordu.
Bununla ilgilenmeyi aklımın bir kenarına not ettim.

Bu 1 aylık süre içinde adliyeye gitmiş. İfade vermiştim.
Yanımda Ferman olmasa Neriman ve Demir'le adliyede karşı karşıya gelme düşüncesine cesaret bile edemezdim.

Neriman.
Bu dava meselesi ortaya çıkınca Türkiye'ye gelmek zorunda kalmış tekrar şirketimin başına geçmişti.
Ama o da biliyordu bu geçiciydi.

Bugün yine adliyeye gelmiş,
yine ifade vermiştik.
Biz adliyeden çıkarken adliyeye gelen Neriman ve Demir'i görünce ister istemez kalp atışım hızlandı.
İfadeye geliyorlardı onlarda.
O ikisini uzun zamandan sonra ilk kez yanyana görüyordum.
Onları karşımda görmemle yine o gece gelmişti aklıma.
Demirle olan konuşmalarını aynen yeniden duymuştum.
Ellerimin titremesi soğuktan mı yoksa korkudan mı bilmiyorum ama titremeye başlamıştı.
Ferman'ın kolundan tuttuğumu sonradan farkettim.
Titrememin bir nebze geçmesini beklerken aksine titreme vücuduma yayılmaya başlanmıştı.
Bacaklarımın da titredigini hissedince dahada sıktım Ferman'ın kolunu.

Yanımda dimdik duran Ferman halimi görünce kolunu arkamdan dolaştırarak beni sarıp kendine bastırdı.
Demir nefretle bana bakarken Ferman ve Zafer'de aynı şekilde ona bakıyorlardı.
Karşısında beni gören Neriman
Göz dağı vermekten hiç çekinmemişti. Bu işten benim zarar göreceğimi.
Hatta beni o hastaneye tekrar yollayacağını ve bir daha çıkamayacağımdan emin olacağımı söylemişti.
Arkasını dönerek Demir ile birlikte binaya girmesiyle elim ayağım boşaldı.
Bacaklarımdaki son dermanda kesildi. Gözüm kararmaya başlayınca kendimi zaten bedenime sarılı olan kollara bıraktım. Gerisi karanlığa uzanan bir tüneldi.
Kulağıma Ferman'ın endişeli sesi geliyordu.

"Aslı.
Aslı!"
Ferman Demir'in arkasından gün yüzü görmemiş küfürler ederken beni kucağına aldığını hissettim.

Ve o kokuyu duydum yine uzun zaman sonra.
O miski amber kokusu.
Allah'ım ne kadar güzel kokuyordu. Zaman dursa burada Ferman'ın kucağında bir ömür uyusam hiç uyanmasam.
Neden böyle hissediyorum ben. Alev'in dediklerinde gerçek payı vardı. Neden kalbim bu kadar hızla atıyor. Nefesim neden bu kadar hızlanıyor.
Bu düşüncelerle karanlıkta kaybolup gittim.

FERMAN'DAN

Adliyenin bahçesinde o şerefsiz Demir ve annesi olacak o kadını görünce sinirden bütün damarlarımın gerildiğini hissettim.
Ama bu süreçte sakin kalmamız bizim için avantajdı. Sabredip sıranın bana gelmesini bekliyordum.

Ama Aslı o kadar güçlü değildi.
Çünkü yapmadıklarını bırakmamışlardı kıza.
Aslı onları gördüğü anda yüzü değişti.
Elleri titremeye başladı. Elleriyle koluma sımsıkı tutunduğunu görünce anladım, iyi değildi.

O kadın yanımıza geldiğinde güçlü kalmaya çalışsa da titremesi vücuduna geçmeye başlamıştı.
Destek olmak için kolumu arkasından geçirerek sarıldım.
Neriman denen o kadın,önce bana baktı.
Sonrada Aslı'ya bir sürü tehditler savurarak çekip gitti.

O konuşurken tek bir kelime dahi etmedim.
Çünkü tehditlerini cebimdeki telefona kaydediyordum.

Onlar arkalarını dönüp binaya girdikten sonra Aslı'nın yüzüne baktım.
Bembeyaz olmuştu ve birden kucağıma yığılıp kaldı.
Sinirle Demir'in arkasından küfürler savururken Aslı'yı kucaklayıp park yerdeki arabaya kadar götürdüm.

Yavaşça arka koltuğa bıraktım.
Yanına geçip oturdum. Elimle boynuna ve ellerine dokundum. Kanı çekilmiş gibi soğuktu. Resmen korkudan kanı çekilmişti kızın.

Direksiyondaki Zafer'e,

"Eve." Dedim sinirle.
Sonra ceketimi çıkararak Aslı'nın üzerine örttüm.

Eve geldiğimizde Aslı hâlâ kendinde değildi.
Bahçeye girerek evin önüne kadar yaklaştırdık arabayı yine yağmur yağıyordu çünkü.

