Yeni Üyelik
72.
Bölüm

🔥D.72 Gitmesen

@azamet_29_2

Aldığım suyu beze dönerek Aslı'nın alnına koydum.

Aslı yavaşça gözlerini açarak bana baktı.

Ağlayarak, "Teşekkür ederim vazgeçemediğin için."

"Asla vazgeçmezdim. Bütün dünyayı dolaşmam gereksede yine vazgeçmezdim."

Aslı yavaşça yönünü bana dönmeye çalışınca.

"Kıpırdama canın daha çok yanmasın."

Dedim. Ama dinlemedi.
Yönünü bana dönerek sargılı eliyle gömleğimin yakasından tutarak yüzünü göğsüme bastırdı.
Hıçkıra hıçkıra ağlamaya başladı.
Kolumu başınının altından geçirerek göğsüme bastırdım iyice küçük sevdiğimi.

"Korkma.
Artık geçti. Artık yanımdayım."

Dedim. Yasemin kokulu saçlarından öperek. Sonra alnına koyduğum bezi yeniden ıslayıp tekrar alnına yerleştirdim.

Aslı, gözleri kapalı hızlı hızlı nefes almaya ve titremeye başlamıştı.
Ateşi çıkıyor olmalıydı.
Rahatlaması için gömleğinin üst düğmelerini açtım.

"Zafer daha gelmedikmi niye bitmiyor bu yol."

"Az kaldı abi."

Kollarımın arasında titreten Aslı'ya bakıyordum sadece.
Ne olmuştu da bu hale gelmişti. Eli, bacağı, alnı.

Kız bir günde nasıl bu hale gelmişti.
Cenk eğerki sensen bunları yapan....

"Ferman.. "
Duyduğum sesle Aslı'nın yüzüne baktım.

"Burdayım" Dedim.

"Ferman bırakma beni gitme ne olur. Vazgeçme benden. "

Söylediği şeyle daha dikkatli baktım Aslı'ya. Gözleri kapalıydı.
Ateş yüzünden sayıklıyordu.

"Seni bıraktığım gün öldüğüm gün olsun!! "

"Abi geldik. "

Nihayet Allahın belası yol bitmişti.
Aslı ile birlikte arabadan inip içeri girdim. Kağan bizi yine acilin girişinde bekliyordu.

Acil müdahale odasına girerek Aslı'yı yatağa bırakmak istedim ama eliyle yakamdan öyle kuvvetli tutuyorduki onu bıraktığımda üzerine eğilmiş şekilde kaldım.

"Kağan ateşi var.
Bacağı, eli sarılıydı nasıl oldu bilmiyorum."

" Anladım.Tamam."

"Aslı'm." Dedim elini yakamdan ayırmaya çalışırken.
Zayıf, ince parmaklarıyla öyle tutuyorduki elindeki sargı bile engellemiyordu sıkıca tutuşunu.

"Aslı."

Dedim usulca.
Gözlerini aralayıp bana baktı.
Elini yavaşça açarak yanına bıraktım.

"Korkma, burdayım." Dedim gülümseyerek.
"Hastanedeyiz iyi olacaksın merak etme."

Başını yavaşça tamam anlamında salladı. Sonra gözlerini kapattı derin bir nefes aldı. Hâlâ titriyordu.

"Aslı hanım geçmiş olsun. Beni hatırladınız mı.?"

"Evet...Zeynep."

"Evet.Şimdi kolunuza damar yolu açacağım. Birazcık acıyabilir. Serum takıp ilaç vereceğiz.
İyi olacaksınız INŞALLAH endişelenmeyin. "Dedi gülümseyerek.

Hemşire önce ateşine baktı. " 40." Dedi. Hemen damar yolu açıldı. Ve serumla birlikte ilaç verildi.

"Birazdan ateşi düşmeye başlar korkma." Dedi Kağan.

Sonra

"Aslı. Aslı beni duyuyor musun.?"

Aslı gözlerini araladı Kağan'a baktı.
Başını salladı yine,

"Hıhı."

Dedi.Yorgun çıkan sesiyle.

Kağan Aslı ile konuşuyor bende sadece izliyordum.

"Aslı.. Şimdi bacağındaki yaraya bakmak için sargıyı açacağım acırsa söyle tamam mı. "

"Hı.hı."

"Bacağına ne olduğunu hatırlıyormusun."

Dedi Kağan bir yandan sargıyı açarken. Aslı yarı uykulu şekilde.

"Düştüm...Ormanda... Kaçarken...
Dal battı..."

Yumruklarımı sıktım. Kaçmaya çalışmış ama olmamıştı.
Aslı'nın konuşmaya hali yoktu.
Sesi zor çıkıyordu.
Sol elimle elini tuttum. Sağ elimle
saçlarını okşayarak izlemeye devam ettim Kağan'ı.

"Anladım. Pekii dalı nasıl çıkardın."

"O..o çıkardı."

"Sargıyıda o mu yaptı."

"Hı.hı.Evet."

"Bakalım durum ne."

Dedi, Kağan son katıda açarken.
Sargı yaradaki kanla birlikte tenine yapışmıştı.
Aslı acıyla inledi.

"Özür dilerim şimdi bitiyor biraz dayan."

Kağan bir yaraya bir bana baktı.
Bu bakışı beğenmemiştim.
Kağan bana bakmaya devam ederek,

"Aslı. Yaran kötü değil ama enfeksiyon kapmış temizlemem ve bir kaç dikiş atmam gerekecek."

Dediğinde ben uzanıp yaraya bakarken, Aslı:

"Hayır istemiyorum acıyor." Dedi.

Baktığım yarayı beğenmemiştim.
İltihap vardı.

Kağan:

"Aslı beni dinle lütfen.
Eğer seni iyileştiremezsem yanındaki bu adam beni gebertir."

Ben Kağan'a ters ters bakarken devam etti Kağan.

"Canını yakarsam yine gebertir.
O yüzden bana yardımcı olmanı rica ediyorum.
Şimdi.. Bacağına bir iğne yapacağım.
İğnenin acısından başka acı duymayacaksın.
Sonra yarayı temizleyip dikiş atacağım tamam mı.
Dayanırsın değil mi? Kağan abin için."

Dedi,gülümsemeye çalışarak.

