Yeni Üyelik
28.
Bölüm

🦋H.K 28 Umut🦋

@azamet_29_2

Aptala dönen ikiliyi arkamda bırakıp merdivenlere yöneldim.
Gece'yi üst kattaki odaya çıkarıp yatağa bıraktıktan sonra üzerini örterek yanına oturdum. Seni pil kılıklı. Boyundan büyük dert olabiliyorsun. Ama bundan sonra izin vermem.
"Dert olacaksanda benim yanımda olacaksın. Öleceksende benim yanımda öleceksin."

Dedim elimi yanağına koyarken.
Teninin soğukluğunu tekrar hissettiğimde üzerindeki örtüyü biraz daha sardım bedenine.
O çatının tepesinde kim bilir ne kadar durmuştu.
Onu orda o halde bulduğum âna geri döndüğümde. O üzgün perişan hali ve canına kıymak istemesi aklıma gelince sol yanımdaki acılara bir tane daha eklendi.
Oysa biraz daha beklese, kaçıp gitmese, bu kadar üzülmek, işkence gibi geçen 3 gün geçirmek zorunda kalmayacaktık.

"Ah Gece. Ne yapacağız senin bu inadınla.
Sana ne kadar kızarsam kızayım yinede şuan yanımdasınya bu bana yeter. Seni görüyor ve dokunabiliyorumya hiç birşey umurumda değil artık.
Ve bu sefer ne olursa olsun kaçmana, kaybolmana,benden uzaklaşmana izin vermeyeceğim."

Gece'nin göründüğü gibi biri olmadığını,içinde neler biriktirdiğini son birkaç günde daha iyi öğrenmiştim. Her ne kadar belli etmemeye çalışsada onunda kalbinde kesikler vardı.
Hatta kesiklerden birini ölmek isterken kendi yapmıştı.
Vurdum duymaz hali taktığı kelebek maskesi gibi maskeden ibaretti sadece.
Hastalığını öğrenince her insan gibi oda üzülmüştü, onunda canı yanmıştı. Kendi canına kıymak isteyecek kadar hemde. Sonundada pes edip kabullenmişti ölümü.

Gece 1 gün bile yaşayacak olsa yanında olmak istiyordum.
Onada söyledim.
"Pişman olursun Hazar." Dedi.
"Üzülürsün..."

"Asla olmayacağım! Dedim.

Gece!
Ya gel ömrümüzde kaç gün varsa birlikte geçirelim yada kenara çekil bende seninle geleyim.

Ama beni geride tek başıma bırakma.

Beni kendine buladıktan sonra sonra gitmeye hakkın yok.

Elimi gösterdim.
"Gel ne olur."

Uzattığım elimi tuttu.
Artık o eli bir daha bırakmayacaktım.

Yerimden kalkıp Gece'ye baktım. Yüzüne doğru eğildim.
Kirpiklerine dudaklarına takılmadan edemedim.

"Bu oda şimdilik senin güzelim.
Burda olduğun sürece burda kalacaksın. Ama zamanı gelince..." Demiştimki

O sırada kapı tıkladı.

" Geell."

Gelen Emine hanımdı.

"Hazar oğlum.
Yemek hazır."

" Tamam Emine Hanım. Bir duş alıp iniyorum."

Emine Hanım çıktıktan sonra kendi odama gitmeden önce Gece"nin düşmemesi için iki tarafına çocuk gibi yastık bırakıp odama giderek hızlı bir duş aldım. Yine hızlıca giyinip saçlarımı havluyla kurulayarak Gece'nin yanına geri döndüm.

Kesin yerde diye düşünürken onu yatakta uyur görünce şaşırdım doğrusu. Çünkü şaşılacak şekilde santim kıpırdamamıştı.
Belki düzgün yatmaya alışmıştır diye düşünerek odadan çıkıp aşağıya indim.

Ahu, İbo ve Alpay beni aşağıda bekliyordu. Bende inince mutfağa geçerek masaya oturduk.

Alpay:

" Abi müsadenle ben gidip diğer işlere bakayım."

"Önce yemeğini ye Alpay. "

"Sağol abi ben çocuklarla..."

