Yeni Üyelik
87.
Bölüm

🔥D.87 Gülce

@azamet_29_2

"Tam bir medeniyet fukarasısın Kağan."

Dedi Ferman.

"Biliyorum." Dedi Kağan birde üstüne.

"Bizden utanmıyorsan meslektaşından utan bari lan. "

"Neden?
Oda yabancı değil ki."

Dedi arkasını dönüp Dilek'e değişik bir bakış atarak.

"Bugüne bugün sözlüm."

"Neee!"

Dedik aynı anda.

İkimizde şaşkın baka kaldık.

Kağan:

"Ne var benim kız arkadaşım yada sözlüm olamaz mı?"

Ferman yanımdan kalkarken,

"Senin gibi birini kabul edecek bir kadın düşünemiyorum."

Dedi Dilek'e bakarak.

"Ayıp oluyor ama.Ha!"

Dilek,eli ağzında gülmesini tutarak yanıma yaklaşırken,

"Aslı Hanım bebeği bir görelim mi?"

"Evet lütfen çok merak ediyorum.
Bişey olmaz değil mi?"

"Merak etmeyin kötü bir durumunuz yok. Bir süre yatakta kalırsanız tekrar edeceğini düşünmüyorum."

Dilek yanıma gelerek ultrason cihazını yaklaştırdı.
Sonra karnımı açarak jel sürüp elindeki aletle karnımın üzerinde gezerken Ferman da anında merakla yanımıza geldi.
Hepimiz ekrana bakıyorduk.
Tabi biz bişey anlamıyorduk ama Dilek gayet iyi anlıyordu.

"Eveeet."

Dedi pür dikkat ekrana bakarak.

"Bebeğimizin durumu iyi, kanama da durmuş. Bir sıkıntı görünmüyor. Dediğim gibi bir kaç gün
Sadece yatın.
Beslenmenize dikkat edin.
Heyecan ve korkudan uzak olmaya çalışın."

Dedi Ferman'a dönerek.

Ferman önce Dilek'e sonra bana baktı.

"Anladık." Dedi.

Kollarını göğsünde birleştirerek.

"Bundan sonra daha huzurlu bir ortam olacak."

Kağan:

"Umarım öyle olur.
Bu arada başına ne oldu.?
Gel bi bakalım istersen."

"Önemli değil küçük bişey."

"Eminmisin?"

"Eminim."

"İyi madem.
O halde artık bize müsade.
Sonunda hastaneden kovulursam beni özel doktorun olarak işe alman gerekecek söyleyim.

Hadi Dilek biz artık gidelim.
Aslı'da dinlensin."

"Ya bişey soracam."

Dedim Dilek'e bakarak.

"Gerçekten siz...
Sözlendiniz mi? "

Dilek bana bakarak, "Evet." Dedi gülümseyerek.

"Kağan ile uzun zamandır tanışıyoruz.
Aslında sizleride gıyabınızda az çok tanıyorum."

Sonra Kağan'a dönerek.

"Kağan neden bu kadar şaşırdılar.
Yoksa..." Dedi şüpheli şekilde.

Kağan hızla yanımıza gelip Dilek'i kolundan tutarak kaldırırken.

"Sen bunlara bakma herşeyi abartır bunlar."

Diyerek kolundan tutarak odadan çıkardı.

Ferman yanıma gelip alnımdan öptükten sonra.

"Şunları postalayıp geliyorum güzelim." Diyerek arkalarından çıktı.

Ferman'ın arkasından hemen telefonuma sarıldım.

Akşam olmuştu nerdeyse ve akşam haberlerinde kesin Ferman ve Alperen ile ilgili haber vardır mutlaka diye düşündüm.

İlk iş internete girip son dakika haberlerini arattım ve bingo.

Alperen Soylun'un etek giymiş şekilde denizden çıkarılan cansız bedeni...

Başlık buydu.
Şok içinde ekrana bakıyordum.
Ferman dediğini yapmıştı.
Ailesine uzanan elleri kökünden kesmişti.

"Vaayy...
Aferin kara kuleye işte bu. Yakışanı yapmış. Helal olsun enişteye."

"Alev sende yangına körükle gidiyorsun.
Ya Ferman'ı hapse atarlarsa."