Aslı bir Kağan'a bir bana bakarak,

" Tamam." Dedi

"Aferim abicim. "

Kağan yanındaki masada bir iğne hazırlayarak Aslı'nın yarasının iki yerine enjekte etti. O sırada Aslı dişlerini sıktı sadece.
Kağan:

"Tamaam.
Şimdi ilaç bacağını uyuşturana kadar eline bakalım.
Eline ne olduğunu hatırlıyor musun. " Diye sordu Kağan.
Bu arada Aslı'nın ateş yüzünden titremeside azalmaya başlamıştı. İlaç etkisini gösteriyordu.

"Yandı." Dedi Aslı

"Ne Nasıl." Dedim sinirle.

Bu sırada Kağan da elindeki sargıyı açıyordu.

"Şöminenin içindeki ateşe soktum."

"Ne.? Ne yaptın?
Neden böyle birşey yaptın.?"

Dedim şaşkın ve kızgın şekilde.

"Yüzüğümü almak için. "

"Yüzüğü almak içinmi?
Nasıl yani yüzüğün neden ateşin içindeydi."

"O... Yüzüğümü aldı.
Buna ihtiyacın olmayacak. Dedi.
Geri istedim vermedi.
Ben... "

Dedi Aslı. Gözlerime bakarak.

"Ferman'ı seviyorum dediğimde.
Ne kadar dedi. Çok dedim.
Ateşte yanmayı göze alacak kadar çok mu? Dedi.
Ve yüzüğümü ateşe attı.
Bende elimi sokarak ateşten aldım.

"Ne! Ne yaptım dedin."

Şaşkın bakıyordum sadece.

" Alınca ona vermemek için sımsıkı tuttum ama yinede elimi zorla açıp benden geri aldı."

Gülümseyerek devam etti Aslı.

"Ama yüzüğüm hep benimle olacak. "

Dediğinde anlamaz şekilde baktım.

"Ahhh! Acıyooo.!"

Kağan'a baktım hemen.

"Dikkat et lan!"

"Pardon. Sargı yanık olan yere yapışmış. "

Aslı'nın canını acıttığı için Kağan'a kızdıktan sonra Aslı'ya döndüm.

"Keşke yapmasaydın Aslı. Neden yaptın yenisini alırdım. Neden canını yaktın. Elini bu hale getirdin."

"Ahh!!" Dedi yine Aslı.

"Kağaaann!!" Dedim tıslayarak.

"Pardoon. Üzgünüm Aslı elin su toplamış ve sargıda yapışmış.
Şimdi eline ilaçlı şu dökeceğim ve sargı daha kolay açılacak.
Sonrada yarayı ilâçlayacağım ve saracağız. Tamam mı. "

"Tamam."

Kağan hızlı şekilde sargıyı ısladıktan sonra sargıyı açtı.
Aslı'nın elinin hâlini gördüğümde Cenk'i ateşe atıp yakmak istedim.

Aslı'nın elinin üzerinde yer yer yanıklar vardı.
Bazı yerlerinde ise derisi soyulmuş bazı yerleri su toplanmıştı.

Kağan Aslı'nın avucunun içini çevirdiğinde gördüğüm şeyle anında Aslı'ya döndüm.

Bana bakarak.

"Yüzüğün hep benimle olacak."

Dedi. Yine gülümsemeye çalışarak.
Kocaman gözlerle baktım sevdiğim kıza. Ne diyeceğimi bilemedim. Sadece baktım.
Kağan Aslı'nın elini ilaçladıktan sonra,

"Zeynep hemşire sarın" Dedi.

Hemşire elini sararken Kağan diğer tarafa bacağının yanına geçti.
Aslı'nın bakışlarıda bacağına döndü.
Kağan yaraya dokundu.

"Hissediyormusun. "

"Hayır."

Aslı'nın hissetmediğini anlayınca eline cımbız benzeri birşey alarak

"Aslı Ferman'a dön lütfen."

"Neden."

"Daha kötü hissetmemen için. Hadi lütfen."

"Gerek yok. " Dediğinde elimi Aslı'nın yanağına koyup kendime çevirdim.
Gözlerine baktım. Mavi gözlerine.

Kağanda bu arada o aleti yaraya soktu. O an içim yandı. Sonra en az 2-3 cm boyunda kalın bir kıymık çıkardı.

"Enfeksiyona sebep olan şey buymuş."

Dedi. Sonrada yarayı hızlıca temizleyerek dikiş attı.
Arkasından da hızlıca sardı.

"10 dikiş attım. Bir süre üzerine basmasın." Dedi.

Aslı:

"Ama okulum..? " Dediginde artık sabrım sınırdaydı.
Çatık kaşlarla bakınca.

"Tamam." Dedi sadece.

"Tamam şimdi de alnın. "

Dedi Kağan bandajı değiştirirken.

"Düştüm."

"Ne zaman ve nasıl oldu."

Kağan'ın sorusuyla Aslı bir bana bir karşıya bakıyordu.

"Aslı? " Dedim. Anlat çabuk dercesine.

"Şey..ilk gün.
O..Bana vurunca düştüm. Başımı çarptım. Bayılmışım. "

Duyduğum şeyle ağzıma gelen, aklımdan geçen bütün küfürleri ettim. Sana nasıl dokunur, nasıl vurur lan. Onun elini S*****m. Dedim.

Karşımda bana ağzı açık bakan hemşire bile umrumda değildi.

"Ben ona vurunca... Oda..."

"Kağan ona iyi bak ben 1 saat sonra geliyorum."

Diyerek hırsla kapıya yöneldim.
Ama kıpırdayamadım.

Aslı pantolonumun cebine parmaklarını takmış beni engelledi.

"Gitme." Dedi uykulu gözleriyle.
"Gitme...sen... burda kalsan."

Bana bakan gözlerine baktım. Islaktı. Dayanamadım. Gidemedim.

"Tamam güzelim." Dedim yüzünü avuçlarımın arasına alıp burnunun üstünden öperek.

"Onu kum torbası olarak kullanmayı yarına erteliyorum. " Dedim.

"Tamaam.
Doktor olarak işim bitti.
Aslı sizi özel odanız olan 507 ye çıkarsınlar. " Dedi Kağan sırıtarak.

"Kağan. Sana burdan bi çakarım."

