Yeni Üyelik
73.
Bölüm

🔥D.73 Mutluluğa geri sayım

@azamet_29_2

"Ferman..."

"Söyle bi tanem. "

Evlenelim...!

"Ne!" Dedim şaşkın şekilde bakarak.

"Evlenelim!
Beklemeyelim. Ben artık sevdiğim adamın kokusuyla uyumak istiyorum."

Dedim kızarmış bir yüz ifadesiyle
Ferman'a bakarak.

Ben ilk defa rüyamda annemi gördüm. Bugüne kadar bir kere olsun rüyama gelmemişti.
Çünkü hiç bir uykum annemi görecek kadar huzurlu olmadı.
Ama ilk defa.
İlk defa çok huzurlu bir uyku uyudum.
Canım yansada uykum çok huzurluydu.."

Şaşkın şekilde bakan gözleri gülmeye başladı.
Yüzümü avuçlarının arasına aldı.

Önce alnımdan sonra burnumdan sonra dudaklarımdan öptü.

"Evlenelim güzelim.
Bu ülkedeki herkes bilsin artık senin kimin aşkı olduğunu.
Kimse gözünün ucuyla bile bakamasın. Aklından bile geçirmesin."

Dedi bana sarılarak.
Ne kadar mutlu olduğumu anlatacak kelime bulamıyordum.
Yanıma oturdu ellerimi ellerinin arasına aldı.

"Hemen yarın olsunmu düğünümüz.?"

Dedi pis pis sırıtarak.

"Evet olabilir.
Beni bütün gün kucağında taşımak istersen neden olmasın."

"Seni ömrüm boyunca kucağımda taşısamda yorulmam."

"Ama ben gelinliğimin içindeyken yürümek istiyorum.
Eteklerimin yerde yavaş yavaş süzülmesini gelinliğinin kuyrugunun yerleri süpürmesini istiyorum.
Bu bacakla olmaz. Bacağım iyileşince hemen yapalım.
Hem beni gelinlikle taşımak zorundada kalmazsın.."

Dedim sırıtarak.

"Tamam o zaman bugünden itibaren evde dinlenirken bir yandanda hazırlıkları yaparız.
Ama önce yasemin kokulumu evimize götürelim. "

Dedi yüzümü tekrar avuçlarının arasına aldı. Alnımdan öptü.

"Neden sürekli alnımdan öpüyorsun." Dedim.

"Dudaklarındanmı öpmemi istiyorsun.
Bunumu demek istedin."

Dedi yüzünü yüzüme yaklaştırarak.

"Hayır ya ne alaka. Ondan demedim.
Fesat mısın nesin."

Ferman yüzüme bakarak sesli şekilde güldü.

"Halini görmelisin."

"Sevdiğin insanı alnından öpmek ömür boyu sadakat duymanın işaretidir.
Ben sana ve sevgime her zaman sadık olacağım anlamına gelir."

İlk kez duymuştum. Ve bu çok anlamlı gelmişti bana.

Ferman bana baktı.
Sonrada ayağa kalkarak.
Odanın kapısına yöneldi. Dışarda ki Zafer'e .

Zafer arabayı öne getir. İşlemleri halledin. Çıkıyoruz.

"Abi erken değilmi."Diyen Gülce 'yi duydum.

"Değil. Hastanede kalmayı sevmiyorum."

"Sürekli geldiğin için olabilirmi abicim."

"Kerem."

"Efendim abicim. "

"Kapa çeneni. Boşta durup boş konuşabiliyorsan git Zafer'e yardım et."

"Sağol abicim ben almayım.."

Hallerine gülmeden edememiştim.

"Gülce'm sende Aslı'ya yardım et.
Benim bir arama yapmam lazım birazdan geliyorum."

"Tamam abi."

Yanıma elinde çanta ile gelen Gülce. Çantayı yatağımın üzerine koyarak içinden kıyafetlerimi çıkardı. bol paça eşofman takımımı getirmişti.

"Eveet.
Aslı Hanım. "Dedi gülümseyerek.

"Hadi bunları giyelim şimdi."

"Ne ara getirdin bunları."

"Burda olduğunuzu öğrenince gelirken hazırlıklı geldik."

Bir yandan kıyafetleri çıkarırken bir yandan dertlendi Gülce.

"Biz ne zaman normal bir hayata geçeceğiz. Nolmal insanlar gibi mutlu ve huzurlu olacağız.
Hayatımız bir gün sakin geçse 1 haftası olay."

"Belkide artık normale döneriz."

Dedim. Gülce'ye yaklaşarak.
Abine hemen evlenelim dedim. Düğünü hemen yapalım dedim yâni."

