Yeni Üyelik
65.
Bölüm

🔥D.65 Döndüm.

@azamet_29_2

Yemek faslı bittikten sonra salona geçmiş oturmuştuk.
Kahveleri içtikten sonra Gülce'ye

"Odam nerde." Diye sordum.

Kerem ayağa kalkarak,
"Benimle gel ben göstereyim."

Birlikte ayağa kalkarak üst kata çıktık.
Merdivenin hemen yanındaki misafir odasını Aslı için ayırmışlardı.
İçeriye girip şöyle bir göz gezdirdikten sonra yatağın kenarına oturdum.

Kerem:
"Rahatına bak iyi geceler" dedi ve çıktı.
Sanırım bi teşekür beklemişti.
Ama yok, taze bitti.

Yatağa gerisin geri yatarak tavana diktim bakışlarımı.

Ferman şuan Seyfi'nin kıçını tekmelerken benim burda olmam...

"Aahh. Keşke gitseydim. O Seyfi'nin kıçına kurşun sıkmak vardı şimdi." Diye söylenirken.

"Alev?"

"Aslı."

"Alev neredeyiz."

"Şuan Ferman'ın kendi evindeyiz Aslı.
Bir süre burada kalacağız. Yani evin yeniden yapılana kadar."

"Ferman?
Ferman nerede?"

Ayağa kalkarak odanın içinde bir ileri bir geri yürümeye başladım.

"Ferman yok Aslı.
Seyfi'nin oldugu yere baskın vermeye gitti."

"Seyfi'ye baskına gitti ve sen buradasın öylemi.
Neler oluyor Alev?

Bizimde orda olmamız gerekiyordu.
O adi herifin yaptığını ona ödetmemiz gerekiyorken sen nasıl burada olabiliyorsun. Neyse hemen yerini öğrenelim ve gidelim."

"Hayır olmaz."

"Ne? Anlamadım."

"Olmaz.
Ferman gelene kadar burada onu bekleyeceğiz."

"Ferman gelene kadar onumu bekleyeceğiz.
Sen ne zamandan beri Ferman'ı dinliyorsun."

"Ferman seni bu işten uzak tutmamı istedi. Bende kabul ettim."

"Kabulmü ettin.
Alev sen Ferman ile iş birliğimi yaptın.
Beni uzak tutmak nedir.
Sen... Sen her zaman benim yanımdaydın. Şimdi neden Ferman'ın dediği şeyi yapıyorsun.
Kendinle çelişen hareketler bunlar.
Neden? "

"Aslın da Fermanla bir anlaşma yaptık.
Ben seni uzak tutacağım..."

"Ya o.
O ne yapacak karşılığında.Seni ikna edecek ne söylemiş olabilir merak ediyorum gerçekten."

"Imm. Bunu ondan duymalısın."

"Alev!
Ne çeviriyorsunuz hemen söyle."

"Biraz sabırlı ol Aslı. Sözünü tutup tutmadığını görmeliyim. Biraz bekleyelim."

"Sen söylemezsen ben öğrenirim."

"Aslı." Dedim.
"Biraz bekle.
Şuan gelmene izin veremem.
Sabaha kadar sabret."

Dedim ve yatağa oturup başlığa yasladım sırtımı.
Sonra dizlerimi göğsüme çekerek duvardaki saate baktım ve beklemeye başladım. Sabaha az kalmıştı.

*****
Alev kalmaya çalışırken Aslı geri gelmek için Alev'i zorluyordu.

Zihinsel bir savaş gibiydi sanki.
Aslı normalde Alev'i kontrol edebilirken, bu kez Alev gerçekten Aslı'yı zorluyordu.
Yer değişmesine izin vermiyordu.

Ferman'ın sözünü tutup tutmayacağını merak ediyordu.
Aslı'ya kendisi söyleyemezdi.
Ferman söylemeliydi.

"Eğer sözünü tutmazsan.
Gerçekten kendimi tutmam Ferman.
Aslı ile aramı bozmanın hesabını kötü sorarım." Dedi Alev içinden.

Aslı söylenirken Alev onu tutmak için fazlasıyla zorlanıyordu artık.
Gözlerini kapatmış dizlerine sarılmış dişlerini sıkmaya başlamıştı.
Alnında terleme belirtileri vardı.
Bekliyordu.

