Yeni Üyelik
68.
Bölüm

🔥D.68 Seminer

@azamet_29_2

Saatin alarmıyla uyandığımda sabahın 7 siydi.

Hemen kalkarak önce banyoya girip işlerimi hallettim.
Üzerimi giyip çantamı hazırladım. Hızlı adımlarla aşağı inerek mutfağa girdim.

Kahvaltı hazır,Gülce ve Kerem masada beni bekliyordu.

"Günaydın yengecim."

"Gü..Günaydın Kerem."

Hâlâ alışamadım şu yenge kelimesine.

"Günaydın Aslı'cım."

"Günaydın Gülce."

"Ferman nerde."

Kerem:
"Bugün yoğun olduğu için erken çıkacağını söyleyip fırladı gitti."

"Anladım."

" Yani bugün bizimle geliyorsun yengecim.
Senin tosbağa sabote olmuş. O tos tos gelene kadar bizimle geleceğini söyledi abim."

"Evet yaa. Şımarık kızın biri arabama saldırdı. İnanırmısınız içim acıdı onu öyle görünce.

Gülce:
"Evet bazı insanlar üniversitede de olmasına rağmen ana okulundaki çocuklar gibi hareket ediyor.
Bu arada nasıl, okula alışabildin mi?"

"Evet, bir kaç manyak arkadaş bile bulduk. Değilmi Aslı."

"Bence onları sen çekiyorsun Alev."

"Olabilir ne diyim çekici bir kişiliğim var."

"Evet alıştım." Dedim,Gülce'ye bakarak.

Bu arada uzun zamandır ortaya çıkmayan Alev'in yeniden ortaya çıkmasından kimseye bahsetmiyorsun. Çünkü Alev'i duyunca evdeki herkes bi tedirgin oluyordu.

"Artık çıkalım mı geç kalmayalım."

"Olur."

Kerem ve Gülce ile birlikte evden çıkıp bizi bekleyen Sefer'in olduğu arabaya bindik .

Kerem:
"Abim bugün sizdeymiş. "

"Bizdeymiş derken."

"Yani okula gelip seminer verecekmiş."

"Evet benimde sonradan haberim oldu. Okuldaki kızlar dört gözle erkekler kem gözle bekliyor."

"Tahmin ediyorum." Dedi Gülce gülerek.

"Abim ilk kez bir seminere katılıyor.
Daha önce hep reddetmişti.
Bu kez neden kabul etti acaba."

"Tabiki Aslı için ablacım, neden olacak."

"Benim için mi.? Ne alakası var."

"Var var.."

Kerem'in bana alaycı bakışları eşliğinde okula geldik.
Ben indikten sonra onlar devam etti.

Çantam elimde bahçeye girerken Jale ve yağcılarını gördüm.
Başka bir arabadan indiğimden olsa gerek yine acayip acayip baktılar.

"Sonrada yanımdan geçerken.
Artık otostop çekmeyemi başladın." dedi Jale.

Arkamı dönüp sinirle baktım ve yoluma devam ettim.
Ama koridorda bana doğru gelen Cenk'i görünce bozulan keyfim dahada bozuldu.
Dün onu iki büklüm bırakmıştık.
Ve şuan bana bakışlarını hiç beğenmemiştim.

Hızlı adımlarla yanıma doğru gelmeye başlayınca bir an korkmadım değil.
Onu görmemiş gibi yapıp hızlı adımlarla yoluma devam ettim.
Yinede arkamdan yetiştip kolumdan tutarak beni kenara çekerek,

"Nereye böyle tatlı kız. Bi selam bi günaydın yokmu?"

"Ne selamı be uzak dur defol yanımdan." Dedim kolumu hızla çekerek.

" Canın tekmemi istedi yine."

"Seni vahşi kedi.
Zor kızları severim. Bu halin seni dahada çekici yapıyor. Ve ben bu hâline bayıldım." Dedi yüzünde iğrenç bir sırıtış vardı.

"Gel benim kızım ol seni çok mutlu ederim. "

Sonunda bardak taşmıştı.
Bir adım geri gelip en sertinden bir tokat attım yüzüne.
Attığım tokatla yüzü yana dönerken etrafımızdakilerden, "Ooouuuu." Diye sesler geliyordu.

