Yeni Üyelik
15.
Bölüm

İ.Y 13 Yalan ve Gerçek

@azamet_29_2

Hatalarım varsa affola canlarım.

" Ooo en azından birileri benden daha iyi durumda. "

Adam hâlâ sessiz şekilde kızı izliyordu. Gözlerini kıstı, ellerini ceplerine soktu.
Önce başını yana devirerek bir süre kıza baktı.

Sonrada kızın üzerine doğru eğilerek gözlerini gözlerine dikerek konuştu.

" O adamları tanıyorsun!
Değilmi..?
Kimdi onlar, Civciv!"

Hastaneye geldiklerinden beri çok düşündü Baran. Olanları kafasının içinde çevirip durdu.
Bir film gibi başa sarıp sarıp sonrada ağır çekimle yeniden ve yeniden izledi sanki.

Kıza bakarken tekrar o âna dönmüştü. Baran'a çevrili bir kaç silah varken kıza çevrilmiş bir tane bile silah yoktu.

Kızın arkasındaki adamı vurduktan sonra kızı kollarının arasına alan adam samimi bir şekilde sarılıp, bu Civciv benim derken, boğazındaki bıçağa aldırmadan tepki veren Leyla bu adama tepki vermemişti.
İçindeki ses bu kıza güvenme diyordu.

Baran sağ elini cebinden çıkarıp belinin arkasına taktığı silahın kabzasına koyarak tekrar sordu.

" Kim olduklarını biliyorsun değilmi.?"

Duyacağı cümle belindeki silahı ya yerinden çıkaracak ya da yerinde tutacaktı.

Kız bir süre Baran'a baktı. Sonrada kollarını göğsünde birleşerek,

" Evet biliyorum.
Can ciğer, kuzu sarması arkadaşlarım."

Baran kızın yüzünü gözlerini izledi. Gözbebeklerindeki o ifadeyi yakalamaya çalıştı. Dudağının kıyısıyla gülümsedi sonra.

" Çok komik."

Dedi elini silahından çekerek.

" Demek tanımıyorsun.
O zaman neden sana Civciv diyordu?"

" Ben nerden bileyim. "

Baran bir süre daha izledi kızı.

Kız Baran'ın bu sorgucu bakışlarından bir şeylerden şüphelendiğini anlayabiliyordu.

" Şanslı birisin...
Civciv!
Umarım bu şansın devam eder."

Baran bir adım geri çekilip kıza bakarak devam etti.

" İkimizide aldılar ama, o piç bana vurduktan sonra seni ne gördüm ne duydum.
Sen nerdeydin?
O adam sana... "
Dedi ve durdu.

Kız Baran'ın kızaran gözlerinden anlamıştı aklından geçeni.

Gözlerini önüne devirdi.
En iyi yalanı düşündü.

" Ordaki adam senin kafana vurduktan sonra arkamdaki adamdan kurtulup senin yanına gelmek istedim.
Ama burnuma bir bez kapattı. Berbat bir kokusu vardı. Bulanıklaşan görüşüm ve midemin bulandığını hatırlıyorum.
Sonrası yok."

" O kadar saat baygınmıydın? "

" Zamanı bilmiyorum ama uyandığımda silahlar patlıyordu.
İki adam depo camından dışarı ateş ediyordu.

Fırsat bu fırsat kaçıp yardım çağırırım diye düşündüm ama beni gördüler.
Sonrası bir kurşun."

Baran'la konuşurken bir yandan gözleri kapanmaya başladı kızın.
Anestesi hâlâ etkiliydi. İşinede geliyordu bir yandan.
Şüpheci sorulardan kurtulabilirdi böylelikle.
Yinede geveleyerek,

" Sahi sen nasıl kurtuldun?
Beni nasıl buldun? " Dedi.

" Batuhan ve Erol telefonumdan bulmuşlar bizi.
Çatışmadakiler bizimkilerdi. Bağlardan kurtulduktan sonra seni kasalarla dolapların arasında buldum.
Alıp hemen buraya getirdim. "

" Hıı." Dedi kız gözleri dahada kapanırken. Sonra,

" Uykum var." Dedi.

" Ben...Biraz daha... Uyuyacam.."

Kızın gözleri kapandı, uyumaya geçti.
Ama Baran'ın içine bir kuşku yerleşmişti çoktan.
Şuandan sonra daha dikkatli ve şüpheci olacaktı.

