Yeni Üyelik
56.
Bölüm

🔥D.56 Affet

@azamet_29_2

"Ne oluyor oğlum.
Ne biçim giriyorsun destursuz."

 

"Abi..."

"Ne! Ne oldu."

"Demir..."

"Ne olmuş o pisliğe."

"Ölmüş..."

Aylin. Ayağa kalkarak.

"Aman Allah'ım." Dedi.
Konuştuklarımızı duyan.Gülce ve Kerem.
Mutfaktan salona gelerek.

"Ne! Ölmüşmü." Dediler.
Herkes kısa bir an şok geçirdi.

# "Âsi? Yoksa. Senmi yaptın."

"Gercekten çok isterdim. Ama hayır Aslı. Ben ne anlattım sana. O sırada Ferman yüzünden sızmış uyuyordum."
Alev. Yaptı derdim ama Ferman'ın yanındaymış. "

"Peki kim yaptı. O zaman."

"Ben nerden bileyim." #

"İster istemez gözümüz kendi kendine konuşan Âsi'ye kaydı.
Bacak bacak üstüne atmış, kollarını göğsünde birleştirmiş kendi kendine mırıldanıyordu.

Sonra bize dönerek.

"Ne? Ne bakıyorsunuz öyle.
Sizede söyleyeyim.
Gerçekten çok isterdim kendi ellerimle öldürmeyi.
Ama ben değilim biliyorsunuz.
İsmi lâzım değil biri yüzünden o saatleri uyuyarak geçirdim." Dedi, dişlerinin arasından tıslayarak.

"İlâhi adalet. Cehenneme kadar yolu var. Kötüler için yaşasın cehennem. Kim yaptıysa da ellerine sağlık." Dedi sonra.

Bir kaç saniye yüzüne baktım.

"Neden hala bana bakıyorsun. Ben değilim dedimya."

Zafer'e dönerek.
"Şunu doğru düzgün anlat." Dedim.

"Abi Sefer'i hastaneye bırakmıştım
haber alabilmek için.
Sabah doktorlar apar topar odaya koşmuşlar. Birileri Demir'in bağlı olduğu cihazları kapatmış."

"Kim?
Kim yapmış.
Kamera falan yokmuymuş.
Sefer ne yapıyormuş."

Abi Sefer uzaktan takipteydi.
Yakında olsa ilk onun kafasına sıkarlardı. Görüntülerde odaya sadece bir doktor girip çıkmış.
Ama araştırınca anlamışlar, gerçekten doktor değil.
Üstelik,Hamdi de kayıp.
Birden bire ortadan kayboldu."

"O mu yaptı lan, yani.
Kamera kaydındaki Hamdi'mi bakmış mı Sefer."

"Evet bakmış. Benzediğini söyledi. Ama emin değil."

"Abi, ya o yaptı.
Ya ondan bildiler kafasına sıktılar. Yada onun üstüne kalmasını istedikleri için kaybettiler."

Hamdi den bilip onu öldürselerdi ibret olsun diye ortada bırakırlardı.

"Hay ben böyle işin içini S*****M"

"Dahası da var. Sabaha kadar yerin altı üstü hepsi duymuş.
Herkes Ferman Demirdağ,
Demir'in hesabını kesmiş.
Diye konuşuyormuş.

Demir'in mallarını elinde tutanlar sıraya girdi abi.
Canımıza dokunmasın her şeyi verelim diyorlar."

"Lan bir gecede nasıl oldu bu.
Birileri bi bok karıştırıyor."

Âsi'nin attığı kahkaha ile arkamı döndüm. Gerçekten katıla katıla kahkaha atıyordu.

"İşte bu!
Olması gereken buydu.
Nihayet herkes layığını buldu."

"Yerinde olsam o kadar sevinmezdim." Dedi Zafer.

"Neden." Dedim.

"Dediğim gibi abi. Herkes Ferman Demirdağ hesabını kesmiş diyor.
Kıbrıs'ta Amerika ya kaçma hesabı yapan Neriman'da ortalarda yok.

Abi... Demir hastanedeyken bizde oradaydık.Bizim de ayni gun orada oldugumuzu çoktan öğrenmiştir. Büyük ihtimalle katilin sen olduğunu düşünüyordur.

Abi. Soluğu Türkiye'de alabilir. Başımıza bela olabilir.
Kimin yaptığını bulamazsak ihale bize kalacak."

