Yeni Üyelik
88.
Bölüm

🔥D.88 Çıldır Ferman

@azamet_29_2

Ferman:

"Ben üzerimi değişip geliyorum."

Diyerek hızlı adımlarla yukarı çıkarken kısa bir an arkasından baktım.
Sonra Gülce'yi kolundan çekerek koltuğa oturtdum.

"Gülce beni dinle sana haberlerim var."

"Ne haberi ne oldu.? "

"Ferman seni ve Melih'i biliyor."

"Neh!

Dedi ayağa fırlayarak.

"Ne diyorsun sen Aslı.
Şaka yapıyorsun değilmi?"

Dedi. Yüzünde korkmuş bir ifade ile.

"Yoo neden şaka yapayım doğru söylüyorum."

" Nasıl biliyor. Nerden biliyor." Dediğinde gözlerimi devirdim.

Ferman bu bilmese şaşırırdım.
Kendi ağzıyla söylemişti bilmediğim bir şey olamaz diye.

" Ne yapacağım ben şimdi.
Abime ne diyeceğim.
Yüzüne nasıl bakacağım. Abim kesin köpürmüştür.
Çok kızmıştır bana."

Dedi ve durdu.

Sonra kısık gözlerle bana bakarak,

" Bir dakika." Dedi.

"Pekii sen,abimin bildiğini nasıl öğrendin."

"Imm.
Şeyyy... Konuyu ben açmış olabilirim.
Sonrada o bana zaten ben biliyordum demiş olabilir. "

Dedim.
Hızla gözlerimi kapatarak.

"Ne yaptın !?
Aslı sana inanmıyorum ya. Hani konuşmuştuk söylemeyecektin.
Çok kötüsün."

"Ya abartma Gülce.
Senin için iyilik yapmak istedim.
Hem zaten biliyormuş işte.
Hem de düğünümüzden beri."

"Ne! Gerçekten mi?
Düğünden beri mi? Allah'ım."

Dedi kendini koltuğa bırakarak.

"Ben bittim."

"Hayır bitmedin." Dedim gülümseyerek.

"Ferman sana kızmadı aksine sizin konuyu açmanızı bekliyormuş.
Hatta Melih'in daha cesur olmasını beklediğini falan söyledi."

"Sen ciddi misin?"

"Evet. Hemde... " Devam edemedim çünkü Ferman ve Kerem merdivenlerden bize bakarak iniyordu.

Sonra direk mutfağa doğru yönelirken Ferman,

"Hadi kahvaltıya." Dedi.

Gülce ile önce birbirimize baktık,sonrada koltuklarımızdan kalkarak yavaş adımlarla mutfağa gelip sandalyelerimizi oturduk.

Ben çok acıkmış olduğum için hemen yemeye başladım.

Kerem ise benden daha iştahlı yiyordu. Göz ucuyla Ferman ve Gülce'ye bakıyordum bir yandan da.

Ferman da benim gibi hem kahvaltısını yapıyor hem arada bir Gülce'ye bakıyordu.
Gülce ise tabağına koyduğu kahvaltılıkları izliyordu sadece.

Ferman'a bakarak gözümle onunla konuş işareti yaptım ama umursamadı bile, sanırım ilk adımı Gülce den bekliyordu.

Ferman önüne dönüp yemeye devam ederken Gülce'ye baktım.

Gülce de göz ucuyla bana baktığında bu kez Gülce'ye abinle konuş işareti yaptım.

Ama Gülce de konuşma taraftarı değildi.

"Ne haliniz varsa görün." Dedim kısık sesle.

"Sanane Aslı sanane.
Elin derdi seni mi gerdi.
Bırak istediği zaman konuşsun."

"Ama onunda mutlu olmaya hakkı var. Konuşsalar daha rahat edecekler ama gururdan konuşmuyorlar."

"Ne gururu Gülce'nin ki azar yeme korkusu."

Dedi Alev gülerek.

Sonunda sessiz şekilde geçen kahvaltı faslından sonra Ferman yerinden kalkarak yanıma geldi.

Alnımdan öperek, " Ben çıkıyorum.
Bugün arka arkaya toplantılarım var. Akşama görüşürüz."