"Kimi?
Ferman'ı mı?
Sence Ferman yaş tahtaya basarmı.?
Kimse onun orda olduğunu bile bilmiyordur bence."

O sırada kapı açıldı.
Fermandı gelen.

Bir elimdeki telefonun ekranına bir Ferman'a baktım.

Oda bir elimdeki telefona bir bana bakıyordu.

"Ne oldu güzelim."

"O...
Onu öldürmüşsün..."

"İkimizden biri ölecekti.
Kendi kaşındı hiç kimse ama hiç kimse benim aileme elini uzatamaz. Heleki öldürmeye kalkamaz.

Onu da uyarmıştım.
Ama beni ciddiye almadı.
Kendi sonunu kendi hazırladı."

Ferman'ın yüzünde ki kin ve öfke açık şekilde belliydi.

"Ya polis.
Seni hapse atarlarsa." Dedim gözlerim dolu şekilde.

"Ben dün gece kendi evimde karımın yanındaydım. Karım rahatsız olduğu için hiç yanından ayrılmadım."

Dedi sinsi şekilde gülümseyerek.

Yüzüne bakınca anlamıştım.
Her şeyi ayarlamıştı yani.
Kimse orada olduğunu ispatlayamayacaktı.

" Hadi daha fazla bakıp ta kendini üzme." Dedi elimdeki telefonu alarak.

"Güzelce yat dinlen." Dedi yatmama yardım ederek.

"Bende bir duş alıp geliyorum."

Ferman banyoya doğru giderken arkasından baktım.

"Sana demiştim Aslı.
Bu adam çok zeki."
Dedi Alev gülerken.

*****

Ferman'ın İstanbul dan gelişinin üzerinden 3 gün geçmişti.
Üç gün boyunca yataktan çıkmadan dinlendim.
Sonunda bu sabah gri bir havayla uyandım. Ferman yanımda yoktu banyodan gelen su sesinden anladığım,duştaydı.

Yerimden kalkıp aynanın önünde durup kendime baktım. Benimde bir duşa ihtiyacım vardı. 3 günden fazladır duş almamıştım.
Ferman banyodan çıkacağı sırada içeri girdim.

Anında elini alnına koyarak alnını kapattı.
Benim görmemi istemiyordu.

Yüzüne baktım önce.
Sonra elimi alnındaki elinin üzerine koyarak çektim.

"Benden gizleme." Dedim.

Elini yavaşça çekip yaraya baktım.
Gördüğüm şeyle kocaman gözlerle baktım yaraya.

"Bu...
Bu kurşun yarası."

Dedim gözlerim dolu şekilde gözlerine bakarken.

Sımsıkı sarılarak,
"Ya o gece sana birşey olsaydı. Ne yapardık."

"Tamaam bişey yok.
Geçti gitti."

"Ferman söz ver.
Bana söz ver. Bir daha bizi bırakıp gitme. Kesinlikle bırakıp gitme."

Dedim sımsıkı sarılarak.

"Şişşt. Tamam güzelim söz.
Yine abarttın sakin ol.
Hadi duşunu al da kahvaltıya inelim.
Yada yardım edebilirim istersen. " Dedi sinsi şekilde gülümseyerek.

"Hayır."

Dedim kıpkırmızı bir yüzle.
Hâlâ utanmama engel olamamam ayrı bir sorundu.

Ferman'ı ittirerek banyodan dışarı çıkardıktan sonra duşa girerek sıcak suyun altına bıraktım kendimi.

Geçen 3 günden sonra nihayet odamdan çıkıp salona indim.

Salona geldiğim de tartışan bir çift yeni aşık ve onları izleyen Gülce'yi gördüm.

Önce bana bakan Gülce'ye neler oluyor bakışı atıp, sonra Kerem ve Elif'e baktım.

Gülce sessizce yanıma gelerek.
"Son olayları Kerem Elif'e anlatmadığı için Elif bozuldu.

Kerem de kendince haklı taraflarını anlatıyor. Ama durum pek hoş değil."

Dediği anda kahkaha ile gülmeye başladım.

Kerem ve Elif anında bana bakarken ben hâlâ gülüyordum.

