Yeni Üyelik
67.
Bölüm

🔥D.67 Yeni başlangıç

@azamet_29_2

Ben Aslı Mavişah.
Ömer Mavişah ve Ayla Mavişah'ın kızı.
Annesini kanserden, babasını ise cinayete kurban vererek kaybeden Aslı.
Hayatta yalnız kalan,bu yalnızlıktan dolayı kendi içinde bölünen, 2 buçuk yılı akıl hastanesinde geçen Aslı.

Hayatı hiçbir zaman ciddiye almayan ama ne kadar acımaz olabileceğini tek başına kaldığında anlayan Aslı.

Ölmeyi düşünürken, bir kaza yüzünden hayatına dahil olacağı adamı bulan,bulduğu adama körkütük aşık olan Aslı.

Ben Aslı.
22 yaşımdayım.
Artık âşık olduğum adamın,
Ferman Demirdağ 'ın aşık olduğu kızım. Parmağımda, 14 şubat günü sevdiğim adamın taktığı yüzüğü taşıyorum.

 Parmağımda, 14 şubat günü sevdiğim adamın taktığı yüzüğü taşıyorum

Kendi aramızda yaptığımız bir kutlama ile nişanlandık.
Her ne kadar Ferman büyük bir nişan yapmak istesede ben o kadarına hazır değilim. Kendi aramızda olsa olmazmı diye ısrar edince oda kabul etti.

"Sen nasıl rahat edeceksen öyle olsun güzelim. Demiş ve aramızda yapmıştık nişanı.

Yüzüğü parmağıma takarken.
"Ama düğünümüzü bütün ülke konuşacak." Dedi.
Sonrada Gülce, Kerem ve Esma sultanın bakışları eşliğinde alnımdan öptü.

Sevdiğini alnından öpmek sadakat işaretidir.

Medya: Aslı'nın nişan kıyafeti.

Nişanlandıktan sonra büyük bir azimle geleceğime yöneldim.
Sınavlara hazırlandım. Gecelerce uyumadım. Gülce ve Kerem den ve yeri geldiğinde Ferman'dan yardım aldım. Ferman bazı geceler benimle birlikte uyumadan sabahladı.
Takıldığım konularda bana çok destek oldu.
Kararlıydım eğitimim bitecek ve kendi şirketimin başına geçecektim. Bu süre içinde ne Alev nede Âsi ikiside ortaya çıkmadı.
Onların yokluğunda bana Kerem ve Gülce destek oldu hep.
Sonunda başardım...

İlginç görünüyordu kendi şirketimi yönetmek için işletme okumak.
Ama eğitimini almadan olmazdı.
Maalesef Kerem ve Gülce mezuniyete giderken ben yeni başlamıştım.
Ama olsun. Sonuçta buralara gelebilmiştim.
Onlar bu yıl daha çok çalışıyorlardı.
Üst üste sınavlar ve sürekli sınavlara çalıştıkları için pek bir arada olamıyorduk.

Her neyse. Şimdi burda kendi okulumdayım.
Ve gayet memnunum.
Sadece derslerime odaklanmak en başarılı şekilde burdan mezun olmak, kendi şirketimin başında olmak ve sevdiğim adamla evlenmek.
İşte benim listem.

Şuan ne yapıyorum.
Şuan kafeteryada oturmuş kahvemi yudumlarken bir yandan bunları düşünüyor bir yandanda parmağımdaki daha sade olan diğer yüzügümle oynuyordum.
Sade, çünkü diğer yüzüğüm okul için fazla gösrerişliydi.

"Burada biri var.."

Kafamı kaldırıp karşımda duran kıza çevirdim bakışlarımı.

"Farketmez otur kızım işte nasılsa kalkacak."
Dedi yanındaki diğer kız.

İki kız aynı anda masama oturdu. Üçüncü kız da elinde kahvelerle gelerek,oda kuruldu masaya.

İki dakika kantinde kahve keyfi yapmak istemiştim ondada gel beni döv diyen tipler gelip masama kurulmuştu.

Herneyse bela istemiyorum.
Okumak ve okulda olmanın tadını çıkarmak istiyordum.
Bu yüzdende kitaplarımı masadan toplayarak yan masaya geçiş yaptım.

