"YALAN!
Yalan söylüyorsun.
Utanmadan yalan söylüyorsun hâlâ. Al bak! İhanetinin resimlerine."
Dedim defteri masasına fırlatarak.
Ferman sağlam kokuyla defteri önüne aldı.
Sayfaları çevirdi tektek,sonra öptüğü kadında durdu.
Kaşları dahada çatıltı.
"Bunları sana kim verdi?"
" Senden vazgeçtiğim gün öldüğüm gündür." Demiştin.
"Ogün bugün Demirdağ."
"Hepsinin bir açıklaması var.
Yemin ederim yanlış anlamışsınız.
Ben Aslı'ya ihanet etmem.
Aslı'yı seviyorum kızımın annesi o. Nasıl yaparım nasıl onu aldatırım asla, asla yapmam.
Alev bak, sana yalvarıyorum.
Yanlış bişey yapma, kendini yaralamadan bırak o silahı.
Otur konuşalım anlatacağım herşeyi."
Silâhı doğrulttum yeniden
"Hepsinin açıklaması var öylemi."
Dedim tekrar tetiğe basarak.
Kurşun ayakların dibine geldi.
"Yanlış anlama öylemi?"
Dedim ve tekrar tetiğe bastım.
"Hepiniz aynısınız!"
Diye bağırdım ve tekrar bastım tetiğe.
Gözünü bile kırpmadan ve yerinden santim kıpırdamayan bana bakan adamın gözlerine baktım.
"Aslı bugün bu fotoğraflara bakarken kızının tekmelerini hissetti ilk kez."
Dediğimde Ferman'ın yüzü değişti.
" Hayır. Dedi Aslı.
Şimdi olmamalıydı babasının yanımda olduğu anda olmalıydı.
Babasıyla hayaller kurarken olmalıydı. Dedi.
Böyle ağlarken değil. Dedi.
"Ölmek istiyorum."
Dedi bana Demirdağ.
Son isteğini söyledi bana.
Beni biliyorsun Demirdağ.
O ne derse yaparım.
"Alev. HAYIR SAKIN!!"
Bir kadına, Aslı'ya bu dünyayı,mutlu olmayı çok gördünüz.
O halde bu dünyada kalmasınada gerek yok.
Ama önce sen!"
Dedim ve Ferman'a çevirdiğim silahın tetiğine son kez bastım.
Ferman yere düşerken arkamı dönüp çıktım.
Son kurşunu kalbine nişan alarak sıkmıştım.
Odadan çıkıp kapının önünde durdum bir süre.
Arkamda bıraktığım,yerde baygın yatan adama,
"Mucizelere inanır mısın Demirdağ. "
Dedim.
"Aslıdan vazgeçtiğim gün öldüğüm gündür." Demiştinya...
Aslı'dan vazgeçmediysen bana ispatla.
Kalbine doğru sıktığım o kurşuna rağmen yaşa, ancak o zaman inanırım sana.
Kimsenin olamadığı koridorda yavaş adımlarla yürüyerek asansöre yöneldim.
Ben asansöre binerken asansördeki aynadan, arkamdan elindeki dosyaya dalmış şekilde geçerken beni farketmeyen Zafer'i gördüm.
Birazdan hayatının şokunu yaşayacaktı.
Ben Alev.
Bir boşluktan,
Bir yokluktan ,
Duyulan,kırık bir kalp sesinden,
Açılan bir yaradan
Akan gözyaşından
Bitmek bilmeyen özlemden,
Artan yalnızlıktan,
Ölmek isteyen zavallı bir kızın, duyduğum çığlığından,
Aslı'nın ruhundan Aslı'nın bedenine doğdum.
Beni çağıran bu kızı korumak için,sevmek için,sarılmak için varım.
3 Yıl geriye gidelim.
"Aylin hocam yetişin.
Yeni hastanız yine kriz geçiriyor."
"Ne! Ama durumu iyiydi sakinleşmişti. Nasıl.."
Koşar adım Aslı'nın odasına gitti Aylin.
Kapıyı açtıklarında geç kız yatağını, çarşafını, yastığını herşeyi yerlere savurmuş sonunda kendine zarar vermeye başlamış bir yandan değişik sesler çıkarıyor bir yandan saçlarını yoluyordu.
"Sezer, Fatih yardım edin."
Genç adamlar Aslı'nın yanına geldiklerinde Aslı eline aldığı yastığı onlara fırlattı ama işe yaramadı.