"Siz baya erken başlamışsınız bu kavga işine.
Tam bir aşık çiftsiniz. Şu halinize bakın."
Dedim kendimi tutamıyor hâlâ gülüyordum.

Tamam çok komik değildi ama gülmemi enğelleyememiştim.
Sonunda gözlerimdeki yaşları silerken Elif yanıma gelerek
bana sarılırken.

"Aslı? Canım arkadaşım.
Nasılsın? Sonradan duydum.
Malûm bana söyleyen olmadı?" Dedi kem gözlerle Kerem'e bakarak.

Kerem ise elini alnına bastırarak tavana bakıyordu bezgin.

O sırada Ferman da yanımıza geldi.
Kerem, Elif, Ferman, Gülce herkes kısa bir an birbirine baktı.

Ferman:

"Neler oluyor burda? "

"Hiiiç. Yeni çiftin sudan sebepten kavgasına gülüyorum."

Dedim derin nefesler almaya çalışırken.

"Hadi gidip kahvaltı yapalım biz çok acıktık.
Kavganızı evlendiğiniz zamana saklayın."

Dedim mutfağa giderken.

Arkama bakmadan mutfağa girdim.
Masadaki kahvaltı harika görünüyordu ve bu sabah iştahım yerindeydi.

"Esma Sultan ellerine sağlık."

"Afiyet olsun,bal olsun, bebeğine can olsun kızım."

Söylediği sözlere gülümseyerek karşılık verdim.

Herkes masaya geldiğinde birlikte kahvaltıya başladık.
Sessizce çayımı içerken Elif ve Kerem'e baktım.

Elif ve Kerem aralarında geçen kavgayı anında unutmuş gibi çaktırmadan birbirlerini süzüyorlardı.

Ferman ise kahvaltıyı aceleyle yapıyordu.

"Hayırdır neden acele ile yiyorsun."

"Şirkete geçeceğim.
Bir çok iş yarım kaldı. Toparlamam nerdeyse bir haftamı alır."

Sonra son yudum çayını içip ayağa kalktı.
Alnımdan öperek,

"Aslı'm kendini yormuyorsun ve bütün gün uslu uslu oturuyorsun anlaşıldımı?"

"Allah Allah ben ne yapıyorum ki."

"Bir şey yapıyorsun demedim güzelim.
Uslu uslu otur dedim."

"Abicim merak etme ben evdeyim.
Birlikte oturup film falan izleriz biz. Aklın kalmasın."

Gülce'nin söylediklerinden sonra Ferman onuda yanağından öperek mutfaktan çıktı.

Kerem:

"E bizede müsaade bizimde çıkmamız lazım."

"Siz nereye?"

"Sinemaya gideceğiz."

"Oooh. Tadını çıkarın." Dedim sırıtarak.

Onlarda gidince Gülce ile baş başa kaldık.

Hemen yerimden kalkarak Gülce'nin yanına oturdum.

"Ee görümceciğim sende durumlar ne?"

"Ne durumu?"

"Hadii. Ne dediğimi bal gibide biliyorsun."

Dedim yüzüne doğru yüzümü uzatarak.

"Hani şu erkek arkadaşınla aran nasıl?
Ne zaman tanışacağız kendisiyle. Gerçi bir kere görmüşlüğüm var ama yüzünü unuttum."

"Yuh Aslı.
Valla sonunda çöp çatan oldun başımıza. Evlenmeden önce bu kadar meraklı değildin."

Dedi Alev kahkaha ile gülerek.

"Sanane Alev sanane.
Merak ediyorum."

Gülce:

"Ne? Gördünmü?
Ne zaman, nerde?"

"Düğünde.
Birbirinize nasıl baktığınızı gördüm.?

Dedim yine sırıtarak.

"Hadi anlat."

"Ya neyi anlatayım Aslı.
Arada telefondan mesajlaşıyorduk.
Okulda da arada bir kahve içiyorduk."

"Duk! Derken.
Yani artık görüşmüyormusunuz."

"Hayır."

"Neden?"

"Çünkü okulda görüşmenin ve mesajlaşmanın dışında da görüşmek istiyor."

Dedi başını önüne eğerek.

"Ama sen abinin haberi olmadığı için Kerem ve Elif gibi rahat hareket edemiyorsun."

"Hıhı."

