Yeni Üyelik
31.
Bölüm

🦋K.B 31 Zehir 🦋

@azamet_29_2

Eğer tamamen iyi olursam...
Olursam..."

" O zaman benimle evlenecekmisin...?

Evlen benimle Gece.
O günü bile beklemeyelim hemen evlen benimle.

Kocaman açtım gözlerimi.

" Nnööeeeeeyyyyyyy."

Hazar'ın kurduğu cümle ile birden kalbime yumruk yemiş gibi hissettim.
Hatta kendi elektriğim kendimi çarpdı sandım.
Ellerimi kollarımı koyacak yer bulamadım.

Panikle yataktan kalkarken kendi ayağıma basıp geriye sendeleyince yine Hazar'ın eli tuttu sırtımdan.

Anında toparlanıp kendimi geriye çekerek düzelttim ve,

" Yok artık.
A. A.. Acelemiz ne?" Dedim kızarmış bir yüzle. Hazar kahkaha ile gülmeye başlayınca yüzüne baka kaldım.
Gülme be adam.
Sen gülünce ben alıklaşıyorum. Gülme!

Dedim içimden.
Ayağa kalktı Hazar.
Bir adımda yanıma geldi.
Ellerini yavaşça belime sarıp beni kendine çekerek yüzüme baktı.
Gülen yüzü duruldu.
Başını öne eğerek alnını alnıma dayadı.

" Heyecanımı mazur gör Gece.
Hep yanımda kal istiyorum.
Gitme. Hep yanımda ol.

Tamam beklerim.
Ne kadar istersen beklerim.
Yeterki gözlerime kalbime yakın ol."

Ne diyeceğimi bilemeden öylece kaldım. Ne diyebilirdim ki.
Başımı sallamakla yetindim.
Hazar alnımdan öpüp çenesini
başımın üzerine koydu.
Beni geniş göğsüne bastırdı, sarılarak.

" Uzan dinlen.
Benim çıkmam lazım. Şirkete gideceğim sonra dışarda bir işim daha var.
Ama sonra evdeyim. Akşam görüşürüz. Seni özleyeceğim."

Dedikten sonra zoraki gider gibi bir halde odadan çıktı.

Derin bir nefes alarak kendimi yatağa bıraktım.
Hazar'ın kurduğu cümle aklımda gidip gidip geldi. Ciddimiydi hemen evlenelim derken.

Yok ya.
Beni denedi sadece.
Peki ciddi olsa ben kabul edermiydim.

Gece kendine gel.
Ne evlenmesi. Acelen ne.
Tabakhaneye birşeymi yetiştiriyoruz.

Kendimi yatağa bırakıp kollarım bacaklarım çapraz yatarak gözlerimi kapattım. Sabah erken kalkıp hastaneye gidince uykumuda alamamıştım.
Biraz uyumak iyi gelir uyu gitsin Gece.

🦋🦋🦋

Hazar aklı Gece'de kalarak çıktı evden.
Artık inkar etmiyordu.
Ben bu kıza aşığım, seviyorum.
Dedi kendi kendine.

Bir yanı Bade'de kalsada diğer yanını Gece'ye kaptırmıştı.
Bade'den sonra hiç bir kadına bakmam diye düşünürken bir gece, hayatına giren Gece ile hayatıda gelecegide bir anda değişmişti.

İlk önceleri tereddüt yaşasada açıkça kendine itiraf ediyordu artık Gece'yi sevdiğini.

Yol boyunca bunu düşünerek gitti şirkete.
Garajda inip bir an önce işlerini bitirip eve dönme arzusu ile girdi binaya. Asansöre binip ofisine çıktı.

Sekreteri elinde günün programı ile bekliyordu ofiste.

" Efendim arka arkaya iki toplantınız ve bir özel görüşmeniz var."

"Tamam."

" Birde akşam 5 de Sinan bey ile randevunuz var.
Yapacakları site ile ilgili sizinle görüşmek istiyor."

" Tamam, başka. "

" Bu kadar."