Bu odada sert olan hiç birşey bulundurulmuyordu. Çünkü Aslı kriz geçirdiğinde bir kişiyi yaralamıştı.
Aslı iki kolundan yakalandığında kaçabilmek için her şeyi deniyor adamları tekmeliyor,ağlıyor tırnakları ile yüzlerini çizmeye çalışıyordu.
Ama sonunda sımsıkı tutulan kolları ve bacakları yüzünden kıpırdayamaz bir halde kaldı.
En sonunda da Aylin'in yaptığı iğne ile olduğu yere yığıldı.
Aslı sakinleşince yerdeki yatak, çarşaf yatağa kondu
Fatih ve Sezer'in yardımı ile yatağa taşındı kız.
Sonra kollarından ve ayak bileklerimden bağlandı.
Adamlar işleri bitip çıkınca Aylin yine gelip yatağın kenarına oturdu.
"Aslı'cım güzel kızım." Dedi.
Aslı dişlerini sıkmış ağlıyordu. Gözlerinin kenarlarından yatağa doğru akan gözyaşları durmak bilmiyordu.
"Tamam sakin ol.
Konuşamadığın için bu kadar öfkelisin biliyorum.
Seni neyin bu hale getirdigini bilmiyorum ama söz veriyorum herşey düzelecek.
Şimdi uyu.
Uyu ve dinlen kuzum."
Aylin'in bakışları arasında gözlerini kapattı Aslı.
Aylin yerinden kalkarak odadan çıkarken Naci geldi.
"Yinemi kriz geçirdi."
"Evet."
"Zor bir vaka.
Bence başka bir doktora sevketmelisin."
" Hayır.
Ben hiç bir hastamı yarı yolda bırakmadım.
Onuda bırakmayacağım. Bir gün oda düzelecek sağlıklı genç bir kız olarak buradan çıkacak."
"Sen bilirsin işin zor."
*****
Aylin'in bana yaptığı iğneden sonra bütün gücüm kesilmiş sanki yarı felç olmuştum.
İstemiyordum.
Uyumak istemiyordum. Yine aynı kabusları görmek o korkuyu yeniden,yeniden yaşamak istemiyordum.
Ama yine ilaç yüzünde uyumak zorunda kalacaktım.
Çok korkuyordum. Kalbimin sesi dışardan bile duyuluyor olmalıydı.
Annem yok. Babam yok. Kimsem yok.
Benim yardıma, korunmaya ihtiyacım var. Bana sarılacak, benim de sarılacağım birine ihtiyacım var. Oysa yalnız ve muhtacım."
Dedim, ağlayarak kendime kahrederken.
*****
Yine aynı kabusu görüyordu Aslı.
"Yardım edin.
Bana yardım edin.
Ne olur.
Korkuyorum."
Diye ağlıyordu.
Kabuslarında hep aynı yerde, kendi odasında açıyordu gözlerini.
Karanlık odasında korkuyla etrafa bakıyordu.
"Anne... Baba...Korkuyorum nerdesiniz.
Ne olur gelin."
Öyle korkuyorduki Aslı o zayıf kalbî durmak üzereydi.
Sonra kapıdan kırılacakmışcasına gelen o sesler.
Yine o, Demir geliyordu.
Her gece tekrar,tekrar geliyordu.
Oradaydı işte o kapının arkasında.
Korkuyla haykırdı Aslı.
"İmdaaatt.! İmdaaatt.!
Biri bana yardım etsin...
Beni öldürecek yine öldürecek."
Feryad ediyor ,ağlıyor bağırıp çağırıyordu.
"Uzak dur gelme!
Benden uzak dur yaklaşma.
Ben size ne yaptım. "
Demir odaya zorla giriyor.
Aslı saklanıyor.
Demir'in şeytani gözleri yinede görüyor.
Aslı yatağının arkasına siniyor.
Demir yaklaştıkça Aslı azar azar can veriyordu sanki.
Devamında ne olacak biliyordu Aslı. Demir yine yapacak.
O ince, narin bileklerini yine kesecek.
Aslı yine o duvarın dibinde öylece gökyüzüne çevirdiği bakışlarla ölmeyi bekleyecek...
Her gece nasıl aynı acıyı çekiyorsa yine çekecekti .
Biliyordu.
Bu hep böyle olmuştu.
Hep aynı kabusu yeniden ve yenide yaşıyordu.
Hemde her gece.
Ama bu kez değil.
Bu kez izin vermeyeceğim.
"Hayır!
Aslı kalk!
Kalk yerinden.
Kimse yok hepsi kabus.