Diyerek şirkete gitmek üzere mutfaktan çıktı.

Kerem de arkasından,

"Bende çıkıyorum."

Diyerek yerinden kalktı.

"Sen nereye.?"

"Dışarıya, randevum var yengecim."

Dedi ve hızlı adımlarla çıkıp gitti.
Randevusu Elif'leydi tabiki.

"Oh ya ben evden çıkamıyorum,siz eve girmiyorsunuz ne güzel.
Banane bende çıkmak istiyorum.
Bende gezmek istiyorum. Gülce bizde birşeyler yapalım ya.
Ne bu böyle. Tatil bitiyor biz hep evde.
Yakında okula döneceğiz.
Tatil boyunca evde oturmuş olmak istemiyorum."

"Bilmem ki."

"Hem Melih'i de çağırırız kız."

Dedim sırıtarak.

Gülce bana kocaman gözlerle bakarak,

"Ne?
Olmaz. Melih'i falan çağırmam."

"Neden yaa.
Çağır, hem tanışmış oluruz, hemde siz birlikte çıkmış olursunuz ne dersin?

Buldum!
Hatta Ferman'ı da çağıralım.
Biz birlikte, siz de birlikte çıkmış olursunuz."

"Olmaz!
Abimle ile hiç olmaz Aslı.
Bu konuyu kapatalım lütfen.
İstersen dışarıya çıkalım ama sadece biz."

"Ay tamam yaa.
Sen bilirsin.
Neyse.
Kız.
Kahve içelim mi?
Hem fal bakarız." Dedim
Sırıtarak.

"Kaç vakte kadar tanışacağız enişteyle ona bakarız falan."

Dedim kahkaha atarak.

"Aslı senin kafa iyice gitti yine.
Konuşman gülmen iyice garip oldun.
Bu hamilelik karakteri de etkiliyor mu?
Aramıza birde zilli karıştı galiba."

"Olabilir Alev.
Valla arada bende şaşırıyorum kendi halime. Hahhahahha!"

"Aslı?
Aslı iyimisin?
Bak korkutma beni."

Gülce'nin bana bakışları ve sorduğu soruyla dahada gülmeye başladım.

"Alev'le konuştuklarımıza gülüyorum." Dediğimde gözleri dahada büyüdü.

"Ay valla tutamıyorum kendimi kusura bakma Gülce."

Gözümdeki yaşları silerken nefesimi düzenlemeye çalışıyordum.

Gülce'ye bakıp,

"Arada böyle oluyor kusura bakma görümceciğim."

"İyisin değilmi."

"İyiyim merak etme.
Gidip biraz uzanmak istiyorum. Kahveden vazgeçtim.
Sen tek iç isterse."

"Tamam sen çık dinlen."

Gülce'nin yanından ayrılıp odama çıkarak kendimi yatağa bıraktım.

"Bu aralar çok dengesizsin Aslı."

"Valla senide geçtim Alev."

Akşama kadar odamda vakit geçirdim.
Günün bir kısmında uyudum,kalan kısmında bilgisayarımı açarak akşama kadar birşeyler izleyerek oyalanmaya karar verdim.

"Ne izlesem ne izlesem. "
Uzun zamandır izlemediğim bir şey bulayım diyerek google da gezmeye başladım.

*****

Akşam olduğunda nihayet eve gelmiştim.
Gün boyunca bir çok iş adamı ve toplantı beni yormuştu.
Gün boyu şirkette ne kadar yorulsamda evime, ailemin yanına gelmek beni hem ruhen hem bedenen dinlendiriyordu.
Arabadan inip Zafer'e,

" Bu saaten sonra bir yere çıkmam sende dinlen koçum." Diyerek arabadan inerek eve girdim.

İçeri girdiğimde salonu boş görünce şaşırdım.
Kimse yoktu.
Mutfağa bakarak yukarıya çıkarken sadece Esma Sultan ve çalışan kızı gördüm.

"Esma sultan herkes nerde?"

"Herkes odasında oğlum.kimse inmedi."

"Hayırdır bakalım."

'Bu arada yemek yarım saate kadar hazır."

"Tamam Esma Sultan."

