Yeni Üyelik
96.
Bölüm

🔥D.96 Zaman doluyor

@azamet_29_2

Sol tarafınızda küçük bir sızı hedefliyorum.
Bu hissi duyanlardan ricam lütfen yoruma ❤ işareti bıraksınki o duyguyu ne kadar verebilmişim bileyim.
Teşekkür ederim. 😊😊😊

****
Bu sabah yine kızımın tekmeleriyle uyandım.

"Güzel bebeğim izin verseydin biraz daha uyusaydım saat gibisin."

Dediğimde karnımdaki sıcak eli hissettim.
Gülümsememe engel olamadım.
Elimi o sıcak, güven veren elin üzerine koydum. Göbeğimin üzerinde gezdi ellerimiz. Kızım hissetmiştiki, oda karşılık verdi anne ve babasına.
Zorlukla sol tarafıma dönüp gözlerimi açtığımda karşımdaki mavileri gördüm.

"Günaydın güzelim. "

Dedi Ferman dudaklarıma kapanarak.
Geri çekildiğinde,

"Günaydın." Dedim bende.

"Ağrın varmı?"

"Biraz." Dedim bu kez dudaklarımı büzerek.

Kıpırdama dedikten sonra yerinden kalkıp önce bacaklarımın arasına bir yastık koydu.
Arkama geçerek sol dirseğinden destek alarak uzandı.
Sonra diğer elini yine sırtımda ve bel çukurumda masaj yaparak gezdirmeye başladı.

"Iımm...
Buna alışabilirim."

Çok iyi geliyordu doğrusu.
Midemden gurultular gelene kadar bu şekilde masaj yaptı Ferman.
Midemdeki sesleri duyunca,

"Kızımız acıkmış,hadi annesi kalkalım. Gidip hem seni hem kızımı doyuralım. "

"Tamam." Dedim gülerek.

Yarın son kez okula gidecektim.
Son sınavım yarındı.
Bugün Elif gelecek ve bitlikte evde notların üzerinden geçecektik.

Ama önce bu göbekli kadının kalkmak için yardıma ihtiyacı vardı.

Ferman kendi kalktı, sonrada yavaşça beni kaldırdı.

"Önce bi duş almam lazım." Dedim.

"Tamam güzelim bu kez yardım ederim sana."

İtiraz edemedim.
Çünkü banyoda kayıp düşmekten korktum. Son ayımda istediğim son şey bile değildi bu.
Birlikte banyoya geçtik.
Ferman'ın da yardımıyla sıcak bir duş aldıktan sonra bornozumu giyip çıktım.

Bana arkamdan sarılarak elleri karnımda beni tuvalet aynasının karşısına getirdi Ferman.

Şuan aynadan gördüğüm manzara acayip birşeydi.
Ferman da benim yüzümden ıslanmış ve ince gömleği bedenine yapışmış o canım baklavalar bana meydan okuyordu.

"Ferman, şu an hiçte son ayında olan karının görmesi gereken bir manzara değilsin. "

Dediğimde, Ferman bir kahkaha patlattı.

"Biraz daha sabırlı ol karıcım."

Dedi göğüslerimin altından kollarını sararak.
Sonra kulağıma fısıldadı.

"Sonra çıkaracağım acısını."

Dedi Bu kez boynuma bir öpücük bırakarak.
Ferman'a bir dirsek atıp pufa oturduğumda yüzüm kıpkırmızıydı.

Ferman arkama geçerek elindeki küçük havlu ile saçlarımı kurularken bana bakıyordu aynadan.
Hâlâ utanıyor kızarıyordum. Oysa anne olmama çok az kalmıştı. Benim bu utanma kısmını çoktan geçmem gerekiyordu.

Ferman saçlarımı kurularken bende keyfini çıkardım. Sonrasında yine Ferman'ın yardımı ile üzerime tayt ve salaş ince uzun bir penye giydim.