"Tamam beh. Bu gece misafirimizsiniz. Yarın da kendi evinize..."

10 dakikaya odaya çıktık. Aslı'ya hastane pijamalarını giymesi için yardım ederek kucağıma alıp yatağına geçirdim.

"Nasılsın."

"Uykum var. "

Kağan:

"İlaçların etkisi, uyku yapar. Uyur uyanır geri uyursun.
Normal yani."

"Artık bana müsade sizde dinlenin."

Kağan gidince Aslı'nın yanına oturdum.
Yüzüne, gözlerine baktım.
Saçlarını okşadım.

"Çok korktum."

"Özür dilerr...."

"Hişşştt. " Dedim. Işaret parmağımı dudaklarına bastırdım.

"Özür dileyecek bişey yapmadın. Senin suçun değildi. O sapık katili bilemezdin. "

"O.. O kızı öldürmüş. "

Dedi ağlamaklı.
Aslı'nın yanına uzandım elimi yanağına koyarak.

" Üzülme. Ağlama. Yakma içimi daha fazla güzelim." Dedim.

Aslı bana yaklaştı. Yüzünü göğsüme dayadı. Tenimde hissetiğim ıslaklık gözyaşıydı.
Elimle saçlarımı okşadım.

"Şiiişşştt. Hadi uyu. Uyu dinlen.Unut olanları. "

"Gitme olur mu?"

"Sevdiğim kızı ilk kez göğsüme bastırmış yatarken kalkıp gidecek kadar keriz bir erkek değilim." Dedim gülümseyerek.

Aslı sargılı elini koluma vurdu.
Tabi canı acıyınca bir Aah!! Dedi.

"Rahat durda canın yanmasın."

Dedim ve onunla birlikte gözlerimi kapattım.
İlk kez yanyana uyuyorduk.

*****

"Acıyor."

"Neren acıyor. Bi tanem."

"Bacağım acıyor.
Elim. Elim acıyor."

"Geçecek güzelim."

Bacağıma elini koydu okşadı. Hemencecik geçti acısı.
Elimi avuçlarının arasına aldı. Dudaklarına götürüp öptü.

Gözlerimi açtığımda kendi evimin bahçesindeydim. Bana bakan ela gözler tanıdıktı.
Ben öylece o elâlara bakarken oda saçlarımı okşuyordu.

Annemin kucağında başım annemin dizlerinde.

"Anne.!
Annecim. Annem.! "

Dedim.Ağlıyordum. Rüyamı bu...

"Annemmm!!"

Dedim yerimde doğrularak.
Sımsıkı sarıldım anneme.

"Seni çok özledim."

"Bende bi tanem bende seni çok özledim."

"Annem! Kokunu özledim.
Ellerini özledim. Beni kucaklamanı göğsüne yaslamanı özledim. "

Hâlâ sımsıkı sarılı şekilde.

"Neden beni bıraktın. Neden beni de götürmedin."

Dedim hâlâ ağıyordum.

"Benim gittiğim yere sen gelemezdin güzel meleğim.
Senin önünde kocaman bir ömür var.
Güzel bir hayat seni bekliyor.

Bundan sonra hep mutlu ol.
Sevdiğin adamla birlikte çocuklarınla birlikte çok mutlu ol."

Annem ayağa kalktı.
Bende kalktım.

"Artık gitmeliyim."

"Gitme annem. Gitme beni bırakma."

Dedim elinden tutarak.
Uzaklara bakan annemin baktığı yere baktım. Babam...

"Baban beni bekliyor meleğim. "

"O zaman bende geleyim. Ne olur benide götür ne olur beni bırakma."

"Ben sevdiğime gitmeliyim sen sevdiğinle kalmalısın. "

Dedi ve babama doğru gitti.
Bende gitmek istedim ama kıpırdayamıyordum.

Anne. Anne beni bırakma. Benide götür diye ağlamaya başladım.

O an duyduğum o misk kokusu ve bana sarılan kollarla huzuru duydum.

*****

"Acıyor." Diyen Aslı ile uyandım.

"Neren acıyor. Bi tanem." Dedim.

"Bacağım acıyor.
Elim. Elim acıyor."

"Geçecek güzelim. Geçecek."

Bacağına elimi koydum yavaşça okşadım.
Elini avuçlarıma aldım öptüm.

Uykusunda ağlıyor sayıklıyordu.
Anne gitme beni bırakma diyordu. Saçlarını okşadım. Kollarımın arasına alıp sardım. Biraz sonra tekrar uykuya daldı.

Ne zaman hastalansa yada ateşlense kabus görüyordu.
O uyuyunca bende gözlerimi kapattım.

Sabah gözümü açtığımda odada Kağan. Kerem ve Gülce yi görmemle ,

"Manyak mısınız lan. Ne diye orda durmuş izliyordunuz. " Dedim elimle gözlerimi oğuşturarak.

"Abi valla ben bakmıyorum."

Dedi. Gülce.
Gerçekten başını çevirmiş tavana bakarken.

"Oğlum ben kontrole geldim.
Bu ikiside buradaydı.
Halinizi görünce bu komik manzarayı bir daha bulamayız dedik.
Hatta Kerem resim bile çekti."

"Abi niye söylüyorsun ya. Niyetin benide mi tedavi etmek."

"Kerem o resmi bana yolluyorsun,sendekinide hemen siliyorsun.
Hem ne var lan halimizde."

Dedim. Halimize bakarak.
Aslı'nın sağ bacağı ve sağ kolu üzerimde uyuyordu.

Yavaşça yanından kalkarken ne varmış halimizde ben komik birşey görmüyorum "

Dedim.Aslı hala derin şekilde uyuyordu.

Kalktığımda uzun uzadıya gerinirken Kağan Aslı'ya yaklaşarak ateşine ve sargılara baktı.

"İyi görünüyor. Uyanınca pansumanını yaparız. İlacın etkisi geçince yine ağrısı olacak. Yeniden ağrı kesici veririz."

Kerem:

"Abicim hemen anlat neler oldu.
Biz yine arkada kalıp dokuz doğurduk evde. "

"O katil piç. Aslı'yı kaçırıp şehir dışına bir bağ evine götürmüş. Manyak herif."

"Katil..? Derken."