*****

Temel ve Tekin yarım saat içinde hastaneye gelmişlerdi. Önce acilden girip Leyla'nın durumunu öğrendiler. Sonrada kaçıncı katta ve odada olduğunu...
Hızlı adımlarla asansöre yürüyerek yatan hasta katına çıkmak için bindiler. Bu süre boyunca Temel burnundan soluyordu.
Bir işler dönüyordu. Ama anlayamıyordu. Kusursuz bir plan yaptığını düşünürken bir anda her şey nasıl böyle alt üst olmuş, kız nasıl hastanelik olmuştu. Düşündü, düşündü bulamadı. Belkide numaraydı. Dahada sinirlendi.

" Eğer bana numara çekiyorsan, önce anneni sonra seni gebertirim."

Dedi dişlerinin arasından. Bu iş elinde patlarsa Gölge hesabı Temel'e kesecekti biliyordu.
Can korkusu sarmıştı Temel'i.

Asansörden indikten sonra geldiği kattaki koridora bir göz attıktan sonra ilerdeki odayı ve önündaki duran 3 adamı gördü. Baran'ın adamlarıydı. Birini zaten tanımıştı, Erol...
Erol Temel'i tanımasada Temel Erol'u yaptığı araştırmalardan tanıyor biliyordu.

Hızlı adımlarla odaya doğru yürüdüler. Erol Tekin'i önceden görmüştü.

Tanımadığı Temel'in morluklar içindeki yüzüne baktı önce sonrada yanındaki bir kez gördüğü ve hiç hoşlanmadığı Tekin'e baktı.

Temel:
"Leyla'yı görmeye geldik." Dediğinde Erol kimsin dercesine bakmaya devam ederken Tekin:

" Taksi durağının sahibi Temel bey."

Dedi tanıştırmak adına.

Erol gözü Temel de kapıyı tıklayarak içeri doğru bir adım atarak,

" Abi Temel Reis geldi."

Dedi kısık sesiyle.

" Gelsin."

Erol çıkarken, " Girin." Dedi.

Temel ve Tekin içeri girdiler.
Baran'ın meraklı bakışları Temel'in yüzündeki morluklara gezerken,

Temel anladı durumu. Merakını gidermek için,

" Bugün taksiye çıktığımda kaza yaptım. Ne uğursuz bir günmüş.
Leyla kızıma ne oldu?
Yoksa yine o Kaya denen adi herif mi? "

Baran bir süre sessiz bekledi.
Sonra,

" Saldırıya uğrayıp kaçırıldık. Kim olduklarını bilmiyoruz.
Hepsinde maske vardı."

" Temel kızın yanına yürüdü.
Yüzüne baktı.

" Çok mu kötü? "

" Şansı varmış.
Kurşun bacağına gelmiş. Bir süre yürümekte zorlanacak. "

" Anladım, zavallı kızım.
Ne zaman uyanır."

" Uyanmıştı ama geri uyudu.
İlaçların etkisi yüzünden uyur.
Dedi doktoru. Sabaha kadar uyur heralde. "

" Anladım.
O halde biz gidelim sabah yeniden gelirim görmeye."

Baran'a döndü yönünü.

" İyiki yanında siz varsınız Baran Bey. Lütfen onu yalnız bırakmayın. "

Bunu söylerken tek derdi her zaman ulaşılabilir noktada olmasıydı.
Temel,Tekin ile birlikte odadan çıktı.
Dışardaki adamlara bakmadan direk asansöre yöneldi. Çağrı düğmesine basarak gelmesini beklerken zor sabrediyordu.
Nihayet gelen asansöre binerek zemin kata bastı.
Kapı kapanır kapanmaz yanındaki Tekin'in yakasından tuttu.

" Ne oluyor lan!
Neler dönüyor?
Kim lan bu yoluma çıkanlar. "

Tekin:
" Bence Kaya olabilir. "

" Hayır! "

Dedi Temel ellerini çekip ceplerine sokarken.

" Kaya değil.
Kaya kızı eline geçirdikten sonra geri bırakmazdı. Bekleyeceğiz.
Yarın sabah tekrar gelip Leyla ile yalnız konuşmalıyız. Ne dönüyorsa o biliyordur.

