Yeni Üyelik
83.
Bölüm

🔥D.83 Kızımın annesi

@azamet_29_2

Aslı'nın ellerini ellerimin arasına aldım.

"Aslı, dün benim kaza yaptığım yerde fenalaşmışsın."

"Evet, seni bulamayınca çok korktum." Dedi sarılarak.

"Seni buraya getirdiklerinde bir süprizle karşılaşmışlar."

"Ne.? Ne süprizi?" Dedi kocaman gözlerle.

Yüzünü avuçlarımın arasına aldım.
Alnından öptüm.

"Aslı'm kızımıza hamilesin."

Aslı kaşlarını havaya kaldırdı kocaman gözlerle sessiz bana bakıyordu.
Bir süre öylece gözlerime bakmaya devam etti

"Aslı'm? İyi..m.." Daha cümlemi tamamlayamadan kollarımın arasına düştü kaldı.

"Aslı?
Aslı... "

"Kağan!"

Kapının dışında bekleyen Kağan hemen içeri girdi, arkasından da Dilek ve bizimkiler.
Aslı'yı öyle görünce ,

"Oğlum kıza alıştıra alıştıra söyleseydin lan.

"Öyle yaptım zaten.
Ama fazla heyecanlandı sanırım.
Birden bayıldı yine."

Yatağın kenarından kalkıp Aslı'nın başını yastığa bıraktım yavaşça. Bacaklarını da kaldırıp yatağa düzgün şekilde koydum..

Kenara geçerek Dilek'e baktım.

Dilek yanımıza gelip.

"Yeni annemiz fazla heyecanlı biri sanırım. "
Dedikten sonra tansiyon aletini koluna takarak tansiyonunu ölçtü.

"Merak etmeyin birazdan kendine gelir tansiyonu düşmüş sadece.
Bizde uyanınca bakarız bebeğe. "

Dedi gülümseyerek.

Aslı'nın diğer yanına geçerek yatağa oturup elini ellerimin arasına aldım.

Saçlarını okşayarak geriye doğru düzelttim. Alnından öperken uyandı.

"Aslı'm iyisin değil mi?"

"Ne? Ne oluyor.?"

"Aslı hanım sakin olun, korkulacak bir şey yok.
Eşiniz müjdeyi verince heyecandan bayılmışsınız."

"Müjde.?
Be.. Ben gerçekten...
Hamile miyim.? "

Kağan ultrason aletini yatağın yanına getirerek,

"İstersen gözlerinle görebilirsin. " Dedi.

Dilek Aslı'nın karnını açarak jeli sürerken,
Aslı:

"Şimdi görebilecek miyim." Dedi heyecan kaplı sesiyle.

"Tam olarak değil.
Şuan çook küçük.
Ama minik kalbini görebilecek ve sesini duyabileceğiz."

Dilek elindeki âleti Aslı'nın karnında bir kaç saniye gezdirdi.

"Eveet.
Annesi...
Babası...
İşte küçük bebeğimiz."

Sonra işaret parmağıyla ekranda bir nokta gösterdi.
Bu bebeğinizin minik kalbi.

Aslı ellerini duraklarına kapatarak birden ağlamaya başladı.

"Ben...Ben böyle bir şey beklemiyordum.
Hâlâ inanamıyorum." Dedi ellerinin tersiyle göz yaşlarını silerken.

Dilek az sonra elinin altındaki düğmeye çevirdiğinde, kalp sesini duymamızı sağladı.

Aslı aniden yaş dolu gözlerle öylece kaldı. Sanki çok uzaklara gitmiş gibi bakıyordu.

"Kızımız." Dedi.
Aniden elimi tutup, gözlerime baktı.

"Ferman duyu yormusun.
Kızımız." Dedi ağlamaya devam ederek.

"Duyuyorum güzelim. Duyuyorum." Dedim gülümseyerek.
En az onun kadar, belki daha fazla şaşkın ve heyecanlıydım.

Aslı'yı öyle gören Gülce de ağlamaya başlayınca tepki Kerem'den geldi.

"O hooo. O.
Burayı su basacak, artık sakinleşsek mi? Hanımlar."

Gülce Kerem'e dönerek omuzuna vurdu.

"Sen ne anlarsın."

Dilek söze girerek ortamı toparladı.

