Yeni Üyelik
3.
Bölüm

İ.y 1 Kızıl

@azamet_29_2

 

" 3 e kadar sayıyorum.
Kimin adamısın söyle. Yoksa ciğerini kurşunla doldururum."

 

" Söyledim kimsenin adamı değilim.
Paraya ihtiyacım vardı, size..."

 

Demiştiki birden yoldan geçen araçlardan birinden edilen ateşle kurşun taksi şoförüne isabet etti.

 

Acıyla savrulan şoför Baran'ın göğsüne çarparak yana devrilince
Baran refleksle yakaladı belinden.

 

Tuttuğu şoförün başı geriye düşünce başındaki siyah berede düştü yere.

 

O farlarla göründü uzun kızıl dalgalı saçlar.

 

Baran:

 

" Hassiktir."

Erol:

 

" Abi Kızmış...."

 

Baran bir eli kızın sırtında bir eliyle kızıl saçlara dokundu.

 

Sonra hızla kızı yan çevirip yarasını kontrol etmek istedi. Ama monttan anlaşılmıyordu.
Kızı yere bırakarak seri şekilde üzerindeki eski montun fermuarını indirdi. Önü açılan montla kızın bir kolunu montun kol kısmında çıkararak montu sıyırıp sırt kısmına baktı.
Kızın beyaz kazağı kandı. Kurşun sol kürek kemiğinin üzerini sıyırıp geçmişti.

 

Kızı sırt üstü yere bırakarak kolunu karnının üzerine koyup montu üzerinden geçirerek fermuarını çekerken,

 

" Sıyırmış." Dedi.

 

Abi adamlar geri dönmeden gidelim burdan.

 

" Gidelim."

 

" Kız? "

 

" Oda geliyor.
Kız olması birinin adamı olma olasılığını değiştirmiyor.

 

Önce konuşacak."

 

Erol kızı kucaklayarak kaldırıp arabanın hâlâ açık olan kapısından içeri, arka koltuğa bıraktı.

 

Direksiyona geçtiğinde Baran'da öne bindi. Erol motoru çalıştırıp gaza basarken çalan telefonu cebinden çıkarıp açtı.

 

Arayan Batuhan'dı.

 

" Erol nerdesiniz?
Abi iyimi? "

 

" İyiyiz. "

 

" Nerdesiniz? "

 

Erol Baran'a baktı.

 

" Bağ evine gelsinler."

 

" Bağ evine gidiyoruz.
Dede'yide getir."

 

" Tamam."

 

Gecenin karanlığında hızla gidilen yol ve 40 dakikanın sonunda ulaşılan bağ evi.

 

Sessizce geçilen korudan sonra Erol taksiyi lüks bağ evinin hemen yanındaki kapalı garaja çekti
Sessizce geçilen korudan sonra Erol taksiyi lüks bağ evinin hemen yanındaki kapalı garaja çekti.
Erol önden Baran arkadan indiler.

 

" Abi yardım edeyim."

 

Dedi Erol Baran'ın kolundan tutarak.

 

" Gerek yok.
Sen kızı getir."

 

Baran evin kapısına doğru yürürken Erol arka kapıyı açarak hâlâ baygın kıza baktı.
Sonrada dışarı doğru çekerek kucağına aldı.
Baran önden girip oturma odasına geldiğinde sensörlü ışıklar otomatik açıldı. Erol arkadan kucağında kız içeri girerek kızı koltuğa bıraktı.

 

Hazır bekleyen odunları tutuşturmak için büyük şöminenin yanına giderken Baran eli yarasında kızın yanı başına gelerek kızı incelemeye başladı. Kızın üzerinde haki yeşil bir mont siyah kot pantolon ve gri botları vardı. Arabadaki siyah bereli hali ve sesiyle hiç düşünmemişti kadın olabileceğini. Belliki sesini bilerek kalınlaştırmıştı.
Bakışlarını kızın yüzüne çevirdi sonra. Kızıl dalgalı saçlarının bir kısmı yüzünü kapatıyordu.
Öne eğilip saçlarını iki parmağı ile yüzünden çekerek baktı tekrar. Soğuktan mı yoksa kan kaybından mı bilinmez teni beyaza kesmişti.