Aslı korkma!
Artık korkma!
Bundan sonra ben varım.
Seni korumak sana sarılmak sana arkadaş olmak için seni sımsıkı kucaklamak için ben varım.
Bundan sonra yalnız değilsin.
Korkma artık.
Uyu, sakinleş.
Ben koruyacağım seni bundan sonra.
Sana hiç kimse hiç bir zaman zarar veremez...
İşte böylece Aslı'nın hayatına dahil oldum.
Aslı geçirdiği krizle artık kalan hayatını ve bedenini benimle paylaşacaktı.
Aslı o gece deliksiz uyudu.
Sabah daha sakin uyandı.
Uyandığında tekrar kapadığı gözlerle düşündü.
Gördüğü ve duyduğu şeyleri düşündü.
Konuşmalarımı rüya sanıyordu.
Bu yüzden artık benden gerçekten haberi olmalıydı.
Benimle tanışmalıydı.
"Aslı.!" Dedim sakin bir şekilde.
Aslı korkuyla açtı gözlerini.
Etrafa bakındı.
"Ki.. Kim var orda."
"Merhaba Aslı."
"S.sen kimsin?
Neredesin?
Hâlâ yatağından olabildiğince etrafta birileri varmı diye görmeye çalışıyordu.
"Ben senim, senin bir parçan.
Senin güçlü tarafın.
Senin koruyucun, arkadaşın. İstediğin herşeyin."
"Olamaz kafamın içinden sesler geliyor dahada deliriyorum."
Dedi ve bağlı olmasına rağmen yatağında debelenmeye başladı.
Sesli şekilde bağırıp yardım istemeye çalışıyor ama ağzından kelimeler yerine mırıltılar çıkıyordu sadece.
"Aslı sakinleş.
Yine kriz geçirdiğini düşünüp uyutacaklar seni yoksa.
Yinemi kabus görmek istiyorsun."
Dediğim anda durdu.
Nefes nefese kalmıştı.
Benden korkma beni sen çağırdın dün gece.
O kabus anında seninle konuştum,hatırla.
Aslı bir süre sessiz düşündü.
"O senmiydin."
"Evet. Bendim.. Senin için buradayım.
Benimle her zaman konuşabilirsin. Sesli yada düşünce ile.
Ben seni her zaman duyacağım.
Her istediğini yapacağım."
Aslı bir süre sessiz baktı sadece.
Sonra,
"A. Adın varmı."
"Hayır. Sen bana bir isim vermek istersen..."
"Alev...
Alev olsun."
"Alev?
Beğendim. Peki neden Alev?"
"Çok sevdiğim bir arkadaşım vardı. En iyi ve tek arkadaşımdı.
Trafik kazasında öldü.
Annemden sonra o. Sonrada babam. Herkes terketti beni."
"Artık ben varım Aslı.
Ben istemedikçe, istesende benden ayrılamayacaksın.
O halde baştan tanışalım.
Merhaba Aslı.
Ben Alev.
Seninle tanıştığıma memnun oldum.
Emin ol sende benimle tanıştığına memnun olacaksın."
O günden sonra Aslı'yla birlikte yaşamaya başladım.
Aslı öldürülen babasından sonra üvey ailesi yüzünden bu hale geldi,geçirdiği krizle de ben oluştum.
Bundan sonraki hayatını benimle paylaşmak zorunda artık.
Bir süre benden korksada bana alıştıkça rahatladı.
Benimle konuştukça dahada sakinleşti ve konuşamama durumu düzeldi. Ama yinede Aylin den gizlemek istedi bunu.
Bir gece Aslı'ya hastaneden kaçmayı teklif ettim.
Önce korktu.
"Nasıl olacak.
Yakalanırsak bizi odaya kapatırlar."
Dedi.
"Sen bana bırak."
"İlk kez o gece yer değiştik Aslı ile. Pencereden aşağıya inerek kaçmaya başladığımızda Aslı çok heyecanlanmış ve mutlu olmuştu. Onun korktuğu şeyleri ben onun bedeniyle yapabiliyordum çünkü.
Arada bir kaçıyorduk çünkü Aslı o hastanede kabusları yüzünden kötü oluyordu.
Tabi bir gün Aylin farketti durumu.
Çünkü hastaneyi yaktık kazara. Niyetimiz dumanı
kullamaktı ama duvar kağıtları alev alınca iş değişti.
Yinede kaçmıştık ama. Sabaha kadar çok eğlenmiştik.