"Tekrar tebrikler. Dedi eline aldığı kağıt havlu ile Aslı'nın karnındaki jeli silerek.
Öncelikle biraz zayıf düşmekle beraber annemiz de bebekte sağlıklı, bu çok iyi.
Bebek 1 aylık.
Yani annesinin rahime yeni tutunmuş durumda, orda kalabilmesi ve sağlıklı şekilde gelişebilmesi için annemizin kendini yormaması, ağır şeyler kaldırmaması gerekiyor.
İlk üç ay çok önemli.
Bundan sonra üzüntü stres yok. Beslenmenize de dikkat edeceksiniz.
Mide bulantıları herkeste aynı olmamakla birlikte genelde sabah olur bazen de gece.
Yada kokulara tepki olarak mideniz bulanabilir. Bunlar normal ve geçiçi şeyler.
Ayda 2 kere kontrol.
Bunun dışın da acil bir şey olursa yine bana ulaşabilirsiniz."

Kağan girdi lafa.

"Dilek hocam işinin ehlidir Ferman."

"Teşekkür ederim Dilek Hanım."

"Sadece Dilek desek." Dedi gülümseyerek.

"Anlaştık.
Sizde Ferman deyin o zaman." Dedim elimi uzatarak.

Tokalaştıktan sonra,

Dilek:
"Bugünde burada kalın.
Serum ve vitamin desteği verelim.
Akşamda isterseniz çıkabilirsiniz.

Aslı:
"Teşekkür ederim sağ olun."

"Görevim. Ama akşama kadar kalkmayın lütfen.

Dedikten sonra Kağan ve Dilek çıktı.
Gülce ve Kerem:

"Tebrikler yengecim."

Kerem:
Biz biliyorduk.
Ama annesi yeni öğrendi."

Dedi gülerek.

*****

"Ya ben nerden bileyim.
Aklıma bile gelmezdi." Dedim, kıpkırmızı suratla.

Ferman ve benim bir bebeğimiz olacak bu inanılmaz bir şeydi.

Kapı açıldı ve Kağan tekrar girdi içeri.

"Eveeet.
Taze annemize serum takacağım, içine de vitamin desteği.
Akşamda serbestsin Aslı.

Ferman kalk ordan da serumu takayım."

Dedi yatağın kenarında oturan Ferman'ı dürterek.

Ferman yanımdan kalkıp diğer yatağa doğru giderken aksayarak yürüdüğünü fark ettim.

"Ferman.? " Dedim.
Başımı kaldırıp Ferman'a bakarak.

"Bacağına ne oldu niye aksıyorsun."

"Önemli değil iyiyim."

"Ne demek iyiyim.
Hâline bak."
Kağana döndüm sinirle.

"Kağan?
Bu pijamaların altında kaç bandaj var.? "
Dedim endişeli.

Kağan bir Ferman'ın tehditkar yüzüne bir bana baktı.

"Aslı sana sinir stres yasak, bu adamın bir şeyi yok küçük şeyler.
Sen önce bebeğini ve kendini düşün bu adama bir bok olmaz."

" Ferman." Dedim Kağan'ı hiç duymadan.

"Her şeyi anlat.
Her şeyi anlatın hatta. Bilmek istiyorum.
Neredeydin?
Kimdi seni zorla götüren?
Ne oldu? Sana ne yaptı?
Her şeyi anlatın."

"Aslı'm.
Güzelim."

Dedi Ferman aksayarak yanıma gelerek.
Yüzümü avuçlarının arasına aldı.
Gözlerime baktı.
Anlatınca ne olacak geçti gitti.

"Hayır.
Anlatacaksınız."

Dedim yaş dolu gözlerle.
Bir anda ağlama hissi gelmişti.
Ne yani hormonların dengesizliği şimdiden mi başlamıştı.

"Tamam tamam. " Dedi derin bir nefes alarak.

"Anlatacağım sakin ol güzelim bebeğinizi düşün."

Yanıma oturdu Ferman.
Benimle birlikte odadaki herkes kulak kesildi.

"Dün sabah şirkete erken gittim çünkü senin şirketinin bir kaç ödeme ve alacak sıkıntısı vardı.
Bakılması gereken dosyalara bakıp Zafer ile yolladım.
Saat 3 falandı işim bittiğinde.
Tam dinlenmek için koltuğa gömülürken telefonum çaldı.