Burasıda boştu.
Demekki onlar her gün aynı masaya oturan tiplerdi.
Ve beni rahatsız ederek yerimden kaldırmak için benim masaya kurulmuşlardı.

Hiç umursamadan kitaplardaki konuları gözden geçirerek not tutmaya devam ettim.

Kulağıma gelen şeyle gülme isteği geldi.

"Jale baksana okula bir inek daha gelmiş."

"Gözü kitaptan başka bir şey görmeyen biri daha." Dedi diğeri.

Jale dedikleri kız:

"Kızım bu okula başka türlü gelemez bu fakirler."

Yani üç yıl da hiç bir şey değişmemiş. Okullarda hala kendini bir şey zanneden zengin kızlar var.
Kader bana 3 acayip yıl yaşatmasa belki bende babasının zengin kızı olarak bu masalarda şımarık şımarık oturacaktım.
Zaten şımarıklığa meyilli olmasam ilk seferinde üniversiteyi kazanmış olurdum.

Jale'nin egosu tatmin olmamış olmalı ki oturduğum masaya gelip oturdu.

"Hey inek. Sen yenisin galiba."

Başımı kaldırıp yüzüne baktım.

"Şimdi dinle buralarda iyi tanınırım. Esas kız benim. Ben ne dersem o olur yani. Sende öyle yapacaksın." Dedi bana bakarak.

Birden beni bir gülme aldı.
Bildiğin kahkaha ile gülüyordum.
O kadarki gözümden yaş gelmeye başlamıştı. Etraftaki öğrencilerin bize baktığını görüyordum. Herkes şaşkın ve aralarında fısıltıyla konuşuyorlardı.

Bir an Jale'ye baktım.
Oda şaşkın şekilde bana bakıyordu.

Bir yandan gözümdeki yaşları silerken bir yandanda derin bir nefes alarak konuşmaya başladım.

"Ya bekliyordum da bu kadar erken beklemiyordum.
Bana bak" Dedim. En ciddi şekilde.

"Birincisi inek senin gibisine denir silikonlu."

Dedim göz kırparak.

"Göğüslerin burnuna kadar kalkmış.
İkincisi okumaya çalışanlarla alay edeceğine sende biraz eğitim al.
Üçüncüsü ben bu okula edebimle okuyup kendi işimin başına geçmek için geliyorum. Kimseyle bir derdim yok olmasınıda istemiyorum,
zira uğraşacak vaktimde yok.
Dört "

Dedim, biraz öne eğilip sadece onun duyacağı sekilde devam ettim.

Yerinde olsam bana bulaşmam.
Ben biraz deliyim."

Dedim göz kırpıp. Ve kitaplarımı toplayıp bardağımıda alıp masadan kalktıp kütüphaneye doğru gittim.

Arkamdan fısıltılar geliyordu.
Ama umursamadım.

Akşam olmuş ve bütün derslere girmiştim.
Sonunda çıkıp eve gidecektim. Bahçeye çıktığım da 3ü bir arada gibi gezen Jale ve kızları gördüm.

Benim önünde gidiyorlardı.

Bahçenin dışına çıkarak arabalara gidiyordu birçok öğrenci.
Bende tabi. Çünkü artık bir arabam var. Ferman okulu kazanırsam dilediğim arabayı hediye edeceğini söylemişti. Amacı beni teşvik etmekti. Kazandığımı öğrendiğimizde ve hangi arabayı istersin diye sordugunda. Önce bir kaç saniye düşündüm.

"Beyaz eski model modifiye tosba." Dedim.

Evet bildiğiniz tosba.
Kerem beni duyduğunda,

"Yengecim sana inanamıyorum yaa. Ferrari falan değil de tosba istiyor olamazsın. Ben yanlış duydum değilmi?"

Evet tosba istiyorum. Küçükken görmüş çok beğenmiştim.
Hayaliyle yatardım. Babamın bir çok lüks arabası olsada hep o tosbada kaldı benim aklım.
İlerde değişirim belki ama simdi bir tosbağam olsun istiyorum. Ferman alacaksın madem onu al."

Ferman gözlerime baktı.

