@azamet_29_2
|
"Şimdi nereye." "Uykum geldi uyumak istiyorum." "Ya sabır. "Çıldır Ferman. "O ne demek, beni tehdit mi ediyorsun." Alev omuz silkerek merdivenleri çıkmaya devam edip gözden kayboldu. "Esma sultan bana bir kahve yap, koyu ve şekersiz olsun aklım başıma gelsin." " Ferman oğlum ne oldu. Hadi gel anlat şimdi. "Hamilelikten Esma Sultan bişey yok, düzelir. "Sen sabırlı ol,hoş gör Ferman oğlum. "Sen birde bana sor Esma Sultan." Dedim içimden. "Ben şimdi kahveni yaparım. Esma Sultan kahveyi hazırlarken hızlı adımlarla üst kata çıkarak Aslı'nın yani Alev'in olduğu odaya girdim. Umarım Aslı olarak uyanır yoksa daha fazla dayanabilirmiyim bilmiyorum. Salona indiğimde Esma Sultan da kahvemi salona getirmişti. Kendimi koltuğa atıp kahvemi elime aldım içerken bir yandan Alev'i ve olanları düşünmeye başladım. Alev uzun zamandır yoktu. Bir mesele daha vardı. Aslı'nın şirketini bu iş için kullanacaktım. "Abi." Gülce'nin sesiyle düşüncelerimden sıyrıldım. "Hı? "Abi 5 dakikadır sana sesleniyorum. "Dalmışım güzelim." "Aslı'yı da çağıracaktım ama Esma teyze o kahvaltı yaptı uyumaya gitti." Derin ve sıkıntılı bir nefes verdim. "Aslı değil,Alev. "Alev mi? " Duyduğum sesle merdivenlere baktım. Kerem elleri havada bize bakıyordu. Anlaşılan tam esneyerek gerinirken duymuştu bizi ve şaşkınlıkla donup kalmış gibiydi. "Neden ortaya çıktı ki. "Sıkılmış olmalı ki kendi sorun olmaya gelmiş. Gülce'ye döndüm. "Kahvaltıya kalamayacağım şirkete gitmem lazım. Gülce'yi ve Kerem'i salonda bırakıp odaya çıktım. Arkamdan Kerem'in, "Abla yandık yaa." Dediğini duydum. Üst kata çıkarak sessizce odaya girip giyinme odasına geçerek üzerimi değiştirdim. Bazen kendime inanamıyorum. "Akşama kadar uyumanı isterdim." Dedim kısık sesle. Sonrada şirkete gitmek üzere odadan çıktım. ***** Akşama kadar uyumak mı? "Kar! Hemen giyinme odasına geçtim. "Hadi Aslı biraz eğlenelim." Hızlı adımlarla merdivenlerden inip kapıya yöneldiğinde daha kapıya ulaşamadan arkamdan Gülce'nin, "Aslı! " Diye seslendiğini duyunca yerimde durdum. Arkamı döndüğümde Gülce ve Kerem çoktan yanıma gelmişlerdi. " Aslı değil. "Nereye böyle." Dedi Kerem. Ağzına teptiği yiyecekler yüzünden zorla konuşarak. "Sen önce ağzındakileri yut. "Ne demek sanane. "Obomon omro. Gülce: "Alev yapma bizi zor durumda bırakma. Sinirle nefes alarak sakin olmaya çalıştım. "Sa-de-ce." Dedikten sonra yine kapıya yöneldim. "O zaman bizde gelelim." Arkamı dönmeden sol omuzumun üzerinden Kerem'e baktım. "Gelin tabi gelin. 10 dakika sonra hepimiz bahçedeydik. "Alev dikkatli ol Aslı ve..." "Biliyoruz heralde. Demiştimki Sefer arkamda bitti. "Aslı Hanım. "Evet. "A.Anlamdım." "Anlaşan şaşardım." Hepsini arkamda bırakıp arkadaki karlı yere doğru yürümeye başladım. Arkamdan Kerem'in sesi geliyordu. "Sen ona bakma Sefer abi kızlar hava almak istedi. Birazda karın tadını çıkaralım dedik bahçedeyiz bir yere gitmeyeceğiz." "Tamam Kerem Bey." Bahçenin arkasına geldiğimde ayak basılmamış manzarayı görünce manzaraya bayıldım. Gülce yanıma gelerek beni izlerken, "Karı çok seviyorsun." Dedi. "Evet. Dedim ve sustum, gözlerimi kısarak gökyüzüne bakarken. "Alev birden filozofa bağlamış." Dedi