@azamet_29_2
|
Planımı değiştirmem gerekiyordu. Hemen motoru çalıştırıp geri döndüm. Yol üstünde hızlıca bir markete ve optik e girdim. Ama yinede temkinli davranarak girdim salona. Özlem dediğim gibi hâlâ uyuyordu. Marketten aldığım boyayı banyoda hazırlaıp kenara bıraktım. Sonra banyo dolabından aldığım makası kullanarak uzun saçlarımı enseden kestim gelişi güzel kat verdikten sonra aldığım siyah boya ile boyadım tabii kaşlarımıda boyamam gerekiyordu. İşimi bitirip salona geri döndüm. Özlemi son kez öpüp, "Elveda. " Dedim. Özlem'in dairesinden çıkıp asansöre bindim. Aşağı inerken asansördeki aynada kendime baktım. Nasıl bu hale gelmiştim ben. Herşey çok daha güzel olabilirdi. Ferman'la mutlu bir hayatım olabilirdi. Ölmeyi hak ettiler. Hakettiler. Aşağı inince asansörden ve binadan çıkarak hızlı adımlarla park yerine girdim. "Son durum ne?" " Efendim Aslı hanım baygın şekilde arkadaşının hastanesine gittiler." " Vah vah. Üzülsekmi acaba. Numaracı yılan. Kim bilir ne oyun peşinde." "Şuan hastanenin önündeyim." " Gelmemi bekle yoldayım." " Peki efendim." Telefonu kapatıp motoru çalıştırdım. Ferman'ın yanında buldum kendimi. Ferman ve ben... "Seni çok seviyorum, ölesiye seviyorum senin olmak istiyorum. Bir ömür senin yanında kalmak istiyorum." Dedim ama o beni reddetti. "Sana ihtiyacım var." Hiç yapmayacağım bir şeyi yapıp gururumu ayaklar altına aldım. Kariyerimi hiçe saydım. Ferman'a seni o yılanla paylaşmaya bile razıyım dedim ama.. Yine reddetti. Red.Red. Bu güne kadar kürsülerde kendinden emin bir avukat olan ben, artık bir sanıktım. Böyle bir aşağılamayı haketmemiştim ben. Tuba. Aşağınında aşağısı bu olmalı dedim kendime. O zaman dank etti. Aslı'yı daha çok araştırdım. En ince ayrıntısına kadar. Tutuksuz yargılanmama karar verildiğide serbes bırakıldım. Toprağın altına... Hastanenin önüne geldiğimde adamımı gördüm. " Buyrun efendim." "Artık gidebilirsin. Paran hesabına yattı. " Anladım efendim." Telefonu kapatarak aracına binip trafiğe girip gözden kayboldu. Sıra bendeydi. Aracımı yol kenarına park ederek indim. "Yardım edeyim teyzecim." Dedim gülümseyerek. Kadın halinden memnun içeriye girerek sekreterlik önündeki banklardan birine oturdu nefes nefese. "Sana su alıp geleyim." "Sağol kızım zahmet etmeseydin." "Ne zahmeti bilakis işime geliyor." Dedim çaktırmadan. Kadın umrunda bile değildi. Benim niyetim içerde dikkat çekmemekti. "Mete Bey. " Dedim. Kusura bakmayın ya. "Sen yeni gelen hemşirelerdenmisin." Dedi yukardan aşağı süzerek. "Evet." "Ohoo. O." "Bir haftadır hala öğrenemediysen yandık. Neyse. "Acelem olmasa senin o dilini..." "Bir şeymi dedin." "Sağol kardeş" Dedim dişlerimi sıkarak. Hızla üst kata çıkarak odayı buldum. "İyi akşamlar canım. " Dedim. Odadaki kıyafetlere biraz bakıp kendime uygun bir tane alarak giyindim. Birde hırka. Askıda unutulan yaka kartına baktım. Çiğdem yazıyordu. Sonrada çantamın içindeki silahı alarak susturucuyu uca silahı belimin arkasına takıp gömleği indirdim. Çantamdaki sustalı bıçağıda alarak yarım botumun içine gizledim. Hadi bakalım Çiğdem. Asansörün önüne gelip derin bir nefes alarak düğmeye bastım. "Yavaş!" "Kusura