@azamet_29_2
|
Selam yeni bölümden merhaba. 🦋🦋🦋 (319) Sonra bana çevirdi bakışlarını. "Gitme. Söylediği şeye şaşırdım. Yoksa tuzak falanmı kurdu. Ayakta bulunduğum demirden arkaya ve aşağıya baktım önce. "Seni yakalamaya çalışmak gibi bir niyetim yok. Tuzak falanda kurmadım. Şuan bu evde ikimizden başka kimse yok. Herkesi yolladım." Aklımımı okudu o. Oda benim yüzümü izliyordu. Umut ediyordu sanki durmamı. Konuşmalımıydım. Demirin üzerinden inerek demire oturdum. Oda,yerdeki çantayıda alıp terastaki ikili koltuğa oturdu. Arkasına yaslandı. Ayağa kalkarak tam karşısına denk gelen demire oturdum bu kez. Kollarımı göğsümde birleştirdim. "Kimsin?" Dedi, sanki işaretimi bekliyormuş gibi. Bu ilk soruya gözlerimi devirerek cevap verdim. Sanki maskemi kaldırıp merhaba ben Gece hatırladın mı diyecektim. "Yada nesin? Sadece gülümsedim. "Konuşabiliyormusun.?" Başımı aşağı yukarı salladım evet anlamında. Şuan kahkaha ile gülmek istiyordum. "Neden konuşmuyorsun o zaman." Omuz silktim istemiyorum dercesine. Bacak bacak üstüne atarak kollarını göğsünde birleştirdi oda. "Sesinden tanınmamak için konuşmuyorsun." "Akıllı adamsın Hazar." Dedim içimden. "İnsan olduğuna şüphe yok ama o elektrik... O nasıl oluyor. Sağ elimdeki eldiveni çıkaracak gibi yaparak yüzüne baktım. "Tekrar yapabilirmisin.? Ayağa kalkıp terasın ortasına doğru iki adım attım yavaşça. Avucumdaki elektirik yoğunluğunu arttırırken avucumu yavaşça açtım. Şuan avucumda elektirik yüklü bir küre vardı. Kocaman gözlerle şaşkın baktı Hazar. Yaklaşmak isteyince bir adım geriledim. "Sadece yakından bakmak istedim. Kötü bir amacım yok. Söylediği şeye inanmak isteyerek durdum. Elimi ona doğru uzattım. Elleri ceplerinde bir süre izledi...İzledi... "Gerçekten ilginç." Elimdeki ışık topunu söndürdüm ve eldivenimi giyip, geriledim demire oturdum tekrar. "Alpay seni vurmak istedi ama kurşun sana değil duvara saplanmıştı. Yüzüne baktım. Merakla cevabı bekleyen Hazar'a bir bakış attım. Sadece omuz silktim. "Anladım söylemeyeceksin." "Peki ikinci kattan düştüğünde nasıl sağlam kaldın?" Bak bunu görsün istiyordum ama onuda gösteremezdim. Yine omuz silktim. Adam beni ciddi ciddi sorguya çekiyor iyimi. "Ne zamandan beri yapabiliyorsun bunları." Yüzüm düştü. Anne babamla yolda giderken başımıza gelenleri hatırladım. Başım önde 1 parmağımı kaldırdım. "1 yıldır mı?" Yoğun bakımdan çıktıktan baya sonra keşfettim gücümü. Yine başım önde şekilde başını salladım. "Canın acıyormu? Elimi çeneme koydum, bunu hiç düşünmemiştim aslında. Hayır acımıyordu. Başımı iki yana salladım. "Neden bu gücünü hırsız olmak için kullanıyorsun?" Yine omuz silktim. "Herşeyi de bilme Hazar Bey." Dedim içimden. "Çaldığın paraları ne yapıyorsun. Büyük meblağlar almışsın insanlardan." Gülümsedim sadece. "Bir kuruşuna bile