Yeni Üyelik
59.
Bölüm

🔥D.59 Birlikte ölün

@azamet_29_2

Eve geldiğimizde Aslı arabadan inerek,
"Soğuğu sevmiyorum." Diye diye kapıya kadar hızlı ,hızlı gitti.

Bende Zafer'i çocukları kontrol etmesi için yolladıktan sonra Aslı'nın ardından yavaş adımlarla geldim.
Aslı , kapıyı açarak içeriye girdiğinde küçük lambaların yandığını farkettim. Anlaşılan elektrik yoktu.
Bu durum hoşuna gitmemişti.

Üzerimden kabanla birlikte ceketimi çıkararak kolumun üstüne takıp girdim.
Elimdekileri vestiyere bırakırken,

"Bu soğukla alıp veremediğin nedir? Soğuk sıcaktan daha iyi bence.
Ben soğuk havaları daha çok severim terletmiyor hiç olmazsa." Diyerek Aslı'ya döndüm.

Gördüğüm şey.
Ellerini ağzına bastırmış,kocaman korku dolu gözlerle,aynı noktaya bakan Aslı oldu.

"Aslı..?" Dedim.
"İyimisin ne oldu. Nereye..."

Cümlemi tamamlayamadım.
Zira,Aslı'nın baktığı noktaya baktığımda hiç beklemediğim kişiyi gördüm.

SEYFİ.

Seyfi salonun ortasında oturduğu koltuğa yayılmış sol elinde puro,sağ elinde bize dönük silahı ile bize bakıyordu.

Aslı ise korkuyla Seyfi'ye öylece baka kalmıştı.

Seyfi:
"Ferman Demirdağ.
Görüşmeyeli baya oldu."

Seyfi'yi burada böyle bir şekilde görmeyi hiç beklemiyordum

Seyfi'yi burada böyle bir şekilde görmeyi hiç beklemiyordum.

Hızla Aslı'nın yanına gelip Aslı'nın önüne geçerek onu arkama çektim
onu Seyfi'den koruma isteğiyle.

"Sizi böyle görmek ne hooşş."Dedi alaycı şekilde.

Aynı şekilde karşılık verdim bende.

"Vay,vay,vay..." Dedim. Kaşlarımı çatarak.

"Cehennem bile kabul etmemiş ,geri yollamış seni."

"Tek geldiğim için kabul etmedi.
O yüzden sizide götürmeye geldim."

"Nasıl girdin lan sen bu eve?
Dışarıdakiler ne bok yapıyordu."

Dedim ciddiyete geçerek.

"Niçh niçh niçh.
Beni hafife alıyorsun Ferman.
Ben istediğim zaman istediğim yere girebilirim.
O gecede beni hafife aldın ve öldüğüme inandın. Ben öyle kolay kolay ölmem Fermaan!
Heleki düşmanlarım yaşarken, hiç ölmem."

Dedi Seyfi dişlerinin arasından.
Sonra devam etti bize bakarak.

"Demir de beni hafife almıştı.
Ama, yaptıklarının bedelini canı ile ödedi."

"Demek sendin Demir'i öldüren."

"Aynen. Demir bana olan borçlarını ödemediği gibi bu cadıyı benden almana yardım etti."

Seyfi konuşurken kaşları çatık şekilde arkamdaki Aslı'ya bakıyordu. Ve bu bakış hiç hoşuma gitmemişti.

"Çek lan o bakışlarını ondan.
Yoksa gözlerini oyarım senin."

Seyfi gülerek bakışlarını bana çevirdi. Ve devam etti konuşmaya.

"Yerimizi sana o söyledi değil mi.
O gece dağ evinde gebertmeliydim aslında onu.
Ama kendi adamlarıyla anlaşmazlık yaşayıp vurulduğunu duyunca işte Dedim.
İkinci fırsat. Hastaneye gizlice girerek doktor kılığında odasına girip
cihazların fişini çektim."

Seyfi'nin sesi öfke doluydu.

"Yinede ona olan öfkem ve nefretim geçmedi. Aslın da ilk başta niyetim Neriman'ı sana musallat edip sizi izleyerek eğlenmekti.
Ama öfkem hala gecmedigi için sonra vazgeçtim.
Neriman'ı da Demir'in yanına yollamaya karar verdim.
Demir'e de demiştim, anlaşmayı bozarsan ananla beraber gömerim seni diye.
Şimdi öfkem bir nebze de olsa geçti diyebilirim."
Sesi daha sakindi bu kez.

"Neriman'ı arayan adamların Demir'in gömüldüğü yerin yanındaki çukurda bulabilirler kendisini.
En azından bir mezara gömerek son bir iyilik yaptım anlayacağın.. "

"Aslındaa, sana da iyilik yapmış oldum."