Aslı'yı kucaklayıp aşağı indim.
Bir kaç adımda kapıya geldim. Zafer kapıyı açtı. İçeri girdiğimde Kerem ve Gülce salonda bizi bekliyorlardı.

Halimizi görünce ikiside hemen yanıma geldi.

"Abi? Yinemi.
Yine ne oldu Aslı'ya." Dedi Kerem.

"Ne olacak o deyyus ve anası olacak cadıyı gördük Adliye'de.
Bir de tehdit edip göz dağı verince Aslı'da dayanamadı bu kadar heyecan ve korkuya."

"Anladım. Yok yaa. Yok biz rahata eremeyeceğiz anladım artık."

"Zavallı kız daha ne kadar sürecek bu durum." Dedi Gülce.

"Bilmiyorum bırakında odasına çıkarayım. Sonra konuşuruz."

Ferman Aslı'nın odasına çıkarak yatağına yatırdı kızı.
Üzerinden ceketini alarak battaniye ile örttü sıkıca ısınsın diye.
Sonra da aşağı indi tekrar.

"Esma teyze bana bi kahve getirir misin."

"Tamam oğlum."

"Esma teyze bizede lütfen."

"Tamam Keremcim."

Ferman koltuğa bıraktı kendini.

"Abi anlat hadi." Dedi Gülce.

"Anlatacak bir şey yok Gülce'm."

Yanımda oturan kardeşimi sağ kolumla kucaklayarak.
"Bildiği herşeyi anlattı Aslı, avukatlar eşliğinde.
Bizden sonrada Neriman ve Demir geldi. Sonrası bu. O kadar.
Bugünden sonra sonraki duruşma gününe kadar onları birdaha görmek dâhi istemiyorum.
Hatta görmemek için gitmeyecegiz. Avukatlar halletsinler."

Az sonra Esma Sultan herkese kahvelerini getirdi.
Sehpaların üzerinde herkesin önüne bıraktı.
Kerem iştahla kahvesini eline alarak bir yudum içmişti ki.

"Bana da bir kahve getir Esma Sultan diyen kızı merdivenlerde görerek ağzındaki kahveyi püskürterek gerisin geri çıkardı."

Herkes bir süre kıza baktı.

"Abicim, şimdi yandık."

Herkes kıza bakıyordu.

"Bu Aslı değil..
Vallahide billahi de Alev bu.
Yoksa ben Kerem değilim. "

Kerem Alev'i bakışlarından mimiklerinden anında tanımıştı buzdolabının kapısının ardından aniden çıktığı o günü hatırlayarak.

Ferman Kerem'e döndü.
"Bi sus lan şom ağızlı."

Gülce.
"A.Alev.mi."

"Hı hı."

Dedi Kerem Gülce'ye bakmadan başını aşağı yukarı sallayarak.

Gülce Alev'le karşılaşmamıştı henüz.

"Hadisene Esma Sultan."

Dedi Alev şaşkın şekilde ona bakan Esma sultana.

Ferman.
"Esma Sultan bir kahve daha lütfen." Dedi ayağa kalkarak.

Alev merdivenlerden indi ve gelip koltuğa bıraktı kendini.

"Neden bakıyorsunuz öyle."

Diye direk sordu.
Ferman kızın gözlerine baktı dikkatlice ve kendini koltuğa bıraktı.

Gözleri koyu maviydi. Yine.
Evet bu Alev'di.
Bu kız yine Aslı yatıp Alev kalkmıştı.
Ferman içinden Demir'e bir sürü küfür daha yolladı en ağırından.
Sebep olduğu şey yüzünden.

Alev uzun zamandır yoktu.
Buda Ferman'ın Aslı'nın düzeldiğini sanmasına sebep olmuştu.

Kerem:

"Ablacım acaba biz yukarımı çıksak."

"Neden." Dedi Alev.

"Siz daha rahat konuşun diye demiştim ben." Dedi Kerem bu kez.

"Gerek yok.
Otur kahveni iç işte."

Bu sırada önüne gelen kahveye baktı Alev. Sonrada yaşlı kadına.

Esma teyze kızın gözlerine ve yüzüne baktı Aslı farklı görünüyordu.

"Esma Sultan teşekkür ederiz."

"Afiyet olsun oğlum." Dedi ve tekrar işine döndü yaşlı kadın.

"Alev."

"Eveet."

"Nedenn.. burdasın?"

"Çünkü sıkıldım.
Biraz dolaşmak, düşünmek ve karara varmak için geziyorum. Diyelim." Dedi soğuk bir gülümseme ile.

************************************
Bölüm sonu canımcımlar.
Sonraki bölümde görüşmek üzere sağlıcakla kalın

Beğeni ve yorumlarınız benim için değerli.
Lütfen benimle paylaşın.

 

Loading...
0%