Yeni Üyelik
76.
Bölüm

🔥D.76 Düğün

@azamet_29_2

Kucağımdaki Aslı ile arabaya bindim. Hemen hastaneye döndük.
Kağan hapın ne olduğunu öğrenmişti. Ona görede ilaç verdi Aslı'ya.

Şuan yatağında sakin şekilde uyuyordu.
Yatağa, yanına oturdum.
Elini tuttum.

"Küçük baş belam..." Dedim.

"Caddeye fırladığında duyduğum fren sesinde bir an öleceğimi sandım çok korkutun beni."

Kapı açıldığında arkama baktım.
Gelen Kağan dı.

"Ee nasıl hastamız."

"Hala uyuyor.
Bu kadar uyması normal mi?"

"Normal.
Gecenin 5 i. Keşke bende uyuyabilsem."

Dedi Kağan. Esneyerek.

"O hapı nasıl içmiş."

"Kına gecesi yapılacak diye tutturdular.
Bende izin verdim.
Gelen kızlardan biri Aslı'yı sevmeyen şımarık tiplerden biri. Aynı okuldan hemde.
Gizlice içeceğine katmış.
Bu saftirikte anlamamış içmiş."

"Neyseki bağımlılık yapacak kadar değil."

"Kağan.
Ne zamana kadar uyur. "

"Bilmem.
Sabah kendine gelmesi lazım."

"Uyanmasın."

"Anlamadım."

"Ben dönene kadar ilaç milaç bişey ver uyusun."

"Neden?
Nereye gidiyorsun."

"O kızı ve ailesini bi ziyâret şart oldu."

"Ama aklım Aslı'da kalacak.
Ben dönene kadar uyursa aklım kalmaz."

"Tamam.
Uyuması için bir ilaç veririm ama başını belaya sokma bak. Evlenecekken iş çıkarma kendine."

"Meselede oya.
Aslı olmasa hepsinin canına okurdum.
Bunu bilir gibi her bok aynı anda buluyor beni. Aslı var diye elim ayağım bağlı bunu biliyorlar sanki.
Her neyse.
Aslı sana emanet." Dedim.

Aslı'ya yaklaşarak alnından öptüm.

"Ben gelene kadar uyu güzelim."

Odadan çıkarken.
"Dediklerimi unutma. Dedi Kağan.

"Taamaam anladık."

"Bende şu koltukta uyurum git ne halin varsa gör."

Odanın dışına çıktığımda Sefer de gelmişti.

"Sefer,sen burada bekle.
Birşey olursa ara.

Zafer, seninle işimiz var."

"Tamam abi."

Sefer'i odanın önüne nöbete dikip Zafer ile arabaya gittim.

"Abi nereye gidiyoruz."

"O kızı ve ailesini bulup ziyaret edeceğiz." Dedim tıslayarak.

Zafer arabayı kullanırken bir kaç telefon görüşmesi ile kızın adını verip ailesinin kim olduğunu öğrendim.
Necati ve Sevgi Öztürk' ün kızları Jale Öztürk.

Bir arama daha yaptım.

"Alo Cihan."

"Abi?
Bu saatte hayırdır.
Güneş doğdlumu ki ya." Dedi esneyerek.

"Uyan lan lazımsın.
Necati Öztürk hakkında bilgi lazım."

"Hangi Necati şu kumaş patronu olan Necati mi? "

"Kumaş fabrikası varmış.
Aynı kişi olmalı."

"Tamam bana yarım saat ver."

"15 dakikan var."

"Dalga mı geçiyorsun?"

"14 Kapat."

Cihan'ın bilgi ağı genişti güveniyordum ona.
15 dakika sonra Cihan geri aradı.

Hâlâ esneyerek, konuşmaya başladı.

"Necati Öztürk.
Sevgi Öztürk.

Adam evli. 55 yaşında.
Karısı 50 yaşında.
Bir kızı var.
Jale Öztürk.
Adam ölen kayınpederinin tek damadı olarak şirketlerin başına geçmiş.
İşinde gücünde pis işi yok.
Ama arada gece kaçamakları yapıyor.
İçmeyi ve sarışınları seviyor.