"Alpay. Otur yemeğini ye!"

Alpay en yakınımdı. Abisi benim yüzünden ölsede beni bırakmadı kin tutmadı. Hiç bir zaman suçlamadı. Abisinin bıraktığı yerden o devam etti. Bu yüzden benim yanımda yeri ayrıydı. Israrımla oda oturdu masaya.

Ahu elindeki çatalla oynayarak.

"Hazar Bey.
Şimdi ne olacak.
Yani Gece.
Hastaneye gidip o doktorumu görecek mi.?"

"Önce bi ayılıp kendine gelsin.
Oturup konuşacağız.
Hastaneye mi gider michael mı eve gelir bilmiyorum."

"Gece'nin durumunu o doktora söyleyecekmisiniz?" Dedi İbo.
"Duymayan kalmaz."

"Bilmiyorum.
Söylemezsek de tümörün nasıl küçüldüğünü anlayamaz.
Belki başka hastalarada yarayacak bir şeyden mahrum kalır.
Bilemiyorum. Ne yapacağımızı o zaman düşünürüz."

Yemek bitene kadar yapabilecegimiz yada yapamayacağımız şeyler hakkında çeşitli fikirler yürüttük durduk. Sonunda Doktoru eve davet etmek mantıklı gelince buna karar verdim. Ama ondan önce yine MR çekmek gerekecekti. Tümörün son hali bizi ikna etmeliydi. Bu bir kaç günde yeniden küçülmüş müydü acaba. O an aklıma gelen şeyle

"İbo."

"Efendim abi."

"O öğrenci çocuğa haber verdin mi?"

"Verdim abi.
Hâlâ metroda Gece'yi soruyordu.
Bulduğumuzu duyunca cok sevindi. Bir ara görmek için ziyarete gelmek istedi.
Tabi İzin verirsen."

"O kim İbo?"

"Arkadaşımızın bir arkadaşı daha varmış Ahu. "

"Öylemi kimmiş.?"
Bu yıl tıpdan mezun olacak bir öğrenci. Çocuk taksicilik yaparken tanışmışlar."

"Bak sen nasıl biri?"

Yerimden kalkarak mutfak kapısına doğru yürüdüm.

İbo:
"Nereye abi."

"Gece'yi kontrol edeceğim. Malûm arkadaşınız yatmayı bilmiyor."

"Bizde geliyoruz."

Diyen Ahu baktım.

"Uyusada gitmeden görmek istiyoruz.
Sonrada eve gideriz.
Malûm iznim bitti. Yarın hastanede olmam lâzım."

Sessiz kalarak yürümeye devam ederken onlarda peşimde yukarı çıktık.

"Sessiz olun." Diyerek kapıyı araladığımda bir kez daha hayretler içinde kala kaldım.
Kocaman gözlerle Gece'ye bakarken,arkamdaki İbo:

"Abi ne oldu." Diye sorunca kapıyı biraz daha açtım.

Gözlerim Gece'de İbo'yu ensesinden tutup öne doğru yanıma çektim.

Gece'yi göstererek,

" Bilmediğim başka birşey varsa şimdi söyle İbo. Kendim öğrenirsem kötü olacak." Dedim bıkkın şekilde.

Çünkü şuan Gece yatakta olması gerekirken yatak hizasında, ama havada uyuyordu. Kolları ayrı bacakları ayrı yerlerde dağınık saçları havada dalgalanıyordu.
O elektirik yüklü gücü etrafını sarmış onu öylece havada tutuyordu.
Havada uyuyor oluşuna mı yoksa orda bile deli manyak yatışınamı şaşırsam karar veremedim.

"Bu nasıl oluyor lan."

İbo:

"Waaooo! " Dedi açtığı kocaman gözleriyle.
"Demek böyle oluyormuş."

Dediğinde Ahu yanımızdan geçerek içeri girdi.

"Aaa.! Havada böylemi uyuyormuş." Dedi hayretle.

"İbrahim!" Dedim tıslayarak.

İbo:

"Abi bizde senin gibi ilk kez görüyoruz. Gece hep söylerdi ama hiç denk gelmemiştik."

İbo'nun yüzüne baktım.