Her neyse Aylin Aslı'yı soru yağmuruna tutuyor, nasıl kaçtığını, böyle bişeyi nasıl yapabildiğini anlamaya çalışıyordu.
Çünkü Aslı'nın karakterinde yoktu böyle şeyler.
Sonunda dayanamadım.
"Yeter be kadın.
Kızın burnundan getirdin." Dedim.
Aylin şaşkınlık içinde bana baka kaldı.
"O değil ben yaptım."
"S. Sen.?
Sen kimsin?"
Aylin deneyimli bir doktordu. Durumu anında anladı.
"Ben Alev. "
"Aslı'nın başka bir kişiliği daha mı var?"
"Evet."
Dedim sinsi bir gülümseme ile.
"Aslı'nın tamamen zıttı bir kişilik.
Beni görmeye alışsan iyi olur daha çok karşılacağız.
Dedim. Öylede oldu.
"Alev bana yardım et." Dedi aniden.
"Ne istersen yaparım söyle yeter."
"İntikam istiyorum."
"Alalım." Dedim hemen.
"Daha ne olduğunu anlatmadım ki."
"Aslı'cım unutuyorsun.
Anılarına, korkularına, hislerine bende sahibim.
Senin düşündüğün bildiğin her şeyi bende biliyorum."
"Babamın benim için sakladığı o kağıdı bulup her şeyin intikamını alalım."
O gece söz verdik.
İntikam almak için.
Canımız istedikçe yada üzgünsek hep kaçtık.
O gecelerden birinde geçirdiği kaza yüzünden gördüğümüz ve hayatını kurtardığımız ve ilerde Aslı'nın mal gibi aşık olacağı Ferman ile karşılaştık.
O gece Ferman ölümden dönmüş sonrasında bizi arayıp durmuş ama bulamamıştı.
Tesadüfen kardeşi için geldiği hastanede ben Fırat'ı döverken karşılaştık.Bizi tanıdı ve peşimizi bırakmadı.
İşte böyle.
Ben bir krizle, Ferman ise yaptığı kaza yüzünden Aslı'nın hayatına ortak olduk.
Ben Aslı için zamanı geldiginde tekrar yok olacağım bilinciyle oluştum.
Keşke kendime ait bir bedenim olsaydı.
Yada kendime bir beden yapabilseydim. Keşke hep Aslı ile kalabilseydim.O zaman ona hep arkadaş ,kardeş olurdum.
Karşısına geçer kollarımı açardım.
Gel buraya ruhu, kalbi yaralı güzel kız derdim.
Sarılırdım.
Bir insanın bir insana sarıldığı gibi sarılırdım.
Ağlarken omuzuma yaslardım.
Gözünden akan yaşlarını ellerimle silerdim.
Ama bu imkansız birşeydi.
Ben bir gün gideceğim dönmemek üzere. Yokluğumda çok üzülecek bunu hissediyorum.
O yüzden Aslı'yı emanet edeceğim birini bulmalıydım.
Onu sevecek, koruyacak yokluğumu hissettirmeyecek birini.
Ferman...
Ferman Aslı'yı Aslı da Ferman'ı görünce tanıyınca ve zamanla daha çok bir arada kaldıkça birbirlerini sevdiler.
Tabi bunda benim biraz iteklemem oldu. İki tarafida zor durumda bırakmışlığım var yani.
Ferman önceleri Aslı'ya acıyor sadece babasının intikamı için yardımcı oluyordu.
Ama bazı olaylar ki bunda Demir ve Seyfi başı çekiyor.
Cenk ortalarda.
Alperen ise finale imza attıysada.
Sonuç,hepsi kader.
Bu ikisinin kaderi bir yazılmıştı, meselenin özü buydu.
Aslı babasının kendisine bıraktığı mirası tekrar eline aldı ve sonunda evlendiler. Aslı tekrar okula başladı. Babasının bıraktığı şirketin başına geçmek için okuyor ve bir bebek bekliyorlardı.
Aslı için herşey masal gibiydi.
Taki,ihanetin pençesi kalbini parçalayana kadar.
Ferman son günlerde hep şüpheli haller göstermeye başlamıştı.
Aslı hem inanmıyor hem gerçek olmasından korkuyordu.
Sonunda Aslı'ya gelen fotoğraflarla Aslı Ferman'ın ona olan ihanetini öğrendi.
Kalbinde öyle öyle bir acı duydu ki o acıyı babasının ölümünde hissetmişti sadece.
O andan sonra. Aslı'nın son sözü oldu.
"ÖLMEK İSTİYORUM." cümlesi.
