@azamet_29_2
|
Hemen yanına eğilip cebindeki telefonunu aldım. Açtım. Ama şifreliydi. "Allah belanı versin Cenk." Telefonu çekerek korkuyla ayağa kalktım yanından. "Aslı kaçalım. Oyalanma." Alev'in sözleriyle kendime geldim. Telefon elimde önce salona sonrada kapıyı açarak evden dışarı fırladım. Ayağımdaki zincire güvenip kapıyı kilitlemiş ama anahtarı almamıştı. Buda benim şansımdı. Evden çıkar çıkmaz gökyüzüne baktım. Sonrada bahçe kapısından çıkarak etrafıma baktım. Karanlıkta ayın izin verdiği ışık kadarıyla gördüğüm bu evden başka bir ev yoktu. Etrafa bakarken evin yanında kocaman bir üzüm bahçeside gördüm. Demekki burası bir bağ eviydi. "Aslı alık alık bakma. Kaç gelecek şimdi. " "Alev haklıydı." "Aslıı! Hem konuşuyor hemde arkamdan geliyordu. Ne yalan söyleyim korkmaya başlamıştım. Elinde sopa, yüzü kan içinde biri karanlıkta kimin arkasından giderse gitsin o kişi korkardı. Böyle olmayacak ağaçların arasına girerek izimi kaybettirebilirim belki. Ağaçların arasına girerek ilerlemeye devam ettim soluk soluğa. Bu düşüncelerle koşarken arada bir de arkama bakıyordum. "Aslı benden kaçamazsın. Bir yandan etrafıma bakıyor bir yandan sesin geldiği yönün tam zıttı yöne doğru gidiyordum. Cenk yine bağırarak. "Aslı beni duyuyorsun biliyorum. Lisedeki kız varya. Hani bana ihanet eden. Bir anda yerimde durdum. Arkamı dönüp ağaçların arasına baktım. "Bu ormanda bir yerde. Duyduğum şeyle kanım dondu. Gözlerimin dolmasına engel olamadım. Sicim gibi yaşlar akmaya başladı. Cenk o..O kızı öldürmüş. İnanamadım. Bu kadarınıda beklemiyordum. "Hemen burdan çıkmalıyım..Hemen burdan gitmeliyim.. " Dedim, paniklemiştim. "Bulursa. Benide..." Önüme dönüp daha hızlı koşmaya başladım. Ama bir kaç adım sonra ayağımın yerdeki ağaç köküne takılmasıyla sendeleyip hızla yere düştüm. Q Sesimi duymamalıydı. Yerimden kalkarak aksayarak yavaş adımlarla yürümeye devam ettim. Arkamı kollarken aniden çarptığım şeyle sendeledim. O anki korkuyla yüksek sesle bir çığlık attım. "Sana söylemiştim. Seni bulurum demiştim." Dedi. Bakışları bacağımı buldu. "Gördünmü güzelim sadece kendini yaralamakla kaldın. "Hayır seninle gelemeyecem. Defol git, rahat bırak artık beni." Dedim arkamdaki ağaca dahada sinerek. Kolumdan tutarak beni kendine doğru çekerken ben ise kendimi geriye doğru çekiyordum. "Gelmeyeceğim dedim. Bırak. Seni katil. Senden nefret ediyorum. İğreniyorum,aşağılık mahlûk." Son cümle ile durdu bana dönerek gözlerime dikti bakışlarını. Gözlerimi araladığımda Cenk'in omzundan aşağı sarkmış sekilde eve giriyordum. Diğer tarafa giderek gözden kayboldu. Bir kaç dakika sonra elini yüzünü yıkamış gömleğini çıkarıp tişört giymiş sekilde, elinde ilk yardım kutusuyla salona geldi. Bense acıyla elimi bacağıma bastırmış oturuyordum sadece. "Rahat durda bacağına bakalım güzelim." Dedi. "Bana güzelim deme. Katil! " Dedim. Kutudan makası çıkartıp burnuma doğru uzatarak konuştu. "Rahat durmazsan canın daha fazla yanar."Dedi dişlerinin arasından. "Elindeki makası görünce sustum çaresiz. Sonra biraz geri çekilerek pantolonunun paçasını kanayan yaralı yerin üstüne kadar kesti. Kutudan alkolü alarak gazlı beze sürüp batan dalın etrafını sildi. "Bu dalı çıkarmalıyız. Yoksa mikrop kapar yara." Dediğinde gözlerim kocaman oldu. "Olmaz istemiyorum bırak." Dedim. Canım daha çok yanacaktı çünkü. "Aslı yer değişelim bu acıya sen dayanamazsın. " "Olmaz Alev. Seni öğrenirse daha büyük bela olur bu katil." "Aslı inat etme canın çok yanacak. " "Dayanırım gerekirse." Cenk. Yerde dizlerinin üzerinde elinde kanlı bez bana bakıyordu. Ellerini yere