"Uyanınca ne olacak.?" Demiştimki.
Gece birden sırt üstü yere düştü.
"Aahh." Diye inlerken hemen yanına gittim. Bir dizimin üzerine çökerek elimi başının altına koyup yerden yükseltirken

Arkamdaki İbo:
Uyanınca böyle oluyormuş demekki. Dedi gülerek.

Ahu İbo'nun omuzuna vurarak yanından geçip Gece'nin yanına gelirken.

"İyimisin.? " Dedim.

Eli başında doğrulurken konuşmadan baygın baygın baktı yüzüme.

İşaret parmağını kaldırıp yavaşça yüzüme değdirdi.
Sonra çekti ve yine değdirdi.
O bana şaşkın ben ona garip şekilde baktım.

"Gerçeksin."

"Anlaşılan hala ayılamamışsın." Dedim gözlerimi devirerek.
Yerden kaldırıp yatağa oturttum. Elimle başının arkasını yoklarken gözlerini tekrar kapattı. Uykum var diyerek kendini yatağa bıraktı.

Ahu:

"Gece...
Nasılsın arkadaşım? Bizi çok korkuttun."

" Başım ağrıyor. Uykum var.
Uyumak istiyorum.
Ne olur uyuyayım."

Dedi Gece, elliyle başını tutarak.
Hâlâ dili dolanıyordu konuşurken. Anlaşılan alkolün etkisi geçmemişti hâlâ.

Ahu:
"Bırakalım uyuyup dinlensin.
Daha sonra yine görüşürüz."

Ahu yerinden kalkıp kapıya giderken.

"Hazar Bey." Dedi.

"Efendim."

"Gece...
Bur-damı kalacak?"

"Evet." Dedim net şekilde.

"Anladım.
Bize musade, hadi İbo.
Biz çıkalım."

İbo:
" Abi yarın görüşürüz. "

"Görüşürüz."

İkisi çıkarken Gece'ye döndüm yanındaki yastığa sımsıkı sarılmış derin uykuya geçmişti.

Gece nasıl bir kızdı.
Normal bir insan nasıl olurda böyle bir güce sahip olurdu aklım almıyordu.

Uyurken yine aynı şeyin olmaması için üzerini örterek yanına yatıp beline sarıldım.
Bir kaç günün yorgunluğununda etkisiyle benimde gözlerim kapanmaya başlayınca kendimi uykuya bıraktım.

Gözlerimi açtığımda sabah olmuştu. Ve yanım boştu. Anında yerimden fırladım.

"Gece?"
Dedim yüksek sesle.
Aynı anda banyodan sesler gelince hızla kalkıp banyoya girdim.
Gece klozetin önünde yerde kusuyordu.

"Gece iyimisin?"

Dedim yanına çökerek.

"Çık dışarı.
Bakma." Diye çemkirdi.

"Hayır." Dedim elimle sırtını ovalayarak.

"Ne olur çık." Dedi bu kez.

Umursamasan bekledim.
Midesindeki herşeyi çıkarınca belinden tutarak kaldırdım. İki büklüm ve halsiz Gece'yi lavaboya götürürken,

" Bu sana ders olsun.
Bir daha alkol içmezsin."

Dedim bir elim belinde yüzünü yıkarken.

Islak yüzüyle başını kaldırıp,
Gece karası gözleriyle gözlerime baktı.

"Daha iyimisin?"

Yavru bir kedi gibi sessiz bakmaya devam ederken belli belirsiz başını salladı.

"Gel hadi."
Diyerek kucaklayıp odaya götürdüm.
Yatağın üzerine bıraktığımda hâlâ sessiz ellerine bakıyordu.
Yanına oturarak yüzünü elimle kendime çevirdim.

"Neden sessizsin.?
Gece üzülme artık. Herşey yoluna girecek."

Konuşmadı. Sadece başını salladı.

"Gece?"

"Ne diyeceğimi bilmiyorum sadece."

" 3 gündür nerdeydin ordan başla o zaman."

Dedim kollarımı göğsümde birleştirerek.

