@azamet_29_2
|
Ama,Tuba ondan istediğim şeyleri bahane ederek bana daha çok yaklaşmaya çalışıyordu. Bunun sebebi yıllar önce başka biriyle Mısır'a gitmesi, sonra pişman olup dönmesiydi. Hâlâ bana aşık olduğunu söylüyordu. Bende bana daha fazla yakınlaşmasını engellemek için "Tuba belgeler için teşekkür ederim. "Anlamadım." "Anlamayacak birşey söylemedim. "Yani diyorsunki bugünden sonra görüşmeyelim öylemi?" "Öyle diyorsan öyle olsun. Zaten istesende sık görüşemeyeceğiz. Şirketteki işleri uzun zamandır ihmal ediyorum. İşleri yeniden toparlamam gerekiyor. Bir kaç proje yarım kaldı. "Yalan söylüyorsun Ferman." "Sözlerine dikkat et. Tuba." "Etmiyorum. "Tuba lafımı çarpıtma." "Çarpıtmıyorum.. "Tuba seni çağırdığıma pişman etme beni. "Benimde seni başkalarına, daha doğrusu o numaracı sümüklüye kaptırmaya niyetim yok." Dedi Tuba, kaşlarını çatarak. "Saçmalama Tuba. "Hiçte bile. "Tuba bu konuşma iyi yerlere gitmiyor." " Seni bir daha bırakmam. Dedi gülümseyerek. "Başka belgelerdemi var? " "Tabiki var seni yeniden görme şansını kaybedermiyim." Dedi vestiyerden kabanını alıp kapıdan çıkarken. Tuba'nın bu kadar ısrarcı olmasını beğenmemiştim. Başımı ağrıtacağa benziyordu. Keşke onu hiç çağırmamış olsaydım.
****** Tuba. Ferman'ın evinden sinirle çıktı. Seni o gün öldürmeliydim Ferman. Ama sen yine beni reddettin. Hızlı şekilde bahçeden çıkan Tuba yağan kara aldırmadan şehir merkezine doğru sürdü arabayı. Yarım saat sonra arkadaşı Özlem'in evine gelmişti. Tuba Özlem'e şehre yeni geldiğini ve ev baktığını söylediğinde eski arkadaşı bir ev bulana kadar, kendisiyle kalabileceğini söylemişti. Aslında Tuba aylardır bu şehirde bir otelde kalıyordu. Kapıyı vurduğunda Özlem pijamalarla açtı kapıyı. "Tuba. Hayırdır erken geldin. Tuba somurtarak girdi içeri. "Bende dosyalarıma bakıyordum uykum gelmişti. Kahve alacağım istermisin? " " Hayır beni kahve falan kesmez Özlem. "Ne oldu kötü bir şeymi var? Sen iyimisin?" "Evet. Birsey oldu. Ve hayır iyi değilim. Hemde hiç iyi degilim." Dedi sinirinden gözleri kızarmış ve akmaya ramak kalmış yaşlarla. " Sen gel bakayım bi. Otur şu koltuğa. "Anlat ne oldu? Tartıştınız mı yoksa?" "Özlem Ferman artık beni istemiyor." "Anlamadım. "Öyleydi." Dedi Tuba gözünden akan bir damla yaşı silerek. Ama o yanındaki sümüklü her gün başka başka oyunlarla ona sokuluyor. "Nasıl yani ben anlamadım." "Hergün bir olay yada acındıracak bir şeyler buluyor, Ferman'ın dikkatini çekmek için. Ferman'da sürekli onunla ilgileniyor tabi." Tuba ayağa kalkarak bara geçti. "Kızım yavaş. Su değil o." "Özlem şuan öyle öfkeliyimki gidip o sürtüğü öldürebilirim." "Saçmalama Tuba." "Onu çok seviyorum Özlem. Bir sinirle yaptığım hatanın acısını hep şuramda hissettim." Dedi sol yanını göstererek. "Hızlı yükselmek istedim. Tufan bana bu imkanı sağlayacağını söyleyince ona inandım. Tufan'la sevgili oldum. "Tuba kızım senin kafa gitti. Ne anlatıyorsun? " "Gerçekleri. "Ne!! Anlamadım ne yaptım dedin?" "Ben bu saygın mesleği yapabilecek kadar iyi biri değilim." Dedi bilmem kaçıncı olduğunu unuttuğu kadehin dibini bir dikişte içerek. "Aman Allahım." Dedi elleriyle dudaklarını kapatarak Özlem. "Geçen yaz yaptığı kaza varya. "Evet nerdeyse