koyarak biraz daha yanıma geldi. "Neden." Dedi. Gözleri gözlerimde bana bakıyordu. O an fark ettim gözlerinde yaş vardı. Ağlıyormuydu? "Cenk." Dedim. "Bırak beni. Be..nn.. " Cümlemi tamamlayamadan Cenk'in sol elini ağzımın üzerinde hissetmemle bacağımdaki dal parçasını hızla çekti. "Bunu hakettin güzelim." Oldu. Sonra kendimi karanlığa bıraktım. Başka türlü dayanamazdım. ***** Aynı koltukta yatıyordum yine. Yavaşça ayağa kalktım. Kolumdaki saatime baktım. Öğlen olmuştu. Evin içine göz gezdirdim Cenk yoktu. Ayağa kalkmaya çalıştığımda başımın dönmesiyle yerime oturdum. "Günaydın uyuyan güzel." Duyduğum iğrenç sesle gece olanları hatırladım. Beni konuşturarak oyalamış ve beklemediğim anda o dalı hızla çekmişti. Adi pislik. Birde bunu hakettin demişti. Yanıma gelerek oturunca kendimi geriye çektim. " Yaklaşma bana. " Dedim. Sol kolunu koltuğun arka yerine atarak sağ eliyle çenemden sıkıca kavradı. Bugün buradan ayrılıyoruz.Artık hep birlikte olacağız sende inat etme artık kabullen. Bundan sonra benimsin. Sadece benim." Dedi dudaklarıma bakarak bana yaklaşırken. Cenk şaşkın geri çekildiğinde birkez daha bulandı midem. "Midem" Dedim ayağa kalkarak. Aksayarak olabildiğince hızlı mutfaktaki lavaboya attım kendimi. Midemdeki bütün safrayı çıkardım. Kusarken tezgahta farkettigim meyva bıçağını sol elimle alarak kolumun içine itekledim. Bir yandan da hala kusarak yine ağlıyordum. Her kusduğumda olduğu gibi. Mutfağa gelerek kapının önünden bana baktı Cenk. Bende ona bakıyordum. Kaşları çatıktı kızgın nefret dolu bir ifade vardı yüzünde. Ama, "Yoksa... Yoksa hamilemisin. Dediğinde anladım yüzündeki ifadenin nedenini. Kocaman açılmış gözlerimle baktım yüzüne. Yakama yapışarak bağırdı. "Sana bir soru sordum. Dahada sinirlendim bu şekilde hesap sorarcasına konuşmasına.. "Evet." Dedim. "Hamileyim." Söylediğim şeyle kıpkırmızı olmuştum. Yalan söylemiştim. "Sana inanamıyorum. Bunu nasıl..." "Sanane. Nişanlım değilmi? Evleneceğim adam değilmi? Sanane." Dedim bağırarak. Dahada vurguladım. O kadar nefretle bakıyordu ki bana. Aklıma o lisedeki kız geldi. Ya benide öldürmeye kalkarsa. "Önce burdan gideceğiz. Dediğinde gözlerim kocaman büyüdü. "Yeter artık ya.! Diye haykırdım. "Çünkü seni seviyorum dedim birkere. " Beni kolumdan tutarak birlikte evden çıktık. Yürüyemedigimi görünce beni tek hamlede omuzuna aldı. Tepe aşağı dururken debelenerek yumruklamaya başladım sırtını ama nafile. Hiç umursamadan arabanın yanına kadar gelince beni indirerek arabanın içine savurdu resmen. Motoru çalıştırıp gaza aniden ve hızla bastığında bir anda geriye gittim. Burdan yukarıya ana yola çıkacağız. Oradan da şehrin dışına çıkarak doğru Bodrum'a gideceğiz. "Hayır. Seninle hiç bir yere gelmiyorum. Gelmeyecegim. " Dedim, ana yola çıktığımızda. "Beni bu şehirden , sevdiğimden ayıramayacaksın. Ferman gelecek bulacak beni. Seninde canına okuyacak." "Bulabilseydi. Şimdiye kadar bulurdu. Bence senden vazgeçti." Bunu ruhumu acıtmak için söylüyordu. Bana umutsuzluk aşılamak için bilerek yapıyordu. Pes etmemi onunla gitmemi istiyordu. "Asla vazgeçmez." Dedim. Dedim koluma sakladığım bıçağı kolumdan sol elime doğru kaydırarak alırken. Sımsıkı tuttum sapını bıçağın. Sonrada bütün gücümle Cenk'in gaza bastığı sağ bacağına sapladım ve çevirdim. Canı öyle yansınki bacağının koptuğunu sansın. Aynı benim gibi. Cenk acıyla bağırarak eliyle bacağını tutarken iki elimle saçlarını tutarak kafasını direksiyona vurdum. O anda direksiyonun hakimiyetini kaybetti. Araba yolda bi sağa bir sola gidiyordu. Arabadan oda çıktı. Arkamdan koşarak bana