Yeni Üyelik
77.
Bölüm

🔥D.77 Dubai ve balayı

@azamet_29_2

İçerden gelen müzik sesiyle birlikte kapı iki tarafa açıldı.
Aynı anda yerlere duman efektleri verildi.
Sarı şamdan avizelerin ışıkları arttı.
Ve Ferman ile birlikte salonun ortasına doğru yürümeye başladık.

Ben Aslı Mavişah

Ben Aslı Mavişah.
Yeni dünyama adım atıyorum.

Salona girdigimiz anda alkışlar eşliğinde her yerden aynı anda flaşlar patlamaya başladı.
Şuan önümü dahi görmüyordum.
Gözlerimi kısmış şekilde bitmesini bekledim sadece.

Bir süre sonra flaşlar durdu.
Ardı ardına sorular gelmeye başladı.

"Ferman Bey. Aslı hanımla ne zamandan beri birliktesiniz."

"Ne zaman nerde tanıştınız."

"Neden birden evlenme kadarı aldınız."Vs vs.

Ferman hiç bir soruya cevap vermedi.
Zafer'e bir bakış attı.
Zafer Sefer ve Cihan kibar bir dille,

" Süre doldu bayanlar baylar şuandan itibaren resim ve soru yok. Çıkabilirsiniz."

Diyerek kovdular çaktırmadan.

"Sonunda gittiler. " Dedim.

Bir oh çekerek.

Çalmaya başlayan müzikle salonun ortasına gelerek ilk dansımızı ederken bizden sonra başka çiftlerde dansa katıldı.

Dans ederken Ferman'ın mavi gözleri benimkilere benim gözlerim onunkilere sabitlenmiş sadece birbirimize bakıyorduk.

Uzanıp alnımdan öptü yine.
Başımı göğsüne yasladım ve gözlerimi kapadım. Sanki rüya gibiydi.

Gözlerimi tekrar açıp etrafıma baktım.
Oldukça kalabalıktı.
Elif, Kerem ile dans ederken Gülce'ye Zafer eşlik ediyordu..
Ama Gülce'nin kaçamak bakışları onu izleyen başka birine kayıyordu.

Konukların arasında esmer yakışıklısı bir delikanlı da, gözünü ayırmadan Gülce'yi izliyordu.
Hallerine gülümseyerek baktım.

Müzik kesilince herkes yerlerine geçerken bizde nikah için masaya geçtik.
Ferman sandalyemi geriye çekerek oturmam için yardım etti.
Sonrada kendisi oturdu.

İki tarafta şahitler ve memurda yerlerini alınca nikah için herşey hazırdı.
Ama kalbim...
Ahh. Kalbim hazır değildi.
Göğsümden çıkacak kadar hızlı atıyordu.
Hızlı hızlı nefes almaya başladığımda Ferman'ın dikkatini çekmiş olmalıyımki Ferman masadaki elimi tutarak.

"Aslı?
İyimisin? "
Dedi kulağıma eğilerek.

"İyiyim." Dedim gülümseyerek. "Sadece çok heyecanlıyım."

Memurun boğazını temizlenmesiyle önümüze döndük.

"Bugün burada Ferman Demirdağ ve Aslı Mavişah'ın nikahını kıymak için bulunuyoruz.
Herkes hazırsa başlayalım.

Siz Aslı Mavişah.
Ferman Demirdağ'ı
eşiniz olarak kabul ediyormusunuz?"

Ferman'ın yüzüne çevirdim yüzümü.
Gözlerine baktım. O huzur veren gözlerine.

" EVET! " Dedim.

"Yüz kere bin kere bir ömür boyu evet."

Arkada bir alkış koptu tabi.

"Siz Ferman Demirdağ.
Aslı Mavişah'ı
eşiniz olarak kabul ediyormusunuz? "

Ferman bana çevirdi yüzünü.
Gözlerime baktı. Gözlerinin içinde yıldızları gördüm.

" EVET. " Dedi gülümseyerek.

Bende sizi,belediyemizin bana verdiği yetkiyle karı koca ilan ediyorum.

" Ayağına bas , ayağına bas." Diyen Gülce ve ekibine rağmen yapmadım.

"Bir ömür boyu mutluluklar diliyorum." Dedi evlilik cüzdanını elime verirken.

Memurun bu hareketinin ardından,
bir gürültü koptu salonda.
Islıklar, bravolar, alkışlar.

