Yeni Üyelik
54.
Bölüm

🔥D.54 Hesap

@azamet_29_2

O adamdan uzak duracaksın.
Yarın Aylin burda olacak.
Birazda o uğraşsın seninle.
Benim sinirlerim artık kaldırmıyor.
Alev. Senin yanında solda sıfır kalıyormuş."

Sinirle baktım yüzüne.
"Canın cehenneme..."

Ferman sinirli bir gülümseme bırakıp arkasını dönüp çıktı.

"Pislik herif."
Dedim arkasından,kendimi yatağa bırakırken.

Beni resmen tekrar hastaneye tıkmakla tehdit etmişti. Sırık.

"Senden nefret ediyorum Ferman. Aslı'nın dönmek istemeyişine şaşırmamak lazım.
Bu adama aşık mı olunur Aslı?"

Sinirle yerimden kalkıp pencereyi açarak dışarıyı izlemeye başladım.
Akşam oluyor hava dahada soğuyordu. Dışarıyı izleyerek kendi kendime düşünmeye başladım.

Bu gece Hamdi ile buluşacaklar.
Bende orda olmalıyım. Dedim tekrar pencereyi örterek.

"Âsi."

"Ne var, Alev."

"Sinirlisin. Sonra..."

"Ne söyleyeceksen oyalamadan söyle."

"Konuşalım..."

" Konuş."

"Ne yapmak istiyorsun."

"Nemi yapmak istiyorum."

"Hamdi ile konuştuklarını duydum.
Ferman bu gece şirkette Hamdi ile buluşup bir plan yapacaklar.
Sende mi orada olacaksın?"

"Orada olmalıyım.
Benim, yapılacak herşeyi bilmem lazım.
Bu işte patron benim o değil.
Benim istediğim şekilde olmalı herşey.

Sen karışma ben halledeceğim ayaklarını yemem.
Yapılacakların her adımında bende olacağım.
Ferman benim gelmemi istemeyecektir. Ama mecbur yanında götürmesi gerekecek."

"Neden."

"Burda kalırsam Demir'i öldüreceğimi düşünecek."

"Âsi, planın ne."

"Hesap sormak.
Hamdi Demir'in yaptığı her şeyi biliyor.
Demir'in sahte şekilde malları sattığı herkesi tanıyor.
Bize bütün isimleri söyleyecek.

Bizde o adamları tek tek bularak bütün malları bize devir ettiklerine dair kağıt imzalatacağız.

Ve ayriyeten kendi ağızlarından bu yaptıklarının Demir'in emriyle olduğunu, malları sahte satışlarla aldıklarını itiraf ettikleri birer belge imzalatacağız.
Yada video kaydıda olur bence.

Tabii vijdan azabı çektiklerinide söyleteceğiz.
Sonrada kafalarına sıkacağız.
Görenler intihar ettiklerini düşünecekler.
Bizde kolayca sıyrılacağız."

" Âsi. Biraz abartmm..."

"Hayır!!
Abartmıyorum. Yaptıklarını ödemesinler mi?
Neden her zaman fatura bize kesilsin?
O adamlardan bir şekilde o malları geri alacağım.
Gönüllü yada gönülsüz.
Bu yüzden. Ferman'ın benden habersiz birşeyler yapmasına izin veremem. Hamdi ile plan yaparken yanında olmalıyım.
Benim bilgim haricinde bir plan yapmamalı."

"Akşam oldu bile. Ne zaman söyleyeceksin onunla gitmek istediğini."

"İlk fırsatta.
Hâlâ zamanım var. "

O sırada kapı tıkladı.
Gelen bir adet hemşire ve akşam yemeği getiren çalışandı.

Hemşire:
"Aslı Hanım iyi akşamlar. Nasılsınız.
Önce serumunuzu takacağım.
Bunlar da ilaçlarınız."

Dedi,diğer çalışan yemeği önüme tekerlekli masa ile bırakırken.

İlaçları yemek tepsisine bıraktı.
Lütfen almayı unutmayın." Dedi tekrar.
Önce yemeklere sonra ilaçlara baktım.
İlaçlardan biri çok tanıdık geldi.
Bu sakinleştirici bir ilaçtı.
Bu ilaç insanı en az 12 saat uyutan
Aslı'nın da eskiden kullandığı ilaçlardandı.
Ve bu ilaç işi beni kıllandırmıştı.

" Serumada ilacada gerek yok. İstemiyorum ben iyiyim." Dedim.
Yemeği önüme çekerken.

"Olmaz serumu takmam, ilaçları da içmeniz gerekiyor."

