FERMAN'DAN
Aslı.!
"Nihayet. Sensin."
"Hı hı."
Dedi başını yavaşça aşağı yukarı sallayarak.
Kollarını kendine daha çok sardı.
"Neler oluyor?
Yine sana yük oldum değilmi.?
Ama onları görünce... Yaşadıklarım aklıma gelince... Ben.. Ben kendime söz vermiştim halbuki.
O... O kadını gördüğümde hiç korkmadan ona hesap soracaktım.
Beni o tımarhaneye kapatırdığı günden beri hastaneden her kaçışımda o kadına bunun hesabını soracam diye yeminler ediyordum. Ama ilk gördüğüm anda..
Ben... Ben gerçekten korkağın tekiyim.
Kendimden nefret ediyorum."
Ağlamaya başladı Aslı.
"Saçmalama." Dedim.
"Senin yerinde başkası olsa bu kadar bile dayanamazdı."
Gözlerini ağlayarak kapatırken örtüyü üzerine çekerek tekrar,
"Üşüyorum." Dedi.
Daha çok titremeye başladı.
"Soğuk!"
"Soğuk değil, ateşin var ve düşmüyor."
"Neden,ne oldu?"
" Anlatırım.
Zafer gelene kadar biraz üşüyeceksin." Diyerek üzerinden örtüyü almak istedim.
Ama sımsıkı tutmuş bırakmıyordu.
"Açmaa üşüyorum."
"Örtersen ateşin düşmez."
"İstemiyorum.
Ne olur, bırak.
Üşüyorum."
"Aslı. Çocukluk yapma."
Diyerek aldım örtüyü.
Kollarını kendine iyice sardı.
"Böyle olmayacak." Dedim.
Üzerindeki badiyide uçlarından tutarak yukarı doğru çekerek çıkardım.
Kollarını kendine doladı hızla.
Sonra da pantolonun düğmesini açmak için dokununca korkuyla elimden tuttu.
"Hayır." Dedi.
Hızlı hızlı nefes alıyordu.
"Yapma!"
"Aslı. Sana asla kötü birşey yapmam.
Korkma. Ateşini düşürmemiz lazım.
Pantolonla duşa giremezsin."
Başını iki yana salladı elimi daha çok sıktı.
"Aslı..
Beni hala tanıyamadınmı."
Dedim yumuşak sesimle.
Önce gözlerime baktı. Sonrada ellerini tereddüt ederek çekti.
Pantolonunu da çıkararak kenara bıraktım. Çamaşırlarıyla kalınca utanarak bacaklarını kendine çekerek yan üstü yattı. Temiz ve saf bir kızdı.
Bu cümle Aslı içindi. Alev için değildi tabi.
Alev tam bir arsız bence.
Sonra banyoya geçtim.
Kabin içindeki musluğu ılık ayarda açarak Aslı'nın yanına döndüm.
" Hadi gel." Diyerek Aslı'yı yavaşça kucağıma aldım. Oda kollarını boynuma doladı. Vücudunun ne kadar sıcak olduğunu o an daha çok farkettim.
Hemen banyoya geçerek Aslı kucağımda kabine girdim. Aslı'yı ılık suyun altına soktum.
Tenine değen su ile beraber çığlık atarak bana daha çok sarıldı.
Şuan bu ıslanmış hali ile titreyerek bana sarılması bütün bedenimin kasılmasına sebep olmuştu.
"Sabrımı mı sınıyorsun Allah'ım. Sınıyorsan neden Aslı ile sınıyorsun."
Aslı'yı ayaklarının üzerine bıraktığımda titreyen bacaklarının üzerinde zorlukla duruyordu.
Bu yüzden iki eliyle omuzlarımdan tutundu. Bu haliyle bana sarılması ıslak teninin bana değmesi beni daha fazla zorluyordu doğrusu.
Hangi erkek böyle bir anda sakin kalırki
Duş başlığını alarak bütün vücudunu ılık suyla ısladım bir süre.
Sonra tamam bu kadar yeter diyerek suyu kapattım.
Daha fazla işkenceye gerek yoktu. Aslı'yı kucaklayıp duştan çıkararak klozetin üzerine oturttum.
