@azamet_29_2
|
"Alışın artık. Dedim yerimden kalkarak. Yönümü mutfağa çevirip yürüyerek, "Emine Hanım kahve alabilirmiyim. ***** Gece, İbo bir hecker dedikten sonra hemen şirketi arayıp İbo'yu köşke getirmelerini istedim. İbo'dan söz ettikten sonra Gece koltuğa uzanarak uyumak istediğini söyledi. Rahat edemezsin, odaya çık desemde burada uyumak için ısrar etti. Yatakta bile normal yatmazken koltukta nasıl yatacaktı acaba. Gözlerini kapatır kapatmaz anında uykuya dalmıştı. Sürekli yorgundu. Neden bu kadar yorgun ve bitkindi. Hastalığının bununla alakası varmıydı. Sordum ama ilgisi olmadığını söyledi. O uyurken Emine hanımdan bir battaniye getirmesini istedim. O uyurken bende oturduğum yerde ***** Nihayet salon kapısı açılarak şirketteki adamım ve İbo içeri girdi. İbo: "Şşiitt. Sessiz ol!" Dedim Gece'yi işaret ederek. Gece'yi gördüğü anda hızla yanıma gelerek, "Gece? Ne oluyor? "Kötü bir şey olmadı. Dedim. Sonunda, "Yarası kötümü?" Diye sordu İbo. "Değil. İbo elini çenesine koyarak, "Hayret o kurşun nasıl denk gelmiş. Dedi, çok önemli bir şeyi yeni fark etmiş gibi düşünceli. "Anlamadım. "Evet daha önce hiç vurulmamıştı ?" "Daha öncedemi kaçırıldı.?" " Ne.? " "İbo ne anlatıyorsun sen.?" "A. Yok. İbo'nun hâli gözüme şüpheli görünsede uzatmadım. "Dinle İbo. "Ne? "İbo hecker olman benim işime gelir. Benden sır çıkmaz. Senin yeteneğin benim için bulunmaz bir nimet şuan. O orospu çocuğu benim canlarımı benden aldı. Şimdide Gece'nin ve benim peşimde. Kendi canım umrumda bile değil ama Gece'nin benim yüzünden zarar görmesine izin veremem ve onun hesabını kesmeden Gece'ye yardım edemem." "Gece'ye mi? "O her ne kadar inat etsede onun için dünyanın en iyi beyin cerrahını buldum. Buraya hastaneye davet ettim. "Siz ciddimisiniz?" "Evet. Gece'yi ona götüreceğim." "Siz onu daha tanımamışsınız." Dedi İbo umutsuz. " Gelmez ki." "Nasıl yapacağıma karar vermedim ama bir şekilde götüreceğim. "Gece iyi olacaksa dünyayı bile yakarım." Dedi İbo. Ciddi ciddi söylüyordu bunu. Hemen elindeki son model laptopu açarak duşlara basmaya başladı. Şahin'in telefon numarasını isteyerek başladı işe. İbo laptopunda bilgileri tararken bende yanına oturup hâlâ uyuyan Gece'ye çevirdim bakışlarımı. Başı aşağı sarkmış sol kolu aşağı sağ bacağı yukarıdaydı. "Neden ters duruyorsunuz?" "Sen nasıl birşeysin böyle. "Evet biraz deli yatarım." " Delimi? Kendini düzeltip düzgünce oturdu. "Naber İbo." Dedi. İbo sadece elini havaya kaldırdı. Merhaba dercesine. "İbo ne zaman geldi. " "1 saat falan oldu." " Ben ne zamandır uyuyorum." "2 saattir. "Evet daha iyi hissediyorum. Dinlenmişim." Dedi gülümseyerek. Bu sırada İbo elindeki laptopu orta sehpaya bırakarak, "Eveeet şimdi sadece bekleyeceğiz." "Neyi bekliyoruz?" "Bilgilerin düşmesini. "Sana gelince Gece." "Sen aptalmısın? Gece kollarını göğsünde birleştirip, " Ya ölseydim. "Dalga geçme Gece." Gece bu kez dirseklerimi dizlerine koyarak öne doğru eğildi. "Size bir sır vereyim mi?" Dedi. "Ben zaten gün sayıyorum ve görünen o ki görünmez bir el kum saatimi sallıyor. Zamanım daha hızlı akmaya başladı." O an sol yanında bir sızı hissettim yeniden. O anda burnundan bir damla kan aktı dudaklarına doğru. "Gördünüz mü?" "Alışın artık. Benim içinmi? "Yoksa benim neleri yapıp yapamayacağımı sen çok iyi bilirsin İbo." Diyerek devam etti. Buda İbo'yu tehtitdi. Yerinden kalkarak mutfağa yürüdü. "Emine Hanım kahve alabilirmiyim. Dediğinde