Ekranda isimsiz bir numara vardı.

Açtım.
Bir kadın hastaneden aradığını numaramı senden aldığını senin kaza geçirdiğini söyledi.

O panikle ne yaptım ofisten nasıl çıktım hatırlamıyorum.
Hemen garaja inip arabama binip hastaneye doğru yola çıktım.
Çevre yolunda peşime siyah iki araç takıldı. Birden ateş etmeye başladılar.

Tek derdim onlardan kurtulup hastaneye gitmekti ama lastiğim patlayınca arabayla şarampole uçtum. Arabadan çıktığım da karşımda Yavşak Alperen vardı.

Bana bişey enjekte ettiler. Sonrasını hatırlamıyorum.
Uyandığımda
kendimi bir depoda buldum.
Karşımdaysa Alperen vardı yine.
Benim peşime intikam için düşmüş.
Dubai de olanlar yüzünden.

Beni takip ettiği sırada sizi de takip ettiriyormuş.
Kaza yerine geldiğinizi, senin fenalaştığını buraya getirildiğini bebeğimizi her şeyi ama her şeyi biliyordu şerefsiz piç.

Zaten İlk önce o söyledi bana hamile olduğunu."

Dedi dişlerini sıkarak.

"Ne yapacağımı şaşırdım.
Ne durabiliyordum ne gelebiliyordum delirecektim nerdeyse."

"Peki nasıl kurtuldun oradan."

"Tam kendi kendime kurtulmaya çalışırken Zafer yardıma geldi. "

Kerem girdi söze.

"Sen bayılınca apar topar buraya geldik.
Kağan bir kaç testten sonra senin hamile olduğunu söyleyince küçük bir şok yaşadık.

Kağan abi
"Aslı hamile şuan uyutuyoruz biraz dinlensin kendine gelsin." Dedi.

"Ama süpriiizz..
Sen baygınken Alev çıktı ortaya.
Biz saatlerdir abimi bulamamışken Alev, Zafer'e Alperen Soylu'yu takip edin kesin bu şehirde
Otelde onu gördüğümde hissettim." Dedi.

"Alev. Size yardım mı etti. "

"Evet. Gayette uysaldı üstelik.
Sen henüz bilmiyordun ama o biliyordu bebeği.

"Sakin bir Alev beklemiyorduk açıkçası. Bunu ona da dediğimizde .

"Aslı ve bebeği için mecburum." Dedi.

"Kağan abiyi bile dinledi sen düşün gerisini."

Kağan:

"Odaya girdiğimde seni oturuyor görünce şaşırdım.
O ilaçlarla 24 saat uyacağını düşünürken bir baktım Alev.

Ben Alevle hiç konuşmadım ne tepki verir bilmediğim için ne yapacağımıza bilemedim. Kerem'i tutup dışarı çektim.
Bizim konuşmalarımızı duymuş.
Daha ben söylemeden kuzu kuzu yatıp serum takmama izin verdi. "

Ferman tekrar söze girdi.

"O şerefsiz elimden kaçmadan önce buradaki adamına seni öldürmesini emretti.
Hemen Sefer'i uyardık.
Biz buraya geldiğimizde Sefer iki kişiyi yakalamış yumrukluyorlardı.

Ama bir kişi daha varmış.
Adamlar Sefer'i oyalarken odaya senin yanına girmiş, yani Alev'in yanına.

Kapıyı da kilitlemiş üstelik.
Niyeti seni öldürmekti ve nerdeyse başaracakmış."

Dedi Ferman dişlerini sıkmış ellerini yumruk yapmış dizlerine bastırıyordu.

"Kapıyı kırmaya çalışırken içerden silah Sesi duydum.
O an hem beynime hem kalbime bir kuşun yemiş gibi hissettim.
Ne kadar korktum anlatamam.
Senin için, bebeğimiz için.
Kapıyı kırıp girdiğimde Alev elinde silah şok olmuş ağlıyordu."

"Ne.! Alev?
Alev mi ağlıyor muydu.?"

" Hı. Hı.. Adamı vurmuş, adam yerde yatıyordu.
Senin ve bebeğimiz için korktu sanırım.
O senin için, seni korumak için yaşıyor Aslı.
Yanına geldiğim de kucağıma yığıldı kaldı. Hemen alıp diğer odaya götürdüm.
Dilek geldi seni ve bebeği kontrol etti.