bakma ya." "507 ye çağırdılar. Ama regl olmuşum hemen gidip gelmem lazım." "İşte bu! " Şans benden yana. " 507 mi? Kızım bu halle mi gideceksin." Dedim biraz daha korkutmak için. Arkan batmış. "Vallahamı? " Dedi arkasına bakmaya çalışarak. "Ay rezil oldum valla yaa. " Dedi ağlamaklı. "Al sen su hırkayı." Dedim,çıkarıp arkasından beline sararak, " Hemen git değiş kıyafetini. " "Sağol çok iyisin." Kata geldiğimizde kız koşarak lavaboya giderken arkasından bakarak. "Evet çok iyiydim. Ama artık değil." Bende çıkıp koridora yöneldim. Yemin ediyorum bu hastaneden kan akmadan kimse çıkamayacak. ***** "Aslı'm uyan her şeyi anlatacağım." Sonra elimi bebeğimizin üzerine koydum. O an elimin altındaki kıpırtıyı hissettim. Kızım... Neredeyse kaybedecektim. Buna sebep olanı bulduğumda yaşatmayacağım. Kağan ve Dilek birlikte dışarı çıkarlarken. Aslı'mın yüzüne baktım. "Aslı'm aç gözlerini, beni mavilerinden,sesinden mahrum bırakma. Dişlerimi sıkarken alnımı alnına dayadım. "Ferman." "Duyduğum ses Dilek'indi. "Aslı'yı odaya alacağız. Daha rahat eder,ikinizde daha rahat edersiniz." "Tamam." 10 dakika sonra yine aynı odaya gelmiştik. En azından daha rahattı. Onu o camda gördüğüm âna geldiğimde kalbim sıkıştı. Dişlerimden gıcırtılar geliyordu. " Abi. " "Söyle." "Jasmin ve Mert yapabileceğimiz birşey varmı diyorlar." Gözlerim Aslı'da cevap verdim. "Aslı uyanana kadar burdan ayrılmayacaklar. "Dışarda." "Yan odayı kullansınlar bu binadan çıkmak yok. Aslı uyandığında burda olmalılar. " "Tamam abi." "Dur. Zafer. Odanın dışına çıktığım da ikiside koridorun ortasında koltukta oturuyorlardı. Jasmin başını Mert'in omuzuna dayamış uyuklayarak bir şeyler konuşuyorlardı. Yanlarına geldim. "Çocuklar kusura bakmayın balayınızda böyle bir olay olması hiç iyi olmadı biliyorum ama Dedim Mert'e dönerek. Mert: "Ferman Bey benim için sorun değil ama. " "Hayır benim içinde sorun değil Ferman. " Dedi Jasmin. Yan odayı ayarlayacaklar,orada dinlenin. "Sanırım gerek kalmayacak." Dedi Jasmin arkamı işaret ederek. Aslı yalın ayak odadan çıkmış koridorun diğer tarafına doğru gidiyordu. "Aslı!" Dedim koşarak yanına giderken. Önüne geçerek sımsıkı sarıldım. "Aslı'm. Güzelim. canımın yarısı. Aslı beni iterek kendinden uzaklaştırdı. Kaşlarını çatarak yüzüme bakarken, "Sen kimsin?" Dedi. O anki şaşkınlığımı ifade edecek kelime bulamadım. "Sen kimsin.?" Dedi tekrar. "Aslı ne diyorsun? "Sen artık benim için bir yabancısın." Dedi bir çırpıda. "Aslım beni dinle benim bir suçum yok. Ortada büyük bir hata var.Sana birisi çok kötü oyun oynamış. Resimlerdeki Jasmin'di. ***** Gözlerimi açtığımda yine aynı hastane ve yine aynı odadaydım. Son hatırladığım o resimleri görmem ve ölmek isteyişimdi. Yerimden yavaşça doğrulup yataktan indim. Terlikleri giyme gereği bile duymadım. Kapıya yöneldiğimde koridorda Ferman ve birilerini konuşurken gördüm. Sonrada umursamaz şekilde aksi yöne doğru yürümeye başladım. Artık onu görmek, konuşmak, duymak bile istemiyordum. Aşık olduğum adamın ihanetini sindiremiyordum. Bunu düşündüğümde bile bütün bedenimin acıyla yandığını, kavrulduğunu hissediyordum. Kalbimdeki acının