Ferman:

"Sen aşağı in yavaş yavaş bende hızlı bir duş alıp geliyorum. "

"Tamam."

"Aslı. Yavaş dedim,ona göre."

"Tamam merak etme sen."

Ferman duşa girerken bende aynanın önündeki notlarımı alıp yavaş adımlarla odadan çıktım.

Önce hemen yan tarafımızda olan ve kızım için hazırlamaya başladığımız odaya geçtim.
Bir kaç gündür Ferman'la birlikte bu odayı hazırlıyorduk ve bitmek üzereydi. Herşeyin en güzeli olmalıydı. Bu yüzden saatlerce katalogları inceleyip en iyi mobilyacılardan istedik herşeyi. İçeri girip beşiğimize baktım. Elimi karnıma koyarak,

"Seni bekliyoruz bebeğim.
Lütfen sağlıklıca gel. Seni çok seviyoruz."

Dedim ve yine yavaş adımlarla odadan çıkarak aşağı inmeye başladım.

Ama yürürken kütük gibi olan bacaklarımı görünce keyfim kaçtı doğrusu. Fil bacağı gibi olmuşlardı.

Dilek'in söylediklerini hatırladım sonra.
Salona iner inmez kendimi yavaşça yerdeki halının üzerine bırakarak zar zor yere uzandım.
Sonrada ayaklarımı koltuğun üzerine kaldırdım. Kollarımıda iki yana açtım.

Bunu yaparken biraz zorlansamda bir iki dakika sonra buna değdiğini farkettim. Gerçekten iyi gelmişti.
Yattığım yerde notlarımı görebileceğim şekilde havaya kaldırarak okumaya başladım.
Bu sırada Esma teyze beni gördü.

"Aslı kızım?
Ayaklarınımı dinlendiriyorsun? "

"Evet Esma Sultan.
Hâlime baksana.
Fil gibi bacaklarım."

"Olur kızım normaldir. Az kaldı nede olsa. Allahın izniyle bir avazda doğurursun inşallah."

"Bir avaz mı?
Bir avaz ne ya!
Esma teyze sende beni iyice korkutma ne olur."

"Neyse ben işime bakayım. Yarım saate masaya gelin hemi."

"He sultanım,he!
Soktun aklıma korkuyu kaç şimdi." Dedim arkasından.

"Sultanım bir elma rica edebilir miyim?"

"Olur kızım getiririm hemen."

Esma Sultan hızlı adımlarla bana bir elma verip,

"Bal şeker olsun diyerek ."
tekrar mutfağa döndü.

Esma Sultan gidince notlarıma geri döndüm. Bir yandan elmamı yerken bir yandanda notlara bakıyordum.
Yarına hazır olmalıydım. Son sınav ve sezonu kapatıyordum.
Sonra bebeğim ile ilgilenecektim.

Ben yerde yatarken Ferman indi aşağı. Tabi beni görmediği için önce seslendi.

"Aslı?
Aslı nerdesin.?"

"Burdayım." Dedim elma dolu olan ağzımdan çıkan boğuk sesimle.

Sonra notlarımı tuttuğum elimi havaya kaldırıp bayrak gibi sallayarak kendimi belli ettim.

Ferman bir anda koşarak soluğu yanımda aldı.

"Aslı'm?"

"Birşey yok Ferman,ayaklarımı dinlendiriyorum."

Yine boğuk bir ses çıktı ağzımdan.

"Bir an korktum güzelim.
Hem bu halde yatarak bişey yenmez. Boğazına kaçarsa ne olacak."

"Bişey olmaz merak etme.

Keşke daha önce deneseydim bu pozisyonda yatmayı.
Böyle baya rahat oluyormuş. Kahvaltıya kadar böyle çalışayım diyorum. "

Dedim gülümseyerek.
Ferman koltuğa oturup ayaklarımı kucağına alıp masaj yapmaya başladı.

"Ferman kötü alışıyorum bak. Doğumdan sonrada istemeye başlarım haberin olsun."