Ayağa kalkıp,elindeki silahı bize doğrultmuş şekilde üzerimize geldi.

O an Aslı arkamda kalacak şekilde bir iki adım geriye gittim.
Onun Aslı'ya yaklaşmasına izin veremezdim.

Seyfi önce arkamdaki Aslı'ya sonra bana baktı.
Sonrada elindeki purosundan bir nefes çekip havaya doğru üfledi.

"Neriman'ın Türkiye'ye geri geldiğini biliyor muydun?
Sizi takip ediyordu. Etrafındaki adamlarının hiçbirinin ruhu bile duymadan hemde.
Eğer ben onu öldürmeseydim o sizi çoktan öldürmüş olacaktı.

Aslında düşününce kendime de iyilik yapmışım. Sizi öldürme zevkinden mahrum kalacaktım neredeyse.

Sizde benim sayemde iki gün daha fazla yaşadınız.
Bu cadıyla 2 gün bile olsa yalnız kalarak romantik anlar yaşama fırsatı
buldun.

"Kes lan sesini." Dedim tıslayarak.

"Ne o yalanmı onu öpmedinmi?"

"Lan şerefsiz. Sen bizimi takip ediyorsun. Adamlarımın içinde adamın mı var lan yine."

"Her neyse."Dedi. "Sıra sizde."

Yarın sizide Demir'in yanında açtığım diğer mezarlara gömerler artık.
Tabi yanmış bir evin içinden kemiklerinizin ne kadarını bulurlarsa artık."

Aslı'yı dahada arkama alarak.

"Senin derdin benimle. Aslı'nın bu durumla alakası yok. Seni ben vurdum. Aslı'yı oradan ben aldım.
Bırak Aslı'yı gitsin."

Aslı:
"Olmaz seni bırakıp hiç bir yere gitmem ben."

"Sen sus Aslı. "

"Hayır susmuyorum. Seni bu pislikle bırakmam."

"İkinizde kesin sesinizi." Diye bağırdı Seyfi.

"Sizin yüzünüzden o günden sonra neredeyse herşeyimi kaybettim.
Polis peşime düştü. Hâlâ da pesimde.
Onların ve sizin yüzünüzden bütün işlerim alt üst oldu. Dünya kadar zarar ettim.
Hepsi sizin suçunuz. İkinizide gerberteceğim. Dedi bir adım daha gelerek.

Aslı Ferman'ın arkasından bir adım geriye giderek sinirle bağırdı.

"Seni mamyak cani."

O an Aslı kafasında hissettiği soğuk demirle durdu.

Arkasındaki tanıdık ses.

"Hiişştt. Sakin ol kedicik." Dediğinde Aslı ikinci bir şok yaşadı.

Ferman Aslı'nın arkasındaki adama dönerek, "Cemil..." Dedi.

Dişlerini o kadar sıkıyordu ki dişleri gıcırdıyordu.

Tam Cemil'e doğru bir hamle yapacakken. Cemil Aslı'yı sol koluyla sararak sağ elindeki silahı kızın kafasına dayadı.
Ferman olduğu yere çivilendi.

"Kıpırdama yoksa kızın beynini patlatırım."

"Lan satılık köpek! Sahibin ölünce yeni sahip mi buldun kendine. İt herif."

"Hayat şartları Ferman Bey.
Ne yaparsın."

Onun kılına zarar verirsen seni öyle bir hale getiririmki ölmek için dua edersin.

Şuan salonun tam ortasında, Seyfi elindeki silahı Ferman'a
Cemil ise Aslı'nın kafasına tutmuş bekliyordu.

Tam o sırada dışardan silah sesleri gelmeye başladı.

Ferman endişeyle hızla başını dışarıya çevirdi.

"Seni piç." Dedi Seyfi'ye dönerek.

Seyfi sakin sekilde bir Aslı'ya bir Ferman'a bakarak.

"Hanginizden başlayalım.."

"Sana onun suçu yok dedim adi herif."

"Bunu biliyorum.
O yüzden önce ondan başlayacağım. Böylelikle sen ölmeden önce, daha çok acı çekeceksin."

Seyfi silahını Aslı'ya doğrulttu.
Ferman bir Aslı'ya bir Seyfi'ye bakıyordu.

Aslı ise bir Seyfi'ye bir Ferman'a.
Saniyeler sonra salonda bir silah sesi daha duyuldu. Aslı sesten önce gözlerini sımsıkı kapattı.

 Aslı sesten önce gözlerini sımsıkı kapattı

Kurşun Seyfi'nin silahından çıkmıştı. İsabet ettiği yer Ferman'ın sağ göğsü ile omuzu arası oldu. Ferman acıyla inledi.
Eliyle yarasını tutarak dizinin üzerine çöktü.
Ferman kurşun ile Aslı'nın arasına girmişti.