Yüzüm pancar gibi kızarmış olmalıydı.
Gülce aniden çığlık attı.
Gülce'nin tiz çığlığı ile birlikte birlikte kapıdan bir anda Ferman ve Kerem girdi paldır küldür.

"Ne. Ne oldu. Neden bağırdın " Dedi Ferman.
Yanıma gelerek Gülce'ye çıkıştı.

"Kızım yarasına mı bastın ne yaptın."

"Abii. Abi evleniyormuşsunuz düğünü yapıyormuşuz..

"Neeeh." Diyen. Bu kez Kerem'di.

"Sen bunamı çığlık attın.
Size ne oluyor.
Evet düğünü yapmaya karar verdik."

Gülce önce bana sarıldı.
Tebrikleer Çok sevindim. Allah bir yastıkta kocatsın."

Dedi sırıtarak.
Sonrada abisine sarılınca.

Ferman:
"Kızım yeni bişeymi eninde sonunda düğün yapılacaktı. Zaten nişanlım değilmiydi. Ne diye yeni duymuş gibi bağırıyorsun."

"Evet ama hemen düşünmüyordunuz.
Artık resmen yengemiz olacak Aslı ."

"Evet biraz bekleyecektik.
Ama yengeniz daha fazla beklemek istemedi. "

Dedi Ferman yine pis pis sırıtarak.

"Ferman bir daha öyle sırıtırsan... "

O an herkes bana baktı.

"Yaah. Ne alaka şimdi."

Dedim önüme bakarak.
Gülce birden ayağa kalkarak. Ferman'ı ve Kerem'i kolundan tutarak,

"Tamam neyse hadi. Abicim siz çıkında bizde hazırlayalım. Bir an önce eve gidelim hazırlıklara başlayalım.

"Yok artık. Bugünden mi.
Daha yürüyemiyorum Gülce Ferman gibi ne bu acele."

"Merak etme, biz planları yaparken bacağın düzelir."

Yarım Saatin sonda hazırlanmış şekilde odada bekliyordum.

Bu arada Zafer işlemleri halletmişti.
Kağan' da gelmiş reçete ve okulum için rapor getirmişti.
Kağan dışarıya kadar tekerlekli sandalye ile çıkmamı önersede Ferman beni kucağında götürmekte ısrar etti.

Kimseye aldırmadım. Utanmadım. Sevdiğim adamın kucağında çıktım hastaneden.
Birlikte arabaya binerek kendi evinize geldik. Yani Ferman'ın olan kendi evinize.

Önden Kerem ve Gülce inerek eve doğru giderken Ferman'ın beni takrar kucağına almasıyla bizde arkadan içeri girdik.

Salona geldiğimizde Esma sultanı ve Elif'i görmemle yok olduğunu sandığım utanma duygum geri geldi bir anda.

Ferman beni yavaşça koltuğa bıraktı.
Sonra Elif'e baktı. Çatık kaşları ve sert bir ifadeyle.

Elif.? Senin burda ne işin var. Hoş geldin. "

Dedim. Sonra Ferman'a dönerek.

" Ferman bu arkadaşım Elif."

"Biz tanışmıştık." Dedi Elif'e yaklaşarak.

"O piçin kim olduğunu Elif söylemişti. Bu sayede zaman kaybetmedim seni ararken.
Hoşgeldin Elif. "

"Ho.Hoş... Bulduk."

Dedi kız.
Korku ve heyecandan ölecek gibiydi duruşu.

"Rahatınıza bakın benim yukarda biraz işim var birazdan gelirim."

Dedi ve üst kata yöneldi.
Elif rahatlamış bana bakarken.

Kerem:
"Ihıhmm." Genzini temizleyerek.

" Elif. Hoşgeldin.
İlk tanışmamız hoş bir zamanda olmamıştı.
Bu yüzden sıfırdan başlayalım."

Dedi gülümseyerek.

"Ben Kerem Demirdağ."

Bende Gülce Demirdağ."

"Bende Elif Nazlı Karadeniz. Memnun oldum.

"Bizde. "

Gülce:

"Elif'cim evinde gibi hisset lütfen bizde Kerem ile üzerimizi değişip gelelim. "

Diyen Gülce ve Kerem 'in arkasından bakan Elif'in kızarmış hali dikkatimi çekti. Yukarıya çıkan Kerem'in arkasından bakışları takılı kalmış beni unutmuştu adeta.

" Aslı Elif'i de kaybettin.
Kerem'e abayı yakmış görünüyor."

Alev'in söylediği şeyle.
Sesli şekilde gülmeme engel olamadım.

