@azamet_29_2
|
Doktor, 1 dedi önce. Devamında 2 der demez omuzumda bir acı ile başımı Hazar'ın göğsüne dayayıp kısa bir çığlık attım. Dişlerimi sıkarak, "Yalancı." Dedim sadece. "İşte bu kadar." Dedi doktor. "Kolunuzu hareket ettirin." Dediğinde ağrılıda olsa hareket ediyordu. İlk doktor: "Tamam doktor sağolun." Dediğinde kolumdaki askıyı inceliyordum. Bir kaç gün iş yok Gece. Doktor: "Ağrısı olursa diye ağrı kesici yazıyorum." "Doktor bu arada sabahtan beri hapşırıyor üşütmüş sanırım." Diyince doktor tekrar yanıma gelip dereceyle ateşimi ölçtü. "Evet biraz ateşiniz var ama boğazınız iyi, soğuk algınlığı gibi görünüyor. "Teşekkürler doktor." Hazar, elini sağlam omuzuma koyup, "İyi hissediyorsan gidelim." Dedi ayağa kalkarak. "İyiyim. Dediğim anda kendimi Hazar'ın kucağında buldum. "Dur ne yapıyorsun? "Rahat dur Gece. "Ya gerçekten gerek yok." Dedim yüzüne bakarak. Dışarı çıktığımızda Alpay kapının önünde bekliyordu. Bizi görünce koşarak arabanın yanına gidip kapıyı açtı. Hazar beni yavaşça arka koltuğa bırakıp kendide diğer tarafa geçip bindi. "Alpay köşke çek." "Ne. Ne köşkü ?" Dedim şaşkın Hazar'a dönerek. "Bugün tek kalmıyorsun." "Nedenmiş o." "Doktoru duydun. 3-4 saat uyumasın dedi. Ayrıca kolunu kullanamıyorsun ve hastasın." "Hasta falan değilim." Demiştimki 1 saattir olmayan hapşırık kendini yine belli etti. "Gördün mü? "Ben kendi evimden başka bir yerde kalamam Hazar. "İyiya uyuma zaten." "4 saat sonra ne yapacağım peki." "Onu o zaman düşünürüz." "Saçmalama Hazar...İyice abarttın. Desemde Alpay'ın kılı bile kıpırdamadı. "Alpay sana diyorum. "Alpay benden başkasından emir almaz." "Of yaa." Dedim geriye yaslanarak. "Hay şansımı. "Kıyafet ?" "Kıyafet. "Alpay Gece'nin evine gidiyoruz." Anında Alpay'a baktım. Başını salladı. "Ebenin gözü Alpay. Eve geldiğimizde arabadan inerek daireme çıktım. İçeri girerken Hazar'da peşimden girdi. Merdivenleri birlikte çıkıp daireme geldik. "Senin gelmene gerek yoktu. Aşağıda da bekleyebilirdin." "Sana güvenmiyorum." "Neden.? Dedim içeri geçerken. "Aynen." Odama girerek kendime bir pijama birde eşofman takımı çıkarıp küçük bir çantaya tepiştirip elime alarak, "Yaa sen işsizmisin? Dedim çantamı salona bırakıp mutfağa doğru geçerken. "Çünkü benim yüzümden oldu. Dedi yüksek sesle. "15. Kattan dışarı düştün. Hâlâ şokta olman gerekiyordu. Dedi ve sustu. "Ölecekmiydim? "Kes şunu artık." Dedi. Arkamı dönüp salonda ayakta duran adama baktım. Önüne eğdiği başına sıktığı dişleri ve yumrukları eşlik ediyordu. Başını kaldırmadan konuşmaya devam etti. "Seni anlamıyorum... "Senin ne suçun var sadece bir kazaydı. " Derin bir nefes alıp verdi pes edercesine. "Kaza falan değildi. Peki ama o cam. O nasıl patladı onu anlamadım." Düşünceliydi. Hadi anlat Gece. Dedim içimden. Bana bakarak, Diye sordu Hazar tek kaşı havada elimdekilere bakarak. "Neyi. Çikolatalarımı? Elimden alıp kenara bıraktı paketi. "Evde var onları yersin bunlar burda kalsın." Dedi. Birlikte tekrar aşağı inip arabaya binerek köşkün yolunu tuttuk. Önce dayı beyin evi sonrada burası. İkidir hırsızlığa geldiğim evlere tekrar geliyordum ama oturmaya. Hazar arabadan indiğinde bende indim. Bir kaç adım atmıştık ki karşıdan koşarak gelen doberman cinsi köpeği görmemle Hazar'ın arkasına saklanmam bir oldu. Askısız elimle gömleğinden sımsıkı turarak kafamı sırtına gördüm. "Ya senin köpeğinmi vardıı.?" Omuzunun üzerinden arkaya doğru bana bakarak, "Hırsızlardan sonra almam gerek diye düşündüm. " Dedi imali şekilde. Pis ne olacak. Benim yani kelebek