@azamet_29_2
|
Tekin telefonu kapatıp geriye dönmüştüki Temel'i karşısından gördü. Öfke dolu gözlerle bakan temelle aynı anda göğsünde bir acı hissetti. " Kimse bana kazık atamaz. GEBER! " ***** Salih Tekin ile konuşmasının ardından telefonu kapatıp Memo'yu aradı. " Alo Memo neredesin.? " " Baran'ın evinin önündeyim Salih abi. Yarım saaten fazla oldu içeri girdiler. Abi Baran kızı sürükleyerek götürdü. Zarar verecek diye korkuyorum." " Memo işler karıştı. " Neler oluyor. " Gelince konuşuruz." Diyerek kapattı. " Ali.. Şehir hastanesine git. Nevin teyzeyi bul yanından ayrılma." " Tamam abi. Salih ve arkadaşları Baran'ın adamlarının verdiği baskından sonra başka bir yer ayarlamışlardı. Zira sığınağın etrafında hâlâ Baran'ın adamları geziyordu. " Zaman az, ev uzak. Arabayı çalıştırıp hareket etti. " Nevin teyze gözünü seveyim dayan. Bu sırada Baran evinde salondaki barın önünde elinde sigara bir ileri bir geri tutluyor Erol ise bar sandalyesinde sinirle yürüyen adamı izliyordu. Düşündükçe sinirleri geriliyordu Baran'ın. Leyla'dan çok kendineydi siniri. " Nasıl? Dedi kendi kendine. Düşünürken kıza ilk rastladığı âna döndü. Sonra vurulması. Sonra taksi durağı meselesi. Sonra Kaya'nın kızı takip etmesi, kızı uyuşmuş bir beyinle bulması. Hastane dönüşü kızın alerjisi yüzünde nefessiz kalışı. Dedi dişlerinin arasından. Erol Baran'ın haline bakıp yanına geldi. " Abi iyimisin? " " Değilim Erol. Ama çözecem! Erol gözü Baran'da bara geçerken Baran sıktığı yumruğunu oturduğu koltuğa geçirdi. " Hassiktir." Çekti dişlerinin arasından sinirle. Sürüklercesine yaka paça getirmişti kızı eve. Odaya götürüp resmen içeri savurmuştu. Hızla yerinden kalkarak odaya yöneldi. Koridora gelip kapıyı açarak içeri girdiğinde kızı yatakta elleri kucağında, gözleri ellerinde kıpırdamadan otururken buldu. Bacağındaki yaraya kaydı gözleri. Kan pijamasından sızmış oturduğu yatağa geçmişti. Beyaz örtü kan olmuş ama kızın umru değildi. Uyuşmuş gibi ellerine bakıyordu sadece. Hemen geri çıktı. Banyoya gidip dolaptan ilkyardım çantasını alarak döndü. Kızın yanına gelerek, " Yaran kanıyor, uzanda bakayım." Dedi. Kız yine sessizdi. Adamdan ne iyilik ne kötülük istemiyordu. " Bu kadarcık kanamayla ölüp benden kurtulacağını sanma. Bu yüzdende boşa katlanma. Kız yine sessizdi ve sadece tavana bakarak düşünüyordu. Ne yapmalıydı. Belkide her şeyi anlatmalı yardım istemeliydi. Ama ya yardım etmezse ne olacaktı. Nede olsa yalan söylemiş canına kastetmişti Baran'ın. Birde Temel vardı tabi. Durumu anlayıp annesine zarar verebilirdi. O zaman ne yapardı. Ellerini şakaklarına bastırarak dişlerini sıktı. Baran getirdiği kutudan pamuk ve baticon çıkararak yatağa bırakmıştı. Bacağındaki yaranın sargısını açarken bir yandan kızın hareketlerini izliyordu. Kafasının karışık olduğunu anlayabiliyordu. " İçinden, " Anlatacak! Başka şansı yok! " Derken gözlerini tekrar yaraya çevirdi. Baktığı yaradan kan sızmıştı ama dikişler iyiydi. Yarayı güzelce temizleyip yeniden sardıktan Bir süre kendine bakmamak için tavaba bakan kızın yüzünü izledi. Hâlâ inanmakta zorlanıyordu. Baran sinirle arkasını dönüp, hızlı adımlarla çıktı odadan. Kapıyı kilitleyip banyoya yöneldi. Elini yüzünü soğuk suyla yıkayıp eline aldığı havluyla banyodan