Evin bu kadar sessiz olması tuhaf gelsede üzerinde çok durmadım.
Odaya çıkarak yavaşça kapıyı açarken sessiz olmaya çalıştım.

Aslı uyuyorsa uykusunu bölmek istemiyordum.
Son günlerde çabuk yoruluyor sık sık uyuyordu.
Bu yüzden yavaşça içeriye girdim.
Ama gördüğüm şey önündeki laptopa bakarak ağlayan Aslı oldu.

Hemen yanına gelip oturdum. Yüzünü avuçlarımın arasına aldım, alnından öperek.

"Aslı'm ne oldu neden ağlıyorsun. Bir yerinmi ağrıyor yoksa."

Dedim endişeyle.

"Yok bişey.
Belgesel izliyordum.
Yavru kuş büyüyüp yuvasından ayrıldı. Annesi yine tek kaldı." Dedi dahada ağlayarak.

Aslı'nın ağladığı şeylerin acayiplik dozu iyice atmıştı.

"Bumu? Buna mı ağlıyorsun güzelim.
Doğanın kanunu uçacak gidecek tabi."

"Bizim kızımızda bir gün böyle yuvadan uçup gidecek."

"Sana inanamıyorum Aslı.
Bir belgeseli nerden nereye bağladın.
Senin bu annelik hormonların beni öldürecek.
Bir kaç ay sonra bu hallerini hatırlayıp kendin bile güleceksin.

Hadi ağlama kendini boş yere üzme."

Dedim sarılıp kokusunu içime çekerek.

Oda bana sarılıp,

"Ne yapayım bir anda kendimi duygu patlamalarının içinde buldum." Dedi burnunu çekerek.

Sonra geri çekilip sessizce gözlerime baktı bir süre.

"Tamaam. Hadi toparlan, ben üzerimi değişip geliyorum.
Esma sultan yemek yarım saate hazır dedi."

"Tamam.
Kalkıyorum."

*****

Ferman yanımdan ayrılıp giyinme odasına gitti.

"Farkettinmi Aslı."

"Evet."

"Nasıl oldu bu."

"Bilmiyorum.
Ama sormakta istemiyorum."

"Çünkü korkuyorsun."

"Evet korkuyorum. Ya sorduğumda inkar eder ama sonra şüphem doğru çıkarsa.
Dahası ya doğru derse.
Hayır.
Hayır soramam. Kesin yanılıyorum. Bu hamilelik yüzünden kafam karıştı.
Evet kesin öyle."

"Aslı."

"E.Efendim Ferman."

"Hadi güzelim hâlâ yataktasın. Annesi yüzünden kızımız aç kalacak."

"Kalkıyorum tamam."

Dedim yataktan kalkıp.

Sonra Ferman'ın yanına gelerek geniş göğsüne sığındım sarılarak.
Aklımdakileri kenara iterek sımsıkı sarıldım.

"Seni çok seviyorum."

Dedim gözlerim dolu.

Ferman eliyle çenemi yavaşça kaldırıp gözlerini gözlerime hizalayarak,

" Bende sizi çok seviyorum. Seni ve kızımızı."

Dedi dudaklarını dudaklarıma kapatarak.
Uzun bir öpücükten sonra

"Hadi Aslı'm gidelim yoksa kendimi tutamayıp hamile falan demiyeceğim."

Dedi beni kolumdan tutup odadan çıkarırken.

Gülümseyerek çıktım odadan.
Birlikte merdivenlerden inip mutfağa geçtik.

"Hadi ya abicim, yengecim.
Biz neden hep yemeğe sizden önce inip sizi bekliyoruz.
Ölecem açlıktan."

"Abartma lan.
Öldünmü açlıktan. "

"Evet.
Öldüm."

"Hadi yiyelim kavgayı sonra tok karna yaparız."
Dediğim de herkesin yüzünde bir gülümseme oluştu.

Birlikte yemeğimizi yerken aklım odada olanlardaydı.

"Abi." Diyen Gülce ile hem Ferman hemde ben Gülce'ye baktık.

" Evet geliyor itiraf."

Dedim.
Gülce'nin Melih ile olan arkadaşlığını Ferman'a anlatmasını bekliyordum.