Titreyerek beklerken banyo dolabından bornozu alarak yanına geldim.
Bornozu duvardaki askıya takıp. Aslı'yı kollarından tutarak ayağa kaldırdım.
Şuan ellerini birbirine geçirmiş titreyerek bana bakıyordu.
Aslı'yı kendime yaklaştırdım.
Yüzü tam yüzümün önündeydi.
Başını yukarı kaldırmış ıslak saçlarının arasından bana bakıyordu.
Bu haliyle küçük bir kız çocuğu gibiydi.
Ellerimi yavaşça arkasına uzattım. Kollarımın arasında küçücük kalmıştı. Südyeninin kopcalarını açtım.
Ben bunu yaparken Aslı sadece titreyerek gözlerime bakıyordu.
Kopcaları açıp askılarını yavaşça omuzlarından aşağı indirirken, sadece o mavi gözlere bakıyordum.
Ona asla bakmayacaktım.
Bana güvenini boşa çıkarmayacaktım.
Kollarından çıkardığım südyeni kenara bıraktım. Hemen elleriyle kendini kapattı.
Ellerimi omuzlarına koydum.
Hâlâ gözlerine bakıyordum.
Daha sonra hızla arkasını döndürerek bornozu duvardan alıp omuzlarına bıraktım.
Anında kollarına geçirdi bornozun kollarını. Önünüde kapatarak kuşağı bağladı hızla.
Bu hâline gülümsemesen edemedim.
Omuzlarından tutup kendime çevirdim tekrar.
Başını önüne eğdi. Küçük havluyuda saçlarına bırakarak tekrar kucaklayıp yatağına getirip bıraktım.
Geliyorum diyerek odadan çıkıp kendi odama geçtim.
Aslı'yı duşa sokarken bende tamamen ıslanmıştım.
Üzerimdeki kıyafetleri yenileri ile değiştirip Aslı'nın yanına döndüm.
Pijamalarını giymiş. Başını havlu ile sarmış cenin pozisyonunda yatakta yatıyordu.
Korkudan hemen giyindiğine eminim.
Birden,kendi kendine,
"Ne yaptım dedin." Diye bağırarak yerinde doğruldu.
Ne olduğunu anlamaya çalışırken , gelen ayak sesiyle Zaferi gördüm.
"Nihayet ilaçlar gelmişti."
Odanın dışında bekleyen zafer'den ilaçları alarak.
"Zafer.
Aşağı inince Esma Sultana söyle Aslı için yemek getirsin."
"Tamam abi."
Aslı'nın yanına döndüğümde,
hâlâ kendi kendine mırıldanıyordu.
İlaçlara baktım, kullanım şekli üzerlerinde yazıyordu.
Aslı'nın bana kaçamak bakışları eşliğinde ilaçları çıkararak Aslı'nın eline bir bardak su ile verip. "İç." Dedim.
Aslı ilaçları içerken Esma Sultan girdi odaya elindeki tepsi ile.
"Sağol Esma Sultan sen çıkabilirsin." Diyerek tepsiyi aldım.
"Tamam Oğlum."
"Geçmiş olsun.Kızım."
"Sa.. sağol Esma teyze."
Esma kadın Aslı'nın sabahki halinden farklı olduğunu anlayınca gülümseyerek çıktı odadan.
Aslı'nın arkasına yedek yastıkları koydum.
Pikeyi bacaklarının üzerine örterek tepsiyi kucağına bıraktım.
Hadi yemeğini ye de ilaçlar işe yarasın.
"Canım istemiyor."
Yüzüne baktım bi terslik vardı.
"Yemezsen ilaçlar mideni bulandırır."
Önündeki çorbaya bakan Aslı zorlada olsa bir kaç kaşık içerek kaşığı tepsiye bıraktı.
Tepsiyi alarak komodinin üzerine bıraktım.
Sonrada Aslı'ya yardım ederek yatırdım.
"Uyu ve dinlen. Akşama daha iyi hissedeceksin merak etme.
Ben de arada gelip kontrol ederim, rahatca uyu."
Tam kapıya dönmüştüm ki.