*****

Gece bitmiş sabah olmuştu.
Kız gözlerini açtığında önce etrafina bakındı. Ama Baran'da dahil hiç kimse yoktu. Geceden beri aldığı serumlar yüzünden çatlamak üzere hissediyordu.

Yavaşça yerinde doğruluktan sonra yine yavaşça bacaklarını aşağıya sarkıttı. Önce üzerindeki pijamanın paçasını yukarıya doğru sıyırıp yaraya baktı. Bandajdan göremesede acısı barizdi. Gözünün önüne Memo ve onu vurduğu an geldi.
Bunu Salih'ten istemişti ama Salih kıyamamıştı anlaşılan. Onun yerine Memo yapmıştı.

Bir bacağına birde karşıdaki banyo kapısına baktı sonra.

Bacağı acısada mecbur kalkacaktı. Yavaşça yataktan sarkarak yerdeki terlikleri giydi. Sağ ayağının üzerine bastı önce, sonra da terlikleri ayağına geçirdi. Tam yataktan tutunarak ayağa kalkmıştı ki kapı açılarak Baran girdi içeri.

" Ne yapıyorsun?
Neden kalktın. "

Kız gözlerini devirdi.

" Ne mi yapıyorum.
Çatlamadan önce banyoya gidiyorum."
Baran yine sinirle baktı.
Sürekli tıslıyordu bu kız.

" Neden hemşire düğmesine basmıyorsun? "

Derken kızı yavaşça kucağına aldı.

" Ah doğruya!
Öyle bir şey vardı dimi. Unutmuşum ya."

" Dilin papuç kadar, ama beyin fındık."

" Taş kafana aldığın darbe espirilerinedemi yansıdı?

A. Yoksa hep böyle berbatmıydı."

Baran kızı banyoya götürüp yere bıraktı. Çıkarken,

" İşin bitince seslen bacağının üzerine basma." Dedi aldırmaz şekilde.

" Tamaam babacım. "

Kız sırıtarak bakarken Baran bıkkın baktı.

" Bu arada eski patronun dışarda."

" Kim. Temel mi? "

" Evet. Seni merak etmiş. "

Baran banyodan çıkınca, kız aynaya bakarak,

" Kıçın tutuştu değil mi pislik herif.
Soluğu anında burda aldın."

Kız işini bitirerek ellerini yıkadıktan sonra Baran'a seslendi.
Aslında kendide yürüyebilirdi ama Baran' ın kucağında olmak şu durumunu daha ciddi aksettirecekti Temel'e.
Belki bir süre yakasını bırakır diye umuyordu. Bu süre içinde başka bir plan yapacak ve bu işi bitirecekti.

Baran içeri girip kızı tekrar kucağına alarak banyodan çıktığında Temel odanın içinde ikisini izliyordu.

Baran kızı yatağa bırakarak yatağın baş kısmını biraz dikleştirerek oturur hâle getirdi. Geri çekildiğinde Temel kızın yanına gelerek,

" Geçmiş olsun kızım.
Nasılsın?
Nasıl oldu bu?
Kim neden yaptı.? Yoksa o Kaya denen itmi yaptı."

" Hiç bilmiyorum Temel Reis. Önce 3 kişi daldı arabaya.
Bizi zorla götürürlerken bu kez 2. Bir gurubun saldırısına uğradık.
Sonuç bu."

Dedi kendini göstererek. Kız ilk anda dikkatini çeken şeyle,

" Peki sana ne oldu?
Ne bu halin? " Dedi merakla.

" Küçük bir kaza dün taksiye çıkmıştım ayyaşın biri çarptı. "

İnanmadı kız.
Temel işe çıkacak ve kaza yapacaktı. İmkamı yoktu. İşin içinde başka bir şey var. Dedi içinden.

İkisi konuşurken Baran sadece dikkatli şekilde dinliyordu.

O sırada içeriye Erol girdi.

" Abi.
Batu geldi. "

Baran bir kıza bir de Temel'e baktı.
Sonrada sessizce dışarı çıktı.

Kapı kapanır kapanmaz Leyla oyununa devam etti. Temel'in yakasından tutup hırlayarak konuştu.

" Ne yapıyorsun?
Hem adamı al götür diyorsun, hem de yolda pusumu atıyorsun.
Kimdi onlar. Kimi kime satıyorsun Temel? "

Adam sinirle kızın ellerini yakasından alarak bu kez o yakasından tuttu.