"İste güzelim.
Sen kızımı kucağıma ver yapmazsam adam değilim."

Biz konuşurken bu kez kapıdan Elif ve Gülce girdi. Arkasından da Kerem.

Bizi bu şekilde görünce kızlar hemen yanıma geldi.

Elif:

"Aslı? Neden yerdesin?
İyimisin? "

"Birşey yok Elif ayaklarımı dinlendiriyorum.
Halime bak fil gibiyim."

Gerçektende fil gibi hissediyordum. Karnım bacaklarım kalçalarım göğüslerim 3kat büyümüştü. Son ay nasıl bu kadar farkediyordu.

"Hadi gelin oturun birazdan kahvaltıya geçeceğiz.
Sahi ya siz neden sabahın köründe dışarıdaydınız."

"Ben Elif'i almaya gittim.
Ablamda işim var bende geleceğim diyince 2 kişi gidip üç kişi geldik."

Dedi Kerem.

Esma Sultan:

"Hadi masaya diyince kızlar siz geçin.
Bu koca göbekli kadının kocasının yardımına ihtiyacı var kalkmak için. "

Dedim gülerek.

Ferman gülümseyerek yerinden kalkarak önce ayaklarımı yere indirdi sonrada arkama geçerek koltuk altlarımdan tutarak ayağa kaldırdı beni.
Nihayet kalkmayı başarınca derin bir nefes alıp ördek yürüyüşüyle kızların peşine takıldım bende.
Herkes masaya oturunca bizde Ferman'la yan yana olan sandalyelere oturduk.

Kahvaltıya başlarken,

"Ee.. Anlatın ne var ne yok. "

"Aynı şeyler işte." Dedi Kerem.

Sesizce yiyen Gülce ve Elif'e baktım.

"Peki neden herkes sus pus söyleyin bakalım."

"Çünkü yengeciğim sen ne zaman bize sarsan sonunda sen kahkaha ile gülerken biz zararlı çıkıyoruz."

"Tamam tamam bu kez sizi zorlamayacağım.
Hadi anlatın. Ben sadece evde öylece oturuyorum e haliyle sıkılıyorum."

Elif:

"Yarın son sınavdan sonra hocalar öğrencilerle birlikte gezi ayarlamışlar."

"Nereye gidilecekmiş."

Dedim hevesle.
Ferman anında lafı yapıştırdı.

"Aklından bile geçirme Aslı."

"Niye ya,ne var?
Doğuma daha çok var."

"Aslı saçmalama doğuma çok falan yok. Yolda mı doğurmak istiyorsun.
Kapadokya yakın biryer değil."

"Gerçekten mi?
Oraya mı gidiyorlar.
Yaaa! Bende gitmek istiyorum."

"Aslı gerçekten saçmalıyorsun.
Elif sende bahsetmeseydin daha iyiydi."

"Neden kızıyorsun Ferman.
Ne var söylediyse. Ne var bende gitsem."

Dedim gözlerim sulanarak.
Elif anında pişman oldu.

"Aslı lütfen yapma valla pişman oldum. Hay dilimi eşek arısı soksaydı."

"Aslı ben seni daha sonra götürürüm. Şimdi olmaz.
Kendi halinden haberin yok gibi davranma."

"Söz mü.?"

"Söz."

"Tamam o zaman."

Dedim ve önümdeki kahvaltıyı yemeye devam ettim.

"Aslı gerçekten ayarın yok." Dedi Gülce. Alık alık bakarak.

Ferman eli şakaklarında sakin olmaya çalışıyordu.

"Her neyse hadi yemeyi bitirelimde notlarımızın üzerinden geçelim Elif.

"Tamam." Dedi Elif. Alık alık bakıyordu oda.

Biraz sonra kahvaltı bitince kalkıp salona geçtik.
Koltuğa kendimi atıp ayaklarımı uzatarak yattım.

Ferman'da ayak ucuma oturup ayaklarımı kucağına alarak yükseltti.
Sonrada eline tabletini alıp kendi işine koyuldu.