Kerem elindeki telefonla resim çekerken. "Sen işine bak Jerry." "Madem dışarıdayız kardan adam yapalım." Gülce'nin ortaya attığı fikirle yerimden kalkarak yerde küçük bir kartopu yapıp sonrada onu yuvarlamaya başladım. Onlarda kendilerine birer yuvarlak yapmaya başladılar. Biz kardan adam için karları yuvarlarken korumalar da bizi izliyordu. Kerem tek başına yapamadığı için Sefer'i de çağırıp kar toplarını üst üste koydular. Gülce aceleyle gidip evden bir atkı bir havuç ve gözleri için kurumuş mürdüm eriği getirdi. Erikleri göz yerlerine havuçu burun yerine ve ağız kısmına yine erikleri yerleştirip atkıyıda boynuna sardık. Kerem: "Sefer abi resmimizi Diyerek telefonu Sefer'e verdi. "Bu kadar yeter lütfen artık içeri girin. "Abimin mi o nerden biliyor." Dedi Gülce. Sefer gözleriyle arkasındaki adamı işaret ettiğinde Ferman'ın görüntülü konuşma ile bizi izlediğini gördük. Karda bata çıka adamın yanına giderek ekranı bize dönük olan telefona doğru uzattım yüzümü. "Oha. "Bari yokken rahat bırak Kara kule." "Yeterince eğlendiniz. Dedi ve kapattı. "Suratsız sende." Dedim arkasından. O sırada kapı tıkladı içeriye Gülce girdi. Oda duş almış üzerini değişmişti. "Sıcak çikolata içiyoruz gelmek istermisin? Gülce'ye uyup peşinden aşağı indim. Orta sehbaha da sıcak fincanlar bizi bekliyordu. Kerem ise çoktan fincana yumulmuş içiyordu. Karda oynamak sıcak duş ve sıcak çikolatayı da içince üzerime bir ağırlık çöktü. Koltuktaki yastığı başımın altına çekerek uzanıp gözlerimi kapattım. "Burda mı uyuyacaksın." "Sanane." " Kızım deli misin gi.d.." Dediği şeyle gözlerimi aniden açınca Kerem devam etmedi. Gülce de bu sırada Kerem'in bacağına bir çimdik attı. "Ya. "Yerinde olsam şansımı zorlamam Kerem." Dedim gıcık bir gülümseme ile. "Pardon ya affedersin." Arkamı Kerem'e dönüp gözlerimi kapattım tekrar. O koltuktada ne kadar yattım bilmiyorum. Gözlerimi açtığımda üzerimde bir battaniye vardı. Sessizce baktım yüzüne. "Hâlâ burdasın." Dedi kollarını göğsünde birleştirmiş. "Hâlâ burdayım." "Derdin ne? Ayağa kalkarak Ferman'ın önünde durdum. Bocalıyordu belliydi. Şimdiye kadar Ferman'ın da delirmesi lazımdı bence. "Ne oldu. Dedim yüzünü avuçlarının arasına alarak. " Saçma sapan konuşma Alev. Dedi ellerimi tutup indirerek. "Hımm...Öyle olsa iyi olur." "Aklımlamı oynuyorsun yoksa dalgamı geçiyorsun." Ferman'a sırtımı dönerek mutfağa yöneldim. Omuzunun üzerinden konuşuyordum. "Unutma Ferman Demirdağ. Söylediklerimle kafası dahada karışan Ferman arkamdan gelirken mutfağa girdim. Fermanda gelip sandalyeyi çekip oturdu. "Acıktınmı ufaklık. Meyva istermisin? Bence istersin." Dedim meyva sepetinden iki mandalina alırken. Umursamadan mandalinaları tabağa koyup Ferman'ın yanından geçip onu orada bırakıp salona döndüm. Koltuğa oturup ayaklarımı ortadaki büyük sehpaya uzattım. Tabağı bacaklarımın üzerine koyarak mandalinaları soydum. Sonrada tek tek ağzıma atarak konuşmaya başladım. "Bana bak ufaklık. Annenin canından can, kanından kan olan sadece sensin. Bunu unutma.. Dedim ve gözlerimi kapattım. ***** Alev'in evde olması yüzünden işte rahat edemiyordum. Toplantılar ve görüşmeler biter bitmez angarya işleri bırakıp erken