Yeni Üyelik
63.
Bölüm

🔥D.63 Anlaşma.

@azamet_29_2

Son hatırladığım şey. Beni itekleyen bir el ve yuvarlanarak bütün basamakları bitirdikten sonra başımı duvara çarparak yere yığılışım.
Sonrası yine ve yine karanlık.

FERMAN'DAN

Aslı bana trip atıp koridordaki lavaboya giderken bende Zafer ile konuşmama devam ettim.

"Abi, Aslı kardeş şüphelendi."

"Farkettim Zafer.
Bu bacaksız kız çok zeki aslında.
İnsanların yüzündeki mimiklerden bile anlam çıkarabiliyor."

"Ne yapacağız şimdi abi."

"Dediğim gibi.
Aslı'nın haberi olmayacak.
Adım gibi biliyorum gelmek ister.
O yüzden bilmemeli."

"Az önceki halinden sonra sana bir daha sormaz zaten abi."

"Evet arada bir beni gerçekten zorluyor.
Her şeyi bilmek zorunda sanki. Kızsamda iyiliği için yaptım. İlerde anlayacak."

Biz konuşurken diğer iki adamın yanımıza geldi.

"Abi bizi istemişsin."

"Bütün eşyaları arabaya indirin. Akşamdan önce eve gideceğiz."

"Emredersin abi."

Adamlarım odaya girerek eşyaları toplamaya başlarken.

Zafer:

"Abi o komiser hala etrafımızda.
Hastanede ekibinden adamlar dolaşıyor. Güya çaktırmadan bizi gözetliyorlar."

"Biliyorum. Boşuna uğraşıyor.
Önce bir buradan çıkalım kendimizi eve atalım. Sonra Seyfi konusuna geleceğim.
O komiser Seyfi 'den uzak durm...."

Sözümü tamamlayamadan koridorun sonunda Aslı'nın çığlığını duymamla elimdeki havluyu yere fırlatarak o tarafa koştum.
Koridora geldiğimde kimse yoktu.
Etrafa bakarak,

"Aslı" Diye bağırdım ama cevap alamadım.

"Aslı?
Aslı nerdesin?"

Diğer koridora geçip hızla merdivenlere yöneldim.

Merdivenlere geldiğimde.
Merdivenlerin sonunda Aslı'yı yerde baygın yatarken gördüm.

Korkuyla yanına koşarak imdim.
Kendinde değildi.

Vücuduna baktım önce.Görünürde yara bere yoktu.
Sonra yüzünü avuçlarının arasına aldım sarsarak seslendim.

"Aslı.
Aslı uyan. Kendine gel."

*****
Gözlerimi açmaya çalışırken kafamın zonklamasının yanı sıra Ferman'ın sesini duyuyordum.
Kesik kesik ve boğuk geliyordu sesi.

Gözlerimi aralamayı başardığım
da Ferman ve Zafer'i korkulu gözlerle yanımda diz çökmüş beni uyandırmaya çalışırken buldum.

"Aslı?"
Dedi Ferman. Sesindeki endişe barizdi.

"Aslı. İyimisin ne oldu."

Elim kafamın arkasında yerimde doğruldum. Sırtımı duvara yasladım.
Başımı kaldırıp gözlerimi zar zor açarak Ferman'a baktım sadece.

Ferman ise gözlerini devirip bana bakmaya devam etti.

"İyimisin." Dedi elini gözümün önünde sallayarak.

Salladığı elini görünce.

"Çok komiksin. Bu kaç diyede sor istersen." Dedim.

"Bu kaç." Dedi, bu kez parmaklarıyla ikiyi göstererek.
Aynı zamanda da pis bir gülüş sergiliyordu.

Elimle, eline vurdum sertçe.

"Çek şu dolma parmağını. Çok gıcıksın." Dedim.

"İyimisin. Dedi.
Eliyle başımın arkasını muayene ederek.

Başınımı çarptın. Ne oldu. Niye bu haldesin.
Bir yerini falan kırmadın umarım.
O sakar merdivenden nasıl düştü."

"Sensin sakar.
Hatta yalancı.
Hatta yalancılar."

Dedikten sonra elimle kenara iterek.

"Çekil önümden de kalkayım.
Kara kule."

Beni duyan Zafer, bana bakarak.

" Ta daa. Alev!" Dedi.

Ferman ilk bakışta anlamıştı. Ama Zafer'e yeni dank etmişti.

"Yahu sanane.
Gelmek için sanamı soracam, yarma."

Zafer:

"Bir şeyi yok abi iyi."

Dedi yerinde doğrulup ayağa kalkarak. Sesinde ise dalga geçme tınısı vardı.

Ferman kolumdan tutarak beni ayağa kaldırırken.

