@azamet_29_2
|
Ekranda Ferman'ın ve Alperen'in fotoğrafları vardı. Altındaki yazı, iki iş adamıda kayıp. Son hatırladığım şey, Ferman'ın ekrandaki fotoğrafı oldu. Sonrası...Yok. Bir ara gözümü araladığımda yerde Kerem'in kucağındaydım. Gülce yanımda panikle birşeyler söylüyordu. O şekilde ne kadar kaldım bilmiyorum. Kolumda ince bir sızı hissederek uyandım. "Aslı'cım nasılsın. Önce ne olduğunu hatırlayamadım. "Ne oldu.?" "Aslı Hanım. Ellerimi karnıma koydum. "Bebeğim.? Dedim ağlayarak. "İyi merak etmeyin. Bebeğimi kaybetme korkusu ile daha çok ağlamaya başladım. Gülce: "Aslı'cım lütfen ağlama bebeğini düşün." Hem Ferman'ı hem bebeğimi düşününce daha fazla ağlama krizine girdim. Kağan: "Dilek hocam böyle olmayacak. Sakinleştiri falan mı versek daha kötü olacak yoksa." "Evet hafif bişey verebiliriz. Kendi soluma dönüp sağ elimi karnıma koydum. Bacaklarımı kendime çektim. "Ferman. Dedim mırıltıyla. İSTANBUL "Kaçınca kurtulurum mu sandın. "Ne kadar korktum anlatamam. Dedi bana doğru ateş ederken. "Yiyomu yemiyomu görürsün. Dedim arka arkaya kurşun yağdırarak. Aramızda fazla mesafe yoktu ama hâlâ ne o,nede ben düşmemiştik. Zafer ,Cihan ve diğer adamlar diğer tarafta biz de bu tarafta çatışmaya devam ediyorduk. Sonunda sabrım tükenmişti. Silâhımdaki şarjörü yenisiyle değiştirip belimdeki ikinci silâhıda çıkararak Alperen'in olduğu yöne doğru arka arkaya ateş ederek yürüdüm. Yanındaki adamları yaralayarak etkisiz hale getirdikten sonra Alperen'i silah tuttuğu kolundan vurarak yere indirdim. Şuan bu tarafta sadece dördümüz vardık. "Gebereceksin." Dedim, dişlerimin arasından. Yanındakiler elleri havada bana bakarken Alperen erkekçe durmaya çalışıyordu hâlâ. Yanındakilere bakarak cebimden küçük bir poşet çıkartıp Alperen'in "Giy." Dedim. Poşeti gördüğünde neden bahsettiğimi anlamıştı. "Giyeceksin ya söke söke ya da..." Yanındakilere döndüm. "Yaşamak istiyormusunuz." Dedim. Kim istemez ki tabiki istiyorlardı. Başlarını salladılar korkuyla. "Giydirin o zaman." Dedim, dahada aşağılayarak. "Hayır." Dedi "Giydirirseniz yaşamanıza izin vereceğim yoksa üçünüzüde buracıkta öldürürüm. " Dedim pis bir gülümsemeyle. Adamlar can korkusu ile Alperen'e doğru gelmeye başlayınca, Alperen itiraz ederek kaçmak istesede izin vermedim. Sonunda böğüre böğüre giymek zorunda kaldı o eteği. Adamlara doğru tuttum ellerimdeki iki silahı. "Kenara geçin." Dedim. Çaresiz geçtiler. "Canınızı bağışladım. Diye ekledim sırıtarak. Yapacak birşeyleri yoktu ama soğuk suyuda göze alamıyorlardı. "Üçe kadar sayıyorum. Arkalarından Alperen'e döndüm. "Sıra sende yavşak, kalk." Dedim. " Yapma! "Yoo. Dua hakkını bana ve aileme küfür etmeye kullanınca hiç acımadım. Gemiden aşağıya düşen bedene baktım. "Bu iş burda biter. " Tam gemiden gitmek için arkamı dönmüştüm ki arka arkaya iki el silah sesi ve başımdaki acı hissiyle sendeledim. Zafer'in "Abi?" Cihan'ın "Ferman?" Diye bağırışları ve Sonra buz gibi suyun içinde buldum kendimi. Dibe doğru çekilirken birinin daha suya düşüşünü gördüm. "Abi? Hic düşünmeden arkamdan atlamıştı oda. Suyun altında bir el hissettim