Yeni Üyelik
34.
Bölüm

🦋H.K 34 Artık bitti sevgilim. 🦋

@azamet_29_2

Ahu...
Ahu ben Hazar'ı çok sevmişim farkında olmadan.
Çok... Çok sevmişim.

Teklifini kabul etmek istiyorum.

" Gece! "
Diyen heyecanlı sesle kapıya döndüm.

Hazaaar!!!!

" S-Sen ne zaman geldin."

"Söylediklerini duyacak kadar oldu."
Dedi gözlerime bakarken.

Ahu anında ayağa kalkarak,

" Hasta ziyaretinin kısası makbulmuş.
Bana musadee."

Dedi sırıtarak mutfaktan çıkarken.

Ahu'nun aniden gidişine mi şaşırsam yoksa Hazar'a yakalandığımıza mı utansam bilemedim.

Hazar şaşkın gözleri hâlâ bana bakarak yanıma gelince utancımdan yerin dibine giresim geldi. O şaşkınlık ve heyacanla elindekini görmemiş yere bıraktığı yavru köpeği yeni farketmiştim.

Tabi gördüğüm anda,

Tabi gördüğüm anda,

"Annecim!" Diyerek sandalyenin üzerine çıkarken Hazar gülmeye başladı. Aynı anda küçük köpekte sandalyeye çıkmak isteyince yanımda duran Hazar'ın kucağına atlayıverdim. Beni anında tuttu. Gözüm yerdeki köpek yavrusunda,

"Ya al şunu lütfen!" Dedim yalvarırcasına.

Bir yandanda Hazar'a ahtapot gibi sarılıyordum.
Beni kucağında bir şey olamamış gibi tutan Hazar'da hiç bir hareket olmayınca, yüzümü çevirdim. Ama tek yaptığı duygulu gözlerle bana bakmaktı.

Bir süre birbirimizin gözlerinde gezdik.

" Söylediklerinde ciddimiydin."

Diyerek sessizliği bozan Hazar oldu.
Ben korkudan ecel teri dökerken onun aklı söylediklerimdeymiş meğer.

Utanarak baktım yüzüne. Şuan domatesler bile ak pak kalırdı kırmızı yüzümün yanında.

Sandalyeye çıkmaya çalışan ufaklık Hazar'ın bacağına tırmanmaya çalışınca hayvana yılan muamelesi yapıp cırladım.

Hazar'a dahada sarılarak,

" Hazar al şunu yoksa birinizi kızartacam."

Diyince gülerek beni salona taşırken köpekcik mutfak masasının alında dolaşmaya başladı.
Hazar beni koltuğun üzerine bırakır bırakmaz hızla koltuğun tepesine tırmandım.
Bu arada Hazar'da tekrar mutfağa dönerek yavru köpek elinde geri geldi. Hazar'ı öyle görünce,

"Hazar gelme yanıma lütfen!"

" Sen gerçekten köpeklerden korkuyorsun."

" Hayır ya ne alakası var."

Diyince sırıtarak bir adım daha yaklaştı.

" Tamaaam!
Tamam. İtiraf ediyorum."

Dedim koltuğun arkasına inerken.

" Korkuyorum.
Lütfen götür onu, lütfen.
Bak düşer bayılırım uğraşırsın."

" Yok artık.
Ciddimisin?
O kadar mı korkuyorsun? "

" Görmek istemiyorsan götür. "

" Tamam, tamam.
Halbuki senin için getirtmiştim. Paşa'nın yavrularında biriydi. " Dedi elindeki yavruyla kapıya doğru giderken.

" Sağol ben almayım. İyi olsun benden uzak olsun." Dedim yüksek sesle.

Evet korkuyordum işte.
Hatta korkudan kalp atışlarım kulaklarımda çınlıyordu şuan.

Küçükken bacağından ısırılan herkes korkar bu hayvanlardan.

Hazar kapıyı açıp Alpay'ı çağırdı. Elindeki yavruyu uzatarak, kulübesine koy. Derken bende koltuğun arkasından önüne geçtim.