Hazar önce toplantılara girdi.
Konsantre olmakta zorlansada bitene kadar dayandı.
Sonra görüşmelere ve randuvuya katıldı. İlk kez bu kadar zor geldi şirkette olmak. Bütün günü yoğun geçmişti.
Akşam olduğunda başındaki müthiş ağrıyla attı kendini ofisindeki 3lü koltuğa.

Ayaklarını kolçağın üzerine kaldırdı.
Boyu uzun olduğu için ayakta çok durduğunda bazen tansiyonu oynuyordu ve yine oynamıştı.

Sekreteri içeri girdiğinde.

" Sakın birşey daha söylemeyin.
Bir kişi daha göremem."

Kadın gülümsedi.

" Telefonunuz toplantı odasında kalmış efendim.
Alpay bey arıyor."

" Tamam ver." Dedi yattığı yerde elini uzatarak.

Kadın telefonu yatan adama verip kapıyı da kapatıp çıktı.

" Söyle Alpay. "

" Abi.
O şerefsiz Rıfat'ı bulduk!"

Hazar anında yerinde doğruldu.

"Nihayet ." Dedi.

" Şimdi nerdesin Alpay? "

" Aşağıdayım abi."

" Bekle geliyorum."

Hazar hızla kabanını ve silahını alıp odadan çıktı.

Hazar ve Gece'yi tuzağa düşüren Rıfat ve adamlarıydı.
Şahin Rıfat'ı satın almış arabaya gaz koymasını, kaza yapmalarını sağlamıştı.
Şahin'in eline düşmelerine Rıfat yardım etmişti.
Sonrada aldığı para ile ortadan kaybolmuştu. Hazar bunu öğrendiğinde resmen delirmiş ama onu yakalayamamıştı.

O günden beride Hazar'ın dört bir tarafa saldığı adamları
Rıfat'ın peşindeydi ve sonunda bulmuşlardı.

Hazar asansörden inerek Alpay'ın beklettiği arabaya geldi ve arkaya bindi. Alpay gaza basıp garajdan çıkarak ana caddeye sürerken,

" Neredeymiş o şerefsiz hain."

" Liman bölgesinde abi. Bir gemide saklanıyormuş. Saçı sakalı değiştirmiş. Yani kılık değiştiriyor aklınca.
Sahte pasaport yaptırırken bizimkiler fark etmiş.
Şimdi depolardan birinde kumar partisindeymiş. İçki, kumar karı kız ne varsa."

" Gösterecem ben ona karıyı kızı.
Benim ekmeğimi yiyip nasıl beni satar öğretecem.
Bu geceden sonra gideceği tek yer mezar.
Onada pasaport gerekmiyor."

İki adam liman bölgesine gelince Alpay sessizce park etti arabayı.
Kendilerini bekleyen iki adam koşarak yanlarına geldiğinde,

Alpay:
"Hangi depo Oğuz?"

" 9 numara abi. "

" Gidelim." Dedi Hazar belindeki silahı kontrol ederek.

Bir kaç dakika sonra deponun önüne gelerek kapının önünde bekleyen iki adamı sessizce etkisiz hale getirdiler.

Açtıkları kapıdan yine sessizce içeri girerek eğlenceyi izlediler bir süre uzaktan.
Karanlık mekânda tek bir sarı lamba altında 5 erkek 5 tane kadın, içki masası kurulmuş, etraflarında birer adam daha kumar oynayıp içiyorlardı. Keyiflerine diyecek yoktu.

Hazar hızlı adımlarla yürüyerek çıkardığı silahı önce havaya çevirip ateşledi. Sonrada Alpay ve diğer adamlarla beraber şuan eğlenceye dalmış adamlara çevirdiler namnuları.

Kadınlar çığlık atarak yerlerinden kalkarken diğerleri ellerini silahlara atsalarda Hazar'ın gürleyen sesiyle oldukları yerde kaldılar.

" Kıpırdayanın beynini patlatırım."

Hazar kızlara döndü sonra.

" Çıkın." dedi otoriter bir sesle.

Kadınlar çantalarını alıp koşarak çıkarken,
Rıfat kocaman gözlerle karşındaki adama baktı. Karanlıkta siyah elbisesi gölgede kalan yüzü ve uzun boyuyla şuan gözüne daha bir korkutucu görünüyordu Hazar Gökdemir.

