Yeni Üyelik
62.
Bölüm

🔥D.62 Sanane.

@azamet_29_2

Gözlerime baktı derin mavi sular gibi.
Sonra..dudaklarıma.

"Senin için fesat.
Ben uslu uslu yatmaktan bahsediyordum." Dedi.

Bu söylediği ile suç tamamen bana kalmış hissettim.

"Hayır." dedim

"Tek yatacağım."

Yastığımı da alıp yatağıma döndüm.
Sonra yatağıma yatıp arkamı dönerek gözlerimi kapattım.

Uyumak istiyordum, sadece uyumak.
Uyumak ve dinlenmek.

Arkamdan gelen seslere bakılırsa Ferman da yatağına yatmıştı.
Yavaşça ona doğru döndüm.
Sağ kolunu karnının üzerine sol kolunu başının altına koyarak tavana bakmaya başladı.
Onu izlediğimin farkında değildi.
Bir süre sonra sol kolunu başının altından çıkararak elini alnına götürdü.
Alnını oğuşturmaya başladı.
Eminim o geceyi ve Seyfi'yi düşünüyordu.
Ben nasıl bu tuzağa düştüm nasıl bu hâle geldim diye kendi kendine sövüyordu
Yerinden kıpırdayamadığı için canı sıkkındı ve bir an önce düzelmeye başlayıp Seyfi'ye yapacağı şeyleri planlıyordu.
O tavanı izlerken bende onu izleyerek kapattım gözlerimi.

******

Bu sabah erken kalkmadım. Kalksamda yapacak bir şey yoktu ki. Yine yatağıma dönüp yine uyumak isteyecektim.

Bu arada hastaneye geleli bugün 10. gün oldu.
On gündür hastanenin dışına dahi çıkmadık.
Bu sabahın dışında her sabah erkenden kalkarak Ferman'nın fizik bölümüne gidişini tedevi oluşunu ve dönüşünü izledim.

Ferman:

"Bu gün gelme dinlen senin hergün gelip orada yorulmana gerek yok." Dedi.

Yanında olmak istiyordum.
İyiye gidişini görmek istiyordum.
Bu yüzden her gün gidiyordum.
Tabi bugün hariç.

Azimliydi Ferman.
Bir an önce düzelmek ve buradan çıkmak için fazlasıyla gayretliydi.

Ama sebebi sağlığı değildi tabi.
Bütün mesele Seyfi'nin peşine düşmek istemesiydi.

Bu süre içinde bir Baş komiser gizlice hastaneye gelerek Ferman ile konuştu.

Polisten özel bir ekibin Seyfi'yi yakalamak için peşinde olduğunu söyledi.
Ferman'a ve bana yönelik saldırısından sonra ortadan kaybolmuştu.

Polislerde Ferman gibi Seyfi nin peşindeydiler yani.
Tek fark vardı.
Polis onu yakalayıp hapise yollamak isterken Ferman onu öldürmek istiyordu.

Komiser Ferman'a Seyfi'nin peşine düşmeyin.
Biz halledeceğiz dediğinde, Ferman sadece uslu şekilde onaylayıp komiseri geçiştirdi.

Komiser, inanmadı tabi.
Ama başka ne yapabilirdi ki.

Ferman hergün hastaneye gizlice girip çıkan Zafer'den ve telefonla hergün arayan Cihan'dan rapor alıyordu.
Adım adım izliyorlardı Seyfi'yi.
Ama polise bunu söylemedi tabiki.

Bu arada,Kerem ve Gülce ile günde 2 kez telefondan görüntülü konuşuyoruz.

Olanları ilk duyduklarında zavallı Gülce düşüp bayılmış.
Kendine gelince abisi ile görüşene kadar bütün gün ağlamış.
Zavallı Kerem. Abisi içinmi ablası içinmi endişelensin şaşırmıştır heralde.
En azından şuan biraz olsun daha sakin ortalık.

Ama bu sakinlik fırtına öncesi sessizlik hissi veriyor bana.
Hayatımın son 3 yılında normal gün görmedim.
Gördüğümde de mutlaka arkasından bir olay yaşadık.

Ferman her geçen gün biraz daha iyiye gidiyordu.
Ara ara ağrısı olsada şuanki hali şaşılacak derecede iyiydi.
Kolunu ve bacağını daha rahat kullanıyordu artık.
15 gün bile azken bir haftada düzelmeye başlaması taktire şayandı doğrusu.
Boşa demiyorlar azimle...Sss..
Neyse....

