Yeni Üyelik
8.
Bölüm

🦋H.K 8 Hoşgeldin•

@azamet_29_2

Koşarak koltuğun yanındaki para çantasını alıp çantama teptim ve kelebeği bıraktım.
Bu kez çatıya değil kapıya yönelmiştimki arkamdan bağıran Tamer'i duydum.

"Sakın kıpırdama!"

Aynı anda kapı açıldı ve dışardaki iki koruma içeri girdi. Yetmiyor gibi hizmetli diğer kız sigortaları açtı.
Şuan içerde Tamer ve Hazar, kapıda korumalar ortada da kabak gibi ben vardım.

Peki nasıl kaçacağım.
Kapının önündeki adamlar çıkışıda engelliyordu.

"Kaldır ellerini!"

Diyen Tamer'e baktım.
Adamın elinde silah vardı. Nasıl oluyorda Tamer'de bile silah oluyor anlamıyorum.
Korumalara çevirdim gözlerimi onlardada silah vardı.
Hazar'a bakmaya gerek yoktu.
Onda kesin vardı.

Demiştimki elindekini bana doğru uzattı.

Derin bir nefes verdim.
Silahlar dert değildide sayıları çoktu.
Seken kurşunlarla birilerinin zarar görmesini istemiyordum.

"Düşün Gece düşün.
Nasıl çıkacaksın burdan. "

Hiç bu kadar köşeye sıkıştığımı hatırlamıyorum.

Kedimi motive ederek,

"Sert olacak Gece, ama çıkacaksın burdan. Hem bu herifede bir çarpma borcun var."

Dedim.
Tamer yavaş yavaş yanıma yaklaşarak.

" Kaldır dedim ellerini. "

Diye hırladı.

Hazar:

" Tamer, Alpay.
Dikkat edin.
Onu sağ istiyorum."

Başımı yana yatırıp Hazar'a çevirerek sinirli bir bakış attım.

Değerli eşyalarını geri getirmedim mi ben sana. Dedim içimden.
Bu yaptığı çok adice bence.

Tamer'in dedigini yaparken önce yavaş hareketlerle elimdeki eldivenleri yavaşça çıkarıp yere bıraktım. Eldivenler gücümü frenliyordu.
Sonrada ellerimi havaya kaldırdım.

Bir yandanda kendime kaçış yeri ayarlamaya çalışıyordum.
Şuan salonun tam ortasındaydım,
çıkış kapısının önünde Alpay ve bir koruma daha, solumda ise Tamer, biraz arkasında Hazar ile dört tane iri adam bana bakıyordu.

Yok şimdi Hazar'a haksızlık olmasın Hazar en irisiydi.

Hepsinin bakışları üzerimdeydi.

Tamer biraz daha yaklaşarak,

"Ellerini başının arkasına koy ve dizlerinin üzerine çök." Dedi.

Bende uslu uslu dediğini yapmaya başladım. Yavaş hareketlerle önce ellerimi başımın arkasına koydum.
Öz güven manyağı Tamer iyice yaklaştı.

" İşte böyle.."

Diyen Tamer arkama geçerken ellerimi hızla indirerek avuçlarımda elektrikten küreler oluşturdum. Beklemedikleri bu görüntü ile anlık şaşırdılar.

" Ya şimdi ya hiç."

Dedim ve hızla geriye dönerek Tamer'i bir elimle silahından bir elimle gırtlağında yakaladım. Ellerimdeki elektirik
Tamer'i biraz silkeleyince dizlerinin üzerine çöktü.
Saniyeler içinde Tamer'i rehin almıştım.
Anında arkasına geçerek sol kolum boğazına sarılı sağ elimde küçük bir elektirik dalgası yapıp Tamer'e yaklaştırarak, kıpırdamayın kızartırım bakışı attım önümde bana bakan adamlara.

Şuan 3 üde kocaman ve şaşkın gözlerle bakıyordu.
Alpay:

"Sen nesin böyle."

Dedi yarı korkuyla.

Şuan bana ucube gibi bakıyorlardı.

Şuan bana ucube gibi bakıyorlardı
🦋🦋🦋

Tamer'le salonda kahvelerinizi beklerken bir anda gelen çığlık sesiyle önce saniyelik bir birimize bakıp sonra sesin geldiği üst kata doğru koştuk. Aynı anda ışıklar söndü. Üst kata çıkınca ilk baktığımız yer kapısı açık olan oda oldu.

Hizmetli kız yerde baygın yatıyordu.
O saniye aklıma salonda bıraktınız paralar gelince.

" Paralar."