"Evet lisede bir kızı öldürmüş. Aslı'yı götürdüğü yerin yakınlarına ormana gömmüş."

Gülce:
Aman Allahım. Ya Aslı'ya da aynı şeyi yapsaydı. Allah korumuş.
Ya. Kızın ailesi ne haldedir.
Kızlarının durumunu bilmiyor hala arıyor olabilirler. "

"O piçmi yaralamış Aslı'yı abi. "

"Dolaylı yoldan evet."

"Anlamadım."

"Bacağı kaçmaya çalışırken olmuş.
Elini ise ateşte yakmış.
Çünkü o o****u çocuğu yüzüğünü ateşe atmış.
Aslı da aptal gibi elini ateşe sokmuş.."

Gülce:

"İnanmıyorum yaa.
Aslı'mı elini ateşe sokmuş. Alev değil Aslı.?"
Aynen hatta almayı başarmış o kızgın yüzüğün izi avucumun ortasında yanık şekilde duruyor. Tabi o kodumun piçi yine almış.
Her neyse. Siz burada bekleyin.
Kağan sende yanında kal.

Benim bir saatlik işim var. Gelirim sonra."

Dedim dişlerimin arasından.

"Ferman. Nereye."

"Nereye olabilir Kağan. O piçin hesabını görmeye. "

"Saçmalama oğlum bak onu öldürürsen düğünü hapiste yaparsın.
İyi düşün. Bırak. Zaten katilin biri. Hakîm versin cezasını.
Önce ben. Önce ben verecem onun Aslı'ya dokunmasının,vurmasının cezasını."

Dedim ve çıktım odadan.
Kapının dışında Zafer beni bekliyordu.

"Gidiyoruz." Dedim.

Hastaneden çıkarak arabaya bindik.

"O piçi nereye götürdünüz."

"Depoya abi."

"O zaman depoya çek."

"Aslı kardeş nasıl abi."

"İyi. Akşam evde oluruz. "

"Abi Cenk'i araştırdım.
Lisedeki kız arkadaşı bununla takıldıktan sonra gerçekten
kaybolmuş. Ailesi kızı kaç yıldır bulamıyormuş. Her yere haber vermiş, aramışlar. Ama yok.
Gercekten kızı öldürmüş bence."

"Onu önce ben görecem. Sonra elimde ölmezse polise gider."

Depoya geldiğimizde öğleni geçiyordu.
İçeriye girdiğimde Cenk ellerinden zincirle yukarıya bağlı beni bekliyordu.
Yüzünde dünden kalan kan izleri duruyordu. Yaralı bacağında turnike vardı. Ölmesin demiştim çünkü.

Yanına yaklaştım. Bana bakarak pis pis sırıttı.

"Oo. Ferman beyefendi.
Hoşgeldin. Çay kahve birşey ikram etmek isterdim ama halimi görüyorsun. "

Dedi sesli şekilde gülerken.

"Bu arada Aslı nerde.
Onuda getirseydin. Özledim yüzünü. Güzelimin kokusunu."

Duyduğum şey beni delirtmeye yetmişti.

"Çözün." Dedim Sefer'e.

Sefer bir bana bir Zafer'e bakıp çözdü Cenk'in ellerini.

Cenk kolları boşta kalınca kendini yerde buldu önce.
Sonra yavaşça yerden doğruldu.

Silahımı belimden çıkarıp Zafer'e verdim.

Sonra küfrederek Cenk'e giriştim.

"Al sana Aslı.
Al sana güzellik.
Al sana koku. "

Dedim. Önüme neresi gelirse yumruklamaya başladım.
En son yere düştüğünde üzerine oturdum.

"Sen nasıl ona dokunursun. Sen nasıl ona vurursun. Sen kimsin kodumun piçi. Kaçarım mı sandın lan. Kurtulurum mu sandın.
Seni bulamazmıyım sandın lan.
Cehenneme girsen seni orda bile bulurum lan. "

Dedim. Hâlâ vuruyordum.
Üzerinden kalkarak nefesimi düzenledim.

"Sizin gibiler sadece oksijen israfı."

Dedim. Yerde yatan Cenk'i tekmeleyerek. Hem vuruyor hem sövüyordum. Yinede hırsım geçmiyordu.
Sonunda dayaktan yığılıp kaldı.

"Sefer. Dedim nefes nefese.

"Alın bunu üzerine kocaman bir not yazın. Kayıp kızın katili olduğunu anlatan. Bağ evinin adresinide yazın. Gece olunca emniyetin kapısına atın."

"Tamam abi."

"Zafer gidelim."

"Tamam abi."

O piçi yerde bırakıp hastaneye gitmek için yola çıktık.
Gitmeden önce arayıp Kağan'a Aslı'yı sormak için aradım.

"Kağan Aslı nasıl."

"Bir ara uyandı. Seni sordu ama geri uyudu. "

"Tamam. Yarım saate gelirim."

Dedim ve kapattım.

"Zafer eve çek önce şu üstümdeki pisliği değiştireyim. O piçin kanı heryerimde."

"Tamam abi."

Önce eve giderek odama çıkıp bir duş aldım
Üzerimi değişerek yeniden aşağı inerken,

"Esma Sultan. Akşama Aslı evde olacak hazırlığı ona göre yap." Dedim.

Esma:
"Tamam Ferman oğlum." Dediğinde dışarı çıkmıştım bile.

Kapının önünde Zafer temizlenmiş ve üzerini değişmiş şekilde beni bekliyordu.
O da benimle birlikte perişan olmuştu.
Yarım saat sonra hastanedeydim.
Koridora geldiğimde Kerem ve Kağan dışarıdaydı.

"Kağan. Aslı nasıl. "

"Uyandı. Biraz ağrısı var. Seruma ilaç ekledim. Şimdi Gülce ile sohbet ediyor."

"Tamam." Diyerek içeri girdim.

Gülce:
"Hoşgeldin abi bende çıkıyordum."
Dedi ve çıktı.

Aslı'ya yaklaştım.

"Nasılsın güzelim."

Dedim.
Gülümseyerek başını aşağı yukarı salladı evet anlamı da.

Ferman...

Söyle bi tanem.

Evlenelim...!

**********************************

**********************************

Eveeet süpriz sonlu bölüm.
Gelecek bölümde görüşmek üzere bi tanelerim.😘😘😘😘🤩






Aldığım suyu beze dönerek Aslı'nın alnına koydum.