Rıfat'ın kendine baktığını gören Hazar,

" Ne oldu Rıfat.
Seni bulamayacağımı mı sandın?"

Dedi elindeki silahı beline takıp kumar masasın tuttuğu gibi ters çevirirken.

Adamların her biri ayağa kalkarak gerilerken Rıfat yerinden kıpırdamadı. Hâlâ sandalyede oturuyordu sessiz.
İçmiş, kafası oldukça iyi yada iyi numarası yaparak gülmeye başladı.

" Beni bulacağını biliyordum Hazar Gökdemir.
Yadaaa eski patronum mu demeliyim?
Sadece daha geç olmasını umuyordum. Şansa bak.

O orospu çocuğu Şahin bir bok beceripte seni öldüremediği gibi birde ölüm olup beni buldun.
Şansımı sikeyim."

" Hain şerefsiz!"
Dedi Hazar hızla gelip Rıfat'a yumruğunu geçirerek.
Adam yedigi gülle gibi yumrukla kendisini sandalyeyle birlikte yerde buldu.

Patlayan yanağından ağzına sızan kan ağzında birikirken çenesinin kırıldığını sandı Rıfat.

Bir süre eli çenesinde kendine gelmeye çalıştı.
Yerden kalkmaya çalışırken yere tükürdü ağzında biriken kanı.
Dizlerinin üzerine doğruldugunda Hazar yakasından tuttuğu gibi ayağa kaldırdı.

Şuan o kadar sinirliydiki öfkesi gücünü tetikliyordu sanki.
Adamı sandığı Rıfat'ın ihanet edişi, tuzağa düşüşleri.
Şahin'in eline düşmeleri yüzünden Gece'nin başına gelenler.
Gece'nin kalbinin duruşu...
Bir bir gözünün önünden geçti.
Öfkeyle tuttuğu adamın ayakları yerden kesildiğinde herkesin gözü bir Hazar'da bir Rıfat'taydı.

" Nasıl ihanet edersin lan!"
Yıllarca ekmeğimi yedin soysuz köpek.
Üç kuruşa beni satmaya nasıl cesaret edersin. Nankör şerefsiz! "

" Ben sana hiç sadık olmadım ki ihanet edeyim"

Diyen adamla böğründe bir acı hissetti Hazar. Karşısındaki adamın yüzünde gördüğü adi gülümsemeden tiksindi.
Başını öne eğdi.
Rıfat'ın elindeki sustalı Hazar'ın böğründe saplıydı.
Alpay korkuyla bağırdı.

" Abi!! "

Hazar umursamadı.

" Beni bununlamı öldürecen lan!" Diyerek burnunun üstüne gömdü kafasını.
Adam yere sırt üstü düştüğünde burnundan akan kana aldırmadan hâlâ gülüyordu.
Ayı gibisin Hazar. 9 canlısın.

" Bununla ölmeyeceğini ben bilmiyormuyum sanıyorsun.
Senin gibi ayıya sustalı bir bıçak ne yapsın."

Hazar böğründe saplı bıçağa hiç aldırmadan yerdeki adama çullandı.
Arka arkaya yumruklamaya başladı.

"Gebereceksin Rıfat.
Bu gece gebereceksin. İbreti alem seni bu deponun tavanında sallandıracağım. "

Yüzü dağılan adam hâlâ gülerken,

" Yalnız olmayacağım Hazar. Sen ve o kız da geleceksiniz."

Hazar duyduğu şeyle beyninden kurşun yemiş gibi oldu.

"Ne diyon lan sen? " Dedi Hazar Rıfat'ı yakalarından tutarken.

Rıfat'ta Hazar'ı yakasından tuttu.

Kanlı ağzıyla sırıtarak,

"O bıçakda yılan zehiri var Hazar Gökdemir.
Yılanın zehiri kanında, yılanın kendisi evinde.

" Bu gece 3 kişi yolcu Hazar."

Dedi Rıfat kahkaha atarak.

"Üçümüz birlikte gideceğiz."

"Yalan."
Dedi Hazar haykırarak.

"Yalan söylüyorsun."