'O zaman abine bahset."

"Kesinlikle olmaz.
Abimin haberi olmasını istemiyorum."

"İyide neden?"

"Abimin ne tepki vereceğiğini bilmiyorum. Kızabilir,bizi yanlış anlayabilir."

"Gülce sen abini tanımıyor musun?
O sana kıyamaz.
Senin üzülmeni istemez. Senide üzmez.
Onu abinde tanımak ister bence.
Şeyi...
Ya adı neydi? Çocuğun."

"Melih."

"Abinde tanımak ister Melih'i.
Hangi bölümü okuyor."

"Hukuk okuyor. Avukat olmak istiyor."

"Ohooo. O.
Dahada iyi.
Hukukçu damat." Dedim sırıtarak.

Şirketlerimiz için Avukat lazım olduğunda enişteyi çağırırız.
Ben şimdiden sevdim Melih'i.
Abinde sevecek emin ol."

"Sakın Aslı. Sakın abime söyleme."

"Hayır canım söylemem merak etme.
Ben seni cesaretlendirmek istiyorum sadece."

"Yalancısın Aslı." Dedi Alev.
Sesindeki alay barizdi.

"Resmen yalanın üzerinden damlamıyor."

"Alev. "

"Evett"

"Kapa çeneni."

Dedim Alev'i susturmak için.

Gülce'ye döndüm.

"Sen beni dinle. Abine konuyu aç. Bende yanında sana destek veririm."

"Neyse ya kapatalım konuyu Aslı.
Ne izleyelim ? "

"Beni başından atmanı görmezden geliyorum görümceciğim.
Sen seç filmi. Ben sana uyarım."

Dedim kollarımı göğsümde birleştirerek.

Birlikte romantik komedi konulu bir film seçerek oturup izledik.
Sonrasında benim seçtiğim başka bir film daha izleyerek üzerine biraz tartıştık.

Nihayet konuşacak birşey kalmayınca
Gülce odasına çıkarken bende salonda koltuğa yayılıp gözlerimi kapatarak kestirmeye karar verdim.

Ne kadar uyudum bilmiyorum.
Gözlerimi koltuktan havalanırken araladığımda burnuma sevdiğim adamın kokusu geldi.

"Ferman?"

"Güzelim neden burada uyuyorsun?"

"Sızıp kalmışım."

Dedim boynuna burnumu gömerek.
Tenknin kokusunu içime çektim derin şekilde.

"Özlemişim."

Dedim gözlerimi açıp önce gözlerine sonra dudaklarına bakarak.

Baktığım yerin farkındaydı.
Gülümseyerek dudaklarıma uzandı.
Dudaklarını dudaklarıma bastırdı.
Uzun ve güzel bir öpücük bıraktı dudaklarıma.

"Bende ama bir süre sabırlı olacağız güzelim."

Dedi odamıza girerek beni yatağa bırakırken.

"Hadi uyu.
Bende üzerimi değişip geliyorum."

"Tamam."

O an aklıma gelen şeyle hemen bağdaş kurup yerimde oturarak,
giyinme odasına giren Ferman'a seslendim.

"Ferman."

Ferman odadan çıkarak bana baktı.

"Efendim."

"Sana bişey söylemek istiyorum. Ama kızmak köpürmek yok."

Şaşkın bakışlarımın arasında anında yanıma gelip tepeme dikildi Ferman.

"Yine ne halt yaptınız?"

"Yok artık ya.
Söyleyeceğimiz her şey kabahat sanki. Hemen kıllanıyorsun sende."

Kollarını göğsünde birleştirip imali bakışlarla bana bakmaya başladı Ferman.

"Düşün Aslı.
Tamda öyle.
Sürekli başına bir belâ açıp Ferman Help me. Diye bağırıyoruz."

"Alev sen kimden yanasın."

"Bilmem son zamanlarda sık sık değişiyor."

"O zaman tekrar edeyim.
Kapa çeneni."

"Farkındamısın Aslı.
Aramızdaki diyalog eski günlerdekine
döndü."
Gülerek konuşan Alev'i öteleyerek Ferman'ın gözlerine bakarak devam ettim.

"Hemen kötü düşünme hayatım."

"Hayatım? "

Dedi Ferman şaşkın.