Aslı yavaşça gözlerini açarak bana baktı.

Ağlayarak, "Teşekkür ederim vazgeçemediğin için."

"Asla vazgeçmezdim. Bütün dünyayı dolaşmam gereksede yine vazgeçmezdim."

Aslı yavaşça yönünü bana dönmeye çalışınca.

"Kıpırdama canın daha çok yanmasın."

Dedim. Ama dinlemedi.
Yönünü bana dönerek sargılı eliyle gömleğimin yakasından tutarak yüzünü göğsüme bastırdı.
Hıçkıra hıçkıra ağlamaya başladı.
Kolumu başınının altından geçirerek göğsüme bastırdım iyice küçük sevdiğimi.

"Korkma.
Artık geçti. Artık yanımdayım."

Dedim. Yasemin kokulu saçlarından öperek. Sonra alnına koyduğum bezi yeniden ıslayıp tekrar alnına yerleştirdim.

Aslı, gözleri kapalı hızlı hızlı nefes almaya ve titremeye başlamıştı.
Ateşi çıkıyor olmalıydı.
Rahatlaması için gömleğinin üst düğmelerini açtım.

"Zafer daha gelmedikmi niye bitmiyor bu yol."

"Az kaldı abi."

Kollarımın arasında titreten Aslı'ya bakıyordum sadece.
Ne olmuştu da bu hale gelmişti. Eli, bacağı, alnı.

Kız bir günde nasıl bu hale gelmişti.
Cenk eğerki sensen bunları yapan....

"Ferman.. "
Duyduğum sesle Aslı'nın yüzüne baktım.

"Burdayım" Dedim.

"Ferman bırakma beni gitme ne olur. Vazgeçme benden. "

Söylediği şeyle daha dikkatli baktım Aslı'ya. Gözleri kapalıydı.
Ateş yüzünden sayıklıyordu.

"Seni bıraktığım gün öldüğüm gün olsun!! "

"Abi geldik. "

Nihayet Allahın belası yol bitmişti.
Aslı ile birlikte arabadan inip içeri girdim. Kağan bizi yine acilin girişinde bekliyordu.

Acil müdahale odasına girerek Aslı'yı yatağa bırakmak istedim ama eliyle yakamdan öyle kuvvetli tutuyorduki onu bıraktığımda üzerine eğilmiş şekilde kaldım.

"Kağan ateşi var.
Bacağı, eli sarılıydı nasıl oldu bilmiyorum."

" Anladım.Tamam."

"Aslı'm." Dedim elini yakamdan ayırmaya çalışırken.
Zayıf, ince parmaklarıyla öyle tutuyorduki elindeki sargı bile engellemiyordu sıkıca tutuşunu.

"Aslı."

Dedim usulca.
Gözlerini aralayıp bana baktı.
Elini yavaşça açarak yanına bıraktım.

"Korkma, burdayım." Dedim gülümseyerek.
"Hastanedeyiz iyi olacaksın merak etme."

Başını yavaşça tamam anlamında salladı. Sonra gözlerini kapattı derin bir nefes aldı. Hâlâ titriyordu.

"Aslı hanım geçmiş olsun. Beni hatırladınız mı.?"

"Evet...Zeynep."

"Evet.Şimdi kolunuza damar yolu açacağım. Birazcık acıyabilir. Serum takıp ilaç vereceğiz.
İyi olacaksınız INŞALLAH endişelenmeyin. "Dedi gülümseyerek.

Hemşire önce ateşine baktı. " 40." Dedi. Hemen damar yolu açıldı. Ve serumla birlikte ilaç verildi.

"Birazdan ateşi düşmeye başlar korkma." Dedi Kağan.

Sonra

"Aslı. Aslı beni duyuyor musun.?"

Aslı gözlerini araladı Kağan'a baktı.
Başını salladı yine,

"Hıhı."

Dedi.Yorgun çıkan sesiyle.

Kağan Aslı ile konuşuyor bende sadece izliyordum.

"Aslı.. Şimdi bacağındaki yaraya bakmak için sargıyı açacağım acırsa söyle tamam mı. "

"Hı.hı."

"Bacağına ne olduğunu hatırlıyormusun."

Dedi Kağan bir yandan sargıyı açarken. Aslı yarı uykulu şekilde.

"Düştüm...Ormanda... Kaçarken...
Dal battı..."

Yumruklarımı sıktım. Kaçmaya çalışmış ama olmamıştı.
Aslı'nın konuşmaya hali yoktu.
Sesi zor çıkıyordu.
Sol elimle elini tuttum. Sağ elimle
saçlarını okşayarak izlemeye devam ettim Kağan'ı.

"Anladım. Pekii dalı nasıl çıkardın."

"O..o çıkardı."

"Sargıyıda o mu yaptı."

"Hı.hı.Evet."

"Bakalım durum ne."

Dedi, Kağan son katıda açarken.
Sargı yaradaki kanla birlikte tenine yapışmıştı.
Aslı acıyla inledi.

"Özür dilerim şimdi bitiyor biraz dayan."

Kağan bir yaraya bir bana baktı.
Bu bakışı beğenmemiştim.
Kağan bana bakmaya devam ederek,

"Aslı. Yaran kötü değil ama enfeksiyon kapmış temizlemem ve bir kaç dikiş atmam gerekecek."

Dediğinde ben uzanıp yaraya bakarken, Aslı:

"Hayır istemiyorum acıyor." Dedi.

Baktığım yarayı beğenmemiştim.
İltihap vardı.

Kağan:

"Aslı beni dinle lütfen.
Eğer seni iyileştiremezsem yanındaki bu adam beni gebertir."

Ben Kağan'a ters ters bakarken devam etti Kağan.

"Canını yakarsam yine gebertir.
O yüzden bana yardımcı olmanı rica ediyorum.
Şimdi.. Bacağına bir iğne yapacağım.
İğnenin acısından başka acı duymayacaksın.
Sonra yarayı temizleyip dikiş atacağım tamam mı.
Dayanırsın değil mi? Kağan abin için."

Dedi,gülümsemeye çalışarak.

