Yeni Üyelik
46.
Bölüm

🔥D.46 Kaçırılma

@azamet_29_2

Alev, çarptığı sert şeyle gerisin geri sendeledi.
Dengesi kaybolup tek eliyle tutunamayınca gözlerini kapatarak düşmeyi bekledi.

Ama güçlü bir kol tarafından belinden tutuldu.

Alev, ne olduğunu anlamak için sımsıkı kapattığı gözlerini yavaşça açarak gördüğü adama baktı.

Siyah saçlı siyah gözlü kirli sakallı esmer yakışıklısı, Ferman'dan yaşca biraz daha küçük bir adam Alev'i belinden tutmuş,düşmesini engellemişti.

Alev ayağa kalkıp dengesini sağlarken.

"Çeksene ellerini Karagöz.
Bırak beni." Dedi,çemkirerek."

Adam," Karagöz.? "
Dedi. Arkasından bir kahkaha atarak.

Alev, adamın kollarından kurtulup bir adım geriledi.
Bir adım daha gidecekken bu kez arkasındaki Ferman'a çarptı.

"Ay Allah'ım 'ne oluyor ya." Dedi.Ferman'a dönüp sinirle bakarak.

"Sende bırak kara kule." Desede Ferman arkasından doladığı eliyle sol kolundan tutmaya devam etti.

"Kara kule ?" Esmer adam yeniden gülmeye başladı.

Ferman,sinirli bir bakışın ardından Alev'i kolundan tutup kapının önüne çıkardı.

Kapıdaki Filiz anında ayağa kalkarak baktı,Ferman'ın birşey isteyeceğini düşünerek.

Ferman, dışarda bekleyen Zafer'i çağırarak,
Alev'in sinirli bakışlarının eşliğinde,

"Zafer. Al bunu lavaboyu göster.
Elini yüzünü yıkasın.
Sonrada yan ofise götür.
Orada bekleyecek.
Başından ayrılma. Yoksa bu cadı şirketi yakar." Dedi, yüzünü Alev'e doğru uzayarak.

Alev'in gözlerinde söylediği cümleyi beğenme belirtisi görünce pişmanlık hissetti içten içe.
Yapabilecek karakterdeydi çünkü Alev.

"Tamam abi."

Ferman arkasını dönüp tekrar odasına girerken.
Filiz olanlara şaşkın şekilde bakarak ne olduğunu anlamaya çalışıyordu.

Zafer:
"Gel baş belası."Dedi Alev'e sol kolundan tutarak.

Alev sinirle bakarak:
"Nasıl.." Dedi.

Zafer Alev'in koluna girerek lavaboya doğru götürürken,

"Birincisi Aslı ile Alev arasında
abi birtek sana bu kadar sinirleniyor. İkincisi gözlerin.
Şuan ikiside koyu." Dedi Zafer kısa ama gıcık bir gülümseme ile.

"Kahretsin."

"Şimdi.
Beni uğraştırma.
Lavaboya gidip elini yüzünü yıka.
Sonra küçük ofiste bekleyeceğiz."

"Lavaboya falan gitmiyorum. Ofisede.
Ben eve gitmek istiyorum. İyilik yapacaksan eve götür."

"Abinin emrini duydun.
Ofiste bekleyeceğiz."

"Abinin emirlerini umursamıyoruz artık."

"Ben umursuyorum."

"Ben umursamıyorum."

"Neden sürekli birileriyle tartışıyor yada kavga çıkarıyorsun."

"Hoşuma gidiyor çünkü." Dedi Alev.
Bu kez Alev kısa ve gıcık bir gülümseme ile sırıttı.

Zafer bir kaç saniye duygusuz bakışlarla Alev'e baktıktan sonra,

"Hadi Gel." Dedi, kolundan tutarak küçük ofise giderken.

Alev itiraz etsede tek kolla bir şey yapamadığı için onunla gitmek zorunda kaldı.
Ofise girip masanın önündeki ikili koltuğa oturdu.
Sinirle baktı bir süre Zafer'e.

