@azamet_29_2
|
Bazen; hayat yorar insanı... FERMAN'DAN Şuan hastanenin beşinci katındaki 507 numaralı odanın camından dışarıya bakıyorum. 3 saat önce olanlar beynimde tekrar tekrar dönüyor. Zafer, beni korumak için, bana ateş eden Alev'i vurdu. Gitmesine izin vermeyince Alev çıldırmıştı adeta. Aslı her nasılsa Alev'in bu hale geleceğini bildiği için Zafer'i uyarmıştı. Alev bana ateş ettiğinde, Zafer'de aynı anda ateş edip, Alev'i omuzundan vurdu. Benim sol kolumda sadece küçük bir sıyrık oluşurken Zafer'in silahında çıkan kurşun Alev'in sağ omuzunu delip geçmişti. "Iskaladım." Desede inanmadım. Sonra bana bakarak. " HEVESİ Demesiyle göğsüme bir taş oturdu. Alev'le olan daha önceki konuşmamız geldi aklıma. * "Neden, Aslı'yı bu kadar düşünüyorsun. " O gece beni kurtardı. Can borcum var ona." " Nereden biliyorsun onun olduğunu. "Oydu biliyorum. Nefes alabilmem için bana nefesini verdi." * Şok olmuş gözlerle baktım o an Alev'e. Ne dediğinin farkındaydı. Acil ameliyata alındıktan sonra şuan bu odada, uyuyor. Başımı Aslı'ya çevirip uyuyan haline baktım. Sağ omuzu sargılıydı. Sol kolundaki eski serum yerindeki damar yırtılmış bu yüzden o kısımda bandajlıydı. Serumuda sol elinin üzerine takmışlardı. Alev'in söylediği herşey kafamda tekrar tekrar yankılanıyordu. * Sana Aslı'yı sev, kimsenin sevmediği kadar sev. Onun senden başka sığınacağı kimsesi yok demiştim. Evet aynen böyle demişti. Ben sadece, ona olan borcumu ödemek isterken, o bana aşık olmuştu. Alev ateşlendiği gün bana Aslı'nın hislerinden bahsetmişti. Ben bu güne kadar hiçbir kadına aşık olmadım. Sevmedim. Ben bu duyguları bilmem bile. Bir iki günlük ilişkiler dışında bir kadınla bir araya bile gelmezdim. Kapının açılmasıyla arkama döndüm. " Kapının önündeydi. Çiçeği yatağın yanına bırakıp yanıma geldi. " Evet. Nasılsın?" " Nasıl olmalıyım? " " Neden bana söylemedin? " " Neyi? " " Bu iki kişilik konusunu. " Gerek görmedim." " Hımm.. Demek öyle. " Ama yapmadı. " Aslı engellemiş olabilir mi." " Sanmam. " " Neden ki. " " O an sadece Alev vardı." " Nasıl anladın ki." Hafiften gülümseyerek elimi saçlarıma götürdüm. " Aslı'nın gözleri mavi. " " Alev'in gözleri ise koyu mavi. " " Ciddenmi? " Bilmem. " " Ne demek bilmem. " " Ferman doğruyu söyle. Ben bile senin hareketlerinden ona karşı birşeyler hissettiğini anladım. Gerçi Tuba bundan hiç memnun olmadı. Sen görmedin ama Tuba'nın o an gerçekten gözlerinden öfke ve kıskançlık fışkırıyordu. " Ayağa kalkıp tekrar pencerenin önüne geçerek dışarıda yağan karı izlemeye başladım. " Benim Aslı'ya karşı birşeyler hissetmem. Derin bir nefes alan Kağan. " Şimdi bu kız kendine geldiğinde kim olacak. " Hiç bilmiyorum. " Hazır böyle uyurken bağl..." Kendi söylediğime kendim bile inanamadım o an. Naci'nin hastanedeki Aslı'yı yatağa bakarken ki hali geldi gözümün önüne. " Uyandığında ne yapacağını bilemeyiz." Demişti Aslı'yı yatağa bileklerinden bağlarken. " L***t