Ayağa kalktık.
Ferman cebinden bir kutu,
kutuyu açıp içinden bir yüzük çıkardı.
Kocaman bir tektaşı olan bir yüzük.
Sonra parmağıma takarak eğilip alnımdan öptü yine.

"Ölsemde ölsende yalnız seni seveceğim. " Dedi geri çekilip gözlerime bakarken.

"Ölsemde ölsende yalnız seni seveceğim. "

Dedim bende.
Bu cümle yeminimiz gibi olmuştu.

Nikahın ardından tekrar müzik çaldı. İnsanlar bir yandan eğlenmeye ve sohbete devam ederken,
Ferman'ın iş çevresindeki zengin, sosyete ve iş dünyasından gelenler sırayla bizi tebrik etmeye başladılar.

Neredeyse bir saattir tebrikleri ve hediyeleri kabul ediyorduk.

Son kişi de gidince kendimi sandalyeye attım.
Üzerimdeki bir ton gibi gelen gelinliğimle ayakta durmaktan ayağım acımıştı artık.

Fermanda yanıma oturdu.

" Yoruldun mu?"

"Evet." Dedim gözlerimi kapatıp başımı arkaya atarak.

"Birazdan bitiyor yengecim."

Gözümü Gülce'nin sesiyle açtım.

"Gerçekten mi."
Dedim yorgun sesimle sevindirik.

"Gerçekten."

Yarım saat sonra artık herkes çıkmaya başlamıştı.
Misafirleri uğurlayan Ferman yanıma gelerek.

"Güzelim sen kızlarla yukarı çık yolculuk için hazırlan ben birazdan geliyorum. "

Dediğinde alık alık baktım.

"Yolculuk?"

Gülce yan tarafimdan bana dirsek atarak. " Hadi." Dedi

Koluma girmiş beni yönlendirirken bende diğer elimle eteğimi tutuyordum.

Birlikte asansöre binecekken Elif de yetişti.

Birlikte suit kata çıktık.
Odaya girince.
Gülce:

"Aslı hadi çıkaralım gelinliğinide elbiseni giy."

"Ne!? Ne elbisesi ne yolculuğu."

"İnanamıyorum Aslı.
Ne çabuk unuttun."

"Neyi? "

"Dubai'ye gidiyorsunuz. "

"Sen ciddimiydin. Ben dalga geçiyorsun sanmıştım."

"Tabiki ciddiydim.
Valizleriniz bile hazır.
Sende üzerini değiştir. Sonrada arabayla hava alanına.."

Apar topar üzerimi çıkarıp.
Beyaz ve sade elbisemi giydim. Altına daha rahat olan beyaz ayakkabılarımıda.

Kapının çalınmasıyla içeriye dört çalışanın girdi

Kapının çalınmasıyla içeriye dört çalışanın girdi.
Yeni fark ettiğim valizleri alarak çıktılar.

Gülce bana bakarak.

"Hadi inelim abim aşağıda bekliyor."

Hep birlikte aşağı inmek için asansöre bindik.
Zemine indiğimizde Ferman beni bekliyordu.
Beni görür görmez yukardan aşağı süzerek baktı.
Gülümseyerek yanıma geldi.
Kulağıma eğilip.

"Her halin ayrı güzel Aslı'm."
Dedi.

Kızarmış şekilde baktım sadece.
Sonrada elimden tutarak geldiğimiz arka kapıya doğru giderek arkadan çıktık.
Yine orduyla birlikte mi gidecektik hava alanına.

Biz ortadaki büyük jiip e binecekken Kerem Gülce ve Elif yanıma gelerek sırayla bana sarıldı.

Gülce ve Kerem.

"İyi tatiller yengecim."

"İyi tatiller abicim."Dedi göz kırparak.

"Ben yokken vukuat istemiyorum
Adam gibi durun."

"Kerem Sen merak etma abicim. "
Dedi sırıtarak.

Ferman Kerem'e şüpheli şekilde bakarak.

" Hadi." Dedi beni elimden tutup yönlendirirken.

Sonra yanıma bindi.
Ne olduğunu doğru düzgün anlayamadan kendimi hava alanına giderken bulmuştum.

"Ferman."

"Hımm."

Bana bu yolculuktan bahsetmemiştin.

"Süpriz yaptım diyelim." Dedi gülümseyerek.
Sessizce yüzüne baktım.
Sonrada başımı omuzuna yasladım.
Kaderimdeki en güzel nokta bu adamdı.