Evinin ve iş yerinin adresini yolluyorum."

"Tamam sağol."

"Abi? "

"Ne? "

"Kurban olayım beni gece arama. "

"Git yat lan."
Dedim ve kapattım telefonu.

Saatime baktım.
Adamı bulana kadar sabah 8 olmuştu.

"Zafer şu adamın iş yerine gidelim." Dedim adresi vererek.

Abi bu şehrin trafiğinde bi 40 dakikası var. Biraz uyu istersen.

"Denerim."
Dedim gözlerimi kapatarak.
Ama olmuyordu.
Gece yaşananları hatırladıkca uyku falan tutmuyordu.
45 dakika sonra adrese gelmiştik.

Arabadan inerek şirkete baktım.
Çok büyük bir yer değildi. İçeri girip adamın olduğu kata çıktık.
Sekreterin yanına gelerek.

" Necati Bey yerindemi?"

"Evet ama misafiri var yanında beklerseniz haber vereyim. "

"Gerek yok."
Dedim, direk odaya girerek.

Odaya girdiğimde Necati ve masasında oturan şımarık kızı sohbet ediyordu.
Beni görünce ayağa kalktılar.

"Oo Ferman Demirdağ.
Sizi burada görmek ne şeref.
Hoşgeldiniz. Buyrun lütfen."

Jale nin yüzü anında değişti beni görünce.

"Babacım ben artık okula gideyim."

Diyerek kapıya yöneldi.
Ama Zafer kapının önüne geçerek yolunu kapattı.

"Necati Öztürk.
Hiç hoş gelmedim.
Dün nişanlım evde kendi kına gecesinde kızınız tarafından hastanelik edildi."

"Ne! Anlamadım?"

Dahada yaklaştım.
Masanın önüne gelerek yumruğumu masaya geçirdim.

"Dedimkii. Kızın nişanlımı zehirledi. "

Adam anında kızına baktı.

"Hayır baba öyle bişey yapmadım.
Yalan söylüyorlar."

İşaretimle,Zafer Jale'ye yaklaşıp arkasına geçerek kollarından tuttu.
Jale ne olduğunu anlayamadan debelenmeye başladığında babası olacak adam.

" Hey! Ne yapıyorsun. Bırak kızımı." Diye bağırsada umursamadım.

Bu arada Jale de.

"Bırak.
Bıraksana ben bişey yapmadım."

Diyerek zafer'in elinden kurtulmaya çalışıyordu.

Jale'nin yanına gelerek çenesinden tuttum sımsıkı.

"Kıpırdama ,çeneni kırdırma bana." Dedim.
Parmağımla gözlerini açıp göz bebeklerine bakarak.

Sonrada Zafer'e, "Bırak." Dedim ve Necati'ye döndüm.
Necati sinirli şekilde yanımıza gelmiş

"Siz ne yaptığınızı sanıyorsunuz. Hemen çıkın odamdan."

Diye bağırdı.

Şuanki sinirim o kadar fazlaydı ki kendimi zor tutuyordum.
Necati'nin yakasına yapışarak.

"Ulan!" Dedim.

"Seni şuracıkta boğarım.
Geceleri dışarda uçkurunun peşinde gezene kadar evindeki kızınla ilgilen. Kızın bağımlı olmuş.
Hapçı olmuş. İçtigi haplardan biriyle sevdiğim kadını hastanelik etti.
Adam ol da kızına sahip çık.
Bugünden tezi yok.
Kızını o okuldan alıyorsun.
Nereye istersen oraya yolla ama o okulda onu... O hapçı kızını görmeyecem.

Yoksa geceler boyu alemlerdeki Necati'yle hapçı kızını bilmeyen kalmaz. Bu da ilk ve son uyarım.

"Nişanlıma dua edin lan."
Dedim sinirle.