artık sinirlerim bozulmuştu. Bence bu kız artık sıyırmış. Vurdum duymazlıkta seviye atlamıştı. Nasıl bu kadar umursamaz olur bir insan. İbo'nun ardından ellerimi saçlarıma geçirip koltuğa bıraktım kendimi. "Bu kız beni deli edecek." İbo üzgün şekilde dirseklerini dizlerine koyarak parmaklarını birbirine geçirip önündeki ekrana çevirdi bakışlarını. Gözlerinden akan yaşları görünce elimi omzuna koyarak, "İyimisin.?" Dedim. Başını iki yana salladı. "Elimden gelen herşeyi yapacağım İbo. Ben onun gibi pes etmeyeceğim. Onunda gözümün önünde ölmesini izlemeyeceğim." Demiştimki ekrandan bildirim sesleri gelmeye başladı. "Evet yakaladım sizi." Dedi İbo sevinçle. Ekrana bakarak, "Bulduk. Şehrin güneyinde sanayi depolarının olduğu bölge. Sinyaller ordan geliyor. "Aferin sana İbo. Ayağa kalkarak cebimden telefonumu çıkardım. "Alpay. Bir kaç dakika sonra Alpay içeri girdi. "Alpay, o itlerin yerini bulduk." Dediğimde gözleri İbo'ya kaydı. "Sabah erkenden diğer eve geçeceğiz. Hazırlıkları yapın." "Tamam abi" Koltuğa oturup ayaklarını sehpaya uzattı. Tabağı bize uzatarak, "İstermisiniz." Dediğinde İbo ile yüzüne baktık. "Az önceki Gece gitmiş uslu olan geri gelmişti." "Hiç ayarın yok Gece." Dedim bıkkın şekilde. "Ama sıra banada gelecek." "Ne sırası.?" Dedi eline aldığı çikolatayı kemirerek. Pes edip İbo'ya döndüm. "Diğer eve geçene kadar sende bizimle kalıyorsun. Hatta bir süre daha." "Ne benmi? "Birinin bu keçi ile kalması iyi olur. "Ama şirkette işler..." "Şirket benim İbo. O anda bir kahkaha patlatan Gece'ye baktım. "Nasılmış İbo. ***** Sabah uyandığımda yine aynı manzara ile kalkınca bu sefer dirseğimi Hazar'a geçirdim. Ama umru bile olması. "Ya sapınmısın ne diye yine yanımdasın." "İnsan gibi yatsan burda olmazdım." "Ne yani hayvan gibimi yatıyorum." Sol dirseğinin üzerine kalkarak elini yüzünde ve gözlerinde gezdirerek, "Öyle demedim. Diyerek yanından kalktı. "Ne.?" "Hadi kalk çıkmamız lazım." "Nereye.?" Dediğimde yine şüpheyle baktı. "Neden sorduğum her şeye hafızam silinmiş tepkisi veriyorsun. Hazar sessizce dolaba yürüyerek bir kaç kıyafetini alıp odadan çıktı. Bende kalkarak banyoya girdim önce işlerimi halledip tekrar odaya döndüm. Çantamdan siyah kotumu ve beyaz balıkçı yaka kazağımı çıkarıp giyindim. Bu hâliyle oldukça şıktı doğrusu. "Hadi gidelim artık." Diyerek aşağı merdivenlere yöneldi, bende peşinden indim. Salona geldiğimizde İbo ve Alpay bizi bekliyordu. Alpay bizi görünce, "Abi herşey hazır. Arabalar dışarda bekliyor. Rıfat'ta burda." "Rıfat kim." "Bizim çocuklardan." Dedi dışarı çıkarken. Bende arkasından çıktığımda gördüğüm manzara ile bir kaç saniye durdum. "Hazar." Dediğimde bana döndü. "Pardon ya yeri değil biliyorum ama bişey soracağım." "Kaşlarını çatıp bakarak, "Sor." Dedi. "Sen ne kadar zengindin." " Baya.." "Belli oluyor. Silahlı adamlar ve araba modellerini görünce anladım zaten." "Abi herşey tamam. Sanırım bu konuşan Rıfat dediği kişiydi. Bu adamdan hiç hoşlanmadım doğrusu. 