Hazar:

"Tamam yolladım.
Sende amma korkakmışsın. "

Dedi bana dönüp kahkaha ile gülerek.
Benimle eğlendiğini görünce çok kızdım.

" Sen görürsün diyerek gözlerimi kapatıp bayilma numarasıyla kendimi olduğum yere bıraktım.
Koltuğun önünde yerde öylece yatıyordum.

" Gece!"
Dedi Hazar korkuyla.
Anında yanıma geldi.

" Gece.
Gece özür dilerim güzelim.
Aç gözlerini."

Sesinde üzüntü ve pişmanlık vardı.
Yerden kaldırıp koltuğun üzerine yatırdı beni. Gözlerim hâlâ kapalıydı.

" Gece'm lütfen aç gözlerini!
Özür dilerim ne olur aç gece gözlüm."

İçimden, korkmak nasıl oluyor anla. Desemde üzülmesine daha fazla dayanamadım.

Gözlerimi yavaşça araladım..
Koltuğun yanına çökmüş bana ağlayacak gibi bakan Hazar'a baktım.
Gözlerimi açtığımı görünce sarıldı.

"Güzelim özür dilerim.
İyimisin.?"

Sıcak ve sahiplenen sarılışı eşsizdi.
Burda böylece kalabilirdim.

*Gece bu sefer kaçma.
Mutlu olmak seninde hakkın.
Sevdiğin adamı bırakma.*

Diyen iç sesime hak verdim bu kez.
Yapacaktım! Hakkım olanı alacaktım hayattan.

" Hazar.." Dedim

Hazar geri çekilip,

"Söyle bir tanem."

Ne dedi o.
Bir tanem. Dedi.
Bana dedi. Beni gerçekten seviyordu.

" Kabul ediyorum.
Teklifini kabul ediyorum."

Dediğimde önce inanamaz gözlerle bana baktı .
Sonra,

" Tekrar edermisin?" Dedi.
Galiba yanlış anladığını düşünüyordu.

" Dedimki teklifini kabul ediyorum, evlenelim."

Söylediğim şeyle alnımda hissettim dudaklarını. Sevgiyle sadakatle sıcacık öptü.

" Teşekkür ederim kabul ettiğin için, beni dünyanın en mutlu insanı ettiğin için teşekkür ederim Gece'm."

Dedi sımsıkı sarılarak.
Hatta biraz fazla sıktı.

"Seni mutlu etmek için her şeyi yapacağım. Benimle evlendiğin için hiç bir zaman pişman olmayacaksın.
Söz veriyorum." Dedi.

Elimle sırtına dokunup,

" Hazar kalkabilirmiyim.? "
Dedim gülümseyerek.

" Pardon güzelim."

Dediğinde beni kaldırırken kendide kalktı. Tekrar sarılıp göğsüne çekti. Heyecanla atan kalbini duydum.
Benimkiyle yarışıyordu. Ellerimi çekinerekde olsa uzatıp beline sarıldım.

Hazar...
Yalnızlığımın ilacı Hazar.
Kimsesizliğimin ilacı Hazar.
Dedim içimden.

O sırada farkettim ağzı açık bizi izleyen Emine Hanım ve Alpay'ı.
İkiside ellerinde poşetler bize bakıyorlardı.
Emine hanım alışverişten dönmüş Alpay da poşetlere yardım ediyordu belliki.

Ne zamandan beri oradaydılar bilmiyorum.
Ama herşeyi görmüş ve duymuşlardı sanırım.
İkisininde açık ağzı ve şaşkın bakan gözleri öyle söylüyordu zira.

O an öyle utandım ki. Hazar'dan uzaklaşıp anında yanından ayrılıp ayağımdaki acıya aldırmadan koşarak üst kata çıktım.
Odama girip kapıyı kapatıp yatağımdaki 10 yastığın arkasına attım kendimi.
Bir tanesini alıp sarılarak başlığa yaslanıp dizlerimi göğsüme çekip oturdum.

