@azamet_29_2
|
"Özür dilerim. Affet. Güzelim." Bir kaç saat önce. Sabah uyandığımda henüz hava yeni aydınlanıyordu. Demir artık yoktu. Hiç inanamıyor olsamda ölmüştü. Inanamayışımın sebebi sanki ölmemişte, her an bir yerden çıkacakmış gibime gelmesiydi. Üzgün değilim. Babacığım. Senin olan herşey sonunda bize geri dönecek. Demir senden çaldıklarının bedelini canı ile ödedi. "Aslı,sonunda bir şey yoluna girmeye başlıyor. "Âsi? Gerçekten de herşey düzelirmi sence." "Bugün senin için bir başlangıç. "Tamam Âsi! Abartma istersen." "Hahahahahha...Tamam tamam. Birde. Bilmediğimiz birileri bize tuzak kuruyor. Bu yüzden en azından Ferman cephesini kapatalım artık. Zaten son olaydan sonra itten beter pişman oldu. "Yemin ediyorum. Aslı dönerse. "Adamı canından bezdirmişsiniz. Yoksa ben bile olsam kimseye yalvaracak birine benzemiyordu." "Ne yalan söyleyim onunla uğraşmak gerçekten eğlenceliydi." "Sözleriyle hep başka şeyler söylesede. Aslında Aslı'yı yani seni hep başka gözle görüyordu bence. "Ne olurdu sanki o da bana itiraf etse. Bu erkekler neden hep böyle. Neden gururlarını bir kenara bırakıp sevdiği kişiye seni seviyorum diyemiyor." "Bu sefer söyleyecek emin ol. Âsi ile olan kısa sohbetten sonra tekrar yatağıma döndüm bir süre daha uyumak için gözlerimi kapattım. "Bugün yeni bir başlangıç olsun Allahım" Dedim. ****** Ellerimi tutarak bana bakan Ferman'a baktım. "Seni affetmeyi biraz düşüneceğim." Dedim. Yüzüme üzgün şekilde bakan Ferman: "Haklısın." Dedi. Dedikten sonra kalkarak masaya çayları getirip bıraktı. Yemeğimi yemeye başladım. Fakat Ferman'ın aralıksız bakışları yüzünden yemeye çalışıyor ama zorlanıyordum. "Ya. Sen öyle bakarken yemek yiyemiyorum ki ben.. "Özlem gideriyorum. " Madem sende bana karşı bir şey hissesiyordun neden daha önce belli etmedin. Neden sürekli reddettin. İnkar ettin. Beni bu kadar uğraşırdın üzdün." Dedim başımı önüme eğerek. "Ben sana açıkça söyleyemesemde, Alev söylemişti. Bu yüzden seni..." O sırada Ferman'ın telefonu çaldı. "Tamam çıkıyoruz birazdan." Dedi ve kapatarak bana döndü. "Şimdi yemeğini ye sonra hazırlan çıkalım. "Tamam ben hazırım. Doydumda,gidebiliriz. "Dedim bende ciddilesmiştim. Heyecan basmıştı birden. "O halde çıkalım." Önden Ferman çıktı mutfaktan. "Çıkıyoruz." Bende yeni kimligim telefonum ve cüzdanımı alarak arkasından çıktım. Vestiyerden kabanlarımızı alıp giyerek kapıdan çıkarken gördüğüm şeyle afalladım. Ferman'ın binmeye hazırlandığı son model dev bir jiip ti. "Ferman? Orduyu çağırsaydın,bu ne?" Ferman gülümsedi sadece. Biz dev jiip e bindikten sonra adamlar da kendi araçlarına bindi. Araba kocaman bişeydi. "Neden bu araba ve bu kadar adamla gidiyoruz." "Ne olur ne olmaz diye. Dünden sonra herşeye hazırlıklı olmalıyız." Ferman arabayı kullanırken bende telefonuma yeni hattı yerleştirdim. "Sor." Diyen Ferman'a baktım. "Benmi? Ne. Ne sorayım?" "Sormak istediğin her şeyi. "Aslı senden ne zamandan beri hoşlandığını sor. " "Alev.? "Aslı sor yoksa ben soracam bak. Merak ediyorum haklımıydım ." "Tamam ya tamam." "Şey.. Benden ne zamandan beri..." "İlk gördüğüm günden beri aklımdasın." "Nasıl yani hastaneden beri mi? " "Hayır kazadan beri. Beni, kurtardığından beri yani." "O zaman neden..." "Önceleri sadece sevimli bir kız ve içimdeki çocuk için bir kahramandın. Alev senin bana aşık olduğunu söylediğinde, seninde sadece bir çok kadın gibi hayran olduğun için