"Gıcık yarma."

Sonra başını arkaya yaslayıp gözleri ni kapattı.

Zafer hiç umursamadı. Alev'in sözlerini.
İstifini bozmadan tam karşısında oturmaya devam etti kolları bağlı.

"Alev... Yeter bu kadar."

"Böyle iyiydi Aslı ya. Memnundum ben.
Hatta burayı yakmayı bile düşünebilirdim."

"Abartma ALEV.!"

"Neyse ya tamam. Yine fırsatım olacak nasılsa."

Aslı yeniden gelmiş ama gözleri kapalı aynı pozisyonda sessizce oturmaya devam ediyordu.

*****

"Hoş geldin Cihan."

Ferman uzun zamandır görmediği adama elini uzattı.
Tokalaştıktan sonra oturması için masasının önündeki koltuğu gösterdi.

Adam oturarak,
"Gerçekten hoş buldum." Dedi odaya girişte olan komik hali kastederek.

"Az önceki kız o kızmıydı."

"Evet."

"Çok tatlı ve sinirli bir kız."

Ferman tatlı kelimesini beğenmesene sessiz kaldı.

"Ee anlat neden bana ihtiyacın var."

"Dün gece sana her şeyi anlattım zaten."

"Anlattın ama o saatte benim bir gözüm hala uyuyordu malûm.
Hiç beklemediğim bir telefonla uyanıp sonra yarı uyurken söylediğin şeyleri dinlesemde bişey anlamadım."

"Ayrıntıları sonra anlatırım.
İşin özü şu.
Bu kızın babasından kalan bütün serveti üvey abisi tarafından hilelerle elinden alındı sadece iflasın eşiğindeki bir şirketi kaldı."

"Onu anladım. Benim burda olma sebebim ne?"

"Senden istediğim. Demir'in peşine düşmen.
Ben iş dünyasındaki herşeyi bilirim.
Sense şehrin haber ve iletişim ağı gibisin. Herşeyden bir şekilde haberdarsın.
Demir ve Neriman ile ilgili her şeyi en ince ayrıntısına kadar öğrenmeliyim. Şuan nerde olduklarıda dahil olmak üzere."

"Neden ben.
Bu işi yaptıracağın bir sürü adamın var. Benden daha geniş bir çevren var."

"Öyle." Dedi. Ferman geriye yaslanarak.
Ama güveneceğim adamlarım sınırlı.
Kendi adamım sandığım piçin biri yüzünden baskın yedim.
Yani güven meselesi."

"Anladım.
Demir, kimdir necidir."

"Ferman bir dosya çıkarıp Cihan'ın önüne bıraktı."

"Bizim bildiğimiz herşey burada."

"Imm tamaaam." Dedi şöyle bir göz atarak dosyaya.

"Sağol Cihan."

"Ne demek sana hâlâ bir can borçluyum."

"O geçmişte kaldı. Onu unut."

"Unutmak istiyorum ama göğsümün üstündeki kurşun izi izin vermiyor."
Dedi gülümseyerek.

"Neyse ben kalkayım.
Şu andan tezi yok araştırmaya başlarım.
Birşeyler çıkınca sana dönerim."

Ferman ayağa kalkarak Cihan ile birlikte kapıdan çıkarak asansöre kadar yolcu etti onu.

Cihandan ayrılınca küçük ofise gelerek, kapının önünde durdu.
Kapıyı açarken bir an kafasına birşey atılma ihtimalini düşündü.

Kapıyı açıp yavaşca girerek önce etrafa baktı sonra Aslı'ya.
Odanın hala aynı şekilde olmasına birazda olsa şaşırdı.
Ferman içeri girdiğinde Zafer ayağa kalarak selam verdi.

"Hayret,oda hala aynı." Dedi elleri ceplerinde.

"Sorun çıkarmadı abi."