Aslı bir Kağan'a bir bana bakarak,

" Tamam." Dedi

"Aferim abicim. "

Kağan yanındaki masada bir iğne hazırlayarak Aslı'nın yarasının iki yerine enjekte etti. O sırada Aslı dişlerini sıktı sadece.
Kağan:

"Tamaam.
Şimdi ilaç bacağını uyuşturana kadar eline bakalım.
Eline ne olduğunu hatırlıyor musun. " Diye sordu Kağan.
Bu arada Aslı'nın ateş yüzünden titremeside azalmaya başlamıştı. İlaç etkisini gösteriyordu.

"Yandı." Dedi Aslı

"Ne Nasıl." Dedim sinirle.

Bu sırada Kağan da elindeki sargıyı açıyordu.

"Şöminenin içindeki ateşe soktum."

"Ne.? Ne yaptın?
Neden böyle birşey yaptın.?"

Dedim şaşkın ve kızgın şekilde.

"Yüzüğümü almak için. "

"Yüzüğü almak içinmi?
Nasıl yani yüzüğün neden ateşin içindeydi."

"O... Yüzüğümü aldı.
Buna ihtiyacın olmayacak. Dedi.
Geri istedim vermedi.
Ben... "

Dedi Aslı. Gözlerime bakarak.

"Ferman'ı seviyorum dediğimde.
Ne kadar dedi. Çok dedim.
Ateşte yanmayı göze alacak kadar çok mu? Dedi.
Ve yüzüğümü ateşe attı.
Bende elimi sokarak ateşten aldım.

"Ne! Ne yaptım dedin."

Şaşkın bakıyordum sadece.

" Alınca ona vermemek için sımsıkı tuttum ama yinede elimi zorla açıp benden geri aldı."

Gülümseyerek devam etti Aslı.

"Ama yüzüğüm hep benimle olacak. "

Dediğinde anlamaz şekilde baktım.

"Ahhh! Acıyooo.!"

Kağan'a baktım hemen.

"Dikkat et lan!"

"Pardon. Sargı yanık olan yere yapışmış. "

Aslı'nın canını acıttığı için Kağan'a kızdıktan sonra Aslı'ya döndüm.

"Keşke yapmasaydın Aslı. Neden yaptın yenisini alırdım. Neden canını yaktın. Elini bu hale getirdin."

"Ahh!!" Dedi yine Aslı.

"Kağaaann!!" Dedim tıslayarak.

"Pardoon. Üzgünüm Aslı elin su toplamış ve sargıda yapışmış.
Şimdi eline ilaçlı şu dökeceğim ve sargı daha kolay açılacak.
Sonrada yarayı ilâçlayacağım ve saracağız. Tamam mı. "

"Tamam."

Kağan hızlı şekilde sargıyı ısladıktan sonra sargıyı açtı.
Aslı'nın elinin hâlini gördüğümde Cenk'i ateşe atıp yakmak istedim.

Aslı'nın elinin üzerinde yer yer yanıklar vardı.
Bazı yerlerinde ise derisi soyulmuş bazı yerleri su toplanmıştı.

Kağan Aslı'nın avucunun içini çevirdiğinde gördüğüm şeyle anında Aslı'ya döndüm.

Bana bakarak.

"Yüzüğün hep benimle olacak."

Dedi. Yine gülümsemeye çalışarak.
Kocaman gözlerle baktım sevdiğim kıza. Ne diyeceğimi bilemedim. Sadece baktım.
Kağan Aslı'nın elini ilaçladıktan sonra,

"Zeynep hemşire sarın" Dedi.

Hemşire elini sararken Kağan diğer tarafa bacağının yanına geçti.
Aslı'nın bakışlarıda bacağına döndü.
Kağan yaraya dokundu.

"Hissediyormusun. "

"Hayır."

Aslı'nın hissetmediğini anlayınca eline cımbız benzeri birşey alarak

"Aslı Ferman'a dön lütfen."

"Neden."

"Daha kötü hissetmemen için. Hadi lütfen."

"Gerek yok. " Dediğinde elimi Aslı'nın yanağına koyup kendime çevirdim.
Gözlerine baktım. Mavi gözlerine.

Kağanda bu arada o aleti yaraya soktu. O an içim yandı. Sonra en az 2-3 cm boyunda kalın bir kıymık çıkardı.

"Enfeksiyona sebep olan şey buymuş."

Dedi. Sonrada yarayı hızlıca temizleyerek dikiş attı.
Arkasından da hızlıca sardı.

"10 dikiş attım. Bir süre üzerine basmasın." Dedi.

Aslı:

"Ama okulum..? " Dediginde artık sabrım sınırdaydı.
Çatık kaşlarla bakınca.

"Tamam." Dedi sadece.

"Tamam şimdi de alnın. "

Dedi Kağan bandajı değiştirirken.

"Düştüm."

"Ne zaman ve nasıl oldu."

Kağan'ın sorusuyla Aslı bir bana bir karşıya bakıyordu.

"Aslı? " Dedim. Anlat çabuk dercesine.

"Şey..ilk gün.
O..Bana vurunca düştüm. Başımı çarptım. Bayılmışım. "

Duyduğum şeyle ağzıma gelen, aklımdan geçen bütün küfürleri ettim. Sana nasıl dokunur, nasıl vurur lan. Onun elini S*****m. Dedim.

Karşımda bana ağzı açık bakan hemşire bile umrumda değildi.

"Ben ona vurunca... Oda..."

"Kağan ona iyi bak ben 1 saat sonra geliyorum."

Diyerek hırsla kapıya yöneldim.
Ama kıpırdayamadım.

Aslı pantolonumun cebine parmaklarını takmış beni engelledi.

"Gitme." Dedi uykulu gözleriyle.
"Gitme...sen... burda kalsan."

Bana bakan gözlerine baktım. Islaktı. Dayanamadım. Gidemedim.

"Tamam güzelim." Dedim yüzünü avuçlarımın arasına alıp burnunun üstünden öperek.

"Onu kum torbası olarak kullanmayı yarına erteliyorum. " Dedim.

"Tamaam.
Doktor olarak işim bitti.
Aslı sizi özel odanız olan 507 ye çıkarsınlar. " Dedi Kağan sırıtarak.

"Kağan. Sana burdan bi çakarım."

"Tamam beh. Bu gece misafirimizsiniz. Yarın da kendi evinize..."