yüzünden köpek almış. Adama bak. "Yoksa köpeklerden korkuyormusun.?" Dedi alaycı şekilde. "Yoo ne alaka sadece anlaşamıyoruz. Küçüklüğümden beri ne zaman köpek görsem kaçan hep ben olurum. Dedim dahada sıkı tutarak. "Alpay Paşayı al. Kulübesine bağla." "Hayır." Dedim panikle. "Bağlamayın. Ben girince bırakın. Benim yüzümden bağlı kalmasını istemiyorum. Sadece bana yaklaşmasın yeter." Hazar bana bakarak gülümsedi ilk kez. Alık alık baktığımı farkedince anında yüzü eski haline döndü. Hazar,Paşa'yı tasmasından tutan Alpay'a, "Biz girince bırakırsın." Diyerek beni arkasından önüne çekip eve yönlendirdi. Hazar'ın önüne geçince Paşa'dan uzaklaşmak adına hızlı hızlı yürüyerek kapıya geldim. O an gözlerindeki hüznü gördüm sadece. Neden bana böyle bakıyordu. Hazar'ı arkamda hissedince, "Hoşgeldin Hazar oğlum." "Hoş gördük Emine hanım." Buyrun diyen kadınla içeri girdim. "Şey. "Çok sevdiği birini kaybetti. Hâlâ kendine gelemedi. " Dedi Hazar. Hazar koltuğu işaret ederek, "Rahatına bak." Dedi. " O zaman evime gideyim." " Şansımı denemek istedim." Dedim sol omzunu silkerek. "Yemek bir saate hazır olur ben üzerimi değişip geliyorum." Hazar üst kata çıkarken bende kendimi koltuğa bıraktım. Neden burda oturmak istediki. Dedim esneyerek. "Gece!" "Hı.! " Diyerek sıçradım yerimde. "Uyuyamazsın!" Dedi salona inen Hazar. "Ya yorulmuşum, bir an dalıyordum. Keşke seslenmeseydin. Dedim kafamı koltuğun kolçağına koyarak. "10 gün eksik 20 gün fazla ne farkeder zaten." Hazar yanıma gelerek beni tutup kaldırdı. "Anladım ben. Diyerek hemen yanımdaki koltuğun ucuna, bana yakın yere oturup bacak bacak üstüne attı. Başımı tekrar geriye yasladım. Halime bakıp, "Gözlerin açık kalacak." Dedi. Tavana bakarak, "Senden iyi gardiyan olurmuş. Bir gün batarsan gardiyanlığa başvur. Hazar." Dedim. "Bir şey soracağım ama kızmazsan. Kızarsanda farketmez, işime gelir. Başımı kaldırıp Hazar'a baktım. " Sor." Dedi durgun gözlerle. "Kızmayacaksın ama." "Tamam." Yüzüne bakarken birazda çekinerek. " Şey.. Neden lüks dairenden çıkıp bu eski köşke taşındın." Aferin Gece sanki bunu soracaktın. "Burayı seviyorum. O yüzden." Yalancı. Dedim içimden. "Bir şey daha sorabilirmiyim?" "Sor." "Bana anlatmanın sakıncası varmı? Derdemez gözlerimi sımsıkı kapattım. Önce sol gözümü sonra sağ gözümü yavaşça açtım. Evet hata yapmıştım. Acısını saklamaya çalıştığı yerden tekrar almasına sebep olmuştum. Bir süre sessiz bakışları takılı kaldı O boşluğa. Ayağa kalkarak, "Özür dilerim. Hata yaptım. Tam adım atacakken büyük eli bileğimi kavradı. "Otur. Eliyle bastırınca yerime oturdum. "O gün." Dedi. Sesindeki acı bariz belliydi. "Anlatmak zorunda değilsin. "Belki banada iyi gelir." Dedi kısık sesiyle. O kadarki zar zor duydum. "O gün. Buraya bakmak için geliyorduk. Tek yapabildiğim şeyi yaptım. Bade'nin üzerine kapandım. Bagajdan giren kurşunlar onu ve bebeğimizi benden aldı. Çıkınca yanımdaki Dayım. Öldü dedi. "Yaralarım yeniden açılmış. Yeniden ameliyat olmuşum. Dayım iyi olana kadar uyutun demiş. İzin vermediler. Yüzümü ıslatan göz yaşlarımı farkedince kendime geldim. O anlatırken ben ağlayarak dinlemiştim meğer. Elimin tersiyle yüzümdeki ıslaklığı silerken bana döndü. "Çok özür dilerim. Hatırlatmak istememiştim. Aslında... "Sorun değil." Diyerek durdu. "Sıra bende." Dediği şeyle ıslak gözlerle Hazar'a baktım. "Bugün şirkette sana bir şey soracaktım. Ama bir anda herşey karıştı." "Ne.? "Dün gece bir davetteyken senin hırsız arkadaşını gördüm. Arkadaşımın paralarını çaldı." "Öylemi?" Dedim