çıkmaya karar verdim. Hâlbuki normalde geriye iş bırakmazdım. Ama bugün olmuyor aklımı toparlayamıyordum. Sessizce gözlerine baktım. "Hâlâ burdasın." Dedim kollarımı göğsünde birleştirmiş şekilde. "Hâlâ burdayım." "Derdin ne. Dedim. Ayağa kalkarak önümde durdu. Yüzünü yüzüme doğru yavaşça yaklaştırdı. Sadece baktım sessiz ve ne diyeceğini merak ederek. Garipti işte. "Ne oldu? Dedi yüzümü avuçlarının arasına alarak. Anında cevap verdim ellerini tutup yavaşça indirerek. "Saçma sapan konuşma Alev. "Hımm... "Aklımlamı oynuyorsun yoksa dalgamı geçiyorsun." Dedim dişlerimin arasından. Ama içimden söylediğim, "Sakın saçma sapan şeyler anlatma Aslı'ya" Demek oldu. Arkasını dönerek mutfağa doğru yürüdü,bende arkasından. Omuzunun üzerinden konuşmaya devam etti. "Unutma Ferman Demirdağ. Söyledikleriyle kafam dahada allak bullak olmuştu. O önde ben arkada mutfağa girdik "Acıktınmı ufaklık." Söylediği şeyle şaşkınlığım bir kat daha arttı Bebekle konuşuyordu. "Meyva istermisin? Bence istersin." Dedi meyva sepetinden iki mandalina alırken. Esma teyze, çalışan kız,ben, üçümüz sadece ona baktık. Bizi umursamadan mandalinaları tabağa koyup yanımdan geçip salona döndü. Alev bebekle konuşuyordu. Hiç normal değil. Şu Alev gerçekten garipti. "Esma Sultan yemeği hazırlayın." Dedim. Alev'in arkasından salona dönmek için ayağa kalktım tam kapıdan çıkacakken Alev'in konuşmalarını duydum. "Bana bak ufaklık. Annenin canından can, kanından kan olan sadece sensin. Bunu unutma... Söylediği şeyler yüzünden bir an sol yanımda bir ağırlık oluştu. Şu an Alev bebeğime annesini anlatıyordu. Alev'in konuşması biyince ve sessizlik bozulmayınca huylanıp mutfaktan çıktım. Gördüğüm şey koltuğa yaslanmış elleri göbeğinin, ayakları sehpanın üzerinde gözlerini kapamış uyuyan bir Alev'di. Alev'in yanına yaklaştım. Uyuyup uyumadığını kontrol ettim gerçekten uyuyordu. "Gel baş belâsı." Dedim yavaşça kucağıma alarak odaya çıkarttım. Yatağa bırakıp üzerine örttüm. "Sizi seviyorum güzellerim. Beni bırakmayın." Dedim kısık sesimle. ***** "Günaydın güzelim." Dedi dudaklarını dudaklarıma bastırarak. "Günaydın, dudaklarını özlemişim." Dedim,gülümseyerek. "Bu sabahta Alev'i görseydim çıldırırdım heralde. "Şeyy... Aslında. "Eee." Gülce yemekte Melih'ten bahsedecek mi diye. Ama Gülce'nin yüzünden Alev kazandı. "Şimdi anlaşıldı." "Yine seni çıldırtmış anlaşılan." Dedim gülümsemeye çalışarak. "Her neyse bundan sonra sessiz kalacaksa bu kadarına razıyım. Hem Kerem"in yine, Dedi Ferman asık suratla kalkarak. "Sen bu Melih'i pek sevmedin sanırım." Dedim kalkıp banyoya giderken. "Sevip sevmemeye henüz karar vermedim." Akşam karar vereceğim. Sonunda hafta sonu gelmiş akşam olmuş ve birlikte Ferman'ın sık sık gittiği bir restoranta gitmek için hazırlanıyorduk. Şık Bir restorant olduğunu biliyordum. Bu yüzden mekana uygun hoş ama sade bir kıyafet gitmeye karar verdim. Hâlâ hamile göbeğim olmadığı için kıyafet ayarlamakta zorlanmadım.