"Bence gelmiyor Aslı."

"Bence gelecek Alev."

"Gelmeyecek."

"Gelecek."

"Gelmeyecek var mısın iddiasına Aslı."

"Varım.
Nesine?"

"Sen kazanırsan istediğin bir şeyi yapacağım ki zaten hep yapıyordum. Ama ben kazanırsam sen benim istediğimi yapacaksın."

"Hı! Nerden esti şimdi bu."

"Eğlenmek için daha iyi birşey bulamadım diyelim."

Bir iki saniye düşündükten sonra,

"Tamam anlaştık." Dedim.

Bir kaç saniyede Alev ile yaptığım pazarlıktan sonra Gülce'ye çevirdim bakışlarımı.

"Söyle güzelim." Dedi Ferman.

"Abi birşey söyleyeceğim."

"Tamam söyle."

Ferman'ın gözlerine baktım.
Onunda benim gibi Gülce'nin itirafını beklediğini biliyordum.
Artık söylesin istiyordu gözlerinden belliydi bu.

"Ama kızmak yok."

Evet kesin söyleyecek.
Hadi Gülce anlat artık. Sende rahatla bizde.

Ferman:

"Neden kızayım güzelim söyle."

" Şeyy. " Dedikten sonra biraz durdu Gülce. Elinde tuttugu peçeteyi kıvırıyordu stresle.

Bardağımdaki suyu içerken gözüm hâlâ Gülce deydi.

Sonra tek nefeste.

"Yarın üçümüz dışarı çıkabilirmiyiz."

Dediğinde duduğum şeyle içtiğim su boğazıma kaçınca beni bi öksürük tuttu.
Bumu yani.
Bunu mu söylecekti.

Ferman eliyle sırtıma vururken,

"Yavaş iç Aslı boğulacaksın."

Alev ise içerden içerden kahkahalarla yerde yatıyordu.

Alev:

"Ben kazandım Aslı."

Dediğinde ben hala çatık kaşlarla Gülce'ye bakıyordum.

Gülce ise bana omuz silkerek kaçamak bir bakış attı.
Anlamıştım.
Söyleyemeyip konuyu değiştirmişti.

Kerem:
"Ben niye geliyorum yaa."

Gülce:
"Elif de var desem gelirsin ama."

"O zaman iş değişir ablacım.
O zaman gelirim."

"Yanar döner Kerem." Dedim kızarak.

"Hiç öyle bakmayın bana.
Bu güne kadar benimlemi geziyordunuz."

"Abi tatil bitmek üzere bitmeden birşeyler yapmak istiyoruz."

Ferman yüzüme bakarak.

"Aslı hamile.
Ve bu karda kışta dışarı mı çıkmak istiyorsunuz. "

"Evet.
Ne var bunda?
Hamileyim diye çıkamazmıyım. "

"Çıkabilirsin tabi ama çıkmasan daha iyi olur. Sana yada bebegimize birşey olma ihtimali aklıma geldikçe endişelendiriyorum.
Kayıp düşersen yada tansiyonun falan düşerse birşey olursa diye endişe ediyorum hep.
Dışarı çıkmak okula gitmeye benzemiyor aklım sende kalır."

"Abartma Ferman."

"Abartırım güzelim.
En değerlilerimi korurken abartırım.

Şöyle yapalım.
Yarın olmasın hafta sonu hep birlikte çıkalım. Güzel bir restoranta gidelim.
Hem bende karımla bir yemek yerim.
Hem Elif ile. "

Dedi. Sonra bana göz kırparak Gülce'ye döndü.
Şaşkın bakışlarımın arasında,

"Elif ile Melih de gelir."

Dediğinde, Gülce kıpkırmızı bir yüzle olmak üzere hepimiz Ferman'a baktık.

"Sıkıldım artık,tanışacaksak tanışalım.
Beyefendinin cesaretinin geleceği yok. Ama baştan söylüyorum,ilk günden kucak açmam. Önce bi göreceğim. Gerisine bakacağız."

Gülce kırmızı yanaklarla önüne bakarken,
Kerem bir bana bir ablasına baktı.