ise zaten tarifi yoktu. Boş bakışlar, boş bir zihin ve bomboş bir kalp ile uzaklaşmak istedim sadece. Ama beni görmüş,adımı söyleyerek arkamdan koşarak gelip önünde durarak bana sarılmıştı. Tıpkı eskisi gibi sarılmıştı. "Aslı'm. Güzelim. Canımın yarısı. Yine o kokuyu beni büyüleyen aklımı başımdan alan beni bu adama kör kütük aşık eden o kokuyu aldım. "Sen kimsin." Dedim. O an öyle bir şaşırdıki tarifi yoktu. "Sen kimsin.?" Yineledim.. "Aslı ne diyorsun. "Sen artık benim için bir yabancısın. Sen sevdiğim adam değilsin. Dedim yüksek sesle. "Bana bunu nasıl yaptın... Gözlerim yanmaya,sulanmaya başlamıştı. Ama ağlamayacaktım. Bu kez salya sümük olmayacaktım. Aslım beni dinle benim bir suçum yok. Ortada büyük bir hata var.Sana birisi çok kötü oyun oynamış. Resimlerdeki Jasmin'di. "Daha kötüya o zaman. "Yok öyle birşey.!!" Kükredi adeta. "Aslı aklını başına al...! " Dedi beni sarsarak. "Ben öyle bir adam mıyım? Hâlâ bağırıyordu. Yüzüne baktım ama gözlerine bakamadım. "Zafer.!! " Dedi bağırarak. Zafer anında yanına geldi. Zafer: "Abi!" Dedi korkuyla. Jasmin ve yanındaki adam da birden Kağan'ın sesini duydum. "Ne oluyor burda. Aslı, Ferman ne yapıyorsunuz.?" "Kimse karışmayacak. " Dedi yüksek sesle. Elindeki silahı bana doğrultarak bir adım geriledi. "Bana inanmıyorsan. Dedikten sonra. Parmağımı tetiğe, namnuyu alnına yerleştirdi. "Hiç düşünmeden bas tetiğe. Kendinden emin gözlerime bakıyordu. "Bana inanmıyorsan bas güzelim, kılım kıpırdamaz." Bir elimdeki silaha birde bana bakan keskin mavilere baktım. Elim hâlâ silahta, silah ise hâlâ Ferman'ın alnındaydı. "Zafer," Dedi Ferman sakin şekilde. "Aslı tetiğe basarsa beni sen vurdun. "Peki abi." Diyen Zafer'e baktım hayretle. Bu nasıl bir saçmalıktı böyle. "Bas güzelim. "Aslı artık yeter. "Alevv... Alev. Benn.." "Aslı kalbini dinle. "Evet... "Ferman.n.. Dedim ellerimi aşağıya doğru indirerek. "Özür dilerim." Dedim ağlamaya başlayarak. Zafer elimdeki silahı anında aldığında ben hıçkıra hıçkıra ağlamaya başlamıştım. "Seni kaybetmekten, senden nefret edecek kadar çok korktum." Dediğimde ağlamam dahada şiddetlenmeye başladı. Resmen ağlama krizi geçiriyordum. "Şşşttt. Tamaaam." Dedi. "Geçti güzelim. Her şey düzelecek. Sana bunu yaşatanı yaşatmayacağım." ***** Aslı'nın gözlerinin içine bakarak "Hala inanmıyorsan bas korkma, kimse sana bişey yapamaz. " Dedim. Korkmuyordum. Aslı beni öldürse kılıp kıpırdamazdı. Onlar olmadan yaşayamazdım zaten. Aslı benim gözlerime bende onunkilere bakıyordum. İlk kez gözlerinde bir renk dalgalanması gördüm. Gözlerinin mavisi bir koyu bir açık renkle dalgalandı. Alev'di sebep. Sonra gözyaşlarını gördüm bir anda boşalan. Yağmur gibi akmaya başlarken Aslı, "Özür dilerim." Dedi. Zafer anında Aslı'nın elimdeki silahı aldığında Aslı hıçkıra hıçkıra ağlamaya başladı. "Seni kaybetmekten, senden nefret edecek kadar çok korktum." Ağlaması dahada şiddetlenmeye başladı krize girmişti. "Şşşttt. Tamaaam." Dedim sıkıca sarılıp saçlarını koklayarak. "Geçti güzelim. Her şey düzelecek. Sana bunu yaşatanı yaşatmayacağım. Hadi sakinleş bak kızımızı düşün." Dedim tekrar odaya dönerken. Aslı kucağımda koltuğa