@azamet_29_2
|
"Sen ne hakla bana engel oluyorsun. Sessizce yerinde doğruldu. Gözleri duygusuz bakıyordu. "Bana borçlusun." Dedim. "O keçiyi bana getireceksin anladın mı?" Bana baktı bir kaç saniye. Sonrada omuz silikti. Ardından koşarak çatıdan karşı duvara atlatarak ağaçlık alanda kayboldu. Tekrar içeri girerek odama geldim. "Abi kimi arıyorsun." "Cengiz'i" "O Şahin denilen piçi takibe alıp yerini bulsun. ***** Hazar'ın yanından ayrıldıktan sonra ağaçlık alana girip bir süre yürüdüm. Ağaçlık alandan çıkarak yine her zaman olduğu gibi kuytu yerlerden geçmeye dikkat ederek ana caddeye doğru yürüyerek düşünmeye başladım. Hazar söylediklerimden sonra resmen delirmişti. Ama önce eve dönmeliydim. Beni tanımaması için bu kıyafetlerden kurtulmam gerekiyordu. Yoksa beni tanıyabilirdi. İsteyeceğim son şey bile değildi bu. Kendi halime şaşırdım. Ben bu kadar çabuk yorulmazdımki. Gündüz içinde olduğumuz arabayı kurşunlardan korumak için aşırı güç kullanmışdım. Sonrasında Hazar'ı durdurabilmek için neredeyse bir o kadar daha. Bir kaç gün uslu durmalıyım. Dedim kendi kendime. Hastaneden kaçarken Hazar'ın arabasında kalmıştı herşeyim ve alamamıştım. Üzerimdeki hırkama biraz daha sarılarak geçen taksileri kollamaya başladım. Nihayet gördüğüm taksiyle mutlu olurken hemen ayağa kalkıp durdurarak kendimi arka koltuğa attım. "Şöför bey klimayı açarmsınız lütfen." Dedim sesim titreyerek. Adam klimayi açıpta araba ısınınca biraz kendime gelebildim. Evin adresini vererek yolu izlemeye başladım. Yorgunluktan göz kapaklarım ağırlaşmaya başlamıştı. Nerdeyse uyuyacak haldeyim. Şöför: "Abla geldik." Dediğinde kendime geldim. "Şöför bey taksi metreyi kapatmadan biraz beklermisin,hemen geri geliyorum. Arkadaşıma gideceğim." Dedim. "Tamam abla bekliyorum." Hemen inerek hızlı adımlarla içeri girdim. Daireme zorlukla çıkıp kapıyı açarak içeri girdim. Kapıyı kapatıp Büyük sırt çantama bir kaç çift çamaşır bir kaç kıyafet maskem ve yedek cüzdanımı koydum. Sırtıma takıp mutfağa yürüdüm. Masada bana bakan çikolatalardan bir tane alıp ağzına attım. Ağzımdaki çikolatayı yiyerek evden çıktım. "Nerde bu adam." "Kıpırdarsan beynini patlatırım." Yavaşça arkamı döndüğümde Şahin'in adamı Tuncay elindeki silahı bana doğrultmuş şekilde bana bakıyordu. "Kimsin ne istiyorsun benden?" Dedim. "Bizimle geleceksin." " Neden. "Hiç bir yere gelmiyorum." Derken çarptığım şeyle durdum. Anında arkamı döndüğümde bir adam daha gördüm. "Ne oluyor ya. Benimki laf işte. Eşkıyadan farkları yoktu, katildi bunlar. O yatağı tamamen atıp yerde yatmazsam neyim bende. Bütün suç o yatakta, yada düz tarafı tutturamayan bende. Tuncay denen adam: "Zorluk çıkarmadan yürü. Rahat durursan zarar görmezsin. "Madem benimle derdiniz yok, derdiniz kimse onunla uğraşın o zaman beni rahat bırakın." "Çok konuşmada yürü." Dedi arkamdaki pislik kolumdan çekiştirerek. Düşün Gece, düşün. Olmaz buna izin veremem. Hazar'ın birde benim yüzünden zarar görmesine izin veremem. "Bin!" Dedi Tuncay önünde durduğumuz arabanın kapısını