böyle düşündüğünü, düşündüm." "Aslı. Çokda mutevaziymiş bu Ferman haa." "Sus Alev bölme, dur." "O zamanda senin kendi ayaklarının üzerin de durmanı başka şeylerle aklını meşgul etmemeni istedim. Sadece güçlü ol ayaklarının üzerinde dur istedim. "Bilerek yani." "Evet." "Çok kötü birisin biliyormusun." "Evet.Biliyorum. Aklıma bir an Ferman'ın bana söylediği şeyler geldi. "Alev beni neden vurmadı Aslı. "O günden sonra sana daha sert davrandım. "Evet hatırlıyorum." Dedim sinirle. "Onu. onu..." "Evet onu öptüm ama yemin ederim hiç bir his duymadım. Ama Tuba'nın başka planlarda yaptığını anlayamadım. Birde gelip seni bulmaya yardım edeceğini söylemiş olmasını düşündükçe gerçekten onu boğasım geliyor. "Beni nasıl buldunuz." "İnanki hayatımdaki en kötü en zor saatlerden biriydi o gün. Cihan'ın adamlarından biri o mahallede oturuyormuş. O evdeki hareketliliği şüpheli bulup haber verdi. Üstünede Murat aramış. "Murat?" "Senin yanındaki, kaçıranlardan biri olan Murat." "O yüzden mi bana yumuşak davranıyormuş." "Gerçekten öyle miydi." Dedi kışa bir an bana bakarak. "Evet. Son gün yemek falan teklif etmişti. Diğer adamdan daha iyi davranmıştı." "Her neyse.Biz geldiğimizde evden dumanlar çıkıyordu." Ferman'ın ellerine baktım. Direksiyonu öyle sıkıyordu ki ellerindeki kan çekilmiş kemikli elleri bembeyaz olmuştu. Kalbin atmıyordu. Suni tenefüs ve kalp masajı yaptım. Ama dönmedin. "Yani kaza günü ben sana nasıl "Kader. Bizim kaderimiz bir yazılmış." "Hastanede ne kadar kaldım." Dedim konuyu değiştirmek için. "İki gün yoğun bakıma aldılar. Sonra da odada bir gün. "Aylin'i bu yüzden çağırdın yani." "Aynen. O çatlak Alev'den başka bir kişilik daha görünce ne yapacağımı bilemedim dogrusu. "Bu yüzden mi Aslı dönerse affetmesi için yalvaracam dedin." "Bakıyorum çok hoşuna gitmiş." "Ne yalan söyleyeyim gitti. Ama o kadar kolay olmayacak. Ferman kahkaha ile gülmeye başlayınca,yüzüne baktım dönerek. Alev'in. "Niye durduk. " "Geldik.. " O kadar yol sanki 5 dakika sürmüş gibi gelmişti. "Ne çabuk geldik." Önden Ferman arkadan ben arkamızdansa ordu kadar adam indi. Binanın önünde durduğumuzda, burada yaşadığım o kaçırılma anını hatırlayınca kısa bir an durup o noktaya baktım. Gelmediğimi farkeden Ferman arkasını dönüp bana baktı. "O günü unut."Dedi beni yürümem için çekerken. "Evet unutmalıyım. Binaya girip asansöre doğru ilerlerken kolu hala belime sarılıydı. "Tamam Ferman bırak. Herkes bize bakıyor. " "Hiç umurumda değil. Asansörlerden birine biz, diğerine 10 kadar adam tabi aralarınsa Sefer'de vardı, binip ofisin olduğu kata çıktık birlikte. Gördüğü kalabalığa benim kadar oda şaşırmıştı. Sanırım oda bu kadar adamı ilk kez görüyordu. "Yinemi bu kadın ben bunları görmekten bıktım artık." Dedi Alev. Gülümsememe engel olamadım. Alev'in gerçekten gıcığı vardı bu tip kadınlara. Kapıya gelerek Ferman'ın açmasıyla içeri girdik. Masadaki herkes hemen ayağa kalktı. Ferman'ın yüzüne baktım. Kaşları çatık suratı bir karıştı. Ferman benide yanına alarak masaya yaklaştı. Adamların bir kısmı odanın dışında bir kısmı da arkasına dizildi. Diğer kısmı da masanın diğer ucundaki adamların etrafına dizilip beklemeye başladılar. "Aslı Ferman'ın koruma fabrikası falan mı var. Bir an püskürerek gülmekle gülmemek arası gidip geldim. Ama ortam şuan çok gergin olduğu için gülemedim. "Alev bi sus bütün ciddiyetin içine ettin." Ferman masanın diğer ucundaki