Dememle Tamer'le aynı anda salona geri döndüğümüzde karanlık salonun ortasında siyahlar içinde birini gördük.
Tamer benden önce inmişti.
Silahını karşısındakine çevirip,

" Sakın kıpırdama."

Diye bağırınca karanlık siluet olduğu yerde durdu.
Aynı anda kapıdan Alpay ve Tamer'in adamı girdi.
Sonra sigorta açılınca salonun ortasında onu gördüm.
Yine o hırsız kızdı.
Bu kız paraların kokusunumu alıyordu acaba.

Tamer bu kez,

"Kaldır ellerini." Dedi.

Kız önce Tamer'e sonra korumalara baktı. Hepimizin elinde silah vardı.
En son bana baktığında bende belimdeki silahı çıkarmış ona çevirmiştim.

Kız sıkkın şekilde derin bir nefes verdi.

Tamer yavaş yavaş yaklaşarak

"Kaldır dedim ellerini!"

Diye cümlesini yeniledi sinirli şekilde.

Araya girdim.

" Tamer.
Alpay.
Dikkatli olun.
Onu sağ istiyorum." Dedim.

Onu yakalayıp konuşmak istiyordum. Bu kız hiç normal değildi ve ben bunun nasıl olduğunu öğrenmek istiyordum.

Söylediğim şeyle kız başını yana yatırıp sinirli bir bakış attı.
Sonra yavaş hareketlerle elindeki eldivenleri yavaşça ve teker teker çıkarıp yere attı.
Sonrada ellerini havaya kaldırdı.

Hepimizin gözü kızın üzerindeydi.
Bana her an bir süpriz yapacak gibi geliyordu. Ne yapacağı belli olmayan biriydi bu kız.

Tamer biraz daha yaklaştı.

"Ellerini başının arkasına koy ve dizlerinin üzerine çök." Dedi.

Kız dediğini yapmaya başladı.
Kızın söylenen şeyleri yapışı garibime gitmişti.

Yavaşça ellerini başımın arkasına koydu.

" İşte böyle."

Diyen Tamer kızın arkasına geçerken kız birden ellerini indirince iki avucunda elektrikten oluşan iki tane küre belirdi.
Şaşkın gözlerle baktım.
Bu neydi? Nasıl yapmıştı?
Nasıl bir hileydi?
Nasıl olmuştu bu.?

Biz anlık şaşkınlık yaşarken.

Alpay:

"Sen nesin böyle."

Dedi yarı korkuyla.

Kız hızla geriye dönerek Tamer'i bir eliyle silahından bir eliyle gırtlağından yakalayıverdi.

Tamer elektrik şokunu yiyince dizlerinin üzerine düşerek kızın baş edebileceği boya indi.

Kız bu kez arkasına geçerek sol koluyla boğazına sarıldığında, kızın sağ elinde küçük boyutta yıldırım benzeri birşey oluştu.

Bu kız gerçekten normal bir insan olamazdı.
Yüzüne, gözlerine baktım.
Hareket ederseniz adamı yakarım bakışı vardı gözlerinde.

Resmen Tamer'i rehin almıştı.
Elimdeki silahı dahada belli ederek.

" Bırak adamı."

Dedim bir adım öne gelerek.
Ama aynı anda avucunda görüp hayretle baktığınız o elektirik dalgası büyümeye başladı.

Bu arada aynı şey sol elinde de vardı ve büyüdükçe Tamer'i gözümüzün önünde çarparak titretmeye yetiyordu.

Bir adım geri çekildiğimde elindeki elektrik dalgası benzeri şey küçülmeye başladı.

Bir adım öne tekrar geldim.
Bu kez iki katı büyüdü avucundaki o şey.

Tekrar geri çekildiğimde yeniden azaldı.

Kızın gözlerine bakarak,

"Oynuyorsun." Dedim.

Dudağının kıyısıyla gülümsedi.
Gerçekten şuan bizimle oyun oynuyordu.

" Alpay! " Dedim.

" Polisi ara. "

Alpay daha elini telefona yeni atmıştıki kızın elindeki elektirik dalgası çok hızlı şekilde 10 kat arttı.

Öyleki şuan gözümüzü alacak şekilde ışık saçıyordu.
Hizmetli kız korkuyla çığlık atarak diz üstü çöküp başını ellerinin arasına aldı.

" Alpay dur."

Dedim hemen.
Yoksa bu kız evi elektiriğe verecekti hemde içinde bizimle birlikte.

" Tamam!
Tamam sakin...!" Dedim.

" Ne istediğini söyle. "

Diye devam ettim ellerim yarı havada.