"3 koca gün ve gece seni aradım.
Aklımdan geçenlerin haddi hesabı yoktu. Nerdedir, ne yapıyordur, hali nedir diye kafayı yeme raddesine geldim."
Sessiz bir kaç saniyeden sonra,

"Her yerde ama hiç bir yerde.
Her yer bana aitti ama ben hiç bir yere ait değildim.
Kendi karanlığımda kaybolmuş gibiydim. Son iki günü doğru düzgün hatırlamıyorum bile.
Aklımdaki tek şey ölüp kurtulmaktı. Doktorların söylediği şeyler.
O şeyleri tekrar duymayı... Bu şeklide duymayı kaldıramadım.
3-4 ay cümlesinden sonrasını kaldıramadım."

Dedi yine gözleri dolarken.

"Aptal Gece'm.
Keşke sonuna kadar dinleseydin.
O tümörün küçüldüğünü söyledi Michael."

Gece heyecanla yatakta dizlerinin üzerine oturdu.

"Hazar.
Gerçekten doğrumu?
Yalan değil değilmi? Ben herşeyden vazgeçmişken,canımdan bile vazgeçmişken bir umut var diyorsunuz. Bu... Bu doğrumu?"

" Doğru.
Michael bir şekilde tümör küçülüyor dedi. Hatta seninle tanışmak muayene etmek ve sebebini araştırmak istiyor. Belki başka hastalarada yarayacak bir çözüm bulabiliriz diyor."

Gece başını öne eğdi. Ellerini dizlerine bastırarak yumruklarını sıkarken gözlerinden düşen damlaları gördüm.
Sonra başını kaldırıp bana baktı.
Gözleri su dolu karanlık kuyulara benziyordu. O hüzünle baktı. Ben umutla baktım.

" Ya...
Ya senin söylediklerin? "

Bir dizimi yatağın üzerine çekerek Gece'ye döndüm yönümü.
Yüzünü avuçlarımın arasına alırken gözlerimiz birbirine kilitlendi.

"Onlar mı?

Onlar dünyadaki herşeyden daha gerçekti Gece.

Gece...
Gece gözlü, Gece.
Beni kara gözlerine bulayan Gece.

Eğer...
Kalbinde, geçmişinden kesikler olan dev dediğin bu adamı, kalbindeki eski ama silemeyeceği izleriyle...
Aklından ve kalbinden silemeyeceği anılarına rağmen kabul edersen, ben ömür boyu hep yanında olmak istiyorum.

Ama kabul etmezsen ben başka bir kadının anıları arasında yaşayamam dersen, kalbime bir kesikte sen atsan bile her ihtiyaç duyduğunda yine yanında olurum.
Uzaktan bile olsa seni yine severim."

Ellerimi yanaklarından çekip aşağı indirerek gözlerine baktım.
Bir süre yüzümde gezdi Gece'nin bakışları.
Sanki sözlerimi tartıyordu.

Sonra sol elini uzatarak gömleğimin açık olan yakasından kalbimin üzerine koydu. Önce eline sonra Yüzüne baktım.
Gözlerini kapatarak,

"Kalbin...
Çok güzel ve büyük. Ordaki küçücük bir oda bile yeter bana. Yeterki yer ver."
Dedi gözlerinden akan yaşlarla.

Duydugum mutlulukla bir anda kolarından tutup kendime çekerek göğsüme bastırdım Gece'yi.
Sarıldım. Sımsıkı sarıldım.
Beni çok mutlu etmişti sözleri.
Az sonra Gece sağ eliyle omuzuma vurmaya başladı.

" Hazar nefes alamıyorum." Dediğinde hemen bıraktım.

"Özür dilerim güzelim."

"Ne dedin.?"

"Özür diledim."

" Hayır diğeri."

"Güzelim...Dedim.
Hoşuna gitmediyse bir daha söylemem."

"Hayır...
Hoşuma gitti." Dedi kızararak.

"Hadi kalk o zaman.
Önce kahvaltı.
Sonra konuşacak çok şeyimiz var."

"Önce bi duş alsam."

"Tamam.
Banyonda gerekli herşey var."

"Ya kıyafet.
Benim Burda kıyafetim yok ki."