Aslı'nın gözünden akan yaşlar benim için sınırdı.
Elif'in yanından ayrılıp Ferman'ın yanına geldim.
İhanetinin bedelini ona ödettim.
Aslı'nın kırılan kalbine karşılık son kurşunu Ferman'ın kalbine nişan alarak sıktım.
Sonra yerde bıraktığım adama bakmadan bindiğim asansörden indim.
Şirketin ana kapısından dışarı çıktım.
Yüzümü gökyüzüne çevirdim.
Kar yağıyordu inceden yine.
Tekrar önüme dönüp caddeye yürüdüm bu kez.
Geçen taksilerden birini durdurup bindim.
"Mavişah Holding'e çek."
Şöför oyalanmadan gaza bastı.
Aslı,kalene gidiyoruz son kez.
Bir süre yol aldıktan sonra
Mavişah Holding'e geldik.
Taksiden indim. Aslı'nın yaptığı gibi binanın önünde durdum.
En alt kattan en üst kata kadar yavaş yavaş kaldırdım bakışlarımı.
Görüyormusun Aslı. Uzun zamandır gelmedin buraya.
Okulundan mezun olup bu kapıdan öyle gireceğini söylüyordun.
Ama...
Dedim ve sustum. Bir süre izledim o ihtişamlı binayı.
Ne kadar öyle kaldım bilmiyorum.
"Aslı Hanım iyimisiniz?"
Duyduğum sesle önüme çevirdim bakışlarımı.
Güvenlikteki adam endişeli şekilde bana bakıyordu.
Ona aldırmadan kapıya yönelirken,
"Kovuldun. Gidebilirsin." Dedim.
Adam sessiz ve şaşkın beni izlerken içeriye girdim.
Holden geçip asansöre doğru ilerlerken yapacağım şeyi düşündüm.
Asansöre gelerek bindim.
Ömer Mavişah'ın odasının katına dokundum.
Bir süre sonra kata ulaştım.
Asansörden indiğimde odanın önündeki masada hala çalışmakta olan sekreteri gördüm.
Kız hala iş bitirmeye uğraşıyordu.
Beni görünce şaşırarak,
"Aslı Hanım hoşgeldiniz. Şaşkınlığımı mazur görün sizi beklemiyordum."
Yüzüne baktım.
"Gidebilirsin."
"Anlamadım.?"
"Evine git!"
"Bir hatam mı oldu.?"
"Evine git kadın.
Defol git.
Git işte.?
Sinirle söylediğim şeyle kız ağlamaya başladı. Sonrada çantasını toparlayıp asansöre doğru gitti.
Ofis odanın kapısına geldim.
Kapıya uzanıp yavaşça açtım ve
içeriye girdim.
Sonra kapıyı arkamdan kilitledim.
Aslı'nın anıları karşıladı beni.
Aslı'nın anıları bir film gibi geçiyordu zihnimden.
Küçük Aslı önümden geçti ağlayarak.
"Baba...
Babacığım..." Elleri yumru olmuş gözlerinin üzerinde hıçkıra hıçkıra ağlıyordu küçük Aslı.
"Aslı.?
Aslı'm.
Güzel meleğim neden ağlıyorsun."
Aslı koşarak babasına sarıldı.
"Annem....
Annemi istiyorum.
Annemi özledim.
Annemin kokusunu özledim.
Anneme gidelim baba.
Ne olur.
Ne olur..."
"Aslı.
Güzelim annen...
Annen öldü.
Melek oldu.
Cennete gitti. "
"Bizde gidelim o zaman."
"Aslı'm biz oraya gidemeyiz."
"Banane.
Banane ben anneme gitmek istiyorum."
"Aslı." DEDİM.
Annene gitmek için hazır mısın?"
"Anneni ve babanı nasıl sevdiğini,nasıl özlediğini biliyorum.
Pencereye doğru ilerledim.
Dışarıya gökyüzüne baktım.
Hava ayaz gökyüzü puslu yıldızların yerine yağan kar pırıl pırıldı.
Elimi pencerenin koluna uzattım.
Açtım.
Yüzüme vuran ayaz ile irkildim biran.
Başımı uzatıp aşağıya baktım.
Akan trafiğe, insanlara.
Hazır mısın Aslı?
Hazır mısın Alev?
Ben Alev!
Aslı için doğan.
Aslı isterse,Aslı için ölebilecek Alev.
*******************************
Bölüm sonu canlarım Beğeni ve yorumlarınızı bekliyorum