Yine konuşmadan çenesiyle çıkış kapısını işaret etti.
Benimkide soruydu.
Tabiki kaçmak istiyordu.

Bir, artık dizlerinin üzerinde duramayan Tamer'e,
bir de kıza baktım.

Tamer bu şoka daha fazla dayanamazdı.

" Alpay çekilin.
Bırakın gitsin."

" Ama abi."

" Alpay! "

" Tamam abi." Dedi Alpay.

Sonrada yanındaki diğer adamla birlikte içeriye doğru girip kapının önünden çekildi.

🦋🦋🦋

Tamer'i rehin alarak çıkış biletimi kazanmıştım.

Hazar:

" Bırak adamı."
Diyerek bir adım öne gelmek isteyince avucumda oluşan elektirik dalgasını dahada büyütmeye başladım.
Aynı şeyi sol elimlede yapmaya başlayınca Tamer'i daha fazla çarpıyordu elimdeki elektirik.

Hazar bir adım geri çekildiğinde avucumdaki yoğunluğu azalttım.

Bir adım öne tekrar gelmek isteyince
Bu kez iki katı büyüdü avucumdaki yoğun elektirk dalgası.

Tekrar geri çekildiğinde yeniden azalttım.

Sinirle gözlerime bakarak,

" Oynuyorsun." Dedi.

Gülümseyerek baktım yüzüne. Evet oynuyor ve çok eğleniyordum.

O yolda o çocuğa yaptıkları ve söylediklerinden sonra haketmişti.

" Alpay. Polisi ara. "

Dediğinde bu kez gerçekten kızmıştım.

Alpay telefonuna dokunmadan avucumdaki elektirik dalgasını çok hızlı şekilde 10 kat genişlettim.

Hizmetli kız korkuyla çığlık atarak diz üstü çöküp başını ellerinin arasına aldı.

" Alpay dur."

Dedi Hazar hemen.

" Ha şöyle yola gel." Dedim içimden.

" Tamam!
Tamam sakin...!
Ne istediğini söyle. "

Elleri yarı havada sorduğu soruya çenemle kapıyı işaret ederek cevap verdim.
Ne isteyeceğim. Tabiki burdan çıkmak istiyordum.

Bir Tamer'e bir bana baktı.
Tartıyordu. Ne yapması gerektiğini düşünüyordu.

" Alpay çekilin. Bırakın gitsin."

" Ama abi."

" Alpay! "

" Tamam abi." Dedi Alpay.

Banada yol açılmış oluyordu böylelikle.
Fakat güvenmedim
Bu kez ben baktım, bir Tamer'e bir Hazar'a.
Beni yakalamak için arkamdan saldırabilirlerdi.

Hazar kendisine baktığımı görüp

" Hazar Gökdemir'in sözü senettir." Dedi.

Ama şunu bilki o çaldığın paralar yetim çocukların hakkıydı ve sen onları zorla alıyorsun.
Hazar gerçekten duruma bozuktu.

Ne yapsam, acaba gerimi versem.
Ama Tamer'e değil.
Kolumun arasında bitkin duran adamı yere savurdum.

Ellerimi karşımda duran adamlara çevirerek elektrik dalgalarını söndürdüm. Yerden eldivenlerimi alıp tekrar giydim.
Alık alık baktılar sadece.
Hayatlarında göremeyecekleri bir şeyi izlemişlerdi.

İşaret parmağımla önümde yatan adamı göstererek bu adam hırsız anlamına gelen araklama işaretini yaptım elimle.

Hazar anlamış şaşkın bakıyordu.
Arkamı dönmüş tam kapıdan çıkacakken yerdeki salak,
Hazar'ın

" Sakın yapma! "

Demesine aldırmadan aniden kalkarak üzerime atladı.

Böyle ani hareketlere vücudum refleks olarak kendi tepki veriyordu.

Bir keresinde Ahu'yu bile çarpmıştım.
E tabi Tamer bey de payına düşeni aldı. Vücudumda oluşan yoğun elektrik çarpması yüzünden 2 metre geriye doğru uçtu ve olduğu yere yığılıp kaldı.

Hazar bir bana bir yerdeki salağa baktı yine kocaman gözlerle.

Omuzumun üzerinden bakarken yürümeye devam ettim.
O an kapının önündeki o lüks aracı gördüm.
Çok kıymetli olan bu aracı da biraz sevmeden olmazdı. İki avucumuda kaputa koyarak elektirik dalgalarımı arabaya yönlendirdim,biraz sonra motordan müthiş bir duman çıkmaya başladı.
Kapıdan çıkmış arkamdan bakan Hazar'a göz ucuyla bakıp geldiğim yöne doğru koşarak geceye karıştım.