ölüyormuş." İşte o kazayı benim adamlarımın yüzünden yaptı. O adamları ben tuttum." "Ne ! Aman Allah'ım sen ne diyorsun Tuba? " "Suçu şirket ihalesindeki hasımlarına atsakta,aslında kıskandığım için ölmesini isteyen bendim. Şu halime bak ne hale getirdi beni ona duyduğum aşk. "Tuba sen.. "Demir sayesinde." Dedi Tuba. " O akşam Ferman'ın kaçta çıktığına kadar herşeyi bana Demir Bozkır söyledi. "Ama sen Demir'in aldığı mallar yüzünden Ferman'a avukatlık yapmıştın." Tuba bir süre sessizce bekledi. "Evet ama o davada kazanmaya çalışmadım. Özlem kendini koltuğa bıraktı. "Tuba anlattıklarına hâlâ inanamıyorum." "Bende hâlâ inanamıyorum. "Ferman... Ferman seni çooookk seviyorummm." Özlem Tuba'yı öylece bıraktı. Koltukta. "Yazık çok yazık. Ferman'a olan duyguların aklını almış. Dedi odasına doğru giderken. Sabah olduğunda Tuba salondaki koltukta başındaki müthiş ağrı ile uyandı. "Özleeem" Dedi. Kendi sesi kendine baş ağrısı yapıyordu. Özlem ağzında fırça ve köpüklerle salona girdi. " Ooo.. Oyonmosson." Dedikten sonra hızlıca banyoya gidip ağzını temizleyip geri geldi. "Dün gece o kadar içtikten sonra ancak öğlen uyanırsın diye bekliyordum." "Aah! Başım çok ağrıyor." "Su gibi içersen olacağı bu." "Benim acil çıkmam gerekiyor. Özlem Tuba'ya yaklaştı. "Tuba, arkadaşım. Tuba kısa bir an gece olanları ve konuştuğu şeyleri hatırladı. "Aptal gibi her şeyi Özlem'e anlattım. "Şimdi günlerce kafamın etini yiyecek." Hızla kollarını Özlem'den kurtardı. "Hayır beni seviyor biliyorum. Özlem. Sinirle baktı Tuba'ya. "Sen iyi değilsin Tuba. Dedi ve hızlı adımlarla evden çıktı. " Sen nerden bileceksinki. ******** Sabahın ilk ışıklarıyla uyandım. "Ondan yardım istemeyeceğim." Dedim kendime. "Bunlar hep senin suçun Aslı." "Benim mi, neden benim.? " "Artık anlamalısın Aslı Ferman'dan başla. "Haklısın... Benim ona aşık olmam hataydı. Onun benim gibi birinden hoşlanacağını düşünmekse daha büyük hataydı. Dedim üzgün şekilde. Gözlerim yine doldu. "Aslıı...!" "Tamam tamam." Dedim ellerimin tersiyle gözümden akan yaşları silerek. Aynaya bakarak önce eşofmanı çıkardım. Sonra kolumdaki askıyı çıkarmaya çalıştım plastik kilit arkadaydı. "Açmamı zorlaştırmak için yapılmış sanki yaa." "Sol kolunu arkadan uzatmayı denesene." "Sağol yaa. İyiki söyledin. " "Napayım, buradan bu kadar oluyor. Oraya gelme şansım yok." "Biliyormusun burada olsan ne güzel olurdu." "Güzel olmazdı ne o öyle ikiz gibi." Alev'in söylediği şeyle gülmeme engel olamadım. "Imm. Önce şu badinin askısını bir açalım. Allah'ım iki el ve iki kol verdiğin için sana sonsuz şükürler ediyorum. Dedim. Yoksa ne yapardım. Sonra tek elimle pamuğu çıkararak üzerine baticon sürdüm. Öylece aynaya baktım. "Üzgünüm Aslı. "Biliyorum. Daha sözümü tamamlayamadan bir anda kapı açıldı. Anında sol elimi göğsüme kapatıp arkamı döndüm. "Aslı." Diyen Ferman'a. "Neden kapıyı çalmıyorsun be." Ama o. Hiç duymamış gibi. "Ne yapıyorsun neden bana haber vermedin."Dedi. Ben kime konuşuyorum acaba. "Neden kapıyı çalmadan giriyorsun dedim sana." Diye çıkıştım tekrar. "Neden bana haber vermedin dedim." Adama bak ya, sanki duvara söylüyorum. "Sana ihtiyacım yok. Yanıma geldi. Ferman'a dönerek, "Gerek yok dedim ya. Dedim, sol