Aslı üzerimdeki penyeden tutarak çekti.
Sağ omuzumun üzerinden Aslı'ya baktım.
"Özür dilerim."Dedi.
Aslı'ya tamamen döndüm yönümü.
Yatağın ucuna oturdum.
"Ne için."
"Alev... Anlattı...Dünden beri olanları."
"Bak sen.. demek anlattı.
Bu ateşlenmenin sebebinin kendi aptallığı olduğunuda söyledimi.
"Evet. Ve sizi kızdırmak için baya uğraşmış. Kerem'e laf sokmalar Esma teyzeyi korkutmak. Dışarda soğukta arabanın üzerin de kahve içmeye kalkmış. Sayesinde birde hasta olup senin başına bela etmiş beni.
Özür dilerim."
"Yaptıklarını hepsini bi anlatsam şaşar kalırsın."
"Ne! Başka ne yaptı."
Anlaşılan Alev benimle olan ateşli konuşmasından bahsetmemişti.
Bende tekrar etmedim.
"Boş ver neyse."
Gözlerini kısıp bana baktı.
"Hadi uyu dinlen. Akşama kendini daha iyi hisseseceksin.
"O Alev'i'de yapabilirsen bağla bence." Dedim ayağa kalkarken.
Sonra odadan çıkarak. Aşağı indim.
Odama geçmeden önce mutfağa girip,
"Esma teyze odama bir kahve getirir misin."
"Tabi, hemen oğlum."
Tekrar yukarı çıktım. Kendi odama girerek ofis odama geçtim.
ASLI'DAN.
"Alev ne haltlar yedin yine.
Neden her fırsatta ortalığı karıştırıyorsun.
Anlat ne yaptın başka."
"Ne yapacağım be."
"Ferman'a senin ondan hoşlandığını söyledim o kadar."
"Ne. Ne yaptın. Sen delirdinmi.
Bunu nasıl yaparsın. Bunu neden söyledin."
"Çünkü doğru."
"Doğru yada değil sanane bundan.
Bi daha nasıl bakarım onun yüzüne.
Heleki az önceki halimle onun karşısında olmam beni yerin dibine sokmuşken.
Senin söylediklerinin üzerine bende mum dikmişim."
"Ne var bunda. Bakamaman için bir neden yok.
Ben sana daha yeni söyledim.
O sana bahsettiğimi bilmiyor. Baksana sana anlatmadı."
"Pe..peki. Ne.. Ne dedi. Oda.."
"O bir aptal.
İnkar etti.
Sana sadece miras konusunda yardım etmek istediği için böyle davrandığını söyledi.
Ama gerçek bu değil.
Oda sana karşı boş değil eminim.
Aslında kendi bile bilmiyor bence.
Senin başına bir şey gelse önce hep o koşuyor.
Sana elleriyle duş bile aldırdı. "
"Sus! Sakın hatırlatma."
"Seninle ilgilenmesi için neden Esma'yı çağırmadı. Neden kendi ilgilendi.
Ben söyleyeyim. Çünkü sana ilgisi var.
Ayrıca onu öptüğümde hiç itiraz etmedi.
"Neeeee!"
"O. O. o nu öp..tünmü."
Allah cezanı versin Alev.
Bela mısın sen. Neden yaptın ? "
"Tepkisini merak ettim."
"Şuan gerçekten de ölmek istiyorum." Dedim ağlamaya başlayarak.
" Hadi amaa ağlamayı bırak.
Bak göreceksin. Oda sana âşık.
Diyelimki değil.
Sen ona aşıksın Aslı.
Artık kendine gel.
Bir sürü kadın bu adamla zaman geçirmek koynuna girmek için ölürken sen ona aşık olduğun halde uzak duruyorsun.
Madem onu seviyorsun onunda seni sevmesini sağla ne gerekiyorsa yap."
" Alev artık bu konuyu açmayalım. Onun bana karşı bir hissi yok bunu kabul et artık.
O sadece çok iyi kalpli biri o kadar."
" Tamam Bir süre bu konuyu açmayacağım.
Ama dediklerimi düşün. Yemeyenin malını yerler ona göre.
Aslı."