yakamdan tutan. Zafer beni tutup suyun yüzeyine çıkardı. Cihan: "Zafer? "Ben iyiyim. "Dayanın bizimkiler geliyor." "Çabuk olun." Zafer den Ferman abiye nişan alan adamı görür görmez adama ateş ettim. Ferman abi eli başında gemiden aşağı düşünce hiç düşünmeden koşarak arkasından atladım. Ferman abiyi suyun altında ceketinden tutarak yüzeye çıkardım. Hemen kolumu boynunun altından geçirerek başını suyun üzerinde tutarak sol kolumu kullanarak yüzmeye başladım. Cihan: "Zafer? "Ben iyiyim. "Dayanın bizimkiler geliyor." "Çabuk olun." Dedim. Biraz sonra duyduğum motor sesi ve "Sonunda." Dedim. Zira su buz gibiydi ve kendinde olmayan Ferman abi için hiç iyi değildi. Tekne bize yaklaştığında kıyıdaki polisleri ve habercileri gördüm. "Olamaz kahretsin." Dedim, dişlerimi sıkarak. Hemen uzaklaşmamız gerektiğini biliyordum. Ferman abiyi yere yatırdığımda alnından akan kana baktım. "Hassiktir. Diye bağırırken adamların getirdiği battaniyeyi abimin üzerine örttükten sonra hızla kıyıya doğru ilerledik. "Telefon." İlk çalışta açtı. "Cihan nerdesiniz. "Ayrıldık zaten. "Degil kıyıya çıkacağız. "Tamam." Dediğinde. Kıyıya gelmiştik bizde. Hızla Ferman abiyi battaniyeye sararak uçlarından tutarak tekneden indik. Kıyıda bizi bekleyen arabaya binerken, "Çabuk en yakın hastaneye." Dedim bağırarak. Son sürat hastaneye gelerek acile kornaya başa basa girdik. İçerden bir ekip hemen sedyeyle çıktı. Hemen acil müdahale odasına aldılar. " Gemiden denize düştü." Dedim. Alnına ne oldu diye sorunca, "Kimliği belirsiz biri saldırdı." Dedim yine. Önce üzerindeki ıslak ve soguk kıyafetleri çıkardılar. Hipotermiden ölebilirdi yoksa. "Kurşun sıyırmış." Dedi bana bakarak. "İşine bak doktor." Dedim. "Önce MR çekelim. Dedikten sonra hızla odadan çıkararak MR için götürurlerken tam arkasından bende gidecektimki ne zaman geldiğini görmediğim Cihan kolumdan tuttu. "Ben giderim. Dedi ve Ferman abinin arkasından gitti koşarak. Maalesef haklıydı. Biraz sonrada Cihan geldi. "Nasıl ? " "Ferman'ı özel odaya aldılar. "Ne biçim konuşuyorsun lan." Dedim yakasında tutarak. "Neyse durumu kötü değil. Isınınca kendine gelir. "Tamam." ***** Başımdaki müthiş ağrı ile uyandım. Elimi başımın ağrıyan yerine koyduğumda bandaj vardı. "Abi. Dedi Zafer yanıma gelerek. "Zafer? Dedim etrafa bakarak. "Abi piçin biri arkandan ateş etti. Geberttim iti ama geç kaldım. Dedi alnımı göstererek. "Gemiden denize düştün. Yerimde doğrulurken farkettim. "Kıyafetlerim nerde lan." "Islaktı çıkardılar. Dedi çantayı yatağa bırakarak. Tam kalkacakken kapı açıldı Cihan girdi içeri aceleyle. "Ferman? "İyiyim ben. Dedim giyinirken. "Acele etmemiz lazım zaten." Polisler geminin etrafındaydı. Haberin alt yazısında da iki iş adamı da kayıp yazıyordu. "Lan ne çabuk haberleri oldu bunların. "Abi Aslı kardeş duyduysa hiç iyi şeyler olmamıştır. "Önce şurdan siktir olup gidelim, yolda ararız." Dedim en son ayakkabılarımı da giyerken. "Doktoru falan tembihledik. "Tamam hemen çıkalım. " Dedim. Hızla hastaneden ayrılıp arabalara bindik. Biz acilden ayrıldıktan sonra arkamızdan gelen polis araçları bizim zamanında