@azamet_29_2
|
Bu koku tanıdıktı.
Siyah dağınık topuz olan saçları beyaz ama sade bir elbisesi olan genç bir kız yanımdan geçmişti.
Tam karşımdaki masaya oturarak görevli garsonla birşeyler konuştu.
Ben ona o da bana şaşkın bakıyorduk.
Duyduğum koku aklımı almıştı sanki. Bir süre sonra kız rahatsız olmuş olacakki birden yerinden kalkıp benden tarafta olan sandalyeye ve bana arkası dönük şekilde oturdu.
O benimle göz temasını kesmiş olsada ben onu seyretmeye devam ettim.
Konuşması bitince kapatıp çantasına koyduktan sonra bir süre başı öne eğik bekledi.
Garsonlar etrafımıza toplandılar. İçlerinden biri,
"Hazar Bey lütfen siz rahatsız olmayın biz ilgilenelim."
Desede duymazdan geldim.
"Hazar nereye ? "
" Çekil önümden Ceylan.
" Bırak başkası götürsün.
" Yanlış.
Diyerek Ceylan'ın yanından geçip çıkışa doğru hızlı adımlarla yürümeye başladım.
Ceylan arkamdan.
" Hazar Gökdemir bunu bana yapamazsın!"
Desede umursamadım.
" Alpay arabaya çabuk."
" Tamam abi." Dedi halime şaşırarak.
Arabaya geldiğimizde Alpay arka kapıyı açtı.
"Bizim hastaneye çabuk."
Alpay:
" Abi ne oluyor.
" Sonra anlatırım şimdi hızlan."
Alpay gazı kökleyerek hızla ana caddeye çıktı.
Burnuma gelen o parfüm konusunu derin bir nefesle içime çekme isteğime engel olamadım.
O sırada kaşları çatıldı, gözlerini araladı. Bir süre boş boş baktı gözlerime. Bende onun gözlerine bakıyordum.
Sonra aniden gözlerini kocaman açarak hızla kalkmak isteyince engel oldum.
" Sakin olun size zarar vermem."
Ama hâlâ korkulu gözlerle yüzüme bakıyordu.
" Bayıldınız.
" Bırakın kalkacağım."
Diyerek debelenmeye başladı.
Kızın sol kolunun arkasındada bir kelebek dövmesi olduğunu
" Kenara çekin ineceğim."
" Hayır önce hastaneye gideceğiz."
" Hayır ben ineceğim çekin kenara."
" Bakın burnunuz kanadı ve baygınlık geçirdiniz. Önemli birşey olabilir inadı bırakın."
" Önemli bir şey değil sadece tansiyon.
" Tamam."
Dedim derin bir nefes alıp vererek.
"Eminseniz gitmeyelim.
Kız bir süre yüzüne baktı.
" Tamam."
Diyerek adresi Alpay'a söyledi.
Eve geldiğimizde arabadan indi arkasındanda ben indim.
" Aslında gerek yoktu ama getirdiginiz için teşekkür ederim. "
Elimi kıza uzattım.
" Adım Hazar Gökdemir."
Dediğimde çekingen şekilde uzattı elini.
" Gece Çakır."
Dedi elime bakarak.
" Memnun oldum Gece.
Ayrıca teşekkür ederim."
Kız yine yüzüme baktı şaşkın.
" Biraz farklı şekilde olsada beni bu akşam bir beladan kurtardınız."
" İyi akşamlar."
Dedi bu kez sadece.
Kız binaya girdikten sonra şöyle bir etrafa baktım.
"Alpay eve çek."
🦋🦋🦋
Burnumda hissettiğim ıslaklıkla elimi burnuma değdiğimde kanadığını anladım.
Sendeleyerek geriye doğru düştüm.
Yere çarpmayı bekliyorken kendimi iki güçlü kol arasında buldum. Hazar'ın kucağındaydım ve sonrası karanlık.
Aradan ne kadar süre geçti bilmiyorum.
Önce ne olduğunu anlamaya çalıştım.
Tam yere düşeceğimi sanarken Hazar tutmuştu beni.
Sonrada burda uyandım. Rüya değilmiş lan! Gözlerimi kocaman açarak hızla kalkmaya çalıştım.