"Yine ne var."
"Babanın mirasını aldıktan sonra.
O şirketi nasıl yöneteceksin.
Eğitimin yok. Bilgi ve tecrübe desen sıfır."
"Sağol ya hatırlattığın iyi oldu.
Ben bilmiyordum."
Aslında gerçekten bilmiyorum.
Onu o zaman düşüneceğim.
Ama o zamana kadar. Ben de yeniden sınavlara girmeye karar verdim.
Son 3 yılım resmen çöpe gitti.
Ondan önce girdigim sınav puanlarım
zaten iyi değildi. Çünkü arkamda babam var diyordum. Bir aptal gibi direk şirket işlerine gireceğimi sanıyordum.
Ama nerden bilirdim kaderin bana kanlı bir gelecek yazdığını.
Bilseydim bu olacakları, derslerime hayatıma daha sıkı sarılırdım."
"Aslı.
Geçmişi değiştiremezsin.
Ama geleceğine kendin yön verebilirsin."
"Alev."
"Ne."
Teşekkür ederim. İyiki varsın."
Gözlerimi ağlayarak uyumak için kapattım.
FERMAN'DAN.
Masamdaki bilgisayarımı açarak biraz çalışsam iyi olacak. Dedim.
Bir kaç gündür yine işler aksamıştı.
Esma teyzenin getirdiği duble kahvemi yudumlarken,sekreterimin yolladığı dosyaları incelemeye başladım.
Ben dosyalara bakarken zaman hızlı geçmişti.
1 saat ten fazla burda çalışıyordum.
Aslı'ya bakmak için, odasına gitmek üzere ayağa kalkıp odadan çıktım.
Onun odasının önünde durup kapıyı tıkladım ses gelmeyince içeri girdim.
Yatağında uyuyordu.
Elimle alnına dokundum ateşi düşmüştü nefesi düzenliydi.
İlaçlarında etkisiyle uyumuştu.
Yanına oturup yüzünü izlemeye başladım.
Tanıştığımız ilk günden bugüne kadar yaşadığımız herşey tekrar tekrar gözümün önünden geçti.
Kader çok ilginç bir şekilde bizi bir araya getirmişti.
Bundan sonra ne olacaktı peki.
Artık onu yarı yolda bırakamam. Babasından kalan herşeyi geri alana kadar yanında olacaktım.
Ama ya Alev'in söyledikleri...
Aslı'ya farkında olmadan umut mu vermiştim.
Duyguları gerçekmiydi.
Yoksa,geçici bir heves falanmı.
Düşündüm.
Kendi hislerimi yokladım.
Evet Aslı'yı seviyordum.
Ama bu sevgi aşk değil di bence.
Yada ben mi bilmiyordum.
Daha önce hiç aşık olmadım. Hayatıma kadınlar girmişti evet. Ama kısa süreli ilişkilerdi. Hiç biri ileriye dönük olmamıştı.
Ondan uzak durmazsam Aslı dahada umutlanacaktı bunu iyi biliyordum.
Boş bir hevesle üzülmesini istemem.
Bu yüzden uzak durmak daha iyi olacaktı.
Peki ya ben, neden.?
Neden sabahtan bu yana onunla kendim ilgilendim.
Esma teyzeye söyleyebilirdim. Ama kendim ilgilenmek istedim. Yoksa... Bende.
Gerçekten de ona karşı birşey hissediyormuydum.
Eğer öyle birşey olsa anlardım heralde.
Birden aklıma duştaki o hali geldi. Başka bir kadın olsa....
Neyse dedim başımı hızla sağa sola sallayarak. Kendine gel Ferman.
Düşüncelerimden sıyrılıp ofise geçtim.
Akşama kadar işleri halletmek için ara vermeden çalıştım.
Kafamı kaldırdığımda önce pencereden dışarı baktım.
Hava kararmıştı saate baktığımda
7 olduğunu gördüm.
Oturduğum yerde kollarımı iyice gererek esnedim,gerçekten de uyuşmuştum.
Kapının tıklamasıyla kapıya dönüp "Girin." Dedim.
Gelen Kerem'di.
"Abicim hadi yemek saati."