"Sen nasıl bir insansın." Dedi bana sarılıp. Ne istiyorsan onu alırım güzelim. Mademki hayalindi o zaman tamam.

Gördüğümde anda çocuklar gibi sevindiğim arabamla gelip gidiyorum okuluma.

Gördüğümde anda çocuklar  gibi sevindiğim arabamla gelip gidiyorum okuluma

Jale'nin ve yanındaki yağcı tayfanın siyah bir jiip e bindiğini gördüm oldukça zenginmiş demekki


Jale'nin ve yanındaki yağcı tayfanın siyah bir jiip e bindiğini gördüm oldukça zenginmiş demekki.

Herkesle birlikte bende çıkarak arabama bindim. Diğer öğrencilerin tuhaf bakışlarına aldırmadan motoru çalıştırıp evin yolunu tuttum.
Akşam olmak üzereydi eve geldiğimde.
Hemen içeriye girerek.

"İyi akşamlar ben geldim." Dedim.
Esma Sultan mutfaktan bir adım çıkıp, "Hoşgeldin kızım.."

"Kimse yok mu sultanım."

"Gelirler birazdan. Yemek hazır"

"Tamam temizlenip geliyorum."

Koşar adım merdivenlerden çıkarak odama girdim.
Hâlâ bu evde kendi evimin yapımının bitmesini bekliyordum. Ferman kendi şirketindeki adamlarına vermişti işi.
En kısa sürede bitmesini istiyordum.

O zamana kadar da buradayım. Hızlıca elimi yüzümü yıkayıp üzerimi değiştim. Kitaplarımı masaya bırakırken kapım açıldı.
Ondan önce kokusu geldi burnuma.

Ferman. Fermandı gelen. Arkamı döndüm. Gülen yüzüyle bana bakıyordu.

Yanına giderek sımsıkı sarıldım.

"Hosgeldin."

"Hoş buldum." Dedi gözlerime bakıp burnumun ucundan öperek.

"Öğrenci nişanlım."

" Şunu söyleme tuhaf hissediyorum."

"Tamaam, nasıl geçti okul. "

"İyi. Hatta eski kafa birileriyle bile tanıştım. Zengin şımarık kız takımı."

Birlikte aşağı inerek Kerem ve Gülce'nin gelişini salondaki koltukta Ferman'a sarılı şekilde bekledim.

Ben okulda yaptıklarımı anlatırken Ferman iş ve iş dünyası ile ilgili tüyolar veriyordu. Malûm ilerde lazım olacak.

Kerem'in:
" Ooo çifte kumrular." Demesiyle bir anda fırlayıp kenara oturdum.
Gerçekten utanmıştım.

Ferman:
"Ne var lan zevzek.
Hem nerdesiniz siz. Birdaha bu kadar gecikirseniz beklemeyiz ona göre."

" Abi sınav notları için kütüphaneye gittik."Dedi Gülce.

"İyi madem. Hadi yemeğe.
Birlikte geçen güzel bir akşam yemeğinden sonra odalarımıza çekildik. Biraz ders çalışacak sonra da yatacaktım.

Ama konu bir türlü kafama girmedi.
Bende kalkıp Ferman'ın odasına gittim.

Önce kapıyı tıkladım.
Sonrada cevabı beklemeden içeriye girdim. Ferman odada değildi.
Banyodan gelen seslere bakılırsa banyodaydı.
Beklemekle gitmek arasında kaldım.
Bir süre düşünüp gitmeye karar verdim.
Tam kapıyı açacakken arkamdan Ferman'ın beni tutmasıyla gerisin geri gelip Ferman'a çarptım.

"Aslı. Hayırdır." Dedi.
Yüzünde çarpık bir gülümseme vardı.

"Şey... dersle ilgili birşey soracaktım ama vazgeçtim. Ben hallederim." Dedim kapıya yönelerek. Ama bırakmadı.

"Gitme." Dedi. Arkamdan kollarıyla sararak.
"Bu gece yanında kal.
Özledim kaç gündür doğru düzgün görmüyorum seni."

"Ne.. kalmak mı. Sa..saçmalama." Dedim.