Arkamdaki koltuğa bıraktım kendimi.
Zafer yanıma gelerek,

" Ne yapacağız abi." Dedi endişesi sesine yansıyordu.

"Biraz düşünmem lazım." Dedim ellerimle şakaklarımı ovuşturarak.

Birileri suyu bulandırıp balık tutmaya çalışıyor.
Ama kim?Kim?

Öncelikle.. Şu malları elinde tutanlara haber sal.
Yarın hepsini şirkette göreceğim.
Madem benden biliyorlar bu durumu lehimize kullanalım.
Ellerindeki her şeyi sahibine devredecekler. Hazırlıklı gelsinler."

"Tamam abi."

"Evdeki ve şirketteki adamları arttır."

"Kerem, Gülce. Bu iş hallolana kadar okul yok."

"Ama abi.."

"YOK DEDİM. !!"

"Tamam abi."

"Zafer, yarın Gülce yi ve Kerem'i diğer eve götüreceksin. Orayı kimse bilmiyor.
Hayır. Vazgeçtim. Bu gece götüreceksin."

"Ama abi bu kadarına da gerek varmı. Abartıyorsun."

"Abartmıyorum Kerem.
Ailemden bir kişiyi daha kaybetmeyeceğim.
İtiraz etmeden dediğimi yapacaksınız."

"Zafer, Sefer'e söyle takipte kalsın.
Şuu... Murat mıydı neydi.
Onu ve abisini hastane ye yolla. Canını bağışlamamın karşılığını ödeme zamanı. Bi işe yarasınlar. Onları kimse tanımaz.Gelenleri gidenleri takip edip sana rapor etsinler.

"Tamam abi."

"Hamdi'nin kaybolması iyi değil.

Neriman'ın kaybolması hiç iyi değil.
Birileri Neriman ve beni karşı karşıya getirmek istiyor bence.
Kadın Amerika'ya gidecekken şimdi oğlunun ölümünü bizden bilip buraya gelecek.
O kadından her şeyi beklemeliyiz.
O yüzden abartmıyorum Kerem."

"Tamam abi. Sen ne dersen o."

"Gülce yanıma geldi. Boynuma sarıldı.
Abi ne olur kendinize dikkat edin.
Size birşey olursa..."

"Merak etme güzelim birşey olmaz abine."

Aylin'e döndüm. Sessiz sekilde öylece bizi dinliyor konuşulanları anlamaya çalışıyordu.

"Zafer. Aylin'i de evine bırakın.
Bir kaç adam da etrafında olsun."

Yada... İstersen çocukların yanında da kalabilirsin Aylin."

"Ama Ferman. Ben.. Âsi...

"Asi'yi sonra tamir edersin."

"Sensin arıza. Gıcık sırık."

Aylin:
"Ferman. O halde ben kendi evime gitmek isterim.
Zaten hastaneye de gitmem gerekiyor. Zorunluda olsa döndüm. İşlerimi tekrar düzene koymam gerekli.

"Tamam o halde." Dedikten sonra.
Âsi'ye dönüp.

"Sende bi çemkirmesen ölürsün değilmi."

"Evet."

Sinirle bir nefes alıp bıraktım.

Zafer'e baktım.

"Biz yarın ilk iş şirkete geçeceğiz.

Zafer sen bu gece çocukları diğer eve Aylin'i de giderken kendi evine götüreceksin.

"Abi ben seninle kalsaydım."

"Gerek yok Zafer. Senin onlarla olmanı istiyorum. Ailemi sadece ailemden birine emanet edebilirim.
Oraya varınca her şeyi ve adamları ayarla emniyeti sağla sonra dön.

"Eyvallah abi.
Tamam ben onlarla giderim sende dikkatli ol abi."

"Âsi. Sen yarın benimle geliyorsun."

"Düşünmem lazım. Belki o saatte uyuyor olurum. Gelemeyebilirim yani."

YA SABIR!!

"Devam et Âsi! Devam et!
Beni çıldırtana kadar devam et!
Aslı olmadığı için sen geleceksin anlasana.
Yoksa seninle dolaşmak istediğim için değil."

Aylin girdi araya.

"Kesermisiniz şunu.
Böyle bir durumda bile birbirinize laf sokmak gibi çocukça şeylerle uğraşıyorsunuz.
Ya sen Ferman.
Senin daha aklı başında olman gerekmiyormu."

"Evet ama." dedim. Yerimde doğrulup.