O kendi işiyle ilgilenirken bizde notları tekrarlayarak birbirimize sorular sorduk. Çalışma arasında herkes doğru düzgün kahve içerken ben sütlü kahve içmek zorunda kaldım tabi.
Bir süre sonra çöken uyku ile yavaş yavaş gözlerim kapanmaya başladı.

Elif. Birşeyler anlatıyordu ama bana çok uzaklarsan geliyordu sesi.

Sonunda kendimi uykunun kollarına bırakmaya karar verdim.

Ne kadar uyudum farkında değilim ama tekmelerle uyandığımda yine odamda buldum kendimi.
Sırtımda hissettiğim beden Ferman'ın dı. Sol dirseğine dayanarak sağ kolununu üzerimden geçirmiş,şuan açıkta kalmış karnıma koymuştu elini.
Arada bir işaret parmağını biraz bastırıyor kızım da anlıyormuş gibi aynı noktadan parmağa bir tekme atıyordu. Yani baba kız benim üzerimden oyun oynuyordu sanki.
Başımı olabildiğince arkaya çevirerek,

"Ferman?
Ne yapıyorsun.? " Dedim.

"Kızımla iletişim kuruyorum güzelim.
Baba kız takılıyoruz. Sen uyurken biraz oynayalım dedik."

"Benim üzerimden mi?" Dedim dönmeye çalışırken.

O an Ferman:

"Dur sen kıpırdayamıyorsun küçük kaplumbağa."

Derken üstümden geçerek önüme geldi ve tam burnumun ucuna yatarak.

"Uyandığına göre sende katılabilirsin"

Derken gülümseyerek dudaklarıma bir buğse bıraktı..

"Ben kaplumbağa değilim bir kere. Tamam ters dönmüş kaplumbağa gibi görünüyorum ama geçici."

"Sen çok tatlı bir kaplumbağasın güzelim."

"Olamaz!"

"Ne? Ne oldu?"

"Ya ben Elif'le çalışırken uyuyamı kaldım."

"Geç olsunda güç olmasın değilmi.
Hatırlaman bile başarı. Tabi kanın fazlası ufaklığa gidiyor."

Bu kez gülerek dalga geçen Alev'di.

"Evet ama kimse umursamadı.
Sen karnı burnunda bir öğrencinin. Bu yüzden kimse sana bir şey söyleyemez."

Dudaklarım büzük başımı önüme eğerek,

"Ferman..." Dedim.

"Efendim."

"Korkuyorum."

"Neyden?"

"Ya bir aksilik olursa.
Ya ben bebeğimi dünyaya..."

"Şşiit.
Hiç bir sorun olmayacak. Sen çok güçlü bir kadınsın. Bir çok zorluğa göğüs gerdin. Hem okuluna gittin hem bebeğimizi taşıdın. Bir kere olsun şikayet etmedin.
Sonun da sağlıklı şekilde dünyayada getireceksin.
Her zaman yanında olacağım,o gün bile."

"Ne? Olmaz senin yanımda olmanı istemiyorum
Beni o halde görmeni istemiyorum."

"Nedenmiş o."

"İstemiyorum işte."

"Onu o zaman konuşuruz.
Hadi kalk yemek saati geldi. "

"Ferman hiç kalkmak istemiyorum."

"Tamam o halde yemeğini buraya getirsinler."

"Olur valla."

"Tamam o halde bekle.
Ben Esma Sultana söyleyip geliyorum."

"Tamam." Dedim yatağa biraz daha yatarak. Hatta kollarımı ve bacaklarımı iyice açarak çapraz yatıyordum.

10 dakika sonra tepsiyle iki kişilik yemeğimiz gelmişti.

Yatağın üzerinde bacaklarımı iki yana açarak tepsiyi önüme çektim.

"Sende otur babası." Dedim.