Hızla yerinde doğruldu. Aklı darma duman olmuştu. Evde bir hain daha vardı. Yada iki bilmiyordu.
Hemen eve dönmeliydi.
O hain kimse Gece ile evdeydi. Öfkesinden deliren Hazar böğründe saplı bıçağı hızla çekerek sağ eline aldı.
Yerdeki Rıfat'ın yanına çökerek boğazından tutup yere sabitledi.

" Sen tek gidiyorsun Rıfat. Ama yemin ederim o piçleride arkandan yollayacağım."

Diyerek elindeki bıçağı Rıfat'ın kalbine sapladı. Etraftakiler korkuyla izledi olanları.
Hazar ayağa kalkarak belindeki silahı çekip Rıfat'ın adamlarını vurdu tek tek.

Geriye dönüp koşarak Alpay'ın yanından geçerken

"Hemen gidiyoruz.!" Dedi.
Depodan çıkıp Alpay ve Hazar kendi arabalarına diğer ikisi kendi arabalarına binerek hızla hareket ettiler.

Alpay:

"Abi sen çocuklarla hastaneye git. Ben giderim eve.

" Olmaz. Bas gaza."

" Abi o bıçakta zehir varsa..."

" Varsa var.
Önce Gece."

" Abi yapma!
Ben gidiyim, sen hastane git."

" Olmaz dedim Alpay. Delirtme beni. "

Şeytan Hazar'ın aklıyla oynuyordu adeta. Aklına gelmeyen yoktu.

Gazı kökleyen Alpay yarım saat olmadan yetişti eve.
Hızla bahçeye girip arabalardan indiler. Kimse yoktu bahçede, her yer fazla sessizdi.
Ne adamlar nede köpeği Paşa.
Çıt yoktu. Hazar'ın endişesi dahada arttı. Koşarak evin kapısına yaklaştığında gördü Paşa'yı Hazar.
Hayvan yerde hareketsiz öylece yatıyordu.

Arkasındaki Alpay:

" Hassiktir." çekti üzgün sesiyle.

" Oğuz, Arif etrafı kontrol edin."

Diyerek yolladı diğer ikisini.

Hazar'ın gözü kapıya diktiği adamları aradı. Buldu da. Ama sadece birini.
Adam yerde alnından vurulmuş yatarken diğeri ortada yoktu.
Hazar'ın yüreği koptu.
Aklından geçenler beynini yakıyordu adeta.
Kapıyı açıp hızla içeri daldı arkasındanda Alpay.

Salona baktı ilk.
Gördüğü şeyle dondu.
Aklı yandı. Ruhu yandı.
Kalbi...
En çokta o yandı.

Salonda yerde yatan Gece'yi gördü.
İşte o an bütün bedeni yandı. Hemen yanına koştu.
Gece, gözleri yarı açık yerde öylece yatıyordu.

"Gece.
Gecem!"

Dedi Hazar. Kızı kaldırıp dizlerinin üzerine çekerek. Elini yüzüne koydu sarstı ama hiç bir tepki vermedi Gece.

"Geciktin.!"

Hazar duydugu sese döndü.
Arkasındaki Alpay bir kez daha küfür etti silahı adama doğrulturken.

Ağır ağır merdivenden inen adam:

" Görüyorum ki hala yaşıyorsun. Elindeki silâh kıza çevrili devam etti.

" Bir an Rıfat işini bitirdi sandım.
Üzülmüştüm doğrusu.
Çünkü sonunuz benim elimden olacak demiştim ona."

Hazar:

" Sen...
Yüzünün ve ellerini bir kısmı yanmış, çirkinken daha çirkin olmuş adama baktı dikkatle.
Kızı yere bıraktı tekrar.

" Şahin...?
Nasıl çıktın lan ordan!"

Diyerek adamın üzerine yürürken ayağının dibine sıkılan kurşunla çivilendi yerine.

"Abi dikkat et."

Diye uyardı Alpay.

"Kıpırdamayın ilk kıza sıkarım."

" Ne yaptın lan!
Ne yaptın ona. Seni şerefsiz korkak.
Gücün onamı yetti."

Adam birden kahkaha attı.

" Bu kızı hafife almamayı yanarak öğrendim Hazar.
O yüzden işimi garantiye aldım.
Şuan felç olmasaydı beni kızartırdı bunu biliyorum."