Emine hanımın bu şekilde öğrenmesi iyi olmamıştı.
Eminim bana kızmıştı.
Çok sevdiği Bade'den sonra Hazar'a zorla yanaşan biri gibi görüyordu belkide beni.

Offf. Keşke başka zaman gelseydin Ahu. Hepsi senin yüzünden. Sana anlatayım derken evdeki herkes duydu sayende.
Rezillik diz boyu.
Gelde anlat şimdi derdini. Ben kendi kendimi yerken kapı tıkladı. Yavaşça açılan kapıdan Hazar'ı görünce elimdeki yastığı yüzüme çekip arkasına saklandım.

Ayakkabı sesi yatağın yanına kadar gelip durdu. Yanımdaki yastıkları varlığı kalkınca yatağın hareketiyle Hazar'ın oturdugunu anladım.

Hiçbir şey söylemeden öylece duruyordu.
Sonunda sessizliği yine o bozdu.

" Neden birden kaçtın."

" Utandım." Dedim yastığın arkasında kalarak.

"Emine teyze ve Alpay..."

" Onlardan utanmak için bir sebep mi var."

" Utandım işte.
Emine teyze arkamdan kızdı mı?"

" Neden kızsın ki ?"

" Belkide sana zorla yanaşş..."

Elimdeki yastığı alıp yüzüme bakarken ben önümdeki örtünün çiçeklerini inceledim.

" Yok öyle birşey.
Emine hanım öyle düşünecek biri değil. Yıllardır benim yanımda. Her halimi biliyor. Senin hakkındaki duygularımıda. Ve inan benim adıma sevinen ilk kişi.
Az önce beni tebrik ettiler.
Sana karşı kötü birşey düşünen hiç kimse yok mu evde.
Gece... Ben senden önce ruh gibi yaşıyordum. Hayattan, canımdan bezmiş biriydim.
Sen girdin hayatıma ve herşey değişti.

Ne söylediklerimden ne yaptığım teklifden pişman değilim."

Gözlerine baktım.
Saftı doğruydu.
Bana baktı, kollarını açtı.
Küçük bir çocuğa gel der gibi.
Sevgiye şefkate aç kalmış bir çocuk gibi hissettim o an kendimi.
Ben anne babamdan bile doğru düzgün sevgi görmemiş Gece'ydim.

Yerimde doğrulup dizlerimin üzerine oturdum.
Sonrada karşımdaki güzel adamın beline doladım kollarını. Sımsıkı sarıldım. Onun kollarıda beni sardı. Burnumu göğsüne gömüp teninin kokusunu içime çektim belli etmeden.
Teşekkür ederim.
Hayatıma girdiğin için teşekkür ederim güzel adam. Dedim içimden.

Elimi belinden geri çekerken elime gelen ıslaklığı farkettim.

Hemen elimin altına bıçak yarası olan yere baktım.
Kan lekesi vardı.

" Hazar yaran kanıyor!"

Hazar eğilip baktı.

" Önemsiz. Bişey olmaz."

" Olmaz. Hemen bakalım.
Sana demiştim beni taşıma diye.
Al işte. Zorlamışsın. "

" Önemli bişey değil dedim güzelim panik yapma.

Hem seninlede alakası yok."

Hemen ayağa kalkarak yanından geçerek banyoya yöneldim. İlk yardım malzemelerini olduğu kutuyla geri geldim.

" Gömleğini kaldırda bakayım."

" Gece...Ön.n.."

" Hazar! "

" Tamaam pes."

Dedikten sonra gömleğin ucunu pantolondan çıkarıp yukarıya kaldırdı.

Yaranın üzerindeki küçük bandaj da kan vardı. Yavaşça bantları açıp bandajı kaldırdım.
Dikişler sağlamdı ama kanamıştı.

Kutudan baticon ve pamuğu çıkarıp, baticonu pamuğa döktüm.
Yarayı yavaşça temizleyerek yeniden bandaj yaptım. Bu süre içinde Hazar sessiz şekilde beni izledi.

" Koluna da bakalım."

"Kolumda bir sey yok Gece."