O kadar yorgundumki Ferman'ın omuzunda biraz kestirmek isteyen gözlerime hayır diyemedim.

Orada ne kadar uyudum bilmiyorum.
Bir ara gözlerimi araladığımda
Ferman'ın kucağındaydım.

"Uyu güzelim dinlen." Dedi kulağıma fısıltıyla.
Hiç itiraz etmedim. Yorgun gözlerimi kapatıp teninin kokusunu içime çekerek uyumaya devam ettim.
Gözlerimi tekrar açtığımda çok rahat bir yatakta buldum kendimi.
Ve bana sarılmış arkamda uyuyan bir adet Ferman.

"Neredeyiz?"

Dedim hızla kalkarak.

Dedim hızla kalkarak

"Uçaktayız güzelim.
Buraya kadar uyudun."

Dedi bana bakarak.

"Gerçekten uçaktamıyız."
Dedim. Kalkıp yatağın kenarına oturarak.

"Bu nasıl uçak.
Senin kendi uçağınmı vardı."

Gözlerini devirmiş bana bakan Ferman'a baktım.

Evet saçma olmuştu. Ülkenin en zenginlerinden birine uçak soruyordum.

Ferman:

"Bir saat sonra ineceğiz." Dediğinde.

"Tamam." Dedim önümne bakarak.

Ferman beni kendine çekerek sarıldı.

"Ne oldu."

"Hi.. Hiç. Hiç bişey." Dedim sesim titrerken.
Bana bakarak gülümsedi.
Tekrar sarıldı. Birlikte koltuklara geçerek oturduk.

"İndikten sonra Burj Al Arap otele gidecegiz.

Önce odamıza yerleşir biraz dinleniriz

Önce odamıza yerleşir biraz dinleniriz.
Sonra güzel bir kahvaltı yapar biraz dolaşırız.
Dubai de gezmek hoşuna gidecek."

*****

Bir saatin sonunda uçak hava alanına indi.
Uçaktan indiğimizde sabahın erken saatleriydi.
Bizi başka bir koruma ordusu ve araçlar karşıladı.
Zafer ise bizimle gelmişti.

Bizim aracımızı Zafer kullanırken korumalar başka araçla bizi takip etti.
Valizlerimizde korumaların araçlarında geliyordu.

Otele doğru yola çıktığımızda etrafı izlemekten kendimi alamadım.
O kadar güzel bir yerdi ki.
İster istemez insanın gözü takılıyordu manzaraya.
Bir çok insanın neden burayi tercih açıkça belliydi.

Otele geldiğimizde Ferman önden indi bende arkasından.
Başımı kaldırıp bu mimari harikaya baktım.
Muhteşem bir görüntüye sahipti bence.

"Ferman." Dedim.
Gözümü gökyüzüne doğru uzanan binadan ayırmadan.

"Söyle güzelim."

"Biraz abartmamışmısın."

" Hayır "
Dedi belime sarılarak girişe yürürken.

Valizlerimizde arkadan geldi.
Biz içeri girerken takım elbiseli bir kişi ve yanında 4 bellboy bizi karşıladı.

"Ferman Bey.
Hoşgeldiniz.
Benim ismim Kerim.
Öncelikle Tebrik ederim. Eşinizle mutluluklar diliyorum.
Sizinle özel olarak ben alakadar olacağım. Her an emrinizdeyim efendim."

Dedikten sonra.

"Lütfen böyle buyurun."

Diyip önümüzde yürüyerek bizi asansöre götürdü.
Arkamızda Zafer onun arkasında da
Bellboylar geliyordu.

Birlikte asansöre binerek kata çıktık.
İlk defa bu kadar lüks bir yere gelmişliğin şaşkınlığıyla etrafımı izliyordum.
Sonunda asansör durdu ve indik.
Kerim odamıza kadar bize eşlik ederek odamızı gösterip kapımızı açtı.
Önden brllboylar ve valizler içeriye girdi. Arkasından da biz. Odaya girdiğimde ağzım açık kaldım.

"Valla biz dünyada boşa yaşıyoruz.
Bu lüks nedir böyle."

Dedim içimden. Odada her ayrıntı düşünülmüştü. Oturma odası yatak odası banyo iç içeydi.

Gördüğüm odaya ağzım açık bakarken Ferman arkamdan gelip belime sarıldı


Gördüğüm odaya ağzım açık bakarken Ferman arkamdan gelip belime sarıldı.
Bir an boş bulunup irkildim.
Burnunu boynuma dayayıp derin bir nefes çekti.