" Bende bunu sormaya geldim!
O adamlar kim!"

" Hâlâ bana soruyor!
Ben bilsem sana sorarmıyım? "

" Bana oyun oynama Leyla. O zaman neden telefonunu açmadın.
Takipten kaçmak için değilmi? "

İkiside kısık sesle ve tıslayarak konuşuyorlardı. Zira Baran dışarda ve duyabilirdi.

" Annem söz konusuyken oyun oynarmıyım. Telefonum nerde onu bile bilmiyorum. "

Adam etrafa bakındı.
Hemen giysi dolabının yanına gelip açtı. Kızın ameliyata girerken çıkarılan kıyafetlerini poşet içinde gördü.
Elini poşetin içine daldırığında telefonu kırılmış ve kapalı şekilde buldu. Telefonunu eline aldı. Ekran tamamen çatlamış köşesi kırıktı. Kız kollarını göğsünde birleştirerek,

" Yediğim kurşunla düşünce olmuş olmalı."

Anlattığı herşey yalandı ama çaresi yoktu. Hem Baran'ı hem annesini korumaya çalışıyordu.
Temel pes edip elindeki telefonu kızın kucağına atıp,

" Neler oldu anlat."

Dedi öfkeyle bakarak.
Kız her şeyi Baran' la çatışmayacak şekilde yalanlarla bezeyerek anlattı.
Bu sırada Baran'da dışarda Batuhan'la konuşuyordu.

" Ne buldunuz? "

Dediğinde Batuhan Baran'ı kolundan tutarak kapıdan uzaklaştırdı.

" Abi işler iyice karıştı."

"Ne oldu lan anlat. Ne buldun? "

" Anlatacak bir şey değil abi izlemen gerek."

Dedi elindeki tableti adama uzatırken..

Baran Batuhan'ın elindeki tableti eline alıp izlemeye başlarken, Batuhan bulduklarını ve nasıl bulduğunu anlatmaya başladı.

Baran elindeki görüntüleri izledikten sonra kaşları çatık kaldı bir süre.
Yaşananları ve nedenlerini ve olasılıkları kafasının içinde sıraya koymaya çalışıyordu. Ama zordu.

Tableti Batuhan'a vererek,

" Burdan ayrılmayın."

Dedikten sonra ağır adımlarla odaya döndü.
Kapıdan girerken Temel odadan çıkıyordu.

" Tekrar geçmiş olsun kızım bizi habersiz bırakma tamam mı? "

Diyerek ayrılırken.
Baran'a karşı karşıya gelince.

" Baran Bey.
Yaptıklarınız için teşekkür ederim. Kızım gibi sevdiğim Leyla'yı ordan nasıl çıkardığınızı anlattı Leyla.
Çok sağolun."

Baran sadece bakmakla yetindi.
Temel vedalaşıp çıktıktan sonra Baran içeri girip kızı izleyerek,

" Bacağın nasıl? "

" Biraz ağrıyor. İlaçların etkisi geçti sanırım. "

Kapı tekrar tıkladı.

İçeri giren, Erol ile elinde rekerlekli olan bir personeldi.

" Abi Kızıl'ı röntgene götürmek için gelmiş. Dede istemiş. "

" Mete bey.
Kemiğin durumunu görmek için röntgen çekilmesini istedi." Dedi adamda.

" Tamam." Dedi Baran.

Kıza yardım ederek kucağına alıp tekerlekli sandalyeye bırakırken kız hâlâ gelen personele bakıyordu.

Adam kız ile birlikte odadan çıktığında Baran bir kaç adım geride Batuhan ile birşeyler konuşuyordu.

Tekerlekli sandalye ağır, ağır ilerlerken,
Leyla:

" Memo!? " Dedi kısık sesiyle.
Şaşırmıştı.

" Senin ne işin var burda? "

" Nasılsın Civciv? "

"İyiyim.
Ama yakalanırsan seni gebertirler.
Nasıl girdin buraya? "

" O halde sessiz ol.
Ben zaten burda çalışıyorum..
Çocukların arasındayım diye sokakta yaşamıyoruz heralde.
Bu arada mesajlarına bakmayı unutma!