Gülmemle Elif afallamış olarak bana döndü.

"Elif. Hayırdır daldın gittin."

"Ha. Şey.. Yok.."

"Buyur otur. Hoşgeldin.
Sen burayı nasıl buldun. "

"Şey..Okuldan aldım adresini.
Ogün olanlardan sonra nasıl korktum, üzüldüm anlatamam.
Sen birden ortadan kaybolunca seni çok merak ettim.
Ne yapacağımı bilemedim.
Sonra tesadüfen Kerem aradı. Telefonun bende olduğunu bile bilmiyordum çalana kadar.
Telefonu açınca Kerem seni sanarak konuşurken senin okulda olmadığı bir saattir kayıp olduğu söyleyince hemen okula geldiler.
Sonrada Ferman Beye haber verdiler. Kameralardan enson aşağı doğru gittiğini gördük.
Ama Ferman Bey çok zeki biri.
Park halindeki arabaların kameralarını inceleyip Cenk'i hemen tesbit etti.
Sonra beni bir adamıyla eve yolladı. Bidahada sizden haber alamadım.
Çok merak etsem de sizden kimseye ulaşamadım.
Çantan ve telefonun bendeydi ama telefonun şifreleydi açamadım. Kimseye ulaşamadım meraktan öldüm. Sonunda dayanamayıp okuldan adresini alıp eve gelmeye karar verdim.

Esma hanım henüz gelmedi diyince önce korktum seni hâlâ bulamadılar sandım. Ama bulunduğunu duyunca o kadar sevindimki.
Meğer eve gelmediğini söylüyormuş Esma hanım.
Ama sağ olsun Esma hanım eve gelene kadar istersem bekleyebileceğimi söyledi.
Bende bekledim.
Çantanı ve telefonunu da getirdim."

"Şimdi nasılsın."

"Teşekkür ederim. İyiyim.

"Ama yürüyemiyorsun."

"Evet bacağımı yaraladım bir iki gün üstüne basamayacağım."

"Eline ne oldu. Küçük bir yanık."

Elif'e baktığımda gözleri dolmuştu.
Birden bana sarıldı ve ağlamaya başladı.

"Şükürler olsun ki sana bir şey olmadı.
Bir an seni birdaha göremeyeceğimi sandım."

Dedi hala ağlıyordu.

"Tamam ağlama geçti. Bir an bende korktum gerçekten ama kurtuldum. Ferman sayesinde."

"Çok şanslısın Aslı.
Böyle bir nişanlın var.
Seni ararken nasıl endişeliydi bir bilsen. Seni ne kadar çok sevdiğine okuldaki herkes şahit oldu.
O günden beri sadece sen ve Ferman Bey konuşuluyor okulda.

"Eminim Jale kuduruyordur. "

Dedim gülerek.

"Hemde nasıl. Bütün gün suratı bir karış gezdi."

"Oh olsun ona. Hele birde düğünü duyunca tamamen delirir heralde. "

"Düğün? "

"Evet.Düğün tarihini öne almaya karar verdik."

"Ayy. Çok sevindim ne zaman. "

"10 gün sonra. "

Ne zaman geldiğini farketdemediğim Ferman yanımıza gelmiş, elleri ceplerinde bize bakarak.

"10 gün sonra bizim yeni açılan 5 yıldızlı Demir otelin balo salonunda olacak düğünümüz.
Bütün ülke bu düğünü konuşacak.
Söz verdiğim gibi. "

Ağzım açık baka kalmıştım.

"Ferman?
Sen ne zaman ayarladın. "

"Otel zaten benim güzelim."

Dedi yanıma oturarak.

"Birde randevumu alsaydım."

Diyerek yüzümü avuçlarının arasına aldı, yine alnımdan öptü.

"Hişt. Ferman. Ayıp oluyor."

Dedim dişlerimin arasından.

"Nedenmiş."

Ferman sırtını koltuğa yaslayıp bacak bacak üstüne atmış direk Elif'e bakıyordu.
Elif Ferman'ın halinden tedirgin olunca.

"Aslı ben artık kalkayım.
Sonra yine görüşürüz."

"Tamam canım. Çantamı getirdiğin için teşekkür ederim."

"Rica ederim. Bu arada son derslerin notlarından çoğaltıp sanada verdim, çantanda."

"Teşekkür ederim. Notlar benim için önemliydi. "

"Elif ayağa kalkmıştı ki."

"Elif hanım aceleniz yoksa yemeğe kalın.
Aslı'nın arkadaşına her zaman evimizde ve masamızda yer vardır.
Evinize araba ile bırakırız. "

"Evet Elif kal lütfen."

