Yeni Üyelik
24.
Bölüm

🦋H.K 24 Hoşçcakal 🦋

@azamet_29_2

"Hazar çık.
Sana zarar vermek istemiyorum."

"Hayır.
Bırak onu benimle gel."

Dedi elini uzatarak.
Şuan gücüm çok fazlaydı ya kendime ya etrafıma zarar vermek üzereydim.

"Olmaz çık."

Demiştimki kapıdan Alpay ve İbo girdiler.

İkiside bana bakarken,
İbo'ya baktım.

"Olamaz gözlerin." Dedi İbo.

Dişlerimi sıkarak,
Dişlerimi sıkarak,

"İbo çıkın!
Şu aptalıda çıkarın! Sınırlarımdayım." Dedim.

İbo koşarak gelip Hazar'ı kolundan tutarak,

"Çıkalım." Dedi.

"Hayır." Dedi Hazar.

"Onuda almadan gitmiyorum. "

İbo:

"Hazar Bey onun bi şansı var bizim olmaz. Gitmezsek kızarırız durum tehlikeli çıkalım. Alpay yardım et."

Dediğinde ikisi zorla çıkardılar Hazar'ı.

Onlar kapıdan çıkarken benim gücüm tamamen benden ayrı şekilde büyük bir dalgalanma ile serbest kaldı.
Etrafımdaki her şey bir anda alev aldı.

Gücümün fazlası benden bağımsız şekilde bedenimden ayrılmış üzerinden geçtiği her şey bir anda yanmaya başlamıştı.

Duvarlar, tavan, yerler, depodaki büyük kasalar herşey şuan cayır cayır yanıyor büyük alevler çıkışı bile perdeliyordu.

Zar zor kalkıp sendeleyerek ayakta durmaya çalıştım. Gücümün yeniden dengesiz şekilde vücudumda biriktigini hissediyordum.

Öyleki kendi canımı yakıyordu.
Bütün vucuduma iğneler batıyordu sanki.

Acıyor! Dedim ağlamaklı.

Az önceki durum dengemi tamamen bozmuştu.
Sanki gücüm benden bağımsız hareket ediyordu.
Ellerime kollarıma ve vücuduma baktım. Elektirik dalgaları bir örtü gibi vücudumu sarmalamıştı.
Zar zor yürümeye çalışarak çıkışa yöneldim.

Şuan canımı ağlatacak kadar yakan gücüm aynı zamanda alevlerin bana zarar vermesinide engelliyordu.

Alevlerin arasından ağır adımlarla geçerek, kapıya doğru ilerlerken zihnimin bulandığını düşüncelerinin donduğunu hissettim.

Düşünemiyordum.
Hipnoz olmuş gibi aynı şeyi sayıklıyordum sadece.

Burdan çıkmalıyım!
Burdan çıkmalıyım!
Çıkmalım!

🦋🦋🦋

Şahin'i ve yerini bulduktan sonra ilk işim yeni eve geçmek için erkenden yola çıkmak oldu.

Önce Gece'yi emniyetli olan yeni yere alıp daha sonra Şahin'in peşine düşecektim.
Bana yaşattıklarını misliyle ödeyecekti.
Gelen adamlar ve araçlar dışarıda hazır olunca ben ve Gece'de hazırlanıp indik.

Alpay ve İbo'da aşağıda bizi bekliyordu.
Herkes hazır olunca dışarıdaki arabalara binip korumalarla birlikte yeni eve doğru yola çıktık.

Hareket ettiğimizden beri içimde bir sıkıntı vardı ve huzursuzdum.

Gözüm sürekli dışarıdaydı. Sanki aynı şeyleri yeniden yaşacağız korkusu ruhuma işlemişti.

Gece'nin yeni evle ilgili sorularına tek kelime ile cevap verip yine dışarıya odaklanmıştım.
Tehlikeyi dışardan beklerken bir anda arabanın ön koltuğunun altından dumanlar çıkmaya başladı.

Alpay'ın,

"Abi gaz." Demesiyle Gece'yi kendime çekerek yüzünü göğsüme bastırdım.