"Eskiden olsa sizi burdan sedyeyle çıkarırlardı."

Necati yi bırakıp Jale'ye döndüm.
Yanına yaklaşıp.

Cenesinden tekrar sıkıca tutarak,

"Dua et kızsın.
Yoksa senin o suratını tanınmaz hale getirirdim."

Dedim dişlerimin arasından.
Sonrada Zafer'e döndüm.

"Gidelim."

Diyerek odadan çıktım.
Arkamdan Jale'nin sesini duydum. Babasından yediği tokatla attığı tiz çığlığın sesiydi.

Binadan çıktığımda sinirim hâlâ geçmemişti.
Saate baktım 10 u geçmişti.

"Hastaneye dönelim. "

Dedim, arabaya binerek.
Geldigimizde öğlen olmak üzereydi.

"Zafer koçum git dinlen biraz."

"Abi ben iyiyim. "

"Zafer!"

"Tamam abi."

Asansöre binip Aslı'nın olduğu kata çıktım. Hâlâ uyuyor olmalıydı.

507 numaralı odaya geldiğimde Sefer kapının önündeydi.

"Sorun çıktımı?"

"Hayır abi bi sorun yok."

İçeriye girdiğimde Aslı hala yatakta uyuyordu.
Kağanda koltukta sızıp kalmıştı.
Kağan'a yaklaştım.

"Kalk oğlum git evine uyu."

Kağan panikle kalktı yerinden.

"Ne var. Ne oluyor?"

"Kalk git evine diyorum." Dedim.

Sonra Aslı'nın yanına geldim. Ceketimi çıkartıp yatağın kenarına bıraktım.

Kağan:
"Sayende eve gerek kalmadı.
Şimdi odama gidip yine hasta bakacağım. "

Dedi ve esneyerek çıktı odadan.
Söylediklerine aldırmadım,gözüm sadece Aslı'daydı.

Aslı'yı izledim bir kaç dakika.
Sonra yanına uzanarak kolumu başının altına koyarak göğsüme çektim sevdiğim kızı.

Özlediğim kokusunu içime çekerek gözlerimi kapadım.
Onun yanındayken daha rahat uyumaya başlamıştım.

Ne kadar uyudum bilmiyorum.
Aslı'nın kıpırdanışlarıyla uyandım.

Aslı yeni yeni uyanıyordu.
Gözlerini araladığında mavi gözlerini gördüm. Aslı'ydı.
Gözleri normale dönmüştü.
Beni görür görmez ağlamaya başladı.

"Ferman." Dedi ellerini kendi göğsüne koyup başını önüne eğerek.

"Özür dilerim. "
Hâlâ ağlıyordu.

"Ben.. Ben vazgeçtim evlenmekten."

"Ne! " Dedim şaşkın şekilde.
"Ne diyorsun Aslı sen?"

Burnunu çekerek ve iki gözü iki çeşme ağlayarak,konuşmaya devam etti.

"Ben... Benden sana iyi bir eş olmaz.
Kendi kına gecemi bile rezil ettim."

Derken.
Dahada şiddetlendi ağlaması.

"Sürekli başına bela oluyorum."

Hıçkıra hıçkıra ağlıyordu şuan.
Başını kaldırarak gözlerini bana çevirdi.

"Sen daha iyi birine layık..."

Devam etmesine izin vermedim.
Dudaklarımı dudaklarına bastırdım.
Sarılıp dahada kendime çektim.
Dudaklarından uzaklaştığımda sulu ve kocaman gözleriyle bana bakıyordu.
Alnından tekrar öptüm.
Sen benim kaderimsin.

"Ölsemde ölsende senden başka kimseyi sevmem."

Gözlerime baktı.
Ellerini ve yüzünü göğsüme dayadı. Dahada ağlayarak.
"Özür dilerim." Dedi.

"Şişşt. Tamam senin suçun değildi.
Ağlama artık. Hepsi geçti. "

Dedim sarılarak.
Ağlayışı bir süre sonra yavaşladı.
Sonra tekrar uyudu.