"Ne boklar dönüyor Aslı.
Hemen başla anlatmaya."

Dedi Ferman bu kez dahada şüpheli şekilde kaşlarını çatarak.

" Hayatım ne Aslı.
Hayatında, Ferman'a hayatım demedin.
Birde adama kıllanıyor diye şaşıyorsun. Tam bir şapşalsın."

"Ya.
Senin yüzünden korkudan konuşamıyorum.
Gel otur yanıma."

Dedim elinden tutup yanıma oturtarak.

Başımı önüme eğerek,

"Önce dinle.
Kızmak istersen sonra kızarsın.
Bugün sen gittikten sonra Gülce ile biraz sohbet ettik.
Canı biraz sıkkındı."

Gözlerimi yavaşça önümden kaldırarak Ferman'a baktım.

"Gülce birini seviyor ama senden korkuyor."

Dedim bir çırpıda ve gözlerimi kapattım.

Bir süre bekledim.
Ses yok,sarsıntı yok, öfke dolu kükreme yok. Neler oluyor.
Bu sessizlik normal değil.

Yavaşça gözlerimi açtığımda Ferman bana bakıyordu.

"Sonra aniden gülmeye başladı."

"Bumuydu?
Ben zaten biliyorum."

"Nasıl ya.
Sen biliyor muydun?"

"Sen beni hala tanımamışsın güzelim.
Arada bir senin ve Alev'in attığı kazıkların dışında bilmediğim bir şey olamaz.
Düğünden beri biliyorum hemde.
O ikisinin bana anlatmasını bekliyordum ama hala icraat yok.

Hukuk okusada Melih denen o çocuk umduğum kadar cesur değil."

"Bizde boşuna stres yaptık desene." Dedim somurtarak.

"Neyse rahatladım." Dedim yerime yatarak.

Ferman yanımdan kalkıp telefonunu aynanın önüne bırakıp banyoya giderken bende gözlerimi kapatarak uyumaya çalışıyordum.

*****

Gözlerimi açıp saate baktığımda gözlerime inanamadım.

Saat 7 diydi ve sabah olmuştu.
Yanıma baktığımda Ferman yoktu.
Ama yanımda yattığı belliydi yatağın halinden.

Son yatışımdan sonra bu saate kadar Ferman'ı bile hissetmeden
deliksiz uyumuşdum.

"İnanmıyorum ya."

Yerimden kalkıp banyoya girdim.
Hızlı bir duş alıp çıktım.
Rahat bir eşofman takımı giyerek saçlarımı havluya sararak kuruladım.

Sonrada odadan çıkarak diğer odaya geçtim.
Aslında Ferman'ı burada görmeyi bekliyordum ama yoktu.

Hâlbuki benim yanında olmadığı zamanlar genelde burda çalışma odasında oluyordu.

Heralde aşağı indi diye düşünerek odadan çıkıp merdivenlere yöneldim.

Evet şuan salonda elinde telefon bir görüşme yapıyordu.
Ve yine sinirliydi.

Bu adam hep sinirli.
Bu kadar sinirli olmak yorucu olmuyormu?

"Ben sana beni arama demedim mi?

Bir daha aramayacaksın beni." Dedi ve kapattı.

"Yine kime kızdın." Dedim gülümseyerek.

Anında arkasını dönerek bana baktı.
Gözlerin de bir an şaşkınlık ve korku gördüm.

"Önemli değil güzelim. İş meseleleri."

"Yalan söylüyor Aslı."

Alev'in beni tedirgin edici sözlerini duymazdan gelmek istedim nedense.

"Ferman bir sorun..."

Devamını getiremedim.

"Günaydın abi.
Günaydın Aslı."

"Günaydın Gülce."

Gülce.?

Gülce'yi götür görmez Ferman'la olan konuşmamız geldi aklıma.

Ferman:

"Ben üzerimi değişip geliyorum."

Diyerek hızlı adımlarla yukarı çıkarken kısa bir an arkasından baktım.
Sonra Gülce'yi kolundan çekerek koltuğa oturtdum.

"Gülce beni dinle sana haberlerim var."

"Ne haberi ne oldu.? "

"Ferman seni ve Melih'i biliyor."

"Neh!

**********************

Loading...
0%