Yine olmasına izin veremezdim Gece'ninde benim yüzünden zarar görmesine izin veremezdim.

Ama soluduğumuz gaz bizi etkilemeye başlayınca çaresiz kaldım.
Son hatırladığım şey Alpay'ın arabanın kontrolünü kaybedişi ve devrilen aracınızdı.

*****

Yüzüme çarpan soğuk suyla uyandım. Başımı iki yana sallayarak yüzümdeki ve gözlerimdeki sudan kurtulup gözlerimi açtım.

Biri üzerime soğuk suyu boca ederek gitmişti.

İlk anda nerde olduğumu algılayamadım. Zihnim ve gözlerim hâlâ bulanıktı.
Sadece öksürerek nefes almaya çalışıyordum.
Bir süre sonra olanlar beynimde flaş gibi patlayınca panikle kendime ve etrafima baktım.

Bir sandalyede ve ellerim arkamdan bağlıydı. İki metre kadar ötemdede Gece bir sandalyede bağlı ve kendinde değildi. Başı önüne düşmüş dağılan saçları yüzüne dökülmüştü.

"Gece!"
Diye bağırdım.

"Gece iyimisin.
Gece uyan.
Gece!!"

Derken bütün gücümle kollarımı kurtarmaya çalışıyordum.
Ama bileklerimden ve kollarımdan bağlıydım.

O anda arkamda olduğunu sonradan anladığım biri saçlarımdan tutup başımı geriye yatırarak,

"Sakin ol Hazar Gökdemir.
Kız arkadaşın iyi merak etme.
Senin kadar dayanıklı değilmiş hâlâ uyuyor." Dedi.

Tepemde bana bakan adama baktım.

"Çöz lan ellerimi.
Çözde seni parçalarına ayırayım.

ÇÖZ.!!
ÇÖÖZZ!! " Dedim debelenerek.

"Sakin ol Gökdemir.
Hemen kükreme."

Arkamdaki orospu çocuğu ellerini saçımdan çekince, bana doğru gelen ayak seslerine ve sesin sahibine çevirdim bakışlarımı.

Şahin ve yanında bir adamı bana doğru geliyordu. Şahin yanımda dururken adamı Gece'nin yanına ilerlerek durdu.

Şahin'e değil adamına odaklandım.

"Ona dokunursan seni canlı canlı doğrarım."
Dedim.

Adam Gece'nin çenesinden tutarak başını yukarı kaldırdı.

"Çek lan ellerini ondan, gebertirim lan, gebertirim seni."

"Tuncay...
Kızdırma Hazar Beyi. Dedi Şahin alaycı şekilde.

"Ama unutma Hazar en ufak diklenmende kızın beynini patlatacak Tuncay. " Diyede ekledi.

Seni böyle çaresiz görmek ne kadar keyifli bilemezsin." Dedi ardından

Hareketsiz öylece kaldım. Çünkü Gece ile tehtit ediyordu beni.

"Bu kadar mı çok seviyorsun bu kızı.
Bade'den demi çok."

Dediğinde dişlerimi birbirine geçirdim.

"Zavallı Bade.
O senin gibi biri yüzünden toprağın altına girerken sen başka kızların koynundasın. Yazık."

Diyince patladım.

"Onun adını ağzına alma lan!
Dilinle kirletme onun adını."

Diye kükredim.

"Her şeyi biliyorum lan!"

Derken yüreğimdeki acı ilk günkü hâline dönmüştü.

"Nasıl yaptın lan nasıl!?
Beni geçtim.
Nasıl yaptın, nasıl kıydın ona!
Seni şerefsiz nasıl kıydın!!"

Diye bağırdım.

"Bütün suç senin Hazar.
Onunla evlendiğin için öldü. Senin yanında olduğu için öldü.

Onu benden sen aldın.
Ölümüne sen sebep oldun."

Diyerek vurmaya başladığında,
sadece sustum.
Bu yumrukları onu koruyamadığım için ceza olarak kabul ettim. Hak etmiştim.

"Seviyordum lan."