" Birşey olmasada pansuman gerekiyor.
Hadi. Çıkar gömleğini."

" İyi madem. "
Dedi düğmeleri açarken.

O düğmeleri açarken ben göreceğim manzara yüzünden gözlerime odada bir tur düzenledim.
Dolap ,kapı, şifonyer, pencere bitince sonunda tilki ve kürkçü dükkanı hesabı gözlerim Hazar'a döndü.

Gördüğüm manzara ile hipnoz olmuş, arsızca karşımdaki adamı seyrediyordum.

Bir süre sonra aklım başıma geldiğinde hipnozdan çıkıp koluna baktığımda beni gülümseyerek izleyen Hazar'ı farkettim.

"Neye bakıyorsun öyle." Dedim sargıyı açarken.

" Sen neye bakıyordun." Dedi gülümseyerek.

" Be-ben mi?
Hiç, hiç bir şeye. "

" Yalancı pil.
Gözlerinle taciz ettin resmen."

Dediğinde kıpkırmızıydım yine.

" Hayır hiçte bile, bakmadım.
Ya. Yani çok bakmadım."

Bu kez kahkaha attı.

Hâline bakıp kızdım. Yine benimle eğleniyordu. Bu kez sinirle elimin altındaki yaraya parmağımı bastırdım. Canı yansın istedim.
Oh olsun demek istedim.

Ama yüzünde mimik oynamadı.
Adamdaki kaslar acı savar gibi mübarek.
Allah güzel yaratmış ne diyim.
İnsan görünce ister istemez seyretmek dokunmak istiyor bu taş gibi kaslara.

Pes edip kolundaki kurşun yarasına döndüm. Karnındakinden daha kötüydü.
Baticonlu pamukla yavaşça temizleyip yeniden sardım.

" Tamam bitti. Giyinebilirsin." Dedim diğer tarafa dönerek.

Giyinde işkence bitsin diye ekledim içimden.
Hazar ayağa kalkıp giyinip düğmeleri ilikledi.
Gömleğinin uçlarını pantolonun içine soktuktan sonra.

Kutuyu yanına çekip,

" Şimdi sıra senin yaralarında." Dedi.

Ellerimi kendime sarıp.

"Gerek yok benim yaralarım düzeldi." Dedim panikle.

" Saçmalıyorsun Gece.
Otur şuraya."

Tereddüt ederek yatağın ucuna oturdum.

Hazar pamuğu baticonladıktan sonra önce başımdaki bandajı kaldırıp yarayı temizledi.
Yeniden bandaj yaptıktan sonra elindeki yeniden hazırladığı pamukla bana bakarak,

" Kazağını çıkarki yaraları temizleyebileyim. "

Utana sıkıla çıkardığım kazağımı önüme kapatarak bekledim.

Hazar yarayı temizlerken gözleri omuzumdaki yaradan başka yere kaymadı.
Omuzumdan sonra karnımdaki yarayıda temizledi. Bacağıma geçtiğinde anında geri giydim kazağımı.

Bacağımıda temizleyip sardıktan sonra,

" Tamam bitti."

Dediğinde bir oh çektim.
Sıkıntıyla terde kalmıştım.
Hazar'ın önünde öyle durmaktan aşırı derecede rahatsız olmuştum.

Hazar malzemeleri kutuya bırakarak aniden bana doğru eğilip iki elini iki yamıma koydu.

Yüzünü yüzüme yaklaştırarak üzerine doğru eğildiğinde kendimi geriye doğru eğdim.

Dahada yaklaştı. Kulağıma eğildiğinde kalbim yerinden çıkma noktasına gelmişti artık.
Nefesini tenimde hissettirerek konuştu.

" Çokmu utandın.
Alışmaya başka bence çok yakında karım olacaksın."

Dediğinde kocaman gözlerle yutkundum. Yanaklarımdaki alev daha da artarken Hazar yerinde doğrulup gülümsedi.

" Hadi kalk yemeğe inelim ben acıktım. "

Diyerek kapıya doğru ilerlerken arkasından hem afallamış hem de domatesi geçip pancar gibi kızarmış bir Gece bırakmıştı.