Ferman karşımda oturarak,

"Ben acıkmadım seni izlemek yeter bana." Dedi

Ferman'la başbaşa yediğimiz yemekten sonra bir süre sohbet ettik. Kızımızdan ve birlikte yapacaklamızdan bahsettik.
Sonunda da erken kalkacağım için erkenden yatarak uyumaya karar verdim.

*****

Sabah uyandığımda güneş henüz doğuyordu. Erkenden yattığım için erkenden uyanmıştım.
Ben kıpırdanırken Ferman da uyandı.
Günaydın güzelim dedi uykulu.

"Ferman."

"Hımm."

"Beni kaldırmam gerekiyor. "Dedim sırıtarak.

Ferman yerinden kalkıp benim olduğum tarafa geçerek kalkmama yardım etti.
Kalkar kalkmaz hemen banyoya girdim.
Kimse bana hamilelerin günde 10 kere lavaboya gittiğini söylememişti.
Helede son ayda.

Banyodan çıktığımda Ferman beni bekliyordu.
Bugün okul meselesini kapatıyoruz karıcım. Dedi bana sarılarak.
Şimdi yavaş yavaş hazırlan bende sana yardım edeyim.
Sonra kahvaltı. Sonrada seni ben götüreceğim. Sınav bittikten sonrada biraz gezelim istermisin.?

"Evet lütfen" Dedim ellerimi çırparak. kaç gündür evden çıkmıyoruz.
Balık yemeye gidelim."

"Tamam.
Başbaşa balığa gidiyoruz o zaman.
Hafta sonuda çocuklarla birlikte göl kenarına pikniğe gidelim."

"Harika olur." Dedim dahada sevinerek.

Hadi o zaman bir an önce gidip kahvaltı yapıp çıkalım.

Hazırlanıp aşağıya inerek kahvaltınızı yaptık.
Sonrada Ferman önde ben arkada birlikte bahçeye çıktık. Etrafa bakarak mis gibi havayı ciğerlerime çektim.
Çok güzel çiçek kokuları geliyordu burnuma.
Sonra bizi bekleyen Zafer le arabaya binerek okula doğru yola çıktık.

1 saat sonra okuldaydım.
Bütün öğrenciler son kez notlarını çalışarak bahçede dolaşıyordu.
Giriş saati geldiğinde Ferman ile birlikte içeriye girerek dersliğe kadar gittik.
Ben dersliğe girerken bana sarılıp alnımdan öptü.

"Başarılar güzel karım." Diyerek kapının önünde beklemeye başladı.

İçeri girip kendime bir yer bulmaya çalışırken gözüm Elif'i aradı.
Sınavın başlamasına az kalmış ama o yoktu.
O sırada koşarak gelen Elif'i gördüm.

"Biraz geciktim." Dedi nefes nefese.

"Elif?"

"O anda Alev:

Aslı Elif gecikmiş.
Bu kız da gecikebiliyormuş. "

İstemeden güldüm.

"Neden geçiktin?"

"Sorma Aslı. Otobüs geç geldi ."

"Neden Kerem'den yardım istemedin."

"Aslında dün teklif etti ama ben gerek yok diye ısrar edince sen bilirsin Dedi."

Alev:

"Hem zeki hem aptal böyle olunuyor sanırım. Eline firsat geçip kullanmıyor. Oysa o Jerry kucağında bile getirirdi bunu. Hahhahahah"

"Neyse yetiştin bari."
Biz konuşurken içeri giren hocayla toparlandık ve sınav başladı.

Önümüzdeki sorulara odaklanarak çözmeye başladık.

Dakikalar ilerledikçe tek tek soruların üzerinden geçerek ilerliyorduk.
Dün tekrar çalıştığımız yerlerden soru göremeyince ne yalan söyleyeyim stres olmuştum. Oysa baya güveniyordum o soruların çıkacağına.
Sorular değiştikçe daha dikkatli olmaya çalıştım. Kimi bildiğim yerden olsada kimi sorulara baya kafa yormam gerekmişti. Baya baya gerilmeye başlamıştım. Sürenin dolmasına az bir zaman kalmıştı. Göz ucuyla Elif'e baktım. Sanırım aynı sıkıntıyı oda çekiyordu.