Şşiitt! Çaktırma geliyor. "

Adam sustuğunda Baran yanına gelmişti.

" Sen nereye? " Dedi kız.

Baran'dan ses gelmedi. Sadece yürüdü.
Bir süre sonra röntgen odasına geldiler. Kız Memo'nun yardımı ile röntgen odasına girerek röntgeni çekinip odaya geri döndü.
Baran'da adım adım peşindeydi.

Kız Baran'ın da yardımıyla yatağa oturdu tekrar. Personel olan adam sandalyeyi odaya bırakıp,

" Geçmiş olsun." Diyerek çıktığında

Kız yatağın baş kısmını indirip uzanarak gözlerini kapatıp,

" Eee... Baran Karamanoğlu.." Dedi.

" Eee ne? "

" Karamanoğlu olarak birşeyler yapacaksın heralde.
O Gölge denen adam kimse senin peşinde."

Baran:

" Ya diğerleri...
Onlar kimin peşindeydi.
Senin mi, benim mi.?
Kimdi onlar Leyla?
Tanıdık hiç bir hareket yada ses fatketmedinmi.? "

" Hayır..
Dedimya uyanır uyanmaz kaçmaya çalıştım. "

" Peki neden ben bağlıyken sen değildin. "

Baran'ın sorularıyla Leyla sorguya çekildiğini anladı. Bu yüzden açık vermemek için çok dikkat ediyordu.

" Bilmiyorum.
Erkek olmadığım için olabilir.
Belkide benden senin kadar korkmadılar."

O sırada odaya giren Mete kızı sorgudan kurtardı.

Baran:

" Eee." Dedi.

Mete:

" Dünde bakmıştık ama emin olmak için tekrar istedim. Kemikte sıkıntı yok. İstediğiniz zaman çıkabilirsiniz.
Her gün pansuman yapılmalı. Daha hızlı kapanır dikişler.
Ağrı kesici ve abtibiotik yazdım.
Saatini geçirmeden kullansın."

" Oh be nihayet.
Hemen gitmek istiyorum."

Dedi kız.

Baran Mete'nin sözlerinden sonra odadan çıkarak,

" Erol hazırlanın çıkıyoruz. "

" Tamam abi."

"Birde koltuk değneği ayarlayın. "

" Peki abi."

10 dakika kadar sonra kız altı pijama üstü mont tekerlekli sandalye ile yanında Baran, Azad ve Fatih ile birlikte çıktı hastaneden.

Erol çalıştırdığı arabada onları bekliyordu.
Aracın yanına geldiklerinde binmesine Baran yardım etti.
Kendide kızın yanına oturarak,

" Gidelim." Dedi.

" Nereye abi. "

" Eve. "

Hem Erol hem kız Baran'a baktı.

Otel değil ev demişti adam.

" Eve mi?
Bildiğimiz ev olan, ev mi?
Ne evi ya! "

Kız durumdan çok fena huylanmıştı.
Baran'ın geceden beri sorduğu soruların üzerine bu eve gidiş hiç hoşuna gitmemişti.

" Eve falan gerek yok.
Ya otele ya da kendi evime giderim ben. "

" Erol eve dedim. "

Kız, bir kaç saniye düşündü. Bu durumdan kuşku çekmeden sıyrılmalıydı.
Bu yüzden sinirli şekilde tıslayarak konuştu.

" Hayır!
Ne demek ev!
Senin evine falan gitmiyorum."

Kız elini kapının koluna uzatarak açtığında Baran kızın kolunu sımsıkı tutup geri çekerek konuştu.

Öfkeli gözleri kızın gözlerinde,

" Erol!
Eve dedim.

Sende ben izin verene kadar benimlesin çatal dil."

" Bırak kolumu.
Bıraksana be! Delimisin nesin?
Seninle gelmek istemiyorum. "

Baran sonunda öfkeyle kızın çenesini tutup sıkarken başını geriye yaslanarak yüzünü yüzüne yaklaştırdı.

" Seni bana yalan söyleme diye uyardım! "
Diye bağırdı.

" Bana yalan söyledinmi diye sordum. Ama sen... Yalan söylemedim derken bile yalan söylüyordun.

Şimdi kork benden Kızıl. "

********************************

Evet bölüm sonu canlarım. Beğeni ve yorumlar itina ile alınır.

Loading...
0%