🦋🦋🦋

" Ya ben yine o aletemi gireceğim. "

" Gece'm belkide son olacak. Lütfen bir kez daha dayan."

Son Tomografiden bu güne 10 gün olmuştu ve bugün yeniden kontrolüm vardı. Şuan Alpay'ın kullandığı arabada Hazar ile hastaneye gidiyorduk.

Michael 10 gün sonra yeniden tomografi çekip iki görüntüyü karşılaştralım demişti.

Bu 10 gün içinde gücündeki azalma devam etmişti. Bu azalmanın tümörü ters yönde etkilemesinden korkuyordum. Doktor ya tümör yerinde sayıyor küçülme durmuş derse.
Yada geri büyümüş derse diye ödüm kopuyordu.
Bu yüzden heyecan, korku ve merak içindeydim.
Birde o cihaz... birde o vardı.

" Hazar o cihaza girince tepe aşağı kuyuya girmiş gibi hissediyorum.
Yine geçen seferki gibi uzun mu sürecek? "

" Muhtemelen.
Hem kötü hissesersen yanına gelirim merak etme."

" Yok! Gelme.
Dayanmaya çalışırım. "

" Aferin benim güzelime."

Dedi Hazar beni kolunun altına alıp göğsüne çekerek.

Yarım saat sonra hastanedeydik.
Mebmet' in odasına geldiğimizde yanındaki Michael'i görünce şaşırdım doğrusu.
Bu adam Amerika'ya dönmemişmiydi.

"Merhaba" Dedi Michael yanımıza gelip önce Hazar'a sonra bana elini uzatarak.

Mehmet:

"Michael son durumu görmek için gece Türkiye'ye geldi."

Diye açıkladı.

Michael:

" Nasıl hissediyorsun?"

" İyiyim ama..."

Michael ve Mehmet hoca bize bakarak,

"Ama ne? Kötü bir şeymi var?"

Hazar araya girdi.

" Gece'nin bedenindeki güç azalmaya başladı.
Yakında tamamen yok olabilir ve bu durum tümörü ters yönde etkilemiş olabilirmi diye endişeliyiz."

Mehmet ve Michael'in yüzünde endişe emareleri görünce benim endişem dahada artmaya başladı.

Mehmet :

" Önce tomografiyi görelim. Eğer hazırsan hemen çekelim."

Başımı sallayarak,

"Çekelim." Dedim.

Birlikte odadan çıktığımızda Ahu kapının önünde bizi bekliyordu.
Hemen yanına gelip koluna girerek.

" Gece'cim. Nasıl hissediyorsun?"

" İyi ama, gücüm azalıyor diye tümör geri büyümeye başlarsa diye korkuyorum."

" İyi düşünelim, güzel düşünelim ki öyle olsun Gece."

Kısık sesle,

" İyi düşünüyorum Ahu.
Son günlerde güzel şeyler düşünüyorum hep. Hayatımda ilk kez geleceğime dair güzel hayaller kurmaya başladım."

Dedim arkamda bir yandan doktorlarla konuşurken bir yandan göz ucuyla beni izleyerek yürüyen Hazar'a bakarak.

"Ama bu düşünleler hiç olmadığı kadar korku taşıyor kalbime.

Kaybetme korkusu, hayal kırıklığına uğrama korkusu.
Anladım ki rahat yaşayan insanlar, kaybedecek bir şeyi olmayanlar insanlarmış.
İnsanın kaybedeceği bir şey yada biri varsa korkuyla birlikte yaşamaya çalışıyor."

" Sen yinede güzel düşünmeye devam et. Şey. Gece. "

" Hımm."

" O gün ben çıktıktan sonra ne oldu anlatsana.
Valla arayacaktım aramadım bizzat ağzından duymak için.
Hadi anlat."

" Ne olacak senin yüzünden herkese rezil oldum. "

" Ben ne yaptım yaa.
Sen anlattın herseyi. "

" Olsun suç senin ben sana anlatırken Hazar bizi duydu.
Hazar'a teklifini kabul ediyorum derken evdekiler duydu."