elimle hâlâ önümü kapatmaya çalışarak. "Tek elle yapacağın birşey değil." Diyerek masadaki pamuğu aldı. "İstemiyorum ya Allah Allahh." Hâlâ ona kızgındım. Bir anda nasıl olduğunu anlayamadığım şekilde kollarını bana sarkarak elindeki pamuğu omuzumdaki yaranın arkasına bastırdı. Yüzüm gömleğinin açık olan düğmeleri yüzünden görünen çıplak göğsünde kollarım kolarının arasında kaldı birden. "Sende bu koku varken ben iflah olmam." Dedim içimden. Kollarının arasından çıkmak için çırpınınca yaramın acısıyla dudaklarımdan bir inleme çıktı benden izinsiz. Ferman,elindeki pamuğu yaraya değdirirken, "Kıpırdamaya devam edersen canın daha çok yanacak. Rahat dur." Dedi. Elindeki kullanılmış pamuğu atmak için beni bıraktığında ben hâlâ salak gibi öylece yere bakarak duruyordum. Ferman yeni bir pamuk hazırlayıp yaranın ön kısmını pansuman etmeye devam etti. Pansuman işi bitince kremleri sürmeye başladı. "Bağlamak lazım. İster istemez halime baktım. Badimin açık yakası zaten rezil şekilde görünmeme sebep oluyordu. Kızarmış suratımla Ferman'ın badimin askısını bağlamasına izin verdim. "Sana kendim hallederim demiştim neden zorl..." "Üzerini giy aşağı gel." Dedi. "Neden beni dinlemiyorsun ya." Diye bağırdım. "Bugün benimle şirkete geliyorsun." Yine beni duymuyor gibi yaptı. "Sana söylüyorum. Seni. Seni..." Kaşlarını öyle çattı ki bir an ürkmedim değil. "Üzerini. "Bi dakika bana ne dedi az önce. "Yine beynin geriden geliyor Aslı." "Kapa çeneni Alev." "Benimle şirkete geliyorsun." Dedi. "Ben duymuştum ki zaten." " Neden? Neden geleceğim?" Ferman'a döndüm. Tam kapıdan çıkarken. "İstemiyorum." Dedim. "5 dk içinde aşağıda olmazsan geri gelirim. Seni ben giydiririm ve zorla indiririm seni." "Seni.. seni.. pislik." Dedim dişlerimin arasından. Bir durdum. Kendi kendime şaşırdım. Aslı gibi değilde Alev gibiydi konuşmalarım. "Daha beş dakika olmadı diye bağırdım. " Ama içeri yardımcı kızlardan biri girdi. "Aslı hanım Ferman bey yolladı beni. Yardım etmem için." Kızın yardımıyla üzerine rahat olması için spor kıyafetlerden bir kombin yaptım ve giyindim. Ayakkabı olarak kısa bir bot seçtim. Ferman mutfakta masada oturmuş Gelip karşıdaki sandalyeye oturdum. "Esma teyze Kerem ve Gülce yokmu." "Bugün erken çıktılar dedi Ferman." "Aslı şimdi sıra bizde hadi." "Esma teyze sınavlarımı varmış." "Hayır." Dedi Ferman. "Esma teyze derslerimi erkenmiş ben Gülce'ye bir şey soracaktımda." Ferman bana ters ters baktı. İçerde Alev kahkahalarla yerlere yatıyordu. Çünkü Ferman cevap versede ben Esma teyzeye dönüş yapıyordum. "NASILMIŞ." Dedim. "Harikasın Aslı, devam et bayıldım." "Bundan sonra böyle." Dedim. Zavallı Esma Sultan bir bana bir Ferman bakıyordu. "Oyalanmadan yemeğini ye ilacını iç gidelim." "Emredersin." Yarım saat sonra arabadaydık ve şirkete doğru gidiyorduk. Zafer arada bir aynadan bana bakıyordu. "Aslı." Dedim. Beni vurdugundan bu yana hiç yüz yüze gelmemiştik. "Aslı'yım. Dedim gülümseyerek. Zafer sessizce önüne dönerken dudağının kıyısında küçük bir gülümseme kırıntısı gördüm. Şirkete kadar hiç konuşmadık. Geldiğimizde farkettimki ben buraya ilk kez geliyordum. "Kaleye benziyor." Dedim. "Daha ne kadar orada öyle durmayı düşünüyorsun." Dedi. Önüme dönerek kapıya doğru yürümeye devam ettim. "Uzaydan geldik sanki tiplere bak." Diyen Alev'e gülmemek için dudaklarımı birbirine bastırdım. "Aslı bu adamın niye şımarık olduğu besbelli." "Zenginlik insanı şımartıyor galiba ama ben hiç şımaramadım." Asansörün önüne geldiğimizde asansöre binmedik. Zafer zaten bir tane olan tuşa bastı. Tek kat için çalışan tek bir asansördü bu. Sadece 15.kata çıkmak için tek asansör. Havalı.. 