Dedi kazağımın yakasından tutarak.
Tam herşeyi anlatıp sevdiğimi söyleyecekken bana gelerek evleneceğinizi söyledi.
Onu benden çaldın." Dedi.

"Bu yüzden mi?
Beni öldürüp onu kandırmaya karar verdin. Namussuz, şerefsiz."

Dedim.
Şahin Bade'yi ne kadar saplantı yapmıştıki beni öldürmeyi ve ona sahip olmayı istemişti.

Hamileydi lan..! "

Dedim içim yana yana
Şahin'nin gözlerine bakarak.

"Karnında bebeği ile aldın onu benden. Onu aldın ama beni öldüremedin. Beni niye öldürmedin laaann! "
Diye haykırdım.

Ölememiş Bade'nin acısıyla yaşamaya mahkum olmuştum.

"Bugün burdan ya sen, ya ben.
Sadece bir kişi çıkacak Şahin."

Dedim tehditkâr.
Duyduğu şeyle Şahin beni omuzlarımdan tutarak karnıma arka arkaya dizini geçirdi.

Aldırmadım,dişimi sıkıp sıramı bekledim.

"Öleceksin Şahin.
Seni gebertmeden yaşamak bana haram." Dedim.

Şahin geri çekilip arka arkaya nefes alırken silahını çekti.

"Kim ölecek göreceğiz."

Dedi.
Kendinden çok emindi.
Ama önce acılardan acı beğen Hazar Gökdemir."

Diyerek Gece"nin yanına geçti.
Niyeti anlamıştım.
Onun canını yakarak benden intikam alacaktı.

"Sakın!
Sakın ona dokunma."

Dedim hırlayarak.

"Onun bu durumla alakası yok.
Beni öldürmek istiyorsan öldür.
Ama onu bırak gitsin.
Onun bir suçu yok.
Gece hasta. Ona dokunma. "

Diyerek geri adım attım.
Başka çarem yoktu. Gece'ye zarar gelmemeliydi.

"Ne oldu koca Hazar.
Birden yumuşadın.
Bu kız senin için çok kıymetli demekki. Önce onu sonrada seni gebertecem lan!"

Dediğinde içimde bir korku peydah oldu. Şuan ona engel olamamak beni delirtiyordu.

"Ama yalvarırsan..! "

Dedi.
Yalvarmamı istiyordu.

"Bu kızı bırakmam için bana yalvarırsan...
Belkide acırım o zaman."

Yalvaracakmıydım?
Onu bırakacaksa gurur yapmaz yalvarırdım.
Sonra bana ne olacağını umursamazdım.
O kurtulsun yeterdi.

"Bırak onu Şahin."
Dedim başını kaldırıp Şahin'e bakarak,

"Bırak,onun suçu yok.
Benim yüzümden oda ölmesin. Lü.t.!!!"

Cümlem o an kesildi.

"Yapma! "

Gece uyanmıştı.
Kısık sesiyle araya girip,
" Yapma!" Diyordu.

"Senin gibi güzel seven biri kimse için bu şerefsize yalvaramaz."

Duyduğum şeyle başı öne eğik konuşan Gece'ye baka kaldım.

"Keşke daha uzun yaşasaydım.
Belkide sana aşık olurdum..."

Dediğinde bu kez şok oldum.

Gece'ye bakarak söylediği şeyi sindirmeye çalışırken şokun büyüğünü yaşadım.

Gece birden ellerini arkasından çıkarıp Şahin'in silahını elinden alıp kenara attı.
Ben ne olduğunu anlama çalışırken.

İki elini Şahin'in göğsüne koyduğunda Şahin birden bir iki metre geriye sırt üstü düştü.

Gördüğüm şeye inanamadım.
Sanki karşımda Gece değil bana da aynı şeyi yapan Kelebek vardı.

İki elinde iki büyük elektirik küresi görünce ne oluyor nasıl oluyor kafam karışmıştı.

Karşımdaki Kelebek mi, yoksa Gece miydi.
Yoksa ikisi aynı kişimiydi.