Bu arada son iki gündür bir şey farkettim.
Ferman ve Zafer benim duyamayacağım şekilde gizli gizli birşeyler konuşuyorlar.

Ben yanlarına geldiğimde Zafer odadan kaçarken, Ferman sadece yanıma oturtuyor ve günümün nasıl geçtiğini soruyor, yada kendisinin fizikte neler yaptığından bahsediyordu.

Ferman'ı üst üste bir kaç gün bu kadar sakin şekilde görmek hiç hayra alamet değildi bence.

*****
Şuan odamın penceresinden, dışarıda yağan ince karı izleyerek Ferman'ın gelmesini beklemiyordum.

"Aaayy.. Sıkıldım. Ne zaman geleceksin."
Diyerek kendimi yatağa gerisin geri atarak tavana çevirdim bakışlarımı.
İşte o sırada kapı açıldı.

Hemen yerimden kalkarak Ferman'ın yanına gittim.

"Nasıl geçti." Dedim hevesle.

"İyi."
Derken sesindeki soğukluğu farkettim.

"Yine bir şeyler ters." Dedi Alev.

Alev'i duymazdan gelmek istedim. Çünkü artık tersliklerden bıkmıştım.

Ferman devam etti.

"Artık daha rahat yürüyorum ve omuzum da daha iyi. Bugünden sonra fiziğe gerek yok bence.
Eve dönebiliriz diye düşünüyorum hatta."

"Ne! Gerçekten mi."

"Evet. Hastanede kalmayı sevmiyorum.
Şuana kadar durmam bile başarı.
Hem...Senide burada tutmaktan rahatsız oluyorum.
Benim yüzümden seninde burada kalman gerekti. O yüzden hazırlığını yap akşama evdeyiz."

"Ev... " Dedim.
Aklıma yanan evim gelince bir an o geceye döndüm.

Seyfin'in Ferman'ı vurması. Evimizin alev alev yanışı.
Tüneldeki kaçışımız. Ferman'ın neredeyse ölecek olması.
İçimi bir üzüntü kapladı.
Sol yanıma bir ağırlık çöktü.

Ferman:

"Yani diğer eve.." Dedi, yanıma gelip bana sarılarak.
Halimden anlamıştı tabi , belli etmemeye çalıştığım üzüntümü.

Eliyle çenemi tutarak yüzümü yüzüne çevirdi.

"Evini tekrar eski haline getireceğim söz veriyorum."

Dedi kaşları çatılırken.

"O zamana kadar diğer evde kalacağız.
Şimdilik Gülce ve Kerem'in yanına gidiyoruz bu akşam."

"Tamam." Dedim. Başımı yere eğerek.

"Sen olduktan sonra hangi ev olduğu önemli değil. Seninle olayım yeter."

Dedim,bende ona sarılarak.
Sıkı sıkı sarıldım hemde.
Teninin kokusunu içime çekmeme engel olmadan.

Başımı kaldırıp gözlerine bakarak devam ettim sonra.

"Gerçeken eminmisin, iyi olduğuna?"
İyiysen gidelim ama değilsen..?
Yaraların tam iyileşmedi çünkü."

"İyiyim dedimya."

O an kapının birden açılmasıyla Zafer'i gördüm.
Sıkı sıkı sarıldığım Ferman'dan anında uzaklaşıp hemen arkamı döndüm.
Allah'ım şuan yine kıpkırmızıydım yine, yine, yine.

Zafer:
Tek kelime söyledi.
"Abi..! " Dedi sadece.

Arkamı döndüğümde Ferman'ın yüzünün değiştiğini gördüm.
İkiside dışarı çıktı.

Alev:
"Aslı.
Bu ikisinin hareketleri normal değil.
Hiç beğenmedim.
Bi işler çeviriyor bu Ferman."

"Evet bir kaç gündür benimde dikkatimi çekiyor.
Bu ikisi gerçektende birşeyler çeviriyor ama ne."

Dedim kendimi yatağa bırakarak.
Az sonra Ferman içeri tek girdi.
Yanıma gelerek oturduğum yatağın kenarına oturdu.

"Ne oldu ne konuşuyordunuz."

Diye sordum.

"Önemli değil. Akşam çıkış işlemleri vs."

"Yemedim. Yüzün başka şey söylüyordu."

"Anlamadım."