Ferman tek hamlede beni kucağına alıp yatağa bıraktı. Sonrada yanıma yattı.
"Ferman ne yapıyorsun saçmalama."
Dedim. Sinirli ve tedirgin çıkan sesimle.
Koluyla beni yana doğru devirdi.
Kolunun altından çıkmaya çalışırken.

"Rahat dur Aslı. Sadece uyumak isyiyorum. Yanımda ol kokunu özledim. "

Ferman'a baktım kendinden geçmiş gibi kapalıydı gözleri. Belliki yorgundu. Çaresiz, sessizce ve arada mesafe bırakarak bende gözlerimi kapattım.

*****
Sabah uyandığımda nefes alamadığını farkettim.
Nedenine baktığımda arkamdan bana satılmış resmen beni kendine yapıştırmış bir adet Ferman vardı.
Bütün bedenim onun bedenine değiyordu.
Anından attığım çığlıkla kollarının arasından fırlayınca birde yataktan aşağı düştüm.
Kahkaha atarak bana bakan Ferman'ın gülüşüne esir olmamak için hemen yerimden kalktım.

"Ne gülüyorsun be."Dedim , elimle belimi tutarken. Ayağa kalkıp odama geçtim sonra. Aynaya baktığımda kıpkırmızıydım.

"Adamla nişanlandın ama hala kızarıyorsun Aslı."

"Alev. " Dedim.
Alev di aylardır sesini duymadığım Alev.

"Nerdesin sen. Neden birden bire kayboldun."

"Artık bana ihtiyacın kalmıyor Aslı.
Zamanı geldiğinde benden tamamen kurtulacaksın. O zamana kadar böyle arada bir.
Kara kuleyle işler nasıl.
Nişanlandın ama hala utanıyorsun.
Biraz düzelseydin bari Aslı.
Neyse, sonunda üniversiteye başladın. Adım adım hayallerine gidiyorsun."

"Evet. Aaah. Geç kalıyorum."

Hemen üzerimi giyinip kapıyı açıp fırladım aşağı inen merdivenlerden koşarak inerken arkamdan,

"Aslı yavaş düşüp kıracaksın bir yerini."
Diyen Ferman ile yavaşladım.
Yanıma gelip gülümsedi.
Kulağıma eğilip sabahki o halin çok tatlıydı benim utangaç küçüğüm."

Fermanı ellerimle itip.

"Ya kaç kere söyleyecem.Yapma şunu Ferman." Dedim kırmızı suratla.

Belimden sarılarak,
"Seni kızdırmak hoşuma gidiyor."
Mutfağa birlikte girdik ama kimse yoktu.

"Esma teyze. Gülce ve Kerem nerede."

"Onlar erken çıktı oğlum.
Kerem kitap kütüphane gibi birşeyler dedi ama ben pek anlamam oğlum."

"Anladım Esma teyze tamam. "

Bizde hızlıca yiyip ev den çıktık.

Seni bırakayım diyen Ferman'a gülümseyerek.

"Ben kendi arabamla giderim"
Dedim halimden memnun.

O işe bende okula gittim.
Arabamı park ederek içeriye girdim. Tam sınıfa geldiğimde telefonumun olmadığını farkettim.
Arabada kalmıştı.

Saatine baktım. Derse 15 dk vardı. Hemen alıp dönerim diyerek hızla sınıftan çıkmıştım ki çarptığım şeyle gerisin geri düştüm.

Kafamı kaldırdığımda kaşları çatık bir erkek öğrenci bana bakıyordu.

"Önüne baksana kızım." Desede duymazdan gelip yerimde doğruldum.
Koşarak binadan çıkıp arabama gittim. Tam kapıyı açacakken fark ettiğin şeyle gözlerim doldu.
Okadar üzülmüştüm ki anlatamam. Ağlamamak için zor tuttum kendimi. Beyaz arabamın her yerinde çizikler vardı. Lastikleri delinmişti.
Yerde parlayan şey ile yere eğildim. Küpe parçasıydı mavi bir yonca.

Her kimse delil bırakmıştı.
Derin bir nefes alıp telefonumu da alıp hızla döndüm.
Derse girdim ama aklım arabamdaki çiziklerdeydi. Kim neden yapmış olabilir diye düşündüm durdum.