Tuncay ve yanımdaki adam Gece'yi öyle görünce korkarak ateş etmeye başladı. Ama kurşunlar üzerinden sekiyordu.

Gece yüzünü bana çevirdi.

Hâlâ kocaman gözlerle ve şaşkın ona bakıyordum.

"Ge- Gece?
Senn...

Kelebek...?" Dedim.

Emin olmuştum.
Gece ve Kelebek aynı kişiydi.
Yani bana yalan söylemişti.
Haftalardır bana yalan söylüyordu.

" Yalanların sonu Gece'nin gerçeği." Dediğinde oda itiraf etmiş oldu.

Sonra yerde yatan Şahin'in yanına gelip üzerine oturdu. Bir eli Şahin'in boğazındayken bir elimde hâlâ o elektrik yüklü küre vardı.

Tuncay'a bakıp

"Hazar'ı çöz.
Yoksa öldürürüm sahibini." Dedi.

Tuncay, Şahin'e baktı.
Şahin, afallamamış korku dolu kocaman gözlerle bakarak,

"Sen nesin böyle?" Diye sordu Gece'ye.
Hayatında bir daha göremeyeceği bir şeyle karşı karşıyaydı Şahin.

Gece:
"Söyle bıraksın Hazar'ı.
Yoksa seni kızartırım."

Dedi yerde yatan adamı dahada şoklayarak.

Şahin dişlerini sıkarak,

"Bırak!
Tuncay bırak!" Diyebildi.

Tuncay hemen yanıma gelerek ellerimi kollarımı çözdü.
Ayağa kalktığım gibi Tuncay'a kafa atarak yere serdim.

Hala Şahin'in üzerin de oturan Gece'ye yaklaştım.

"Gece..."

Dedim. Hâlâ inanamıyordum.
Bu nasıl oluyor aklım almıyordu.

Cavap vermedi yüzüme bile bakmadı.

"Çık burdan Hazar Gökdemir."
Dedi sadece.

O anda dışardan silah sesleri gelmeye başladı.
Alpay bizi bulmuş olmalıydı.

"Hazar çık." Dedi Gece tekrar.
"Sana zarar vermek istemiyorum."

Bana zarar verebilirmiydi. Yaparmıydı.

"Hayır." Dedim.
"Bırak onu benimle gel."

Elimi uzattım.
Ne olursa olsun, kim olursa olsun, onu bırakamazdım burda.

"Olmaz çık." Demiştiki kapıdan Alpay ve İbo girdi.

İbo'nun Gece'ye odaklandığını gördüm.

"Olamaz gözlerin." Diyince önüne geçip Gece'ye baktım.

Gözleri elektirik yüklüydü.
Birkez daha hayretler içinde baka kaldım. Anlık bu kız insan mı değilmi diye sorgulamadan edemedim.

Gece dişlerini sıkarak konuşmaya başladı.

"İbo çıkın!
Şu aptalıda çıkarın! Sınırlarımdayım." Dedi.

Neyin sınırıydı bu. Sabrının mı?
Gücünün mü?
İbo koşarak gelip kolumdan tuttu.

"Çıkalım!"

"Hayır." Dedim.

"Onuda almadan gitmiyorum. "

İbo:

"Hazar Bey onun bi şansı var bizim olmaz.
Gitmezsek kızarırız, durum tehlikeli çıkalım.
Alpay yardım et."

Dediğinde Gece'nin bu kadar tehlikeli olabileceğine inanmakta güçlük çektim.

Oysa arada bir inadı tutsada çok tatlı, nazik esprili bir insandı.
Yoksa değilmiydi. Yoksa numaramı yapıyordu.

Kafamda deli düşünceler Alpay ve İbo'nun aynı anda çekiştirmesiyle zorla dışarı çıkarıldım.

Kapıdan çıkıp geri geri bir kaç adım gitmiştim ki bir anda büyük bir enerji dalgasıyla yere savrulduk.

Ben, İbo, Alpay hatta bizden daha uzakta olan diğer adamlarım bile yerdeydik.

Kulaklarımdaki uğultu ve beynimdeki çınlamayla gözümü açarak yerimde doğrulduğumda yanımdaki İbo'yu gördüm.