"Bana bak igrenc pislik. Ben senin tanıdığın kızlara benzemem.
Bir daha bana yaklaşma. Konuşma. Yanıma bile gelme. Seni pişman ederim."

Dedim arkamı dönüp sınıfa doğru giderken.

"Benden bu kadar kolay kaçamazsın bebeğim. Yine görüşeceğiz vahşi kedi." Diye arkamdan bağıran Cenk'i duymazdan geldim.

"Şu hale bak. Edebimizle okuyalım dedik geldi bela beni buldu yine.
Pislik. Okul mu kahve mi belli değil.
Oturup oturup gitmek içinmi geliyor bu çocuklar buraya."

Sinirle sınıfa attım kendimi.
Yerime oturup not alacağım defteri masama çıkardım.

"Buraya oturmanın sakıncası varmı."

Duyduğum sese döndüm.
Ilk kez gördüğüm bir öğrenci kız bana bakıyordu.

"Tabi.. "

"Merhaba benim adım Elif. "

"Bende Aslı. Seni ilkkez gördüm."

"Evet maalesef raporluydum. Trafik kazasında bacağımı kırmıştım. Dersleri geriden takip etmek zorunda kaldım. Ama sonunda gelebildim."

"Çok geçmiş olsun."

"Teşekkür ederim."

"Şey neden o kadar yer varken yanıma oturmak istedin."

Kız sınıfa bakarak

"Bilmem sanki en rahat bura gibi geldi. Erkek öğrencilerle pek anlaşamıyorum. "

"Anladım galiba bende." Dedim önüme dönerken.
O sırada sınıf duvarındaki afiş dikkatimi çekti..

Ferman.?
Doğruya bugün öğlen seminer için gelecekti. Her sınıfa bu afişten takılmıştı büyük ihtimalle.

"Bugün seminermi vardı." Dedi Elif benim baktığım yere bakarak.

"Evet öyleymiş." Dedim resme bakarak.

Hocanın gelişi ile derse başladık. Konuları dinlerken not almaya dikkat ediyordum.
Elif'e baktığımda onunda not tuttuğunu gördüm. Bu notlar ilerde çok işimize yarayacaklardı. Ders bittiğinde kitaplarımı ve defterlerimi toplayıp sınıftan çıkarken,

" Elif sonraki dersim boş.
Öglene kadar başka dersimdr olmadığı için kahve alıp bahçeye çıkacağım. Sende gelmek istermisin."

"İsterdim ama ögrenci işlerine uğramam lazım."

"Tamam o halde görüşürüz."

Ben semineri bahçede bekleyecektim.
Elif'ten ayrılıp koridora çıktım. Kafeterya ya ilerlerken yine o afişi gördüm duvarda.
Önünde durdum.

Ünlü iş adamlarından Ferman Demirdağ bugün okulumuzda gençlerimizin sorularını yanıtlayarak
iş dünyası ile ilgili merak edilenlere cevap verecek.

Tam olarak böyle yazıyordu.
Elimi afişe doğru uzattım gayri ihtiyari. Yüzüne ve saçlarına dokundum. Arkamda duyduğum ses,

"Ooo. Bakıyorum sende onun hayranlarındansın.
Ama hiç boşa heveslenme.
Sen bu okuldaki inek öğrencilerden birini bul kendine. O senin gibilere bakmaz. "

"Öylemi. Peki kimlere bakar."

"Benim gibilere yada bana bakar."

"Gerçekten mi."

"Evet. Onun hayalini kuruyorsan vazgeç. Ben bugün bu okulun tarihine geçeceğim.
Ona çıkma teklif edeceğim."

"Ne.?"

"Evet doğru duydun. Onun bana teklif etmesini beklemeyeceğim. Ben ona teklif edeceğim."

Bir anda kahkaha atarak gülmeye başladım.
"Onun sana teklif edeceği ne bellide sen önce davranacakmışsın.
Allah'ım birde bize deli diyorlar. Bence sende delisin.
Bana bak silikonlu boş hayaller kurma boş kafanda."