olsun." Dedim kendi kendime sinirle. " Ne oldu birden? " " Yok birşey. " Dedim yumruklarımı sıkarken. " Ne zaman uyanır? " " En erken yarın." " Anladım..." " Yarına kadar burada durmana gerek yok. Ben bu gece burdayım, nöbetçiyim zaten. " Olur." Dedim sakin kalmaya çalışarak. " Sefer eve gidiyoruz arabayı getir. " " Emredersin abi." Diyerek koşar adım asansöre gitti. Zafer: "Abi ben götürseydim." " Kızı sen vurdun, sen bekleyeceksin burda ben gelene kadar. " Arkamı dönüp bir iki adım atmıştım ki. Geri dönüp yüzüne baktım. Yanına geldim tekrar. Elimi omuzuna koyarak, "Senden başkasına emanet edemem." Dedim. Gözünün içi parladı. " Sana kızgın değilim koçum. Dedim ve Kağan ile birlikte asansöre doğru ilerledim. ***** Gözlerimi açtığımda gördüğüm ilk şey elimdeki serumu değiştirmeye çalışan bir hemşireydi. "Aslı hanım. Benden cevap alamayınca devam etti sözlerime. "Dün talihsiz şekilde bir maganda kurşunuyla vurulmuşsunuz." "Bak sen." Demek bu yalanı bulmuşlardı. "Yaranız ciddi ama ölümcül değil. "Anlamıştım zaten. O mesafeden o kurşun ve Zafer. Temiz iş çıkarmış." Hâlâ sessiz şekilde tavanı bakıyordum. Biraz sonra Kağan ve Zafer içeri girdi. Ama onlara bakmak yerine yan tarafımdaki pencereden dışarıya bakmayı tercih ettim. Kağan yanıma gelerek. "Günaydın geçmiş olsun nasıl hissediyorsun." Dedi. Cevap vermedim. "Musadenle yarana bakacağım." Dedi, yanıma gelerek. Kağan: " Şimdi biraz yana dön." Dedi. Sessizce yaptım dediğini. Şuan olanları tek tek kafamda yeniden yaşıyordum çünkü. Hastaneden çıkmayı başaramamıştım. O an ona o kadar sinirlenmiştimki. Kurşun sadece sıyırmıştı. Ama biz.. Bakışlarımı karşıya çevirdim. Ama benim değil, beni bırakmayan Ferman'ın suçuydu. Kağan'ın elini gözümün önünde sallayışıyla gerçeğe döndüm. "Aslı. Aslı, beni duyuyor musun? " Yine cevap vermeden sadece yüzüne baktım. Vücudum burada olsada zihnin hâlâ dumanlı şekilde tekrar tekrar o olayı gözümün önünden geçiriyordu. Zafer'in, " Neden konuşmuyor Kağan." Dediğini duydum. Bazen; hayat yorar insanı... Bağıra bağıra susmak bazen daha iyi geliyor. " Bilmiyorum. Zafer bir adım yaklaşarak. " Aslı kardeş iyimisin? " Dedi. Cevap vermedim. " Alev? " Dedi yine cevap vermedim. O sırada kapı açıldı Ferman girdi içeriye. Beni görünce hızlandı yanımızda durdu. "Kağan?" " Nasıl iyimi? " FERMAN'DAN Dün Zafer'i hastanede bırakıp eve dönmüştüm. Aslı'nın odasına çıkıp kapıyı vurmadan direk girdim. Aslı'nın uyanık olduğunu görünce biraz olsun rahatladım. Hemen yanlarına giderek, "Kağan. Nasıl iyimi? " Kağan: "Yarasını soruyorsan iyi, bi sıkıntı yok." " Ama pisikolojik olarak iyi olmayabilir. " " Ne diyorsun lan! " Konuşmuyor, duymuyor. " Anlamadım. " Bence konuşmak istemiyor. Zafer, Aslı dedi cevap alamadı. " Saçmalama." Kafamı kaldırıp Aslı'ya baktım. Aslı'nın bir gözü mavi diğerinin çoğu kısmı koyu maviydi. Bu ne demekti. Öyle birşey değil. " Aslı." Diye seslendim. Yanıt vermedi. Kağan