"Kerem, siz ne zaman geldiniz."
"Ohoo abicim biz son 3 saattir evdeyiz ."
Bugün neler olmuş öyle.
Zaten ne zaman Alev ortalarda olsa mutlaka olay çıkarıyor. Bugünde tüy dikmiş.
Esma teyze olanları anlattı. Evde olmadığıma sevindim doğrusu.
Her neyse ben çok acıktım. Yemek hazır hadi inelim seni bekliyoruz."
"Tamam. Aslı'yı alıp inerim.
Sen in." Dedim birlikte odadan çıkarken.
"Aslı aşağıda zaten."
"Gerçekten mi." Dedim Kerem'e dönerek.
"Evet gayette iyi görünüyor.
Hasta gibi değil yani.
İlaçlar yaramış."
"Tamam o zaman hadi inelim."
Birlikte aşağı indiğimizde kızlar ve Esma teyze mutfaktaydı.
Aslı,Gülce ile masada sohbet ederek gülüyorlardı.
Mutfağa girdiğimde Aslı bana bakarak sustu. Yüzü şekilden şekile girince önüne eğdi başını.
Kerem hızla masaya oturarak.
"Esma teyzeee, hadi yiyelim çok açım." Dedi.
Gülce gülümseyince Aslı'da gülümsedi.
Çektigim sandalyeye otururken,
"Nasıl hissediyorsun."Dedim.
"İyiyim teşekkür ederim.
Senide yordum. Aslın da hepinizi yormuşum. Kusura bakmayın."
"İyiysen sorun yok."
Kerem:
" Ya Aslı, bu Alev'i ameliyatla falan aldıramıyormuyuz. Ne zaman ortalarda olsa olay çıkarıyor."
Aslı şaşkın şekilde Kerem'e bakarken.
Gülce Kerem'in koluna bir çimdik attı. Tabi Kerem," Aahh! Diye bağırınca cevap Gülce'den geldi yine.
"Kerem saçmalama."
"Pardon yaa.
Özür dilerim."
"Abi biliyormusun Aslı üniversiteye gitmek istiyormuş."
Ferman önce konuşan Gülce'ye sonrada Aslı'ya baktı.
Aslı ise önüne bakıyordu sadece.
"Biliyorum farkındayım.
Size çok yük oldum. Ama sınavlara evde hazırlanırım.
Kerem ve Gülce'in okula gittigini görünce bende yeniden başlamaya karar verdim. Artık bir yerden başlamam gerekiyor. Babamın işlerinin başına bu eğitimimle geçemem.
Ama sizin için sıkıntı olacaksa..."
"Sen daha önce sınavlara girmişmiydin." Dedim.
Aslı bana çevirdi başını.
"Evet bir yıl girdim ama çok umursamamıştım o zaman. İyi bir puanda alamadım haliyle."
Gülce:
"Abi eğer sende uygun görürsen bizde yardım ederiz sınavlara hazırlanmasına.
Benim yardımcı kitaplarım hala duruyor kütüphanede."
"Evet abicim bende yardım ederim."
"Sen önce kendini kurtar oğlum."
"Aslı, eğer o kadar istiyorsan sınavlara hazırlan.
Kütüphanede kitaplar ve bilgisayarda var.
Gülce ve Kerem de yardım eder.
Hem oyalanmış olursun mahkeme sonucunu beklerken."
"Tamamdır o zaman." Dedi Gülce
gülümseyerek.
Karşımda mutluluktan gözleri parlayan Aslı'ya baktım.
Bu şekilde aklın karışmaz dedim içinden.
Niyetim Alev'in sözlerinden sonra Aslı'yı kendimden uzak tutmak üzülmesini engellemekti.
Bende bu arada kendi hislerimi gözden geçirmeliydim.
"Hadi yemeğinizi yiyin. Plânlamayıda yarın yaparsınız" Dedim.
**********************************
Selam canlarım.
Umarım beğendiniz. İlerki bölümler daha heyecanlı olacak.
Umarım okunmaya devam ederiz.
Hepinize hayırlı ramazanlar diliyorum.
Beğeni ve yorumlarınızı bekliyorum