Bu cümleyle dahada kıllandım.
Hemşirenin yüzüne baktım.
İlaç vermek için ısrar etmesi hoşuma gitmemişti.

"Sana gerek yok Dedimya." Diye bağırdım.

Ama Aslı Hanım.
Doktor Kağan mutlaka ilaçları almanızı söyledi.

"Bana bak. Sana istemiyorum dedim. Çok istiyorsan sen iç." Dedim sinirle.

"Âsi. İnatlaşmada ilaçlarını al."

Duyduğum ses Ferman'a aitti.
Kapıda durmuş bizi izliyordu.

"Ya ne laftan anlamaz insansınız. İyiyim, gerek yok.
Neden bu kadar ısrar ediyorsunuz anlamıyorum."

"Tamam hemşire hanım.
İstemiyorsa takmayın serumu.
İhtiyacı olursa o zaman düşünürüz. İlaçlarada gerek yok. İyi olduğunu söyledi."

Hemşire bir kapıda duran Ferman'a bir bana baktı.

"Ama.. Kağan bey..."

"Ben ona açıklarım." Dedi Ferman.

"Peki." Dedi. Hemşire odadan çıkarken.
Hemşire gittikten sonra,
Ferman içeri girip elleri ceplerinde beni izlemeye başladı.

Onu umursamadan önümdeki yemeklere baktım.
En azından yemekleri iyiymiş bu hastanenin.
Mercimek çorbası, pilav ve bol baharatlı etli bir yemek.

Ferman'a bakarak,
" Neden bakıyorsun." Dedim.

"Neden ilaçları içmedin."

"İlaçlara gerek yok.
Üstelik kimseye güvenmiyorum.
O yüzden."

"Çok fesatsın Âsi."

"Tedbirliyim diyelim." Dedim yemeğimi yemeye başlarken.

Yediğim yemekle ağzımdan alevler çıkmaya başladı.
Çok acıydı elimle ağzımı havalandırırken acı, çok acıymış." Dedim.

Ferman umursamaz şekilde masadan alıp doldurduğu bir bardak suyu önüme bırakıp arkasını dönüp odadan çıktı.
Arkasından,
"Gıcık sırık."Dedim sinirle.

Elimle ağzımı yelliyordum hâlâ.
Ferman odadan çıktıktan sonra acılı acılı yemeye devam ettim yemekleri.
Tuzsuz oluşunun dışında yemekler gerçekten iyiydi.

******
Odanın dışına çıktığımda Kağan'ın geldiğini gördüm.
Tam yanında durdu.

"Ferman?
Âsi. Anlamışmı yoksa.
Olay çıkarmış.
İlaçları içmem diye tutturmuş."

" Evet ilaçları içmedi.
Çünkü şüphelendi bizden.
Âsi Akıllı biri.
Onun benimle gelmesini istemiyorum. Ne yapacağı belli olmaz.
Ama burda kalırsada bir yolunu bulup Demir'i öldürmeye çalışır.
Bunu bildiğimi biliyor ve tedbir alışıma karşı tedbir alıyor."

"Ee..Ne yapacaksın."

"Üçüncü bir yol denedim." Dedim.
Sinsi bir gülümseme ekledim yüzüme.

"Üçüncü yolmu. Ne yolu bu."

"Anlarsın." Dedim. Sırıtarak.
"Ama biraz bekleyeceğiz."

"Sen bekle. Benim gitmem lazım. Acilden çağırdılar. Dönüşte anlatırsın."

"Tamam sen git."

Kağan hızlı adımlarla giderken bende biraz daha bekleyip odaya tekrar girdim.

Âsi beklediğim gibi yatağında mışıl mışıl uyuyordu.
Yanına yaklaştım. Yemek masasını önünden yavaşça kenara çektim.

"Âsi." Dedim. Sakin sesimle.
Sonra parmağımı şıklattım kulağının yanında.
Hiç tepki vermedi.
Derin bir uykudaydı.
Yatağın yanına oturdum.

"Ee Âsii...
Sen tilkiysen, bende kuyruğuyum.
İlaçları içmemiş olabilirsin.
Ama yemekteki ilacı farkedemedin. "

Dedim, yüzündeki bir tutam saçını kulağının arkasına kıstırarak.

"Aylin gelene kadar uyu. Uyuki dinlensin ciğerlerin.
Uyandığında çok bağıracaksın nasılsa. Hadi sana iyi uykular."

Dedim,ayağa kalkarak.

"Benim gidip şu adamları toplamam lazım.
Aslı uyandığında bu iş bitmiş olacak.
Ben çalışırken sende burda ikimizinde başını belaya sokmadan Aylin'i bekleyeceksin."