Uyuduğunu anladığında bende gözlerimi kapadım. Kokusuyla uykuya daldım.

*****
Akşam olmuş hastaneden çıkmıştık.
Arabaya binene kadar Kağan'ın sorduğu şeyler dışında tek kelime etmedi Aslı.
Yol boyuncada hiç konuşmadı.
Eve geldiğimizde koşarak yanına gelen Gülce:

"Aslı." Dedi sarılarak.
"Nasılsın. Çok korktum.
Çok endişelendim."

"İyiyim. Odama gitmek biraz dinlenmek istiyorum. "

"Tamam canım nasıl istersen."

*****
Odama girip yatağıma dizlerimi karnıma çekerek cenin pozisyonunda yatarak gözlerimi kapattım.
Hiç halim,hevesim, heyecanım kalmamıştı.

Ferman hastanedeyken her şeyi anlatmıştı.
Gece yaptıklarım aklıma geldikçe ölmek istiyordum.
O Jale'ye nasıl kandım.
Alev'i dinlemeli onu evden dışarı atmalıydım.
Yada Ferman'ı dinlemeli kına falan yapmamalıydık.

Yerimden kalkarak aynaya yürüdüm. Karşısında durarak kendimi izledim.
Üzerimde bir eşofman takımı ama saçlarım maşalı simli yüzümde akşamdan kalan makyajdan geriye kalanlar,gözlerimin etrafı rimel ve maskara. Rezil durumdaydım.
Bir duşa girmeliydim.
Doğruca banyoya girerek kuveti sıcak su ile doldurdum.
İçine şampuanı boşalttım.
İyice köpürtüp kendimi suya bıraktığımda gerçekten iyi gelmişti.

Odamın kapısının açılmasıyla
Ferman'ın sesini duydum.

"Aslı?"

Cevap vermedim.
Konuşacak dermanı kendimde bulamadım. İçinde bulunduğum suya biraz daha sığındım.
Burnuma kadar suyun içindeydim.

Ferman hızla banyoya girdi.
Sonra da gözlerini devirerek.

"Neden cevap vermiyorsun güzelim. " Dedi.
Bu sorusunada cevap vermedim.
Sadece suya bakıyordum.

Ferman yanına gelip küvetin kenarına oturdu.

"Böyle yapma Aslı. Kendini boşuna üzme. Hepsi geçti. "

"Geçmiyor.
Aklımdan çıkmıyor.
Kendime kızmaktan başka birşey gelmiyor elimden. Nasıl böyle bir oyuna geldim. Alev'i yada seni dinlemeliydim."

"Hadi artık daha fazla kendine işkence etmeyi bırak.
Şimdi işini bitir ve aşağı in. Akşam yemeğine seni bekliyoruz."

"Sen in.Benim iştahım yok burda kalmak istiyorum."

"Sana 10 dakika veriyorum. Aslı."

Dedi. Ferman kulağıma eğilerek.

"Döndüğümde hala bu suyun içinde olursan... Bende gelirim.."

"Ne! Seni.. Seni...Sapık. " Dedim sinirle.

"10 dakikan var Aslı'm. 10 dakika."

Dedi ve çıkıp gitti.

"Gıcık adam."

Hızlıca işimi bitirip banyodan çıktım. Üzerime rahat kıyafetler giyip saçlarımı taramaya başladığımda Ferman girdi odaya.

"Nihayet."

Dedi.Yanıma gelip arkamdan bana sarılırken.
Burnunu boynuma gömerek derin bir nefes çekti.

"Yasemin kokulum.
Hadi yemeğe."

"Ferman."

"Söyle güzelim."

"Sen delisin."

"Öylemi. Neden?"

"Sana bir şans vermeme rağmen benim gibi biriyle evlenmekte kararlısın. "

"Sen benim kaderimsin.
2 gün sonra karım.
Belki 9 ay sonrada kızımın annesi olacaksın."

Aynadan baktım omuzunun üstünden bana bakan adama.