dokunmadan Bunu anlatabilecek kısa bir işaret bilmiyordum. Bu yüzden gülümsemekle yetindim. "Yedim içtim mi diyorsun?" Kaşlarım çatık ,sinirle baktım yüzüne. "Sinirlendin! Bu kez gülümsedim. "Anladım Hırsız Robin Hood'culuk oynuyorsun." Tek kaşımı havaya kaldırarak başımı iki yana salladım yine. Elimi arka cebime attım. Dikkatle beni izliyordu. Arka cebimdeki kırmızı kelebeği çıkardım. İki parmağımın arasına alıp havaya kaldırdım. Kelebeğe bakarak biraz bekledi. "Hmm. Hırsız kelebek." Dedi. Kelebeği tekrar cebime koydum yüzümde sinsi bir gülümseme ile. "Adın, Hırsız Kelebek. Mi ? Böylece adınıda öğrenmiş oldum o halde. Söylediği şeyle oldukça şaşırmış şekilde gözlerine baktım. "En çokta bunu merak ediyorum." Yüzüm yeniden düştü ama çabuk toparladım. Yine omuz silktim. Söylemeyeceksin bunuda. Aniden ayağa kalktım. Yine çenemle kendisini gösterdim. Sıra banamı geçti diyorsun. "Hazar Gökdemir adım." Gözlerimi devirdim bu cümleye. Onu zaten biliyorduk. Kollarımı arkamdan önüme alıp göğsümde birleştirdim. "28 yaşındayım. Sessizce gülmeme engel olamadım. "Bu kadar." Tek kaşımı havaya kaldırdım yine. İki adım gerileyip, iki elimi kullanarak kolye ve bileklik işareti yaptım. "Sakın bana bir daha bunu sorma." Diye kükredi. Yaptığı bu hareket aniden korkmama sebep olunca hızla geriye doğru sıçrayarak demirlerin üzerine döndüm. Ayakta yumruklarım sıkı durarak yüzüne baktım. Elini burun kemerine bastırarak gözlerini kapattı. Sinirli bir nefes aldı. Böylelikle konuşmamızda bitmişti. Cebimdeki üzerinde (319) yazan kırmızı kelebeği terasa kendimide aşağı bıraktım. 🦋🦋🦋( 304 ) Bu sabah kahvaltı masasına oturduğumda aklıma gelen şeyle kendime bir liste yapmaya karar verdim. Hem çayımı içiyor hemde elimde kağıt kalem yazıyordum. Önce bir başlık attım kağıda. Zaman su gibi akıyor diyorlar ya çok doğru. Madem zamanım azdı o halde kendime zaman ayırıp değerlendirmeliydim. Listemdeki ilk sıraya bu sabah fırına giderken afişlerini gördüğüm resim sergisini yazdım. Örnek bir iki resim bile vardı afişte. Gerçekten bazı insanlar resme acayip yetenekliler. Serginin altına, Listemi yaptıktan sonra kendime bir bardak daha çay doldurup elime alarak telefonumu çıkarıp Ahu'yu aradım. "Alo Ahu." "Alo Gece. Hayırdır bi sorun yok değilmi." " Hayır hayır bir sorun yok. " "İyisin yani." "İyiyim Ahu. "Gece sen beni ne zaman sabah aradın. O yüzden şaşırdım. Bir şey oldu sandım. " "Öyle mi ya.. Gerçekten ben seni hiç sabah aramıyormuyum. " "Hayır canım. Genelde akşam yada hiç." "Kusura bakma ya." Dedim gülerek saçlarımı düzeltirken. "Söyle şimdi neden aramıştın." "Seninle sergiye gidelim bu akşam demek için. " "Bu akşam sergimi varmış. "Tamam canım önemli değil başka sefere." "Gece İbo'yu arasan o gelebilir." "Evet onu arayım sonuçta memur değil kendi işi. "Sağol