Ahu:
" Aayy! ! " Diye cırlayıp ellerini çırpınca arkadan Hazar'ın sesi geldi.

"Gece ne oluyor?"

" Yok birşey Ahu'nun ayağına bastım canı yandı. " Dedim dişlerimin arasından.

Ahu ya döndüm,

" Bağır Ahu bağır.
Hastanedekilerde duysun tam olsun."

" Duysun Gece herkes duysun. "

Arkadaşım ünlü iş adamı Hazar Gökdemir ile evleniyor. Duymayan kalmasın. "

" Sus Ahu gözünü seveyim sus."

Ahu ile konuşa konuşa sonunda MR odasına kadar geldik.

İçeri Hazar ile girip cihazın önündeki yere yatarak Ahu'nun damar yolunu açıp ilaç vermesini bekledim.
Bu sırada Hazar diğer elimi tutarak beni rahatlatmaya çalışıyordu.

" Ben hemen yandaki odadayım ve seni izliyor olacağım.
Korkma ve sakin olmaya çalış. Ama başaramazsan gel işareti yap hemen yanında olacağım.
Tamam mı? "
Dedi ve alnıma bir öpücük bıraktı.

"Hazar."

" Efendim güzelim."

" İyiki varsın."

Dedikten sonra gülümseyerek Ahu ile birlikte çıktılar odadan.

"Hazırsan başlıyoruz " Diyen asistanın sesiyle derin bir nefes alıp gözlerimi kapattım.

Aletin içine çekilirken kalbim hızlanmaya başlayınca,

Sakin ol gece.
Güzel şeyler düşün.
Hazar ile geleceğini düşün.
Bu tümörden kurtulduktan sonra evlenip yeni bir hayata başlayacaksın bunu düşün. "

Dedim kendi kendime.
Korkumun azaldığını hissetdikçe düşünmeye ve hayal kurmaya devam ettim.
Ne kadar süre geçti bilmiyorum.
Hazar'ın sesiyle kendime geldim.

"Gece.
İyimisin?"

"İyiyim bitti mi? "

" Bitti." Dedi beni kucağına alıp alnımdan öperek.

Ahu kolumdaki damar yolunu çıkarıp yerine bir bant takınca bizde önden giden doktorların arkasından çıkarak Mehmet hocanın odasına doğru ilerledik.

Odaya geldiğimizde Ahu 'da bizimleydi.
Hazar ben ve Ahu ekrana gömülmüş iki doktoru izliyorduk.

Heyecandan kalbim duracak gibi hissediyordum.
Hazar'ın elini tuttum sıkıca. Halimi gören Hazar beni kendine çekerek göğsüne yasladı.
Kulağıma gelen kalp sesi belli etmesede Hazar'ında en az benim kadar heyecanlı olduğunu gösteriyordu.

Sonunda dayanamadı.

" E hadi ne var o siktiğim ekranda söyleyin artık. " Dedi.

Mehmet kafasını kaldırıp bize baktı.

" Bu ekranda şuan bir mucize var Hazar.
O tümör...
Artık yok!
Tamamen kaybolmuş."

Dediğinde donup kaldık.
Gözlerim yaşlarla dolarken başımın döndüğünü hissettim yine. Sendeleyince Hazar'ın kollarında buldum kendimi.

Beni hızla kucağına alıp koltuğa oturdu. Hâlâ kucağında sımsıkı sarıldım. O daha sıkı sarıldı.
Tuttuğum gözyaşlarım yağmur gibi boşalırken sevdigim adamın göğsüne kapanıp hıçkıra hıçkıra ağladım.

Hazar kulağıma eğildi.

Bitti sevgilim. Artık bitti.

*********************************

Bölüm bitti canlar gelecek bölümde görüşmek üzere sağlıcakla kalın. Bol bol yorum ve oylarınızı bekliyorum.

Bol bol yorum ve oylarınızı bekliyorum

Loading...
0%