Dizlerinin üzerinde depoya doğru,

"Geceeee!!" Diye bağırdı.

Gözlerindeki korkuya ağlaması eşlik ediyordu.
Başımı depoya çevirdiğimde deponun alevler içinde yandığını gördüm.
Bu nasıl olmuştu?
Gece mi yapmıştı?
Nasıl yapmıştı?
Nasıl bu kadar tehlikeli olabiliyordu?

Aklım başıma gelir gelmez hızla yerimden kalkıp depoya doğru koştum.

Ama daha yaklaşamadan Alpay önüme geçip ellerini göğsüme dayatarak,

"Abi dur.
Nereye." Dedi.

"Çekil!
Alpay çekil!
Gece!
Gece içerde kaldı.
Onu çıkarmalıyım.
Bırak!"

"Olmaz abi.
Giremezsin!
Oraya girilmez!
Sende ölürsün! "

Ölürsün.?
Hayır.
Hayır Gece ölmüş olamaz!
O.. Ölmüş olamaz!"

Yanımdaki İbo'ya baktım. Elleri dizlerinde başını öne eğmiş öylece ağlıyordu.
Gece. Ölmüştü.
Benim için kendinimi feda etmişti.
Sevdiğim biri yine benim yüzümden mi ölmüştü.

"Hayır." Dedim.
Hayır inanmam.
Görmeden inanmam.
Çekil Alpay."

Dedim Alpay'ı yakasından tutarak kenara fırlatırken.

İçeri girip bakacaktım.
Gözlerimle görmeden onun öldüğüne inanamazdım.

Alpay yerinden kalkıp tekrar önüme geçti.

"Abi ne olur yapma!"

"Alpay!"
Diye haykırdım yakasından tutup havaya kaldırarak.

O anda gördüğüm şeyle Alpay'ı bırakıp karşımdaki şeye baktım.

Alpay yere düşerken gözlerim depodaki alevlerin arasından zarar görmeden çıkan kızda, Gece deydi.

Bütün vücudu elektrik yüklü bir örtü ile kaplı gibi görünüyordu.
Halsiz yavaş adımlarla yürüyerek bir kaç adım sonra durdu.

Dizlerinin ve ellerinin üzerine bıraktı kendini.
Bütün vücudu elektrik yüklü ve parlıyordu.

Bütün vücudu elektrik yüklü ve parlıyordu
Hızla yanına geldim.

"Gece?" Dedim elimi uzatarak.

"Dokunma uzak dur." Diyen İbo kolumdan tuttu.

"Kızarmak mı istiyorsun?"

İbo Gece'nin yanına çökerek,

"Gece." Dedi.

Cevap vermedi Gece.
Sadece hızlı hızlı nefes alıyordu.

İbo tekrar,

"Gece iyimisin?" Dediğinde başını yavaşça kaldırarak baktı İbo'ya.

"Acıyor.!
Çok acıyor...
Gidin...
Zarar vermek istemiyorum."

Dedi ağlamaklı.
O an ciğerimin söküldüğünü hissettim.

Ellerim saçımda çekiştirerek olduğum yerde döndüm. Gece karşımda acı çekiyor ama çare olamıyordum.

İbo'yu yakasından tutarak,

" Ne yapabiliriz." Diye sordum.

"Ben...
Ben bilmiyorum.
Neden böyle oldu bilmiyorum.
Gücü hiç bu kadar dengesiz olmamıştı. Hem Gece'ye hem etrafına zarar verecek dereceye gelmemişti hiç. "

Çaresizce Gece'nin yanına eğildim.

"Gece." Dedim

"Gece.
Söyle...
Ne yapabilirim,söyle!"

"Sadece git.
Git Hazar...
Sana zarar vermek istemiyorum."

Dişlerini sıkmaya başlayarak,

"Gidin diyorum." Dedi yüksek sesle.

"Lütfen!" Dedi sonra.
Bu kez yalvarırcasına çıktı sesi.

İbo ve Alpay'a,

"Adamlarıda alın uzaklaşın." Dedim.