Ders biter bitmez hemen kameraları görmek için güvenliğe gittim


Ders biter bitmez hemen kameraları görmek için güvenliğe gittim. Ne dese iyi. Kameralar bozulmuş.
Yani yapan bilerek yapmıştı.

Yapacak bisey yoktu. Fermanı arayıp durumu anlattım. Önce bi köpürdü. Küfür üstüne küfürler etti. Güvenliklerden başlayıp kameralara kadar.

Sonrada, Tamam güzelim sen merak etme. Ben birilerini yolluyorum hemen.Çıkışta Zafer seni alır."

"Ben gelirim Zafer'e gerek yok."

"Olmaz. Zafer alacak itiraz yok."
Dedi ve cevap veremeden kapattı.

"Yahu bi dinleseydin."Dedim çaresiz bakarken telefona.

Yapacak bişey kalmamıştı.
Gözüm arkada arabama bakarak içeri girdim. Koridorda Jale ve ekibini gördüm. Yanımdan geçerken bana bakarak tam bir kaltak kahkahası atarak geçti.
O an farkettim kulağındaki küpeyi.

"Arabayı bu hale bunlar getirmiş Aslı. Nokta."

"Aynen Alev. "

"Arabasını yakalım derim.
İntikam pişiririz ateşinde."

"Saçmalama Alev. Okuldan atarlar. "

"Kızım hala anlama zorluğu çekiyorsun. Arkanda Dağ gibi Kara kule var."

"Olabilir ama ben her darda kalışımda ona koşamam Alev."

Kitaplarımı derslikten alıp kafeteryaya indim.
Bugün derse girsemde anlamayacağım için kendime bir kahve alıp masaya geçecekken aklıma gelen şeyle diğer masaya geçtim. Jale'nin tapulu malı gibi gördüğü masaya.

Çantamı bir sandalyeye kitaplarımı diğerine kendimde üçüncü sandalyeye oturdum. Bugün buraya kimse oturamayacaktı.

Az sonra gıcık üçlü gelerek masanın önünde durdular. Çantaya kitaplara ve bana baktılar.

"Hey burası benim masam boşalt."

"İsminin yazdığını görmüyorum."

"Buranın benim oldugunu herkes bilir."

"Ben bilmem."

"Bana bak." Dedi yanındaki.
Güya tehdit eder şekilde.
Ama yemezler.

Ayağa kalkıp ellerimi masaya dayadım.

"Arabama sen hasar verdin değilmi."
Çarpık bir gülümseme ile bana baktı.

"Ne arabası. Benim senin basit
tosbağanla ne işim olacak be. "

"Öylemi. Ben sana arabam tosbağa demedim. Bu bir.
Arabamın yanında bunu buldum"

Dedim küpeyi göstererek. "Bu iki."

Anında eli kulağına gitmişti. Sonrada hızla küpeyi almak istesede vemeyip cebime koydum.
Daha iyi delilmi olur. Ayrıca kantin kamerası bizi ve doğal olarak Jale'nin tepkilerini kaydetmişti.

"Sana,bana bulaşma demiştim." Dedim, öne doğru yaklaşarak fısıltıyla konuşuyordum.

"Bu son uyarım. Yoksa arabanı cayır cayır yakarım. Hemde sen içindeyken. Bu da üç. "

Jale gördüğü şeyle gerçekten korkmuştu. Çünkü son cümleyi söyleyen Alev di ve Jale gözlerinin nasıl değiştiğine şahit olmuştu.

Anında bir adım geri giderek. "Gidelim." Dedi.
Arkasından keyifle baktım.

"Alev senden korkulur.
Kız altına yapacaktı nerdeyse."

"Haketti."

Onlar uzaklaştıktan sonra keyifle bir kahve içerim artık diyerek kendime bir kahve aldım.
Kahvemden de büyük bir yudum alıp gözlerimi kapratarak tadını çıkararak yuttum. Diğer masadaki kızların konuştuğu şeyle birden dikkatim o yöne kaydı.

"Hey kızlar duydunuzmu. Yarınki seminere ünlü iş adamı Ferman Demirdağ geliyormuş."

"Öylemi son ana kadar belli değil diyorlardı."

"Evet ama belli olmuş. Dilek hoca söyledi."