Kerem:

"İyi olduğunu öğrenince bu kez abim düşüp bayıldı. Kan kaybetmiş.
Öğlene kadar ikinizde uyudunuz.
Öğlen ilk uyanan yine Alev oldu."

Gülce girdi bu kez söze.

Alev'e yaklaşarak.

"Aslı neden yok." Diye sordum.
Senin abimin öldüğünü düşündüğünü söylemişti öncesinde.
Son soruma cevap olarak,

"Atlatamıyor sanırım."Dedi.

Sonrasında yaptığına bizde inanamadık.

"Ne! Ne yaptı."

" Aslı'nın Ferman'ı hissederse uyanacağını düşünerek yerinden kalkıp Ferman'ın yanına giderek yanına yattı, hem de sarıldı." Dedi Kağan.

Ferman'la aynı anda. "Ne!!" Dedik.

"Buna inanamiyorum." Dedi Ferman.

Kerem:
"Kağan abiyle geldiğimizde ikinizde uyanmıştınız."

Ellerimi başıma koyarak,

"Başıma ağrı saplandı resmen. " Dedim.

Ferman:
"Aslı'm hepsi geçti bitti.
Sen kafanı yorma." Derken

Gözlerim kapanıyordu artık.
"Uykum geldi." Dedim.

"Bu kadar aksiyon fazla geldi bana."

Ferman yanıma eğilip.

" Siz uyuyun güzelim."
Dedi alnımdan öperek.

"Uyandığında evimize gideceğiz." Dedi yanımdan uzaklaşırken

"Kerem.
Sizde eve gidin.
Sefer sizi bıraksın.
Gülce.
Sefer'le dönüşte bizim için kıyafet yolla akşam evdeyiz."

"Tamam abi."

Onlar konuşurken ben yavaş yavaş uykuya geçmeye başladım.
Kağan kesin seruma bir şey kattı.

Bu kadar hızlı uykum gelmezdi benim. Göz ucuyla Kağana baktım.
Gülümsediğine yemin edebilirim ama ispatlayamam.

*****
Gözlerimi araladığımda hala yatakta yatıyordum. Ama bir farkla yanında sevdiğim adamın kollarındaydım.
Teninin kokusunu içime çektim.
Yüzümü göğsüne bastırdım.

Oda kollarının arasında beni kendine doğru daha fazla çekerek göğsüne bastırarak saçlarımı kokladı.

"Kızımın annesi." Dedi saçlarımdan öperken.

"Yok bu kesin rüya.
Gerçekten rüyaysa uyanmak istemiyorum. Allah'ım rüyaysa uyandırma, böyle uyuyalım sonsuza kadar."
Dedim gözlerimi tekrar kapatırken.

Ne kadar uyudum bilmiyorum. Gözlerimi açtığımda Ferman yanında değildi. Odaya baktığımda kimse yoktu.
Sanırım dışarı çıkmıştı.
Yerimden yavaşça kalktım.
Hemen lavaboya gitmem gerekiyordu. Kaç serum aldım bilmem ama çatlamak üzere hissettim.
Hemen lavaboya girdim kapıyı arkadan kilitledim.
İşimi halledip ellerimi yıkarken

Odaya birinin girdiğini duydum.

"Aslı?"

Ferman'ın sesiydi.

"Buradayım." Dedim.
Kapının kolunu tutup zorladı.
Kapıyı neden kilitledin diye sordu kızarak.
Kapıyı içerden açıp çıkarken.

"Sence mantıklı bir şey mi sorduğun."
Dedim.

Beni hızla kollarının arasına çekip,
" Bir şey oldu sandım.
Beni korkutma güzelim. " Dedi.

"İyiyim, bir şeyim yok.
Artık evimize gidelim olmaz mı.?"

" İşlemleri hallettim seni almaya gelmiştim zaten.
Hadi üzerini değiş sonra da gidelim.

Dedi. Diğer yataktaki kıyafetleri göstererek.
Ben hızlıca giyinirken oda telefonda adamlarıyla konuşuyordu.

"Hazırım ben."
Deyince kolunu arkamdan belime dolayarak birlikte odadan çıkıp asansöre doğru yürüduk.
Kendini ne kadar sıksa da bacağının aksamasını gizleyemiyordu.

"O bacağa bakacağız evde." Dedim soğuk şekilde.