Dedim çantamı kolumdan alıp sırtıma takarak.

"Ferman Demirdağ'ın başı bağlı onun bir sevdiği var." Dedim gülümseyerek.

"Yalan söylüyorsun." Dedi sinirle ve ekledi.

"Sen nereden biliyorsun."

"Biliyorum çünkü o benim."

Bu kez Jale kahkaha atmaya başladı. Hemde yanındakilerle birlikte koro halinde.

"Aslı şunun ağzının ortasına çakmak istiyorum."

"Sakin ol Alev yeri değil."

Gülmekten konuşamayan Jale.

"Sen. Sen.. Senmi. Kızım sen kim o kim. Aranızda gezegen farkı var ayol.
O dünyalı sen uzaylısın be."

Sinir katsayım daha da artarak oradan ayrıldım.

"Teklifi etde o zaman görürüm seni."

Dedim yanından ayrılırken.
Kafeteryaya inip bi kahve aldım kendime. Ancak bu sakinleştirir beni şuan.
Sonrada bahçeye çıkıp çimenlere oturdum. Burayı kazanmadan önce, üniversite bahçesinde çimenlere oturarak ders çalışan sohbet eden öğrencileri gördüğümde gerçekten özenerek bakardım. Şimdi bu şekilde burada ders çalışıyor olmaktan gerçekten mutluydum. Ve sonuna kadar tadını çıkaracaktım. Önce kahvemi yanıma yere koydum.
Sonrada defterimi çıkarıp notlarıma göz atmaya başladım.
Ne kadar orada durdum farkında değilim ama bahçedeki hareketlilikle kendime geldim.

Herkes gelenleri görmek için bahçeye doluşmuştu. Kim olduğuna bakmak için ayağa kalktığımda Sefer ve Ferman'ı gördüm.

Ferman üzerindeki takım elbisenin içinde inanılmaz yakışıklı bir manken edasıyla yürüyordu.

Okuldaki bütün kızlar hayran şekilde bakarken erkeklerin kimisi hayran kimisi ölümcül bakışlar atıyordu

Okuldaki bütün kızlar hayran şekilde bakarken erkeklerin kimisi hayran kimisi ölümcül bakışlar atıyordu.
E kıskanılmak böyle bişeydi.

Ferman etrafındaki kalabalığı korumaların yardımı ile yarıp geçerek binaya girdi. Saate baktım zaman yaklaşmıştı. Herkes tekrar binaya girerek seminerin oldugu amfiye gitmeye başladılar.

Bende yavaş adımlarla arkadan giderek içeri girdim.
Amfiye geldiğimde en öndeki yerlerin dolduğunu gördüm ve hepside kızdı. Kendime ortalarda bir yer bakarken Elifi gördüm.
Bana zıplaya zıplaya el sallıyordu.
Benim için yer tutmuş.

"Ay bu kızı sevdim ben Aslı."

"Alev sen birilerini sevebiliyormuydun yaa." Dedim otururken.

"Teşekkür ederim Elif."

"Rica ederim."

Ferman'ı ilk kez bir konuşma yaparken izleyecektim. Heyecanla beklemeye başladım.
10 dakika kadar sonra bir hoca gelerek. Hepimize hitaben,

Sevgili öğrenciler bugün başarılı iş adamı Ferman Demirdağ konuğumuz olacak. Kendisi yoğun olmasına rağmen bizi kırmayıp davetimizi kabul etti.

Lütfen okulumuzu ve kendinizi rezil edecek hareketlerde bulunmayın. Özellikle adı çıkan bir kaç arkadaşınıza söylüyorum.
Eminim onlarda burada.

"Eveet buradayım hocam. Bizde sizi seviyoruz." Dedi sesli şeklide gülerek.

Duyduğum sesle arkamı döndüm.
Cenk denen geri zekâlıydı bağıran.

"Söylediğimi anladım umarım."

"Siz merak etmeyin hocam. Sizi rezil etmem."

"Tam bir geri zekalı. Bu Cenk üniversiteyi nasıl kazanıp gelmiş anlamdım." Dedi Alev bu kez.