6. Hissim bu adamdan kork diyor nedense. "Hadi Gece yeterince oyalandık." Dedi Hazar kolumdan tutup büyük siyah jeep e doğru yönlendirerek. Alpay'ın açtığı kapıdan arka koltuğa binerek oturdum. Bir yanıma Hazar otururken diğer yanımada İbo oturdu. Alpay direksiyona geçerken dışardaki adamlarda arabalara bindiler. ***** Şahin oturduğu koltuğunda bir elinde sigara bir elinde içki kadehi sadece düşünüyordu. Sarhoş olan aklı Şahin'i geçmişe doğru çekmiş özlediği kızı bir serap gibi göstererek alay ediyordu adeta. Sevdiği kadını arkadaşım dediği Hazar'a kaptırmıştı ve Oysa Bade Şahin'i hiç bir zaman evlenilecek biri olarak görmemişti. Karakterini ve takıntılarını beğenmiyordu. İlk gördüğü andan beri sadece Hazar vardı onun için. Şahin'in kendi takıntısıydı düşlediği şeyler. Bade ile evlenme hayallerini kendi dünyasında yaşıyordu Şahin. O gün okula geldiginde Bade'yi görmek ve ona olan aşkından, evlenme arzusundan bahsedecekti. Üniversitenin girişinde beklemeye karar verdi. Gördüğü ilk anda ellerinden tutacak ve hemen söyleyecekti duygularını. Karşıdan gelen kızı götür görmez bir heyecan sardı içini. Bade Şahin'i görünce koşarak gelip boynuna sarıldı. "Çok mutluyum." Dedi kız. "Şahin çok mutluyum. Evleniyoruz." Şahin duyduğu şeyle öylece kaldı. "Ne? Ne demek bu? "Evet Hazar'la evleniyoruz. Adamın dünyası durdu o an. Nefreti öfkesi kırık kalbi ile binanın önünde onu bekleyen Hazar'a doğru koşan kızın arkasından baktı. Zaman geçti ama öfkesi geçmedi. Öfkesi yandıkça aşkını besledi. Alevleri aklını, mantığını, ruhunu yaktı yok etti. Şeytani bir plan yaparak Hazar'ı öldürüp yalnız kalan Bade'ye yakınlaşmanın ona aşkını itiraf etmenin planlarını yapmaya başladı. Herşeyi ayarladı. Bilmediği şey o gün sevdiğini iddia ettiği kızında aynı arabada Hazar'ın yanında olduğuydu. İs bitti adamlar görevlerini yerine getirdi ama Bade Hazar'dan önce can verdi. O gün aldığı haberle delirdi Şahin. Dünya başına yıkıldı. Bade ölmüştü. Ama Hazar hâlâ hayattaydı. "Bade." Dedi Şahin acıyla inleyerek. Açılan kapıyla Şahin gördüğü seraptan uyandı. "Abi." "Anlat." "Adamımızdan haber geldi. Hazar mekan değiştiriyor. Kız hâlâ yanında. Yeni yaptırdığı evine geçecekmiş." "Adi şerefsiz, piç herif. "Buldum bizzat konuştum. Yarın sabah için hazırlıklarını yapıp haber verecek. Hata istemiyorum Tuncay. "Anladım abi. Merak etme." ***** H.K 23/2 Alpay'ın açtığı kapıdan arka koltuğa binerek oturdum. Bir yanıma Hazar otururken diğer yanımada İbo oturdu. Alpay direksiyona geçerken dışardaki adamlarda arabalara bindiler. Bir araba arkamızda bir arabada önümüzdeydi. "Neyin var. " "Yok birşey." Desede gözlerinde o günden kalan korkunun izlerini görebiliyordum. "Yeni evin güzelmi bari." "Ne.?" "Evin diyorum. Güzel mi? Dedim. Aslında derdim ne evinin ne kadar güzel oluşu, nede bahçesiydi. "Evet." Dedi sadece. Sonunda pes ederek sadece ön camdan dışarıyı izlemeye başladım. " Alpay daha varmı?" "Çok değil sadece..." Demiştiki birden Alpay'ın yanındaki koltuğun altından yoğun bir duman çıkmaya başladı. "Hassiktir. Alpay direksiyon hakimiyetini kaybetmiş,araba savrulmaya başlamıştı. ***** Yüzüme çarpan soğuk suyla öksürerek uyandım. Kendime gelmeye çalışırken başımı iki yana sallayarak yüzümdeki ve gözlerimdeki sudan kurtulunca gözlerimi açtım. Biri üzerime soğuk suyu boca ederek gitmişti. İlk anda nerde olduğumu algılayamadım. Zihnim ve gözlerim hâlâ bulanıktı. "Gece!" "Gece iyimisin. O anda arkamda olduğunu sonradan anladığım biri saçlarımdan tutup başımı geriye yatırarak, "Sakin ol Hazar Gökdemir. Tepemde bana bakan adama baktım. "Çöz lan ellerimi. ÇÖZ.!! "Sakin ol Gökdemir. Arkamdaki orospu çocuğu ellerini saçımdan çekince, bana doğru gelen ayak seslerine ve sesin sahibine çevirdim bakışlarımı. Şahin ve yanında bir adamı bana doğru geliyordu. Şahin yanımda dururken adamı