Ama beni tutarak engel oldu.
" Sakin olun size zarar vermem."
Dedi.
" Bayıldınız.
Dediği şeyi umursamadım.
" Bırakın kalkacağım dedim debelenerek.
" Kenara çekin ineceğim." Dedim
" Hayır önce hastaneye gideceğiz."
Diye ısrar etti.
" Hayır ben ineceğim çekin kenara."
" Bakın burnunuz kanadı ve baygınlık geçirdiniz. Önemli birşey olabilir inadı bırakın."
Zaten önemli.
" Önemli bir şey değil sadece tansiyon. Ben iyiyim bırakın da ineyim. Yoksa polisi arayacağım."
Diyebildim.
" Tamam.
Kurtulmak için başka çare yoktu. Mecbur kabul ettim.
" Tamam." Dedim.
Adresi şoföre söyleyip sessiz şekilde dışarıyı izlemeye başladım.
Eve gelir gelmez çantamı da alıp hemen indim koca jiipden,
"Aslında hiç gerek yoktu ama getirdiginiz için teşekkür ederim."
Dedim.
Görüş açıma büyük eli girdi.
" Adım Hazar Gökdemir. "
Ne diyecektim.
" Gece Çakır."
Dedim o kacaman eline bakarak.
" Memnun oldum Gece. Ayrıca teşekkür ederim."
Neden teşekkür etti şimdi bu diye düşünürken,
" Biraz farklı şekilde olsada beni bu akşam bir beladan kurtardınız."
Anlamamıştım.
" İyi akşamlar." Dedim.
Sonrada hızlı hızlı yürüyerek binanın kapısını açarak içeri girdim.
Hızlı adımlarla daireme çıktım. Kapıyı açarak içeri girdim.
Beynimdeki şey alarm vermeye başlıyordu. Yani zamanım iyice azalıyordu.
Bu düşünceler arasında gözlerimdeki ağırlığa uydum ve kapattım, sabaha daha iyi uyanmak umuduyla.
🦋🦋🦋
Bu sabah erken kalktım. Eşofmanlarımı giyip telefonumu ve cüzdanımı alıp evden çıktım.
Bunu uzun zamandır düşünüyordum ama bir türlü fırsatım olmamıştı.
Fırının olduğu caddeye geldiğimde fırına kadar olan kısmı yol kenarındaki dükkanlara giyim mağazalarına vitrindeki elbiselere bakarak yürüyordum.
Birden çarptığım biri yüzünden geriye sendeledim. Elim başımda kafamı kaldırdığımda İbo'yu fark ettim.
Hemen arkasındaki teknoloji mağazasından çıkıyordu.
" İbo? Hayırdır sabah sabah rüyandamı gördüm burayı."
" Yok be kızım.
" İyi olmuş. Bana uzak dur diyordun ama ben olmadanda yanıyor bak."
" Tamam pes...
" Bu sabah kendime torpil geçmeye karar verdim.
Uzun zamandır yapmak istediğim bir şey vardı fırında kahvaltı.
" Valla şuan acelem var."
" Yapma böyle İboş.
" Sus Gece.
Dedi İbo elindekini yere bırakıp bana sarılarak.
" Konuşma böyle lütfen.
" Boşver İbo.
Hem artık kabul ettiğim için zor gelmiyor. Yapmak istediğim her şeyi yapıyorum. Tabii bunda seninde yardımın çok, teşekkür ederim.
İbo'ya baktım.
" Hadi o zaman karşıya geçelim. "
İbo koluma girmiş tam karşıya geçmeye hazırlanırken keskin bir fren sesi duyduk.
Koşarak çocuğun yanına gidip yerden kalkmasına yardım ederken anneside yanımıza geldi.
" Önüne baksana velet körmüsün? Senin yüzünden arabam zarar görecekti. Kadın çocuğun sahip çıksana. Bu aracın değerinden haberin varmı."
Diye çıkıştı.
İbo araya girerek,
" Tamam beyefendi sorun yok. Aracınıza bir şey olmadı.
Diyerek araya girdi.
Adam suratı bir karış,
" Fakir pislikler.
"Ne?
Diyerek adamın üzerine yürürken İbo koluma yapıştı. Kadında çocuğunu alıp hızla uzaklaştı.