sahte bir şaşkınlıkla. "Evet. "Eee. Şahin. Kim.?" Dedim safça. "Şahin'i boşver. Ne diyecektim şimdi. Yaptığın şey geri önüne geldi, hadi ayıkla pirincin taşını Gece. "Ben seni onunla nasıl görüştüreyim. Görmüyorum bile." "Bir şekilde onunla konuşmalıyım. Bana neden böyle bir şey söyledi. Neden konuşmayı göze alıp uyardı bilmeliyim." Hazar'ın bakışları çok ciddiydi. "Benim yanıma uğradığında bunu ona söylerim." Diyebildim sadece. Yüzü asıldı önüne döndü düşünceli şekilde. O sırada Emine hanım yanımıza gelerek. "Masa hazır Hazar oğlum." "Tamam Emine hanım. Sen odana gidebilirsin." "Afiyet olsun oğlum." Diyerek uzaklaştı kadın. O zaman farkettim. Emine Hanım hala Bade'nin yasını tutuyordu. O yüzden beni görünce ağlamaklı olmuştu. "Beynime sıçayım. Ne işim var benim burda. Herkesi üzdüm." Hazar ayağa kalkarak, "Kalk hadi. O önde ben arkada mutfağa geçtik. Masanın en başına Hazar için tam karşısınada bana servis açılmıştı. Hazar: "Ha..Hayır. Ne demek beğenmemek" Dedim tadına bakarak. "Bunları beğenmeyeni Allah çarpar. "Bana anlatmanın sakıncası varmı?" Dedi. Bu kez sıra ona geçmişti. Derin bir nefes alıp verdim. "Ailem Antalyaya tatile gidiyordu. Ama ben onlarla gitmek istemedim. Babam da annemde alkolikti. Daha yola çıkmadan içmeye başladılar. Bende tamda bu yüzden onlarla gitmek istemedim. Yolda sağnak yağışa yakalandık. Arka arkaya çakan şimşekler yüzünden babamı uyarmak istedim. Arabaya binmesini havanın tehlikeli olduğunu söyledim. Ama annemle yağmurun altında dans etmekten beni dinlemedi. Sonunda aptal babamın elindeki aptal demir anahtar" Dedim ve durdum. Ne yapıyorum ben Kelebekle aramda bağlantı kuracak herşeyi söyleyecektim nerdeyse. Yine yalana başvurup. Yani anlayacağın anne babamı yıldırım düşmesi sonucu kaybettim. "Sen... Yaa. Böyle bakarsın Gece. Adam akıllı. Hadi at bi yalan daha iyi olsun ama. "Ben babama kızıp arabaya binmiştim o sırada. Etkilenmedim." Yüzüme baktı bir süre. "Üzüldüm başın sağolsun." "Dostlar sağolsun." Oh. Dedim içimden. Hazar: "Salona geçelim. "Tamam oğlum." "Hazar, odamı göstersende üzerimi değişsem." "Tamam, benimle gel." Birlikte yukarı çıkarak merdivene yakın olan odayı gösterdi. "Burada kalacaksın." Diyerek kapıyı açtı. İçeri girdiğimde mavi tonlarda hazırlanmış bir oda buldum. Misafir odası olduğu belliydi. "Teşekkür ederim." "Emine hanımı yollayabilirim yardıma." "Gerek yok. Kendim hallederim." "Peki." Hazar çıkarken bende çantadan eşofmanımı çıkarıp olabildiğince yavaş üzerimi değiştirip askıyı koluma geri taktım. Odadan çıkıp tekrar aşağı inerken Emine hanım kahveleri sehpalara bırakıyordu. Koltuğa tekrar oturduğumda mis gibi kahve ve çikolata kokusuyla karşılaştım. "Imm" çok güzel. "Gerçekten tadı bu kadar güzelmi.?" "Ne yani sen hiç yemedin mi?" Dedim dişlerimin arasındaki çikolatayla. "Hayır." "Hiç mi.? "Hiç." "Nasıl yani ya. Sen uzaydan falan mı geldin.? Ben olsam eve çikolata çeşmesi yaptırırım." Elimle tuttuğum çikolatayı ağzımdan alıp ağzına attı. "Gerçekten tatlıymış." Dedi gözlerime bakarak. "Tabaktan alsana benimkini niye yedin." Omuzunu silkerek önümdeki tabaktan bir çikolata alıp ağzıma uzattı. "Al çikolata manyağı." Dedi. Elindeki çikolatayı çekip alıp ağzıma attım. Üzerinede kahvemi içtim. Bir süre sudan şeylerden konuştuk. Zaman ilerledikçe artık uykum bastırmaya başlayınca gözlerimde kapanmaya başladı. Kafamın Hazar'ın koluna düştüğünü hatırlıyorum. Sonrası çikolatalı ve kahveli tatlı bir uykuydu. ******************************** Evet. Bölüm sonu canlarım. |
0% |