"Yukardan yukardan baktı gülümseyerek."
Asansöre binip 0 tuşuna bastık. Zemine indiğimizde Kağan geldi yanımıza yine elimize bir poşet tutuşturdu.

"İlaçlar ve pansuman malzemeleri." Dedi.

"Oğlum yeğenime ve Aslıya iyi bak.
Aslı sende kendine ve bebişe iyi bak."
Dedi.

Ferman Kağan'a elini uzatarak,

" Sağ ol dostum. " Dediğinde Kağan korkarak baktı yüzüne.

" Korkutma lan beni.
Anında mı yumuşadın yani." Dedi tuhaf tuhaf bakarak.

Ferman anında elini çekip omuzuna vurarak,

" Defol git lan başımdan. " Dedi bu kez.

"Hah! Şöyle alışık değilim oğlum. Hadi güle güle." Diyerek dönüp gitti kağan.

"Arkasından bakarken nasıl arkadaşsınız hiç anlamıyorum."

" Değişik. Ama sağlam."

Birlikte binadan çıkıp arabaya yürürken yine klasik orduyu gördüm.
Odada konuşurken adamları ayarlıyordu demek ki.
Bu kez ki bahane Alperen pisliği olduğu için sormadım.
Artık alışıyordum galiba.
Sessizce direk arka koltuğa bindim.
Fermanda yanıma oturup beni kolunun altına aldı.

Gözlerimi kapatıp Ferman'ın göğsüne koydum başımı.
Elimi karnıma koyarak bebeğimi okşadığımı hayal ederek düşünmeye başladım.
Benim bir bebeğim olacak, Allah'ım
8 ay sonra bir kızım olacak. İnanılmaz bir şey bu. Aklıma geldikçe kalbimin çarpmasına engel olamıyordum.
Bebeğim ile bir gelecek düşünürken uyumuşum.

Gözlerimi açtığımda kendi odamda kendi yatayımdaydım.

Anında yerimde doğruldum.
Olamaz uyuyup kalmışım.
Kesin Ferman taşıdı buraya kadar.
Zaten bacağı yaralıydı birde beni taşımıştı o halde.
Keşke uyumasaydım ya.

Yerimden kalkarak saate baktım.
Saat 8 olmuştu. Önce banyoya girdim elimi yüzümü yıkadım.
Sonrada odadan çıkarak aşağıya inen merdivenlere yönelmiştim ki Ferman'ın bağırma seslerini duydum.
Çaprazdaki odadan geliyordu sesi.

"Ne demek bulamadık lan.
Özeller de dahil bütün hastaneleri, eczaneleri, veterinerleri bile izleyin. Bana bak Cihan o adamı istiyorum.
Yerin dibine de girse bulup çıkaracaksınız. O orospu çocuğunun kafasını koparacağım. Benim aileme el uzatılmayacağını öğreteceğim ona.

Haber bekliyorum senden. Sakın bulmadan arama beni."

Ferman'ın öfkeli sesi kesilince derin bir nefes alıp yavaşça odaya girdim.

Belden üstü çıplak altında eşofman altı, elinde suyunu çıkarmak istercesine sıktığı telefon, dirseklerini dizlerine dayamış başı önde gözleri kapalı yatağın ucunda oturan bir adet Ferman gördüm.

Yatağın üzerin de pansuman malzemeleri vardı.
Sol kolundaki açık olan yaraya baktım. Kolundaki pazusunun üzerin de 10 cm lik bir kesik ve dikişi gördüm.
Önemsiz dediği yara pekte önemsiz görünmüyordu.

Çene kemiğinin hareketleri dişlerini nasıl sıktığını gösteriyordu.
Dalgın şekilde yeri izlerken beni fark etti.
Aniden kalkmaya çalışarak,
"Aslı'm." Dedi.
Omuzuna bastırarak kalkmasını engelledim.

"Yalancı." Dedim, duyduğum şeyleri duymazdan gelerek.
O Alperen'e ne yapsa hakkıydı.

Yüzüme baktı anlamaz şekilde.

" Hani önemsizdi. Kolunun haline bak."

Dedim daha da kızarak.
Sonra yanındaki malzemeleri alarak yatağın diğer tarafına oturdum.
Baticonu pamuğa sürerek yarayı temizlerken beni izledi.

