@azamet_29_2
|
21 yıllık eğlenceli hayatın buraya kadarmış Yıldız. Bundan sonrası yok. Dedim otel odasının kapısından içeri girerken. Şehrin en lüks otelinin en lüks odası bizim için özenle hazırlanmıştı. Gelin ve damadın en güzel ilk gecesi için. Ağır adımlarla odanın ortasına doğru yürürken duvağımın altından etrafıma bakıyordum. Büyük balayı suitinin, büyük ve ipek örtülü yatağının üzerindeki kırmızı gül yapraklarıyla yapılmış kalp şekline baktım bir kaç saniye. Bu yatağı böyle özenle hazırlayan personel kimbilir hakkımızda neler konuşup gülmüşlerdi. Oysa o yatağa toprak serpilmiş olmalıydı, gül yaprakları değil. Duyduğum tok ayakkabı sesiyle bir anda kendime geldim. Kocam olacak adam yavaş adımlarla yanımdan geçerek tam önümde durduğunda kendime verdiğim sözü hatırlayarak başımı ve gözlerimi önümden kaldırmadım. Görüş açıma giren iki büyük el duvağımı uçlarından tutarak yapılı saçlarımın üzerinden arkaya doğru aldı. Şimdi görüş açımda beyaz gömlek üzerine giydiği siyah yeleği ve uzun bacakları ile o vardı. Şuana kadar ne sesini duymuştum nede yüzünü görmüştüm. Nikahta bile diliyle değil başıyla evet demişti. Zira babası uyarırken duymuştum. Belkide dilsizdi yada kekeme. Olabilirdi. Zaten merakta etmiyordum. İki parmağıyla çenemden tutarak yüzümü kendine doğru kaldırdığında gözlerim inadına önüme çevriliydi hâlâ. Bedeni bana doğru esnerken, " Banyoya girmem lazım." Dedim aceleci sesimle. Sessiz geçen bir kaç saniyeden sonra gerileyerek sol eliyle banyoyu işaret ettiğinde sadece eline bakıyordum yine. Gelinliğimin eteklerinden tutarak hızlı adımlarla hemen banyoya girerek kapıyı arkamdan örttüm. Sabahtan bu yana tuttuğum göz yaşlarım bir anda boşalmaya başlayınca ellerimi ağzıma kapatarak yere çöktüm. Sessiz hıçkırıklarımı sadece kendim duyarak ağlarken, önce Umut'a la*etler okudum sonra kendime. Sonra arkadaşlarım sandığım o insanlara. Kendimi çok zeki sanarken düştüğüm bu hâle ve aptallığıma sonra. Yıldız Yavuzlar, aslında en ezik en aptal en katlanılmaz insan sensin. Dedim daha fazla ağlamaya başlayarak. Kendimi tutamıyordum. Ellerimi hemen dudaklarımdan çekip ölmeden önceki son derin nefeslerimi almaya çalışarak ve arkasına yaslandığım kapıdan destek alarak ayağa kalktım. Duvardan destek alarak yürürken, Ama artık bitecek. Artık ne ben katlanacağım sana nede bir başkası. Babamda koca ülkeye nasıl rezil olunur görecek. Dedim elimin tersiyle gözyaşlarımı silerken. Kenarları taze güllerle süslenmiş lavabo aynasının önüne yürüdüm. Akan makyajım sayesinde tam bir ölü gibi görünüyordum. Konsepte uygun bir yüz. Dedim sinirle gülümserken. Önce ellerimdeki eldivenleri çıkardım bir bir. Sonra gelinliğimin eteğini kaldırarak şu aptal jartiyerin tuttuğu tül çorabımın içinden kağıda sararak sakladığım şeyi çıkardım. Yavaşça açtım. Bunu evden çıkmadan önce almıştım yanıma. Benim artık bu dünyaya hevesimde yoktu bir beklentimde. Sol kolumu havaya doğru kaldırdım. Hadi Yıldız ne kadar hızlı o kadar iyi. Biraz cesaret sadece. Diyerek kendime cesaret vermeye çalıştım. O an aklıma şu geldi. Ben öldüğümde üzülen bir kişi bile çıkarmıydı. Yoksa gerdek gecesi canına kıydı. Kimbilir neyi beğenmedi diyerek gülerlermiydi. Şebnem, kesin odaya kusur bulmuştur derken Meltem, kocasını beğenmemiştir kesin. Derdi heralde. Başımı iki yana salladım hızlıca. Ne düşünürlerse düşünsünler. Artık bir önemi yoktu. Sağ elimdekini sıkıca tutarak hızla havaya kaldırdım. Allah'ım affet... Dedikten sonra elimi hızla indirmek istedim fakat bir anda hem havadaki kolum hem önümdeki kolum iki büyük el tarafından sıkıca tutuldu. Burnuma gelen koku onun kokusuydu. Şuan bana yaslı olan beden de onun bedeni. Kocam olan adamın. Şu an arkamdaydı ve bana engel oluyordu, " Bırak." Diye bağırdım. " Bırak beni engel olma bana, bırak! Tek kurtuluşum bu, bırak! " Bağırarak elinden kurtulmaya çalışırken elimdeki şey yere düştüğünde sımsıkı tuttuğu kollarımla beni kendine bastırdı. Arkamda hissettiğim bedene ait kollar beni dahada sıkarken sesini kulağımda, nefesini tenimde hissettim gözlerim kapanmadan önce. Yapma!
|
0% |