Önce itiraz ettiler.

"Gidin dedim!" Diye bağırdım.

Alpay:

"Abi sen?"

"Ben gelmiyorum."

"Ama abi."

"İkiletmeyin.!
Gidin lan!" Diye kükredim

İbo ve Alpay istemeden uzaklaşırken,

Gece:

"Kontrol edemiyorum.
Sende git. Şuan yanımda olman çok tehlikeli."

Dedi zor çıkan sesiyle.
Acıdan dişlerini sıkıyordu.

"Hayır."
Dedim.

"Seni bırakmayacağım."

"Git Hazar.
Ne olur git."

"Hayır.
Bu kez olmaz."

Başını kaldırarak bana baktı.
Yine burnu kanıyordu.

"Özür dilerim.
Yalanlarım için."

Dedi.
Gülümsemeye çalışsada yapamadı. Acısı engel oldu.

Yere dayadığı ellerini yumruk yaptı.

"Aaahh!"
Dedi acıyle doğrularak.

Gücünün etkisiyle bağından kurtulan saçları rüzgarda kalmışcasına dalgalanırken,

"Git burdan." Dedi yine.

Canının yandığını izlemek benim canımı daha çok yakıyordu. Dayanamadım onu böyle görmeye.

"Acı çekişine çare olamıyorsam ortak olurum." Dedim.

Acıyla dişlerini sıkan Gece'ye sarıldım. Hiç düşünmeden çekip bağrıma bastım. Vücudundaki elektiriğin ne kadar acıttığını o zaman farkettim.

Kelebekken evde bana yaptığı bunun yanında hafif kalıyormuş.
Bu acı dahada artarsa insanın etini kemiğinden sıyırabilirdi.

Küçük bedeniyle buna nasıl dayanabildiğini düşündüm. O anda vücudundaki elektirik dalgası bir doz, ve bir doz daha arttı.
Onun gibi bende dişlerimi sıkmaya başladım. Bu güç nasıl bir şeydi böyle..

Gece anlayamadığım şekilde,

"Hoşçakal." Dedi kısık sesiyle.

"Sakın!
Ya birlikte gidecek ya birlikte kalacağız." Dedim.

Aniden gücü kesildi.
Kucağıma yığılıp kalırken bende onunla birlikte kendimi yerde buldum.

Bir süre vücudumdaki acının geçmesini bekledim.
Derin ve arka arkaya nefesler alarak gözlerimi açtığımda göğsümde sıkı sıkı sarıldığım kıza baktım.
Cansız öylece yatıyordu.

Yanıma yere bıraktım kızı.

"Gece." Dedim.
Gece,iyimisin? "
Ama ne cevap verdi nede hareket etti.

Korkuyla boynuna dokundum.
Yoktu, nabzı atmıyordu.
Dahada artan korkumla.

"Gece? Dedim.
Gece yapma!
Sakın yapma!
Ne olur yapma bana bunu."

Gece'yi sırt üstü çevirip ellerimi kalbini üzerine koydum.
Kalp masajı yapmaya başladım.
Koşarak yanıma gelen İbo,

"Geceee!" Diye haykırdı.

"Alpay araba." Diyebildim.

Alpay arabayı getirmeye giderken,derin bir nefes alıp
Gece'nin dudaklarına bastırdım dudaklarımı.

Nefesimi ciğerlerine üfledim.
Sonra birkez daha nefes alarak yine dudaklarına kapandım.
Yine ciğerlerine üfledim nefesimi.
Şuan yapabilsem canımı alır canına katardım. Ömrümden alır ömrüne eklerdi.

Tek yapabildiğim üzgün kalbine masajdı.
Tekrar tekrar yaptım aynı şeyi.
Bir nefesimden ciğerlerine üflüyor bir kalp masajı yapıyordum.
Ama işe yaramıyordu dönmüyordu.
Kendi gücü kendine zarar vermişti.

Pes etmedim. Devam ederken,

"Hadi Gece.
Dön bana.
Ne olur sende gitme."

Dedim ağlamaklı.