"Aslı hadi abimler bekliyor." "Tamam geliyorum." Dedim aynanın önündeki çantamı alarak. Evden çıkıp bizi bekleyen siyah mersedese binerken Kerem, "Siz gidin ben Elif'i alıp geleceğim orada buluşuruz." Diyerek başka bir araca bindi. İçeriye girer girmez mekan sahibi karşıladı bizi. En güzel yerdeki masaya kadar bize eşlik etti. "Aslı hergün mü gelsek,ikrama bak be." "Alev Ferman'ı çıldırtarak 24 saat eğlenmişsin zaten. Rahat bırakta bugünde ben eğleneyim." "Tamam ya." Yerlerimize oturup etrafa bakındım. "Bu kız mal gibi aşık Aslı." "Birincisi farkettim. "Aşık olmak mallık bu yüzden mal." "Ne yani bendemi malım?" "Alev? Alev'le tartışmayı bitirip bize doğru yürüyen gence çevirdim bakışlarımı. "İyi akşamlar Ferman Bey." Diyerek elini uzattı Ferman'a. " İyi akşamlar hanımlar." Dedi. "İlk karşılaşmadaki ilk hareket için 10 puan." "Alev kapa çeneni." Melih de bize katılıp masaya oturduktan sonra gelen garson siparişlerimizi alırken biz Melih'i süzüyorduk hâlâ. Gülce Melih den daha fazla stresliydi. "Gülce." " Oldu bu iş. " Gülce yüzüme baktı kızarmış yanaklarla. Ferman'a doğru eğilerek, " Ben birazdan gelirim. " Dedim ayağa kalkarken. "Nereye Aslı." "Lavaboya gitmem lazım." "Dur bende geliyorum." "Gerek yok. Hemen gelirim siz keyfinizi bozmayın." Dedim masadan kalkarken. "Tamam dikkatli ol." " Merak etme." Hızlı adımlarla ve dikkatli şekilde kendimi lavaboya attım. "Ay bu hamilelik şimdiden böyleyse 9. Ayda ne yapacam ben. " Kabinin içindeyken birilerinin daha girdiğini duydum. "Sibel gördüm mü yine gelmiş." "Kim?" "O işte. Uzun zamandır buralara gelmiyordu. Ama bu ay 3. Görüşüm. "Bu kez ailesiyle gelmiş ama öncesinde biri sarışın diğeri esmer kadınlarla gördüm onu." "Emin misin? "Dedi kodudur kızım o. Böyle adamlar tek kadınla ömür geçirmez. Dediler ve hızlıca çıktılar. "Vay adi pislik demek karısı evde kendi burda kızlarla. " Aaa! Olamaz geciktim. Hızlıca ellerimi yıkadıktan sonra tekrar kapıya yönelmiştimki birden çarptığım şeyle geriye sendeledim. Gözlerim kapalı düşmeyi beklerken bir el belimden kavrayarak beni düşmekten kurtardı. "Aslı?" "Ferman?" Dedim gözlerimi açarak. "Dikkat etsene düşecektin nerdeyse. İyimisin?" "İyiyim. "Dikkat et biraz." Dedi belimden kavrayarak masaya doğru eşlik ederken. Gülce kulağıma eğilerek, "İyimisin bi gittin gelmedin. "İyiyim tuvalette dedi kodu dinliyordum." Dedim sırıtarak. Bir yandanda kızlara bakıyordum. Onlarda direk bizim olduğumuz yöne bakarak kendi aralarında konuşuyorlardı hâlâ. "Aslı bu iki şıllık Ferman dan bahsediyor demedi deme. " "Saçmalama Alev. "Erkek milleti her naneyi yer." Bir kızlara baktım bir Ferman'a. Sonra aklıma gelen şeyle masamızın arkasındaki masaya baktım. Arka masada Ferman'ın yaşlarında gayet yakışıklı bir adam yanında da ailesi olduğunu düşündüğüm bir kadın ve genç bir kız ve erkek gördüm. "Kızlar onlara bakıyorlardı bence." "Gidip saçlarından tutup soralım." "Ne! Tatlılarımız geldiğinde hep birlikte "Kalkalım artık geç oldu." Dedi Ferman. Hep birlikte kalkıp kapıya kadar yürüdük. Kabanlarımızı vestiyerden alıp Ferman: " Kızlar arabalara binin soğukta üşümeyin." Dediğinde, "Ben zaten soğuğu sevmem. Arkamdan gelen Gülce'de Melih'e iyi geceler demekle yetindi. "Her ne kadar benim ısrarımla olmuş olsada, tanıştığımıza memnun oldum Melih." Dediğini duydum. Ferman Melih'i onaylamıştı bence. " Bende memnun oldum Ferman bey Dedi elini