Dedikten sonra ,arkamı dönüp odanın kapısına doğru iki adım atmıştım ki.

"Bu yaptığına hile yapmak denir.
Âsi döndüğünde yaptığın şeyi sana fena ödetecek haberin olsun.
Bence şimdiden kaçacak yer bul kendine."

Duyduğum sesle aniden durup arkama döndüğümde bacaklarını yataktan sarkıtmış hiç bir şey olmamış gibi normal şekilde oturan kızı gördüm.

"Senn..."

"Evet ben...
Sana söylemiştim o ilaçlar beni etkilemiyor diye."

"Alev?"

"Evet Alev!
Aslı dönene kadar benimle idare edeceksin.
Yoksa. Âsi'yimi isterdin.
O otorite mantığını."

Alev'e yaklaştım.
Gözlerine baktım. Bana bakan gözlerinin taa içine.
Evet Alev'di.
Gözleri siyahtan koyu mavilere geçmişti.
Bir an Aslı gelmiş kadar çok sevindiğimi hissetim."

"Âsi mi. Aman istemez. Beterin beteri varmış derler.
Âsi'nin yanında sen bile...."
Dedim ve sustum. "Neyse."

"Âsi'yi yanında götürmek istemedin.
Yine kendine hakim olamaz bağırır çağırır atak geçirir diye düşündün. Aslı'ya zarar gelmesinden korktun.
Ama Demir'i öldürmek istediğini bildiğin için Âsi yi burada da bırakamazdın.
Bu yüzden ona oyun oynadın, değilmi.

O akıl küpüde tuzağına düştü.
İlaçlardan huylandı ama yemektekini anlayamadı."

"Vay vay vay.
Sen farkettin ama ona söylemedin. Öylemi. Neden."

"Öyle. Benim ilk önceliğim Aslı. Âsi'den çekinsemde ona yardım etmem."

"Peki söyle. Âsi Demir'i gerçekten öldürecekmiydi."

"Evet.
Dahası senin bulmaya çalıştığın adamlarıda öldürmek istiyor.
Hesap verecekler." Diyor.

"Yani yanında götürmek istememekte hakkın var.
Bu yüzden Asi dönmeden işini hallet bence." Dedi Alev gerisin geri yatağına uzanırken.

Bir süre Alev'e baktım.
Sanki Âsi ve benim aramda, bana yardım etmeye çalışıyordu.
Ama yinede...

"Kalk. Gidiyoruz." Dedim.

"Ne? Nereye."

"Benimle geliyorsun."

"Seninle mi neden?"Dedi doğrularak.

"Ben işimi garantiye alırım."

"Pıışşııkk. Dedi eliyle sol güzünü aşağıya çekerek.

"Hiç işim olmaz.
Hiç bir yere gelmiyorum. Sen git ne yapıyorsan yap. Ben burda kafamı dinlemek istiyorum." Dedi tekrar yatağa uzanarak.

"Olmaz. Yok öyle yağma.
Asi'ye güvenmemem sana güvendiğimi göstermez.
Sanada güvenmiyorum.
Senin burada olman işime gelmez.
Senin de Demir'i öldürmeye kalktığını dün gibi hatırlıyorum.
O yüzden benimle geliyorsun.
İkinizden birine katlanmam gerekiyorsa sana katlanırım daha iyi.

"Şuan nedense benden hoşlanmaya başladın gibi hissediyorum."

Hiç işim olmaz. Çatlaklarla aram iyi değildir.

"Ah canım yesinler.
Ben, kaç aydır sana katlanıyorum farkındaysan."

"İyi ya. Biraz daha katlan.
Aslı'yı düşünüyorsan benimle gelirsin. Yoksa hep bilikte hastaneye geri dönersiniz."

"Anlamadım. Dedi Alev.
Sinirle ayağa fırlayarak.

"Sen.. Sen beni tehdit mi ediyorsun." Dedi dahada sinirliydi.

"Aynen öyle yapıyorum.
Aslı'nın hapse girmesindense hastaneye yatmasını tercih ederim.
Yani anlayacağın en başa geri dönersiniz.
Ve bu sefer hastaneden kaçma şansı bırakmam." Dedim tıslayarak."

"Senniii...."

"Duyamadım ne dedin." Dedim alaylı şekilde.

"Tamam be geliyorum.
Allahın cezası kara kule.
Demir'i de pek bi seviyormuşsun.
Aslı'yı mı koruyorsun Demir'i mi anlayamadım." Dedi bana doğru bakarak.

"Güzel...
Önden buyur o zaman Cadı!"

"Kara kule!"

