Kars / Sarıkamış kayak merkezinde bir hafta tatil kazandınız!
Hediye no: K261S03£
******* Otel..
İletişim: 0474 *** ** **

Yazıyordu ama gerçekliği şüpheli geldi bana. Gerisin geri dönüp kurabiyeyi aldığım pastaneye doğru yürüdüm. İçeriye girip kasadaki adama yöneldim.

" Pardon, az önce sizden bir kurabiye ve kahve aldım."

" Evet.
Boş çıktı diyecekseniz..."

" Hayır hayır, boş değil...
Aksine dolu çıktı."

" Öyle mi teprikler." dedi adam gülümseyerek.

" Yemek fişi mi?
Hediyelik eşya mı?"

" Tatil." Diyiverdim.

Adam saf saf bakınca elimdeki kağıdı açıp adama çevirerek gösterdim. Gözündeki gözlüğü tutup öne doğru uzanarak kağıttaki yazıyı okudu.

" Vay be!
Büyük hediyelerden biri sana çıkmış küçük hanım."

" Yani bu hediye, yani tatil gerçek mi?"

" Teessüf ederim yalan mı söyleyeceğim. Bir tatil yüzünden adımızı batırmayız."

Şaşırmıştım doğrusu.

" Bahsi geçen otel ile anlaşmamız var. Sizdeki kağıtta yazan şifre.
Imm! Bir saniyee. " Dedi

Arkasındaki küçük kasaya dönüp şifreyi girip açtı. İçinden bir kaç belge çıkardı.

" Elinizdeki hediyenin kanıtı bu belge. Noter tasdiklidir tatil. İnanmayanlar ve sahte hediyeler için. "

Kağıdın uç kısmından küçük bir bölümü koparıp bana uzattı.

" Oteli arayıp elinizdeki şifreyi ve bu kağıttaki kodu söyleyerek yerinizi ayırtabilirsiniz."

Uzanıp elindeki kağıdı aldım. Bir sağ elimdeki kağıda bir sol elimdeki kağıda bakarken,

" İyi tatiller küçük hanım.
Tadını çıkarın."

Dedi adam. Hâlâ şaşkın, teşekkür ederek çıktım dükkandan. Histerik bir şekilde gülümsedim.

" Şu şansa bak." Diyerek yürümeye devam ettim.

Bir kaç dakika yürüdükten sonra gelen otobüsü farkedince adımlarımı hızlandırdım. Elimdeki kağıtları cebime tepiştirip durduğu anda duraktaki yolcuların peşinden bende bindim otobüse. Diğer cebimdeki kartı çıkarıp bastıktan sonra ilerleyip koltuklardan birine attım kendimi.
Kartı tekrar cebime koyup kağıtları çıkardım yeniden. Elimdeki kağıtta yazan telefon numarasına, şifreye ve koda baktım.

O çatlak doktorun sözlerini hatırladım. Bir tatile git... Demişti. Elimdeki kağıtları tekrar cebime koyarak başımı cama yasladım. Kurabiyenin içinden o kağıt çıkana kadar nasıl gideceğim tatile diye düşünürken, şimdi elimde bedava tatil imkanı vardı. Evet bir tatil benim içinde iyi olabilirdi.

Kısa bir süre sonra otobüsten inip hızlı adımlarla evimin yolunu tuttum. Bir yandanda planlar yapıyordum kafamın içinde. Nihayet eve geldiğimde açtığım kapıdan içeri girip tekrar kapattım ve kapıyı kilitledim.

Direk salona geçip üzerimdekileri çıkarıp telefonuma sarıldım. Cebimden çıkardığım kağıtları koltuğun üzerine bırakıp bir dizimi koltuğa koyarak oturdum. Kağıtta yazan otelin numarasını çevirdim ve beklemeye başladım. Bir kaç çalıştan sonra telefonu genç bir kız açtı.

" ........ Otel. Nasıl yardımcı olabilirim."

" Şey iyi günler."

" İyi günler buyrun."

" Ben Ankara'dan arıyorum. Bugün bir pastaneden şanslı kurabiye aldım ve içinden otelinizde 1 hafta tatil hediyesi çıktı. Kağıtta sizin otelinizin adı ve numarası vardı yani."

Dedim. Bu durum hâlâ şüpheli geliyordu.

" Aa öylemi!
Tebrikler!
Bana kağıtlardaki şifreyi ve kodu söylerseniz bende teyit eder yerinizi ayırabilirim."

" Yani bu tatil doğru mu?"

" Elbette.
Her yıl bir kaç kişiye hediye tatil imkanı sunuyoruz."

" Bu imkandan yararlanacaksınız lütfen şifreyi ve noter kağıdında ki kodu söyleyin."

Bir kaç saniyelik zamanda düşünüp gitmeye karar vererek şifre ve kodu söyledim. Ardından isim ve soyisim.

" Ase hanım.
Bir haftalık tatiliniz için yerinizi ayırdım. Sizi bekliyoruz."

" Şey, birşey sorabilir miyim? "

" Tabi ki buyrun."

" Benim arabam yok. Daha daha önce de hiç gelmediğim için bilmiyorum. Otele nasıl gelebilirim."

" En rahat ulaşım uçakla. Ankara'dan Erzurum'a uçakla gelip servisle otogara, oradanda Sarıkamış otobüsleriyle otelimize kadar gelebilirsiniz. Otobüs firmaları da size yardımcı olacaktır."

" Anladım teşekkür ederim."

" Rica ederim. Görüşmek üzere."

Telefonumu kapatıp derin bir nefes alıp verdim. Kendi kendime gülümsedim heyecenla. Uzun zaman sonra kendim için bir şey yapıyordum. Telefonumu tekrar aldım elime. İnternete girip Erzurum uçağından yarın için yer ayırttım. Yarın öğlen uçakla Erzurum'a uçuyordum. Hava alanından otogara oradanda otobüsle Sarıkamış'a geçecektim.

Hemen yerimden kalkıp banyoya ilerledim. Önce sıcak bir duş aldım. Odama girip güzelce kuruladıktan sonra üzerime kalın eşofmanlarımı giyip saçlarımı havluyla sararak mutfağa yöneldim. Yarın yolda olacağım için bu akşam idareten birşeyler yapayım diyerek makarna yapmaya karar verdim.

&

Akşam yemeğini yemiş üzerine bir bardak sallama çay içmiş şimdi ise tekerlekli valizime yanıma alacağım kıyafetlerimi yerleştiriyordum. Çorap, iç çamaşır, kazak, pantolon, yedek spor ayakkabı makyaj malzemeleri, tarak, temiz diş fırçası vs derken çantam gurbetçi bavulu gibi tepeleme doldu. Ağzını güzelce kapatıp kenara bıraktıktan sonra kol çantamı aldım elime. Telefonum, şarj aleti, cüzdan, kimlik, nakit para ve bitirdiğim bir miktar parayı da alıp çantama yerleştirdim ve valizimin üzerine bıraktım.

Tekrar mutfağa geçip bir kaç parça bulaşığı yıkayıp kaldırdıktan sonra bu kez banyoya geçip dişlerimi yıkayıp odama döndüm. Yatağıma gelip yorganın altına girerek üzerimi sıkıca örttükten sonra gözlerimi kapattım. Kapattım kapatmasına da zihnim yeni açılmış gibi bütün günü tekrar tekrar ve yeniden yaşatmaya başladı.

Sabah evden çıkarken bir psikolog bulup konuşmak tek isteğimken şimdi yarın ki tatil yolculuğunu bekliyordum.

Ne garip bir gündü. diyerek kapattım gözlerimi.

❄️❄️