uzatarak. "Gidelim Zafer." "Tamam abi." " Eee!" "Ee ne? Aslı." Yüzünün kızarmış olduğu karanlık arabanın içinde bile belli olan Gülce'ye baktım önce. "Yani Melih'i nasıl buldun. "Ne! Ne damadı? "Eh buda bir şeydir." Geriye yaslanıp önüme döndüm. Böyle bişey olma ihtimalini bile düşünmek istemiyordum. İhtimaline bile dayanamazken gerçeği beni öldürürdü. O anda midemdeki bulantıyla sol elimi ağzıma sağ elimi mideme bastırdım. Avucumun içinden, "Dur! Zafer dur. Midem." Dedim. Aynı anda Ferman, " Zafer kenara çek." Dedi endişeli. Zafer hızla kenara çektiğinde Ferman'ı dürterek çık işareti yaptım. Ferman arabadan inerken hemen arkasından indiğim gibi yere eğilerek midemde ne varsa çıkardım. "İyimisin, hemen hastaneye gidiyoruz." "Gerek yok." Dedim derin nefes alarak. Her şeyi üst üste yedim ondan oldu. "Geçti." "Hemen arabaya gir daha fazla üşüme." Arabaya tekrar bindiğinde hala titriyordum. Ferman beni kucağına çekip kabanıma dahada sararak göğsüne bastırırken, Soğuğun ve kusmamında etkisiyle gözlerim kapanmaya başlayınca sevdiğimin kokusuna sığındım. "Yapmazsın." "Zafer ısıyı arttır. " "Tamam abi." Son duyduğum cümle oldu bu. Gözlerimi açtığımda Ferman'ın kucağında ve kendi odamdaydım. "Ferman? "Evet." Ferman beni yavaşça yere bıraktı. Önce kabanını çıkarıp sandalyenin üzerine bıraktı. "Daha iyisin değilmi?" "Hı hı... " Efendim." "Benden vazgeçme." "Bunuda nerden çıkardın. ***** Sömestir tatili bitmiş ve okula geri dönmüştük. O kızlar'ın anlattıkları Alev'in söyledikleri aklımdan çıkmıyordu. Nerdeyse 24 saat uyuyamamıştım. Sonunda okula gelmeye başlayınca aklımdaki bulutlarda dağılmaya başlamıştı. 14 Şubat nişan yıl dönümünüzdü. "Senin kadar güzel değil ama idare edeceksin güzelim." Demişti. O gece benim için gerçekten çok güzel geçmişti. Kendime kızmıştım saçma sapan düşüncelerimden dolayı. Ama Alev'in de suçu vardı bunda. Hatta birgün, "Sen ne diyordun Alev. Aylarca hastanede kaldım. Ölmek için can attım olmadı. Yaşamak için uğraştım uçurumlardan ölümlerden döndüm. Sonra ona aşık oldum. Sevdim... Çok sevdim. Yaşamak... Yaşlanmak... Onunla... Kaldıramam Alev. Dayanamam ,yaşayamam. Dedim gözlerimdeki yaşlar akarken. ***** Mart ayı gelmiş bebeğimiz 18 haftalık olmuştu artık. Ferman bu sabah yine benden önce kalkmış ve şirkete gitmişti. Bu yüzden hızlıca aşağı inip kahvaltımı yapmış tekrar odama çıkmıştım. Kahvaltı dediğim de bir kaç lokma peynir bal tereyağ ceviz bademden oluşan küçük bir porsiyon. Ferman her ne kadar az yediğimi kızımızın zayıf kalacağını söylesede midem bunu bile zor alıyordu. Bazen gece, bazen sabah bulantıları oluyor çoğunlukla kendimi banyoda kusarken buluyordum. Dilek bu durumun bu aydan sonra azalacağını belkide tamamen geçebileceğini söylemişti. Hatta bu sebepten daha hızlı kilo alabileceğimi dikkatli olmamı gereksiz kilonunda beni zorlayacağınıda eklemişti. Her neyse üzerimi gitmek için giyinme odasına girip rahat bir kıyafet bulup giyindim. Artık küçük bir göbeğim vardı. Biraz daha geniş ve salaş birşeyler giymeye özen gösteriyordum. Dar giyindiğimde sanki bebeğim içerde iki büklüm oluyor gibi geliyordu. "Aslı." "Güzelim hazır mısın.?" "Hazırım." Dedim çıkarak. "Hadi çıkalım güzelim." "Tamam." Dedim gülümsemeye çalışarak. 