"Nasıl beğendinmi."

"Beğenmeyeni vururlar."
Dedim içimden yine.

Sonra,
"Muhteşem. "
Dedim Ferman'ın duyacağı şekilde.

Ferman beni kendine çevirerek yüzüne bakmamı sağladı.
Sonra kulağıma doğru eğildi.

"Hiç birşey senin kadar muteşem olamaz."
Dedi burnunu boynuma sürerken.
O an kalbimdeki titreme, ellerime ve vücuduma geçti.

Ferman titrediğimi farkedince,

"İyimisin neden titriyorsun."

Dediğinde.
"Şey. Bilmem... Yorgun...
Yorgunluktan sanırım. "

Dedim kekeleyerek.

"Eminmisin. "

"Hıhı."

"İyi madem. Hadi üzerini değiş rahat bir şeyler giy.
Kahvaltı için aşağı inelim." Dedi.

Hemen yanından uzaklaşarak kırmızı valizlere koştum.
Yere yatırarak açtım valizi.
Kendime rahat diz altında biten beyaz dantelli elbisemi çıkararak değişmek için banyoya geçtim.

Elim kalbimde aynada kendime baktım

Elim kalbimde aynada kendime baktım. Neden böyleyim.
Heyecan mı? korku mu?

Elimi yüzümü yıkayıp elbisemi değiştim.

Odaya tekrar döndüğümde Ferman da daha rahat bir kıyafet giymiş beni bekliyordu.
Beni görünce ellerini beline doladı alnımdan öperek.

"Gidelim mi? Güzelim."

"Gidelim." Dedim.

Birlikte aşağı indik.
Güzel bir açık büfe kahvaltı yaptık.

Sonrada birlikte dışarı çıktık.
Zafer yine bizi bekliyordu.

Hazır olan arabaya binerek birlikte bir şehir turu attıktan sonra ünlü AVM lerden Ibn Battuta Mall 'geldik.

Hazır olan arabaya binerek birlikte bir şehir turu attıktan sonra ünlü AVM lerden Ibn Battuta Mall 'geldik

Burası diğer AVM lerden farklıydı. Modern yapıda değildi
Ama göze daha çok hitab ediyordu. Geçmiş tarih ile şimdiki zamanın karışımıydı sanki.

Birlikte biraz dolaşıp küçük bir şeyler aldık.
Buradan çıkarak diğer AVM lerden bir olan Dubai Mall'a geldik.

Işıl ışıl göz kamaştıran bir yerdi.

"Burada alışveriş yapmak dışında istersen dünyanın en büyük akvaryumunu da görebiliriz." Dedi Ferman.

" Harika biryer burası."
Sen...Nasıl... ? "

Dedim ve sustum.

"Aa. Boşver eminim daha öncede gezmişsindir."

Dedim elimi sallayarak.

"Evet gezdim bir çok kere."

Anında durdum. Yüzüne baktım.

"Kiminle gezdin.
Yoksa.. Başka kadınlarlamı. "

Dedim.
Kıskançlık duygum ağır basmıştı.

Ferman kahkaha atarak gülmeye başladı.
Ben yine alık alık ona baktım.

"Gülme." Dedim kısık sesle.
"Gülme be adam."

Alık alık baktığımı gören Ferman.

"Evet başka bir kadınla gezmiştim. Amerika da iş yaptığım şirketlerden birinin sahibiydi. "

Dediğinde kalbim sızladığını hissettim. Üzülmüştüm.
Benden önce olan birşey olsada kıskanmıştım.

Ferman arkamdan belime doladı sağ kolunu.
Kulağıma eğildi.

"Kadın 65 yaşlarında ama işinde yetenekli bir hanımefendiydi."

Dediğinde.
"Yaa neden doğru düzgün anlatmıyorsun diye çıkıştım."

"Beni kıskandın. Ve ben bundan çok hoşlandım karıcım."

" Karıcım? "

Bana karıcım demesi önce garip gelsede sonra çok hoşuma gitti.

"Hadi biraz daha dolaşıp, çıkalım."

"Akvaryuma gidelim mi?"

"Olur. Gidelim."

Birlikte akvaryuma da gittik.
Her türden canlının olduğu akvaryum görmeye değerdi doğrusu.
Sonunda yorulup pes ederek.

"Artık dönelim." Dedim.

"Bencede." Dedi çapkın bir gülümsemeyle.