çıktığımızın işaretiydi. Tam zamanında ayrılmışız. Cihan Zafer ve ben minibüste, diğer adamlar diğer araçlarda dönüş için hareket ettik. Başımı koltuğa yaslayarak gözlerimi kapattım. Cihan: "Eee kıçını kurtardığımıza göre anlat. "Akşam haberlerde görürsün." Dedim,pis pis sırıtarak. Zafer: "Abi ,Aslı yengeyi arasak duyduysa kötü olmuştur. Durumu malûm.." "Doğru. Dedim ceplerimi karıştırırken. "Benimkini kullan." Dedi Cihan. "0rospu çocuklarının yüzünden telefonda gitti.." Dedim Cihan'ın telefonunu alarak. Sonunda Kerem'in numarayı çevirip çalmasını bekledim. Sonra açıldı. Kerem: "Abi? "İyiyim koçum birşey yok. Kayıp falan değilim. "Şey.. "İyimi nasıl" Dedim panikle. "Kağan ve Dilek burda." "Kağan'ı ver hemen." "Tamam bir dakika." "Alo Ferman." "Aslı nasıl iyi de Kağan." "Şuan ilaç verdi Dilek, uyuyor. "Tamam,başından ayrılmayın sakın. "Kahretsin. "Abi?" "Sabah haberlerini görmüş. Basın lan gaza bir an önce dönelim." Dedim şoföre. Dönene kadar kafayı yiyecek hale "Ferman!" Duyduğum sesle arkamı döndüm. Dilek Kağan ve Kerem salonda bana bakıyordu. Kerem'in: "Abi yararlanmışsın. İyimisin." Demesine aldırmadan "Konuş nasıl. İyiler mi?" "Korkmayın. İkiside iyi." Dedi yanındaki Dilek gülümseyerek. "Küçük bir kanama. Onları salonda bırakıp hızla odaya çıktım. Gülce Aslı'nın yanında sandalyede oturmuş onu izliyordu. Beni görünce yerinden kalkıp koşarak yanıma gelerek boynuma sarıldı. "Abi, abicim." Dedi ağlayarak sarılırken. "Çok korktuk. Yüzünü avuçlarının arasına alarak alnından öptüm. "İyiyim güzelim,birşeyim yok. "Yani Aslı boş yere mi bu hale geldi. Aslı'ya çevirdim başımı. "Ferman. Bizi bırakma,gel.." Dedi mırıltıyla. "Gülce ben çıkayım." Dedi giderken. Sevdiğim kadının yanına yattım. "Aslı'm. Yüzünü kendime çevirdim. Dedim dahada sarılıp göğsüme basarak. Sonra yanında öylece kokusunu çekerek gözlerimi kapattım. Yorgunluğun da etkisiyle uyuya kalmışım yanında. ***** "Uyuma, uyan Aslı. " "İstemiyorum. Rahat bırak beni Alev. "Uyanmadan nasıl bileceksin seni şapşal." "Korkuyorum." "Artık korkularından kurtulmalısın. Gözlerimi aralamaya çalışırken o tanıdık kokuyu duydum. Hızla gözlerimi açtım. Yanımdaydı. "Ferman..." Dedim ağlayarak boynuna sarılırken. Korkuyla uyandı. Ferman. "Çok korktum. Sana yine bişey oldu sandım. Dedim daha çok ağlayarak. "Birdaha gitme. Hiç bir yere gitme ne olur. Senin yokluğunda hep korkuyorum. " "Merak etme artık bitti." Dedi alnımdan öperek. O an farkettim. Başındaki yarayı. "Başına ne oldu." Dedim. Biraz düşünüp. " Çarptım." Dedi. "Yalan söylüyor Aslı." Alev haklıydı. Yalandı. Ama üstelemedim. Kendimi göğsüne dayadım gözlerimi kapatarak. "Yol geçen hanı oldu oda." Gülümsememe engel olamadım.. Gelen Kağan dı. Ama ilk olarak, "Müsaitseniz girebilirmiyiz ." Dedi kadın. "Kağan içerden gir gir sıkıntı yok." Demezmi. Anında uzaklaştım Ferman dan. "Tam bir medeniyet fukarasısın Kağan." Dedi Ferman. "Biliyorum." Dedi birde üstüne. "Bizden utanmıyorsan meslektaşından utan bari lan. " "Neden? Oda yabancı değil ki." Bugüne bugün sözlüm. "Neee!" Dedik aynı anda. **************************** |
0% |