Sabahın olmasını bekliyordu.

*****

Kolumun altına giren Zafer ile birlikte
arabaya dönerken arkamdan gelen komiserin Ferman Demirdağ diye seslenmesiyle arkama döndüm.

Komiser yanıma gelerek, koluma baktı önce.

"İyimisin."

"Evet."

"Neden haber vermeden böyle bir şeye kalkıştınız.
Bunu önceden banada söylemeliydiniz.
O zaman herşey bu kadar karışmazdı."

"Seyfi'yi siz öldürdünüz ben değil."
Dedim ve arabaya doğru dönüp yürüdüm.

Arabaya geçip oturunca Zafer:

"Abi ambulansdakilere söyleyelim koluna bi baksınlar."

"Tamam." Dedim başımı geriye yaslayarak. Eve bu halde gidip evdekileri daha fazla endişelendirmek istemiyordum.
Zafer hemen gidip doktorlardan birini getirdi.
Bayan doktor yarayı görmek için kazağımın kolunu makasla keserek
yaraya baktı.

"10cm kadar kesik var dikiş lazım. Hastaneye gitmelisiniz." Dedi.

"Doktor hanım hastaneye falan gitmeme gerek yok. Dikiş lazımsa burada at. Yada sar gideyim acelem var." Dedim.

Doktor suratını asarak. Çantasını açtı içinden malzemeleri çıkardı.
Önce bir iğne yaptı.
Sonrada dikişleri atmaya başladı.
İşi bitince sıkıca sardı.
" Yarın hastaneye gidin yeniden pansuman yapılmalı." Dedi.

"Gerek yok teşekkürler.
Zafer dönelim artık. Sabah oluyor." Dedim.

Doktor ambulansa dönerken yanıma Cihan geldi.

" İyimisin? "

"Evet, herkesi toplayın dönelim.
Kaybımız varmı."

Sadece Murat yaralı. Başka yaralımız yok."

"Gidelim o zaman. Bu arada sağol."
Dedim elimi uzatarak.

"Borcumu ödedim. "

"Yarın görüşürüz. "Dedim gülümseyerek.

"Görüşürüz." Dedi ve kapıyı kapattı.

"Koçum hemen gidelim.
Evdekiler merak etmesin."

"Tamam abi."

Evdeki durumu merak ediyordum. Daha doğrusu. Alev'i merak ediyordum.
Aslı kendine geldiyse Alev zor durumda kalacaktı kesin.
Aslı birde aramızdaki anlaşmayı duyduysa küplere binmiştir.

Bir süre hızlı şekilde yol aldıktan sonra nihayet eve gelmiştik.
Güneş doğmaya başlamıştı.

Hızla arabadan inip eve yürüdüm.
Geldiğimi gören, bu saate kadar uyumayan Kerem açtı kapıyı.

"Abicim şükürler olsun döndün. İyimisin." Demiştiki kolumu gördü.

Gözlerini devirerek, "Yinemi."
Dedi.
"Abicim vücudun haritaya benzedi artık gerçekten."

"Önemsiz merak etme. Kızlar nerde?"

"Gülce koltukta sızdı kaldı. Sen gelmeden odama gitmem diye tutturdu."
Dedi koltuğu göstererek.

Gülce'ye baktım mışıl mışıl uyuyordu.

"Ya Aslı."

"Alev mi. O odaya çıktı."

"Demek hala Alev di."

"Bu arada Aslı ile ilgili anlatman gerekenler var sanırım abicim."

Önce ufak bir şaşkınlık ile gözlerine baktım Kerem'in.

"Sonra konuşuruz." Dedim Alev'i görmek için üst kata çıkarken.

Alev'e geldiğimi, Seyfi'nin yaptığı şeyin hesabını nasıl ödediğini ve sözümü tutacağımı söylemeliydim.
Beni beklediğine emindim.

Odaya çıkarak kapının önüne geldim.
Kapıyı sessizce açtım.
Alev yatağın sağ tarafında dizlerini kendine çekmiş başını dizlerine kapatmış şekilde oturuyordu.