Bir kere daha nefes alarak dudaklarına kapandım. Ciğerlerine üfledim ciğerlerimdeki bütün nefesi.

İçimden,
"Ne olur." Dedim.
Ne olur Allah'ım Gece'yi de alma.

Geri çekildiğimde Gece derin bir nefes alarak öksürmeye başladığında üzerimden dünyanın kalktığını sandım.
Hemen yan çevirip rahat nefes almasına yardım ettim. Bir yandan hâlâ öksürüyordu.

"Gece.
Gece'm...!
İyimisin?
İyiyim de ne olur."

Dediğimde hem öksürdü hem başını salladı.

Yerden kalkarak Gece'yi kucağıma aldım.

"Alpay, İbo hastaneye gidiyoruz.
İbo Ahu'yu ara Mehmet beyi ve acil doktorunu çağırsın."

Kucağımda Gece ile arabaya bindim.
Alpay ve İbo da öne bindi.
Alpay gazı köklerken İbo Ahu'yu arayıp herşeyi anlattı.

Gece başını göğsüme dayamış sessiz ve gözleri kapalıydı.

"Gece?" Dedim
Ama cevap vermedi.

"Gece." Dedim tekrar sarsarak.

"Uykum var." Dedi zorlukla.

Derin bir nefes aldım duyduğum sesiyle.
Yarım saat kadar sonra hastane aciline girmiştik. Hızla arabadan inip içeri girdim.
Mehmet, Acil doktoru ve Ahu bizi bekliyordu.
Müdahale odasına girerek Gece'yi yatağa bıraktım.

İbo anında koluma yapıştı.

"Sırrını söyleyemeyiz. Ne diyeceğiz.?"

Dediğinde acil doktoru,

"Nesi var." Dedi.

Bir Gece'ye birde İbo ve Ahu'ya baktım.

" Yüksek voltaj elektirik çarptı. Kalbi durmuştu. Kalp masajı ve suni teneffüs yaptım" Dedim.

Elektrik kaynağı kendiydi diyemedim.
Acil doktoru muayene ederken Mehmet'e de,

"Çarpma sonrası yine burnu kanadı." Dedim.

"Hazar Bey MR çekmemiz lazım.
MR olmadan olmaz. Geçen seferde izin vermedi ama böyle bir teşhis koyamayız.
Tümörün son durumunu bir sene önce görmüş doktoru.
Son durumu ne bilmiyoruz.
Böyle uzaktan anlayamayız " Dedi.

"Tamam çekelim. Bu kez dinlemem zaten." Dedim.

"Tamam ben gidip hazırlık yapayım." Diyerek çıktı Mehmet.

Diğer doktor muayeneyi bitirerek yanımıza geldi.

"Şuan için kötü birşey görünmüyor."

Dedi.
Hemşire hanımı yollayayım kan örneği alsın diyerek çıkınca Ahu yanıma geldi hemen.

"Hazar Bey ne MR ı.
MR falan çekemeyiz."

"Bu kez kaçamaz. O MR çekilecek."
Dedim Gece'ye bakarak.

Ahu:

"Öylemi dersiniz.
Gece uyanmadan imkanı yok."

Dedi.

"Uyanmadan olması daha iyiya itiraz edemez. Siz ne biçim arkadaşsınız?"

Dedim sinirle.

İbo:

"Hazar Bey bunun arkadaşlıkla ilgisi yok."

Dedi masadan aldığı makası aniden Gece'ye fırlatarak.

"Dur.!" Demeye kalmadan makas üzerinden sekerek yanındaki duvara saplandı.

Gece'yi o aletin içine ondan habersiz sokarsak aletle birlikte hastaneyi yakar.

İbo'yu o an boğmak istesemde maalesef haklıydı.

Gece'nin uyanmasını bekleyecektik başka çaremiz yoktu.

Yavaşça Gece'nin yanına geldim. Elimi saçlarının üzerinde gezdirerek.

"Gece çabuk uyan." Dedim.

*******************************

Evvet bölüm sonu canlarım.
Beğeni ve satır arası yorumları merakla bekliyorum.


 

Loading...
0%