" Ne?
Ne dedin? Felç.?"

"Evet aldığı zehir ile felç oldu.
Bir kaç saat içinde ikinizde hastaneye gitmezseniz acı çekerek öleceksiniz. "

Ve ben sizi izleyeceğim.

🦋🦋🦋

Gözlerimi açtığımda oda karanlıktı.
Birazcık uyuyayım derken akşamı etmiştim.
Ne çok uyumuşum. Kaç gündür koştur koştur yorulmuşum be. Dedim yerimden kalkarak.
Önce banyoya geçip sargıya dikkat ederek elimi yüzümü yıkadım. Sonrada kurulayıp çıktım. Guruldayan midem mutfağa git diyince ona uyup odadan çıkarak merdivenlere yöneldim.
Salona göz gezdirdim önce kimsecikler yoktu. Hazar gelememişti.
Tabi kaç gündür benim yüzümde işleri aksadığı için bitmek bilmemiştir. Aşağı inip mutfağa yöneldim. Mutfaktan mis gibi kokular geliyordu.

" Emine Hanım ne yemek var." Diye mutfağa daldığımda, Emine hanımın yerinde kızlardan biri vardı.
Güler yüzle bana bakan kız,

"İyi akşamlar Gece Hanım.
Emine ablanın bacakları ağrıyordu biraz dinleneyim diyerek odasına gitti. Çağırma mı istermisiniz?"

" Hayır hayır.
Bırakalım dinlensin. Kadın bütün gün ayakta zaten."

" İstediğiniz birşey varsa ben yardımcı olayım. "

" Ya ben biraz acıktım."

" Yemek fırında ama önden sıcak bir çorba verebilirim. "

" Süper olur çorba bile yeter.
lütfen bir iki dilim de ekmek."

"Buyrun oturun hemen hazırlıyorum."

Kız tezgaha dönerken bende kendimi masaya bıraktım.
İki dakika sonra dumanı üzerinde bir kase mercimek çorbası ve 2 dilim ekmek önümdeydi.

"Harika kokuyor ellerinize sağlık." Diyerek daldım çorbaya.

Hızlı hızlı kaşıklayarak ekmeklerle birlikte mideme yolladım çorbayı.
Resmen gözlerim açılmıştı.

" Afiyet olsun.
Başka bir isteğiniz varmı."

" Hayır teşekkür ederim."

Dedim masadan kalkıp tabağımı makinenin içine bırakarak.
Sonra sırtımı tezgaha dayayıp kıza döndüm.
" Adın neydi senin."

" Sibel."

" Memnun oldum Sibel. "

"Buyrun siz oturun size bir kahve yapayım. "

" Olur valla dedim."

Masaya geçerken.
Ama ikinci adımda başımın döndüğünü hissettim.
Elimle masadan destek alarak sandalyeye ulaşmaya çalıştım.
Sandalyeye oturduğumda vücudum pelte gibi olmuştu.
Ne oluyor anlayamamıştım
Bişey vardı.
O çorbada bişey vardı.
Başımı kaldırıp kıza baktım. Bulanık bir sis perdesinin arkasından gördüğüm kız ellerini ve kalçalarını tezgaha dayamış bana bakıyordu.

" Neyiniz var." Desede sesi keyif kokuyordu.

" Ne verdin bana." Diyebildim mırıltıyla.
Ne vardı o çorbada."

" Biraz ondan biraz bundan.
Senin için özel. Dedi Şahin bey. Ama biraz sonrakinin yanında bu hiç bir şey. Onu bil."

Şahin mi dedi o.
Bu kız o Şahin'in adamıydı.
Şahin ölmemişti. Nasıl çıktı ordan. Kahretsin tuzak!

Tuzağa düşmüştüm. Kendime gelerek gücümü kullanmak istedim ama bulanık şuurum ve bayılacak gibi hissediyor oluşum yüzündende gücümü kullanamıyordum.

"Allah belanı versin." Dedim yerimden kalkarak.
Kız umursamadı bile. Elini cebine sokarak bir şırınga çıkardı.