15 . Kata geldiğimizde inerek uzun bir koridorda ilerledik. Koridorun iki duvarında harika yağlı tablolar vardı. Zevki tartışılmaz. Ofisin önüne geldigimizde sekreteri ayağa kalktı. Deri kaplı çift kapıdan geçerek Ferman'ın odasına geldik. Kalbimde bir sızı hissettim. Ferman ve ben içeri girerken Zafer kapının önünde durdu. İçeri girmedi. Girdigim ofis odaya baktım. Kocamandı. Kocamam ve lükstü . "Neden buraya getirdin beni, hemde zorla." "Uzaktan bir misafirim var." Dedi sakin şekilde. "Seninde tanışmanı istediğim biri." "Öylemi kim? " Dedim. "1 saat sonra burda olacak. O zaman göreceksin." "Derin bir nefes alarak geri bırakıp koltuğa yaslandım." Ferman'ın bastığı düğmeyle, 2 dakika sonra odaya girişteki manken sekreter girdi. İnce uzun bacakları diz üstünde biten siyah kalem eteği, kocaman göğüslerini bilerek ortada bırakan yakası açık beyaz gömleği, dalgalı sarı saçları dolgun kırmızı dudakları yeşil gözleriyle tam bir afetti. Ferman'a yaklaşıp masasına birkaç dosya bıraktı. Ama yalan yok Ferman dönüp bakmadı bile. "Aslı." "Hımm." "Buraya eleman alırken silikon dolgu. botoks,uzun bacak kısa don diye şartlarımı var bu şirketin." Bir anda sol elimi alnıma koyup püskürerek kahkaha atınca , Ferman yüzüme baktı kaşlar çatık gözler alık şekilde. Tabi sekreterde baktı bana ama o anlamadı durumu. Ferman: Dediğinde ben gözümden akan yaşları siliyordum. Sonra kız kıvırta kıvırta odadan çıkarken. Alev: "Bak hele bak. Hareketlere bak." Diyince ben yine kahkaha atmama engel olamadım." Sekreter kız son kez bana garip bir bakış atıp çıktı. "Ne oluyor ne kahkaha atıp duruyorsun durduk yere." "Hiiiç. Dedim elimle gözümden akan yaşlarımı silerken. "O ne demek." Dedi tek kaşı havada. "Kadınları diyorum. Silikonlu barbileri." Ben o kadınlara değil, yaptıkları işlere bakarım. Ama onlar, tepeden tırnağa senin heryerine bakıyorlar farkettinmi. Az önceki kız tepeden tırnağa seni süzdü. Hatta seni gözleriyle taciz bile etti. Gözlerinden bakış ağzından salyaları akıyor kızın." "Şuan kimle konuşuyorum ben." Tabi Aslı'dan beklemeyen cümleler duymuştu ve kıllanmıştı. Zeki adam. "Bilmem, kim acaba. "Selam söyle." Dedi Alev. "Alev'in selamı var bu arada." Ferman, şöyle bir baktı. "O kurşunla ölmesini umuyordum. " Ben istemeden benden kolayca kurtulamazsınız. "Gördünmü Alev." Dedi Ferman sakince arkasına yaşlanıp kollarını göğsünde bağlayarak. "İstediğim an seni ortaya çıkarabiliyorum artık. Hâlâ kim olduğunuzu anlayabiliyorum yani." Dedi sinir edici şekilde sırıtarak. " Canın cehenneme Ferman Dedi Alev odanın kapısına doğru giderek. Ferman hızla ayağa kalktı. **************************** Evet güzeller bölüm sonuuuu. Beğeni ve yorumlarınızı bekliyorum. Sonraki bölüme kadar sağlıcakla kalın 😍😍😍😍😍😍😍😍😍
|
0% |