yetişti. Oda benim gibi aksamasına rağmen bana yetişmişti Allah'ın cezası. ***** Yaşlı adamın tarif ettiği yöne doğru sürdük arabaları. Toprak ve virajlı yolda yarım saat kadar yol almıştıkki yolun sonunda ağaçlık bir bölge ,evler ve üzüm bağları göründü. Zafer de benim gördüğümü görünce abi bu o araba olmalı. "Zafer bas gaza yetişelim." Dediğimde Zafer dahada yüklendi pedala. O kadarki. Adamlarımın arabaları geride kaldı. Birden araba yolda sağa sola yalpalamaya başladı. Ne olduğunu anlamaya çalışırken. Arabanın içinden hızla inen kişi Aslı'ydı. Dahası o piç de aynı şekilde aksıyordu. O or***u çocuğu ona bişeymi yapmıştı. "Zafer bas gaza çek su itin arabasını yoldan." Dedim. Zafer gazı kökledi arabanın motor kısmına hızla çarpınca araba kenara savruldu. Yanından geçip kenarda durduk. O sırada o piç maalesef Aslı'ya yetişti. Hızla arabadan inerek belimdeki silahımı çıkararak bağırdım. "Aslı!" Aslı beni görünce hüzünle baktı. ***** Oda benim gibi aksamasına rağmen bana yetişmişti Allah'ın cezası. Karşıya baktığımda ise hayal olmasından korktuğum adamı gördüm. "Ferman..." Dedim. Gerçekten...Ferman'mıydı yoksa ben ateş yüzünden hayal mi görüyordum. "Aslı!" Duyduğum sesle emin oldum oydu. Gözlerimden yaşlar akmaya başladı. ***** "Cenk. Seni.. Or***u çocuğu bırak onu." Demeye kalmadı. Bacağına saplı olduğunu gördüğüm bıçağı bacağından çıkarıp Aslı'nın boğazına dayadı. "Bırak lan onu!" Dedim silahımı havaya kaldırıp ateş ederek. Aynı anda hem Zafer hem Sefer hem diğer adamlarım gelmiş. Hepside silahını Cenk'e çevirmişti. "Kimse ateş etmeyecek." Dedim yüksek sesle. "Uzak durun lan, yoksa onun boğazını keserim. " Diyen Cenk'e dahada yaklaşarak. "Ona dokunursan seni lime lime doğrarım piç herif." Dedim. Dişlerimin arasından. "Halkıymışsın Aslı. Bu adam gerçekten vazgeçmiyormuş. " Duyduğum şeyle Aslı'ya baktım. "Cenk. Aslı'yı bırak dedim sana!" " Hayır,madem bizi buldun sana canlı vermem onu. Aslı'ya baktım. Cenk'in kollarının arasında boğazına dayalı bıçakla bana bakıyordu. Aramızda on metre falan vardı. "Vur!" Duyduğum şeyle Aslı'ya baktım. "Vur Ferman. Onunla gitmektense ölürüm daha iyi. Duyduğum şey Cenk'e olan nefretimi dahada körükledi. "Demek benimle gelmektense ölmek daha iyi öylemi güzelim." Diyen Cenk'e baktım. "Sakın! Sakın bir daha ona öyle seslenme." Diye kükredim. "Cenk sana yemin ederim seni ölmekten beter ederim. "Onu duydun Ferman Bey! Ölürüm daha iyi dedi. O halde öl..." Cenk'in elindeki bıçağı havaya kaldırdığını gördüğüm anda tetiğe bastım. Yerdeki Cenk'in üzerine atlayıp yumruklamaya başladım. Suratının her yerini yumrukladım. Ben vurdukça o manyak gibi gülüyordu. "Ferman." Diyen Aslı'nın sesiyle yerimde doğruldum. Son kez bir yumruk daha attım. Cenk olduğu yere yığılıp kaldı. "Zafer al bunu sakın ölmesin. Ağlayarak bana doğru gelen Aslı'ya baktım dönerek. Bacağında ve elinde sargı alnında bandaj vardı. "Aslı. Aslı'm." Dedim sımsıkı sarılarak. "Ne oldu sana." Aslı bana sarıldı. "Ferman. Ferman." Dedi hıçkırığa hıçkıra ağlayarak. "Seni çok özledim. Birdaha göremeyeceğim sandım." Dedi ağlamaya devam ederken. "Aslı. Aslı.?" Aslı'yı hemen kucağıma aldım. "Zafer! Arabaya çabuk." Dedim. "Zafer bas gaza. Ateşi var. Yarası mikrop kapmış olmalı. " "Tamam abi" Dedikten sonra torpidodan soğuk su ve bez çıkararak verdi. "Abi bunu kullan şehirden uzağız. Hastaneye gitmemiz zaman alacak." Aldığım suyu beze dönerek Aslı'nın alnına koydum. Aslı yavaşça gözlerini açarak bana baktı. Ağlayarak, "Teşekkür ederim vazgeçmediğin için." *********************************** Eveeet sonunda bitti. |
0% |