"Yalancı mı?" Dedi sorgularcasına.
"O nerden çıktı."
Kolumu sinirle elinden kurtararak üzerimi düzeltirken,

"Evet yalancısın." Dedim.

"Neden bu gece baskına gideceğini söylemedin.
Sana o kadar da sorduk değilmi.

Erkeklik taslamak yerine doğruyu söyleseydinya kara kule.
Ne diye yalan treni yapıyorsun.

Dur ben söyleyim.
Seninle gelmek isteyeceğiz diye bize birşey söylemedin.

Niyetin ise hastaneden çıkıp bizi eve paketleyerek adamlarınla birlikte Seyfi'nin yerini basacaksın. Değilmi."

"Sen... Nasıl..."

"Noel baba söyledi." Dedim sinir etmek için.

Ne yapayım bu adamı sinir etmek hoşuma gidiyor.

"Başlayacam Noel babandan. Delirtme insanı." Dedi.
Çatık kaşları ve kıpkırmızı gözlerle.

Bir anda kahkaha atarak gülmeye başladım.
"Körle yatan şaşı kalkarmış."
Dedim gülmeye devam ederken.

Ferman daha bi sinirli baktı bana.

"Aleevv!!
Nerden biliyorsun dedim."

"Nerden biliyorsam biliyorum."

Dedim , gözümdeki gülmekten oluşan yaşı silerken.

Sonra,elimle başımın arkasındaki ceviz büyüklüğündeki şişliği ovalayarak, düştüğümüz merdivenleri çıkarak,

"Sorun şu ki sadece ben bilmiyorum."

"Birileri daha biliyor."

Ferman bir anda beni kolumdan tutarak kendine çevirdi.

"Kim.?
Kim biliyor."

"Bilmem.
Bilsek bu durumda olmazdık."

"Ne anlatıyorsun. Doğru düzgün konuşsana Alev."

"Of yaa. Tamam... Bırak kolumuda anlatayım."

Diyerek, elim kafamda derin bir nefes aldım.
Odaya doğru yürüyerek olanları anlatmaya başladım.
Hem Ferman Hem Zafer bana bakarak can kulağı ile dinliyorlardı.

"Lavabodan çıkarken birilerinin konuşmasını duyduk.
Senin adamlarındı.
Bu gece baskın yapacağız dediler."

"Ulan sizin çenenize..." Dedi. Ferman sinirle.

"O sırada koridorun sonunda biri daha onları dinliyormuş.
Farkettigimizde anda baktık ama sadece ayakkabısını gördük.
Kendini göremedik.
Koşarak peşine düştük.
Tam yakalayacakken yine kaybettik.
Merdivenlere kadar gitti orada kayboldu.

Merdivenlerdenmi indi.
Yoksa koridorda mı saklandı diye baktık. Ama kimse yoktu.

Belkide hayal gördük diye düşünerek odaya geri gitmek üzere arkamızı dönmüştük ki birden biri bizi merdivenlerden itti. Kim olduğunu görmedik bile. Çok hızlıydı.
Düşüp başımızı çarpınca da...
Sen nasıl anladın burada olduğumuzu."

"Çığlık sesini duyunca hemen geldik."

Odanın önüne geldiğimizde.
Ferman:

"Zafer, katları kontrol edin.
Şüpheli birileri varmı bakın.
Şu hastaneden bir an önce çıkıp gidelim."

"Tamam abi."

Zafer gidince odaya girdim.
Ferman da arkamdan geliyordu.
Herşey toplanmış arabalara gitmişti.

Bir anda Ferman'ın elini kafamın arkasında hissetmemle Ferman'a döndüm.

"Şişmiş. Acıyormu?"

"Pek değil." Dedim tepeden tırnağa Ferman'a bakarak.

"Bakıyorumda iyileşmişsin.
Tünelde soğuktan titrerken şimdi tüysüz horoz gibi yarı çıplak geziyorsun."

Bana baktı tek kaşı havaya kalkık.
Sonrada kollarını göğsünde birleştirerek.

"Aslında hatırlattığın iyi oldu.
Tünelde bana karşı olan hareketlerini unutmadım.
O zamanda dediğim gibi söylediğin o gıcık sözlerin hepsini kafama yazdım.

Madem buradasın hesabını sorma zamanı geldi cadı."

"Yanlış birşey söylemedin. Hepside haklıydı."

"Üstelik elinle taciz ettiğinide hatırlıyorum."

Dedi dahada yaklaşarak.

"Cüüşşş. Yok daha neler. Öyle birşey yapmadım. Senin kan kaybından beynin bulanmış."

"Yoo hatırlıyorum telefonumu arıyordun.
Beynim bulanık falan değildi. A evet birde üzerime oturmuştun ve bana sarılmıştın."