"Alev." Dedim.
İçeriye birer girmez.
Yanına yaklaştım.
Başını yavaşça kaldırdı.
Yüzü yorgundu.
Ayağa kalktı.
Alnında boncuk boncuk ter vardı.
Aslı'yı burdan uzak tutmak için ne kadar zorlandığı belli oluyordu.

"Dönmüşsün."Dedi.

Sesi kısık çıkmıştı.

"Döndüm." Dedim.
"Sözümü tutmak için."

O anda gözleri kapatarak kendini boşluğa bıraktı. Tam düşecekken kucakladım.

Oda sözünü tutmuştu.
Ama Aslı'yı engellerken yorgun düşmüştü.

"Teşekkür ederim." Dedim gülümseyerek.
Sonrada kucağıma alıp yatağına yatırdım.

Alevi yatağa bırakıp üzerini örttükten sonra kendi odama giderek elimi yüzümü yıkayıp üzerimi değiştirdim.
Sonra Aslı'nın yanına gelerek kontrol ettim ve tekrar odama dönüp kendimi yatağıma bıraktım. Yorgun gözlerim kendiliğinden kapandı.

*****
Sabah, omuzum bacağım ve kolumdaki ağrıyla uyandım.
Gözlerimi açmak istiyordum ama hala uykum vardı.
Zar zor da olsa gözümü açmayı başarıp yerimde doğruldum.
O an karşımda Aslı'yı gördüm.
Ayakta durmuş kollarını göğsünde birleştirmiş direk gözlerime bakıyordu.

Yatağın kenarına oturarak ayaklarımı yere indirdim.
O kadar sinirli bakıyordu ki Alev mi diye tereddüt ettim.
Ama gözleri maviydi.

"Aslı?" Dedim gülümseyerek.
Sabah sabah benim odam da seni görmek...
Yanıma yaklaşarak bacağıma bir tekme attı.
Acısada umursamadım.
Dün olanların intikamıydı bu. Birazcık hak etmiş olabilirim yani.
Yavaşça ayağa kalktım.

***
"Seni pislik.
Siz nasıl beni kandırırsınız.
İlk fırsatta Alev'le bir olup nasıl benim o Seyfi denen adiden hesap sormamı engellersiniz.
Nasıl beni bunun dışında tutarsın Ferman.
O pisliği bulup nasıl beni götürmezsin.
Bu yüzden benden gizliyordun değilmi. Hastanedeki saçma sapan hareketlerin bu yüzdendi.
Ya Alev'e ne demeli. Nasıl seninle iş birliği yaptı aklım almıyor.
İkinizdende nefret ediyorum. Bundan sonra... "

Demiştimki konuşamadım.
Ferman o kacaman eliyle ağzımı tuttu.

Ellerimle kolunu tutarak.

"Çek o kürek gibi olan elini ağzımdan." dedim ama bunu bile eli ağzımdayken söylüyordum.

"Şşiitt sakin ol güzelim.
Ne bu sinir.
Her şeyi anlatacağım."

Dedikten sonra elini yavaşça çekti. Ben hala sinirle soluk alıyordum.

"Gel yanıma otur."
Dedi elimden tutup oturtarak.

"Senin iyiliğin için Alev ile bir anlaşma yaptım.
Dün sen merdivenlerden düşünce seni bulduğumda Alev vardı.
Olanları anlattı. Bende ona senin iyiliğin için benim yanımda olmasını teklif ettim.
Tabi kabul etmedi.
Ama ona söylediğim şeyi duyunca anlaştık." Dedi sırıtarak.

"Neymiş bakalım beni satacak kadar kadar ilgisini çeken şey."

"Onu sonra söyleyeceğim.
Şimdi aşağı inip kahvaltı yapalım."

Dedi.Bu kez gülümseyerek.
Sinirle ayağa kalkarak hala yatakta oturan Ferman'ın önünde durdum.

"Hayır şimdi söyleyeceksin.
Bilmek istiyorum Alev'in beni ne için sattığını. Neden senin tarafına geçtiğini."

"Sonra söylemek istiyorum.
Daha uygun zamanda ve şekilde. Bu yüzden sabırla beklemen gerekecek."