" Dur kızım.
" İbo?"
" Dur diyince dur Gece."
Şifre kelime yi kullanmıştı İbo.
" Dur Gece!"
Bariz tehlike demekti.
" Kusura bakmayın beyefendi arkadaşım biraz rahatsız."
" Rahatsız?"
O an İbo'yuda çarpmayı düşündüm anlık olarak.
" Ani çıkışları var böyle.
Diyince adamda tekrar aracına binerek gazı kökleyerek yanımızdan uzaklaştı.
" Sen ne dedin az önce İbo? "
" Kızım adamın kim olduğunu bilmiyorsun, birde hırlıyorsun.
Adam ünlü, zengin iş adamı Tamer Uluçay.
Adama bak lafta fakiri yetimi gözeten yardım eden biri.
" Bumu davet verecek."
Dedim sinsi bir sırıtışla.
"Gel İbo gel."
Dedim sonra gülümseyerek. Sen şu davet işini kahvaltıda bana iyice bir anlat. Evin yeri konumu ve adresini de tabi.
İbo ile fırına girerek kendimize bir masa seçip oturduk.
" Yalnız yaşayan lafta hayır sever karı kız dalgasına düşkün bir bekar olan zengin iş adamı.
Ama isviçre bankalarında gizli hesap numaraları var."
" Öyle mi diyorsun."
"Aynen öyle diyorum."
"Sence ne kadar toplanır."
"Çekleri alamazsın bozamayız.
" Az bile olsa, onu çarpmak için bile giderim emin ol."
" Gece dikkatli ol bak. Bu işin sonu kötü bitmesin."
" Merak etme İbo.
" Ee sende ne var ne yok İboş."
Diyerek konuyu değiştirdim.
Bir süre sohbet ettik uzun zamandır yapmadığımız bir şeydi.
Yol üzerinde bir kahveciye uğrayarak mis gibi kokan yeni öğütülmüş türk kahvesi aldım.
Aynı yolu elimdeki kahve paketini burnuma dayayarak kokusunu içime çeke çeke yürüdüm.
Binanın önüne doğru gelmiştim ki kapının önünde duran lüks aracı gördüm. İki gün önce bu lüks Jiiple gelmiştim evime.
Hazar Gökdemir şuan arabasına yaşlanmış benim evi dikizliyordu.
Yanına geldim ve durdum. Ama beni farketmedi. Dalgın olduğu belliydi. Ne düşünüyordu merak ettim doğrusu.
" Çok güzel değilmi? "
Dedim.
" Ne.?"
" Ev, diyorum. Kenar mahalle güzelim. Çok güzel değilmi? "
Anlamaz şekilde bana bakınca pes ettim.
" Neden burdasınız Hazar Gökdemir.
Dedim gözlerimle etrafi dolaşarak.
" Fakir mahallelerde üzerinize toz kir bulaşır. Bu insanların arasında rahat edemezsiniz.."
Yolda gördüğüm o zengin hergeleden sonra bütün zenginler aynı geldi bir anlık.
"Seni merak ettim."
Yüzüne çevirdim yüzümü.
"Beni mi.
" O günden sonra nasılsınız diye merak ettim. "
" Hep böyle incemisiniz.
Size söyledim sadece tansiyon. Arada bir oluyor."
Gözlerinde daha önce fark etmediğim bir bakış vardı.
" Midyemi çıkarıyorsun." Dedim.
Hazar Gökdemir şuan onu ilk gördüğüm andan daha farklı biri gibi görünüyordu.
Nerde eli silahlı, hırlayan Hazar. Nerde bu Hazar. Acaba ikizi falanmı var.
Pes ettim. Eve doğru yürürken,
" Buraya kadar gelme zahmetine girmişsiniz madem.
Dedim, gelmesini beklemiyordum tabi.
Ama ayak seslerini duyduğumda şaşırarak arkama baktım. Ellerini ceplerine sokmuş beni takip ediyordu.
Birlikte içeri girerek 2. kata çıktık.
" Kusura bakma benim güzelimde asansör yok.
" Sorun değil."
Kapıyı anahtarımla açarak içeri girerken Hazar da arkamdaydı. Kenara geçerek elimle içeriyi göstererek bir nevi buyur ettim.