1 saat sonra Dilek'in muayenehanesindeydik. "Hoşgeldiniz. "İyiyim. "Az kaldı merak etme rahatlayacaksın. "Heyecanlıyım." "Hadi gel Aslı, görelim bakalım bebeğiniz kız mı erkek mi?" "Ben zaten kız olduğunu biliyorum. Ama gözlerimizlede görelim diyoruz." Dedim yatağa uzanıp göbeğimi açarken. "Birde neden hala hareketlerini hissedemiyorum." Bazı bebekler keyif ehli olur az yada yavaş hareket eder. Sizin ufaklık hem keyif ehli hemde henüz olması gereken kilonun alt sınırında. Dilek elindeki jeli sürerken kapı açıldı ve Kağan girdi içeri. "Yetiştim mi?" Dedi sırıtarak. "Nereye yetişiyorsun lan." "Bebeğeee." "Ne!" Ben bebeğin kız olduğunu Aslı'nın bildiğini söyledim. Dilek o işler belli olmaz erkekte olabilir dedi doktor kafasıyla. "Lan oğlum benim bebeğimin üzerinden bahse girip yemek mi ayarladın. Döverim seni kağan." "Hadi Dilek hadi. Onlar konuşurken sadece şaşkın bakıyordum. Etrafımki insanlarda gittikçe garip olmaya başladılar. Dilek gülümseyerek önüne dönerken bende bakışlarımı onlar gibi ekrana çevirdim. " Eveeet küçük Demirdağ. Dedi gözlerini kısarak ekrana bakarken. "Gözünüz aydın küçük bir kız geliyor." "Ve ben kazanıyorum." Diyen Kağan bizden daha mutlu görünüyordu. Elini Ferman'a uzatarak, " Tebrikler dostum. "Lan oğlum senin maaşını falan mı kestiler. Ne bu yemek yemek." Dediğinde hepimiz gülmeye başladık. Karnımdaki jeli sildiğimde Ferman yanıma gelerek kalkmama yardım etti. "Artık alış veriş yapabilirim. Gözlerine baktım. "Hep böyle bak bana ne olur. Hep sev. Çok sev." Dedim içimden. "Evet artık gidebilirsiniz. Diyen Kağan dönüp Dilek'e, "Dilek hanım dışarda yemek istiyorum lütfen." Dediğinde Ferman arkasını dönerek, "Siz ciddi ciddi bahsemi girdiniz,yok artık. Kağan oğlum tebrikler tam sana uygun birini bulmuşsun. Kağan ve Dilek'i odada bırakıp çıktık. "Kağan'ın sürekli yemekten bahsetmesi yüzünden karnım açıktı benim." "Tamam güzelim. " Balık... "O zaman Balık yemeye gidiyoruz. Çok güzel geçen bir günden sonra tekrar eve geldik. Bebeğin cinsiyetini tahmin etmekle beraber merakla bekleyen Gülce ve Kerem'e de sonucu söylediğimizde onlarda sevindi. Gülce de tıpkı benim gibi alışverişten bahsetmeye başladı hemen. "Ben baya yorulmuşum. "Tamam güzelim. Odama çıktım. "Ferman'ın kiminle konuştuğunu dinlemeliydik." "Hayır Alev. ***** "Aslı?" Duyduğum sesle Elif'e döndüm. "Neyin var arkadaşım. Dedi gülümseyerek. "Biraz daha idare et canım. 5 bitti 4ay kaldı sonra kızını kucağına alacaksın. "Olmaz Elif. "Sen bilirsin. "Gerçekten mi bak bu iyi oldu hazır notları çalışmak zaman kazandıracak." "Ve daha çok dinleneceksin değilmi Aslı? " Dedi gözlerime bakarak umutla. "Hayır başka kitaplar bakmak için zamanım olacak." " Seni inek." Dedi Elif gülerek. Sonra aynı anda gülmeye başladık. "İşte böyle gül. Hep gül arkadaşım." " Bu yüzden evde durmak istemiyorum işte. Burası bana iyi geliyor." Elif'in verdiği defteri masadan alarak çantamın içine koyarken çantamda başka bir defter farkettim. Defter benim değildi. Elif: "Tamam canım bekliyorum." Elif çok sıkışmıştı sanırım. Çünkü koşar adım yürüyerek gitti. İlk sayfalar boştu. Bu