"Eveet.
Sıra da bu var.
Sen şimdi bu ne diye merak ediyorsundur. "

Bulanık gören gözlerle baktım kıza. Sesi yankılı gelmeye başlamıştı kulaklarıma.

" Bu bir zehir. Bunu sana verdiğimde önce felç olacaksın. Ama üzülme bir süre sonra geçecek. İşte o zaman acı başlayacak.
Acı çekerek öleceksin.

Şahin Bey birazdan burda olacak. Sizi ölürken izlemek için bizzat geliyor.
Sen ve Hazar beyefendi bu gece son nefeslerinizi alacaksınız.
Yarın gelen polisler iki sevgili birlikte intihar etti diyecek basına."

Dedi Sibel, adım adım üzerime gelerek.
Tam yanımda durduğunda kıpırdayacak halim kalmamıştı.

" Hazırsan başlayalım."

" Seni adi orospu. Uzak dur benden."

"Çok ayıp ama."

Diyerek kolumu kavradı.
Elindeki şırıngayı havaya kaldırıp içindeki boşluğu dışarı bastı.
Sıkı sıkı tuttuğu koluma yaklaştırmıştıki arkasındaki Emine hanımı görmemle elindeki çelik tavayı kızın kafasına geçirmesi bir oldu.

"Seni adi şıllık. Kızımdan uzak dur."
Dediğinde ben bön bön bakıyordum.
Emine Hanım elindeki tavayı yere yığılan kızın yanına atıp yanıma gelip kolumdan tuttu.

" Kızım iyimisin."
Emine teyze Başın...
Başın kanıyor. " Dediğimde yerdeki kıza baktı. O yapmıştı.
Herşey planıydı.

Düşün Gece düşün.
Emine teyze vakit yok. Kızı da al kilere gir. Kapıyı kilitle. Birazdan buraya silahlı adamlar gelecek.
Saklan sakın çıkma."

" Olmaz seni bırakmam."

" Ben iyiyim."

Bok iyisin Gece. Dedim içimden.

"Sen saklan ben Hazar'ı arayıp saklanırım hadi oyalanma. "

Kadın çok ikna olmasada yerdeki kızı da sürükleyerek kilere götürüp kendide girdi ve kilitledi.
Yerimde doğrulup mutfak kapısından destekle yürüyerek salona geçtim. Telefonum yukarıdaydı. Yukarı çıkmalıydım ama gücümün sonuna gelmiştim. Zar zor geldiğim salonda yığılıp kaldım. Sırt üstü öylece tavana çevirdim gözlerimi.
Kız ne verdiyse artık gözlerim aralık ama beynim uyuyordu.

Ne kadar geçti bilmiyorum. Dışardan silah sesleri duyuldu.
Bir süre sonra kapı açılıp tok ayakkabı sesleri gelmeye başladı kulağıma.
Biri içeri girmiş, şuan tam yanımda duruyordu.

Bulunduğum yerden baktım.
Net görmesemde Şahin'di. Ama yüzü farklıydı.

Ayağının ucuyla kaburgamı dürtü. Kıpırdayamadım sadece baktım hareketsiz.
Yanıma bir dizinin üzerine çökerek eliyle çenemi kavradı.
Pis pis sırıtarak,

" Sibel işini iyi yapmış.

Eee? Görüşmeyeli nasılsın ateşli kız.
Nasıl...
Zehirin tadını beğendinmi.?

Dediğinde iğrenerek baktım yüzüne.
Yüzünün bir kısmı yanmış hatta yer yer şu toplamıştı. Ve benim o zehiri aldığımı düşünüyordu.

Bu işime yarayabilir diye düşünürken, birden parmaklarını boğazıma doladı.

" Neden öyle bakıyorsun? Eserini beğenmedinmi.?

Ha!?
Beğenmedinmi?" Dedi hırlayarak.

Bir yandan boğazımı sıkıyordu hâlâ.
Sonra derin bir nefes alarak elini çekip yerden kalktı.

"Hazar neden gelmedimi hâlâ.
Neyse.
Bekleriz.
Acelem yok.
Bu geceyi size ayırdım nasılsa.
Sonuna kadarda tadını çıkaracağım."

Diyerek üst katın merdivenlerini çıktı. Adi herif birde evi geziyordu.