Diyen. Arkadaki Gülce idi.

"Şey.. Ne diyeceğimi bilemedim ki ben şimdi."

"Diyecek bir şey yok. Kal lütfen Elif."

Dedim gülümseyerek.

" Peki "

Esma Sultan :

"Ferman oğlum masa hazır, buyrun."

"Esma Sultan. Elif hanımda bize eşlik edecek."

"Tamam oğlum. "

"Hadi herkes masaya."

Dedi, Ferman.

Biraz da emir vâri.
Kerem Gülce ve Elif mutfağın yolunu tutarken, Ferman da ayağa kalktı ve bana baktı.
Bir çocuk gibi kollarımı havaya kaldırdım gülümseyerek.
Yavaşça beni kucağına aldığında boynuna sarılarak yanağından öptüm.

"Teşekkür ederim."

Dedim.
Önce biraz şaşkın şekilde bana baktı.

"Küçücük bir öpücüklemi teşekkür ediyorsun. Borç hanene yazıyorum bu kucakları. Düğünümüzden sonra.. "

Dedi ve kulağıma eğildi.
Fısıltıyla söylediği şeyle , "Seni.... "

Dedim ama devamı gelmedi.
Ferman'ın bana olan âşık bakışlarıyla kaldım öylece.
Bende mest olmuş şekilde baktım sadece. Sonra başını omzuna koydum burnumu boynuna gömdüm. O misk ve erkeksi kokusunu içine çektim.
Burada böylece yüz yıl kalabilirdim.

Ama Ferman'ın hadi gidelim de yemeğini ye sonrada ilaçlarını iç. Dediği anda büyü bozuldu.

Ferman ile birlikte mutfağa giderek sandalyeye oturdum sağ bacağımı diğer sandalyeye uzattım.
Daha rahat hissettiriyordu bu.
Birlikte güzel bir akşam yemeği yerken herkese tek tek baktım.

Ben hastane odasında yalnızlıktan aklımı kaçırmaya ramak kala Alev'in arkadaşlığıyla yaşamaya mecbur kalan Aslı iken, şimdi gerçek bir ailem oluyordu.

Bu benim için bir mucizeydi.
Yemekten sonra ilaçlarımıda içince herkes salona yürüyerek geçerken ben yine Ferman'ın kucağında geçtim. Ferman'ın kulağına buna alışabilirim. Dediğim de bana bakarak gülümsedi.

"Gülme be adam gülümseyerek öldüreceksin beni.
Kalbim titriyor sen gülerken."

Dedim. Ama içinden.
Çünkü bunuda dersem Ferman'ın elinden kurtulamayabilirim.

Biz koltukta otururken Esma teyze kahveleri getirdi.
Kahvelerimizi içerken Elif'in hali dikkatimi çekti.
Sık sık ama çaktırmamaya çalışarak Kerem'e bakıyordu.
İşin garibi Kerem de aynısını yapıyor ama birbirlerini farketmiyorlardı.

Yanımdaki Ferman'a sol dizimle dokununca bana baktı.
Gözümle onları işaret edince oda bir Kerem'e bir Elif'e baktı.

Sonra bir kaşı havada gülümsedi.

Elif'in.

" Ben artık kalkayım. "

Demesiyle ayağa kalkması bir oldu.

Ferman ve çocuklarda ayağa kalktılar.
Elif yanıma gelerek.

"Sonra yine görüşürüz.
Kendine iyi bak çabuk düzel.
Ben senin içinde not tutarım sana getiririm. Telefonlada haberleşiriz dersleri söylerim. "

"Teşekkür ederim Elif. Bulunmaz bir arkadaşsın."

Dedim imali şekilde.
Herkes birlikte kapıya doğru yürürken Ferman önce bana baktı göz kırparak.
Bende kaşlarımı çatarak baktım.
Ne anlatmaya çalıştı şimdi bu.

"Kerem. "

"Efendim abi."

"Sefer ile birlikde Elif hanımı evine kadar bırakın."

"Hı. Ha... Tamam."

"Hiç gerek yok."

Diyen Elif'in kırmızı yüzü görülmeye değerdi.

"Gerek var."

Dedi Kerem. Bu sözüne şaşırmıştık. İkisi birlikte evden çıkarken arkasından kıs kıs gülmeye başladım.

Gülce:

"Eh bana müsade biraz ders çalışıp sonrada yatacağım. Size iyi geceler abicim. Yengecim..."

Gülce yengecim kelimesini bilerek vurgulayarak söylemişti.
Çünkü bugüne kadar hiç yenge dememişti. Ama düğün tarihi kokusundan sonra artık resmen yengeliğee doğru gidiyordum.