Gece'nin yanına ilerlerek durdu. Şahin'e değil adamına odaklandım. "Ona dokunursan seni canlı canlı doğrarım." "Çek lan ellerini ondan gebertirim lan, gebertirim seni." "Tuncay... Ama unutma Hazar en ufak diklenmende kızın beynini patlatacak Tuncay Seni böyle çaresiz görmek ne kadar keyifli bilemezsin." ***** Kulağımdaki uğultulu seslerle kendime gelmeye çalışıyordum. "Bu kadar mı çok seviyorsun bu kızı. "Onun adını ağzına alma lan! Diye kükredi Hazar. "Her şeyi biliyorum lan! Diye gürleyen Hazar'ın sesini duymamla tekrar ayıldım. Ama hareketsiz dinlemeye devam ettim. Kime bağırıyordu. "Bütün suç senin Hazar. Şahin! Başımı hafifçe yana, gözlerimi yanımdaki Hazar'a çevirdim. Aynı anda Şahin'in Hazar'a yumruk attığını gördüm. " Onu benden sen aldın. "Seviyordum lan." Dedi Hazar'ı kazağının yakasında tutarak. "Bu yüzden mi. Hamileydi lan..! " Dedi Hazar. "Karnında bebeği ile aldın onu benden. Onu aldın ama beni öldüremedin. Beni niye öldürmedin laaann! " Şahin'e baktım. Hazar: Dediğinde Şahin patladı. Sandalyedeki Hazar'ı omuzlarından tutarak karnına arka arkaya dizini geçirdi. Hazar'ın inleme sesini duyuyordum. "Öleceksin Şahin. Şahin geri çekildi. Arka arkaya nefes alarak belinden silahını çekti. "Kim ölecek göreceğiz. Hazar: "Sakın!" Dedi. "Sakın ona dokunma." "Onun bu durumla alakası yok. Dedi. Sesindeki acı barizdi. "Ne oldu koca Hazar. Ama yalvarırsan..! Bir süre sessiz durdu. "Bırak onu Şahin." "Bırak, onun suçu yok. "Yapma! " Dedim kısık sesimle araya girerek. "Keşke daha uzun yaşasaydım." Dedim gülümseyerek. "Belkide sana aşık olurdum..." Aynı anda. Ellerimi göğsüne bastırarak bütün gücümle elektiriğimi karşımdaki adama yükledim. İki elimi iki yana açarak iki büyük elektirik küresi oluşturdum. Tuncay ve Hazar'ın yanındaki adam ne olduğunu anlayamadıkları için korkuyla üzerime ateş etmeye başladı. Bu kez gücüm yerindeydi. Kurşunlar bedenime dokunmuyordu. Aldırmadan Hazar'a çevirdim yüzümü. Kocaman gözlerle bana bakıyordu. "Ge- Gece? Kelebek...?" " Yalanların sonu Gece'nin gerçeği." Dedim hüzünle. Sonra yerde yatan adama Şahin'e baktım. Sersemlemiş şekilde sırt üstü yerdeydi. Yanına gelip üzerine oturdum. Bir elimi gırtlağına dayarken bir elimde hâlâ elektrik yüklü küre vardı. Tuncay'a döndüm. "Hazar'ı çöz. Tuncay, önce Şahin'e baktı. "Sen nesin böyle?" Diye sordu. Şahin'e yaklaştırdım yüzümü, "Söyle bıraksın Hazar'ı. Dişlerini sıkarak inledi. "Bırak! Tuncay hızlı adımlarla Hazar'ın yanına giderek ellerini çözdü. Hazar ayağa kalktığı gibi Tuncay'a attığı kafayla onu yere serdi. Ağır adımlarla yanıma yaklaştı. "Gece..." Dedi. Hazar'a bakamadım. "Çık burdan Hazar Gökdemir." Demiştimki dışardan silah sesleri gelmeye başladı. Hazar'ın adamları bizi bulmuştu. "Hazar çık. "Hayır. Bırak onu benimle gel." Dedi elini uzatarak. "Olmaz çık." Demiştimki kapıdan Alpay ve İbo girdiler. İkiside bana bakarken, "Olamaz gözlerin." Dedi İbo. Dişlerimi sıkarak, "İbo çıkın! İbo koşarak gelip Hazar'ı kolundan tutarak, "Çıkalım." Dedi. "Hayır." Dedi Hazar. "Onuda almadan gitmiyorum. " İbo: "Hazar Bey onun bi şansı var bizim olmaz.Gitmezsek kızarırız durum tehlikeli çıkalım. Alpay yardım et." Dediğinde ikisi zorla çıkardılar Hazar'ı Onlar kapıdan çıkarken benim gücüm tamamen benden ayrı şekilde büyük bir dalgalanma ile serbest kaldı. ********************************** Bölüm sonu canlarım Beğeni ve yorumlarınızı bekliyorum. |
0% |