"Evet.
Bak bunu unuttum.
Şimdilik benim pijamalardan birini giy. Akşama kıyafetlerin ve ne istiyorsan evden getirtiriz."

"Anlamadım.
Getirtiriz derken.?"

"Bundan sonra burda kalıyorsun."

"Dalga geçiyorsun.
Ben başka yerde uyuyamam dedim ya."

"Bundan sonra tek kalmayacaksın. Bu tedavi işini birlikte takip edeceğiz. Yarın beraber gideceğiz hastaneye.

Hem, dün gayette rahat uyuyordun. Havada bile olsan. "

Derken bir kaşım havadaydı.

"Ne?
S.sen... Gö. Gördün mü.?"

"Gördüm.
Uyandın, yere düştün. Seni kaldırıp tekrar yatağa yatırdım. Uyumak istiyorum diyerek tekrar sızdın. Hatırlamıyormusun?"

"Hayır." Dedi mırıltıyla.

"Sarhoş pil."

"Pil? "

" Evet pil. Bundan sonra sana kızarken pil diyeceğim. Hem küçük hem enerji yüklüsün.
Birde, bir daha alkol alırsan karışmam Gece."

" Bana bir daha pil dersen karışmam Hazar."

" Ne yaparsın?"
Dedim ellerimi yatağa dayayıp yüzümü yüzüne yaklaştırarak.
Gece anında gerilerken,

"Beni yakarmısım yoksa?" Dedim.

Yanakları kızarınca geri çekildim gülümseyerek.

Şaşkın bakan kızı

"Hadi kalk." Diyerek kolundan tutup kaldırarak banyoya götürdüm.
Gece'yi bonyaya iteklerken bende odadan çıkarak hiç kullanmadığım pijamalardan bir takım alarak döndüm.
Kapıyı tıklayarak girdiğimde banyodan gelen su sesiyle duşa girdiğini anladım.
Pijamayı yatağa bırakıp odadan çıktım. Hemen michael'i aramalıydı.

Bunun için telefonumu aradım. Ama ceplerimde yoktu.
Kendi odama geçip etrafa baktığımdada bulamayınca salona bakmak için odadan çıkıp aşağı indim. Koltuğa düşmüş olan telefonu alıp michael' in numarasını çevirdim.

İkinci çalışta açıldı.

"Alo Hazar Bey.
Gece Hanım'ı ikna etiğinizi umuyorum."

Dedi Michael hevesle.
Gece kayıpken beni arayıp Gece ile görüşmek istediğini söyleyince, Gece kayıp diyememiş onun yerine
pisikolojisi bozuk tekrar muayene için ikna etmeye çalışıyorum diye yalan söylemiştim. Git gide Gece'ye benziyordum sanırım.

" Evet. İkna oldu yarın tekrar hastaneye gelmek istiyoruz."

"Bu çok güzel bir haber.
Yarın sabah mutlaka bekliyor olacağım. Eğer erken gelirseniz MR ve Tomografi de çeker emin oluruz.
Mesela 8 sizin içinde uygunmu. "

"Uygun Michael."

"Güzel görüşmek üzere."

Michael'le konuştuktan sonra hem rahatlamıştım hemde stres olmuştum.
Gece'nin durumunu nasıl açıklayacaktık bilmiyorum. "

"Hazar oğlum."
Diyen Emine Hanımla düşüncelerinden sıyrıldım.

"Kahvaltı hazır oğlum."

"Tamam Emine Hanım. Birazdan geliyoruz. "
Telefonu cebime koyarak tekrar üst kata çıktım.
Gece'nin odasına hâlâ duşta olduğunu sandığım için kapıyı tıklamadan girdim. Ben girdiğimde duştan çıkmış arkası kapıya dönüktü.

Pijama altını gitmiş üstünü giyiyordu.
Kapı sesiyle pijamanın uçlarını hızlıca aşağı indirdi.
Ama son eserini benden saklayamamıştı.
Kaşlarım çatık hızla yanına geldim

Yüzüme baktı.
Kollarımı göğsümde birleştirerek.

"Göster."
Dedim.

"Neyi."