açarak. "Hayır. Yerimden kıpırdamadım bile. "Sana bin dedim!" Diyerek beni arabaya iterken ellerimi iki yana koyarak binmemek için direndim. "Hayır. Sizinle hiç bir yere gelmiyorum." Birden boynuma dolanan kolu ve kafamdaki soğuk demiri hissettim. Kulağıma doğru sinirle soluyarak, "Sana bin dedim. Benim canımı sıkma." Dedi dişlerinin arasından. "Hayır. Dediğimde kafamdaki silahı çekip belinin arkasına taktı. Sonra aniden iki kolumu birden hızla arkama kıvırıp birleştirdi. Acıyla, Kapıyı üzerine kapatıp kilitledi. "Ters bir şey yaparsan acımadan sıkarım." Dediğinden kendimi düzeltip koltuğa oturmuştum. Araba hareket ederken, " Siz bugün bize saldıranlarsınız değilmi?" Dedim Tuncay'a. Bana bakarak pis pis gülümsedi. " Evet. Hazar'ın aracını zırhlı sanıyorlardı. İçimden gülmek gelsede kendimi tuttum. "Ama sorun değil. Sadece zamanı erteledi o kadar. Eninde sonunda geberecek." "Neden? "Orası seni ilgilendirmez. Tabi tabi sen dedin ya bende dururum, avucunu yalarsın. "Nereye gidiyoruz." Dedim. Cevap vermedi. "Sana söylüyorum." Dedim ama yine cevap yok. Elimi çaktırmadan kapıya koyarak gücümü bir kere daha kullandım. Önce arabanın ışıklarını bozdum. "Ne oluyor?" Dedi. "Bilmiyorum lambalara bişey oldu galiba." Bu günün sonunda yığılıp kalacaktım. Ama başka çarem yoktu. Gücümü dahada arttırdım. Arabanın motorundan dumanlar çıkana kadar zorladım. Adamlar, "Ne oluyor lan." Diyerek paniklerken araba birden sarsılıp teklemeye başladı. Bütün gücümle koşmaya başladım. Tuncay beni farketmiş olmalıydı. Ben koşarken Tuncay'ın sesini duydum. Peşimdeki kesin ve kesin Tuncay'dı. "Benden kaçamazsın." Dediğinde evlerin arasına dalarak koşmaya devam ettim. Önümdeki yoldan caddeye inen rampaya geldiğimde bir kez daha ateş ettiğinde sırtımda hissettiğim acıyla sendeleyip yere düştüm. İlk kez bu kadar büyük bir acı hissetmiştim. Bugün gücümü çok fazla kullanmıştım ve konsantrasyonum dağılmıştı. Bu yüzden olmalıydı. Önce burdan çık Gece sonra yaparsın kritiğini. Dedim kendi kendime ve önüme çıkan ilk taksiye attım kendim. "Abicim peşimde azrail var bas gaza dediğimde, "Abla ne oluyor." Diyerek bastı adam gaza. Arkama baktığımda Tuncay elinde silah uzaktan bana bakıyordu. "Allah razı olsun senden." "Abla kötü bir durum varsa polise gidelim." "Hayır polise gerek yok, sen devam et." Dedim dişlerimi acı ile sıkarak. "Abla nereye gidiyoruz." Diyen taksiciyle kendime gelip köşkün adresini verdim. 10 dakikada beni oraya götürürsen ücretin iki katını veririm dediğimde adam gülümseyerek gazı kökledi. Adama ücretin iki katını ödedim. Taksiden indiğimde artık tükenmiş hissediyordum. Bacaklarım titriyordu yürürken. Biraz dinlenip öyle devam etmeyi düşündüm ama halim yoktu. Burda kalacak gibiydim. Beni görünce kaba kaba havlamaya başladı. "Senden kaçacak kadar bile halim yok." Dedim kısık sesimle. "Bari bir iyilik yapta o dev sahibini çağır!" ***** Hırsız kız burdan giderken ona beni çarpmasının karşılığı olarak,bana borcu olduğunu söyleyerek Gece'yi getirmesini istemiştim. Benim