"Geldiğimizden beri uyuyor."

"Eminmisin uyuduğuna."

Ferman şüpheli şekilde baktı. Aslı'mıydı. Alev mi?

Sonrada "Tamam.
Sen çıkabilirsin ofiste bekle koçum."

"Tamam abi."

Dedikten sonra Zafer dışarı çıktı.

Ferman uyuyan Aslı'ya baktı.
Tam yanına gelerek uyandıracakken kapıdan Tuba girdi.

"Ferman'cım."
Dediği anda Ferman Tuba'ya dönerek sus işareti yaptı.
Sonra hızlıca koluna girerek kapının önüne çıkardı.
Kapıdan bir kaç adım ileride duvar dibinde durdu.

Tuba,kızgın şekilde,

"Bir bakıcı olmadığın eksikti,oda oldu."

Ferman:
"Sessiz ol bağırma." Dedi.

Tuba etrafa bakarak. " Kimse yok .
Öğlen arası herkes çıktı."

Desede uyuma numarası yapan Aslı aralık kapıdan herşeyi duyuyordu.

"Bu sümüklüye Zafer göz kulak olsun.
Sen benimle yemeğe gel.
Sana yemek ısmarlamak istiyorum.
Çok güzel ve lüks bir yer keşfettim.
Öğle yemeğini birlikte yiyelim lütfen hadi."

"Hayır Tuba bugün olmaz, yoğunum."

"Yalan söylüyorsun.
Bu sümüklü yüzünden beni sürekli reddediyorsun. Benimle gelmeyi istemiyorsun çünkü onu yemeğe götüreceksin değilmi."

"Alakası yok Tuba uzatma."

"Var. Yoksa...Sen bu kıza aşık mısın." Doğruyu söyle.

O anda Aslı yaptığı numarayı bırakıp gözlerini açtı. Hareketsiz şekilde kulak kesildi Ferman'ın vereceyi cevaba.

"Tuba uzatma küçük bir kıza aşık olacak değilim."

Aslı duyduğu şeyi sindirmeye çalıştı.

"Küçük bir kız!"

"Aşık olacak değilim!"

İşte yine bir tokat gibi çarpılmıştı yüzüne Ferman'ın onu sevmediği.
Kafasını yavaşça kapıya çevirdi.
Dolan gözleriyle kapının aralığından baktı onlara.

Tuba, Kırmızı uzun topuklu ayakkabı.
Siyah mini etek.
Beyaz ipek bir gömlek.
Tabi yine o düğmelerin ikisi açık, silikon manzara. Pembe rujuyla.
Bir manken gibi Ferman'ın tam karşısındaydı.

"Ferman, Lütfen anla beni seni çok özledim.
Seni,teninin kokusunu her şeyini özledim.
Birlikte geçen gecelerimizi özledim.
Senden yeniden bir şans istiyorum.
Sana ihtiyacım var.
Sensiz yapamıyorum.
Senin o kıza bu kadar ilgi göstermene katlanamıyorum."Dedi.

Şuan bakışlarıyla Fermanı öyle bir etkilemiştiki. Ferman sadece gözlerine kilitlenmiş büyülenmişcesine ona bakıyordu.

Tuba yavaşça Ferman'a yaklaştı. Gözlerini Ferman'ın dudaklarına sabitledi.
Ve dudaklarını aniden Ferman'ın dudaklarına bastırdı.
Kollarıyla beline sarılıyordu.
Şuan Gerçekten ateşli şekilde Ferman'ı öpüyor Ferman ona sarılmasada karşılık veriyordu.

Aslı daha fazla dayanamadı.
Şuanki halinden nefret etti.
Âciz acınası bir Aslı.

"Benim burda ne işim var."Dedi, içinden.
Ağlayarak ayağa kalktı. Kapıya yöneldi.

Hızla kapıdan çıkarak asansöre doğru koştu.