yanıma geldi. " Aslı dinlensin bizde dışarda konuşalım." Diyerek kolumdan çekiştirerek odadan çıktık. Kağan: " Ne oldu? " Kağan'a baktım. " Aslı'da olabilir Alev' de. " O kadarsa bişey değil. " " Peki hangisi sence. " " Bilmiyorum o yüzden şaşkınım. Gözlerinden biri Aslı diğeri Alev'in göz rengi. Bu nasıl oldu? " " Ben ne bileyim oğlum benim alanım değil." " Neyse susarak yaşayamaz ya. Ne zamana kadar burada kalacak." " Bir kaç gün kalsa yeterli olur. Dedi Zafer'e bakarak. " Kemiğe gelmemiş kurşun. " Anladım. Dikkat ederiz." " Güzel. " Tamam sağol Kağan. " " Borçların birikiyor asabi dostum. " Dedi ve arkasını dönerek gitti. " Zafer. " " Buyur abi. " " Sende git dinlen. " " Ben iyiyim abi. " " Git. En azından bir kaç saat dinlen." " Gerek yok abi." " Zafer! " " Tamam abi. Bir kaç saate burda olurum." " Hadi. " Zafer'de dinlenmesi için yolladıktan sonra tekrar odaya girdim. Aslı'ya yaklaşıp baktığımda gözleri kapalıydı. Göğüs hareketlerine baktım düzenli ve sakin nefes alıyordu. O uyurken bende bir kaç işi burdan halletmek için yanımda getirdigim leptopumu açarak odadaki koltuğa oturdum. Çalışmaya başlayalı yarım saat falan olmuştuki. Gelen Tuba idi. Onun buraya gelmesini beklemiyordum. Ayağa kalkarak içeri girmesini bekledim. "Sinirlerim bozuldu." Diyerek evine gitmişti. Şimdi gelmesi... " Ferman'cım merhaba. " İyi. " Dedim tek kelime ile. " Neydi o dün ki olanlar. İnan çok korktum. Dediği son cümle ile üzerime yıldırım düşmüş gibi hissettim. Sonrada, Tuba'yı hızla kolundan tutup odadan çıkarttım. Sinirle yüzüne bakarak. " Sakın! Sakın birdaha bu cümleyi kurma. " Ferman ne yapıyorsun? Dediğinde, kolunu bıraktım. " Tamam kimseye söylemem. " Onun iyiliğini ben düşünürüm merak etme. Yeri gelmişken. Çocuk falan. " Yok. " Kendi kendine konuşuyordun demek. Ne konuşuyordun? " " Bak Ferman. Yıllar sonra yine bir sebepten bir araya geldik. Gelecekte yine birlikte olabilir ve seninle bir yuva kurabiliriz. Yanlış fikirlere kapılma Tuba. O gece beni, ben istemeden öptün. Bu yaptığın şey çok komik birşeydi. " Evet. O yüzden öptüm. O bacaksız Tuba'da Aslı'nın duygularını farketmişti. "Umudunu kessin diye öptüm. Derin bir nefes alarak, Konuştuklarımızı Aslı'nın yanında tekrar etme o geceyi de kurduğun hayalleride unut." " Tamam. Bir süre için." Dedi gülümseyerek. " Nasıl oldu küçük kızımız. " Dedi lafı değiştirdi. " İyi birkaç gün sonra taburcu olur." " Zafer'e teşekkür borçluyuz. " Zor saatler geçirdi. Dedim koridordaki oturağa oturarak. Tuba'da yanıma oturdu. " Evet. Ve maalesef elinizden birşey gelmiyor. Demir herşeyi borçlara karşılık satmış ve para almış görünsede eminim sadece kağıt üzerinde. Ama yinede uzun zaman sonra seninle bir araya gelme fırsatı olduğu için Aslı'ya müteşekkirim. Bu yüzden de bu miras olayının peşini bırakmayacağım. Mutlaka bir açık olmalı." "Olmalı. Olması lazım." ************************************ Sağlıcakla kalın.
|
0% |