"Melih?
Melih kim ya.?
Abla, yenge ?"

Kerem'e bakarak Gülce'yi işaret ettim.
Sonra iki elimin işaret parmaklarının dış kısımlarını birbirine sürttüm sırıtarak.

Bu işaret Gülce'nin sevdiği kişi anlamına geliyordu.

Kerem ağzı açık Gülce 'ye bakarken Gülce yemeğini yemeye çalışıyordu.
Ferman'ın dediklerinden sonra yutma zorluğu çektiği belliydi.

Yemeğin kalanını sessizce yedikten sonra herkes odasına çıktı.

*****

Gece uyandığımda Aslı yanında değildi.
Panikle kalktım.
İlk aklıma gelen yer banyo oldu.
Yine midesi bulandı kusuyor diye düşündüm. Hemen banyoya girdim.

Ama kimse yoktu.
Dahada panik oldum.
Aklıma gelenlerin sınırı yoktu. Hemen odadan çıkıp merdivenlere yöneldim.

Aşağı inerken salonda Aslı'yı gördüm.

Televizyonun karşısında birşeyler yiyerek oturuyordu.

Hemen merdivenlerden inerek yanına geldim.

"Aslı? Dedim korkudan rahatlamaya geçerek.

"Güzelim ne yapıyorsun burda bu saatte. Yanımda seni göremeyince nasıl korktum.
Bu saatte yemek mi yenir."

Yanına gelip karşısına geçtiğimde gördüğüm şeyle şaşkın bakmaya devam ettim.

"Aslı değil. Alev,Kara kule.
Yemek değil pizza yiyorum.
Şuan yanında cola çok iyi giderdi ama yasak."

Evet karşımdaki Alevdi.
Kocaman bir pizzanın başına oturmuş hem yiyor hem film izliyordu.

"Sen...
Senin ne işin var yine burda ve pizzayı nerden buldun."

Gelmek için kimseye sormam buna sen de dahilsin.
Canım çekti.
Pizzayıda Zafer den istedim.
Canım çekti dedim ve senin haberin olduğunu söyledim."

"Oda bana Söylemeden aldı öylemi.?"

"Evet çünkü uyuduğunu söyledim. Oda sana kıyamadı sanırım."

Dedi gülerek.

Yerinden kalkarak mutfağa yöneldi.

"Nereye.?"

"Mutfağa, içecek alacağım."

Alev'in ortalarda olmasını hiç hayra alamet değildi.
Elinde su ile dönüp tekrar koltuğa oturdu.

"Neler oluyor anlat. Ne çeviriyorsun yine.?"

Bana baktı dik dik.

"Şimdilik birşey olmuyor.
Ama sadece şimdilik.
Sıkıldım.
Film izlemek istedim.
Pizza söyledim.
Rahat bırakırsan pizzamı yiyip film izleyeceğim."

" Gecenin 4 buçugunda durduk yere ortaya çıkıyor pizza yiyip film izlemek istedim diyorsun.
Yemezler Alev.
Dökül.
Ne iş karıştırıyorsun."

"Hiç birşey.
Zamanı değerlendiriyorum."

"Ne zamanını."

"Kal...a.
Ya bi film izletmedin.
Rahat bırak beni git uyu.
Bende sessizce izleyeyim şu filmi.
Sorgunu yarın yap rahat bırak şimdi beni."

"Ne yani yarında mı burdasın."

"Evet...
Canım istediği sürece buradayım."

"Alev.?
Ne zaman bırakacaksın Aslı'yı."

"Ne oldu.
Sıkıldın mı benden Kule."

"Merak ediyorum sadece."

Alev elindeki kumandaya basarak ekranı durdurdu.
Sonra bana dönerek bir süre sessizce gözlerime baktı.

"Ben Aslı'nın bir parçasıyım ama ölene kadar onunla olmayacağım tabiki. Zamanı geldiğinde ikinizde benden kurtulacaksınız.

Sana o gün de söylemiştim.
Sen Aslı'yı çok sevip sahip çıktığında oda benden kurtulacak.

Peki ya sen...
O nu gerçekten sevip sahip çıkıyormusun.?"