Bu gece hoş geçmişti.
Baya eğlenmiştim. Şimdi doğruca en ücra köşelerden geçerek eve gitmeliydim.

🦋🦋🦋

Kenar mahalle güzelime geldiğimde sabah oluyordu artık.
Şuan Tamer evde sinirden yarılıyordu eminim. İlk iş güvenlik kamera görüntülerini istemiştir.

Cevap:

" Efendim kameralar bozulmuş."

Benim girdigim evlerde kameralar genelde çalışmaz. Elektirik dalgaları bütün cihazları etkiler.
Bu yüzden şuana kadar yakalanmadım.
Ama bundan sonra ne olur bilmiyorum. Tek bildiğim evime gidip uyumak.
Binanın önüne geldiğimde,

"Ben geldim güzelim."

Diyerek kapıyı açtım.
2. Kata kadar yorgun argın çıkarak dairemin önüne gelerek kapıyı açıp içeri girdim.
Kapımı tekrar kilitleyerek çantamı vestiyerin içine,ayakkabılarımı kenara, kendimi koltuğa attım. O kadar yorgundumki hemen uyumak istiyordum. Gücümü fazla kullanmak bedenimide yormuştu anlaşılan.

*****

Sabah gözlerimi açtığımda yine kendimi havada buldum. Tek fark, kendime gelip düştüğümde yüz üstüydüm. Burnumu yere çarpınca gözlerimde yaş geldi resmen.

Uzun hava şeklinde bir,

"Aah!"

Çekerek yerimde doğrulurken kapı zilini duydum.
Elim burnumda duvardaki saate baktığımda
2 buçuktu. Kim gelir bu saatte diye ayağa kalkarken yerdeki kanı gördüm. Yine burnum kanamıştı ama yere çarptığım içindi bu kez.
Kapı tekrar ısrarla çalınca elim burnumda kapıya gelip delikten baktım.

" İbo?"
İbo gelmiş kapı deliğinden bana gülümsüyordu.
Hayırdır inşallah.

Kapıyı açtım hemen.
İbo'nun gülümsemesi yüzünde soldu.

"Gece?
Gece iyimisin burnuna ne oldu.

Yoksa... "

" Yok bişey ibo.
Düştüm."

" Ne? Düştün mü. Nasıl? "

" Koltukta sızıp kalmışım.
Kalkarken yüz üstü düştüm. Sen gir ben yüzümü yıkayıp geliyorum."

İbo içeri girerken bende banyoya gidip yüzümü temizleyip geldim.
Mutfaktan gelen sesleri duyunca mutfağa girdim.

İbo masa hazırlıyordu.
Masadakikeri görünce hem şaşırdım hem sevindim.

" İbo ne bunlar."

" Gelirken boş gelmek istemedim.
Sen seviyorsun diye tantuni aldım."

" Valla iyi yapmışsın.
Bu saatte birde yemek için uğraşmaktan kurtuldum."

Diyerek masaya çöktüm.

" Ee...
Gecen nasıl geçti."

" Çok oğlondom."

" Ne?"

" Çok oğlondom. Dodom. "

"Kızım önce ağzındakini yut. "

Ağzımdakini yutup devam ettim.

" Dedimki çok eğlendim.
Güzel bir ışık gösterisi izlettim onlara.
Acayip şekilde şok oldular.
Eminim beni uzaylı falan sanmışlardır.

En son Tamer aniden bana saldırmak isteyince 2 metre uçmak zorunda kaldı."

İbo kahkaha atarak.

" İyi olmuş ona.
Peki ne kadar aldın."

" Bilmem yorgunluktan bakmadım ki. Gücümü fazla kullandığım için bitkin düşmüşüm."

Diyerek yerimden hızla kalkıp vestiyerden çantamı çıkarıp masaya döndüm.
Masanın ortasına ters çevirdiğim çantanın içinden biraz para bolca çek çıktı.

"Çekleri bozamayız.
Parada idare eder. "

" İyi bak bir daha göremeyeceksin.
Bu paraları bu gece Hazar Beye bırakacağım."

" Ne.Neden? "

" Bu paraları gerçekten yetimlere kullanmasını isteyeceğim.

Tamer den daha güvenilir biri bence.
Tamer'in evindeyken çıkmama izin verdi.

Bi dakka ya.
Sen neden geldin İbo."

" Seni görmek için nedene mi ihtiyacım var."

" Yok tabide...

Sen boşa gelmezsin. Dökül. "

" Yok valla.."

" İboo!"

" Tamam ya.
Gece..."