O sırada hızla açılan kapıdan Hazar girdi içeri,arkasındanda Alpay.

Salonu turlayan gözleri beni buldu.
Yüzü değişti gözleri dondu.
Yanıma geldi koşarak.
Kıpırdayamıyordum konuşamıyordum. Beynim hâlâ uyuşuktu.

"Gece." Dedi.
"Gecem!" Dedi.
Nasıl bu kadar güzel söyleyebiliyordu adımı.
Kaldırıp dizlerinin üzerine çekti. Elini yüzüme koyarak sarstı, sıcak olan avuçları bu kez buz gibiydi. Üşümüşmüydü.

"Geciktin.!"

Duydugu sese döndü yönünün hızla.
Arkasındaki Alpay'ın küfrettiğini duydum.
Ağır ağır merdivenden inen adam:

" Görüyorum ki hala yaşıyorsun.

Bir an Rıfat işini bitirdi sandım.
Üzülmüştüm doğrusu.
Çünkü sonunuz benim elimden olacak demiştim ona."

Rıfat.?
Rıfat Hazar'ın adamıydı. Ne yani Şahin'in adamımı olmuştu.

Hazar:

" Sen...
Şahin...?
Nasıl çıktın lan ordan!"

Diyerek Şahin'in üzerine yürürken ayağının dibine sıkılan kurşunla durdu.

"Abi dikkat et."

Diye uyardı Alpay.

"Kıpırdamayın, ilk kıza sıkarım." Dedi sonra.
Şerefsiz. Beni kullanıyordu.
Burdan kalktığımda bunun hesabını ödetecektim.

" Ne yaptın lan!
Ne yaptın ona. Seni şerefsiz korkak.
Gücün onamı yetti."

Dedi Hazar. Hâlâ beni düşünüyordu. Şahin bir kahkaha attı.

" Bu kızı hafife almamayı yanarak öğrendim Hazar.
O yüzden işimi garantiye aldım.
Şuan felç olmasaydı beni kızartırdı bunu biliyorum."

" Ne?
Ne dedin? Felç.?"

Hazar'ın gözlerinde gördüğüm acı kalbimi sızlattı.
İnanma yok öyle birşey demek istedim. Diyemedim.

"Evet aldığı zehir ile felç oldu.

Dedi Şahin üstüne mum diker gibi.
Bir kaç saat içinde ikinizde hastaneye gitmezseniz acı çekerek öleceksiniz. "

"Ve ben sizi izleyeceğim." Dedi adice.

Duyduğum şeyle şok oldum. Hazar'a baktım. Ayakta ama sendeliyordu. Zor durduğu belliydi. Hazar'a da zehir vermişlerdi.

" Seni adi serefsiz."
Diyen Hazar Şahin' in üzerine yürüdüğünde duyduğum silah sesi ile hemen yanımdan geçti sıktığı kurşun.

Hazar aniden durmak zorunda kaldı. Yetinmedi silahı Hazar'a çevirdi.
Yüzündeki iğrenç gülümseme ile bir kez daha bastı tetige.
Silah sesiyle Hazar'ın sağ eli koluna giderek kolunu sıktı.
Zaten ayakta zor duran Hazar dizlerinin üzerine çöktü.

"Hazar." Dedim sesimin çıktığı kadarıyla.

Gece kalk. Dedim kendime.

Kalk, kalk. İzin verme Şahin'e kalk.
Burda öylece olanları izleyemezsin kaaalllkkk!

Ben dizlerimin üzerine kalkarken Alpay hızla içeri ye girmek istediğinde, arkasındaki adamın sesi ve silahı engel oldu.

"Oguz.?" Dedi.
Alpay.

"Sende mi lan.?
Sendemi?
Hepinizmi hain oldunuz lan. Serefsiz piçler."

Hazar'a baktım. Yüzü bembeyaz olmuş dudakları morarmaya başlamıştı. Zehir artık bütün vücuduna işlemişti.

Bir kaç saniye bana baktı. Gülümsemeye çalıştı.
Sonra olduğu yere yığıldı.

Hazaaarrr!!

*******************************

Selam canlarım bölüm sonu.
Oyları yorumları merakla bekliyorum.

Loading...
0%