Dedi pis pis sırıtarak.

"Şuanki görüntün ve konuşma tarzınla tam bir sapık gibi görünüyorsun.
O an tek yaptığım senin hayatını kurtarmaya çalışmaktı. Kan kaybediyordun, üşümüş ve titriyordun.
Orada donup heykel olsaydın Aslı üzülürdü. Yani sadece Aslı yüzünden yaptım.

Yoksa ne kurtarmaya uğraşırdım ne sana dokunurdum.
En başta, tipim değilsin bir kere."

"Çok merak ediyorum ya. Tipin nasıl biri acaba."
Dedi gözlerime dik dik bakarken.

"Sanane."
Dedim. Yüzümü Ferman'a doğru uzatarak.

"Her neyse.
Ben gördüğüme inanırım.
Bu yüzden hesabını ödeyeceksin."
Dedi dahada üzerime doğru gelerek.

Ve sonunda duvar ile arasında kaldım.

"Bir milim daha gelirsen karışmam."
Dedim. Yumruğumu sıkarak.

Bana baktı. Gülümseyerek.

"Cezanı söylüyorum iyi dinle."
Dedi

"Aslı'yı bu işten uzak tutacaksın."

"Hangi iş. Seyfi'yi gebertme konusuysa....
Hiç işim olmaz.
Aslı'dan taraf olurum."

Dedim. Kollarımı göğsümde birleştirerek.

"Zira kıçına kurşunu bizzat sıkmak isterim.
Yaptığı şeyi yanına bırakamayız.

Aslı,üzülmüyor, umursamıyor gibi duruyor ama. İçi kan ağlıyor.
O evle birlikte geçmişi, anıları anne ve babasının siluetleri de yandı kül oldu.
Bunu biliyor farkında.
Onmaz bir yara olarak içine kazındı. O evi birgün yaptıracağını söylesende kuru duvarladan başka bir şeyi geri getirmeyeceğinide biliyor.

Seyfi Aslı'nın geçmişini kül etti.
Seninle gelmek ve hesabını sormak hakkı.
Yani anlayacağın Aslı'dan tarafta olmak ve Seyfi'yi bizzat gebertmekte hiç bir sakınca görmüyorum."

Eğer bu işe karışırsa, Aslı kanunen de zarar görür.
Ben bunun olmasını istemiyorum.

"Söyleyene bak. Sanki sen torpillisin."

"Çünkü. "Dedi devam ederek.
Aynı zamanda eğilip kulağıma yaklaştı.

Fısıltı ile söylediği şeyi duyunca gözlerim kocaman oldu.

Ellerimle göğsünden iteleyerek kendimden uzaklaştırdım.
Yüzünü inceledim sonra.
Söylediği şeye inanmadım.
Daha doğrusu inanmak ve inanmamak arasında bocaladım.

"Sana inanmıyorum." Dedim.

"İnan." Dedi kollarını göğsünde birleştirerek.

"Aslı için bu kez benim tarafımda ol.
Bu kez bana yardım et. "

"Sana inanmıyorum. Dediğinin olması için seninde dışarda olman lazım. Ama Seyfi'yi gebertiğin anda..

"Orasını ben hallederim.
Yanımda olacakmısın onu söyle."

"Dediğini yapacakmısın onu söyle."

"Evet yapacağım."

"O zaman tamam. Senin tarafındayım."

"O halde anlaştık." Dedi bana sarılarak.

"Höst. O kadar da değil." Dedim kendimi geriye çekerek.
Gitte bir şey giy. Tüysüz horoz.
Aslı'ya sakla bu manzarayı." Dedim sinirle.

Bir kahkaha attı.

"Nasıl oluyor hiç anlayamayacağım.
Bir beden iki ayrı insan biri bana bayılırken diğeri benden kaçıyor."

"Anlamasanda olur."

Ferman yatağının üzerinden aldığı kıyafetlerini giyerken arkamı dönüp bekledim.
O sırada kapıda Zafer göründü.

Ferman:

"Ne buldun."

"Abi şüpheli hiç birşey yok."

"Tamam. Ama birileri Seyfi'ye çoktan haber uçurmuş olmalı.
Cihan'ı ara takipte kalsın. Gözünü dört açsın. Elinden uçurmasın Seyfi'yi."

"Tamam abi."

"Hadi.Çıkalım artık burdan."

"Abi işlemler bitti. Her şey hazır. Araba kapıda. Çıkabiliriz."

"Tamam." Diyen Ferman bana seslenerek.
"Hadi cadı gidiyoruz." Dedi.
Sessizce peşine takıldım.

Ben ve sessizce Ferman'ın arkasından gitmek.
Halimi gören Zafer'in şaşkınlığı yüzünden anlaşılıyordu.