Alev ile birlikte odadan çıkarak asansöre bindik.
Zemin kata geldiğimizde asansörden inerken ceketimi çıkararak Alev'in omuzuna bıraktım.

"Ne yapıyorsun." Dedi.
Ters şekilde bana bakarak.

"Bişey yapmıyorum. Aslı'nın üşümesini engelliyorum." Dedim.

Alev. Sessizce önüne dönüp yürümeye devam etti.
Hastane binasından çıkıp dışarda Zafer'in çalışır halde beklettiği araca bindik.

Zafer aynadan bize bakıyordu.

"Abi." Dedi sorgularcasına.

"Hesap tutmadı koçum." Dedim.

"Na.Nasıl...Yani.."

O sırada Alev. Suratı bir karış,

"Naber yarma." Diyince .Zafer de durumu çözdü.

"Alevv...? "Dedi.

"Fermancım Zafer yakında emekli olmak isterse hiç şaşırma. Dedi. Alev kahkaha atarak.
Zira Zafer'in beyin yanmak üzereydi bencede.

"Hadi koçum şirkete."

"Tamam abi."

Zafer üzerinden şaşkınlığını atarak yola konsantre olunca şirkete yarım saatte geldik.
Hamdi , binanın önünde arabasının içinde bizi bekliyordu.

Hamdi'yide alarak ofisime çıktığımda
şirkette kimse kalmamıştı.
Bu iyiydi rahatca istediğiniz kadar konuşabilirdik.

Alev önden girerek kendini benim koltuğa bıraktı.
Bunu bilerek beni kızdırmak için yaptığını biliyordum.
Ama umursamadım.
Şuan gözümün önünde olması benim için yeterliydi.

Masamın önündeki koltuklara oturarak, vakit kaybetmeden konuşmaya başladık.

Hamdi, Demir'in malları ne şekilde kimlere satılmış gösterdiğini bir bir anlattı.
Bilmediğimiz kişiler bile vardı aralarında.
O sırada bir şey daha farkettim.
Tuba'nın mahkeme için kullandığı belgelerdeki kişilerle Hamdi den öğrendiğimiz kişiler uyuşmuyordu.

"Hamdi. Bu adamlardan eminmisin.
Bana bak beni uyutmaya çalışırsan seni pişman ederim."
İsimler Tuba'nın verdiği listedekilerle
uyuşmuyor.
"Hayır Ferman Bey söylediklerim doğru. Yemin ederim." Dedi Hamdi.
Gözleri gerçek olduğunu söyler şekilde bakıyordu.

"Niçh niçh. O silikonlu barbi seni ayakta uyutmuş haberin olmamış. Kara kule."

"Aleevv."

"Ne yalanmı."

"Aşkın gözü kör derlerdide inanmazdım.
O zilli seni baya baya kandırmış."

"Kapa çeneni. Alev."

"Yok yaa.. Senin yüzünde Aslı hala...."
Dedi ve sustu Alev. Gözleri dolmuştu.

"Aslı Hanım neler oluyor."

"Yok bişey işine bak. Bitsin artık bu işkence bıktık artık."

Alev koltuğun arkasını bize çevirip sessizlik moduna geçti.
Bizde işimize döndük.
Adamların kimlikleri ne iş yaptıkları nerede yaşadıkları her şeyi listeledik.
Bazı mülkler 3 el değişmiş takipten çıkarılmıştı.
Adamlar işlerinin ehliydi gerçekten.
Hırsızlık ve sahtekarlıkla usta olmuşlardı.

Konuşmamız bittiğinde.
Hamdi:
"Benden bir isteğimiz olduğunda ararsanız yardımcı olmaya çalışırım şimdi adamlar şüphelenmeden hastaneye gitmeliyim."

"Tamam sen git."

Hamdi Alev'e dönerek.
"Aslı Hanım bu güne kadar yaptıkları için tekrar özür dilerim.
Umarım yardımcı olabilmişimdir.
Beni affetmenizi umuyorum."
Dedi. Üzgün olduğu sesindende anlaşılıyordu.

Alev hiç tepki vermedi.
Eminim hala sinirliydi. Koltuğun yönü hala duvara dönüktü.

Hamdi cevap alamayınca bana dönerek,

"İyi geceler Ferman Bey."
Dedi ve Zafer ile birlikte ofisten çıktı.

Onlar gittikten sonra. Alev'e döndüm.

"Ne o. Çocuk gibi küsecekmisin."

Hâlâ yönü duvara dönüktü.
Ve banada cevap vermemişti.
Derin bir nefes alıp bıraktım sıkıntıyla.
Koltuğun yanına giderek durdum.