" İyi geceler Gülce. "

Ferman gelip,

" Hadi artık sende doğru dinlenmeye."

" Ferman."

" Efendim. "

" Şey..."

"Ney!"

"Ona ne oldu. "

Ferman birden Alev almış gözleriyle bana baktı.

"Sadece merak ettim."

Dedim. " Onu öll.."

Birden ayağa fırladı Ferman.
Bir anlık korkuyla gözlerimi sımsıkı kapatarak geriye çekildim.
Öylece gözüm kapalı durdum.
Gözlerimi açmaya cesaret edemedim.

Ferman sessiz bekliyordu.
Gözlerimi yavaşça açtığımda hala bana bakıyordu. Ani bir hareketle beni kucağına aldı.
Ellerim kucağında sessizce bekledim beni taşırken.

Ne o konuştu ne ben.
Merdivenlerden çıkarak üst kata çıktık. Odamın kapısını dizlerimin altındaki eliyle açarak odaya girdi.

Beni yavaşça yatağa bıraktı.
Kızgındı. Düşünüyordu. Ama bana cevap vermiyordu.

Arkama bir yastık yerleştirerek. Beni geriye yasladı. Sonrada bacaklarımı yatağa uzattı ve odadan çıktı.

"Neden bu kadar kızdı şimdi bu."

"O pisliği hatırlatmama kızmış olabilirmi. " Dedi Alev.

"Ne dedim ben ya. Sadece onu öldürdü mü yoksa diye, merak ettim."

"Aslında şuan sana ne yapsa haklı. Sana o kadar söyledim, uyardım.
Beni dinlemedin.
Bu Cenk takıntı yapacak dedim aldırmadın.
Şimdi şu haline bak. Hastaneden kaçtıktan sonra toplam kaç ay sargısız gezdin Aslı. Artık daha dikkatli olmalısın Aslı. Ben her zaman olmayacağım. Birgün tek başına kendi ayakların üzeride duracaksın. Başın sıkıştığında çözümü kendin bulacaksın."

"O ne demek şimdi. Beni bırakıp gidecekmisin."

"Zamanı geldiğinde tabiki gideceğim."

"Olmaz gitme. Ben... Beni bırakma. "

"Saçmalamayı bırak Aslı. Benim seninle ömür boyu olmamı bekleyemezsin."

"Evet ama daha erken. "

"Bende bugün demedim zaten. Artık aklını başına toplamalısın. "

Kapının açılmasıyla Alevle olan konuşmamı bitirdim.

Gelen Ferman dı Elinde ilaçlarının olduğu poşet ve ilk yardim kutusu vardı.

Sandalyeyi çekerek yatağımın yanına oturdu.
Sonra eşofmanın bacağını yukarıya, yaramın üzerine kadar çekti.

Getirdiği küçük makasla sargıyı keserek açtı. Sonrada pansuman yaparak tekrar sarmaya başladı.
O sustu ben sustum. Sonra elime geçti.

Elindeki sargıyı yavaşça açmaya başladı. O kadar yavaştıki. Elimdeki yanıkları tekrar gördüğünde çenesindeki kasılmayı görmemek mümkün değildi.
Kremi sürmeye başlayınca elimin acısıyla dişlerimi sıktım ama belli etmemeye çalışarak.
Çünkü yanık acısı dikiş acısından zormuş onu anlamıştım.

Ben dişlerimi sıkarken bir an Ferman gözlerime sonra dişlerimi sıkışıma baktı. Bu kez devam ederken üflüyordu.

"Birazdan geçecek. Bu krem ağrı kesici. Acısını dindirir birazdan. "

"Hıhı. Tamam." Dedim sadece.

Ferman bütün malzemeleri toplayıp aynamın önüne bıraktı.

Sonra yataga uzanmama yardım ederek üzerimi örttü.

Odadan tekrar çıktı. Biraz sonra tekrar geldi.
Üzerinde pijamaları vardı.
Yanıma yatarak beni kucakladı.
Normalde çemkirirdim ama bu kez ses çıkarmadım. Dün geceki uykunun tadı hala damağımdaydı.

Ferman daha sıkı sarılıp burnunu saçlarıma dayayarak derin bir nefes aldı.

"Yaşıyor. Ömür boyu sana borçlu olarak yaşayacak. "

Ferman Kağan'ın söylediklerini dikkate almıştı.

Duyduğum şeyle huzurlu uykumun kollarına bıraktım kendimi.

***********************************

Eveet bölüm sonu canlarım Beğeni ve yorumlarınızı bekliyorum.

Loading...
0%