 

Erol şömineyi yakınca odanın içide ısınmaya başladı. İşi biten Erol adamın yanına gelerek tıpkı onun gibi kızı inceledi.

 

" Ne düşünüyorsun abi.
Gerçekten birinin adamı mı? "

 

Baran cebinden sigara paketini çıkararak bir sigara alıp dudaklarına bıraktı. Erol anında cebinden çıkardığı çakmakla adamın sigarasını yaktığında, Baran eli hâlâ yarasında derin bir nefes çekip karşı koltuğa oturarak havaya doğru bıraktı.

 

" Tam otelden çıkarken adamlarımı ikiye bölecek şekilde saldırıya uğruyorum.
Yolda bizi kıstırıyorlar. İki ateş arasından kaçarken aniden gelen bir taksi. Çok iyi bir şoför. Üstelik kadın.

 

Sen ne düşünürdün."

 

" Aynı şeyi.
Ama vurulması oyunu bozuyor."

 

" Ölmemesi bozmuyor ama."

 

" Oyun mu? "

 

" Göreceğiz."

 

İki adam konuşurken pencerelere yansıyan farlar ve motor sesiyle ikiside anında silahları çekip kapıya doğrulttu.

 

Kapıdan giren Batuhan ilk anda korkuyla ellerini havaya kaldırırken,

 

" Yavaşın yahu.
Orda ölmedim diye burdamı öldüreceksiniz. "

 

Dedi. Arkasındaki adama gel derken, diğerlerine evin etrafında nöbet tutun diyerek kapıyı kapattı.

 

" Batu."
Dedi Baran yanına gelen adamı omuzundan kavratarak.

 

" Yaralımısın? "

 

" İyiyim."

 

Arkadan gelen diğer beyaz saçlı adam,

 

" Abi iyisin...
Batu çağırınca durumun kötü sandım."

 

" Kurşun yırttı. "

 

" Üzerini çıkartta bakayım hemen. "

 

Bu arada, " Abii? " Dedi Batuhan.

 

Şaşkın şekilde koltukta yatan kıza bakarak.

 

" Bu ne?
Ya...Yani kim.? "

 

" Bindiğimiz taksinin şoförü."

 

Dedi Erol kızın baş ucunda dikilirken.

 

" Ne? Anlamadım?
Ne taksisi ne şoförü? "

 

Dede lakaplı doktor Baran'ın yarasına dikiş atarken Erol olan biteni Batuhan'a anlattı.

 

Batuhan eli çenesinde olanları dinledikten sonra,

 

" Kim böyle bir oyuncak kullanır ki."

 

" Kim olduğunu sorgularken anlarız." Dedi Baran kalkmış üzeri giyerken.

 

Sonrada Dede'ye,"Kızın yarasına bak." Dedi.

 

Dede Baran'dan sonra kızın yanına gelince Batuhan ve Erol uzaklaşırken Baran tam karşısına oturup bir sigara daha yakarak Dede'yi izlemeye başladı.

 

Adam kızın üzerindeki montun fermuarını açarak kızın üzerinden çıkardı. Sonrada kızın yan çevirip sırtındaki yaraya baktı.

 

" Çok ciddi değil sıyırmış, ama kan kaybetmiş."

 

Adam kızın balıkçı boğazlı, beyaz kazağını uçlarından tutarak çıkarmak üzereydiki, kız aniden yerinde doğrularak arka cebinden çıkardığı sustalıyı saçlarından tutarak önüne çöktürdügü adamın gırtlağına dayadı.

 

Kız koltukta oturur vaziyette Dede ise hemen önünde yerde dizlerini üzerindeydi.

 

Hem Erol hem Batuhan silahlarını anında kıza doğrulturken, Baran elinde sigara hiç istifini bozmadı.

 

" Uzak durun!
İndirin silahları yoksa acımam! "

 

Baran kaşları çatık kıza bakmaya devam etti.
Kızıl saçının birazı yüzüne gelmişti yine. Gözleri elaydı.
Teni beyaz dudakları soluk kırmızıydı. Kan kaybettiği için olmalıydı. Kimseden çıt çıkmıyordu.

 

" Hanginiz vurdu lan beni."

 

Dedi kız bir önünde duran adama, bir karşındaki Batuhan'a bakarak.