Ben sana vücuduna dövme yaptıracağına hastalığının çaresine bak derken sen bir tane daha mı ekledin Gece.

" Ne.? Ben dövme yatırmadım hala 6 tane. "

"Gece, ya saymayı unutmuşsun yada yine yalan söylüyorsun."

"Yalan falan söylemiyorum. "

"Gece belinde kocaman bir kelebek var."

"Ne ciddimisin?"

Dedi şaşkın.
Haline ben şaşırdım bu kez. Bakışları gerçekten bilmiyor gibiydi.

Gece'yi kendime çevirip kollarımın arasına alırken sırtını odadaki aynaya çevirdim. Pijamanın ucunu yukarı kaldırdım.

"Gördüm mü?"

Kocaman gözlerle baktı bir süre

Kocaman gözlerle baktı bir süre.
"Aa tamam hatırladım. Hastaneden çıktıktan sonra 2. Gün gitmiştim.
Bu kadar güzel görünmesini beklemiyordum. Ay çok beğendim."

Dediğinde dişlerimi sıktım.

"Ben hiç beğenmedim. Kim yaptı bunu. Kadın mı erkek mi?"

Gözlerini kısıp bana baktı.
Burnunu bana doğru uzatıp,

"Ne oldu koca dev. Niye soruyorsun.
Kıskandın mı yoksa. ?" Dedi sırıtarak.

"Gece kim yaptı?" Dedim.

Gece'yi kendime bastırarak.

"Erkekse gidip o aleti onun bi tarafına monte edeceğim."

"Yaptıran benim, onun ne suçu var."

"Erkekmiydi yani.?" Dedim bu kez dişlerimin arasından.

"Oyarım lan onun gözlerini.
Gebertirim."

Dedim sinirle soluyarak.

"Bu kadar sinirlenme koca oğlan.
Yapan kişi bir kadın.
Hepsinide Linda yaptı.
Linda Tattoo. Metronun içinde küçük bir dükkan.
İnanmazsan gidip bak."

"Bir daha dövme falan yok Gece.
İyileştiğinde hepsini sildireceksin."

"Olmaz ben onları seviyorum sildirmem."

Derin bir nefes alıp bıraktım.

"Şimdi bunun tartışmasını yapmayacağım.
Vakti geldiğinde gerekirse bizzat silerim." Dedim.

"Hadi inelim şimdi. Kahvaltını yapta yüzün gözün canlansın. Gözlerinin altı çökmüş.
3 gündür hiç birşey yemedin mi? "

"Yedim.
Yedimde...
Çantam, çantam nerde?!!

Olamaz otelde kaldı. Her şeyim içindeydi."
Halini görünce,
"Alpay'ı yollarım bakar hadi inelim artık." Dedim kolundan tutup odadan çıkarken.
Bir ayağı parçasına basınca tökezledi.
"Ya yavaş.
Düşecem. Paçaları çok uzun bunun. "

Dediğinde geri dönüp baktım.
Gerçekten uzun gelmişti. Gülmemek için zor tuttum kendimi.

Kucaklayarak aşağı kadar indirip mutfağa götürdüm. Sandalyeye bırakıp bende karşı sandalyeye oturdum.

"Başla.
Önündekilerin hepsi bitecek."

"O zaman çatlarım."

"Yemezsen güçten düşersin.
Yarından sonra sık sık hastaneye gideceğiz."

"Yinemi o alete gireceğim. Ben o aleti sevmiyorum ama.
Onun içinde kendimi zor tutuyorum.
Ya bi aksilik olursa ya tutamazsam kendimi ya yine birilerine zarar verirsem."

"Gerekirse yanında dururum. Ama bir kere daha çekilmesi lazım Gece.
Michael ile konuştum yarın bizi bekliyor."

"Gerçekten yanımda dur desem duracakmısın?"

"Evet. Dururum."

"Sen delimisin.
Sağlıklı biri orada dururmu."

"Sen istersen dururum.
Hatta yanımda cihaza gir de orayada girerim."

"Yok daha neler."

"Ben bir kere kaybettim Gece. Bir daha kaybetmeyeceğim."

*********************************

Selam canlarım. Yeni bölümün sonu.

Loading...
0%