O sırada kasığımda sancı hissettim.
Olamaz yoksa...
"Daha erken zamanım vardı."

"Aslı sakin ol.."

"Alev.
Alev sancım var?"

"Hayır stres oldun o yüzden. Sakinleş. Derin bir nefes al.
Az kaldı sınav bitiyor. Paniklersen sancın dahada artar.
Zamanı gelmedi daha."

Alev'i dinleyerek sakinleşmaye çalıştım. Derin bir nefes aldım. Biraz sonra geçmeye başladı sancı. Ama ilk iş Dilek'e gidecektim çıkışta.

Nihayet sınav bitmiş herkes çıkıyordu.
Ama ben yerimde oturuyordum hâlâ.

"Aslı hadi bizde çıkalım."

"Elif, Ferman dışarda çağırırmısın lütfen."

"Neden? Kötümüsün, ağrınmı var.?"

Başımı salladım.
Elif panikle,

"Tamam dur. Ben hemen çağırıyorum." Dedi panik şeklilde.

Sınıftan çıkıp Ferman'ı çağırdı.

Ferman'ın koşarak geldiğini gördüm.

"Aslı.
Aslı'm iyimisin.?
Ağrınmı var? "

"Hıhı. Biraz.
Korktum hareket edemedim."

Dedim ağlamaklı.

"Tamam güzelim.
Hemen hastaneye gidiyoruz.
Elif sende, hadi."

Ferman beni yavaşça kucağına alarak arabaya kadar kucağında götürürken benim kalbim hala hızlı hızlı atıyordu.

"Aslı artık sakinleş sorun yok."

"Alev...
Alev korkuyorum.
Ya erken doğum falan..."

"Aslı bana güven henüz vakit gelmedi."

Ben Alev'le konuşurken arabaya gelmiştik.
Zafer hemen arabanın kapısını açarken,

"Abi! Dedi endişeli."

"Sonra Zafer."

Ferman beni arka koltuğa bıraktı.
Sonrada yanıma oturdu. Elif'te ön koltuğa binince hareket ettik.

Yolda Dilek'i aradığınızda,

"Korkulacak birşey olduğunu sanmam. Stresten olmuş olabilir ama bir görelim."

Diyerek bizi rahatlattı. Ama kalbim hâlâ hızlı hızlı atıyordu. Yinede muayene olacaktım.

Hastaneye geldiğimizde Dilek tekerlekli sandalye ile bizi bekliyordu.

Arabadan iner inmez sandalyeye oturup içeri girerek ultrason odasına gittik.
Odaya girince Ferman'ın yardımı ile kalkarak yatağa uzandım.
Dilek hemen ultrason cihazını ayarlayıp karnıma jel sürdü ve karnımda gezerek bebeğe bakmaya başladı.

Elif, ben ,Ferman, Dilek hepimiz merakla ekrana bakıyorduk.

"Bir süre sonra
Korkmayın sorun yok.
Küçük hanım biraz daralmış sanırım." Dediğinde bizde rahatladık.

"Ama şöyle bir durum var." Dediğinde dikkat kesildik yeniden.

"Bebek doğum pozisyonu almış. Yâni daha dikkatli olmalıyız.
Aslı bugünden sonra kendine daha da dikkat edeceksin.
Sancı olursa hemen buraya."

"Tamam Dilek. Sağol."

Ferman'ın yardımıyla karnımdaki jelden kurtularak yerimde doğruldum.

"Balık yemeye gidebilir miyiz."

"Tabiki ama fazla ayakta durma."

"Tamam Dilek teşekkür ederim.
Dilek." Dedim aklıma gelen şeyle.

"Evet."

"Şey...Ben korkuyorum."

Ferman ve Elif te yüzüme baktılar.
Dilek elimi eline aldı.