oturdum. Bu arada Kağan hemen yanımıza geldi. Hem onları izliyordum, hem Aslı'yı sakinleştirmeye çalışıyordum. " Annesi üzgünken kızımızda rahat edemez." Ama Aslı bir kere kopmuştu,durmuyordu ağlaması. Arkasındaki Dilek elinde şırınga yanımıza geldi. "Şşşttt. Tamaam birazdan geçecek güzelim." Dedim boştaki elimle saçlarını okşayarak. Bir kaç dakika sonra sesi ve ağlaması yavaşladı. Sonrada iç çekişlere dönüştü.. "Özür dilerim Ferman." "Ben özür dilerim. Yerimden kalkıp Aslı'yı yatağına getirdim. Yavaşça bırakıp yatırdım ve üzerini örttüm. Gözleri yorgun ve üzgün bana baktı. "Aslı'cım bende özür dilerim. İstemeden bu duruma sebep oldum." Duyduğumuz sesle arkama baktık. Kağan, Dilek Jasmin ve Mert arkamızda bizi izliyordu. "Aslında sana bir süpriz yapacaktık ama hale bak." Dedi Jasmin. Aslı gözüme baktı. "Sana doğum hediyesi olacaktı. Aslı tekrar Jasmine baktı. Sonra yine gözleri doldu. " Oğlum keşke başka bir hediye alsaydın lan. Elmas kaplı yüzük,kolye falan. Sinirle baktım Kağan'ın yüzüne. Ben bu kadar patavatsız birini daha görmedim. "Biz çıkalım kalabalık etmeyelim" Dedi tıslayarak. Kağan eli kolunda hâlâ arsız şekilde. "Ne ya! Ben ne dedim şimdi." "Yürü Kağan. Sıçtın bari sıvama." Diyen Dilek'i duyduğum da. Mert bir adım öne çıktı. "Özür dilerim." "Hayır hayır lütfen.. Sonra bana bakarak " Bizede müsaade. Dedi gülümseyerek. "Tamam canım." Çıkarken, "Jasmin? "Bakacağız." Kapı kapandığında Aslı'ya döndüm. " Daha iyimisin." Başını sallayarak, "Uykum var." Dedi. "Uyu güzelim dinlen. Yarın evimizde olacağız.." Aslı gözlerini istemeye istemeye kapattı sonra hızlı şekilde uykuya daldı. Aslı uyuyunca dışarı çıktım. "Ferman Bey bize musade. Elimi uzattım. "Herşey için sağolun. Gitmeden yine görüşelim. Hatta bi akşam yemek yiyelim birlikte." "Çok memnun olurum." "Aşağı kadar eşlik edeyim." Zafer'e baktım. "Burdan ayrılma. " "Tamam abi." Zafer'i tembihledikten sonra Jasmin ve Mert ile birlikte asansöre bindim. ***** Kata geldiğimizde kız koşarak lavaboya giderken arkasından bakarak. "Evet çok iyiydim. Ama artık değil." Dedim. Şuan tam karşımdaki koridorun sonundaki 507 numaralı odada Ferman ve o yılan beni bekliyorlardı. Yavaş adımlarla ilerledim. Yemin ediyorum bu hastaneden kan akmadan kimse çıkamayacak. Koridorda kimse yoktu. Yavaş adımlarla odaya doğru ilerlemeye başladım. "Dur nereye?" Zaferden bu kadar çabuk geçebilsem şaşırırdım. Bana baktığını yönünün bana dönük olmasından anlayabiliyordum. "Bekle." Dedi. "Sakın!Deneme. Zafer yavaşça telefonu cebine koydu. "Geri çekil." "Hayır! "Tanımadın mı.? "Tuba? " Dedi kısık gözlerle bakarak. "Sen... Senin ne işin var burda. Ne bu halin." "İntikam için geldim." "Senmisin o pislik. "Göründüğünden daha akıllısın. Evet." "Seni. Adi orosss... "Benim için sakıncası yok Çekil kenera." "Hayır." Gözü elimdeki silahta sırtı kapıdaydı. Kıkırdayarak güldüm. " Ölmeye bu kadar hevesliysen öyle olsun." Dedim. " Son kez söylüyorum. Çekil kenara." "Son kez söylüyorum. HAYIR.! " Dedi kollarını göğsünde birleştirip bacaklarını araladı. Tam bir badiguard dı. Zafer. Madem öyle. Zafer aldığı kurşunlarla yere yıkılınca üzerinden