" Efendim. "

" Bırak artık."

" Neyi."

" Hırsız kelebek olmayı."

" Neden.?"

" Neden mi?
Sen mi soruyorsun bunu.?
Nasıl bu kadar rahatsın anlamıyorum.
Kızım ömrün bitiyor. Gün sayıyorsun.
Kalan zamanını bu şekilde harcama.
Gel seninle dünya turuna çıkalım. İstediğin her yere götürüm seni.

Amerikadan tut, Çin'e, Avusturalya'ya kadar bütün dünyayı gezdiririm.
Yeterki bırak."

İbo'nun gözlerine baktım. Buğulu buğulu bakıyordu bana. Hani ağladı ağlayacak.

" Dünyayı gezmek kaç gün sürer bilmiyorum. Ama sana söz, son ( 200 ) de bırakıp seninle dünyayı gezelim.
Ahu'yu da alalım hatta.

Ama ondan önce olmaz İbo.
Ben kendi hayatımdan ve zenginlerden intikamımı almadan olmaz...

" Kahve istermisin.?
Geçenlerde aldım.
Çok taze."

Dedim konuyu değiştirerek.

" Çok kötüsün Gece.
Kendine hiç acımıyorsun."

" Bana Allah acısın İbo.
Allah'ım çok amin. Öbür tarafa hırsız gideceğim çünkü."

Dedim kahveleri yaparken.

" İbo bana bir iyilik yap lütfen."

" Nedir söyle,yeter."

" Benim için bir not çıkar.
Notta Tamer'in bir hırsız olduğunu paraları zimmetine geçirdiğini ve isviçre bankalarındaki gizli hesap numaralarını ifşa et.

Bende o kağıdı Hazar'a vereyim."

"Tamam akşam elinde olur. "

🦋🦋🦋

Gece olmuş yine siyah kıyafetlerimi giymiş,siyah eldivenlerimi takmış maskemide para dolu çantaya koyup,

İbo'nun getirdiği çıktı şeklindeki notu da alıp evden çıkmıştım.
İstikamet Hazar Gökdemir'in eviydi.

Eve geldiğim de önce maskemi taktım. Bütün ışıklar kapalıydı.
Evde değilmiydi.
Yanlış bir geceyi seçmiştim sanırım.
Ama yinede emin olmak istedim.
Güney bölgesindeki ağaçlık alandan geçerek bahçe duvarına sonrada atlayarak evin çatısına çıktım.
Çatı boyunca dolaşarak evin bütün ışıklarını ve bahçeyi kolaçan ettim.

Sonrada terasın korkuluk demirlerine atlayarak, demirlerin üzerinde bütün terası gezerek etrafa baktım.

Kimse yoktu sanırım. Yarın yeniden gelirim diyerek demirlerin üzerinde koşarak karşıya atlayacakken. Onun sesiyle demirlerin üzerinde kayarak durdum.

"Hoşgeldin...

Nasıl yapıyorsun bunu?"

Aniden arkamı döndüğümde terasın ışıkları yandı.
Hazar tam karşımda elleri ceplerinde bana bakıyordu.
Bu hareketi onu daha çekici daha heybetli gösteriyordu doğrusu.

" O şeyleri...
Nasıl yapıyorsun?

Ellerinden elektrikler çıkarıyorsun. İncecik demirlerin üzerinde koşabiliyor yada ayakta duruyorsun.
Uzaylılara inansaydım uzaylımısın derdim."

Yüzüne baktım gülümseyerek
Aslında kahkaha bile atabilirdim bu cümleye ama kendimi tutuyordum.

"Dün geceden sonra bu gece geleceğini biliyordum.
Tamer'e hırsız dedin o halde paraları geri getirecek diye düşündüm ve tahminim doğru çıktı."

Sırtımdan çantayı çıkararak içinden para çantasını alıp Hazar'ın önüne yere attım. Sonrada İbo'nun yazdığı kağıdı arka cebimden almak için elimi cebime attığımda çatık kaşlarla baktı yüzüme.
Devam edip kağıdı çıkararak çantanın üzerine attım onuda.

Çenemle kâğıdı işaret ettim.
Sağ elini cebinden çıkararak iki adım öne geldi ve kağıdı alarak tek eliyle açıp yazanları okudu.

Kaşları çatık bir süre tekrar tekrar okudu.
Sonra bana çevirdi bakışlarını.
İşim bittigi için arkamı dönmüştüm ki.

"Gitme. Konuşalım. Seni tanımak istiyorum."

*********************************
Beğeni ve yorumlarınızı bekliyorum

Loading...
0%