"Aynen benden uzak olsun da ne hali varsa gördüm. Pisliğin teki." Dedim önüme dönerek.

Bir kaç dakika sonra kapı açıldı ve Ferman içeri girdi.

Tahtanın önüne geçtiğinde herkes ona bakıyor aralarında fısır fısır konuşuyorlardı.

Hoca Ferman'a dönerek,

"Bizi kırmayıp geldiğiniz için teşekkür ederiz." Dedi.

Ferman:

"Bende burada olmaktan memnun oldum. Gençlere bir nebze birşeyler öğretebilirsem ne mutlu."

Hoca,"Buyrun lütfen."

Dediğinde Ferman bize döndü. Öncelikle bütün öğrencilere dikkatle baktı.

"Merhaba gençler. Adım ki zaten biliyorsunuz.
Ferman Demirağ.

Demirdağ Holding 'in sahibi yöneticisi ceo su. Sizlerle bir arada olmaktan gerçekten çok mutlu oldum. Bugün burada sorduğunuz sorulara elinden geldiğince cevap vereceğim. Aklınıza gelen her şeyi rahatlıkla sorabilirsiniz."

Elini kaldıran bir öğrenci.

"Ferman Bey ne zamandan beri bu işin içindesiniz."

"Çok uzun zamandır."

"Genç yaşta mı geçtiniz şirketinizin başına ve neden."

"Evet gençtim. Çünkü anne ve babamı aynı anda talihsiz bir şekilde kaybedince babamın yerine geçerek devam etmem gerekti."

"Teşekkür ederim." Dedi öğrenci ve oturdu.

Sonra başka öğrenciler tek tek soru sormaya başladı.

Ferman her birine en anlaşılır şekilde cevap veriyordu.
Hiç kimseyi terslemeden en kibar şekilde anlatıyordu.
Hatta öğrencileri şirketini görüp her şeyi yerinde öğrenmeleri için davet bile etmişti.

"Ferman Bey bu işte iyi nasıl olunur."
Soru erkek öğrenciden geldi.

"Bence planlı programlı çalışma ve azim. Birazda şans.
Bir de boş zamanlarınızı iyi değerlendirin. Hem zihninizi hem bedeninizi dinç tutun. Naçizane satranç oynamanızı öneririm.
Karşıdaki rakibinizin ne yapacağına dair geliştiren bir zeka oyunu. Ve çok faydalı.
Hatta turnuvalar yapın aranızda. Davet ederseniz bende gelebilirim. "

Başka bir öğrenci, "Düşmanınınız varmı. "

"Sanırım rakip demek istedin delikanlı. Evet bir çok rakibim var.
Bu işte her zaman rakipleriniz olur."

"Ferman Bey ne kadar zenginsiniz."

"Oldukça."

"Kızlardan biri atladı. Ferman Bey kaç yaşındasınız."

"30. "

"Nasıl bu kadar fit ve yakışıklı olabiliyorsunuz."

"Al işte tam bir mal değneği.
Sordugu soruya bak. Sanane kız benim nişanlımın nasıl fit oluşundan yakışıklı oluşundan."

Sinirle baktım soruyu soran kıza.

"Aslı kız ne bilsin senin nişanlın olduğunu. Bence artık duyur herkes bilsin. Hem bende yüzlerine bakar bakar eğlenirim."

Ferman:

"Teşekkür ederim küçük hanım.
Her ne kadar benim kart olduğumu düşünen gençler de olsada beni yakışıklı bulmanız beni gerçekten memnun etti.
Özel olarak birşey yapmıyorum. Hayat tarzımdan kaynaklı olabilir." Dedi gülümseyrek.

"Gülme be adam burdan eve kadar kuyruk olacak bu kızlar." Dedi Alev sinirli şekilde.

"Valla haklısın Alev."

"Ferman Bey. " Duyduğum ses Jale'nindi.

"Ferman Bey. Sevgiliniz varmı?"

Ferman önce başını kaldırıp amfideki bütün öğrencilere göz gezdirdi.

Sonra Jale'ye döndü.

"Hayır bir sevgilim yada kız arkadaşım yok." Dedi.