"Ölsemde,ölsende yalnız seni seveceğim."

Dedim arkamı dönüp sarılarak.

"Bir dakika ya. Ne 9 ayı ne kızı.
Birincisi nerden biliyorsun kız olacağı.
İkincisi benim acelem yok.
Hâlâ okumaya çalışıyorum."

Ferman beni kollarının arasına aldı alnımdan öptü yine.

"Bizim kızımız olacak rüyamda gördüm."

"Sende mi gördün. Bende görmüştüm."

Dediğim de gülen gözlerle bakıştık.

"Hadi bu kadar lak lak yeter.
Aşağı inip gelecekteki kızımın annesinin karnını doyuralım."

Birlikte aşağı inip mutfağa girdiğimizde Kerem ve Gülce bizi bekliyordu masada.
Sessizce masaya oturup.

"Dün akşam olanlar için özür dilerim." Dedim. Başım öne eğik.

Kerem:
"Dün akşam mı?
Ablacım dün akşam ne olduki."

Dedi. Gülümseyerek.

Mesajı almıştım. "Teşekkür ederim."
Dedim sadece.

Gülce:

"Abi düğün günü için herşeyi halledebildinmi."

"Evet. Herşey hazır. "

"Sizin aksinize ben daha dikkatliyim." Dedi Ferman bana gülümseyerek.

❤❤❤❤

Düğünümüz vaaar.

Sabaha kadar doğru düzgün uyuyamamıştım.
Bugün düğünümün olduğuna inanamıyordum.
Gece boyuncada inanamadım.

İnanılmaz şekilde geçirdiğim 3 yılın sonunda sevdiğim insanla hayatımızı birleştirme kararı almıştık.

Çok heyecanlıydım. Mutluydum. Korkuyordum. Ağlamak üzereydim. Yani duygu karmaşasındayım.

Kapı tıkladı ve Gülce ile Elif içeri girdi.

"Elif sen ne zaman geldin."

"Yarım saat oldu."

Olanlardan Elif'e bahsetmemiştik.
Gülce:
"Hadi Aslı kalk önce bir duş al sonra sıkı bir kahvaltı.
Bugün bir daha ne zaman yersin bilemiyorum."

Elif ve Gülce kollarımdan tutup beni çeke çeke götürüp banyoya bıraktılar.
Rutin işlerimi halledip güzel bir duş aldım.
Bornozumu giyip odama geldiğimde ikisi hâlâ odadaydı.

"Siz neden burdasınız."

"Seni bekliyoruz,birlikte inelim dedik.
Bu arada abim aradı.
İki saat sonra bizi almaya gelecekmiş.

Buradan çıkıp doğru otele gideceğiz.
Zerda Hanımlada konuştum.
Bizi otelde bekleyecekler.
Kuaför kızlar ve yardımcı kızlar. Hepsi orada olacak."

"Anladım.
Şimdi çıkarsanız giyineyim."

Kızlar çıktıktan sonra üzerime kolayca değiştirebileceğim rahat spor tarzında bir kıyafet giydim.
Saçlarımı tarayıp arkaya atarak açık bıraktım.
Sonrada odamdan çıkarak aşağıya indim.
Salonda oturan kızlar beni görünce,

" Hadi Aslı hızlan diyerek mutfağa geçtiler."

"Tamam geldim.
Daha vakit var siz benden daha meralıymışsınız."

Masaya oturduk.
Bir yandan kahvaltı yaparken bir yandan düğün hakkında konuşuyorduk.

Elif:

"Aslı balayına nereye gidiyorsunuz."

"Balayımı?
Öyle birşey konuşmadık. Hem ben balayı falan düşünmedim hiç."

"Cidden mi."

"Evet Elif cidden."

Gülce'ye baktım pis pis sırıtıyordu.

"Gülce.?
Neden gülüyorsun."

"Sanırım abim henüz sana söylememiş."

"Neyi?" Dedim çayından bir yudum alırken.

"Dubai' yi. "

Elif'in.

"Nee."