"Kızlar ben o adama aşığım.
Çok yakışıklı karizmatik kaslı tam bir erkek."
Ağzımdaki kahveyi yutarken nerdeyse boğulacaktım.
Ölmeden yuttuğum kahveden sonra. Dahada kulak kesilip dinlemeye devam ettim.

"Kızım o bizim gibileri beğenirmi.
Her gece başka bir kadın varmış hayatında. Öyle herkese bakmazmış.
Uzun boylu alımlı bakımlı seksi kadınlardan hoşlanıyormuş."

"Hayır ya yalan o laflar."

"Yarın geldiğinde mutlaka bir aşk mektubu vermeliyim ona. Belkide bir şansım olur."

"Ya ne demezsin. Benden sonra belki."

"Aslı bu kızlar kudurmuş. Seninkini yarın parçalar bunlar.
Ferman ne zamandan beri hergün başka bi kadınla birlikte."

Bir kızlara bir söyledikleri özelliklere birde kendime baktım.
Beni yine bir gülme aldı. Bir yandan kahkaha ile gülüyor bir yandan çantamı topluyordum.

En son kızların yanından geçerken.

"Kızlar boşa hayal kurmayın. Ferman Demirdağ'ın başı bağlı."Dedim hala gülerken.

Sonrada diğer ders için merdivenlere doğru giderken yine Jaleyi duydum. Sesi bir üst merdivenlerden geliyordu. Demek merdivenlerde oturuyorlardı.
Aralarında konuşurken Ferman'ın ismi geçince hemen dinlemeye geçtim.
Ben alt merdivende olduğum için beni görmemişti. Merdivende durarak dinlemeye başladım.

Jale:

"Kızlar duydunuzmu? Yarınki seminere ünlü iş adamı Ferman Demirdağ geliyormuş.
Bugüne kadar hiç bir yerde konuşma yapmamış.

"Nasıl ikna ettiler acaba."

Kızım adam çok yakışıklı karizmatik akıllı süper bişey. Tam bir erkek. Onunla bir...

"Hey ne yapıyorsun. Casuslukmu?"

Duyduğum sesle arkamı döndüm. Bugün çarpıştığım çocuk ve yanında arkadaşı.

"Git başımdan zaten duyamıyorum." Dedim gözlerim ve dikkatim üst katta.

"Birde sen engel oluyorsun."

"Ne o yoksa sende şu Ferman Demirdağ hayranlarındanmısın.
O kart herifte ne buluyorsunuz anlamadım."

"Kart?"

"Yani yaşlı. "

"Yaşlı.?"

"Kızım sende anlama kıtlığı mı var.
Boş ver o adamı ve ona hayran o salakları.
Tanışalım. Ben Cenk.
Bugün seninle çarpıştığımızdan beri
seni aramadığım yer kalmadı."

Yönümü Cenk' e döndüm.
Cenk yanındakine bakışlarıyla uzaklaş işareti yaptı.

"Neden özür mü dileyeceksin."

Bir kahkaha attı.

"Hayır tabiki.Seninle tanışmak için. "

"Sebep. "

"Çok tatlı ve güzelsin. Çok hoşuma gittin. Seninle arkadaş olmak istiyorum ne dersin. Emin ol benle çıkan kızlar çok mutlu olurlar."

Yüzüne igrenerek ve sinirle baktıktan sonra hiç cevap vermeden yanından geçip gitmek istedim ama kolumdan tutunca kıpırdayamadım.

"Çek elini geri zekalı."

"Cevap vermedin güzelim."

Eli hala kolumdaydı.
Cevabım... Dedim ve en sertinden bir tekme geçirdim kasıklarına.

Kolumdan çekmek zorunda kaldığı eliyle kasıklarını tutarak,

" Seni or***u." Dedi, dişlerinin arasından.

"Her kuşun etine ağzın sulamasın pislik. "Dedi tekmeyi geçiren Alev.

"Aslı hadi gidelim burdan ben bunu boğmadan."

Son derse de giremeden gün bitince kendimi bahçeye attım.