Aslı: Gözlerini açtığında gördüğü şeyle,
Haayıırr! Fermaann! Diye çığlık attı. Gözlerinden yaşlar boşalmaya başladı.
Cemil kollarının arasından kurtulmak için çırpınan Aslı'yı hâlâ sıkı sıkı tutuyordu.

Ferman dizlerinin üzerinde, sol eliyle yarasına bastırırken acı dolu sesiyle.

"Şerefsiz adi. Bu yaptıklarını sana ödeteceğim."

O anda salonda bir silah sesi daha yankılandı.

Aslı'nın ikinci çığlığı duyuldu.
Ferman bu kez bacağını tuttu ve acıyla yere yığıldı.

Olduğu yerde dişlerini sıkarken Aslı'ya baktı Ferman.
İstesede yardım edemiyordu Aslı'ya.

Hem göğsünden hem bacağından yaralanmıştı ve kan kaybediyordu.

Aslı,hem ağlıyor hemde Cemil'in elinden kurtulmak için daha çok çırpınıyordu.

"Bırak beni!
Bırak!
Fermaaann!
Bırak lanet herif.!"

Aslı Ferman'ın yanına gitmek istiyordu.
Ama Cemil izin vermediği gibi birde Aslı'nın çırpınışlarını zevkle izliyordu.
Aslı o anki sinirle arkasındaki Cemil'in yüzüne tırnaklarını geçirdi. Cemil acıyla yüzünü tutunca boşta kalan elinden kaçmak üzere olan Aslı'ya dahada sinirlendi. Silahın kabzasıyla kızın başına vurdu.
Aslı aldığı darbeyle adım atamadan hareketsiz yere yığıldı.

Ferman gördüğü şeyle o haliyle ayağa kalmak için hamle yaptı.
Şuan Cemil'i öldürmek istiyordu.

Ama yerinden daha doğrulamadan yanına gelen Seyfi'yi gördü.

Seyfi. Kalkmaya çalışsan Ferman'ın yüzüne hiç acımadan sıkı bir tekme geçirdi.
Ferman hareketsiz yere düştü bu kez..
Seyfi bir dizinin üzerine yere çökerek Ferman'ın yakasından turarak başını yerden kaldırdı.

Ferman'ın gözleri yarı açık ağzının kenarında kan vardı.

"Sana kolay ölüm yok Ferman.
Bu yaralar seni kolay öldürmez merak etme.
Sen burada yanarak öleceksin .
Buradan çıkamayacak ve Alevlerin seni nasıl yaktığını hissederek, o acıyı çeke çeke öleceksin. Tabi sevgilinle birlikte.
Burada birlikte ÖLÜN!"

Ferman sevgilin kelimesini duyunca yanında yerde yatan Aslı'ya baktı. Yerde yüzüstü yatıyor, alnından sızan kan yerdeki halıya damlamıştı.

Ferman bakışlarını Seyfi'ye çevirdi.

"Ölsemde senin için geri gelirim.
Seni gebertmek için oradan dönerim.
Ben seni öldürmeden, ölmenin yolunu bul. Ben seni bulduğumda, seni öldürmem için ağlayarak yalvaracaksın bana. "

Ferman Seyfi'ye öyle bir bakış attı ki Seyfi bir an için gerçekten ürktü.

Ferman'ın yakasındaki elini bırakınca Ferman'ın başı yere çarparak düştü. Gözü hala Seyfi'deydi.
Seyfi ayağa kalktı.

"Ferman, duyuyormusun dışarıdaki sesler kesildi.
Adamlarının hepsi şuan öldüler.
Sizde birazdan onlara katılacaksınız."

"Cemil. Gidiyoruz. Hadi."

Seyfi ve Cemil kapıdan çıktıklarında Seyfi Kapıyı dışardan kilitledi.

Ferman ve Aslı yerde hareketsiz yatıyordu.
Ferman hareket edemesede Seyfi'yi duydu.

"Yakın! Bu ev bu bahçe heryeri yakın..
Geriye hiç bir şey kalmasın."

Sonra arkasını döndü eve.
Onu duyduğunu bildiği Ferman'a seslendi.

"Göze göz dişe diş..
Küllerini görmek için yarın burada olacağım Ferman!" Diye bağırdı en son ayrılırken.

Seyfi 'nin ardından adamları evin duvarlarına, kapı ve pencerelerine benzin döktüler.
Bahçedeki ağaçları arabaları kış bahçesini, heryeri benzine buladılar. Sonrada ateşe verdiler. Her yer aynı anda alevlere teslim oldu.