"Önemli bir şey değil bu kadarcık yara beni sallamaz." Dedi gülümseyerek.

"Demek öyle." Dedim biraz bastırarak.
Ama yüzünün şekli bile değişmedi.
Aksine sadece alaylı şekilde gülümsedi. Koluna kremleri sürüp sardıktan sonra.

"Sıra bacağında." Dedim.

Yerimden kalkarak pufa oturdum.
Eşofmanın sağ paçasını yukarıya doğru açtım. Baldırında küçük bir kesi vardı.

"Nasıl yaptı." Diye sordum.

"Bıçak." Dedi sadece.

"Acıyor mu.?" Dedim gözlerim dolarken.

"Çok değil" Dedi.

Elini çeneme koyarak yüzümü kendine çevirdi.
"Ağlama güzelim.
Ağlamana kendini üzmeye değecek bir şey değil."

Yüzümü avuçlarının arasına alarak dudaklarını dudaklarına bastırdı.
Uzun bir öpücük bırakarak uzaklaşırken,

"Hadi yemeğe inip kızımın annesinin karnını doyuralım." Dedi.

Üzerine ince bir penye kazak geçirince birlikte odadan çıkıp aşağı indik.

Herkes salondaydı. Hatta Elif'te buradaydı.
Hem de Kerem ile yan yana oturuyordu.
Ferman'ı dürterek Kerem'i gösterdiğimde tek kaşı havada baktı hallerine.

Elif bizi görünce anında panikle ayağa fırlayınca kahkahayla gülmek geldi içimden ama tuttum.

Sonra yanımıza gelerek,

"Aslı geçmiş olsun." Dedi sarılarak.

"Size de geçmiş olsun." Dedi Ferman'a bakarken.

"Öğrenince gelmek istedim ama..."

Gülce araya girdi.

"Gerek olmadığını isterse eve gelebileceğini söyledim ben." Dedi.

Elif:
"Şimdi nasılsın."

"Teşekkür ederim Elif iyiyim."

" Şey... Bu arada tebrik ederim. Bir bebeğiniz olacakmış." Dedi utana sıkıla.

Herkesin içinde söyleyince bende ondan daha beter utandım gerçekten.

Allah'ım ne olacak benim bu halim.

Esma Sultan yetişti yardıma.

"Ferman oğlum masa hazır."

Ferman hadi deyince herkes masaya geçmek üzere mutfağa yöneldik.

Yemekler şuan bana gerçekten lezzetli görünüyordu.

"Esma Sultan senden daha iyi yemek yapan yoktur." Dedim çorbayı kaşıklarken.

Kerem:

"Şimdiden yengeciğimin iştahı artmış."

Diye gülünce Gülce, Elif ve Ferman da katıldı gülmeye.

E. Madem öyle karşı saldırıya geçmesem olmazdı.

"Ee Kerem.
Siz ne zaman nişanlanacaksınız? "

Dedim pat diye.

Kerem ve Elif öksürmeye başlayınca Ferman ve Gülce gülmeye başladı bu kez. Bense hala çorbamı içiyordum.

Kerem:

"Ne ne nişanı." Dedi kıpkırmızı şekilde.
Elif ise ondan daha beterdi.

Ferman araya girdi.
İkisine sırayla bakarak.
Kollarını göğsünde birleştirdi.
Gayet ciddi bir sesle,

"Aranızdaki durum ciddi mi değil mi.?"

Diye sordu.
İkisi de önüne bakıyordu.
Elif nerdeyse bayılacak gibi duruyordu.
Ağzını açıp bir şey diyemedi.

" Kerem? " Dedi Ferman.
Sesindeki ciddiyet barizdi.

Kerem başını kaldırıp Elif'e baktı.
Elif'in bakışları kucağındaki elindeydi.
Arada saniyelik bir bakış attı Kerem'e.

Kerem başını kaldırdı kendinden emin şekilde Ferman'a bakarak.

"Abi Elif beni ne kadar seviyor bilmiyorum ama ben duygularımda ciddiyim. " Dedi.

Elif anında başını kaldırıp Kerem'e baktı şaşkın.

Onları izlerken bir yandan hala yemeğimi yiyordum keyifle.

"Oh olsun. " Dedim.
Böylece itiraf etmek zorunda kalmışlardı.

Ferman Elif'e çevirdi bakışlarını .
Elif ise Ferman'ın bakışlarından kaçmak için hemen önüne döndü.