Ferman'mıydı yoksa hayal,yok yok kâbusmuydu. Gördüğüm Ferman ve yine o kadındı ve kadının dudakları Ferman'ın dudaklarındaydı. Hayır bu şimdi olmamalıydı. Elimdeki fotoğraflara baktım tekrar tekrar. Böyle adamlar tek kadınla ömür geçirmez. Malum olan neydi. Gecenin devamında o kadınlarla... Olanlara inanamıyordum. Hayatımı ve geleceğimi etkileyen yer zamanın hangi noktasıydı. O geceden sonrası kafamın içinde bir film şeridi gibi geçmeye başladı. Hayır! Defteri açmaya devam ettim. ============================== Ferman Demirdağ'ın bir deli ile bir ömür geçireceğinimi düşündün. Heleki bir deliden çocuk sahibi olmak isteyeceğini mi sanıyorsun. Çocuğununda senin gibi deli olmayacağını ne malûm. Bu.. "Aslı Hanım. Duyduğum sesle kendime geldim. Arkama baktım Sefer arkamdan geliyordu. Boş boş baktım Sefer'in yüzüne. "İyimisiniz?" "İ. İyiyim. Dersim yok eve gidelim." "Peki efendim." "Elif görüşürüz ben eve gitmeliyim yani gideyim." "Tamam canım git dinlen." Sefer ile birlikte arabaya bindik. "Ölmek istiyorum." Dedim kendimi karanlığa bırakırken. 💥💥 Bir süre yol aldıktan sonra Sefer'e, " Vazgeçtim Ferman'ın yanına gidip ona süpriz yapmak istiyorum." Dedim. "Peki efendim." Yarım saatin sonunda şirkete gelmiş araçla kapalı garaja girmiştik. Burdan Ferman'ın olduğu kata direk asansör vardı. Arabadan inince, "Sefer bagajı aç çantamı koymak istiyorum." "İçerde kalabilir Aslı Hanım birşey olmaz. " "Bagaja koymak istiyorum." "Peki efendim." Sefer arkaya gelerek bagajı açtı çantamı alarak bagaja doğru eğilmiştiki anında belinden silahını çekip alarak başına vurdum. "Kusura bakma Sefer efendi." Diyerek Telefonunu da alıp bagajı kapattım. Sonra asansöre binerek Ferman'ın olduğu kata çıktım. Koridorda ilerlerken Ferman'ın odasından çıkan bir grup insan gördüm. Odanın ortasında duran Ferman'ı görür görmez tetiğe bastım. "Bu henüz başlangıç Demirdağ. Dedim eli kolunda şaşkın şekilde bana bakan adama. "Aslı'yı üzecek en ufak bir şey yaparsan sana zerre acımam demiştim. Ben giderken senide götüreceğim Demirdağ." Dedim ve bir kere daha bastım tetiğe. Bu kez kafasının yanından geçti kurşun. "Alev.? Dedi. Gözlerinde şaşkınlık vardı. "Sen neden bahsediyorsun. Ne üzmedi ne ağlatması? Dedi çatık kaşlarla. "YALAN! Dedim defteri masasına fırlatarak. Ferman sağlam kokuyla defteri önüne aldı. "Bunları sana kim verdi?" " Senden vazgeçtiğim gün öldüğüm gün olsun. Demiştin. Ogün bugün Demirdağ." "Hepsinin bir açıklaması var. Silâhı doğrulttum yeniden "Hepsinin açıklaması var öylemi." Dedim tekrar tetiğe basarak. "Yanlış anlama öylemi?" Dedim ve tekrar tetiğe bastım. "Hepiniz aynısınız!" Diye bağırdım ve tekrar bastım tetiğe. Gözünü bile kırpmadan ve yerinden santim kıpırdamayan bana bakan adamın gözlerine baktım. "Aslı bugün bu fotoğraflara bakarken kızının tekmelerini hissetti ilk kez." Dediğimde Ferman'ın yüzü değişti. " Hayır. Dedi Aslı. Dedi bana Demirdağ. "Alev. HAYIR SAKIN!!" Bir kadına, Aslı'ya bu dünyayı,mutlu olmayı çok gördünüz. O halde bu dünyada kalmasınada gerek yok. Dedim ve Ferman'a çevirdiğim silahın tetiğine son kez bastım. Ferman yere düşerken arkamı dönüp çıktım. ********************************
|
0% |