 

" Siksinler böyle şansı."

 

Dedi kız Baran'ın gözlerine bakarak.

 

" İyilik yaptık diye bir kurşun yemediğim kalmıştı. Oda oldu.
Bir daha iyilik yapanın...
Ta anasını ssii...."

 

" Kimin adamısın? "

 

Kız gözlerini devirdi.

 

" Yine mi aynı muhabbet.
Sıktınız ha!

 

Kimsenin adamı falan değilim.
1 milyon falanda istemiyorum.
Siktir olup gitmek istiyorum."

 

Dedikten sonra önündeki adama,

 

" Kalk." Dedi.

 

Adam yavaşça kalkarken Baran:

 

" Ben izin vermeden burdan çıkabileceğini mi sanıyorsun? "

 

" İzin alacağımı mı sanıyorsun? "

 

Dedi kız adamla birlikte ayağa kalkarken. Ama aynı anda dönen başıyla ve kararan gözlerle bir " Hassiktir." Çıktı ağzından.

 

Sol eli gözlerine giderken bıçak tutan eli gevşeyerek yanına düştü, sendeledi. Olduğu yere düştü kaldı kız yeniden.

 

Baran ayağa kalkarken kızın numara yaptığını düşündü.
Kendine bakan Dede'ye kontrol et işareti yapınca adam yerde yatan kızın yanına çökerek kontrol ettikten sonra Baran'a döndü.

 

" Bayılmış.
Kan kaybettiği için tansiyonu düştü muhtemelen."

 

" Numara değil yani."

 

" Değil."

 

Erol kızı kucaklayıp koltuğa alırken Batuhan yerdeki sustalıyı eline alıp Baran'a getirdi.

 

Baran bıçağı alarak kıza baktı. Bıçağıda araba gibi kullanıyorsa işimiz var.

 

Dede üzerinden kazağı çıkararak kızı yüz üstü yatırdı. Sonra südyenin askısını omuzundan aşağı indirerek kanamaya devam eden açık yaraya baktı.

 

" Dikiş gerek." Dedi.
Önce güzelce temizledi. Sonrada bir iğne hazırlayıp yaranın etrafına enjekte etti. Ardından dikkatli şekilde dikiş atıp bandaj yaptı.

 

Elinin üzerine damar yolu açarak serum ve ilaç verdi.
Çıkış kapısının yanındaki ayaklı askıyı koltuğun yanına getirip serumu askıya taktı.

 

Kalın bir battaniye lazım kan kaybettiği için üşür. Baran Erol'a baktı. Erol hızlı adımlarla üst kattaki odaya giderek elinde kalın battaniye ile geri döndü.
Dede kızın üzerine örterek kendini tekli koltuğa bıraktı.

 

" Sabaha kadar uyur."

 

Baran hâlâ kızın yüzünü izliyordu.

 

Erol kızın montunu eline alarak ceplerini karıştırırken bu kez Erol'a çevirdi gözlerini.

 

Kızın cebinden bir erkek cüzdanı ve telefon çıktı.
Cüzdanı açıp baktı Erol.
İçinde bir miktar nakit vardı sadece. Birde kimlik.
Erol eline aldığı kimliği okudu.

 

" Leyla Demirer.
22 yaşında, Bekar.
Baba adı Mehmet.
Anne adı Melisa Nevin."

 

" Yabancı mı."

 

" Öyle yazıyor abi."

 

Kimliği cüzdana, cüzdanıda arka cebine koydu adam.
Sıra telefondaydı.

 

Baran'a bakarak telefonu açtığında şifre karşıladı adamı. Bir telefona bir kıza baktı Erol.

 

Sonra telefonun arkasını çevirdi. Parmak izi şifre yerini görünce ayağa kalktı.

 

Kızın yanına geldi. İşaret parmağını tutup telefona dokundurdu.

 

Telefon anında açıldı.
Erol diğer koltuğa geçerek telfonu kurcalamaya başladı.

 

Önce rehbere girdi.

 

" Kişiler...

 

Ev sahibi...
Durak...
Yavşak...
Temel reis...
Döner 34...
Tantunici..."
Çorbaaa...