"Sana söylüyorum hey.."
Dedim, koltuğu kendime çevirerek.

Gördüğüm şey koltukta sızmış şekilde uyuyan Alev oldu.
İlaçlar yeni etkili olmuştu Alev'de.
Alev'i kucağıma alırken Zafer girdi ofise.

"Hamdi gitti abi şimdi ne yapıyoruz."

"Eve gidelim."
Dedim Alevi kucağıma aldığımda.

"Alev'i eve götürelim.
Uyandığında en azından hastaneyi değil evi yakar."

Zafer. Bana baktı boş boş.

"Hadi Zafer hadi. Çık. Gidiyoruz." Dedim.
Zafer koltuktaki ceketimi tekrar Alev'in üzerine örttükten sonra kucağımdaki Alev ile asansöre oradanda binadan çıkarak arabaya gittik.
Yarım saat sonra da evdeydik.
Saate baktığımda 2 ye geliyordu.

Arabadan inerek kapıya yöneldim. Adamlar kapıyı açıp içeriye girdiğimde Kerem ve Gülce salonda oturmuş film izliyorlardı.

Beni görünce hemen ayağa kalkarak.

"Aa. Abicim ne zaman döndünüz. Neden haber vermediniz."Dedi Kerem.

"Anlaşılan yol Aslı'yı yormuş dedi Gülce.

"Yaa ne demezsin."

"Anlamadım."

"Anlatırım."Diyerek yukarıya çıktım kaç gündür eve uğramamıştım.

Önce Alev'i odaya yatağına bıraktım.
Üzerini örterek kendi odama geçtim.

Banyoya girip sıcak bir duş alarak çıktım.
Temiz pijamalarımı giyerek bir oh çekip aşağıya indim.

Kerem ve Gülce hâlâ film izliyordu.

Gülce:
"Abi sende bize katılmak istermisin.
Korku ve macera filmi."

"Hayır ben zaten öyle bir filmden geliyorum ve hala bitmedi.
Asıl bölüm yarın başlayacak. "

"Kerem ve Gülce bana şüpheli şekilde baktıklarında olanları en hızlı şekilde anlattım.
Gülce koltukta şaşkın şekilde ellerini ovuştururken,
Kerem salonun ortasında bir ileri bir geri dolaşıyor.

"Abi sana inanamıyorum.
Neden bize de haber vermedin.
Nasıl bizden gizlersin.
Ya birşey olsaydı."

"Oğlum siz öğrencisiniz.
Sınavlarınız vardı. Size söylesem aklınız bizde kalacak derslerinize girmeyip soluğu yanımızda alacaktınız. Üstelik bir faydasıda olmayacaktı.
O yüzden de haber vermedim."

"Yinede söylemeliydin abi."Dedi Gülce.

"Şimdi bir de Âsi mi var yani. Şuan yukardaki Asi mi? Alev mi? Dedi Kerem.

"Maalesef hangisi bilmiyorum."

"Alev'in bile çekindiği biri ile biz nasıl baş edeceğiz."

"Üstelik birde kıza uyku ilacı verip oyuna getirmişsin. Yarın bu evi başımıza yıkmasın."

"Yarın Aylin de burada olacak."

"Hadii. Döndük mü başa.
Hayatımız aksiyon bizim. Huzur yok valla bize."

"Abi ben yurt dışına taşınmak istiyorum valla. Ablacığımıda alırım giderim. Gül gibi yaşarız. Herşey yoluna girdiğinde sen haber verirsin o gün döneriz."

"Zevzeklik yapmayı bırak Kerem.
Olan oldu gidip yatın.
Yarın her şeyi halledeceğiz."

"Umarım korktuğum gibi olmaz.
Gidip yatmaya bile korktum.
Abla sende kapını kilitle. Bende."

Hadi gidin yatın." Dedim kendimde odama çıkarken.
Ama Kerem'in dediklerine hak vermiyor değildim. Âsi yarın nasıl uyanacak bilemiyordum.
Odama girip kendimi yatağa bıraktım üzerimi bile örtmeden gözlerimi kapattım,gerçekten yorgundum.

*****
Sabah müthiş bir çığlıkla uyandım.

Fermaaaaaaannnnnnnn!!!!!

Evet uyanan Alev değil Âsi idi.

Aslı seni özledim gel artık ne olur.
Dedim. Gayri ihtiyari.

***********************************
Selam canlarım.
Bölümün sonu . Umarım beğenmişsinizdir.

LÜTFEN beğeni ve yorumlarınızı eksik etmeyin.
Hepinizi seviyorum.
😍😍😍😍😍😍😍

 

Loading...
0%