"Yutmadım diyorum yani.
Zafer beni gördüğü an kaçıyor sen ise konuyu değiştiriyorsun.
İkiniz birşeyler çeviriyorsunuz.
Ama bana söylemiyorsunuz.
Bilmeye hakkım var.
Söyle. Neler oluyor."

Şuan bana bakan Ferman'ın yüzüne bakıyordum. Oda sakin gözlerle bana bakıyordu.
Bir süre baktıktan sonra,

"Önemli bir şey değil. Dedi.
Sen güzel kafanı yorma."

"Önemli olmasa bu kadar ciddi bir ifaden olmazdı.
Neden benden gizliyorsun."

"Yok öyle birşey."

"Hayır var. Hâlinden tavırlarından anlayabiliyorum.
Neden banada söylemiyorsun? Benimle mi ilgili?
Yoksa seninle mi ilgili.?
Yoksa Seyfi'mi.?"

Yüzünü yüzüme yaklaştırdı.
Gözlerime dikti gözlerini.
Soğuk şekilde konuştu.

"Her şeyide bilme. Söylemem gerektiğini düşünseydim söylerdim.
Böylesi senin için daha iyi"

Şaşırdım.
Gözlerimi açıp baktım sadece.
Oda bana bakıyordu.
Ama gözlerinin mavisi koyulaşmış yüzündeki ifade daha katı bir hal almıştı.

Bir an o sinirli,aksi,acımasız Ferman'ı gördüm yeniden.
Yanımdan kalkarak odadaki banyoya girdi.

Bir süre öylece arkasından baktım.

Sonra duyduğum su sesiyle duşa girdiğini anladım.

"Neden birden eski Ferman
oldu bu."

Alev:
"Can çıkarmış da huy çıkmazmış.
Al işte örneği. Bu adam hala odun.
Acaba diyorum ondada iki kişilik olabilirmi.

İlk tanıştığımızda da birden başka bir Ferman olmuştu."

"Yok daha neler. Saçmalama Alev."

Evet. Ferman'ın hareketlerini ve bana karşı olan tavrını beğenmemiştim.
Bir anda bana karşı yine çok soğuk olmuştu. Ama iki kişilik te abartı olur.

"Sinir adam ne olacak." Dedim, gözlerim dolarken.

Kendimden nefret ediyorum şuan.
Ya hemen utanıp kızarıyorum.
Yada hemen gözlerim doluyor.

Sinirle odadan çıkıp koridora attım kendimi.
İlk gördüğüm şey, Zafer'in yüzü oldu.
İyide olmuştu.
Zafer'e yaklaşarak önünde durdum.
Gözlerimi kısarak gözlerinin içine baktım.

"Ne çeviriyorsunuz." Dedim.
"Kaç gündür sizi izliyorum.
İkinizinde hareketleri tuhaf.
Bir iş karıştırıyorsunuz.
SÖYLE!"

Zafer Bana bakarak.

"Hiç bir şey karıştırdığımız falan yok.
Sana öyle gelmiş. Aslı kardeş."

"Evet var. Yalan söylüyorsun.
Kiminle ilgili.
Benimle?
Fermanla?
Yoksa Kerem lerlemi ilgili.
Yoksa Seyfi bizimi buldu."

Dedim dahada yaklaşarak.

"Zafer'in yüzünde mimik oynamıyordu.

"Seni taştanmı yonttular.
Neden hiç birşeye cevap vermiyorsun be adam." Dedim. Yine sinirle.

Zafer:
Dudağının kıyısına saniyelik bir gülümseme ekleyip.

"Bana inanmıyorsan abiye sor." Dedi.
Arkama bakarak.

"O abin olacak sırık söylese sana sormazdım değilmi."

Dediğim anda arkamda Ferman'ın sesini duydum.

"Sırık mı?"

Ferman kolumu tutarak kendine çevirdi beni.
Gözlerime baktı şüpheli şekilde.

Bir eli kafasındaki havluda diğer eli kolumda bana bakıyordu.

Tabi sırık kelimesini duyunca Âsi geldi sanmıştı.
Bu kelimeyi sadece Âsi kullanıyordu.

Sonra sakin şekilde devam etti.

"Şimdide Zafer'i mi sıkıştırıyorsun."

Dedi. Üstten üstten bakarken.
Sesi soğukluğundan bir şey kaybetmemişti.

Aptal kafamla yeni fark ettiğim şey ise,Ferman altında düşük bel eşofman, üstü ise çıplak şekilde karşımda duyuruyor olmasıydı.
Elinde küçük bir havlu vardı ve saçlarını kuruluyordu.