Şuan Kendime inanamıyordum.
Hazar içeriye girerken boyu yüzünden bir tık eğilmek zorunda kalarak içeri girdi.
" Benim evime göre sen Gulliver gibisin."
Dedim mutfağa doğru giderken.
Hazar salonun ortasına kadar gelip etrafa baktı.
" Kahven nasıl olsun. "
" Sade.
O etrafı incelerken ben mutfakta kahveyi hazırlamaya başladım.
" Ailen dışardamı? "
Dedi arkamdan mutfağa girerek. Mutfak kapısından geçerkende yine bi tık eğilmek zorunda kalınca gülmemek için kendimi zor tuttum.
" Hayır.
Dedim kahveyi karıştırırken.
" Özür dilerim hatırlatmak istemezdim."
Diyerek ona göre küçük olan sandalyeye oturdu.
" Sorun değil."
" Yalnız mı yaşıyorsun? "
" Yaşayamazmıyım? "
" Yanlış anlama genç bir kızın yalnız yaşaması bu zamanda tehlikeli o yüzden."
" Kendimi koruyabilirim.
Pişen kahveyi fincanlara bırakıp yanınada bir bardak suyla ikimizinde önüne koyarak sandalyeme oturdum. Hazar gözlerini çaktırmadan mutfakta gezdiriyordu.
Geriye yaslanarak bacak bacak üstüne attım.
Arada erkek arkadaşım gelip benimle kalıyor. Bazende kız arkadaşım uğrar.
Duyduğu şeyle anında gözleri gözlerimi buldu.
Ben arkadaşım olan İbo yu kastetsemde o sevgili anlamında anlamıştı.
Kahvesinin iki yudumda içti ve,
" Ben artık gideyim iyi olduğunuzu gördüm." Dedi.
Şuandan sonra Hazar beyi buralarda göreceğini sanmıyordum.
Ayağa kalktığında bende kalktım.
🦋🦋🦋
Evet bu gece büyük gece.
Daha yakınada gidemezdim.
Sonra koşarak 15-20 metre mesafelerdeki diğer evin çatısına ordanda bir sonrakine atlayarak sonunda Tamer'in evinin çatısındaydım. Vücudumda sıkışan elektirik sayesinde uzak mesafeleri kolaylıkla atlayabilmek çok iyiydi.
Yavaşça çatının kenarına kadar gelerek yüz üstü uzanıp aşağıya baktım.
Demekki bayanlar ve baylar içerde ve eğleniyorlardı
İyi eğlenin.
Artık içeriye girebilirdim. Evin diğer tarafına geçerek terasa indim önce.
Neyseki sadece heykelmiş.
" Kim var orda."
Hizmetli kız beni görmüş ama karanlık olduğu için kim olduğumu anlayamamıştı.
Sonra kaldığım yerden devam ederek salona bakan merdivenlere gelip, aşağıyı izlemeye devam ettim.
Tamer iti ve bir kaç kişi kalmıştı geride. Salonun ortasında masada süslü bir kutu ve içinde paralar vardı.
" Hey Hazar işin yoksa bekle birer kahve içelim."
Duyduğum cümleyle şok şekilde salona odaklandım.
" Yok artık yaa.
Yeter. Birgün enseleyecek bu beni."
Tamer masadaki paraları çantaya toplarken bende bebeklerini izledim.
Olamaz paralar ve bu iki deve aşağıdayken ben nasıl çalacaktım bebeklerimi.
Kız.!
Kollarımı hafiften iki yana açtım. Avuçlarımı açık şekilde tavana çevirdim ve avuç içlerimde elektirik dalgalarından birer küre oluşturarak kıza baktım.
Sonra geri bayıldı tabi. Bu arada ışık anahtarına elimdeki elektirik küresiyle dokunup sigortalarıda attırdım.
Tamer ve Hazar koşarak buraya çıkıyorlardı.
" Sakın kıpırdama! "
Aynı anda kapı açıldı ve dışardaki iki koruma içeri girdi. Yetmiyor gibi hizmetli diğer kız sigortaları açtı.
Peki nasıl kaçacağım.
*******************************
Selam canlarım bölüm sonu. |
0% |