çıkmıştıki kapı önündeki tartışma seslerini duydu. Giriş kapısına gelerek durdu. İki kişi kapıda Erol Azad ve Fatih'le tartışıyordu. " Sana Baran'la görüşecez diyorum, çağırın gelsin. Acil bir durum. " Yarım saat önce Salih Memo'nun attığı konumla gelerek Memo"yu buldu. Memo güvenli bir mesafede parketmiş uzaktan evi izliyor, bir yandanda direksiyona ritmik şekilde vuruyordu. " Civciv inşallah o pislik sana birşey yapmamıştır. Yoksa oracıkta üstüne atlar sıkarım boğazını. " Memo kendi kendine söylenirken Salih'te gelmiş hemen arkasına park etmişti. Aracından inip hızlı adımlarla öndeki arabaya geldiğinde yağan yağmur yerini kara bırakmış inceden kar yağmaya başlamıştı. Memo boş bulunup korkuyla kapıya döndü. Eli kalbinin üzerinde, " Senmiydin? Salih koltuğa oturdu. " Hiç iyi şeyler olmuyor Memo. " Tekin'i mi, nerde? " Civciv'in bahsettiği Temel'in yanında. " Eee buldunuz mu.? " " Meselede orda başlıyor. O yanındaki şerefsiz kız bilmeyecek demiş. Ölsede bilmeyecek. " Kahretsin bu kadar kötümü durumu." Diyerek direksiyona geçirdi yumruğunu. " Memo iş bizden çıktı... " Nasıl.? " Plan falan kalmadı Memo! " Doğru. " Her şeyi göze alacağım. " Delirdinmi?! " O yüzden ben tek gidip konuşacam." Memo sinirle baktı yanındaki adama. " Bende tek gitmene izin verecem yani öylemi. " İzin vermeyeceğini biliyordum. Hadi gidip bitirelim şu işi. " Gidelim.." Dedi Memo. " Kimsimiz?" İki adam sinirle baktı. Salih: " Çekilin önümden acil Baran beyle konuşmalıyız." " Kimsin dedim lan! " Bana bak yarma! O sırada kapı açıldı ve Erol çıktı. " Ne oluyor lan! " Lan ne laf anlamaz adamlarsınız!" Dedi Salih Erol' un üzerine yürüyerek. " Sana Baran'la görüşecez diyorum çağırın gelsin." " Babanın oğlumu lan Baran Bey... " Bana bak! Baran kapıda göründü. " Kimsiniz lan?! " Asıl senin köpeklerin hırlıyor. " Dediği anda Erol, " Laaann! " Diyerek Salih'in yakasından tuttu. Salih sinirle yakasındaki elleri üzerinden çekerek sonunda baklayı ağzından çıkardı. " Baran Karamanoğlu, konu acil. Baran duydugu şeyle öfkeyle baktı adama. " Civciv? " Bu kez Baran Salih'i yakasından tutarak çekti. " Siz..." Dedi belindeki silah çekip Salih'in kafasına dayayarak. " Siz onlarsınız. Memo korkuyla ikisini izlerken Erol'un silahı çoktan kafasına dayanmıştı. " Bu iş iyice boka sarmaya başladı." Dedi dişlerinin arasından. Baran hâlâ öfkeyle bakıyordu adama. Salih umursamadı bile. " Bana bak Baran Karamanoğlu. Ne istiyorsan ben anlatacam sana. Leyla anlatmazsa bizzat ben anlacam. Ne öğrenmek istiyorsan hepsini anlatacam. Ama şimdi kızı götür. Nevin teyze ölüyor. Annesi ölüyor, Leyla'yı annesine götür. " Baran'ın kafası duyduğu şeylerle dahada karıştı. Kıstığı gözleriyle anlamaya çalıştı. Salih ellerini Baran'dan çekerken. " Lütfen..." Salih kimseye lütfen dememişti. Ama şimdi konu Leyla idi. " Erol arabayı çek. Azad, Fatih bu ikisinden gözünüzü ayırmayın." Dedikten sonra hızlı adımlarla içeriye girerek kızın olduğu odanın kapısına geldi. Kapının kilidini açıp içeri girdiğinde kız bıraktığı yerde yatıyordu hâlâ. " Kalk gidiyoruz." Dedi. Bu sefer, " Arkadaşların burda." Dedi Baran. Kızın elâları anında Baran'ın koyu mavilerine tırmandı. " Demek şifre cümle buydu. " " Ne demek arkadaşların burda? " Dedi kız anında