"Abi bir şey mi kaçırdım." Dedi merakla.

"Yolda anlatırım. Hadi çıkalım derken dolaptan kabanları alıp odadan çıktık.

Bir kaç dakika sonra hastanenin çıkış kapısında Kağan misafir uğurlayan ev sahibi gibi beklerken yanına geldik.

Ferman sessizce Kağan'a elini uzattı.
Kağan da uzanan eli sıktı.
Bi daha gelmeyin buraya.
Yoksa istifa edeceğim.

Ferman hafiften gülümseyerek arabaya doğru yöneldi.
Görüşürüz Aslı diyen Kağan'a Bakarak, " Alev. " Dedim.

Yüzüme baktı bir süre.
" Pes ediyorum." Dedi ellerini kaldırarak ve asansöre doğru ilerledi.

Arkasından gözlerimi devirerek baktım.
Sonrada Ferman'ın peşinden araba giderek arka koltuğa bindim.

Saat 5 i yeni geçiyordu.

"Artık eve gidelim koçum." Diyen Ferman ile yola çıktık.
Kerem ve Gülce'nin olduğu eve doğru giderken.
Zafer aynadan sık sık bize bakıyordu.

Ferman anlamıştı.
Zafer'in merakını gidermek adına konuştu.

" Alev ile geçici bir anlaşma yaptık.
Aslı'yı uzak tutacak. "

"Karşılığında canını falan istemedi değilmi abi."

"Henüz istemedi."

"Çok komiksiniz."

"Hakkımı sonraya saklıyorum. Anlaşmaya uymazsan o zaman isterim." Dedim. Yüzüne bakıp pis pis sırıtarak.

"Karda kışta geçen yarım saatlik sessiz bir yolculuktan sonra Ferman'ın önceden kullandığı eve geldik.

Aslı'nın evine benziyordu.
Bahçeli , havuzlu ,yüksek duvarlı.
Yine yüksek demir bir bahçe kapısı karşıladı bizi.

Korumalar önden biz arkadan giriş yaptık.

Araba bahçenin kenarında dururken bizde aşağı indik.
Etrafıma baktım alıcı gözlerle.
Bu ev gerçekten lükstü. Tam Ferman'ı anlatıyordu.

Eve doğru ilerleyerek kapının önünde durduğumuz anda Gülce kapıdan fırlayarak Ferman'ın boynuna atladı.

Hem ağlıyor hem gülüyordu.
Birde bize deli diyorlar.
Kerem'de arkasından çıkarak.

"Nihayet geldiniz. Öldük meraktan.
Abicim hiç demiyorsun bu çocuklar merak eder diye.
Hadi içeri girin." Dedi sonra Kerem.

Sonunda içeri girdiğimizde Gülce banada sarıldı.

"Hoşgeldin Aslı. Çok özlemişim."

Dedi. Ama Aslı olmadığımın farkında değildi.

Gülce'nin fark etmediğini Kerem farketmişti.

Gülce'nin arkasından omuzuna dokunarak kendisine bakan Gülce'ye parmağıyla beni gösteri.

Gülce beni farkedince anında geri çekilerek.

"Ö.Özür dilerim. Ben.. Şey.."

Ferman araya girerek.

"Sorun yok Gülce.
Alev bugün Aslı gibi olacak.
Öyle değilmi Alev." Dedi.

Kendimi terbiye edilmiş evcil hayvan gibi hissetmem...

Sessizce yürüyerek büyük salonun ortasındaki koltuğa oturup kollarımı göğsümde birleştirerek bacak bacak üzerine attım.

Ferman kızdığımı farketmiş olacakki.

"Alev ile Aslı'nın iyiliğini düşünerek bir anlaşma yaptık."

"Bu zaman içinde bana yardımcı olacak." Dedi.

Sonra Kerem'e, dönerek.

"Benim birazdan çıkmam lazım. Kızlar sana emanet.
Dışardaki adamlar sağlam.
Ben dönene kadar dışarıya çıkmak yok."

"Yine nereye abicim yaa."

"Bu son.
Sonra herşey daha farklı olacak inan bana."

"Abicim yine tehlikeli bir şeye kalkışacaksın değilmi.
Gözünü seveyim dikkat et.
Neredeyse ölecektiniz. Bizi düşün. Arkanızdan nasıl korktuğumuzu düşün."

"Merak etme Kerem.
Bu sefer sağlam oynayacağım.
Sabaha buradayım." Dedi.

Kapının açılmasıyla Zafer belirdi salonda.

Ferman'a baktım Kendinden emin kapıya yöneldi.
Kapıdan çıkmadan önce bana ve Gülce'ye baktı.

Bana bakan Ferman'a bakarak.

"Söylediğin şeyi unutma."

**********************************

Loading...
0%