Aslı'yı görmeyi beklemeyen Ferman.
Aslı'nın odadan çıkışıyla ne yapacağını şaşırdı.
Aslı'yı görür görmez Tuba'dan uzaklaşarak Aslı'nın arkasından gitmek istesede Tuba kolundan sımsıkı tutmuş izin vermiyordu.

"Ferman bırak gitsin."

"Tuba bırak kolumu."

"Hayır bırakmayacağım. Seni ona bırakmam."
Diyerek Ferman'ı kolundan sımsıkı tutuyordu.

"Tuba bırak."

Ferman kolunu hızla çekip kurtarsada. Asansöre binmeyi başaran Aslı'ya yetişemedi.

Kattaki tek asansördü o.
Tuba gülümseyerek bakarken
Ferman, merdivenlere yöneldi.
Ferman'ın ardından.
Tuba eteğinin cebinden çıkardığı telefonla bir arama yaptı.

Dışarı çıkıyor.
Dediklerimi unutma.
Ferman'a zarar gelmeyecek.
Kızı alın.
Ben Zafer'i oyalarım.

Koşarak merdivenlerden inen Ferman. 3 kat aşağıdaki ara asansöre gelerek asansörün düğmesine bastı. Ama asansör gelmek bilmiyordu.
Bir kaç saniye sonra gelen asansöre hemen binip 0 tuşuna bastı.
Bir an önce Aslı'ya yetişmek istiyordu.

Peki neden şuan Aslı'nın peşinden koşuyordu.
Özür mü dileyecekti.
Yanlış anladınmı diyecekti.
Yoksa kendine birşey yapacağındanmı korkuyordu.
Neden?

Aslı asansörden iner inmez önce nefesini düzene sokmaya çalıştı.
Sonra koşarak binanın çıkışına yöneldi.
Dışarıya çıktığında ağlayan gözlerini silerek etrafı görmeye çalıştı.

Derin nefesler çekti ciğerlerine.
Ama yinede nefes anlamadığını kalbinin sıkıştığını hissesiyordu. Kolundaki askıya baktı.
Bir hışımla çıkarıp yere fırlattı

Soğuk iliklerine kadar hissettiriyordu kendini.
Zira üzerinde sadece kazağı vardı o kadar.
Çıkarken kaban aklına bile gelmemişti.

Şuan ne yapmalıydı.
Kısa bir an düşündü.
Eve gitse gidemiyor burada dursa duramıyor başka bir yere gitme imkanı yoktu.

"Ne yapacağım." Dedi. Başını önüne eğerek. Gözleri inadına akıyordu. Yumruk yaptığı ellerine tırnakları batıyor ama acısını hissetmiyordu bile.
Neden hala buradasın Aslı.
Sevilmediğin bir yerde işin ne.

Dişlerini sıkarak önüne döndü.
Caddeye doğru yürümeye başladı. Sadece yürümek buradan uzaklaşmak istiyordu.
Herkesten herşeyden uzaklaşmak.

30 metre kadar yürümüştü ki Ferman binadan dışarı çıktı.
Panikle, kaldırımdan gelip geçen insanların arasından etrafa bakarken, Aslı'yı görmesiyle rahat bir nefes alarak.

"Aslı." Diye bağırdı arkasından.
Aslı duysada dönüp bakmadı.
İstemiyordu bakmayı. Çünkü daha çok yanacaktı canı.

"Aptalın tekiyim ben." Dedi.

Ferman insanların arasından hızla koşarak Aslı'ya yetişti.

"Aslı dur." Dedi. Kolundan tutup.

"Nereye gidiyorsun."

Aslı kolunu hızla çekip kurtardı.

"Nereye olursa. Senden uzak olsun yeter." Dedi, ağlayarak.

"Senden nefret ediyorum."
Bırak artık yakamı.
Daha ne istiyorsun benden.
Hem sevmediğini söylüyorsun hem bırakmıyorsun. Alay mı ediyorsun benimle.
Gitmek istiyorum. Defolup gitmek hayatından çıkmak istiyorum.
Nerdende çıktın karşıma."