Dediği anda ağzımdaki çayı püskürerek öksürmeye başladım.
Gülce kahkaha ile gülerken

Elif:

"Ayy. İnanamıyorum. Muhteşem yaaa."

Diyerek hayran bakışlar atıyordu.

"Gülce ne diyorsun.
Ne Dubai si. "

"Evet abim 1 hafta Dubai tatili ayarlamış. Ama galiba süprizi bozdum." Dedi kıkırdayarak.

"Muhteşem bir yerdir eminim.
Geceleri ayrı gündüzleri ayrı geçirirsiniz abimle."

"Gülce yaa. Ne biçim konuşuyorsun.
Çok kötüsün."

"Niye. Ne dedimki yalan mı."

"Romantik gecelerinizin üstüne gündüz Dubai'de gezmek..."

"Sus Gülce." Dedim elimle ağzını kapatarak.
Ama kahkahayla gülmesini engelleyemedim.
O bana gülerek bakarken ben utancımdan kıpkırmızı bakıyordum.

"Hâlâ burdamısınız.
Niye hazır değilsiniz."

Duyduğum sesle arkamı döndüğümde Ferman'ı gördüm.
Eyvah,konuştuklarımızı duydu kesin.

Hızla kalkıp.

"Hemen geliyorum." Diyerek merdivenlere yönelmiştimki
Kolumdan tuttu Ferman.

Bana bakarak.

"Yüzün kıpkırmızı ateşin mi var. " Dedi eliyle alnıma dokunarak.

"Yok.
Şey... Çay.
Çayı sıcak içtim." Dedim.

Aklıma gelen ilk yalanı söyleyerek.
Elinden kurtulup merdivenlere yönelmiştim ama arkamdan gelen gülme seslerini duyuyordum.
Rezillik diz boyu.

Hemen odama çıkarak kendimi banyoya attım. Elimi yüzümü yıkayarak derin bir nefes aldım.

"Pis fesat kızlar."

Dedim ellerimle yüzüme vurarak.
Sonra odamdan çantamı alarak kapıdan çıkıp aşağı indim.

" Hazırım. "

Ferman yanına geldi.

" Hadi güzelim." Dedi belimden sarılarak.
Sonrada birlikte kapıdan çıkarak arabaya yürüdük.

"Yine orduyla mı gideceğiz."

Dedim sıralı arabaları görünce.

"Alış güzelim."

"Alışacağız artık ne yapalım."

Arabaya bindiğimde Elif önde Gülce arkada oturuyordu.
Bende Gülce'nin yanına Ferman da benim yanıma oturduk.

Gülce'nin yüzünde hala fesat gülümsemesinin izleri vardı.
Ferman'a baktım.

"Ferman."

"Söyle güzelim."

"Şey... Annemle babamı görmeye gitmek istiyorum.
Otele gitmeden... Sakıncası yoksa..."

Ferman bana baktı.

"Tabiki iste yeter.
Zafer duydun."

"Tamam Abi."

Birlikte mezarlığa gittik.
Arabadan önce Ferman indi sonra ben.

"Siz kalın."
Dedi Ferman Gülce'ye.

Birlikte büyük demir kapıdan geçerek içeri girdik.

"Önce anneme gidelim." Dedim.

"Tamam, gidelim."

Dedi Ferman arkamdan sarılarak.
Önce annemin kabrine geldik.
Yanına yere diz çöktüm.

"Annem...
Ben geldim.Aslı.

Seni çok özlemişim annem...
Toprağın bile sen kokuyor.
Annesizlik çok zormuş annem...
Dünyada yalnız bir kız çocuğu olmak çok zormuş.
Hele birde evlenirken...
Anne. Evleniyor kızın.
Bir yuvası olacak.
Ama annesi babası olmayacak artık.
Yokluğun çok belliydi hayatımda.
Çok yalnızlık çektim.
Ama artık yalnız değilim.
Bak sana sevdiğim adamı getirdim annem.
Gör istedim.
Ne kadar güzel bir insan.
Hem içi hem dışı.
Sizden sonra beni seven tek insanı gör istedim. ANNEM...