"Aslı'cım.
Doğum kolay bir iş değildir.
Heleki normal doğum zor bir olaydır.
Hem anne için, hem bebek için.
Ama normal olanda budur.
Sen güçlü bir annesin.
Sizinle tanıştıktan sonra neler gördüm. Bununda üstesinden kolayca geleceğine adım gibi eminim.
Sana her daim destek olan,seni çok seven bir eşin var.
Bende her an seninle olacağım. Elif'in Gülce'nin Kerem'in duaları da seninle olacak eminim.
Sen sadece sakin ol ve gerekeni yap. Bir sorun olursa biz burda olacağız tamam mı?"

"Teşekkür ederim Dilek.
Şimdi daha iyi hissettim.

Eh o zaman balık yemeye gidelim hadi. " Dedim gülerek.

Ben odadan çıkarken Ferman'da Dilek'e bir kez daha teşekkür etti.

Tam çıkışa giderken Kağan yetişti arkamızdan.

Nefes nefese yanımızda durdu.

" E hani birşey yok. Doğum için gelmediniz mi?"

"Hayır Kağan sadece yanlış alarm. " Dedi Ferman.

"Hadi oyalama bizi de çıkalım, kızım acıktı."

"Eh hadi gidin bakalım. Kumrular."

Arabaya binerken,

"Ferman." Dedim.

"Çocukları da çağıralım mı.?
Elif zaten burada. Diğerleri de gelsin birlikte yiyelim. Hı! Ne dersin."

"Olur güzelim sen nasıl istersen."

"Hayır Aslı buna gerek yok.
Ben kendim dönerim.
Lütfen rahatınızı bozmayın."

"Oyun bozanlık yapma Elif." Diyince pes etti kız.

Birlikte restuaranta giderek çocukları beklemeye başladık.
Bizden yarım saat sonra Kerem,Gülce ve Melih de gelince güzel bir balık keyfi yaptık.
Bir ara ikici bir sandalyeye ayaklarımı uzatmak zorunda kalsamda keyifli bir yemek olmuştu.

Arkasından güzel bir kahve keyfi yaparak sonunda akşamı etmiştik.

Kerem ve Gülce Melih ve Elif'i eve bırakmak için ayrılınca bizde eve gelmiştik.

Kapıdan girdiğimde artık yorgunluktan ayakta duramıyordum.

Ferman anlamış olacakki tek hareketle beni kucağına alarak merdivenlere yöneldi.

"Daha fazla yorulmasın annemiz."

"Teşekkür ederim Ferman.
Çok güzel bir gündü."

"Kızımızla gideceğimiz günler de gelecek güzelim. Hep birlikte çok güzel günlerimiz olacak. "

Ferman beni yatağa bıraktığında hemen uzandım.
Ayaklarımın altına iki yastık koydu Ferman.

"Biraz dinlen sonra değişirsin üzerini."

Yanıma uzandı. Elini karnıma, yanağımada bir buğse koydu.

"Hadi dinlen güzelim." Dedi bebeğimizi okşayarak.

O yorgunlukla hiç itiraz etmeden gözlerimi kapattım. Huzur bulduğum adamın kollarında uykuya daldım.

Bir ara uyandığımda üzerimde pijamalarımın olduğunu farkettim. Yanımda uyuyan Ferman'a baktım. Ben uyurken o giydirmişti.
Nasıl yoğrulduysam hissetmemiştim bile.

Hiç kıpırdamadan gözlerimi tekrar kapattım.

*****

"Aslı.
Aslı..!"

"Hı! Nerdeyim bura...
Burayı hatırladım.
Yine aynı rüyayımı görüyorum.

"Aslıı!"

"Kim var orda?"

Arkamı döndüğümde onu gördüm.

"Alev'i.
Üzerinde beyaz dizlerinin altında biten bir elbise vardı.

"Merhaba Aslı."

"Alev? Sen... Bu...
Bu. Nasıl oluyor. Ben seni nasıl görüyorum.
Sen nasıl burdasın?"