yanımdan başka bir yerde güvende olmazsın dediğim halde beni dinlememiş kaçıp gitmişti aptal kız. Kelebek gittiğinden beri nerdeyse iki saat olmuştu. Ne Gece'den nede Cengiz'den haber vardı. Adamım Cengiz'e Şahin'in yerini bul demiştim ama hâlâ bulamamıştı. Son yarım saattir salonda deli gibi ileri geri yürüyerek bir haber bekliyordum. Ben ileri geri turlarken Alpay ayakta beni izliyordu. "Abi biraz sakin olsan." "Ne sakini Alpay ne sakini. Dedim kapıya doğru yürüyerek. Hava almazsam gerçekten ölecek gibi hissediyordum. Öndeki adamlar kapıya giderken bizde silahlarımızı çıkarıp kapıya doğru ilerledik. Peki bu kimdi. Yerde öylece oturmuş yarı açık gözleriyle Paşa'ya bakıyordu. "Kapıyı açın." Diye bağırdım panikle! Yüzünü avuçlarımın arasına aldım. "Gece? Yüzüme baktı. "Pek sayılmaz." "Gece! Alpay hemen doktor çağır çabuk." Gece'yi kucakladığım gibi eve gelirken elimde hissettiğim ıslaklıkla olduğum yerde donup kaldım. Bade geldi gözlerimin önüne. Kendime gelip koşar adımlarla içeri girerek merdivenleri çıkarken, "Alpay, doktor!" Diye kükredim. "Yolda abi gelir birazdan." Odama çıkıp yatağı açarak Gece'yi yatağıma bıraktım. Kendinde değildi. Yan çevirerek sırtına baktım. Küçük bir yırtık ve kan vardı ama yarayı göremiyordum. Yarayı görmek için üzerindeki kazağı korkarak yukarıya kadar sıyırdım. Gördüğüm şeyle bütün damarlarımı ateş bastı. "Gece." Dedim elimi saçlarına koyarak. Saçlarını okşayarak, Sadece başını aşağı yukarı salladı yavaşça. "Canın çok acıyor mu.?" "Biraz." O an bütün acısını çekip almak kendi bedenime hapsetmek istedim. " Kim yaptı? Başını önüne eğdi. "Sabahki adamlar. O an ona o kadar kızdım ki. Ayağa kalkarak olduğum yerde ileri geri yürüyerek ellerimi saçlarıma geçirdim. "Tam bir keçisin. Gözlerini kapatırken, "Hazar..." Dedi kısık ama ağlayacak gibi çıkan sesiyle. "Uykum var, uyumak istiyorum." Bitkin haline baktım. Bütün sinirim sönüp yok oldu. Kıyamadım pişman oldum kızışıma . Açılan kapıyla Alpay girdi odaya. Arkasından da doktor. "Abi bu benim arkadaşım Serhat." Serhat Gece'nin yanına geldi hemen. "Sırtında kurşun yarası var Serhat." Serhat: "Kazağı çıkaralım abi." Gece'nin yanına oturup onuda omuzlarından tutup kaldırarak oturur pozisyona getirdim. "Gece." Dedim. "Hımm." Dedi uykulu. "Doktor burda. Yarana bakacak." Cevap vermedi, gözleri hâlâ kapalıydı. Kazağını yavaşça çıkardığımda ellerini kendine kapatıp göğsüme kapanarak uyumaya devam etti. Halinden habersiz güya kendini saklıyordu. Gece'yi omuzundan ve belinden tutarken Serhat yaraya baktı. " Kötü değil abi sıyırmış sadace. Diyerek malzemeleri çıkardı. "Biraz acıyacak." Serhat yarayı temizlemeye başlayınca Gece'nin, "Şşiitt. Tamam bitiyor. Serhat bandajı yapıştırdığında tekrar yatağa yan şekilde bırakıp örtüyü üzerine çektim. Serhat: "Akşamdan akşama pansuman yapılmalı." "Tamam biz hallederiz. Sağol." "O halde bana musade. Diyerek odadan çıkarken, Alpay'a, " Doktoru evine bırakın." Dedim. "Uyu küçük keçi. ******************************** Bölüm sonu canlar. |
0% |