10 dakikaya odaya çıktık. Aslı'ya hastane pijamalarını giymesi için yardım ederek kucağıma alıp yatağına geçirdim.

"Nasılsın."

"Uykum var. "

Kağan:

"İlaçların etkisi, uyku yapar. Uyur uyanır geri uyursun.
Normal yani."

"Artık bana müsade sizde dinlenin."

Kağan gidince Aslı'nın yanına oturdum.
Yüzüne, gözlerine baktım.
Saçlarını okşadım.

"Çok korktum."

"Özür dilerr...."

"Hişşştt. " Dedim. Işaret parmağımı dudaklarına bastırdım.

"Özür dileyecek bişey yapmadın. Senin suçun değildi. O sapık katili bilemezdin. "

"O.. O kızı öldürmüş. "

Dedi ağlamaklı.
Aslı'nın yanına uzandım elimi yanağına koyarak.

" Üzülme. Ağlama. Yakma içimi daha fazla güzelim." Dedim.

Aslı bana yaklaştı. Yüzünü göğsüme dayadı. Tenimde hissetiğim ıslaklık gözyaşıydı.
Elimle saçlarımı okşadım.

"Şiiişşştt. Hadi uyu. Uyu dinlen.Unut olanları. "

"Gitme olur mu?"

"Sevdiğim kızı ilk kez göğsüme bastırmış yatarken kalkıp gidecek kadar keriz bir erkek değilim." Dedim gülümseyerek.

Aslı sargılı elini koluma vurdu.
Tabi canı acıyınca bir Aah!! Dedi.

"Rahat durda canın yanmasın."

Dedim ve onunla birlikte gözlerimi kapattım.
İlk kez yanyana uyuyorduk.

*****

"Acıyor."

"Neren acıyor. Bi tanem."

"Bacağım acıyor.
Elim. Elim acıyor."

"Geçecek güzelim."

Bacağıma elini koydu okşadı. Hemencecik geçti acısı.
Elimi avuçlarının arasına aldı. Dudaklarına götürüp öptü.

Gözlerimi açtığımda kendi evimin bahçesindeydim. Bana bakan ela gözler tanıdıktı.
Ben öylece o elâlara bakarken oda saçlarımı okşuyordu.

Annemin kucağında başım annemin dizlerinde.

"Anne.!
Annecim. Annem.! "

Dedim.Ağlıyordum. Rüyamı bu...

"Annemmm!!"

Dedim yerimde doğrularak.
Sımsıkı sarıldım anneme.

"Seni çok özledim."

"Bende bi tanem bende seni çok özledim."

"Annem! Kokunu özledim.
Ellerini özledim. Beni kucaklamanı göğsüne yaslamanı özledim. "

Hâlâ sımsıkı sarılı şekilde.

"Neden beni bıraktın. Neden beni de götürmedin."

Dedim hâlâ ağıyordum.

"Benim gittiğim yere sen gelemezdin güzel meleğim.
Senin önünde kocaman bir ömür var.
Güzel bir hayat seni bekliyor.

Bundan sonra hep mutlu ol.
Sevdiğin adamla birlikte çocuklarınla birlikte çok mutlu ol."

Annem ayağa kalktı.
Bende kalktım.

"Artık gitmeliyim."

"Gitme annem. Gitme beni bırakma."

Dedim elinden tutarak.
Uzaklara bakan annemin baktığı yere baktım. Babam...

"Baban beni bekliyor meleğim. "

"O zaman bende geleyim. Ne olur benide götür ne olur beni bırakma."

"Ben sevdiğime gitmeliyim sen sevdiğinle kalmalısın. "

Dedi ve babama doğru gitti.
Bende gitmek istedim ama kıpırdayamıyordum.

Anne. Anne beni bırakma. Benide götür diye ağlamaya başladım.

O an duyduğum o misk kokusu ve bana sarılan kollarla huzuru duydum.

*****

"Acıyor." Diyen Aslı ile uyandım.

"Neren acıyor. Bi tanem." Dedim.

"Bacağım acıyor.
Elim. Elim acıyor."

"Geçecek güzelim. Geçecek."

Bacağına elimi koydum yavaşça okşadım.
Elini avuçlarıma aldım öptüm.

Uykusunda ağlıyor sayıklıyordu.
Anne gitme beni bırakma diyordu. Saçlarını okşadım. Kollarımın arasına alıp sardım. Biraz sonra tekrar uykuya daldı.

Ne zaman hastalansa yada ateşlense kabus görüyordu.
O uyuyunca bende gözlerimi kapattım.

Sabah gözümü açtığımda odada Kağan. Kerem ve Gülce yi görmemle ,

"Manyak mısınız lan. Ne diye orda durmuş izliyordunuz. " Dedim elimle gözlerimi oğuşturarak.

"Abi valla ben bakmıyorum."

Dedi. Gülce.
Gerçekten başını çevirmiş tavana bakarken.

"Oğlum ben kontrole geldim.
Bu ikiside buradaydı.
Halinizi görünce bu komik manzarayı bir daha bulamayız dedik.
Hatta Kerem resim bile çekti."

"Abi niye söylüyorsun ya. Niyetin benide mi tedavi etmek."

"Kerem o resmi bana yolluyorsun,sendekinide hemen siliyorsun.
Hem ne var lan halimizde."

Dedim. Halimize bakarak.
Aslı'nın sağ bacağı ve sağ kolu üzerimde uyuyordu.

Yavaşça yanından kalkarken ne varmış halimizde ben komik birşey görmüyorum "

Dedim.Aslı hala derin şekilde uyuyordu.

Kalktığımda uzun uzadıya gerinirken Kağan Aslı'ya yaklaşarak ateşine ve sargılara baktı.

"İyi görünüyor. Uyanınca pansumanını yaparız. İlacın etkisi geçince yine ağrısı olacak. Yeniden ağrı kesici veririz."

Kerem:

"Abicim hemen anlat neler oldu.
Biz yine arkada kalıp dokuz doğurduk evde. "

"O katil piç. Aslı'yı kaçırıp şehir dışına bir bağ evine götürmüş. Manyak herif."

"Katil..? Derken."

"Evet lisede bir kızı öldürmüş. Aslı'yı götürdüğü yerin yakınlarına ormana gömmüş."