"Neden?
Beni görmek hoşuna gitmedi mi?"
Diyerek gülümsedi.
Çok sıcaktı gülüşü.

Aynada kendime gülümsüyormuşum gibi hissettim.

"Şaşırdım." Dedim etrafa bakarken.
Nasıl oluyordu bu anlamaya çalışıyordum.

Alev ağır adımlarla yanıma geldi.
Sonra bana sarıldı.
Sımsıkı sarıldı.
Sen çok güzel bir anne olacaksın...
Sen Aslı.
Çok iyi bir koruyucu olacaksın...
Bize ihtiyacın olmayacak artık."

Hemen geri çekildim.

"Ne demek bu.
Beni bırakacak mısın.?
Gidecekmisin.?"

"Gözlerime baktı gülümsüyordu...
Ama gözlerinde yaş vardı.
Ağlıyormuydu.
Başını önüne eğdi.

"Seninle çok güzel zamanlarımız oldu Aslı. Ama artık güçlendin.
Yakında anne olacaksın. Kızın gelmek için sabırsızlanıyor.
Zaman doluyor vakit gelmek üzere.
Annelerin korunmaya ihtiyacı olmaz Aslı.
Anneler korur."

"Hayır gidemezsin!
İzin vermiyorum. "

Dedim kollarından tutarak.

"Aslı bana ihtiyacın yok.
Bize ihtiyacın yok.
Geri kalan hayatını benimle paylaşmak zorunda değilsin artık.
Artık özgür olacaksın.
Normal bir hayatın olacak."

"Normal bir hayat istemiyorum ben.
Ben seninde benimle kalmanı istiyorum.
Kızıma teyze olmanı istemiyorum."

"Bu söylediğin çok komik değil mi?"

"Değil...
Değil işte.!"

"Aslı..
Ben seni korumak için varoldum.
Ama artık Ferman var. O çok iyi biri.
Seni seven,uğrunda ölümü göze alan bir erkek. Sana eş. Kızına baba.
Seni ona emanet ediyorum.
Benim görevim burda bitti.
Alev geldiğinde Alev gidecek.
Çok az kaldı.
Hazır ol güzel anne. Kızını karşılamaya hazır ol.

Ağlayan gözlerle bakıyordum sadece.

"Hayır.!
Hayır.!
Hayır.!"

Dedim haykırarak.
Ellerimle gözlerimi sildim.

"Gitme!
Ne olur gitme.
Ne olur beni bırakma!
Sen olmadan ben yarım kalırım.!"

Ben ağlarken Alev yeniden sarıldı.
Bende ona sarıldım, sımsıkı sarıldım hemde.

"Ne olur gitme.
Gitme..!"

Alev beni dinlemedi. Kollarını çekerek arkasını döndü. Bir kaç adım sonra omuzunun üzerinden son kez bakarak yürümeye başladı.

Arkasından gitmek için hamle yaptım.
Ama kıpırdayamadım.
Yürümek istedim ama yürüyemedim.
Neden yürüyemediğime bakmak için arkama döndüm. Önceki rüyamdaki küçük kız penyemden tutmuştu.

"Anne.
Annecim.!"

Bir Alev'e bir küçük kıza baktım.
Daha çok ağlamaya başladım.

Alev'in arkasından bağırdım.

"Gidemezsin.
İzin vermeyeceğim."

Dedim ellerimle gözlerimi silerek.

"Ben istemedikçe benden kurtulamayacaksın."

Bunu Alev söylemişti ilk tanıştığımızda.

Ama geri dönmedi bana bakmadı sadece sağ elini havaya kaldırdı ve ağır ağır salladı.
Hoşçakal der gibi."

*********************************

Evet canlarım umarım beğendiniz.
Oyları ve özellikle yorumları merakla bekliyorum.
Hepinizi seviyorum.
Sizide hayaletlerim.❤❤❤

 

Loading...
0%