"Bu üçü benide kendilerine benzetmeyi başardı.
Bende akıl mı bıraktılar.
Herbiri ayrı dert.

Aylin bana gerçekten tuaf bakıyordu.
Bu üçü deyişim şuan banada komik gelmişti.
Her neyse. Artık daha dikkatli olmalıyız."

"O halde abi bana musade gidip adamları ve evi ayarlayalım."

"Tamam koçum hadi kolay gelsin."

Zafer evden çıkarken.

"Artık bizde gidip kahvaltı olan öğle yemeğimizi yiyelim. Abicim." dedi Kerem.

Herkes mutfağa giderken arkama baktım.
Âsi hala yerinde oturuyordu.

Geri dönüp Âsi'nin yanına geldim.

"Kalk hadi, neden hâlâ burada oturuyorsun."

"Aç değilim."

"Âsi gerçekten yoruldum.
Hiç kaldıracak halde değilim."

"Kaldırma zaten git kendi işine bak tamam mı."

Çook derin bir nefes aldım, tuttum.
Ve yavaşça bıraktım.

"Tamam.
Geçici barış teklifini kabul ediyorum. Birlikte halledelim."
Dedim elimi uzatarak.

Âsi yüzünü bana çevirdi. Gözlerime sonrada elime baktı.

"Aslı. Ne diyorsun bu eli sıkmalımıyım."

Artık uzatma Âsi. Teklifini kabul etti işte."

"Hadi neyse acıdım."

"Tamam." Dedi. Âsi elimi sıkarak.

Tuttuğum elinden çekerek ayağa kaldırdım.

"Hadi yemeğe." Dedim sonra.

Önüme geçerek yavaşça yürümeye başladığında. Kolundan tuttum.
Şaşkın şekilde bana baktı.

"Kulağına eğilip. Sen az önce kiminle konuşuyordun." Dedim.

"Sanane."

"Demek banane."

"Pekala şimdilik öyle olsun."

"Nasılsa çıkar ortaya. Hadi gelin." Dedim mutfağa doğru hızlı adımlarla giderek.

*******

Sabah uyandığımda ilk iş saate baktım 9 olmuştu.

Yataktan çıkarak banyoya girdim. Önce aynaya baktım. Sonra rutin işlerimi hallederek banyodan çıktım. Dolaptan uygun bir şeyler baktım.

Mavi kot beyaz uzun salaş kazak yarım gri bot.

Fena değildi. Üzerimi giyip odadan çıkarak aşağı inen merdivenlere geldim.
Salonda Ferman ve adamlarından biri vardı.

Adam Ferman'a bir zarf veriyordu.

Ferman adama bir şeyler söyledikten sonra adam evden çıktı.

Ferman arkasını döndüğünde beni görünce.

"Daha ne kadar orada öyle duracaksın.
İn mutfağa gel.
Kahvaltıyı bugün biz hazırlıyoruz." Dedi.

Yavaşça aşağı indim,sonra da mutfağa yöneldim. Kapıdan girdiğimde mutfaktan sadece Ferman vardı. Anlaşılan dün gece Kerem, Gülce ve Aylin'den sonra çalışanları da yollamıştı. Koca evde sadece biz kalmıştık.

Bu durumdan az da olsa rahatsız olmuştum.

Mutfağa girdiğimde Ferman mutfak tezgahında bir şeyler hazırlıyordu.
Ne olduğuna bakmadan masaya yaklaştım. Masa gayet güzel şekilde hazırlanmıştı.

Ferman arkası dönük şekilde, masadaki zarfı göstererek.

"Zarftakiler senin.
İçindekileri çıkar ve yanından ayırma. Bugün şirkete giderken özellikle." Dedi.

Ben sessizce zarftakileri çıkarırken oda ocağın önüne geçerek tezgahtaki yumurtaları kızgın tavaya kırdı.

Hayretler içinde Ferman'ı izliyordum. Ferman'ı omlet yaparken göreceğimi rüyamda görsem inanmazdım.

Gözlerimi Fermanda ayırıp zarfa odaklandık içindekileri tek tek çıkardım.

İçinden bir kimlik, bir telefon ve birde yeni hat çıktı. Ayrıca çok güzel bir cüzdan içinde de bir miktar para.