"Bu ne saçma bir soru.
Tabiki onu çok seviyorum. Bu güne kadar bunu anlayamadınmı. Onun için kızım için herşeyi yaparım. Bunu defalarca ispatladım bence."

Dedim kollarımı göğsümde birleştirerek.

"Göreceğiz.
Şunu hiç unutma Ferman Demirdağ.
Aslı'yı üzecek en ufak bir şey yaparsan sana zerre acımam. Emin ol çeker vururum.
Benim önceliğim her zaman Aslı."

Alev'in gözlerine baktım.
Sanki öfke vardı.
Sanki...
Yoksa...!

"Saçmalamayı kes Alev.
Öyle birşey olmayacak.
Sende ye pizzanı git yat. Aslı'nın sırtından keyif yapma."

Kıkırdayarak bana baktı alev.
"İşine gelmedi.
Neyse.
Rahat bırakta filmin tadını çıkarayım."

"Sen yiyene kadar burdayım."

Bana bakmadan omuz silkerek pizzanın dilimini ısırıp ekrana bakmaya devam etti.

Yarım saat falan geçtiğinde ekranın başında uyuya kaldı.
Bu süre içinde hiç konuşmadık.
O film izledi bende onu.

Aklında birşeyler vardı eminim bundan.

Oturduğum yerden kalkıp Alev'in yanına geldim. Derin şekilde uyuyordu.
Yavaşça kucağıma aldım.
Odaya çıkarıp yatağa bıraktım sonra üzerini örterken,

"Allah'ım sabah uyanan Aslı olsun."
Dedim.

Aslı'yı yatakta bırakıp ofis odama geçmeye karar verdim.
Alev , sağolsun uyku diye birşey bırakmamıştı.
Bu yüzden bende bir kaç evrak işimi halletmek için odama geçip laptopumun başına oturdum.

Şirketin dosyalarına öyle dalmıştımki zamanın nasıl geçtiğini anlayamadım.
Esnemeye başladığımda saate baktım, sabah olmak üzereydi.

Yerimden kalkıp Aslı'ya yani Alev'e bakmak için odaya döndüm.

Ama süpriizz.
Alev yoktu.

Nereye gitti yine bu kız.

Hemen salona bakmak için odadan çıktım.
Ama koridora çıktığım da misafir odasının kapısının açık olduğunu farkettim. Önce oraya bakmak için içeri girdim.

Aslı büyük cam kapının önünde perdeleri sonuna kadar açmış doğan güneşi izliyordu.

"Aslı.?" Dedim emin olmak için.
Çünkü şuan arkası dönüktü ve kim olduğunu bilmiyordum.

"Bu oda doğuya bakıyormuş. Neden şimdiye kadar bana bunu söylemediniz."

Dedi bana dönerek ve maalesef hala Alevdi.

"Neden hâlâ Alev bu kız."

"Burdan gün doğumu çok güzel görünüyormuş."

"Sen ne ara uyandın?"

"Ben acıktım."

Dedi ve yanımdan geçip koridorda ilerleyerek merdivenlerden inip gözden kayboldu.

Bende arkasından giderek mutfağa indiğimde buzdolabının içine kafasını sokmuş bulduğu her şeyi masaya dizen Alev'e baktım.

Masaya oturup onu izlerken Esma teyze geldi.
Alev'i görünce,

"Aslı kızım ben hazırlardım deseydin."
Dediysede Alev aldırmadı.

Esma teyze bana baktığında kendi haline bırak işareti yaptım.
Bir bardak suyuda alıp masaya oturdu Alev.
Kahvaltılıkları yanına birde turşu ekleyip oturdu.
İştahla herşeyden bir kaç lokma yerken en ilginç olanı kahvaltıda turşu yemesiydi.

Esma Sultan şaşkın, bense yüzümü buruşturarak izledim hâlini.

Masadan kaldıktan sonra mutfaktan çıkıp merdivenlere yöneldi.

"Şimdi nereye."

"Uykum geldi uyumak istiyorum."

"Ya sabır.
Çıldırtmak için bilerek yapıyorsun."

"Çıldır Ferman.
Bu da senin sınavın...
Dikkat et de bu hâlini arama.."

*************************

Loading...
0%