geçerek kapıyı açtım. Ferman'ın içerde olduğunu sanmıştım ama yoktu. "Of yaa! Önce Zafer'i sonra masayı içeriye çekerek kapıyı örttüm. Zafer yerde baygın yatarken masayıda yatağın diğer tarafına kenara bırakarak yatağın önüne geldim. "Ne yapalım Aslı, bekleyeceğiz. Dedim silahın ucuyla yüzünü dürterek. "Ferman gelene kadar sohbet edelim. Ama uyanmadı. "Buna ihtiyacın olmayacak. Sonra dikkatimi bir şey çekti. "Hamile!" "Nasıl olur.? Diye bağırdım. "Benim sevdiğim adamdan nasıl çocuk pedahlarsın sen." Diyerek yakasından tuttum. Beni istemezken nasıl senden çocuk yapar. Nasıl...? Dedim gözlerimden akan yaşlara engel olamadan. Uykuda olan Aslı'nın yakasını bırakıp, silahı karnının üzerine dik şekilde dayadım. "Vazgeçtim. Dediğimde odanın kapısı hızla açıldı. Sakın kıpırdama Tuba.! ***** Mert ve Jasmin ile birlikte asansörden inerek çıkışa kadar onlara eşlik ettim. Kapıya geldiğimizde: Mert: Dedi elini uzatarak. El sıkıştıktan sonra Jasmin ile birlikte arabalarına doğru giderlerken telefonumun çaldığını duyunca cebimden çıkarıp ekrana baktım. Zafer'di. Hemen açtım ama cevap vermedi onun yerine biri konuşuyordu. "Sakın.Deneme. "Hayır! "Tanımadın mı.? "Tuba? Sen..Senin ne işin var burda. Ne bu halin." "İntikam için geldim." "Senmisin o pislik. "Göründüğünden daha akıllısın. Evet." "Seni. Adi orosss... ** Zafer onu engellemeye çalışıyordu. Hâlâ telefondan gelen sesleri dinliyordum. **** "Benim için sakıncası yok **** **** "Beni öldürmeden geçemezsin burdan." " Ölmeye bu kadar hevesliysen öyle olsun. "Son kez söylüyorum. HAYIR.! " Madem öyle. **** Olduğum yerde kaldım bir kaç saniye. Zafer! Zafer'i mi... Sakın kıpırdama Tuba.! Dedim silahı ona doğru çevirerek. O an Zafer'i gördüm. Başımı kaldırıp karşımdaki kişiye odaklandım. Kısa siyah saçları yoktuki Tuba'nın. "Merhaba Ferman... Dedi bana dönerek. Tuba'ydı. Ama bambaşka bir Tuba. Elindeki silahı gördüğümde korkuyla baktım. Silahın namnusu Aslı'nın karnına dayalıydı. "Tuba Aslı'dan uzaklaş. "Hayır. Bugün burdan kan akmadan kimse çıkmayacak. " "Bugün burda sadece senin kanın akar Tuba. " "Cık cık cık. Zaten aktı Ferman'cım koruman şuan ölmek üzere." Zafer'e baktım göz ucuyla. Aynı anda peşimden gelip, Ferman Bey Diyen güvenliği duyduğumda Zafer için sevindim. "Gel buraya. Dedim. Adam bir Tuba'ya bir bana baktıktan sonra Zafer'i kollarında tutarak dışarıya doğru sürükleyerek çıkardığında, artık Zafer'in bir şansı vardı. "Tuba şu haline bak. Aklın başında değil. "Ne! Bugün burdan en az iki ceset çıkacak. Tuba delirmişti bence. Ne yapacağımı düşünürken bana doğru dönük olan Tuba'nın arkasındaki Aslı'ya baktım. Sessiz şekilde yanındaki masaya uzanıyordu. Tuba'ya baktım tekrar. "Bizi boş yere suçlama. Senin yardıma ihtiyacın var. Elindekini bırak ve teslim ol sana yardım edelim." Dedim. "Oraları geçtik Ferman. Dedi elindeki silahı sabitlerken. Alev masadan aldığı makası. "Önden sen." Dedikten sonra hızla Tuba'nın göğsüne sapladı. "Acaba şu emanet etme işini bir dahamı düşünsem Ferman." Yerinde doğrulmaya çalışan Alev'e minnetle bakıp sımsıkı sarıldım. 3730 kelime 😁😁 Veee bitti. Sonraki bölümlerde görüşmek üzere.
|
0% |