Gülce:
Aman Allahım. Ya Aslı'ya da aynı şeyi yapsaydı. Allah korumuş.
Ya. Kızın ailesi ne haldedir.
Kızlarının durumunu bilmiyor hala arıyor olabilirler. "

"O piçmi yaralamış Aslı'yı abi. "

"Dolaylı yoldan evet."

"Anlamadım."

"Bacağı kaçmaya çalışırken olmuş.
Elini ise ateşte yakmış.
Çünkü o o****u çocuğu yüzüğünü ateşe atmış.
Aslı da aptal gibi elini ateşe sokmuş.."

Gülce:

"İnanmıyorum yaa.
Aslı'mı elini ateşe sokmuş. Alev değil Aslı.?"
Aynen hatta almayı başarmış o kızgın yüzüğün izi avucumun ortasında yanık şekilde duruyor. Tabi o kodumun piçi yine almış.
Her neyse. Siz burada bekleyin.
Kağan sende yanında kal.

Benim bir saatlik işim var. Gelirim sonra."

Dedim dişlerimin arasından.

"Ferman. Nereye."

"Nereye olabilir Kağan. O piçin hesabını görmeye. "

"Saçmalama oğlum bak onu öldürürsen düğünü hapiste yaparsın.
İyi düşün. Bırak. Zaten katilin biri. Hakîm versin cezasını.
Önce ben. Önce ben verecem onun Aslı'ya dokunmasının,vurmasının cezasını."

Dedim ve çıktım odadan.
Kapının dışında Zafer beni bekliyordu.

"Gidiyoruz." Dedim.

Hastaneden çıkarak arabaya bindik.

"O piçi nereye götürdünüz."

"Depoya abi."

"O zaman depoya çek."

"Aslı kardeş nasıl abi."

"İyi. Akşam evde oluruz. "

"Abi Cenk'i araştırdım.
Lisedeki kız arkadaşı bununla takıldıktan sonra gerçekten
kaybolmuş. Ailesi kızı kaç yıldır bulamıyormuş. Her yere haber vermiş, aramışlar. Ama yok.
Gercekten kızı öldürmüş bence."

"Onu önce ben görecem. Sonra elimde ölmezse polise gider."

Depoya geldiğimizde öğleni geçiyordu.
İçeriye girdiğimde Cenk ellerinden zincirle yukarıya bağlı beni bekliyordu.
Yüzünde dünden kalan kan izleri duruyordu. Yaralı bacağında turnike vardı. Ölmesin demiştim çünkü.

Yanına yaklaştım. Bana bakarak pis pis sırıttı.

"Oo. Ferman beyefendi.
Hoşgeldin. Çay kahve birşey ikram etmek isterdim ama halimi görüyorsun. "

Dedi sesli şekilde gülerken.

"Bu arada Aslı nerde.
Onuda getirseydin. Özledim yüzünü. Güzelimin kokusunu."

Duyduğum şey beni delirtmeye yetmişti.

"Çözün." Dedim Sefer'e.

Sefer bir bana bir Zafer'e bakıp çözdü Cenk'in ellerini.

Cenk kolları boşta kalınca kendini yerde buldu önce.
Sonra yavaşça yerden doğruldu.

Silahımı belimden çıkarıp Zafer'e verdim.

Sonra küfrederek Cenk'e giriştim.

"Al sana Aslı.
Al sana güzellik.
Al sana koku. "

Dedim. Önüme neresi gelirse yumruklamaya başladım.
En son yere düştüğünde üzerine oturdum.

"Sen nasıl ona dokunursun. Sen nasıl ona vurursun. Sen kimsin kodumun piçi. Kaçarım mı sandın lan. Kurtulurum mu sandın.
Seni bulamazmıyım sandın lan.
Cehenneme girsen seni orda bile bulurum lan. "

Dedim. Hâlâ vuruyordum.
Üzerinden kalkarak nefesimi düzenledim.

"Sizin gibiler sadece oksijen israfı."

Dedim. Yerde yatan Cenk'i tekmeleyerek. Hem vuruyor hem sövüyordum. Yinede hırsım geçmiyordu.
Sonunda dayaktan yığılıp kaldı.

"Sefer. Dedim nefes nefese.

"Alın bunu üzerine kocaman bir not yazın. Kayıp kızın katili olduğunu anlatan. Bağ evinin adresinide yazın. Gece olunca emniyetin kapısına atın."

"Tamam abi."

"Zafer gidelim."

"Tamam abi."

O piçi yerde bırakıp hastaneye gitmek için yola çıktık.
Gitmeden önce arayıp Kağan'a Aslı'yı sormak için aradım.

"Kağan Aslı nasıl."

"Bir ara uyandı. Seni sordu ama geri uyudu. "

"Tamam. Yarım saate gelirim."

Dedim ve kapattım.

"Zafer eve çek önce şu üstümdeki pisliği değiştireyim. O piçin kanı heryerimde."

"Tamam abi."

Önce eve giderek odama çıkıp bir duş aldım
Üzerimi değişerek yeniden aşağı inerken,

"Esma Sultan. Akşama Aslı evde olacak hazırlığı ona göre yap." Dedim.

Esma:
"Tamam Ferman oğlum." Dediğinde dışarı çıkmıştım bile.

Kapının önünde Zafer temizlenmiş ve üzerini değişmiş şekilde beni bekliyordu.
O da benimle birlikte perişan olmuştu.
Yarım saat sonra hastanedeydim.
Koridora geldiğimde Kerem ve Kağan dışarıdaydı.

"Kağan. Aslı nasıl. "

"Uyandı. Biraz ağrısı var. Seruma ilaç ekledim. Şimdi Gülce ile sohbet ediyor."

"Tamam." Diyerek içeri girdim.

Gülce:
"Hoşgeldin abi bende çıkıyordum."
Dedi ve çıktı.

Aslı'ya yaklaştım.

"Nasılsın güzelim."

Dedim.
Gülümseyerek başını aşağı yukarı salladı evet anlamı da.

Ferman...

Söyle bi tanem.

Evlenelim...!

**********************************

**********************************

Eveeet süpriz sonlu bölüm.
Gelecek bölümde görüşmek üzere bi tanelerim.😘😘😘😘🤩

Loading...
0%