O an kocaman gözlerle ona baka kaldım. "Na.Nasıl. Bu ne demek.."

O an kendimi bir boşlukta hissettim. Dizlerimin bağı çözüldü.

"O zaman benimle çıkarmasınız."
Kurduğu cümleyle, amfideki herkes , ya oooo yada yuuh diye bağırdı.

Ne? Bu..Bu..Kız ne Dedi. Ne dedi o az önce. Şok olmuş sadece bir kıza bir Ferman'a bakıyordum. Gerçekten de söylemişti. İnanamıyorum ya.

Ferman bir süre kıza baktı.

"Çok tatlı ve hoş bir hanımsınız. "

Jale duyduğu şeyle o kadar mest olmuştuki nerdeyse yerden yükselecekti.

Ferman devam etti.
"Buradaki gençlerin hepside birbirinden yakışıklı.
Eminim sizin gibi hoş bir küçük hanıma karşı boş olmayan bir delikanlı vardır. Şansınızı onunla deneyin.
Evet sevgilim veya kız arkadaşım yok.
Ama deli gibi sevdiğim ve beni deli gibi seven bir nişanlım var. Hemde bu okulda."


Dediği anda bakışları beni buldu kısa bir an. Bende aptal bir aşık olarak öylece mest olmuş şekilde baka kaldım."

"Evet gelecekteki eşimde bu okulda okuyor."

Bir ugultu koptu. Kızlar kendi aralarında erkekler kendi aralarında konuşmaya başladılar.

Hoca araya girerek.,

" Evet çocuklar 1 saatimiz doldu herkes çıkabilir."

Ferman önden çıktıktan sonra öğrencilerde arkadan çıkmaya başladı. Bir süre öylece boşluğa bakıp Ferman'ın söylediği şeyi düşündüm gülümseyerek. Elif'in beni dürtmesinden sonra bende yavaş yavaş inerek kapıya yöneldim.

Dışarı çıktığım da Ferman yoktu. Etraftada görünmüyordu. Büyük ihtimalle eve gitmek için yola çıkmıştı. Elif'e tekrar teşekkür ettikten sonra çantamı omuzuma atıp çıkışa yöneldim.

Telefonumu çıkarıp Ferman'ı aramaya karar verdim.
Neredeydi, nasıl bukadar hızlı çıkmıştı. Ve beni korkutmasının hesabını verecekti. Telefonumu açarak kendine gelmesini izleyerek yürüyordum. Açılınca şifreyi girdim.

Sonra da arama tuşuna basarak kulağıma götürdüm telefonu.

Ama başımı kaldırdığımda aramama gerek kalmamıştı. Çünkü çıkışta arabanın yanında kızlarla konuşurken görmüştüm.
Telefonu kapatıp cebime koyarak ona doğru yürümeye devam ettim.

Yaklaştıkça kızların konuşmalarını daha net duyuyordum.
Jale:
"Ferman Bey sizi bir daha ne zaman görürüz." Diye sordu.

Yanına yaklaşıp, "Görüp ne yapacaksın Jale'ciğim." Dedim,hemen yanında durarak.

Anında bana dönüp baktı. Ferman'da tabi.
"Sana söylemiştim."

Dedim gözlerimi Ferman'a dikip.

"Onun başı bağlı. O benimle."Dedim gülümseyerek.

Ferman sol kolunu kaldırarak,

"Merhaba güzelim."Dedi.

Kolunun altına girerek," Merhaba." Dedim. Ferman alnımdan öperek "Günün nasıl geçti."

"Seni görünce daha iyi oldu."Dedim beline sarılarak.

Jale'nin şuanki bakışları görülmeye değerdi.
Kıskançlıktan gözleri kızarmıştı.
Ve bu beni nedense çok iyi hissettirmişti.

Ferman araya girerek.
" Gidelim mi güzelim." Dediğinde,

"Görüşürüz kızlar." Dedim imali şekilde.

Ferman ile birlikte arabaya binerken karşıdan bana bakan bir çift siyah göz gördüm.
O kadar soğuk bakıyorduki üşüdüğümü hissettim.

Cenk'ti bakan.

 

Loading...
0%