Dedim.
Gözlerimden akan yaşlara engel olamadan.
Ferman yanıma eğildi beni kaldırdı kucakladı.
Annemin mezarına bakarak.

"Kızınız bundan sonra bana emanet.
Sizin yoklugunuzu hissettirmemek için elimden geleni yapacağıma emin olun." Dedi.

"Hoşçcakal annem yine geleceğim."
Dedim yanından ayrılırken.
Sonra babamın mezarına gittik.

Gördüğüm şeyle şaşkın baktım.
Babamın mezarı yeniden yapılmıştı.
Son geldiğimde zar zor bulmuştum yerini.
Çünkü ben hastanede iken Neriman ve Demir öylece defnetmiş bir daha da uğramamışlardı.

Ferman'a baktım.

"En azından bir kabri olmalı." Dedi.

Babamın yanına dizlerimin üzerine çöktüm.
Babam ben geldim.
Sana damadını getirdim.
Gördünmü nasıl bir insan.
Hiç tanımadığı birinin kabrini yaptıracak kadar kocaman bir kalbi var.
Yaşasaydın, tanısaydın sende çok severdin onu eminim."

Dedim ağlayarak.
Babam...
Bugün düğünüm var.
Sizinde olmanızı ne çok isterdim. Annem ve babamın yanımda olması için herşeyimi verirdim. Ama kader."

Dedim . Hâlâ ağlıyordum.

"Bana dua edin mutlu olmam için dua edin."
Dedim kalkarken.
Ama bir an sendeledim,başım döndü.

" Aslı'm." Dedi Ferman,anında tuttu kollarıyla.

"Güzelim iyimisin."

"İyiyim. Geçti." Dedim gülümseyerek.

"Gidelim mi?"

Başını salladı evet anlamında.
Birlikte arabaya geldiğimizde Gülce endişeli şekilde bize baktı.

"İyiyim. " Dedim. "Hatta çok iyiyim."

Zafer in hareket edişiyle otele doğru yola çıktık.
1 saat sonra otelin arka kapısına geldik.

"Neden arkadan giriyoruz." Dedim.

Zafer:

"Ön taraf gazeteci kaynıyorda ondan. Ülkenin en ünlü iş adamı Ferman Demirdağ evleniyor.
Bütün basın burada.

"Vauuuv." Dedi Gülce.
Önden diğer arabadaki korumalar inerek etten bir duvar ördüler.
Sonrada biz arabadan inerek hızlı adımlarla arka kapıdan girdik.

Otel müdürü ve personel ki sayamayacağım kadar çoktu.
Bizi, boncuk gibi dizilmiş bekliyorlardı.

Önde müdür ve müdür yardımcısı olmak üzere tören alayı gibi bir kalabalıktan geçerek asansöre geldik. Birlikte asansöre binerek S yazan düğmeye bastı Ferman.

S? Dedim.
Suit kat.

Ben sadece baktım tabi.

Asansör durduğunda birlikte indik.

Bu katta iki suit oda vardı sadece. Birinin kapısı kırmızı diğeri siyahtı.
Kırmızının önünde bizim için bekleyen ekip siyahın önünde Ferman için bekleyen ekip vardı.

Ferman bana yaklaşarak
Alnımdan öptü ve ayrıldık.
Biz kızlar, bizim odaya o kendi odasına doğru gittik.

Odaya girdiğimde ağzımız açık kaldık.
Çok çok güzel bir odaydı bu.
Odanın ortasındaki gelinliğim cansız manken üzerinde benim giymemi bekliyordu.

Personel hemen işe koyuldu.
Öncelikle üzerimi değişerek çıkarması kolay uzun bir gömlek giydim.
Kızlarda aynı şekilde.