O an farkettim dediğim şeyi.
Bugün... Evliliğimizin ilk günüydü.
Kızarmış bir suratla birlikte Ferman'ın kolunda çıkışa doğru ilerledim.

Kalbimde hissettiğim çarpıntı dışardan duyuluyormuydu acaba.

Garajdaki arabamıza bindiğimizde bacaklarımın sızladıgını hissettim.
1 saatin sonunda yeniden oteldeydik.

Odamıza çıkarken çantalarımıza bellboylar yardım etti.
Bahşiş için iyi gerekçe doğrusu.
Hemde bol bahşiş.
İçeri girip kendimi kırmızı örtüsü ile göze batan yatağa sırt üstü bırakıp ayakkabılarımı yere attım.

Yorulmuş hatta bitmiştim.
Ferman elleri ceplerinde yanıma gelip beni süzdü.

"Çok mu yoruldun karıcım."
Dedi gülümseyerek.

Sonra ellerini iki yanıma koyarak üzerime eğildi.
Gözleri buğulu şekilde bana bakıyordu.
Burnumdan öptü.
Sonra dudaklarıma bir buğse bıraktı.

"Ben duş alıp geliyorum.
Sonrada sen girebilirsin.
Yadaa, istersen birlikte de girebiliriz."

Dediği şeyle anında yerimden fırladım.

" A. Yok. Ss.. Sen önce gir.
Ben sonra girerim." Dedim.

Kahretsin kekeliyordum resmen.
Ferman kafasını geriye atmış gülerek banyoya doğru giderken arkasından baktım.

Az sonrada su sesi gelmeye başladı. Duşa girmişti.

Bu halim neydi?
Ben...
Ben sanırım korkuyordum.
Evet. İlk gece korkusu dedikleri şeyi yaşıyordum sanırım.

Off...Kalbim yine hızlı hızlı atmaya başlamıştı.
Terleyen avuçlarımı bir birine sürerek avuç içlerime baktım.

Acuvumda hala yüzüğümün izi belirgin şekilde duruyordu.

Elimin üzerindeki izler geçmiş ama o geçmemişti.
Ve ben bundan rahatsız olmuyor aksine memnundum.

Ben düşünürken su sesi kesildi.

"Of ya olamaz. "

Ferman üzerinde siyah bornozla çıkarken ben hızla yanından geçerek kendimi banyoya attım.

Eminim şuan arkamdan bakıyordu.
Beyaz elbisemden kurtulup kendimi suyun altına atarak rahatlamaya çalıştım.
Hiç kıpırdamadan suyun altında öylece bekledim bir süre.
Yarım saattir buradaydım.
Sonunda çıkıp bornozumu üzerime geçirdim. Saçlarımıda kurulayıp odaya doğru küçük adımlarla ilerledim.
Yatağın yanına geldim. Ferman yatakta yatıyor gözleri ise kapalıydı.

Üzerinde sadece pijama altı vardı.
Üst kısmı açıkta ve şuan bütün kasları bana bakıyordu.
Yanına yaklaşarak seslendim ama cevap vermedi.
Yine seslendim yine cevap vermedi. Sırtım ona dönük şekilde yatağa oturdum.
Ellerim hala terliyor kalbim ise göğsümden çıkacak gibi hızlı atıyordu.
Sesizce bekledim. Bir dakika falan olmuştu ki birden arkamdan beni sararak hızla yanına çekerek yatırdı.
O an tiz bir çığlık attım bir anlık korkuyla.

Bir kolunu başımın altına koydu. Diğer koluyla belimden sararak kendine çekip sıkıca sararak kucakladı.
Saçlarımın kokusunu içine çekerek konuştu.

"Sevdiği kadının korkusunu umursamayacak kadar beyinsiz, bencil bir erkek değilim.
Sen istemeden sana dokunmam güzelim.
Sen isteyene kadar kokunla uyumakta yeter bana."

Dediği şeyi duyunca hiç birşey diyemedim gözlerim doldu. Ağlamamak için dudaklarımı birbirine bastırdım.
Anlamıştı.
İlk andan beri biliyordu.

"Özür dilerim."
Dedim. Başımı önüme eğerek.

"Özür dileyecek birşey yok güzelim." Dedi beni kendine doğru çevirerek.

Sonra yine alnımda öptü ve sıkıca sarıldı.
"Uyu güzelim. Uyu meleğim. "

***********************************

Eveeetttt. Bölüm sonu canlarım.
Beğenileri ve yorumları alayım. Hepinizi seviyorum.

Loading...
0%