Halleri şuan bana çok komik gelse de ikisi için zamanı kısaltmıştım.
Buda hoşuma gidiyordu.
Sevenler için zaman çok önemli bence. İnsan gerçekten seviyorsa vakit kaybetmemeli. Bir an önce sevdiğine kavuşmalı.

"Elif.?"

Duyduğum sesle Ferman'a baktım.
Elif'e bakıyordu ciddi şekilde.

"Sen Kerem'e karşı duygularında ciddi misin.?"

Elif başını kaldırıp Kerem'e baktı.
Sonrada önüne döndü hemen.
Cevabı Ferman dan çok Kerem merak ediyor gibi görünüyordu bakışlarından anladığım kadarıyla.

Elif hala sessizdi. Yüzü kızarmış şekilde bekliyordu.

Ferman tekrar.

"Elif ? "

Deyince önce bir düşündü kızcağız.

"Be...Ben.. De.. Kerem'i seviyorum. " Diye bildi sonunda.
Kerem'e baktığımda üzerinden büyük bir yük kalkmış gibi rahatladığını gördüm.

Gülce' ye baktım. Yüzünde buruk bir sevinç vardı.
Sonra düğünde gördüğüm çocuk geldi aklıma.

Gülce ile birlikte birbirlerine bakıyorlardı.

Eminim hala o çocukla görüşüyordu.
Ama abisine diyemiyordu.

" Nasılmış sevgili kaynım."
Dedim gülümseyerek.

"Alacağın olsun yenge." Dedi küskün bir ifadeyle.

"Ne var işte zamanı hızlandırdık."

Yüzlerine bakarak konuştum.

"Eğer birini seviyorsanız beklemeyin.
Seviyorum deyin, zaman kaybetmeyin."
Dedim bir yandan da Gülce' ye baktım.
Beni anlamış ve korkuyla bir Ferman'a bir bana saniyelik bakmıştı.

Ferman bana dönerek,

" Annelik yaradı sana güzelim." Dedi.
Tam bende gülecektim ama midem izin vermedi.

Aniden gelen kusma isteğiyle.
Elimi ağzıma kapattım.
Ferman endişeyle yüzüme bakarken hızla masadan kalkarak alt kattaki banyoya koştum.

Kendimi içeriye atar atmaz klozeti önüne çökerek midemdekilerin hepsini boşalttım.
Ferman hemen arkamdan içeri girdi.
Elimi geriye doğru sallayarak,

" Çık lütfen." Dedim. Beni böyle görmesini istemiyordum. Ama beni dinlemedi.

Yanıma diz dönerek elini sırtıma koyarak destek verdi.
Bense hala hem öğürüyor hem ağlıyordum.
Ne zaman kussam ağlardım ve hiç değişmiyordu bu.

Kendimi bitkin ve aciz hissettiğim için ağlardım hep.
Sonunda bitip de ayağa kalkmak istediğim de bacaklarımda derman kalmamıştı.

Ferman arkamdan belimden kavrayarak beni ayağa kaldırıp, ayakta tutarak lavaboda yüzümü yıkadı.

"İyi misin." Dedi.

Sadece başımı salladım.
Ama değildim ayakta duramıyordum.
Bacaklarım titriyordu. Birden bütün vücudum pelte gibi olmuştu.

Ferman beni kucağına alırken gözlerimi kapatıp kendimi kucağına bıraktım.
Banyodan çıktıktan sonra odaya çıkarken Gülce geldi.

"Abi ?"

" İyi, biraz dinlensin siz yemeğinizi yiyin." Dedi

Odaya çıkınca Ferman beni yatağa bıraktı.
Gözlerim doluydu.
Ağlamakla ağlamamak arasında bocalıyordum.
Arkamı döndüm.
Beni böyle görmesini istemiyordum.

Ferman arkama uzanıp tek kolunu başımın altına koydu diğer koluyla beni kendine çekip sarıldı.

"Özür dilerim.
İyi bir anne olabilir miyim bilmiyorum." Dedim bu kez ağlamaya başlayarak.

"Sen dünyadaki en iyi anne olacaksın.
Kızımın annesi. " Dedi burnunu boynuma gömerek derin bir nefes çekerken.

*****************************
Bölüm sonu canlarım.

Loading...
0%