 

Bu kadar "

 

Sonrada tek kaşı havada içinde gezdi telefonun.
Abi bu numaralar ve bir oyundan başka hiç bir şey yok telefonda.

 

" Ne oynuyormuş." Dedi Batuhan.

 

" Çiftlik oyunu."

 

Batuhan gülerek konuştu.
Bir pilot gibi araba kullanan bir çocuk bu kız.

 

Dediğinde Baran'ın kaşları dahada çatıldı.

 

İnandırıcı gelmemişti.

*****

 

Sabahın ilk saatlerinde uyandı kız.
Hâlâ uyuyan beyniyle ne olduğunu nerde olduğunu hatırlamaya çalıştı.

 

Arabasına aldığı adam, kaçmak için trafiği nasıl deldiği, yolda durmak zorunda kalması, vurulması, gözünü açabildiğinde kaçmak isteyişi ama aptal gibi bayılması.

 

Kafasını kaldırıp kendine baktı önce. Elinde damar yolu, yarı çıplak, üzerinde battaniye ile koltukta yüz üstü uyuması beklediği şey değildi.

 

" Aptal, aptal, aptal." Dedi yüzünü koltuğa gömerken.

 

Sonra yerinde doğrulmaya çalıştı ama kolunun arkasındaki acıyla dişlerini sıkarak bir,

 

" Aanaasssını..." Derken.

 

" Ağzında amma pismiş. "

 

Kız duyduğu sesle anında yana döndüğünde tekrar sıktı dişlerini.

 

Baran Karamanoğlu karşısında elinde silah, oturmuş kıza bakıyordu.

 

" Zengin olduğunu biliyordukta sapık olduğunu yeni öğrendik."

 

Adamın kaşları çatılırken kız devam etti.

 

" Kadınları zorla alı koyup sabaha kadar izleme fantazinmi var."

 

Adam kıza baktı.

 

" Kadınları zorla alı koymam. Genelde kendi istekleriyle kalırlar yanımda.

 

Seni zorla tutuyorum çünkü başka işim var seninle."

 

Dedi adam elindeki silahı kıza çevirerek.

 

" Anlat kızıl. "

 

" Kızıl? "

 

Dedi kız koltuğa yaslanıp battaniyeyi üzerine çekerek.

 

" Benim bir adım var."

 

Baran geriye yaslanarak kimliğini saydı.

 

" Leyla Demirer. 22 yaşında, bekar.
İstanbul doğumlu.

 

Mehmet ve Melisa kızı."

 

Kız adamı dinledikten sonra dank eden şeyle,

 

" Melisa?
Melisa mı?
Hay ben şansımı sss...
Yinemi Melisa yazmışlar."

 

Baran kıza bakarken kız,

 

" Melisa değil Melis.

 

Kulağının pasını sildiğim."

 

Baran çatık kaşlarla yine kıza bakınca,

 

" Sildiğim küfür değil.
O kadarda eşek değilim. Melis diyorum yine Melisa yazıyolar. Gerçi yenilenince bakmamak benim hatam. Ama hem dilekçe verdim hem ağzımla söyledim.
Okuman mı yok birader. Okuma yazman yoksa orda işin ne. Okula git.
Okula gimiyorsan orda çalışma.
Git başka yerde çalış bu nedir ya. Neden insanları mağdur ediyor...."

 

" Kes artık.! "

 

Adam sol eli alnında,

 

" Hem ağzı pis, hem düşük çenesin.
Beynimi siktin. "

 

Kız dalgalı bir bakış attıktan sonra,

 

" O dediğini kadın halimle yapabildiysem baya yetenekliymişim."

 

Baran öfkeyle yerinden kalkarken arkadan bir kahkaha koptu.

 

" Bu kız alemmiş. "

 

Kız Batuhan'a baktı.
Elleri karnında iki büklüm kahkaha ile gülüyordu hâlâ.

 

Baran hızla kızın yanına gelerek bir elini koltuğa koyarken diğer elindeki silahı kızın kafasına dayadı.

 

Hemen konuşmaya başla. Yoksa şuracıkta beynini dağıtırım.

 

*******************************

 

Evet canlarım kısada olsa bir bölüm bırakıyorum. Sonraki bölümlerde görüşmek üzere.

Loading...
0%