ayağa kalkarak. " Onların bir suçu yok bırak onları. Lütfen! " " Varmı yokmu göreceğiz. Ama önce hastaneye gidiyoruz. " Baran'ın koluna yapıştı kız. " Hastaneye falan gerek yok." Dedi kız. Kendi için olduğunu bilmeden yakasından tuttu Baran'ı. " Bırak onları lütfen!" " Konuşacağız kızıl, uzun uzun konuşacağız." Diyerek kızı tek hamlede kucağına alarak çıktı odadan. Salona ordanda çıkış kapısından çıkarak arabaya yürüdü Baran. Salih ve Memo kız çıkmadan önce arabaya binmişler, yanlarında Azad ve Fatih ile yola çıkmışlardı. Yağan kara aldırmadan arabaya geldi. Erol'un açtığı kapıdan içeriye bıraktı kızı. Sonrada diğer kapıya yürüyüp kendiside bindi. " Baran! Baran sessizliğini korurken kız Baran'ın yakasından tutup bağırarak konuştu bu kez. " Sana söylüyorum taş kafalı, abilerimi bırak." Adam kızın öfkeli gözlerine baktı bir süre. Hâline kızmadı. Öfkelenmedi. " Annen..." Dedi sonra. Kızın gözleri kocaman oldu bir anda. " Hastaneye kaldırılmış." Diye ekledi Baran. Dondu kaldı kız. " Na-Nasıl. Araba durdu birden. " Geldik abi. " Dedi Erol. Kız hemen kendine gelerek kapıya dönüp açtı. Hızla inerek aksayarak koşmaya başladı. Salih'i, Memo'yu, Baran'ı, Erol'u, yan yana gördü. Önce kafası karıştı. Hepsinin neden bir arada olduğunu pas geçip, " Salih abi annem... " Gel." Dedi Salih. " Yanına götürecem seni." Kızı kolundan tutarak asansöre yöneldi. Diğerleride peşinden bindiler asansöre. Kızın korkusu ve stresi bütün vücuduna yansımıştı. " Yoğun bakımda mı? Asansörden indiklerinde Ali'yi gördüler. Koşarak yanlarına geldi adam. Yüzündeki korku ve panik aşikardı. " Nerde kaldınız? " Kız: " Nerde Ali. " Doktor kalp dedi." Diyebildi sadece. Geldiği özel oda önünde camdan baktı kız. Annesi odada, yatakta hiç kıpırdamadan kablolar ve oksijen maskesinin arasında kendinden bir haber öylece yatıyordu. Yüzü solmuş kanı çekilmişti sanki. " Benim yüzümden. Hepsi benim yüzünden. Çektiklerine dayanamadı." Dedi iki elinin avuçlarını cama dayayarak. " Annem... " Dedi ağlamaklı. " Özür dilerim... Dedi, alnını cama dayadı. O anda duydu o azap gibi sesi. Sol yanına bir hançer saplandı sanki. Kalbini yardı attı. " Anneee!!! " Diye bir çığlık koptu dudaklarından, koridorda yankılandı. " Anneee! Anne beni bırakma!! Koridorda bir doktor ve bir hemşire belirdi koşan. Hızla odaya girdiler. Kız hâlâ cama vururken arkasından sarıldı Baran. Salih, Memo, Ali hepsinin yüzünde kahreden bir hüzün belirdi. İçerdeki doktor şok cihazıyla müdahale etti kadına. Ama olmadı. Aletin üzerindeki ne o çizgi değişti nede ses. Baran üzgün, kollarını kızdan çektiğinde kız koşarak girdi odaya. " Ölüm saati." Dedi. Ne kadarda kolay söylemişti. " 22:05 " Leyla'nın annesinin ölüm, Leyla'nın annesiz kalışının saatiydi bu saat bu dakika bu gece. Doktor şok cihazını geri çekerken hemşire, kadının bedeninden kabloları ayırdı. Üzerindeki kefen beyazı olan çarşafı kadının yüzünü örtecek şekilde çekti. Doktor ve hemşire odadan çıkarken kızın yanında saniyelik durup başın sağolsun dediler. Kız iki ağır adımda annesine yaklaştı. Titreyen elini çarşafa uzayarak çekti. Arkasından Baran ve Salih girdiler odaya. Kız hiç kıpırdamıyor sadece annesinin kapalı gözlerine bakıyordu. " Leyla. Uyanmadı kız, koptu gitti karanlığa. |
0% |