adamları izlemeye başladı. Adamlardan hiç biri ses çıkaramıyor, hepside önüne bakıyordu. "Hanginizden başlayalım." Dedi Ferman sert sesiyle. En yaşlı olan elini kaldırdı. "Ferman Bey. Demir beyin..." Önce bana baktı,korkuttuğuna pişman şekilde,sonra da adama. Adam anında hatasını anlayıp söylediği kelimeyi düzeltti. "Demir'in sizden alıp bize satmış gibi gösterdiği malların listesi." Diyerek elindeki kağıdı Ferman'a uzattı. "Bunların hepsi sende mi." "Evet." Ferman kağıtta yazan listeye baktı. Çatık kaşları dahada çatıldı. Ferman o listeleride okuduktan sonra. "Hepiniz birer pislik ve şerefsizsiniz. "Birde adam mı diyorsunuz kendinize. Siz nasıl adamsınız lan!!" Diye bağırdı. Ferman. Sonra masadaki cihazın butonuna bastı. "Filiz Noteri yolla." Dedi Ferman. Bir dakika sonra adam içeriye girdi. Noter benimde kimligimi alarak işlemleri yaptı. Biz sadece bekledik. Ferman: "Bugünden sonra hiç birinizi bir daha görmeyeceğim." Dedi. Adamlar sessizce başlarını sallayarak odadan çıktılar. Oda tamamen boşalınca. Ayakta durmuş masada önünümde duran kağıtlara baktım. "Baba... Gözümü bile kırpmadan kağıtlara bakıyordum hala rüya olmasından korkuyordum belkide. Arkamda hissettiğim beden ve sarılan kollarla irkildim. Ferman yüzünü boynuma gömmüş şekilde arkamdan bana sarılmıştı. "Bu daha başlangıç." Dedi yumuşak sesiyle. Ferman kağıtları alarak odasının duvarındaki tablonun arkasında bulunan,çelik kasanın şifresine basıp açtı ve kağıtları kasaya koyarak kapattı. "Bir süre burada kalsın." "Neden." "Henüz diğer meseleleri halledemedik. Beraber kendi masasına gelerek öndeki koltuklara oturduk. "Filiz Hanım bize kahve getir." "Peki efendim." Dedi ve çıktı Filiz. Ferman bana bakarak. "Daha mutlu olman lazım neden yüzünü asıyorsun." Dediğinde farkettim yüzüm bir asık oturduğumu. "Galiba hâlâ inanmakta zorlanıyorum." "Herşey gerçek, inan." Dedi. "Bu ne." "Aç bak." Elimdeki kağıdı açtım. Gördüğüm bir tapu kağıdıydı. Bu kağıt şuan içinde oturduğumuz aslında bizim olan ama satıldığında Ferman'ın satın aldığı evin tapusuydu. Gördüğüm şeyle şaşkınlığım bir kat daha arttı. Ferman devam etti. Şuan Ferman'a hayran ve minnetle bakıyordum. "Teşekkür ederim." Diyebildim sadece. "Teşekkür ederim. Herşey için teşekkür ederim." Dedim. "Bunu affettin olarak kabul edebilirmiyim." Dedi gülümseyerek. Gülmek ve ağlamakla karışık. "Hayır henüz değil." Dedim. O sırada kapı açıldı. Kahvemiz geldi. "Peki bu Demir'in ölüm işi ne olacak." "O iş karışık çözmesi zor olacak,ama çözeceğiz. "Sence Neriman bizim peşimize düşmüş olabilirmi." Neriman nasıl bir insan olursa olsun önce Demir'in annesi. "Ferman. Eğer böyle bir şey olduysa o katilden gerçekten korkmalıyız." Yine kapı tıkladı. Filiz içeri girerek. "Ferman Bey. "Tamam ben gelirim sen çıkabilirsin." "Ferman ben eve gideyim senin işlerin var." "Olmaz. Benimle döneceksin. Seni tek yollamam ortalık zaten karışık. "Ama..." "Aması yok." Dedi ,ayağa kalktı. Benide elimden tutarak kaldırdı. Parmağını siyah cam duvardaki yuvarlak bir yere bastığında cam duvarda bir kapı açıldı. "Yuh." Dedim. Odaya kim gelirse gelsin burda bir kapı olabileceğini düşünemez. Kapı açılıp içeri girdik. "Yok artık. Burada küçük bir ev var." Dedim. "Yoksa kız arkadaşlarını buraya mı..." "Asla!" Dedi. "Asla öyle bir şey yapmadım. ************************************ Merhaba canlarım. Sonraki bölüm daha hareketli olacak😏
|
0% |