İçeride kendinde olmayan Ferman ve Aslı Alevlere teslim olan evde ölmeyi bekliyordu âdeta.

Dışardaki alevler binayı sardıkça duman içeriye girmeye başlamıştı.
Dumanın kokusuyla yerde hareketsiz yatan kız kendine gelmeye başladı.

Gözlerini açar açmaz önce Ferman'a,
sonrada etrafına baktı.
Alevler her yerdeydi.

Hızla yerinden kalkarak.
" Allah kah*****n yinemi yangın. İllede yakın anasını satayım."

Genç kız hızla yerden kalktıktan sonra Ferman'ın yanına giderek yanına çöktü dizlerinin üzerine. Kendinde olmayan adama seslendi.

"Ferman!
Ferman uyan. Ferman.!
Ferman, diyorum!
Uyan, Allahın cezası. Uyaann!"

Dedi yakalarından tutup silkeleyerek.

ALEV'DEN

"Uyan diyorum sana uyan! Ölemezsin. Şimdi olmaz."

Ferman gözlerini araladı. Kıza baktı.

Kısık sesiyle,
"ASLI!" Dedi.

"İyimisin?"

"Aslı değil. Alev.

Anlaşılan çok kan kaybetmişsin. Burnunun ucunu bile görmüyorsun.
Nasıl olupta sürekli başınızı belaya sokuyorsunuz anlamıyorum."

"Alev?"

"Aynen, Kara kule. Alev."

"Aslı?"

"Aslı. Şuan yok. O darbeden sonra bir süre gelemez.
Kalk hadi. Buradan çıkmalıyız."

Ferman'a destek olarak ayağa kaldırdım. Dahada ağır gelmişti şuan. Çünkü yaralı ve ayakta zorlukla duruyordu.
Bacağındaki kurşun ayakta durmasını güçleştiriyordu.
Etrafa baktım gördüğüm her yer alevler içindeydi.
Kapılar, pencereler heryer.
Duman yoğunluğuna bakılırsa üst kat bile alevlere teslim olmuştu.

"Nasıl çıkacağız.
O şerefsiz heryeri ateşe vermiş." Dedi Ferman.
Çektiği acı sesinden belli oluyordu.

"Çıkacağız." Dedim gülümsemeye çalışarak.

"Hadi. Mutfağa gitmeliyiz."

"Mutfağa mı?"

"Evet. Şuan bi kahve iyi gider di değilmi."

"Ne?"

"Yok bişey.
Seni uyanık tutmaya çalışıyorum."

Dedim,mutfağa giderken.
Mutfağa girdiğimizde Ferman'ı buzdolabına yasladım.
Önce tezgahtan bir havlu kaptım ve Ferman'ın yarasına koyarak, bunu bastır." Dedim.

Ferman elindeki havluyu yarasına bastırırken, pantolonun kemerinin tokasına uzandığımda bana baktı şaşkın şekilde.

" Ne bakıyorsun öyle." Dedim, belinden kemeri çıkarıp alarak.
Bu erkeklerin hepside fesat.

Sonrada kemeri bacağındaki kurşun yarasının üzerinden bir tur geçirip sıktım.
Ferman dişlerinin arasından inlemek zorunda kaldı.

Sanırım biraz fazla güç kullanmıştım. sıkarken.

"Hayatını kurtarmaya çalışıyorum. Üzgün değilim." Dedim bir tur daha sarıp sıkarak.

"Hadi şimdi burdan çıkmalıyız."

Yine "Nasıl?" Dedi.

"Noel babadan yardım alacağız."

"Ne."

"Buraya ilk girdiğimiz yerden şimdi çıkacağız" Dedim.
Mutfaktaki kilerin altında ki geçitten yani"

" Ne?"

Ferman'ın yüzüne baktım.

"Keşke şuanki suratını Aslı'da görebilseydi." Dedim gerçekten salaklamış şekilde bakan Ferman'a.

Sonra hızla kilere girerek.
Dolabın içindeki kapağı açarak Ferman'ı yönlendirdim.

Ferman gördüğü şeyleri şaşkın sindirmeye çalışsada hiç ses çıkarmadan kapağın içindeki merdivenlerden indi.
Arkasından da ben indim ve kapağı kapattım.
Merdivenin yanındaki anahtara basarak ışıkları açınca,Ferman halsiz olmasına rağmen hayretle bakıyordu tünele.

"Hadi uzaklaşalım artık burdan.
Mutfaktaki gaz patladığında burada olmak istemiyorum."

**********************************

Evet Bölüm sonu canlarım.
Yorumları ve beğenileri alayım 😍😍😍

 

Loading...
0%