Normal bir zamanda şuracıkta eritecek bir görseldi yani.

Ama ben gördüğüm manzarayla anında küçük bir çığlık atarak gözlerimi kapatıp arkamı döndüm.

Sonrada hızlı adımlarla koridorda ilerledim.

Ferman arkamdan seslendi.

"Aslı? Nereye?"

"Lavaboya."

"Odada var."

"Sanane. Zaten bütün kat bizim değilmi."
Dedim sinirle lavaboya doğru giderken.
Şuan kaşları çatık arkamdan bana bakıyordu eminim.

Kendimi lavaboya atarak. Musluğu açıp elimi yüzümü yıkadım.
Gerçekten sinir basmıştı.

Aklından zoru var bu adamın.
Git - gel akıllı oldu iyice.
Kaç gündür canım cicim derken birden bire abuk subuk hareketler yapıyor.
Aynanın önünde ileri geri yürüyerek sakinleşmeye çalıştım.
Sonra aynadaki kendime bakarak.
Yüksek sesle kendime ithafen konuştum.

"Aslında ne bekliyorsam.
Ferman'ın normal hareketleri bunlar.
Ben sadece, 10 gündür onun yumuşak hallerine alıştım o kadar.

Ferman bir an normal hâlini gösterince seninde garibine gitti tabi.
Boşuna kızıyorsun yani.
O hala aynı Ferman.
Onu kabul edeceksen bu haliyle kabul edeceksin yani Aslı.

Derin bir nefes aldım geri verdim.
Tabi kendi kendime söylediğim şeyler
Ferman'ın benden bir şey gizlediği gerçeğini değiştirmiyordu.
Aynadaki halime bakıp.

"Sakin ol." Dedim.

Musluğu tekrar açıp ellerimi yıkayarak yüzüme bir kaç kez su atıp kağıt havlu ile kurulayarak kapıya yöneldim.
Tam kapıyı aralamıştım ki adamlardan ikisini odaya doğru giderken gördüm.
Sağ taraftaki.

"Duydunmu Seyfi'nin yeni yerini bulmuşlar bu akşam baskın yapacağız."

Adamın söylediği şeyle yerimde donup kaldım.

"Ne. " Dedim. Ağzım açık.

Ferman'ın gizlediği şey buymuş.
Hastaneden çıkalım derken beni eve bırakıp kendisi Seyfi'yi yakalamaya gidecekmiş demekki.

"Seni yalancı Ferman." Dedim.

"Hatta sizi yalancılar demeliyiz." Dedi. Alev.
Zafer de dahildi cümleye.

O an sırtımda o üretmeyi hissettim yine.

"Aslı biri var."

Anında arkama döndüm.
Tek gördüğüm. Koridorun sonunda bir anlık bir ayakkabı oldu.
Bu kata kimse çıkmazdı bizden başka.
Büyük ihtimalle biri konuşulanları dinliyordu. Ama kim?
Yada kimin adamı.

Saniyelik düşüncelerimden sıyrılıp koridorun sonuna doğru koştum.
Köşeyi dönünce bu kezde ilerdeki köşede yine aynı ayakkabıyı gördüm.
Her kimse sadece ayakkabısını görüyordum.
Koşarak devam ettim.
Köşeye geldiğimde merdivenlerin önünde durdum.
Merdiven boşluğundan aşağı baktım. Kimseyi göremedim kimse yoktu.
Sonra etrafıma ve tekrar merdivenlere baktım.
Kat tamamen boştu. Terkedilmiş bir hastane havası vardı.
Merdivenlerden bir kez daha bakarak.
Hayal mi gördüm acaba diye düşünerek odaya dönmeye karar vermiştim ki.

"Aslı dikkat et."

Arkamı dönmemle birlikte.

Alev'in sesi ve kendimi boşlukta hissetmem bir oldu.

Ne olduğunu anlayamadan merdivenlerden yuvarlanırken buldum kendimi


Ne olduğunu anlayamadan merdivenlerden yuvarlanırken buldum kendimi.

Son hatırladığım şey. Beni itekleyen bir el ve yuvarlanarak bütün basamakları bitirdikten sonra başımı duvara çarparak yerde yığılışım.
Sonrası yine ve yine karanlık.

************************************
Bölüm sonu canlarım.
Bol bol yorum güzel olurdu.
Pamuk elleriniz.
Yorumlara ve yıldıza.

 

Loading...
0%