Dedi ellerinin tersiyle gözlerini silerken.

Her şeyimi Demir aldı. Son şeyimi şirketi de sana verdim.
Benden daha iyi koruyacağını düşündüm.
Canımdan başka bir şeyim yok, ondanda artık bıktım.
Bırakın artık beni. Rahat bırakın ne olur.
Ne yaşayabiliyorum ne ölebiliyorum." Dedi ve sustu bir süre.
Bundan sonra uzak dur benden.
Sevgilinle mutlu ol.

Aslı tam arkasını döndü gidecekken.
Ferman önüne geçti engel olmak için.

Aralarında 4-5 adım ancak vardı.

"Hayır gidemezsin."

"Öylemi. Neden?
Söyle neden.?"

Ferman sustu. Bir şey demek istiyor ama söyleyemiyordu.

Tam yüzünü Aslı'ya dönmüşdü ki.

Aslı yine sırtındaki o ürperme hissiyle , Alev'i duydu.

"Dikkat et! Aslı.!"

Hızla etrafa baktı Aslı.
Yoldan geçen siyah minibüsü gördü.
Hızla açılan sürgülü kapıdan bir silah göründü.
Hedefte minibüse arkası dönük olan Ferman vardı.

Aslı, aniden hızlı bir hamleyle Ferman'a doğru adım attı..
Durup anlatacak vakit yoktu.
Yapabileceği en iyi hamleyi yaparak Ferman'dan daha küçük olan bedenini en iyi kullanacağı şekle getirdi.
Kendinden uzun adama hızla omuz vurarak yere devirdi.
Aynı anda tok bir silah sesi duyuldu.
Minibüs hızla yaklaştı. Durdu.

Yerdeki Aslı omuzundaki müthiş acıyla yaptığı şeyin yanlış olduğunu anladı. Ama çok geçti. Yaralı omuzla birine omuz atmak en aptalca şey olabilirdi.

Yavaşça olduğu yerde doğrularak etrafa baktı.
Ferman yerde kıpırdamadan öylece yatıyordu.
Başı yerde hareketsizdi..
Alnında kan vardı.

Aslı korkuyla çığlık attı. "Fermaann!"

Tam o sırada..

"Aslı arkanda kaç.!" Aslı ne olduğunu anlayamadan belinde hissettiği güçlü kollarla geriye çekildi.
Yüzünde hissettiği bezle burnuna gelen iğrenç kokuyu duydu.

Ne olduğunu anlamıştı kokunun.
Arkasındaki maskeli adam Aslı'yı belinde tutmuş minibüse doğru çekerken Aslı bir yandan kurtulmaya çalışıyor bir yandan da nefesini tutuyordu.
Bayılmak istemiyordu, "Şimdi olmaz. Hayır, hayır..."
Ama bir süre sonra nefessiz kaldığı için o iğrenç kokuyu içine çekmek zorunda kaldı.
Başı dönmeye gözleri kararmaya başladı. Gözünden bir damla yaş aktı izinsiz. Kendi için değil, aşık olduğu adam için korkuyordu. Karanlığa teslim olurken son kez baktı adama.

O sırada binadan koşarak çıkan Zafer ,önce çevresine baktı.
Gördüğü şey yerde hareketsiz yatan Ferman ve belinden yakalayarak minibüse çeken bir adamdı.
Minibus hızla hareket etti.
Zafer Koşarak arkalarından ateş etti ama sadece minibüsün arka camına isabet etti kurşun.
Geri dönüp Ferman'ın yanına koştu.
Arkasından da Tuba yetişti.

Ferman öylece yerde yatıyordu. Alnından akan kanı görünce Tuba korkuyla çığlık attı.

Zafer:
Korkulu gözlerle. "Abi. Abii..."

 

 

Loading...
0%