canım çok öpüyorum." Ahu ile konuşmamızı bitirip İbonun numarasını tuşladım. "Alo İbo bugün ne yapıyorsun." Diyerek direk konuya girdim. "Sağol Gece bende iyiyim." Dedi dalga geçerek. "Boş ver programı. "Tabiki sen iste yeter. Nereye?" "Merkez galeriada resim sergisi açılıyormuş. "Resim sergisi mi? "İyi tamam o zaman, kaçta.?" "Akşam 8 de. Taa...Buraya kadar yorulma orda buluşalım." "Tamam olur." Evet. Bugün için planım sergi gezmek sonra bir şey daha bulabilirim belki. Şimdi akşam için uygun bir kıyafet ayarlamalısın Gece. Tamam çok zengin değilim ama uygun kıyafetlerim var. Evet çaldığım paralara dokunmuyorum. Çalışmıyorumda. Dolabındaki siyah sırtı kelebeklerimi açıkta bırakacak tarzda olan elbisemi seçtim. Altına siyah papuç,saçlar dağınık topuz ,yüzüme biraz makyaj birde pembe ruj. Gözümde kendimi canlandırdığım da kombin fena olmadı. Akşam olmuş hazırlanıp Merkez Galeria'nın önüne taksi ile gelip inmiştim. İnsanlar eskiden sanatla daha fazla ilgilenirlermiş. Ama şimdi o kadar ilgi görmüyor. Gelenler ya sanat camiasından yada yaşını başını almış insanlar, Gençler ise umursamıyorlar bile. "Ne yapıyorsun, yıldızmı topluyorsun ? " Arkamdan gelen ses İbo'nundu. Anında arkamı döndüm. "İbo! Gözlerime inanamıyorum. "Teşekkür ederim. Diyerek bana sarılıp alnımdan öptü. O sırada girişte durmuş bize bakan kişiyi görünce bir anlığına şaşırdım. Hazar Gökdemir de burdaydı. Bunu sabah okusaydım gelmezdim heralde. Şuan Hazar koyu renk gözlerini dikmiş bize bakıyordu. "İyi akşamlar." Diyerek devam ettim. O konuşmadı tabiki. "Gece... "Evet." Dedim gülümseyerek. "Hatta kahve ikram etmişliğim bile var." "Ne diyorsun evinemi geldi. "Boşver İbo." "Vaybe az değilsin sen. Sır küpü. "Gidip söyle o zaman." "A, yok kalsın. Konuşarak ikinci kata çıkarak resimlerin olduğu salona geldik. Tahmin ettiğim gibi çok insan yoktu yada henüz gelmemişlerdi. "İbo. Ne kadar güzeller değilmi." Dedim hayran hayran bakarak. "Gece sen tek tek incele tadını çıkar ben kendimize içecek birşeyler alıp geliyorum." Evet anlaşıldığı üzere İbo sadece beni kırmamak için gelmişti. Yoksa resimlere ilgisi falan yoktu. Tek tek resimleri inceledim. Her birinin bir hayale ve başka bir dünyaya ait olduğu tuale işlenmişti resmen. Hemen yanında bir tane daha vardı "Kelebekleri seviyorsun sanırım." Arkamdaki ses Hazar'ındı. "Evet seviyorum." 'Muazzam yaratıklar. "Ama az yaşıyorlar. Evet şuan üzerimde olan elbisenin sırtı açık ve kelebeklerim görünüyordu. Evet şuan üzerimde olan elbisenin sırtı açık ve kelebeklerim görünüyordu Kendi ömrümü temsil ettiği için kelebek dövmesi yaptırmıştım. "Bu yüzden seviyorum onları." "Erkek arkadaşın nerde?" Başımı çevirip yanımda duran Hazar'a baktım. Gülmemek için yanaklarımın içini ısırdım. "Sanırım senin kadar ilgilenmiyor resimle ,sanatla." "Hayır hiç anlamaz. Dedim gülümseyerek. "Gece." "Ah. Gel İbo. Seni Hazar beyle tanıştırayım." İbo elindeki içeceğin birini bana verdikten sonra boşta kalan elini Hazara uzattı. İyi akşamlar. Gece'nin..." Demiştiki. "Erkek arkadaşım." Diyerek araya girdim. "Memnun oldum." Dedi İbo. Hazar astığı suratıyla bende diyerek el sıkıştılar. "Ne işle meşgulsün İbrahim Derince." "Bilgisayar uygulama yazılım kodlama ne ararsanız." "İbo çok yetenekli biridir bilgisayar işlerinde. " Dedim gurur duyarak. O sırada arkasından gelen Alpay dikkatimi çekti. "Abi! "Tamam birazdan çıkacağımı söyle." "Sanırım işiniz var biz sizi oyalamayalım. " Dedim elimi uzatarak. Hazar elimi sıkarak iyi akşamlar dedi ve arkasını dönüp Alpay ile birlikte çıktı. "İbo seni beğenmedi galiba." Dedim İbo'ya bakıp gülerek. "Hadi gezmeye devam edelim." Diyerek İbo'nun koluna girip resimleri dolaşmaya devam ettim. 🦋🦋🦋 Resim galerisine sadece yüzümü göstermeye gitmiştim. Sponsor oldugum içindi bu. Galeriye geldiğimde arabadan inmiş içeri girecekken onu görmüştüm Gece... Gece'de gelmişti. Resim galerisi herkese açık olduğu için Gece'de görmeye gelmiş olmalıydı. İçeriye girip resim salonuna geldiğimde yalnız şekilde hayran hayran resimlere bakan Gece dikkatimi çekti yeniden. Yanına yaklaşarak, ellerimi ceplerine sokarak, "Kelebekleri seviyorsun sanırım." Dedim. Anında bana döndü. "Evet seviyorum." Dedi tekrar resme dönerek. 'Muazzam yaratıklar. "Ama az yaşıyorlar. Sevdiğin vücudundaki kelebek dövmelerinden anlaşılıyor." Diye devam ettim. "Evet. Maalesef ömürleri çok kısa." Dedi önüne yere bakarak. "Bu yüzden seviyorum onları." "Erkek arkadaşın nerde?" Diye sordum. "Sanırım senin kadar ilgilenmiyor resimle ,sanatla." "Hayır hiç anlamaz. Dedi gülümseyerek. Zevkleri aynı değildi. "Gece." "Ah. Gel İbo. Seni Hazar beyle tanıştırayım. " Çocuk elindeki içeceğin birini Gece'ye uzattıktan sonra elini bana uzattı. "İyi akşamlar Hazar Bey. Gece'nin. Demiştiki. "Erkek arkadaşım." Diyerek araya girdi Gece. "Memnun oldum." Dedi İbrahim. "Ne işle meşgulsün İbrahim Derince." Diye sordum. "Bilgisayar uygulama yazılım kodlama ne ararsanız." İyiydi mesleği. "İbo çok yetenekli biridir bilgisayar işlerinde. " Dedi Gece över şekilde. "Abi!" Diyen Alpay'ı duyunca sustuk. "Erdem bey aradı. "Tamam." Dedim. " Birazdan çıkacağımı söyle." Diye ekledim. "Sanırım işiniz var biz sizi oyalamayalım. " Diyen Gece'ye döndüm tekrar. İyi akşamlar diyerek uzattığı elini sıktım. "Alpay arabayı getir gidelim artık." "Tamam abi." Alpay arabayı getirmeye giderken bahçeye giren taksiyle İbrahim'i içinden çıkarken gördüm. Aklıma ilk gelen Gece oldu. Koşarak yanına giderek ne olduğunu anlamaya çalıştım. Gece'yi arka koltukta yüzü kan içinde görünce şok oldum. Yine burnu kanamıştı ve bayılmıştı. |
0% |