Kimliği elime alıp baktım. Ben enson ne zaman kimlik kullanmıştım. Yada
ne zaman telefon yada para kullanmıştım.
Şuan hatırlayamıyordum.
Aslın da beni hastaneye kapatırlarken beni insan olmaktanda koparmışlardı. Normal insanların yaptığı şeyleri ben uzun zamandır yapamamıştım.
Şuan elimdekilere afrikadan kaçan bir yerli gibi baktığım hissine kapılmıştım.

Gözlerimin dolmasına engel olamamıştım.

Ben elimdekilere bakarken Ferman elindeki omlet tavasını masaya bırakıp buz dolabına giderken yine bana bakmadan konuşmaya devam etti. Onlar senin.

Bugün malları devrederken kullanmak için kimliğinin bile olmadığını farkettim. Sabah erkenden bu işi halletmek için uğraştım. Dedi.

"Bu gün çok sessizsin hayırdır." Dedikten sonra. Buzdolabını açtı.

"Portakal suyu istermisin" Dedi eline aldığı kutuyla bana bakarak.

Bana bakarken bir süre öylece kaldı.
Dolabın kapısı açık Ferman şaşkın bana bakıyordu. Kolları iki yana düştü sonra.

Sonra da elindeki kutuyu yere bıraktı.
Hâlâ bana bakıyordu.

Yavaş adımlarla bana yaklaştı. Gözleri hâlâ şaşkın şekilde bana bakıyordu.

A... Aslı..? Dedi.

Bende ona baktım. Gülümsemeye çalıştım dudağımın ucuyla. Çünkü ne tepki vereceğimi bilememiştim.
Hızla yanıma gelerek bana sarıldı.

Bir yandan sarılırken bir yandan da saçlarımı kolladığını hissettim.
O kadar sıkı sarılıyordu ki. Onun bu sarılışı zaten heyecanla atan kalbimi dahada heyecanlandırdı.
Ben bu adama aşığım işte. Bunun başka bir anlamı yok. Beni ne kadar üzerse üzsün onu görünce yine ona yöneliyorum. Islah olmam ben.

Bir süre öylece sarıldı.

"Aslı...? Aslı.. sonunda." Dedi.
"Senin çok özledim.
Senin için nasıl korktum bilemezsin."
Dedi biraz gerilerken.

Gözlerime bakmaya devam etti bir süre daha.
Sonra dudaklarıma kaydı bakışları. Yavaşça dudaklarıma doğru eğilirken bir an durdu bakışları yine gözlerime kaydı. Sanki öpmek için izin ister gibiydi.
Bu kez ben yaklaştım dudaklarına öpmedim ama, izin vermiş oldum.

Yüzümü avuçlarının arasına aldı.
Gözlerime baktı. Çok güzel baktı hemde. Ve dudaklarıma küçük bir bugse bıraktı.

Sonra bir tane daha.
Sonrada bir tanede uzuuun bir öpücük bırakıp geri çekildi. Sonra tekrar beni göğsüne bastırdı.
Sıkı sıkı bastırdı.

"Bundan sonra senin yerin sadece benim göğsün.
Ölsemde ,ölsende bırakmam seni." Dedi. Bir adım geri çekildi bana bakarak.

Kollarımı göğsümde birleştirerek,

"Âsi.
Dönersem benden yalvararak özür dileyeceğini söyledi.
Hatta aynen şöyle demişsin."

"Yemin ediyorum. Aslı dönerse.
Sırf sizden kurtulmak için beni affetmesini için yalvaracam."

Bana baktı imalı şekilde gülümseyerek. Gözlerime baktı.

  Gözlerime baktı

Kollarımdan tutarak masanın yanındaki sandalyeyi çekerek oturttuKendide karşımdaki sandalyeyi çekerek oturdu


Kollarımdan tutarak masanın yanındaki sandalyeyi çekerek oturttu
Kendide karşımdaki sandalyeyi çekerek oturdu.


Ellerimi kucağımda birleştirerek büyük ellerinin arasına aldı. Gözlerini gözlerime sabitledi.

Özür dilerim. Yaptığım bütün saçmalıklar için Seni üzdüğüm için. Kırdığım için. Ağlamana sebep olduğum için benim yüzümden çektiğin acılar döktüğün kan için.
Yaptığım herşey için yalvarırım beni affet.

Affet. Güzelim.

************************************

Selam canlarım yeni bölümün sonu.

Diğer bölümde görüşmek üzere sağlıcakla kalın.

Hepinizi seviyorum. Sizleride hayaletlerim.😍😍😍😍😍😍

 

Loading...
0%