Sinirle,
"Nefret ediyorum ikinizdende "
Dedim. Sol koluna hızla vurarak.
O an Gözlerini kısıp dişlerini sıktığını gördüm.

Yüzüne baktım acı çektiği belliydi.

"Yoksa ..." Dedim.
Yoksa yaralandınmı.
Gece yaralandınmı söyle." Dedim üzüntüyle.

"Bakacam aç." Dedim.

"Önemsiz küçük birşey. "

"Aç bakacam." Dedim tekrar.

Eşofmanının uçlarından tutarak yukarıya doğru kaldırarak başından çıkardım. Benim bu hareketimle anlık şaşırarak baktı bana.
Benden böyle bir şeyi beklemiyordu.

Önce gözüme gözüme giren o kaslara kaydı bakışlarım. Sonrada kolundaki sargıya baktım. Gözlerim dolu elimi sargıya dokunarak,

"O mu yaptı." Dedim.

Kaşları çatık şekilde bana bakarken

"Önemsiz küçük birşey üzülmene değecek birşey değil." Dedi.

"Dün gece neler oldu anlat.
Seyfi..." Dedim gözlerim sargıda konuşarak.

"Öldü."

Gözlerim sonuna kadar açık şekilde baktım gözlerine.

"Ama ben yapmadım. "

Polise silah çekmek salaklığını yaptı.

Bende gelmeliydim. Orada olmalıydım.
Onun cezasını çekişini izlemeliydim.

"Orada olsaydın sende bir şekilde zarar görecektin.
Buna izin veremezdim. Sana zarar gelmesin diye Alev'i bile ikna ettim."

"Hah! Döndük aynı yere. Ne söyledin hemen söyleyeceksin bana."
Dedim yine kızgın şekilde.

"Hayır söylemeyeceğim."

"Söyleyeceksin."

"Hayır."

"Evet. Ferman söylemezsen yemin ederim çıkar giderim ve dönmem."

"Ne.?"

"Duydun dediğimi."

"Abartma istersen. "

"Abartmıyorum.
Dün gece Alev ile resmen sinir harbi yaptım."

"Ya söylersin ya gerçekten çıkar giderim."

Ferman sadece yüzüne baktı.
Dahada kızdım, arkamı dönüp kapıya yöneldim.

Tam iki adım gitmiştim ki arkamdan gelip kolumdan tutarak beni kendine çevirdi.

Kollarını bana sararak çıplak göğsüne hapsetti.

"Ne yapıyorsun. Bırak." Dedim yüzüne daha doğrusu gözlerine bakarak.

Gözlerimin içine baktı en derin şekilde.
Sonra dudaklarıma baktı.

"Hazır mısın." Dedi tekrar gözlerime çevirirken bakışlarını.

"Ne neye hazır mıyım?" Dedim birazda korkuyla.

"Söyleyeceğim şeye."

Yutkundum önce. Merak ve korkuyla başımı salladım bu kez.
Gerçekten merak ediyordum.

"Aslı...Hayatıma ortak olurmusun.?"

"Ne.? Ne ortağı iş mi kuralım diyorsun nedir anlamadım."

"Sen nasıl bir kızsın Aslı.Nasıl hem bu kadar zeki hem şaşkın olabiliyorsun."Dedi gülerek.

"Başka bir kız olsa atlardı."

" Ne ye ortaklığamı."

"Aslı." Dedi gözlerime odaklanarak.

Benimle evlenir misin. Karım olurmusun.?

*****
Kendime,kendim bile inanamayacağım şekilde bir anda Aslı'ya evlenme teklifi etmiştim.

Aslı bana baka kaldı, donmuş sekilde.
Evet resmen gözümün içine bakar şekilde hiç kıpırdamadan öylece duruyordu.

"Aslı.
Aslı. Aslı kendine gel." Dedim omuzlarından tutup sarsarak. Gerçekten korkutmuştu bu hali beni.

Aslı bana gülerek.
"Bir an bana evlenme teklif ettiğini duydum sandım." Dedi.

"Aslı. Evet az önce sana evlenme teklif ettim." Dediğim anda Aslı'nın gözlerinin kaydığını görmemle kucağıma yığılıp kaldı.

Aslı?







 

 

Loading...
0%