Oda içine hazırlanmış koltuk ve aynaların olduğu bölüme geçerek saç ve makyaj için koltuklara oturduk.
Her birimizin başında 4 kişi saç ve makyaj yapımı tırnak ve el bakımı oje vs.
2 saate yakın olduğumuz yerde kaldık.
Artık bacaklarım uyuşmaya başlamıştı.
Sonunda " Bitti." Dedi kızlar.

Aynaya döndüğümde.
"Bu benmiyim." Dedim ister istemez.

"Aslı Hanım sıra gelinlikte." Dedi Zerda Hanım.

Ayağa kalkarak gelindiğimin yanına geldim.
3 kişi gelinliğimi mankenden çıkararak giymem için yardım ettiler.

Sırtımdaki fermuarı çektiklerinde aynaya baktım tekrar.
Kendimi masallardaki prenseslere benzetmiştim. Kızlar bu yüzden hep gelinlik hayali kuruyor demekki. Hayatlarında bir kere olsun prenses olmak için.

"Aslı muhteşemsin. Abimin gözleri yerinden fırlayacak."

"Teşekkür ederim. İkinizede,beni yalnız bırakmadınız."

"Ee. Görümceler ne içindir. "

"Birde eltiler."Dedim Elif'e bakarak.

Elif kıpkırmızı oldu.

"Ne.Ne eltisi. Kim.. Ay yok. Yok öyle bişey. "

Dedi panikle. Onun bu hâline kahkaha atarak güldük.

"Nasılmış. Evde beni utandırırken iyiydi değilmi. "

"Aslı yaa."

Kapının çalmasıyla o yöne baktık.
Gelen bayan personel.

"Aslı Hanım.
Ferman Bey ve davetliler aşağıda sizi bekliyor efendim."

"Teşekkür ederim geliyoruz."

Gülce ve Elif biri sağıma bir soluma geldi.

Gülce :

"Çiçeğini unutma. Dedi buketi bana uzatırken.

"Aslı.? Hazır mısın ? "

Derin bir nefes alıp verdim.

" Evet. Hazırım."

Kapıdan çıkmadan önce arkamı döndüm.

"Zerda Hanım, kızlar herşey için teşekkür ederim. "
Dedim.

Zerda Hanım:
"Mutluluğunuz daim oldun efendim."

"Teşekkür ederim." Dedikten sonra asansöre doğru ilerledim.
Kocaman gelinlikle asansöre binmek zor olmuştu ama sığmıştık.

Zemin kata basıp inerken kalbim yerinden çıkacak gibi hissediyordum.

Sonunda durdu.
Kapı açıldı.
Tam Karşımda Ferman arkası bana dönük şekilde durmuş yanındakilerle konuşuyordu.

Yanında Kerem,Kağan Zafer,Sefer, Cihan ve Aylin vardı.

Elif ve Gülce gelinliğimi kuyruğunu düzeltirken, Asansörden indiğimi görenler kocaman gözlerle bana baktı. Utanmadım desem yalan olur.

Onların bakışlarını farkeden Ferman da yavaşça arkasını döndü.

Ben onun ne kadar yakışıklı göründüğünü sindirmeye çalışırken oda bana kocaman açtığı gözleriyle ve hayran şekilde bakıyordu.

Yönünü tamamen bana dönerek yavaş adımlarla yanıma geldi.

Yüzümü avuçlarının arasına aldı.

"Aslı'm.
Melekleri kıskandıracak kadar güzel olmuşsun. O kadar ki insanı mest ediyorsun."

Utanarak baktım gözlerine.
Uzattığı koluna girdim.
Kızlar ve diğerleri salona girdiler.
Büyük salonun kapalı kapısının önünde durduk.
İçerden Gelen müzik sesiyle birlikte kapı iki tarafa açıldı.
Aynı anda yerlere duman efektleri verildi.
Sarı şamdan avizelerin ışıkları arttı.
Ve Ferman ile birlikte salonun ortasına doğru yürümeye başladık.

Ben Aslı Mavişah yeni dünyama adım atıyorum

Ben Aslı Mavişah yeni dünyama adım atıyorum.

 

Loading...
0%