Zavallı arabamın yanına giderek. Duvarın üstüne oturdum.
Benden sonra diğer öğrencilerde çıkmış arabası olanlar ve tabiki Jale arabasının yanına geliyordu.
O sırada RangeRover ile gelen Zafer'i gördüm.
Arkasında da Bir çekici.
Jale olduğu yerde şaşkın aval aval bana bakıyordu.

Zafer arabadan inerek yanıma geldi.

"Aslı kardeş abi benimle geleceğini söyledi."

"Evet." Dedim Jale'ye bakarak.
"Birileri arabamın lastiklerini patlatmış."

"Hallederiz." Dedi Zafer de Jale'ye bakarak.
Eliyle çekicideki adamlara işaret verince.
Adamlar hızla araçtan inerek 10 dakikada arabamı çekiciye yükledi ve gitti.
Zafer:
" Aslı kardeş gidelim."

Diyerek kapıyı açtığında arkamı dönüp Jale'ye baktım tekrar. Anlamaz şekilde bana bakıyordu.

Ne düşündüğünü biliyordum. Bu fakir nasıl bu arabaya ve korumaya sahip.

*****
Zafer:
"Aslı kardeş.Abinin yanına gidiyoruz."

"Neden."

"Ben bilmem. Sormamda abi söyler ben yaparım."

"E iyi bari gidelim. Zaten soracaklarım vardı."

Ferman'ın odasına çıktığımızda Zafer'in kapıyı açmasıyla içeri girdim. Ferman kafasını leptoptan kaldırıp bana baktı. Sonrada ayağa kalkarak yanıma geldi.
Bana sarılıp saçlarımı koklayıp önce alnımdan sonrada burnumun ucundan öptü.

"Hoşgeldin güzelim nasılsın. "

"İyiyim. Sadece arabama üzüldüm."

"Sen merak etme hallederler."Dedi.
2 gün sonra yine kapıda olur.
Adam yollayıp kim neden yapmış bulacağım."

"Gerek yok. Ben zaten biliyorum."

"Öylemi." Dedi. Tek kaşı havada bana bakarak.

"Üst sınıflardan bir kız. Kendini bişey sanıyordu bende ona biraz dinlenince ceza olarak yaptı sanırım.
Üstünde durmaya gerek yok. Sorunsuz bitirmek istiyorum okulu."

"Nasıl istersen. Ama bi aksilik olduğunda hemen söyleyeceksin."

"Tamam. Hem bu arada bugün birşey daha öğrendim.
Neden seminere geldiğini bana söylemedin."

"Son anda oldu. "

"Okuldaki bütün kızlar aç kurt gibi senin gelmeni bekliyorlar biliyormusun.
Hem bugün senin hakkında neler konuşuyorlardı bilsen."

"Ne."

"Yakışıklı karizmatik her gece başka bir kızla olan kaslı tam bir erkek.
Bütün kızların dilindesin."

Bunları söylerken kıskandığımı belli etmemeye çalışsamda yüzümden kesin anlamıştı.

"Ayrıca erkeklerde senin için kart diyorlar."

İşte bunu gülümseyerek söylemiştim.

"Hahahahaha. "Ferman'ın kahkahasıyla ona döndüm. Bu adam neden bu kadar güzel gülüyor yaa.

"Gerçekten mi.
Demek yakışıklı karizmatik hergün başka bir kızla ve kart.."

"Peki sen ne düşünüyorsun?
Benim için asıl önemli olan sensin." Dedi bana sarılıp kendine çekerek."

Gözlerimi gözlerine kilitledim. Hiç birşey diyemedim. Sadece aşkla baktım.

Kapının tıklamasıyla hemen ayrıldım kollarından.

"Gel." Dedi Ferman sinirli şekilde.
Benden ayrılmak zorunda kalmıştı ve memnun olmamıştı.

"Efendim istediğiniz dosyaları getirdim."

" Tamam. Masaya bırak." Dedi sinirliydi hala.

Kız çıktıktan sonra.

"Hadi gidelim." Dedi dosyaları çantasına hızlıca atıp.
Birlikte gittik eve.
Birlikte yenen yemek ve güzel bir sohbet içilen kahvelerden sonra herkes kendi odasına çekildi.

************************************
Bölüm sonu canlarım.
Hepinizi seviyorum.
Oy ve yorumlar itina ile alınır.








 

Loading...
0%